BİRİNCİ BÖLÜM
Sinirlerin bitme yerlerini ve faydalarını beş madde ile açıklar.
Birinci Madde
Sinirlerin konuluş hikmetlerini ve şekillerini bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Bedende olan
sinirlerin bazısının faydası, bizzat; bazısının dolaylıdır. Zatî olan
faydası budur ki, sinirler vasıtasiyle dimağ, diğer uzuvlara his ve hareket
bahşeder. Dolaylı olan faydası budur ki, eti sağlam ve bedeni kuvvetli
etmiştir. Sinirlerin köklerinin başlangıç yeri dimağ, dallarının bitiş yeri
insan cildidir. Dimağ (beyin) iki yönle sinirlerin başlangıç yeri olmuştur.
Zira ki dimağ sinirlerin bazısına bizzat başlangıç bulunmuştur. Bazısına,
kendisinden omurga omurlarına akan omuriliğin vasıtasıyle başlangıç yeri
bilinmiştir. Ama dimağın kendisinden biten sinirlerde ancak baş, yüz ve iç
organlar his ve hareket bulmuştur.
Diğer uzuvların sinirleri, omurilikten his ve hareket almıştır. Gerçekte
ki, o şânı celil olan, ihsanı genel olan Hannan ve Mennan Allah Taala
hazretleri, lutf ve inayet edip, dimağdan iç organlara inen hareket
sinirlerini koruma ve himayede büyük ihtiyat etmiştir. Zira ki
başlangıçlarından uzak oldukları için, ziyade metanet gerektiğinden, üç
yerde kıkırdaklarla sinir arasında kıvamı orta olan cisimler ile
perdelemiştir ki: Birinci yer hançere, ikinci yer kaburgaların kökleri,
üçüncü yer göğsün altıdır.
Dimağın sair sinirlerinden o sinir ki, onun faydası azaya his vermektir.
Ama başlangıç yeride bulunan tesiri kavrayıcı ve kuvvetli olmak için o
sinir kastedilen uzva en yakın tarafından girmiş ve bitişmiştir. Bu his
sinirleri ziyade yumuşak oldukça, his kuvvetini ziyade eda ederler.
Metanete muhtaç oldukları için bunlar, hareket sinirleri gibi sert ve metin
olmayıp, latif ve yumuşak bulunmuştur. Dimağın önü, öbür tarafından daha
yumuşak ve ziyade hassas olduğundan, his sinirleri önden, hareket sinirleri
öbür taraftan yaratılmıştır. Yaratıcı ve şekil verici olan Allah Taala'nın
bu işlerinden çok ibret alınmıştır.
İkinci Madde
Dimağdan biten karşılıklı sinirleri bildirir.
ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Dimaın
kendisinden biten sinirlerin hepsi, yedi çift sinir bilinmiştir. Birinci
çifti koklama âletinin başlangıcı olan, meme ucuna benzer iki çıkıntı
yakınında dimağdan ön boşluğun içindendir ki, o bir küçük boşluktur. Bu
çiftin solundan biten teki sağına, sağından biten teki soluna gelip, biri
birine kavuşup, çapraz şekilde kesişmiştir. Sonra bükülüp, sağdan biten sağ
göze, soldan gelen sol göze gitmiştir. Züccâciye (camsı) adı verilen
rutubeti kuşatmak için ağızları geniştir. Bu kesişmenin faydası üçtür. Biri
budur ki, iki gözün birine akan ruh, öbürüne dahi akmasın. Birine âfet
erdiğinde, öbürü onun yerini tutsun. Onun için bir göz kapandığında, açık
gözün görüşü kuvvet bulur. Zira ki kapalı gözün nuru ona akar. İkinci
faydası, iki gözün kavraması birlikte olup, ikisinin görüşü, kesişme içinde
tek görüş olsun. Ta ki görünen bir nesne müşterek çizgide bir şekillensin.
Onun için şaşı kimse bir nesneyi iki görür zira ki, onun bir gözü üst
tarafa, bir gözü alt tarafa kayıp, göz ile kanalın kesişmesine doğru nüfuzu
bâtıl olmuştur. Müşterek çizgi önünde, sinir kırılmasından bir başka çizgiyi
vücut bulmuştur. Üçüncü faydası budur ki, sözü edilen iki sinir, biri birine
dayanak olup, biri birini dayanma ile kuvvet bulsun ve bir yaklaşma ile
bitiş yerleri göze yakın olsun.
Dimağ sinirlerinin ikinci çifti, açıklanan birinci çiftin bitiş yeri
arkasından, dış taraftan bitip, gözü kuşatan çukurun deliğinden çıkıp, göz
adalelerine bölünmüştür. Bu çift sinir gayet kalın bulunmuştur. Ta ki onun
kalınlığı başlangıcına yakınlığından lazım gelne yumuşaklığına mukavamet
kılsın. Onunla kuvvet bulup, hareket ettirmeye gücü yetsin.
Gözün on tabakasının tafsili uzun olup, bu özetleme dahi Mevla'nın
kudretinin kemaline delil olduğundan, azanın açıklanmasında uzatmaya hacet
kalmamıştır. Yaratıcı, bâri, şekil verici ve güçlü olan Allah müezzehtir.
Hiçbir şey onun dengi değildir. O işiticidir, görücüdür. Ne güzel Mevla, ne
güzel yardımcı. Ey Rabbimiz, bağış senden, dönüş sana! Büyük ve yüce
Allah'dan başka güçlü ve korkulacak yoktur.
Üçüncü Madde
Dimağdan biten sinirlerin geri kalan beş çiftini bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Dimağ
sinirlerinden üçüncü çift, müşterek bir çizgiyle dimağın önü, arkası ve
tabası arasından bitip, önce dördüncü çifte bir miktar karışıp, ondan
ayrılıp, dört şubeye bölünmüştür. Evvelki şubesi, açıklanacak boyun damarı
girişinden çıkıp, boyundan inip, mide zarını geçip, onun altında bulunan
organlarda dağıtılmıştır. İkinci şubesi, elmacık kemiği deliğinden çıkıp,
ayrıldıkta; açıklanacak beşinci çiftten ayrılan sinire bitişmiştir. Üçüncü
şubenin maksadı, yüz önünde konulan sinirler olup, ikinci çift çıktığı
delikten önemi sinirler olan birinci çiftin boş menfezinden geçmeyip,
izdiham ile onun boşluğunu doldurmuştur. Şu halde bu şube, o delikten
ayrıldıkta; üç kısma bölünmüştür. Birinci kısmı göz pınarına meyledip,
elmacıklar, iki göz pınarı, iki göz kapağı, kaşlar ve alın adalelerine
bitişmiştir. ikinci kısmı, göz ucu yanında olan deliklerden burun içine
geçip, burnun içi tabakasında gömülmüştür. Üçüncü kısmı büyük olup, elmacık
kemiğinde bulunan boşluğa inip, iki kol olmuştur. Bir kolu, ağı ziçi
boşluğuna girip, üs dişlere ve onların köllerinde olan etlere dağılma ile
ulaşmıştır. Öbür kolu, onda olan elmacığın, burun uçlarının ve dudağın
derisi gibi görünen uzuvlara dağılmıştır. Bunlar, üçüncü çiftin üçüncü
şubesinin üç kısmıdır. Ama onun dördüncü şubesi, üst çene deliğinden dile
geçip, dış tabakasında dağılıp, dil ondan tatma duygusunu bulmuştur. Onun
ziyadesi, alt dişler arasıda ve köklerinde bulunan etlerine, alt dudağın
içine dağılmıştır. Dile gelen şube, göz sinirinden inme olduğundan daha
sert olmuştur. Bunu sertliği, onun kalınlığına eşit olup, muadil gelmiştir.
Dördüncü çiftin bitiş yeri, üçüncü çiftin gerisinden dimağın tabanına
eğimli olmuştur. Üçüncü çifte bir miktar karışıp, sonra ondan ayrılmakla
damağa çıktıkta, bundan damak his bulmuştur. Bu dördüncü çift, üçüncü
çiftten daha küçük ve daha sert olmuştur.
Beşinci çiftin her bir siniri, bir çift olup, dimağın iki tarafından
biterek vücut bulmuştur. Bunun her bir çiftinin birinci kısmı kulağın iç
perdesine dayanıp, onun içinde hepsi dağılmıştır. Kulağa duyma hissi ondan
gelmiştir. İkinci kısım, birinciden küçük olup, hançere kemiğinde âmâ adı
verilen (kör delik) delikten girmiştir. Ortaya çıktıkta; üçüncü çiftin
sinirine karışmıştır. İkisinin çoğu, elmacık adalesi tarafına gelmiştir.
Diğerleri şakak adalelerine varıp, dağılmıştır.
Altıncı çift, dimağın arka tarafından beşinci çifte bitişik bitip, lam
kemiği yivinin sonunda olan delikten çıkıp, üç kısma bölünmüştür. Bir
kısmı, yedinci çiftin hareket ettirmesine yardım için, boğaz adalelerine
ulaşan dile gelmiştir. İkinci kısım, omuz adalelerine dağılmıştır. Üçüncü
kısım, ikisinden daha büyük bulunup, boyun damarının yükseleceği yerde ona
bağlanmıştır. Ondan iç organlara inerken, hançere paraleline geldiğinde,
ondan şubeler ayrılmıştır. Hançereyi kıkırdaklarıyle kaldıran etrafı
üstünde olan adaleleri bitişmiştir. Hançerden yükseldikte; ondan yine
şubeler çıkıp, hançerenin üçüncü kıkırdağını kapayan ve açan alt çevresini
kuşatmış olan adalelere gelmiştir. Onun için tıpçılar nazarında bunun ismi:
Dönen sinir, olmuştur. Bu sinir, omurilikten çıkmayıp, dimağdan inip
gelmiştir. Ta ki düz olup, çekilmesi sağlam olsun. Bu sinir, beşinci
çiftten ve yedinci çiftten olmayıp, altıncı çiftten olmuştur. Zira ki bunun
başlangıcı yumuşak, sonu kıvrımlı olduğundan, bunun gibi sertlik ve düzlükle
inmezler ki, metanet bulup, yükselme ve dönüşe kabiliyetli olurlar. Bu
dönen şubeleri, başlangıçlarından uzaklaştırmanın hikmeti, sertlik ve
kuvvet kazandırmaktır. Dönen sinirlerin en sağlamı, hançereyi, adalelerin
örtüsüne yayıcı olan sinirdir. Sonra bu sinirin ziyadesi, ondan inip,
şubeleri diyafram ve göğsün zar ve adalelerine gidip, onda yürek, akciğer
aort ve atar damarlara dağılmıştır. Ama kalanı diyaframa geçip, açıklanan
üçüncü çiftten inen şubeye iştirakle, iç organların zarlarına dağılıp,
kürek kemiğinde son bulmuştur.
Yedici çiftin bitişik yeri, dimağ ile omuriliğin ortaklaşmasından olup,
çoğu, dili hareket ettiren adalelere gelmiştir. Ondan şubelere ayrılıp,
kalkan kemiğiyle lam kemiğinin ortak olan adalelerine varıp, dağılmıştır.
Azı, bunlara komşu olan sinirlere dağılmıştır. Bu şaşırtıcı tertip ve acaip
bileşim, o yaratıcı Allah'ın kudret ve hikmetiyle nizam bulmuştur.
Dostları ilə paylaş: |