A I, taacüp haykırması; taaccüp veya memnuniyetsizlik edasiyle sual; 3


türügöy, tazı ve adi köpeğin melezi. türül-



Yüklə 6,96 Mb.
səhifə1747/1828
tarix03.01.2022
ölçüsü6,96 Mb.
#48112
1   ...   1743   1744   1745   1746   1747   1748   1749   1750   ...   1828
türügöy, tazı ve adi köpeğin melezi.

türül-, dürülmek, sarsılmak, bükülmek, sığanmak; tümönü türülgön, bk. tümön.

türülöy = tirüülöy.

türült-, dürmek, sığamak. (kolları, paçaları vs.)

türün- sığanmak (yenler, etekler hakkında); cenğin türünüp. kollarını sığayıp.

türüş-, müş. tür ıı’den.

türüü ı = tirüü.

türüü ıı , dürme, sığama, kaldırma (etekleri).

türüülük = tirüülük.

tüs, görünüş, renk, don (at donu); önğündö çoçuğan tüs cok: benzinde korku alameti yok.

tüspöl, görünüş, manzara, çehre, sima, kılık (başlıca insan hakkında; bazan da hayvan hakkında); tüspölün karabayğa okşottum: onu karabaya benzettim, o bana karabayı andırdı.

tüspöldüü, görünüşü, siması, kılığı olan; atası tüspöldüü: babasına benziyor.

tüş ı, öğle zamanı; çak tüş yahut çanğkay tüş: tam öğle zamanı; calğan tüş: öğle zamanından bir iki saat önceki vakit; çın tüş: öğle zamanı; tüş ooy: öğleden sonra: tüş kayşayıp kele catat: güneş zaval vaktına iniyor; tüştön kiyin 1) öğle zamanından sonra, 2) vakti zamanından sonra, ihtiyaç geçtikten sonra (ör. bk. kösöö ıı); tüştö: 1) öğle zamanında; 2) tam zamanında, münasip çağında, tam vaktında, (ör. bk. tülkü ve tölgö).

tüş ıı, ruya, düş; tüşkö kir-: ruyaya girmek; tüşümö kirdi: rüyama girdi; tüşümdö kördüm: rüyamda gördüm; üç uktasa, tüşünö kirgen emes: üç defa uyursa bile rüyasına girmez, (rüyasında bile görmemiş).

tüş ııı, 1. düşmek, inmek; sarkmak; attan tüş-: attan inmek; kolğo tüş-: ele geçmek, yakayı ele vermek; kış tüştü: kış geldi; monçoğo tüş-: hamama gitmek, hamamda yıkanmak; sarayğa tüş-: hana inmek; arağa tüş- bk. ara 1; eske tüş-: hatıra gelmek, hatırlamak; köpkö tüş-: ammenin, cemiyetin fikrine başvurmak; akılğa tüş-: bk. akıl; beş somğo tüştü: beş rubleye mal oldu; satkan maldan tüşkön akça: satılan hayvandan alınan para; alma sabağınan artık tüşpöyt ats.: elma sapından daha fazla olmaz; 2. işin aniliğini yahut kuvvetini ehemmiyetle kaydetmek için yarar; kulağı çur dey tüştü: birdenbire kulakları çınladı; mıltık tars dey töştü: tüfek sesi duyuldu; çanğ-topolonğ tüşüp ketti: itiş-kakış gürültü-patırtı başladı; baarı birdey çuu dey tüştü: hepsi birden çığlık kopardı; közü çakçaya düştü: gözleri faltaşı gibi açıldı; 3. aşmak (dişiye).

tüşçülük: tüşçülük cer: sabahtan öğleye kadar yürümekle katedilebilecek mesafe.

tüşkün, kamçının ucu; tüşkününö zım oroğon kamçı: ucu telle sarılmış kamçı.

tüştön-, öğle zamanında mola vermek; konor bolsonğ, anınğdı ayt, tüştönör bolsonğ caınığdı ayt folk.: geceleyeceksen onu söyle, yalnız öğle zamanını geçirmek için kalacaksan, kim olduğunu söyle!

tüştük, 1. öğle zamanına mensup, öğle zamanına ait; tüştük cer = tüşçülük cer (bk. tüşçülük); 2. cenup (buna onğ tüştük dahi denir); sol tüştük: tüştük-batış: cenubugarbi; tüştük-çığış: cenubuşarki; 3. öğle yemeği.

tüşüm, hasılat, mahsulat, kazanç; nalogdunğ tüşümü: vergilerin tahsili; buudaydınğ tüşümü: buday mahsülü.


Yüklə 6,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1743   1744   1745   1746   1747   1748   1749   1750   ...   1828




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin