16 “(Ey Peygamber!)De ki;”Siz ey kâfirler!”


siz Kitab’a(vahye) uyacağınıza,her şeyi kitabına uydurmayı mı düşünüyorsunuz?



Yüklə 1,6 Mb.
səhifə32/32
tarix30.07.2018
ölçüsü1,6 Mb.
#63462
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   32
siz Kitab’a(vahye) uyacağınıza,her şeyi kitabına uydurmayı mı düşünüyorsunuz?

Âyete şu iki anlam da verilebilir;1)-Allah hangi inanç sisteminin sizin için en uy-

gun olanını,sizi mutlu edeceğini(neyin,kimin neye,ne kadar ihtiyacı olduğunu,neyi hak ettiğini, neyi etmediğini) en iyi bilir,ilkelerini(prensiplerini)ona göre belirler,vazeder.2)-Allah,sizin keyfi-

nize(sınırlı,yetersiz aklınıza)göre uydurup da,adını “din” koyduğunuz şeylerin(beşeri sistemlerin)

gerçeğini bilir.Onlar ve kurucuları hakkında zamanı geldiğinde hükmünü verecektir.
*
“(Ey Peygamber!)Onlar Müslüman oldular diye seni minnet altına almaya kalkı-

yorlar.De ki:”Müslüman olmanızdan dolayı beni minnet altına alıp,bana lûtfettiğinizi sanmayın!

Eğer(hakikate)sadıksanız,sizi doğru yola yönelttiği için asıl Allah size lûtufta bulunmuştur.”

Şu kesin ki Allah,göklerin ve yerin sırlarını bilir;dahası yaptığınız her şeyi görür.”



(Her fiilinizden ayrıntısıyla haberdardır.)

Hucurat(112);Âyet:17,18
Bilinci ters dönmüş,yamuk düşünceli inançsızların,düşünce tarzlarının yanlışlığına dikkat çekildikten sonra;İnandıktan sonra bu düşüncelerinin düzeltilerek,sizin iman etmenizle Allah’ın hiçbir şeyi artmaz,iman etmeseniz de O’nun şanından,varlığından bir şey eksilmez.Size oluyor ki,imanınızı Peygamber’e,Allah’a bir lûtuf gibi sunmaya kalkıyorsunuz?Aksine sizi en büyük nimet olan imanla şereflendirdiği için Allah’a sonsuz minnet borçlusunuz!

İşte bilinç ters dönünce kişi,minnet etmesi gerekirken,minnet altına almaya kalkar.

(Onun doğrusu bu olur!)Bu,nimete ihanetin bir göstergesi,nankörlüğün daniskasıdır.
***
“Sen ey Peygamber!Eşlerin(den bir kısmının)rızasını(sempatisini) kazanmak

(gönüllerini almak)için,neden Allah’ın helâl kıldığı şeyi kendine haram ediyorsun?Yine de

Allah,çok bağışlayıcıdır,sınırsız merhamet(rahmet)kaynağıdır.”

Tâhrim(113);Âyet:1
Bu âyet,asıl olanın serbestlik olup,yasakların arızi olduğunu zımnen ifade eden

A’raf;32 ışığında anlaşılmalıdır,değerlendirilmelidir.

Allah(CC)tarafından helâl kılınan bir şeyin Hz.Peygamber(AS)tarafından haram

kılınması yasaklanmakta,kuralları sadece Kendisinin koyacağı hatırlatılmaktadır.

Hz.Peygamber(AS)’in uygulamasının sadece ailesiyle sınırlı olması bu gerçeği değiştirmemektedir.

Hz.Peygamber(AS)’in altın ve ipek yasağı,bir helâli haram kılma olarak değerlen-

direlemez.Cennette mü’minlere bahşedileceği müjdelenen bu iki nimetten dünyada gönüllü

olarak vazgeçme edebinin bir sonucu olsa gerektir.Bunun bir sebebi de,erkekleşen kadınları,

kadınlaşan erkekleri kınayan Allah Elçisi’nin bu durumun önüne geçmek istemesi olabilir.

“Haram kılma” ile “yasaklama” aynı değildir.İlk nesiller bunun farkındaydılar.

Hz.Peygamber(AS)’in yaptığı da “haram kılma” değil,”yasaklama”dır.

Bireye ve topluma zarar verecek,dengelerini bozacak bazı şeylerin yasaklanması

ancak onların yararının gözetilmesi niyeti ve amacıyla yapılır.

201

Ashab arasında altın yüzük takanlar,bit tutmuyor diye Nebi’den ipek kullanmak

için izin isteyen ve alanlar vardı.

İnsanın bir şeyi kendi reyiyle haram kılması,Allah’ın eşya için koyduğu ilâhi

hiyerarşiye müdahale etmesidir.Bu âyetler bağlamında bir insan olarak,Hz.Peygamber(AS)ve onun şahsında Müslümanlar-belki bütün insanlar-uyarılmaktadır.Hatasız önder arayan ya

rehbersiz kalarak,ya da önderi mükemmellik(kusursuzluk)tuzağına düşürerek cezalandırılır.

İnsanın(kulunun)ihtiyacını en iyi Bilen Allah olduğuna göre koyacağı yasaklar

(ve buyruklar) da kuşkusuz onun yararına,fiziksel ve ruhsal yapısına uygun olacaktır.
*
“Doğrusu Allah,(kendinizi gereksiz yere bağladığınız)yeminlerinizi bozup,keffa-

retini verebileceğinizi size bildirir.Zira Allah,sizin Efendinizdir.Ve O,her şeyi Bilendir,her hük-

münde tam isabet edendir.”

Tâhrim(113);Âyet:2
Bu âyet,Bakara(94);224 bağlamında anlaşılmalıdır.Üç tür yemin vardır:Yalan

yere yemin(ğâmûs),gereksiz yere yemin(lağv),mubahı yasak kılan yemin.Burada sözü geçen

üçüncüsüne girer.Keffaretin sebebi,yeminin Allah adına yapılmasıdır.Allah adına söz vermenin

(ve yerine getirmemenin)mutlaka bir bedeli vardır.Allah’tan başkası adına yemin yasaklanmıştır.

Şu hâdis de âyetin tefsiri gibidir:”Biliniz ki Allah,sizi babalarınız üzerine yemin etmekten

nehyetti.Yemin etmek isteyen,ya Allah adına yemin etsin,ya da sussun!”Allah’tan başkası adına,

Allah adına yemin eder gibi yemin etmeyi Allah Elçisi “şirk” olarak nitelendirmiştir.
*
“Hani,bir gün Peygamber eşlerinden birini bir hadiseden(dolayı)sırrına ortak

etmişti,fakat eşi bu sırrı ifşa edip,Allah da onu (Elçisi’ne)bildirince,(Peygamber)o hadisenin

bir kısmını(diğer eşine)de anlatmış,ama bir kısmından hiç söz etmemişti.Nihayet(Peygamber)

(sır tutmayan)eşine yaptığı(yanlışı)bildirince,o:”Bunu sana kim haber verdi?”diye sormuştu.

(Peygamber de);”Her şeyi Bilen,her şeyden haberdar olan haber verdi!”diye cevap vermişti.”

“”(Onlara/eşlerine de ki):”Eğer siz ikiniz Allah’a tevbe ederseniz(sizin için iyi

olur);doğrusu her ikinizin de kalpleri kaymıştır!”Siz ikiniz eğer ona (Peygamber’e)karşı birlik

ve dayanışma içine girerseniz,unutmayın ki Allah,evet onun dostu O’dur;buna ilaveten

Cebrail,mü’minlerin en seçkin olanları ve melekler de(onun)destekçileridir.”

“Farz edin ki o sizi boşadı;bu takdirde O’nun Rabbi yerinizi sizden çok daha iyi

eşlerle doldurabilir.Allah’a tam teslim olan,O’na tam güvenip inanan,O’nun iradesini gerçek- leştirmek için el pençe divan duran,hatada ısrar etmeyen,yalnız O’na kulluk eden,hayır yolunda

koşan dul ya da bakire eşler…”

Tâhrim(113);Âyet:3,4,5
Âyetlerin in(diril)iş sebebi hakkında değişik görüşler,haberler vardır;

a)-Hz.Peygamber(AS),irtihalinden sonra,hilâfete sırasıyla Hz.Ebubekir(RA)

ve Hz.Ömer’in geçeceğini söylemiş,Hz.Hafsa,onun bu sırrını Hz.Aişe’ye söyleyince,durum vahiyle

Hz.Peygamber(AS)’e bildirilmiş ve âyette zikredilen konuşma cereyan etmiştir . Ancak;Bu,âyetin ana konusu olan Hz.Peygamber(AS)’in haram kılıp,kılmama

konusunu açıklamaz.
202

b)-Hz.Peygamber(AS) bir gün eşlerinden Zeynep binti Cahş’ın evinde bal şerbeti

içmiş,bu yüzden onun yanında biraz fazla kalmıştı.Bu durumu kıskanan diğer iki zevcesi Aişe

ve Hafsa,aralarında kararlaştırıp(adeta bir cephe oluşturup)Hz.Peygamber(AS) yanlarına

vardığında kendisinden megafir kokusu geldiğini söylediler.Hz.Peygamber(AS),olanca safiyetiyle megafir yemediğini söyledi ve ilave etti:”Demek ki balı yapan arı megafir yalamış!”Ve bundan böyle bal şerbeti içmemeye yemin etti.

Klasik tefsirlerde detaylarıyla açıklanan-yukarıdaki-bal şerbeti rivayeti de,aslında

aşağıdaki olayın bir devamı gibi görünmektedir.Zira bu olay olmadan,sırf bir bardak bal şerbeti

için âyet inecek kadar ciddi sonuçlar üretemezdi ki,bu da sünnetullaha-aykırı olurdu ve verilmek istenen örnek ve ders amacına ulaşamazdı.

c)-Hz.Peygamber(AS),oğlu İbrahim’in annesi Mısırlı Mariye ile,onun kaldığı hane uzakta olduğu için,Hz.Hafsa’nın yokluğunda,odasında birlikte olmuştur.Hz.Hafsa durumu fark edince,aşırı bir tepki gösterir.Hz.Peygamber(AS)bunun üzerine ,karşı tepki olarak bir daha

Mariye ile birlikte olmayacağına dair yemin eder.Bu sırrını Hz.Hafsa’ya söyler ve Hz.Aişe’ye

söylememesini tembihler.Ancak;Hz.Peygamber(AS)’in eşleri arasındaki saflaşmada Hz.Hafsa

ile Hz.Aişe aynı safta yer aldığı için,Hz.Hafsa,bu sırrı Hz.Aişe’ye açıklar.Olayın devamı âyette

ifade edildiği şekilde cereyan eder.

d)-Sonraki âyette Hz.Aişe ve Hz.Hafsa’ya hitap edilmiş,Hz.Peygamber(AS)’in

incinen gönlünü almaları istenmiştir.Kıskançlık sır yayma/saklamama,Allah’ın ve Elçisi’nin

hoşlanmayacağı aşırılıklardan kaçınma konusunda uyarılmışlardır.Onların şahsında tüm hanımlar da.

Vehasıl;Bu âyetlerde,kadın psikolojisi,karı-koca(aile)ilişkileri,hanenin mahremiyetinin önemi gibi konularda her zamanda/mekânda geçerliliğini koruyacak olan ilkeler/prensipler serdedilmektedir.Kur’an’ın amacı tarih yazmak değil,ahlâk inşa etmektir.
*
“Siz ey iman edenler!Kendinizi ve yakınlarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan

tarifsiz bir ateşten koruyunuz!Ona memur melekler kararlı ve tavizsizdirler;hiçbir buyruğunda

Allah’a karşı gelmezler ve kendilerine emredileni yaparlar.”

“Siz ey küfrü tabiat haline getirenler!Bugün mazeret ileri sürmeyin!Şimdi sadece

(Allah’ın adaleti gereği)yapmış olduklarınızın karşılığını göreceksiniz.”

“Siz ey iman edenler!Samimi bir kalp ile tevbe ederek içten bir sadâkatle Allah’a

yönelin!Umulur ki,Rabbiniz günahlarınız örter ve Allah’ın Peygamber ve ona katılarak iman

edenleri(iman ederek ona katılanları)mahcup etmeyeceği O Gün,sizi zemininden ırmakların çağ-

ladığı cennetlere koyar.Onlar önlerinden ve sağlarından ışık saçarlar ve şöyle dua ederler:Rabbimiz!Nurumuzu tamamla ve bizi bağışla!Çünkü Sen her şeye kadirsin!”

“Sen ey Peygamber!İnkâr edenlere ve ikiyüzlülüğü huy edinenlere karşı cihad et

(ince bir siyasetle maskelerini düşür)ve onlara karşı tavizsiz ol!(Böyle devam ederlerse)varacak- ları yer cehennemdir.Orası ne berbat bir son duraktır.”

Tâhrim(113);Âyet:6,7,8,9
Bu âyetlerde de,aile ile ilgili düzenlemeler getirilmekte,ebeveynin,özellikle aile

reislerinin ne büyük sorumluluk altında bulundukları,ilâhi buyrukların uygulanmadığı evlerin

birer cehenneme döneceği,o cehennemin yakıtının da o mekânların yapı malzemesi ile içinde

oturanların olabileceği hatırlatılmaktadır.Nasuh (geri dönüşsüz)tevbenin,Allah(CC)’a ve Elçisi’ne bağlılığının önemi ve kazanımları da…



***
Yüklə 1,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin