Lut ve Kavminin Kıssası Hakkında Bir Çift Söz 1-Kur’an’da Lut ve Kavminin Kıssası
Lut (a.s), Babil topraklarındaki Keldanilerden ve de İbrahim’e (a.s) iman eden ilk kimselerden biri idi. Lut (a.s) İbrahim’e iman etti ve şöyle buyurdu: “Bunun üzerine Lut ona inandı ve İbrahim “Doğrusu ben Rabbimin dilediği yere hicret ediyorum”2
Allah da onu İbrahim ile birlikte hicret ettirdi ve onlar da mukaddes Filistin topraklarına gittiler. (Enbiya/71) Lut, tarihin, Tevrat’ın ve bazı rivayetlerin de bildirdiği gibi Sadom olarak bilinen şehirde ikamet etti. Bu ve ona bağlı olan şehirlerin halkı –ki Allah Kur’an’da onları “mü’tefikat” olarak adlandırmıştır- (Tevbe/70) puta tapıyorlar ve çirkin livata işine bulaşıyorlardı. Onlar aralarında bu işin yaygınlaştığı ilk kimselerdi. (A’raf/80) Öyle ki bu işi toplantılarında yapar oldular. Artık bunu kötü bile bilmiyorlardı. (Ankebut/29) Bu çirkin iş aralarında öyle bir yaygınlaştı ki toplumsal bir adet haline geldi. İnsanların geneli buna mübtela oldu. Artık kadınlarını bırakıp üreme yollarını kapadılar. (Ankebut/29) İşte bu şartlarda Allah onlara Lut’u gönderdi. (Şuara/162) Lut, halkı Allah’tan sakınmaya, fuhuşu terk etmeye ve fıtrat yoluna geri dönmeye çağırdı ve onları bekleyen tehlikeyle uyardı. (Bu işin kötü akıbetinden ve Allah’ın azabından) korkuttu. Ama bu sadece onların isyanını artırdı ve cevap olarak şöyle dediler: “Eğer doğru söylüyorsan, Allah’ın azabını bize indir.” Hakeza Lut’u şehirlerinden dışarı çıkarmakla tehdit edip şöyle dediler: “Ey Lut! Bu sözlerinden vazgeçmezsen, mutlaka kovulacaksın” dediler.”1 Hakeza şöyle dediler: “Kavminin cevabı sadece: “Lut’un ailesini kasabanızdan çıkarın, güya onlar temiz kalmaya çalışan insanlarmış” demek oldu.”2
2-Lut Kavminin Akıbeti
Lut (a.s) sürekli olarak insanları Allah yoluna, fıtrat kanuna uymaya ve fuhuşu terk etmeye davet etti. Ama onlar olduğu gibi çirkin işlerine davet ettiler. Sonunda tuğyan ve isyan ruhlarında yer etti ve azaba hak kazandılar. Bunun üzerine Allah onları helak etmek için yüce meleklerinden memurlar gönderdi. Melekler önce İbrahim’in (a.s) yanına gittiler ve Lut kavmini helak edeceklerine dair ilahi emri ona bildirdiler. İbrahim onlarla tartıştı, onlarla konuştu ve onlardan azabı kaldırmaya çalıştı. İbrahim meleklere şöyle dedi: “Lut o topluluk arasında yaşamaktadır.” Ama melekler ona Lut’un ve ailesinin konumunu daha iyi bildiklerini söylediler. Allah’ın emrinin kesin olarak geldiğini ve o halkın yok olacağına dair kesin azabın ineceğini haber verdiler. (Ankebut/32 ve Hud/76) Melekler daha sonra yeni yetme çocuklar şeklinde Lut’un yanına vardılar ve misafir şeklinde evine gittiler. Bu olay Lut’un ağrına gitti ve onların işi karşısında bir şey yapamadı. Çünkü kavminin çok geçmeden onlara saldıracağını ve onlardan asla el çekmeyeceğini biliyordu. Çok geçmeden halk olayı işitti ve hızla büyük bir sevinçle Lut’un evine vardılar ve evine saldırdılar. Lut (a.s) evinden dışarı çıktı. Gücü yettiğince onlara nasihat etti. Onların erkeklik gururunu tahrik etmeye çalıştı. Hatta kızlarını onlarla evlendirmeye teşvik etti ve şöyle buyurdu: “Ey kavmim! Bunlar benim kızlarımdır, onlar sizler için daha temizdir. O halde Allah’tan korkun, beni misafirlerim önünde rezil etmeyin.” Daha sonra yüksek sesle yardım dileyerek şöyle buyurdu: “Acaba sizler arasında rüşde ermiş anlayışlı kimse yok mudur?” Ama halk onun kızlarına ihtiyaçlarının olmadığını ve hiçbir şekilde misafirlerinden el çekmeyeceklerini bildirdi. Sonunda Lut ümidini kaybetti ve şöyle buyurdu: “Keşke size yetecek bir kuvvetim olsa veya sağlam bir yere sığınsam” dedi.”1
Bu esnada melekler şöyle dediler: “Ey Lut! Biz rabbinin melekleriyiz, sen üzülme! Bu kavmin asla sana dokunamaz.” Bunun üzerine o topluluğun gözlerinin nurunu aldılar ve topluluk gözleri görmez bir şekilde etrafa dağıldılar. (Kamer/37) Bunun üzerine melekler Lut’a (a.s) aynı gece, gecenin belli bir kesiminden sonra ailesiyle birlikte hareket etmesini, kendisinin de onların ardısıra gitmesini ve asla arkalarına bakmamalarını emretti. Lut sadece karısını geride bıraktı. Zira ona da halka ulaşan azap inecekti. Ona halkın sabah erkenden helak olacağını haber verdiler. (Hud/81 ve Hicr/66) Güneş doğunca korkunç bir ses Lut kavmini çepe çevre kuşattı. Allah rabbinin nezdinde nişanesi bulunan topraktan taşları onlar için yağdırdı, şehirleri başlarına yıkıldı ve onları altüst etti. Şehirde olan bütün müminler kurtuldu. Orada sadece Müslüman olan Lut’un evi idi. Böylece o topraklarda acıklı azaptan korkan kimseler için bir takım nişaneler bıraktı. (Zariyat/37 ve diğer ayetler)
İman ve İslam’ın Lut (a.s) ailesine özgü olduğu ve azabın Lut kavminin tümünü kapsadığının delili ise evvela şudur: Bütün kavim kafir olmuştu. İkinci olarak fuhuş sadece erkekleri arasında yaygın değildi. Zira eğer böyle olsaydı, kadınlar fuhuştan münezzeh olurlardı. Ayrıca Lut onları fıtrat, sünnet ve kadın ve erkek bağını oluşturan yaratılış kanununa davet ediyordu. Tabiatıyla kadınlardan bir grubu da Lut’a itaat etmiş, etrafına toplanmış ve ona iman etmişlerdi. Oysa bu konuda münezzeh olan Allah’ın kitabında hiçbir şey yer almamıştır. Bu nükte önceki rivayetlerde yer alan konuyu da teyit etmekte ve onlar arasında fuhuşun yaygınlaştığını, erkeklerin erkeklerle livata etmekle yetindiğini, kadınların da birbiriyle lezbiyen ilişkilere girdiğini bildirmektedir.
3-Lut’un Manevi Şahsiyeti
Lut (a.s) Allah’ın mu’tefikat halkına, yanı Sadom ve ona bağlı şehirlere gönderdiği bir elçisiydi. Söylendiğine göre mu’tefikat şunlardan ibarettir: Sadom, Amure, Suğer ve Sabuyim. Allah Hz. Lut’u da değerli Peygamberlerin niteliği hakkında buyurduğu tüm manevi makamlara ortak kılmıştır. Ona özgü sıfatlar hakkında da şöyle buyurmuştur: “Lut’a da hüküm ve ilim verdik; onu, çirkin işler işleyen kasabadan kurtardık. Doğrusu onlar yoldan çıkmış kötü bir milletti. Lut’u rahmetimizin içine aldık; doğrusu o iyilerdendi.”1
Dostları ilə paylaş: |