Tımarlı Sipahiler :Osmanlı Devleti'nin en önemli askeri kuvveti sayılan Tımarlı Sipahiler, tımar olarak adlandırılan topraktan aldıkları gelir karşılığı savaş zamanında, kendi hayvanları ve yetiştirdikleri Cebelu ile savaşa katılan atlı süvari askerlerine verilen isimdi. Yani devlet köylüden her sene alacağı vergiyi bizzat kendisi almayarak bu vergiyi askeri hizmet kaşılığı Tımarlı Sipahiye devretmişti. Tımarlı Sipahiler daha çok sınır boylarında, akıncılık, çapulculuk ve karakol görevlerini yerine getirir, aynı zamanda savaşlarda piyadelerin korumasını da üstlenirlerdi. Bazı kaynaklara göre Tımarlı Sipajhiler ilk defa Orhan Gazi zamanında kullanılmıştı.
Yardımcı Güçler: (Akıncılar, Azaplar )Öncü birlikler de denilen bu kuvvetler, genellikle sınır boylarında yaşayan Türklerden oluşmaktaydı. Bunlar Akıncılar ve Azaplar denilen kuvvetlerdi ki, tamamı atlı birliklerden oluşurdu. Akıncıların görevi, ordunun geçeceği yerlerin keşfini yapmak, düşman arazisini tanımak, orduya yolaçmak ve düşmanın gözünü korkutmak, ordunun geçeceği yerlerdeki tarım ürünlerini korumak ve elde edilen esirlerden düşamın durumunu öğrenmekti. Mükemmel bir yapıya sahip olan Akıncılar, düşman topraklarına yaptıkları akınlarda, düşmanın yiyecek, içecek ve cephanesini tahrip ederek, düşmanın moralini bozarlardı. Osmanlı Devleti'nde en meşhur akıncı komutanları, Evranosoğlu, Mihaloğlu, Malkoçoğlu idi.
Azaplar ise, Akıncılar'ın aksine piyade yani yaya birliklerdi. Azap kelime olarak, evli olmayan bekar anlamına gelmektedir. Anadolu'dan toplanan güçlü ve kuvvetli erkeklerden oluşturulan bu sınıf, savaş esnasında Yeniçerilerin önünde bulunur ve düşmana ilkonlar saldırırdı.
Deniz Kuvvetleri :Osmanlı Devleti, kuruluş yıllarında gittilkçe genişleyince, donanmaya olan ihtiyaç artmış, bu dönemde gemi ihtiyacı Karesioğulları Beyliği'nden sağlanmıştı. 1390 yılında Gelibolu'nun alınması ile ilk tersane burada kurularak, denizcilik yolunda ilk adım atılmıştı.
Zamanla donanmaya sahip bir takım Türk beyliklerinin de Osmanlı topraklarına katılması ile yavaş yavaş ilerde kurulacak olan büyük donanmanın çekirdeği oluşturulmuştur. Osmanlı donanması özellikler Yıldırım Bayezit zamanında gelişme göstermiş, İstanbul'un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan 400 parçalık donanma ile Osmanlı Devleti'nin o dönemde denizlerdeki rakipleri; Cenevizliler ve Venediklilerle boy ölçüşebilecek düzeye gelmişti.
Fatih döneminde donanma güçlenmesine rağmen Venediklilere karşı denizlerde önemli bir başarı sağlanamamıştı. Osmanlı donanmasının en mükemmel olduğu yıllar Kanuni Sulatn Süleyman dönemiydi. Bu dönemde, Piri Reis gibi ünlü denizcilerin yanında Barbaros Hayreddin Paşa, Turgut Reis, Seydi Ali Reis, Oruç Reis gibi kişilerin Osmanlı Devleti'ne katılması ile donanma Akdeniz'de Avrupa donanmalarından üstün bir hale gelinmişti. Bu üstünlük 1539'deki Preveze Deniz Savaşı ile perçinlenmiş Akdeniz Türk gölü haline gelmiştir. Osmanlı donanması Kanuni döneminin hemen sonra Kıbrıs'ın fethini takiben, 1571 yılında İnebahtı'da bozguna uğramışsa da, kısa sürede 250 parça donanmayı denize indirebilmişti. Donanmanın başındaki kişiye Kaptan-ı Derya denirdi.
Osmanlı Ekonomisi
Maliye: Maliye işlerine defterdar bakardı. Rumeli defterdarına başdefterdar denir. Devletin gelirleri hazinede toplanır. Hazine-i amire; devlet hazinesi, Hazine-i has; padişah hazinesidir. İlk Osmanlı bütçesi, I. Murat zamanında Çandarlı Kara Halil Paşa'nın tavsiyesi üzerine hazırlandı. Osmanlı Devleti'nde en önemli gelir kaynağı halkın ödediği vergilerdi. Ödenilen vergiye göre halk re'aya ve askeri olamak üzere iki sınıfa ayrılırdı.
Gelirler: Osmanlı Devleti'nin diğer gelir kaynakları; gümrük vergisi, avarız vergisi, ganimetlerin beşte biri, savaş tazminatları, maden, tuzla ve ormanlardan elde edilen gelirler ve ağnam vergisidir.
Giderler:Osmanlı Devleti'nin giderleri; ordu, donanma ve asker maaşları, cülüs bahşişleri, savaş masrafları, bayındırlık hizmetleri ve ulemanın maaşlarıydı.
Mültezim: Mültezim, vergiyi devlete peşin öder. Yıllıklı eyaletlerde, iltizam (açık artırma) yoluyla aldığı bölgenin vergisini Devlet güvencesinde toplar.
Osmanlı Devleti'nin duraklama ve gerilemesinde rol oynayan en önemli etken; gelir ve giderlerdeki dengesizlikti.
Vergiler: Vergiler, şer'i ve örfi vergiler olmak üzere ikiye ayrılırdı.
A-Şer'i vergiler: (Tekalif-i Şerriye)
Şeriatın yani İslam hukukunun emrettiği vergilerdi. Öşür, haraç, cizye, gümrük-maden ve ormanlardan elde edilen gelirlerle ganimetlerin 1/5’i
Öşür vergisi : Üreticiden ürünün onda biri oranında ayni olarak, alınan vergidir.
Harac vergisi : Osmanlı topraklarında yaşayan gayrimüslimlerden, ellerindeki topraklara karşılık alınan vergidir.
Cizye vergisi : Baş vergisi tabiriyle, gayrimüslimlerden her haneden yetişkin erkek başına alınan vergidir.
Zekat : Zengin müslümanlardan malı oranında alınan vergidir.
B-Örfi Vergiler:(Tekalif-i örfiye)
Tüccar,esnaf ve imalatçıdan alınır. Bağlı beylik ve devletlerden alınan vergiler ve avarız vergisi (Olağan üstü durumlarda alınan vergi) (Avarız vergisi, 2.Beyazıt zamanında sürekli olmuştur.)
Çift Bozan : Toprağının belirli bir süre boş bırakan köylüden alınan vergidir.
Çift vergisi : Toprak sahiplerinden mülkü oranında alınan arazi vergisidir.
Mücerred vergisi : Re'ayanın yetişkin bekar ve erkeklerinden, tarım yapacak herhangi bir yere sahip olmadıkları takdirde alınan vergidir.
Bennak vergisi : Mücerred'in evlenmesi durumunda alınan vergidir.
İspenç : Çift vergisi gibi, Hristiyanlardan alınan arazi vergisidir.
Osmanlı Devleti'nde Para ve Fiat Hareketleri
Sikke: Osmanlı Devleti'nde genel kullanımdaki madeni paraya denir.
Akçe : Gümüş sikke demektir. Akçe'nin altından olanınaysa sikke-i hasene denir. Osmanlı Devleti’nde ilk bakır akçe Osman Bey zamanında bastırıldı. Orhan Bey zamanında akçe gümüş olarak bastırıldı. 2.Mehmet döneminde altın sikke bastırılmıştır.XVIII. Yüzyılda sikke ile birlikte altın ve kuruş kullanılmaya başlandı. Abdülmecit zamanında 1840 ilk kağıt para (Kaime) bastırıldı. 1848 yılında yirmi kuruş değerinde Mecidiye bastırıldı.
Darphane : Sikke basılan yere verilen addır.
Osmanlı Toplumu :Toplumun en üst makamı ve otorite sahibi padişahtı. Halk askeri ve reaya olmak üzere iki ana gruba ayrılırdı.
Askeri : Görevleri gereği vergi vermeyen, devlet memurları, saray halkı, seyfiyye, ilmiyye kalemiye gibi gruplardı.
Re'aya : Vergi vermekle yükümlü, şehirli, köylü ve göçebe halktı.
Seyfiyye : Askeri sınıftı. Sadrazam, vezir, subaşı, tımarlı sipahi bu sınıftandı.
İlmiyye : İlimle uğraşan sınıf olup, kadı, imam ve medrese hocası gibi adlar alırlardı.
Kalemiye : Üst seviyedeki bürokratlara verilen isimdi.
Osmanlı Devleti'nde toplum ırk esaslarına göre değil, düşünce ve inanç temellerine göre sınıflandırılmıştı.
Re'aya sınıfının en önemli kuruluşu esaf teşkilatı olan "Loncalar" dı.
Eğitim ve Öğretim :Eğitim ve öğretim "nakli" ve "akli" ilimler olmak üzere ikiye ayrılırdı.
Nakli ilimler : İslam dinine dayanan ve temeli Kur'an-ı Kerim olan, tefsir, hadis, kelam ve fıkıh gibi bilimler.
Akli bilimler : Matematik, tıp, kimya, felsefe, tarih ve astronomi gibi bilimler.
Enderun : İlk defa II. Murat zamanında kuruldu. Enderun'a başlangıçta hristiyan teb'adan devşirme sistemi ile toplanan gençler alınırdı. Enderun'a daha sonra Müslüman çocuklarda alındı.
Medrese : Osmanlı Devleti'nde eğitim ve öğretimin bel kemiğini oluşturan kuruluştur. Osmanlı Devleti'nde ilk medrese İznik'de Orhan Bey zamanında kuruldu.
Medrese eğitiminin ilk aşaması Sıbyan (Mahalle) Mektebiydi. Medreseler, 1924 yılında çıkartılan bir kanunla kapatıldı.
Sanat :Güzel sanatlar alanında çinicilik, minyatür, hat, seramik, mimari ve müzik ilerlemişti. Osmanlı Devleti'nde resim ve heykel dini açıdan yasaklandığı için bu sanatlar gelişme göstermemiştir. Bu nedenle mimariye ağırlık verilmiştir. Resim ve heykel İslamiye öncesi putlara tapınmayı hatırlatabileceği düşüncesiyle yasaklanmıştı.
Çinicilik Osmanlı Devleti'nin en ileri olduğu güzel sanat dalıydı. Osmanlı Devleti'nde resim yerine minyatür sanatı gelişmiştir. Hat sanatı da Osmanlı Devleti ile birlikte zirveye ulaştı. Osmanlı Devleti'nde mimari denince de akla Mimar Sinan ve onun eserleri gelir.
COĞRAFİ KEŞİFLER: Pusulanın bulunması, gemiciliğin ilerlemesi, coğrafya bilgisinin ilerlemesi, cesur gemicilerin yetişmesi, çeşitli sınıfların zengin olma isteği coğrafi keşiflere neden olmuştur. Osmanlı, zengin ve konumu iyi olduğu için coğrafi keşiflere iştirak etmedi. Coğrafi keşifler sonucunda; Asya ticareti ümit burnuna kaydı. Osmanlı ve İslam ülkeleri ekonomik kayıplara uğradı. Portekiz ve ispanya ilk sömürgeleri kurdular.Burjuva sınıfı doğdu. Sanayi devriminin ön koşulları oluştu. Keşiflerin ana nedeni: İspanya ve Portekizin Akdeniz ticaretinden faydalanamamasıdır.
RÖNESANS: İtalyada başlayıp avrupaya yayılan bilim vs. alanındaki gelişme ve değişmelere Rönesans denir. Soylularla halk arasında farklılık ve çelişki arttı. Hümanizm ve pozitif düşünce gelişti. Dinsel konular tartışmaya açıldı. Bilim teknik gelişti.
REFORM: Almanyadan başlayan dinsel nitelikli hareketleri reform denir. Alman kilisesi papaya bağlı. Martin Luter incili ilk defa tercüme etmiştir. Reform sonucunda yeni mezhepler ortaya çıkmıştır. Protestan, kalvenizm, algini kalvenizm… Katolik kilisesi kendi içinde reform yaptı. Laik eğitime geçildi. Yeni mezheplerden dolayı yeni tarikatlar çıktı. Mezhep savaşları başladı.
YÜKSELME DÖNEMİ ( 1453 - 1579 ): Bu dönem; 1453 yılında Fatih'in İstanbul'u almasıyla başlar. 1579 yılında Sokullu Mehmet Paşa'nın ölümüne kadar sürer. Bu dönemde Osmanlı Devleti, Basra'dan Viyana'ya, Kırım'dan Cezayir'e kadar uzanan bir imparatorluk haline gelmiştir. Bu dönemde Fatih, Yavuz ve Kanuni gibi padişahlar ve büyük vezir Sokullunun başarıları göz kamaştıracak değerdedir.
FATİH DÖNEMİ (2.Mehmet) (1451-1481) : 1453’te istanbulu alarak başkent yaptı. Ortodoks kilisesinin varlığı sürdürülmüştür. Veziri (çandarlı’yı) idam ettirdi. Kul kökenlilere vezirlik verilmeye başlandı. Veziri azam padişahın mutlak vekili oldu. Arnavutluk, Sırbistan ve Bosna Osmanlı eğemenliğine geçti. Belgrat dışında tüm sırbıstan alındı. Mora adasını alarak despotlukları yıktı. Eflak üzerinde Osmanlı egemenliği kesinleşti. 1467 Bosna krallığı yıkıldı. Arnavutluk Osmanlı devletine katıldı. Cenevizlilerden Amasra alındı. İsfendiyaroğulları beyliğine son verildi. 1466 Konya ve karaman alındı. 1461 yılında Trabzon Rum İmparatorluğunu da sona erdirdi. 1473 yılında Otlukbeli Savaşı'ndan sonra Uzun Hasan'ın kurduğu Akkoyunlu Devleti ortadan kaldırıldı. Anadolun'nun hakimiyeti tam olarak sağlandı. Anadolu tamamen Türkleştirildi.
İstanbul'un Fethi
Nedenleri ve Hazırlıkları
İstanbul'un Fethinin Nedenleri 1. Osmanlı toprak bütünlüğünün sağlanmak istenmesi. 2. Bizans'ın Balkanlar'da bulunan Osmanlı topraklarına asker sevkinin engellenmek istenmesi. 3. Bizans'ın Osmanlı taht kavgalarını desteklemesi. 4. Hz. Muhammed'in fethi teşvik edici hadisi. 5. İstanbul'un dünya ticaret yolları üzerinde bulunan önemli bir kent olması
Fetih Hazırlıkları :Hıristiyan aleminin Bizans'a yardım etmesini engellemek için bazı Avrupa ülkeleri ile antlaşmalar yapıldı. Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı yapıldı. Bu hisarın yapılma nedeni Balkanlar'dan karadeniz yolu ile yapılabilecek yardımları kesmek ve Boğazları kontrol altında tutmaktır. 400 parçalık bir donanma meydana getirildi. Muslihiddin, Saruca Sekban ve Macar Urban'a büyük kuşatma topları döktürüldü.
İstanbul'un Fethi (1453) :Bizans İmparatorluğu İstanbul şehri ile civardaki birkaç kasabaya hakim bir durumdaydı. Bizans elindeki donanmayı Haliç'e çekerek, Haliç'in ağzını zincirle kapattı. İstanbul, hem karadan hem de denizden çok sağlam surlarla çevrilmişti. 6 Nisan 1453 sabahı kuşatma başladı. 21-22 Nisan gecesi 72 parça donanma karadan Haliç'e indirildi. 29 Mayıs 1453 sabahı İstanbul'a girildi.
İstanbul'un Fethinin Türk Tarihi Açısından Önemi :1. İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti yapıldı. 2. Fetih ile Osmanlı Devleti için için İmparatorluk dönemi başladı. 3. Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü sağlandı. 4. Dünya ticaret yollarının önemli noktası Osmanlıların eline geçti. Bu durum Akdeniz ve Karadeniz ticaretinde etkili olan Venedik ve Ceneviz'e zarar verdi. 5. İstanbul'da bulunan Ortodoks Kililsesi'nin koruyuculuğu Osmanlıların eline geçti. Böylece Osmanlı Ortodoksların lideri konumuna gelmiştir. Bu kilisenin denetim altına alınması, Hristiyan birliğini parçalama amacı taşımaktadır.
İstanbul'un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Önemi :1. İstanbul'un fethi ile Orta Çağ kapandı, Yeni Çağ başladı. 2. Doğu Roma imparatorluğu sona erdi. 3. Savaş toplarının üstünlüğü anlaşıldı, sur ve kalelerin önemi azaldı. 4. Feodalizmin yıkılış süreci hızlanmış oldu. 5. İstanbul'un Türkler'in eline geçmesi üzerine Avrupalılar yeni ticaret yolları aramaya başladı. Bu durum Coğrafi Keşifler'in zorlayıcı nedenini oluşturdu.
Anadolu'daki Fetihler :İlk önce 1459'da Cenevizliler'den Amasra alındı. 1460 yılında Candaroğulları Beyliği'ne son verildi. 1461'de Trabzon Rum İmparatorluğu ortadan kaldırıldı. Böylece Büyük Selçukluların başlattığı Anadolu'yu Türkleştirme politikası tamamlandı. 1466'da Karamanoğulları Beyliği'nden Konya ve Karaman alındı.
Otlukbeli Savaşı (1473) :Osmanlılar ile Akkoyunlu Devleti arasında Anadolu'da egemenlik kurma mücadelesi bulunmaktaydı. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Karakoyunlu Devleti'ni yıkarak, Sivas'a kadar gelmişti. Candaroğulları ve Karamanoğlu beyleri de Uzun Hasan'a sığınmıştı. 1473 tarihinde yapılan Otlukbeli Savaşı ile Akkoyunlu Devleti yenildi. Bu savaş Akkoyunlu Devleti'ni zayıflatmış ve onun Şah İsmail tarafından yıkılmasına neden olmuştur.
Batıdaki Fetihler :1454 - 1459 arasında Sırbistan'a üç sefer düzenlendi, Sırbistan ele geçirildi. 1460'ta Mora despotları ortadan kaldırıldı. 1462 yılında Eflak, 1476 yılında da Boğdan Beyliği alındı. 1463 yılında Bosna, 1465'te de Hersek Osmanlı Devleti'ne bağlandı. Bu fetih hareketi ile Balkanlar'da siyasi birlik sağlanmıştır.
Denizlerdeki Fetihler :Ege'de 1456 yılında Taşoz, Bozcaada, Semadrek, ve Limni, 1462 yılında Midilli, 1470 yılında da Eğriboz adaları alındı. 1475 yılında Kefe, Azak ve Menküp kaleleri alınarak Kırım Osmanlı topraklarına katılıp Osmanalı'ya bağlı hanlık haline getirildi. Karadeniz Türk gölü haline geldi. Asya Türkleri ile temas sağlandı. 1480’de İtalyada otronto alındı. Venedik, istanbul’da elçilik bulundurma hakkını alan ilk devlettir.
Kırım'ın Alınması'nın Sonuçları : 1. Gedik Ahmet Paşa tarafından Kırım alındı ve Osmanlılara bağlı hanlık haline getirildi. 2. İpek Yolu'nun kontrolü tamamen Osmanlıların eline geçti. 3. Karadeniz bir Osmanlı gölü haline geldi. 4. Cenevizlilerin Karadeniz'deki etkinliğine son verildi. 5. Rusya'ya karşı tampon bölge yaratıldı ve Rusya'nın Karadeniz'e inişi bir süre engellendi. 6. Kırım'ın bağlı hanlık olmasıyla Osmanlılara savaşlarda asker ve ekonomik kaynak sağlandı.
Osmanlı-Venedik Savaşları (1463-1479) :Nedeni : Osmanlı Devleti'nin İstanbul, Ege Adaları , Amasra, Kırım, Mora Yarımadası ve Yunan Adaları'nı elegeçirmesi ile Venedik ve Cenevizlilerin ticari darbe yemesi.
Sonuçları : Venediklilerin denizde, Osmanlılar'ın ise karada üstün olması nedeniyle taraflar birbirine üstünlük sağlayamadı. Venediklilerin barış istemesi sonucu 1479'da Venedik Antlaşması imzalandı. Fatih'in Venediklilere kapitülasyon vermekle ulaşmak istediği amaçlar şunlardır: Birincisi ticareti canlandırmak ikincisi ise Avrupa Hristiyan birliğini parçalamaktır.
Otranto Kuşatması (1480) :1. Büyük bir imparatorluk kurmak isteyen Fatih'in, Batı Roma topraklarına sahip olmak istemesi. 2. Avrupa'ya yapacağı seferlerde önemli bir üs kazanmak istemesi 3. Roma'ya ulaşarak Katolik kilisesini denetleyip Avrupa Hristiyan Birliği'ni parçalamak istemesi.
Sonuçları : 1. 1480'de Otranto şehri ve kalesi, Napoli Krallığı'ndan alındı. 2. Fatih'in ölümünden sonra Otranto Napoli Krallığı tarafından ele geçirildi.
Fatih Kanunnamesi :Sınırların genişlemesi ve ihtiyaçların artması üzerine düzenlenmişti.
İki bölümden oluşur :
Birinci Bölüm : Şehzadelerin hükümdar olması ile ilgilidir. Burada kardeş katli yasallaşmış ve şehzadelerin sancaklara gönderilmesi zorunlu tutulmuştu.
İkinci Bölüm : Devlet memurlarının görev ve sorumluluklarıyla ilgilidir. Ayrıca bağlı beylik sistemi uygulamaya geçirilmiştir. Sadrazamlar Divan toplantılarına başkanlık etmeye başlamıştır.
II.BEYAZIT DÖNEMİ (1481-1512) : 1481 yılında Fatih'in yerine geçti. İmparatorlukta bu dönemde önemli gelişme olmadı.
Cem Sultan Olayı Fatih'in ölümü üzerine Amasya sancağında bulunan Bayezit devşirmelerin desteğiyle tahta geçti. Konya sancağında bulunan ve Türkmenlerin desteklediği Şehzade Cem bunun üzerine taht mücadelesine başladı. Memluklerin'de desteklediği Cem Sultan, Bursa'yı aldı ve adına para bastırıp hutbe okuttu. 1481'de Yenişehir Ovası'nda yenilen Cem, Konya'ya kaçtı. II. Bayezit'in gönderdiği kuvvetlere yenilen Cem Sultan, önce Mısır'da Memlüklülere, ardından da Rodos şövalyelerine sığındı. Yıllarca Avrupa'da dolaştırılan Cem Sultan, 1495 yılında Napoli'de öldü. Cem Sultan'ın Avrupalılara sığınması Osmanlıların bu iç sorununu uluslararası bir sorun haline getirdi. II. Bayezit Cem'i ellerinde tuttukları için Papalığa -1495'te Cem Sultan'ın ölümüne kadar- vergi ödedi. Bu dönemde İspanyolların saldırısına uğrayan Beni Ahmer Devleti'ne destek gönderilemedi.
Osmanlı-Memluk İlişkileri :Osmanlı-Memluk ilişkileri II. Bayezit Dönemi'nde tamamen gerginleşti. Memluk sorunu ileride kesin bir şekilde Yavuz Sultan Selim tarafından çözümlenecektir. Fatih Dönemi'nde Memlüklüler, Osmanlı Devleti'nin Hicaz su yolları teklifini reddetmiş ve Dulkadiroğulları Beyleri arasında çıkan iç çekişmelere karışmıştı. Memlükler, Cem Sultan'ı ve Karamanoğlu Beyi'ni de himaye etmişti. II. Bayezit 1485 ve 1491’de Memlükler üzerine sefere çıktı. Bu savaşlar genel olarak Osmanlıların aleyhine sonuçlandı. Ramazanoğulları Beyliği alındı.
Osmanlı-Venedik İlişkileri :1499'da Venediklilerin elinden İnebahtı, Modon ve Koron alındı. Navarin Limanı Osmanlıların eline geçti. Karadeniz kıyılarında Kili ve Dinyester Irmağı'nın ağzında bulunan Akkerman kaleleri alındı.
Osmanlı-İran İlişkileri :1501'de Akkoyunlu Devleti toprakları üzerinde Safavi Devleti kuruldu. Safavi hükümdarı Şah İsmail, Anadolu ve çevresinde Şii birçok taraftar topladı. Doğu Anadolu'da Şahkulu Baba Tekeli tarafından Şii kökenli bir ayaklanma çıkarıldı ve bastırıldı. II. Bayezit'ın izlediği gevşek politika ve devlet işlerinden iyice elini çekmesi, Şehzade Selim'i kızdırdı. Selim, 1512'de Osmanlı tahtına geçti.
I. SELİM ( YAVUZ SULTAN SELİM ) (1512-1520) : Yeniçeri desteğinde tahta çıkan ilk padişahtır.1514 yılında Şah İsmail'in ordusunu Çaldıran Savaşı'nda yenerek, Safevi Devleti'ni ortadan kaldırdı. Amacı, bütün müslümanları bir bayrak altında toplamaktı. 1516 Mercidabık, 1517 Ridaniye Savaşlarından sonra Memlük Devleti ortadan kaldırıldı. Yavuz, bu savaşların ardından Mısır, Hicaz be birçok Arap ülkesinin tek hakimi oldu. Ayrıca Mısır seferinden sonra HALİFELİK de Osmanlı sultanlarına geçti.
I. Selim (Yavuz) Dönemi Çaldıran Savaşı (1514) :Doğu Anadolu'ya sahip olmak isteyen Şah İsmail bölgedeki Şii Türkmen aşiretlerini Osmanlı'ya karşı ayaklandırıyordu. Yavuz İran seferi öncesi Dulkadiroğlu Alaüddevle'den yardım istedi fakat isteği reddedildi. 1514'te Osmanlı orduları İran ordularını Çaldıran Savaşı'nda yendi. UYARI : Yavuz Sultan Selim Trabzon sancağında valilik yaparken Şah İsmail'le savaşmış ve Şah İsmail'in savaş taktiğini öğrenmiştir. Bu savaş sırasında Osmanlılar hareketli topları kullanmışlardır. Bu durum, teknolojik ilerlemenin savaşların sonucunu nasıl etkilediğini göstermektedir. Bu savaş Osmanlı Devleti'ne Doğu Anadolu'yu kazandırdı. Şah İsmail kaçtığı için Safavi Devleti yıkılamadı. Tebrize kadar olan bütün topraklar Osmanlı Devleti'nin eline geçti. Şii sorunu geçici olarak çözümlendi ve Doğu Anadolu güvenlik altına alındı. Safavi hazinesi Osmanlı hazinesine aktarıldı.
Turnadağ Savaşı (1515) :Yavuz'un Çaldıran Savaşı öncesi Dulkadiroğullarından istediği yardım reddedilmişti. Yavuz, Çaldıran zaferinden sonra 1515 yılında Dulkadiroğulları'nı yendi ve bu beylik yıkıldı. Turnadağ Savaşı sonunda Maraş, Mardin, Elbistan ve Diyarbakır Osmanlı topraklarına katıldı. Anadolu'da siyasal birlik tamamlanmış oldu.
Mısır Seferi :Yavuz'un İran seferi sırasında Şah İsmail ile Memlüklüler Osmanlı'ya karşı bağlaşma yapmıştı. Yavuz, 1516 yılında Mısır üzerine sefere çıktı. 1516 yılında Mercidabık Savaşı ile Memluk ordusu bozguna uğratıldı. Mercidabık zaferi ile Osmanlı Devleti, Suriye ve Filistin'i ele geçirdi. Yavuz Sultan Selim, 1517 yılında tekrar Mısır seferine devam etti.
Rıdaniye Savaşı ve Memlük Devleti'nin Yıkılışı :Kansu Gavri'nin yerine geçen Tomanbay Osmanlıları Mısır'dan atmak istiyordu. 1517 yılında yapılan Ridaniye Savaşı ile Mısır Ordusu bir kez daha yenildi. Rıdaniye Savaşı sonunda Memlük Devleti yıkıldı ve Mısır Osmanlı hakimiyeti altına alındı.
Mısır Fethi'nin Sonuçları :1. Memlük Devleti yıkıldı. 2. Suriye, Filistin ve Mısır Osmanlı topraklarına katıldı. 3. Doğu Akdeniz Osmanlı hakimiyetine girdi. 4. Kutsal Topraklar (Mekke ve Medine) Osmanlı hakimiyetine girdi. 5. Kutsal emanetler ve Mekke ile Medine'nin anahtarları Yavuz'a yollandı. 6. Halifelik makamı Osmanlılara geçti. Halifelik böylece Kureyş kabilesinden çıkarak Osmanlı soyuna geçti. Ayrıca Osmanlı'nın teokratik yapısı tamamlandı. 7. Memlük hazinesi, İstanbul'a getirildi. 8. Kıbrıs adasını ellerinde bulunduran Venedikliler, Osmanlı'ya vergi ödemek zorunda kaldı. 9. Baharat yolu Osmanlıların eline geçti. Bu durum Osmanlılar için büyük bir ekonomik kazançtır. Ancak Portekizliler Ümit Burnu'ndan Hindistan'a ulaştığı için Osmanlılar buradan kazanç sağlayamadı.
I. Selim (Yavuz) Dönemi Genel Özelliği :Türk ve İslam alemini tek bir çatı altında toplamaya çalıştı. Sadece doğu ülkelerine seferler düzenlendi. Bunun nedeni; Yavuz'un Türk-İslam devletlerini tek çatı altında birleştirmek istemesi ve devlet bütünlüğünü sarsacak tehlikeyi Doğu'da görmesiydi. İlk celali ayaklanmaları bu dönemde görüşmüştür.
SÜLEYMAN (KANUNİ) (1520-1566):Yavuz'dan sonra başa Süleyman geçti. Tarihçiler en parlak dönem olarak, Kanuni Sultan Süleyman dönemini belirlerler. Bu dönemde Avrupa'da en geniş sınırlara erişildi. 1522 yılında kazanılan Mohaç Zaferi Osmanlıların Avrupa'daki etkinliğini artırdı. 1535 yılında Fransa ile Kapitülasyon adı verilen ticaret anlaşması yapıldı. 1535’te kanuninin Fransızlara verdiği kapitilasyonlar 1.Mahmut zamanında sürekli sürekli olmuştur 1840.) Ancak bu anlaşma, Osmanlı Devletinin ekonomik gelişmesi bakımından çok zararlı oldu. Bu dönemde Osmanlı donanması denizlerde büyük hakimiyet kurdu. Barbaros Hayrettin Paşa büyük deniz zaferlerine imza attı. Kuzey Afrika fethedildi. Kanuni Sultan Süleyman, kanunları ve zaferleriyle büyük bir ün kazandı.
I. Süleyman (Kanuni) Dönemi İç ayaklanmalar :Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde güçlü devlet otoritesi sayesinde saltanat kavgaları olmamış, ancak bir takım iç isyanlar çıkmıştı. İlk isyanı 1520 yılında Şam valisi Camberd Gazali çıkarmıştı. 1524 yılında sadrazam olamadığı için ikinci vezir Ahmet Paşa isyan etti. 1526 Yozgat civarında, vergi yüzünden Baba Zennun isimli bir şafi isyan etti. 1527 yılında da, Şiiliği yayma iddiasıyla Kalenderoğlu isyan etti. İlk iki isyan Memlük devletini kurma, son ikisi ise Aleviliği yayma amaçlı yapılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |