GİRİŞ
Son yıllarda işsizlik ve enflasyon Ülkemizin en önemli iki sorunu olma özelliğini korumaktadır. Uygulanan ekonomik politikalar bu sorunları çözmek yerine her geçen gün daha da ağırlaştırmaktadır. Enflasyon ve işsizlikten en çok etkilenen kesimler emeğiyle geçinen işçiler ve kamu emekçileridir.
İşsizlik ve enflasyonla uzun vadeli mücadele yatırımların artırılması, buna bağlı olarak üretim artışının sağlanmasıyla mümkün olmakla birlikte, insan gücü planlaması, eğitim – istihdam ilişkisinin kurulması, mesleki eğitim ve yeniden eğitim işsizlikle mücadelede önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda; istihdam politikalarının oluşturulması, insan gücü planlaması,mesleki eğitim konularında kamu istihdam kurumlarına önemli rol ve işlevler düşmektedir.
24 Ocak 1980 Ülkemiz ekonomisinde yapısal değişimi sağlamayı amaçlayan kararların alındığı ve uygulamaya sokulduğu bir dönemin başlangıcıdır. İthal ikameci ve kendi öz kaynaklarıyla kalkınma yerine Neo-Liberal politikalara dayalı ihracata dayalı sanayileşme modeli benimsenmiştir. Yeni Dünya Düzeni- Küreselleşme diye tanımlanan politikaların temelinde kamunun küçültülmesi, kamunun elindeki işletmelerin (KİT'lerin) özelleştirilmesi, kamusal hizmetlerin piyasalaştırılması, ithalat ve ihracattaki kısıtlama ve engellerin kaldırılması, ülkemize yatırım yapan çok uluslu şirketlerin yatırımlarının güvence altına alınması, kısacası uluslararası sermayenin istekleri doğrultusunda ülkenin yeniden yapılandırılması ve dünya ile entegrasyonunun sağlanması amaçlanmaktadır.
Son 20 yılı aşkın bir süredir uygulanan politikalar ülkemizde toplumsal ve sosyal bir sorun olan işsizlik ve enflasyon sorununa bir çözüm getirmediği gibi sorunlar yaşanan ekonomik krizlerle birlikte küçük esnaf ve sanatkar gibi daha geniş halk kesimlerini de etkilemeye başlamıştır.
Ülkemizde toplumsal barış ve huzurun sağlanması açısından işsizlik sorununun çözümünde ve ulusal istihdam politikalarının oluşturulmasında Türkiye’nin tek kamu istihdam kurumu olan Türkiye İş Kurumuna önemli görevler düşmektedir. 13-14 Kasım tarihlerinde yapılacak olan Türkiye İş Kurumu II. Olağan Genel Kurulunun işsizlik sorununun çözümünde ve taraflarca ulusal istihdam politikalarının oluşturulmasına katkı sunmasını diliyoruz.
İSTİHDAM POLİTİKALARI
AKTİF İSTİHDAM POLİTİKALARI
Aktif istihdam politikalarının oluşturulmasında ve yaşama geçirilmesinde Avrupa’da ve sanayileşmiş diğer ülkelerde kamu istihdam kurumları önemli roller üstlenmişlerdir. Çağdaş istihdam kurumlarının bu politikalarını şu ana başlıklarda toplamak mümkündür.
-
Yatırım - istihdam ilişkisini kurmak ve yönlendirilmek. İstihdam yaratıcı yatırımların teşviki alanında politikalar üretmek. Buna ilişkin yasal düzenlemeleri ve programları oluşturmak. İstihdamın korunmasını sağlamak.
-
Eğitim - istihdam ilişkisinin kurulması, eğitim planlaması, insan gücü planlaması, mesleğe yöneltme, mesleki eğitim , yeniden eğitim programlarının oluşturulmasında sosyal taraflarla ortak politikalar oluşturmak.
-
İstihdamı teşvik edici yasal düzenlemelerin ve programların oluşturulması yönündeki politikalar. Devletin istihdamın korunması ve artırılması yönündeki teşvik politikaları.
-
İşgücü piyasasının izlenmesi ve geleceğe yönelik uzun vadeli istihdam politikalarının oluşturulması, ülke genelinde işgücü piyasası verilerini belirli periyotlarda yayınlamaya yönelik politikalar.
-
PASİF İSTİHDAM POLİTİKALARI
Pasif istihdam politikaları diye tanımlanan politikalar; işsizliğin yarattığı sosyal tahribatın ortadan kaldırmasında, sosyal barışın sağlanması ve gelir dağılımındaki adaletsizliklerin giderilmesinde rol oynayan politikalardır. İşsizlik Sigortası ve İşsizlik yardımları bu politikaların oluşturulmasında temel yapı taşlarındandır.
İşsizlik Sigortası; bir iş yada işyerinde çalışırken, yasalarda belirlenmiş sürelerde işsizlik sigorta primi ödeyen , çalışma istek ve yeteneğinde olmasına karşın işini kaybeden işçilere, bir yandan yeni bir iş bulmasına ve işe girmesine çalışırken, bu dönem içerisinde kendisinin ve ailesinin zor duruma düşmesini önlemek amacıyla belli bir süre ve ölçüde ödemeyi kapsayan, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren ve finansmanına genellikle işçi, işveren ve devletin katkıda bulunduğu, devlet tarafından kurulan sigorta koludur.
Ülkemizde 4447 sayılı yasayla işsizlik sigortasının yasallaşması ve Mart 2002 de ödemelerin başlamış olması önemli bir adım olmakla birlikte gerek işsizlik sigortasından yararlanma süresi açısından, gerekse ödenecek miktar açısından Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça geri düzenlemeler içermektedir. Bu eksiklikler giderilerek Avrupa Birliği ülkelerindeki uygulamalara benzer düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
İşsizlik Yardımları; finansmanı tamamen devlet tarafından karşılanan, genellikle işsizlik sigortasından yararlananların, sigortadan yararlanma süresi bitmiş olmasına rağmen henüz bir işe yerleştirilemeyenlere ödenen ve işsizlik ödemelerinden daha düşük bir ödemeyi kapsayan, belirli bir süreyi kapsayabileceği gibi; muhtaçlık fakirlik durumu devam ettiği sürece ödenen bir yardım türüdür.
Avrupa Birliği ülkelerinin çoğunda ya işsizlik sigortası ödemesi kişi yeni bir işe girinceye kadar devam etmekte yada işsizlik sigortası belirli bir süre ödendikten sonra işsiz yeni bir işe girememişse işsizlik yardımları devreye girmektedir.
Ülkemizde çıkarılan 4447 sayılı yasa bu yönüyle önemli eksiklikler içermektedir. Devletin özürlü ve hiçbir geliri olmayan yaşlı vatandaşlara belirli bir gelir desteği sağlamasına rağmen bunların yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Yapılacak yasal düzenlemelerle işsizlik yardımı ödemelerinin yapılması Türkiye İş Kurumuna devredilmeli Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Fonu benzeri fonlar İşsizlik Sigortası Fonuna devredilerek bu tür yardımlar Kurum kanalıyla gerçek hak sahiplerine yapılması sağlanmalıdır. Ayrıca devletinde bu fona sürekli katkı sağlaması yönündeki yasal düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.
Ayrıca işsizlik sigortası ödemelerinde amaç kişiye işsiz kaldığı süre içerisinde bir gelir desteği sağlamak olmakla birlikte, esas olan kişinin en kısa süre içerisinde yeniden istihdama kazandırılmasıdır. Bu bağlamda, işsiz kalan kişinin istihdam edilebilirliğini artırıcı, meslek geliştirme, meslek değiştirme, yeniden eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunarak en kısa sürede istihdama kazandırılması kamu istihdam kurumlarına düşen önemli görevlerden birini teşkil etmektedir.
Dostları ilə paylaş: |