|
okutuu, öğretme (okumayı, yazmayı, ilimleri)
|
səhifə | 1322/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| okutuu, öğretme (okumayı, yazmayı, ilimleri) .
okutuuçu, öğretmen, muallim.
okutuuçuluk, öğretmenlik. muallimlki.
okuu, 1. okuma; okuu kitebi: okuma kitabı; 2. öğrenme; özünçö okuu: kendi kendine tahsil, hopcasız tahsil; okuu curtu: tahsil yurdu, mektep.
okuuçu, 1. okuyan, okuyucu; 2. öğrenici, talebe.
okuya, a. vakıa, âdise, olay; bolğon iştin okuyasın söylöp ber: olup bitenleri anlat.
ol, o, şu.
olbok, (rad: , V ) = olpok:
olbuy: olbuy-solbuy: kâh soldan kâh sağdan; olbuy-solbuy kamçılıp folk. : kâh sağdan, kâh soldan (atı) kamçılayarak.
olco, ganimet (savaşta, avda) .
olcolo-, ganimet almak, iğtinam etmek; ocolop alğan mal: ganimet olarak alınmış hayvan.
olcoloş ganimete ortaklık eden, ganimetten hisse alan.
olçoğoy, kocaman, hantal.
olçoy-, kocaman, sırık gibi uzun olmak; olcoyğon: kos-koca, up-uzun.
oldo, olda, 1. esef haykırışı; oldo, boykuş; vay sevi miskin! ; oldo kokuy-ay! : ne yazık! ; 2. onama haykırışı; oldo, aynanayınım! : bravo canım’ 3. pişmanlık ve onama haykırışı; oldo, kurğur-ay! : vay kahrolası; oldo, kapır-ay! : vay kâfir!
oldokson, beceriksiz, biçimsiz, meharetsiz, hantal; oldokson til: kaba dil; oldokson tart-: kötüleşmek.
Dostları ilə paylaş: |
|
|