13. Hz. Peygamber'in Yolculuklarındaki Uygulamaları
Allah Elçisi'nin yolculuğu şu dört hususta odaklanırdı: a) Hicret, b) Cihad -yolculuğunun ekseriyeti bunun içindi-, c) Umre ve d) Hac.
Yolculuğa çıkmak istediği zaman hanımları arasında kura çeker, kimin nasibine çıkarsa onunla yolculuk ederdi. Hac yolculuğuna çıktığında hanımlarının hepsini beraberinde götürmüştü. Yolculuğa çıkacağı zaman günün evvelinde yola koyulur, ümmetinin hayırlısıyla erkenden dönüp gelmesi için dua ederdi. Yolculara içlerinden birini emir tayin etmelerini emreder, bir kişinin tek başına yolculuğa çıkmasını ise yasaklardı.
Sefer için toparlanırken şu duayı okurdu: "Allahümme ileyke teveccehtü, ve bike i'tesamtü, Allahümme'kfinî mâ ehemmenî ve mâ lâ ehtemmü bihî. Allahümme zevvidni't-takvâ ve'ğfirlî zenbî ve veccihnî li'l-hayri eynemâ teveccehtü. Yani, Allah'ım! Sana yöneldim, Sana sığındım. Allah'ım! Beni kederlendirip üzecek şeylerden koru. Allah'ım! Bana takva azığı lütfet. Günahımı bağışla. Her nereye yönelsem beni hayra yönelt!"
Binmesi için hayvanı önüne getirilip ayağını üzengiye basarken: "Bismillah" der, hayvanın sırtına bindiğinde şu duayı okurdu: "Elhamdü lillahi'llezî213 sehhara lenâ hâzâ ve mâ künnâ lehû muqrinîne ve innâ ilâ rabbinâ lemunqalibûn. Yani, bunu hizmetimize veren Allah'a hamd olsun! Zaten buna bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz."
Şu duayı da okuduğu olurdu: "Allahümme hevvin aleynâ seferanâ ve'tvi annâ bu'dehû. Allahümme ente's-sâhibu fi's-sefer ve'l-halîfetü fi'l-ehl.214 Yani, Allah'ım! Bize bu yolculuğumuzu kolaylaştır. Uzak yolculuğumuzu yakınlaştır. Allah'ım! Sen yolculukta arkadaş, geride kalan ailem için halifesin!"
Allah Resûlü, yolculuğa çıkmasından itibaren dönünceye kadar dört rekatlı namazları kısaltır, ikişer rekat olarak kılardı. Yolculuk esnasında dört rekatlı bir namazı tam kıldığı, asla sabit olmamıştır. Buhârî'nin Sahîh'inde rivâyet edildiğine göre İbn Ömer: "Ben Allah Resûlü'ne yol arkadaşlığı yaptım. Yolculukta iki rekattan fazla kıl(dır)mazdı."215 demiştir. Buna aykırı olarak Hz. Aişe'den rivâyet edilen hadise gelince, bu konuda, Şeyhu'l-İslâm İbn Teymiyye şöyle demektedir: "Bu bâtıldır/asılsızdır. Müminlerin annesi Hz. Aişe, Allah Resûlü'ne ve onun bütün arkadaşlarına muhalefet edip onların namazlarının tersine namaz kılacak biri değildir. Oysa onun şöyle dediği sahihtir: "Allah Teâlâ namazı ikişer rekat farz kılmıştı. Hz. Peygamber Medine'ye hicret edince, yolculuktaki namaz olduğu gibi bırakıldı, fakat ikamet halindeki namaza (iki rekat) ilave edildi." Bu hadis müttefekun aleyhtir.216
Müslim tarafından rivâyet edildiğine göre İbn Abbas şöyle demiştir: "Allah, peygamberinizin dilinden namazı ikâmet halinde dört, yolculukta iki, korku halinde ise bir rekat olarak farz kıldı."217 Hz. Ömer ise şöyle demiştir: "Yolculuk namazı iki rekattır. Cuma namazı iki rekattır. Bayram namazı iki rekattır. Bu ikişer rekat tamdır, (dörtten) kısaltılmış değildir. Bu Hz. Peygamber'in dilinden böyledir. İftira eden ziyan etmiştir."
Hz. Ömer, Hz. Peygamber'e: "Emniyet içinde olduğumuz halde niçin hâlâ namazı kısaltıyoruz?" diye sormuş, Allah Elçisi de ona: "Bu, Allah'ın size bahşettiği bir sadakadır ve O'nun kolay dinidir. Öyleyse sadakasını kabul ediniz."218 Buradan Hz. Ömer, "Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur"219 âyette kısaltmadan neyin kastedildiğini kavradı. Zira âyetteki kısaltma, rekat adedi olmadığı gibi, âyetin mefhumu da bunu kastetmemektedir.220
Hz. Peygamber, gün devrilmeden önce yola çıktığında öğle namazını ikindi vaktine kadar geciktirir sonra hayvanından iner her iki namazı cem ederdi. Yola çıkmadan önce gün devrilmiş ise, öğle namazını kılar sonra yola koyulmak üzere hayvanına binerdi. Rivâyete göre Hz. Peygamber Tebük seferinde yola çıkmadan önce gün devrilirse öğle ile ikindi namazını cem ederdi. Şayet gün devrilmeden önce yola çıkarsa öğle namazını geciktirir, ikindi vakti iner her iki namazı birlikte kıldırırdı. Akşam ve yatsı namazlarını da böyle yapardı. Hâkim ve başkası bunu rivâyet etmiş, İbn Abbas aynısı söylemiş ve Sünenlerde de bu nakledilmiştir.221
Hz. Peygamber, ümmetine yolculukta namazı kısaltabilecekleri ve orucu bozabilecekleri bir mesafe belirlememiştir. Teyemmüm etmeyi her yolculukta serbest bıraktığı gibi, bu konuyu da mutlak olarak serbest bırakmıştır. Bu hususta bir sınırlama getirdiğine dair ondan asla sahih bir rivâyet söz konusu değildir.
Yolcu olmayıp bir yerde konaklamışken, Arafat'ta kılması dışında iki namazı cem ettiğine ilişkin ondan hiçbir rivâyet nakledilmemiştir. Allah Resûlü, Arafat'ta cemi takdim (öğlenin vaktinde kılmak) yaparak öğle ikindi namazını bir arada kıldırmıştır. Bunu da, (ikindi namazıyla) vakfede duaya ara vermemek için yapmıştır. Nitekim İmam Şafiî ve İbn Teymiyye de böyle demektedir.
Dostları ilə paylaş: |