A zeki veliDÎ togan bugünkü TÜRKİLİ (TÜRKİstan) ve yakın


Eğer o zaman Başkurtiardan da bir mümessil olsaydı, Kazak-Kır- gızların bu taleplerine tam olarak iltihak ederdi



Yüklə 6,51 Mb.
səhifə301/617
tarix05.01.2022
ölçüsü6,51 Mb.
#75197
1   ...   297   298   299   300   301   302   303   304   ...   617
Eğer o zaman Başkurtiardan da bir mümessil olsaydı, Kazak-Kır- gızların bu taleplerine tam olarak iltihak ederdi.

Kongreden sonra Âkçuraoğlu ve Aziz Meker, Zuriche gidip rus sosyalistleriyle v.e Lenin ile görüşerek kendi beyannamelerini vermişler. Lenin, «Sizin istediğiniz hukuk, biz mevkii iktidara geçersek ziyadesiyle temin olunacaktır. Mamafih bu yazılarınızı okuruz, muvafık görürsek gazetelerimizde neşrederiz.» demiştir. Sonra heyet, Almanya tarikiyle İstanbula dönmüştür. O zaman Alman, Fransız ve Macar matbuatı heyetin faaliyetlerinden, muhtıralarından ehemmiyetle bahsetmişler, kongrenin kendi neşriyatında da -,s) Rusya Müslümanlarının metalibi hakkında tafsilât verilmiştir -41')* Lozan heyetinin faaliyeti münasebetiyle Rusya muhitinde epeyce gürültüler olmuş, Duma'da müslüman mebusu Kutlukay Mirza Tevkilev de, bu münasebetle izahat vermiştir.

  1. mart 1917de Stokoholm’da «Rusya Milletlerinin Dördüncü Kongresi» toplanacak olduğundan, İstanbuldan tekrar bir heyet gönderilmekte idiyse de, Almanyada ihtilâl başlaması dolayısiyle kongre yapılamadan kalmıştır. İnkılâptan, bilhassa Türkiye ordusu Bakuya geldikten sonra, Türkiyeye ve Bakuya tekrar mümessiller gelmeye başlamıştır. Bunlardan ikisi, 1918 yılı martında bir kısım Kazan münevverleri ve zenginler zümresi tarafından gönderilen Tokumbetoğlu Osman ve Muzafferoğlu Yusuftur. Bunlar Türkiye yoluyla Almanyaya giderek 7 ağustosta Alman hâriciyesine, Rusya Müslümanlarının ahval ve dileklerine dair mufassal bir muhtıra vermişlerdir. Makinede yazılmış 24 sahifeden ibaret olan bu muhtırada, Türkistan meselesi etraflıca bahis mevzuu edildiğinden, şayanı zikirdir. Muhtırayı yazanlar, o zamanki Kazanlı münevverlerin âdeti veçhile, bütün Rusya Müslümanları namına söylüyorlarsa da, daha ziyade Kazan Türkleri, Kazakistan, Türkistan Türklerin hayatından bahsetmekte ve bunları .« Şimalişark Türkleri » (Nordosttürken) namiyle birleştirmektedirler. Bunların din ve medeniyet hususunda birliğinden, Başkurdüstan, Endican ve 1916 yılı kıyamlarından, 1917 deki Moskova Müslüman Kongresi mukarreratın- dan (federasyon kararı), 1 9 1 8 deki bidayetinde Khokand hâdisesi ve faciasından, Kızıl Rusların mezaliminden, «Parçalanmıyan bir Rusya» şiarına karşı mücadele edildiğinden bahsediliyor. Bolşevikler İslâmları kesiyorlar, bu, ancak alman ve türk ordularının ilerlemesiyle durdurulabilir. Ukrayna, Estonya, Finlandiya, Kafkasya, Türkistan, Rusyadan ayrılmalı, Rusya bu mağdur milletler tarafından ihata edilmiş bulunmalıdır. Şimalişark Türklerinin memleketi zengindir, İktisadî imkânları büyüktür. Türkistanın hayvan mahsulâtı, pamuğu dikkate şayandır. Burada ticaret Tatarların elindedir, (Muhtırada umumiyetle Tatarların rolü çok izam edilmiştir).

Muhtırayı yazanlar Volga (Tatar), Ural (Başkurt), Kırgızistan (Kazakistan), Türkistan hükümetleri federasyonu fikrini ileri sürüyor- 323 324 lar. Böyle bir devletin teşekkülünün, müttefik devletler için ehemmiyetinden, alman ticaretiyle alman sermayesinin tatbikma geniş imkânlar açılacağından bahsedip, kendilerine yardım istiyorlar. Orta Türklerin istiklâl fikri bu muhtırada ilk defa pek vazıh olarak ortaya atılmıştır: «Etnografı cihetten şimali-şark Türklerî birdir, siyasî ve İktisadî hususlarda gayri kabili taksim bir küldür. Bizim şiarımız, bizi asırlardanberi ezen ve bizim düşmanımız olan Rusyadan tamamiyle ayrılmak, kimseye tâbi olmıyan ve dostunu, düşmanını kendisi ihtiyar edebilen tam müstakil bir devlet tüzümektir» - ,0).

Türkiye için Baku yolu açıldıktan sonra, Baku ve Istanbula gelen Türkistanlıların isimlerini (s. 275) yazmıştık. Bunlardan Sadreddinkhan ve ıNureddin Beğ Khudayarkhanov, mütareke hengâmmda Sibiryalı Ab- durreşid Kadı, AzerbaycanlI Hiiseyinzad.e Aİi Beğ, Kazanlı Osman To- kumbet ve Atâullah Bahaeddin, Halim Sab't’lerle beraber İsviçrede bir «Büro» teşkil ederek bir temsil heyeti sıfa,tiyle bulunmak maksadiyle, l alât Paşanın yardımı ile 2 7 ilkteşrinde Istanbuldan hareket etmiştir, i eşkılât islerini yola koymak işinde yardımda bulunmak için de, Türkiye hükümeti tarafından Köprüliizade Mehmet Fuat Bey heyete terfik edilmişti. Heyet Varnaya geldiğinde, Macaristanda ihtilâl zuhurundan haber alarak Odesa-Aimanya tarikiyle yoluna devam etmişse de, Kiye- ve gelip Almanya mümessili Baron Mum a müracaat ettiklerinde, ihtilâlin Almanyada da çıkmış olduğunu ve yolların kapandığını haber alarak sonteşrin nihayetinde Istanbula dönmüştür. Bunu müteakip Türkistan vekilleri de, Istanbuldan Baku tarikiyle, vatanlarına doğru hareket etmişlerdir. Yukarıda zikri geçen Şir Ali Lapin ise, daha ilkteşrin bidayetinde, elince Talât Paşanın bir tavsiye mekutbu olduğu halde, Berime gelebilmiştir.



Prof. Moritz vasıtasiyle Alman hâriciyesinden aldığım malûmata göre, Şir Ali kendisini, «Otonomyah Türkistanın Millî Parlâmento reisi ve Orta Asyada Jlema fırkasının mümessili» olarak tanıtmıştır. O, Türkistanın ve . Afgaııistaıîın istikbali hakkında Alman hâriciyesine bir muhtıra verip, bazı teşebbüsatta bulunmuş, ilkteşrin nihayetinde vata-

-’1'0) S. 16: Nordöstliche Türken etnographisch die familie einer einzigen Nationâlitat der nordöstlichen Türkv- cr darstellen; ferner aufweisen ein einzi- ger uııteilbarcs Ganzes im politischcn und wirtschaftlichen Sinne. Unsere Haupt-


Yüklə 6,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   297   298   299   300   301   302   303   304   ...   617




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin