Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 135
Resulullah'ın (s.a.a.) buna çok üzülerek; "Yarın bayrağı öyle birisine vereceğim ki Allah ve Resulünü sever, Allah ve Resulü de onu severler. O, sürekli hamle eden ve asla geri dönüp kaçmayan cesur bir savaşçıdır." diye buyurup ertesi gün bayrağı, Hz. Fatıma'nın kocası Ali bin Ebi Talib'in eline verdiğini görmüştü.l Hz. Ali, Hayber'i fethedip dönerken beraberinde Huyay kızı Safiyye'yi getirmiş ve Resulullah (s.a.a.) da onunla evlenmişti. Bu olay da yıldırım gibi Aişe'nin kalbine işlemişti.
Yine Aişe; Resulullah'ın (s.a.a.), babası Ebu Bekir'i Beraat (Tevbe) Suresini hacılara ulaştırması için Mekke'ye gönderdiğini ve hemen ardından Ali bin Ebi Talib'i göndererek sureyi onun elinden aldırdığını, babasının ağlayarak geri dönüp bunun sebebini Resulullah'tan (s.a.a.) sorunca da Resulullah'ın (s.a.a.); "Rabbim, bu sureyi ben ve Ehl-i Beyt'imden olan biri dışında kimsenin tebliğ edemeyeceğini emretti" diye cevap verdiğini görmüştü. 2
Yine Aişe; Resulullah'ın (s.a.a.), amcası oğlu Ali bin Ebi Talib'i Müslümanların halifesi olarak tayin ettiğine, ashabı ve zevcelerinden de ona "Emir'ül-Müminin" diye hitap ederek tebrik etmelerini istediğine ve babasının da halkın gözleri önünde; "Ne mutlu sana ey Ebu Talib'in oğlu! Sen bütün mümin erkek ve kadınların mevlası oldun." dediğine şahit olmuştu.
Yine Aişe; Resulullah'ın (s.a.a.), daha bıyıkları terlememiş olan on yedi yaşındaki genç Üsame'yi babasına komutan ettiğine ve babası Ebu Bekir'e onun bayrağı altına
-----------------------
1- Hasais-i Nesei, s. 39, h. 14.
2- Müsned-i Ahmed, c. 3, s. 283; Hasais-i Nesei, s. 83, h. 73.
136 / Zikir Ehline Sorun
girip arkasında namaz kılmasını emrettiğine tanık olmuştu.
Şüphesiz, Aişe tüm bu olaylarda babasından yana tavır alıyor ve hilafeti ele geçirme yarışında Kureyşli kabilelerin başkanları arasında babasının kazanmasına çalışıyordu. Bu nedenle de Ali ve Fatıma'ya karşı kin ve düşmanlığı artıyor, her ne olursa olsun durumu babasının lehine değiştirmek istiyordu. Nitekim onun; halka namazda İmamlık etmesi için kocası adına babasını çağırttığını gördük. Oysa Resulullah (s. a. a.) bu işi yapması için Hz. Ali'nin peşi sıra adam göndermişti. Resulullah (s.a.a.) olaydan haberi olunca, hasta olduğu halde evden çıkmak zorunda kalmış ve Ebu Bekir'i kenara iterek oturduğu halde kendisi namaz kıldırmış ve Aişe'ye öfkelenerek şöyle buyuruştu: "Sizler, Yusuf'u seven kadınlar gibisiniz." Yani sizin hileleriniz çok büyüktür. ı
Aişe'nin değişik şekillerde rivayet ettiği bu olayda açık bir çelişki gözlemlenmektedir. Çünkü sözü edilen namazdan üç gün önce Resulullah (s.a.a.), Aişe'nin babasının da Üsame bin Zeyd'in komutasındaki orduya katılarak çıkmasını emretmişti. Açıktır ki, ordu komutanı aynı zamanda cemaat İmamıdır da. Yani bu orduda namazda Ebu Bekir'e İmamlık yapan Üsame'dir. Ashabın birçoğu gibi, Resulullah'ın ömrünün son günlerini yaşadığını bilen Aişe, kocasının bu orduyu düzenlemekten maksadının ne olduğunu sezmişti. Çünkü Resulullah bu orduya Muhacirler ve Ensar'ın önde gelenlerini ve Kureyş büyüklerini katmış, ama Ali bin Ebi Talib'i ayırmıştı. Kim bilir Aişe de belki
------------------------
1- Sahih-i Buhari, c.1 , s. 174; İbn-i Ebi'l-Hadid , Şerh-i Nehc'ül- Beleğa , c. 9, s. 197.
......
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 137
Ömer bin Hattap gibi, artık Resulullah'ın -haşa- sayıkladığına ve ne yaptığının farkında olmadığına inanıyordu. İşin içine bildiğimiz kıskançlığı da karışınca, Hz. Ali karşısında kendi zannınca babasının makamını yüceltecek girişimlerde bulunacaktır elbet. Bu bağlamda Resulullah'ın (s.a.a.) Hz. Ali hakkındaki vasiyetini inkar edecek, saf insanları buna inandırabilmek için Resulullah'ın (s.a.a.) kendisinin odasında ve göğsü üzerinde can verdiğini ve ölürken kendisine şöyle buyurduğunu söyleyecek: "Babanla kardeşini çağır, onlara bir şey yazayım da kimse herhangi bir iddiada bulunmasın. Çünkü Allah, Resulü ve müminler (hilafet için) Ebu Bekir' den başkasını istemezler."
"Öyleyse neden onları çağırmadı?" diye sorabilir miyiz acaba?!
Dostları ilə paylaş: |