Adem Güneş Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen Yanlışlar



Yüklə 430,99 Kb.
səhifə1/9
tarix03.08.2018
ölçüsü430,99 Kb.
#67257
  1   2   3   4   5   6   7   8   9

Adem Güneş _ Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen Yanlışlar
Kitaplar, uygarlığa yol gösteren ışıklardır.
UYARI:
www.kitapsevenler.com
Kitap sevenlerin yeni buluşma noktasından herkese merhabalar...

Cehaletin yenildiği, sevginin, iyiliğin ve bilginin paylaşıldığı yer olarak

gördüğümüz sitemizdeki

tüm e-kitaplar, 5846 Sayılı Kanun'un ilgili maddesine

istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacıyla

ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuşan "Braille Not Speak", kabartma ekran

vebenzeri yardımcı araçlara, uyumluolacak şekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayıcı ve OCR (optik

karakter tanıma) yazılımı kullanılarak, sadece görmeengelliler için, hazırlanmaktadır. Tümüyle ücretsiz olan sitemizdeki

e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"düşüncesiyle, hiçbir ticari amaç gözetilmeksizin, tamamen gönüllülük

esasına dayalı olarak, engelli-engelsiz Yardımsever arkadaşlarımızın yoğun emeği sayesinde, görme engelli kitap sevenlerin

istifadesine sunulmaktadır. Bu e-kitaplar hiçbirşekilde ticari amaçla veya kanuna aykırı olarak kullanılamaz, kullandırılamaz.

Aksi kullanımdan doğabilecek tümyasalsorumluluklar kullanana aittir.

Sitemizin amacı asla eser sahiplerine zarar vermek değildir.

www.kitapsevenler.com

web sitesinin amacı görme engellilerin kitap okuma hak ve özgürlüğünü yüceltmek

ve kitap okuma alışkanlığını pekiştirmektir.

Sevginin olduğu gibi, bilginin de paylaşıldıkça pekişeceğine inanıyoruz.

Tüm kitap dostlarına, görme engellilerin kitap okuyabilmeleri için gösterdikleri çabalardan ve

yaptıkları katkılardan ötürü teşekkür ediyoruz.

Bilgi paylaşmakla çoğalır.


İLGİLİ KANUN:

5846 Sayılı Kanun'un "altıncı Bölüm-Çeşitli Hükümler" bölümünde yeralan "EK MADDE 11" :

"ders kitapları dahil, alenileşmiş veya yayımlanmış yazılı ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler için üretilmiş bir nüshası yoksa

hiçbir ticarî amaçgüdülmeksizin bir engellinin kullanımı için kendisi veya üçüncü bir kişi tek nüsha olarak

ya da engellilere yönelik hizmet veren eğitim kurumu, vakıf veya dernek gibi

kuruluşlar tarafından ihtiyaç kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda çoğaltılması veya ödünç verilmesi

bu Kanunda öngörülen izinler alınmadan gerçekleştirilebilir."

Bu nüshalar hiçbir şekilde satılamaz, ticarete konu edilemez ve amacı dışında kullanılamaz ve kullandırılamaz.

Ayrıca bu nüshalar üzerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin

bulundurulması ve çoğaltım amacının belirtilmesi zorunludur."


bu e-kitap Görme engelliler için düzenlenmiştir.

Kitap taramak gerçekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir iştir.

Ne mutlu ki, bir görme engellinin, düzgün taranmış ve hazırlanmış bir e-kitabı okuyabilmesinden duyduğu sevinci paylaşabilmek tüm zahmete değer.

Sizler de bu mutluluğu paylaşabilmek için bir kitabınızı tarayıp,

kitapsevenler@kitapsevenler.com veya kitapsevenler@gmail.com

Adresine göndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katılmayı düşünebilirsiniz.

Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emeğe ve kanunlara saygı göstererek

lütfen bu açıklamaları silmeyiniz.

Siz de bir görme engelliye, okuyabileceği formatlarda, bir kitap armağan ediniz...

Teşekkürler.

Ne Mutlu Bilgi için, Bilgece yaşayanlara.

TÜRKİYE Beyazay Derneği


www.kitapsevenler.org

www.kitapsevenler.com

e-posta: kitapsevenler@kitapsevenler.com kitapsevenler@gmail.com

Adem Güneş _ Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen Yanlışlar


Çocuk terbiyesinde doğru bilinen yanlışlar

pedagog ADEM GÜNEŞ

çocuk terbiyesinde doğru bilinen yanlışlar

pedagog ADEM GÜNEŞ

Tarayan: Süleyman Yüksel

Yayın Yönetmeni:

Dr. Veli Sırım

Editör:


özlem Golcü

Mizanpaj:

Özlem Golcü

Kapak:


Kenan Bıyıklı

Üretim:


Ali Osman Macit

ISBN: 978-975-269-476-3

Baskı:

Şubat 2009



Baskı-Cilt:

Nesil Matbaacılık

Beymer San. Sit. 2. Cad. No: 23

Yakuplu - B. Çekmece / İstanbul

Tel: (0212) 876 38 68 pbx

NESİL YAYINLARI Sanayi Cd. Bilge Sk. No: 2 Yenibosna 34196 Bahçelievler / İstanbul Tel: (0212) 551 32 25 pbx Faks: (0212) 551 26 59

Internet: wuw.nesilyayin1dri.com e-posta: nesiKSnesilyayinlari.com

NESİL


© Fikir ve Sanat Eserleri Yasası gereğince bu eserin yayın hakkı anlaşmalı olarak Nesil Basım Yayın Gıda Tic. ve San. A.Ş.'ye aittir. İzinsiz, kısmen ya da tamamen çoğaltılıp yayınlanamaz.

çocuk terbiyesinde doğru bilinen yanlışlar

pedagog ADEM GÜNEŞ

Adem Güneş

1969'da Ankarada doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da, lise

öğrenimini Çankırı Askeri Lisesi'nde tamamladı.

Eğitim hayatını yurt dışında devam ettiren yazar, Rotterdam

Üniversitesi Pedagoji bölümünden mezun oldu.

Uzunyıllar yurtdışında bulunan Pedagog Adem Güneş, Avrupadaki

çocuk terbiye modellerini, okul ve eğitim sistemlerini yakından

inceledi. Yurt içi veyurtdışında verdiği yüzlerce konferansta Anadolu

aile yapısına uygun, Türk insanının kendi değerleri ile barışık çocuk

terbiyesi yöntemlerini ön plana çıkartmaya gayret etti.

Halen Fatih Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi olan yazar, Türkiye ve yurt dışında

yayınlanan çeşitli gazete ve dergilerde çocuk terbiyesi ile ilgili yazılar kaleme alıyor.

Pedagoji biliminde Antropedagoji (Güneş, 2005) düşünce akımının kurucusu olan

Adem Güneş, evli ve dört çocuk babasıdır.

pedagog ADEM GÜNEŞ

e-mail: ademgunes@gmail.com

YAYINLANMIŞ ESERLERİ

¦ Anababatarm Korkulu Rüyası: Çocuklara Yönelik Taciz

¦ Çocuk Terbiyesinde Köşe Taşlan

¦ Bilmezsen Korkarsın Tabi / Korku (Çocuk Terapi Hikayeleri -1)

¦ Rahat Bırakın Beni / Sosyal Fobi (Gençlik Terapi Hikayeleri -1)

¦ Anne-Baba ve Çocuklar İçin Tatil Rehberi

¦ Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen Yanlışlar

/

içindekiler



Giriş_________________________________________________15

Embriyo Psikolojisi___________________________________19

Genetik karakter nedir?______________________________20

Psikolojik karakter nedir? ___________________________20

Kölelik ruhu________________________________________21

Beyaz adamın "sadık köle" merakı ___________________21

Şizofrenik bir araştırmanın kurbanı anneler____________22

Embriyo psikolojisi nedir?___________________________23

Anneyle Çocuk Arasındaki Büyük Sır_________________25

Televizyon ve kumanda arasındaki iletişimsizlik______25

Doğumu takip eden ilk saatlerin önemi _______________26

Çocuğun özellikleri bilinçaltına kaydediliyor __________27

Anne Sütü, İlk Altı Aydan Sonra Gereksiz mi?________29

İlahî ikram: anne sütü________________________________30

Anne sütü, bebeğin her şeyi_________________________32

Anne sütü, kanseri önlüyor__________________________33

Anne sütünün ağız sağlığıyla bağlantısı_______________34

Emzirme ve uyum süreci____________________________34

Çocuk İhtiyaç Duyduğu An Sevgi Alabilmeli___________36

İhtiyaç duyulduğu an sevgi__________________________37

Ofis ile kreş arasında sıkışan anneler__________________ 38

O halde anneler çalışmasın mı? ______________________39

Çocuklar kaç yaşında anneden kopar? ________________39

Kreş mi, büyük anne mi?____________________________39

Tatmin edilmemiş duygular, ruhta iz bırakır___________41

Anneyi, Anne Olmaya Zorlayan Süreç:

Tuvalet Alışkanlığı___________________________________ 42

Tuvalet alışkanlığı, bir rahmet sürecidir_______________45

Anne ile çocuk arasındaki İlahî yapıştırıcı_____________46

Tuvalet alışkanlığı psikolojiktir ______________________46

Pratikte neler yapılabilir?____________________________46

Anne-Babaları Bekleyen Büyük Tehlike:

"Evlatkoliklik"_______________________________________49

Bağımlılık mı, sosyal hayata hazırlanamama mı?______50

Çocuk, hata yaptıkça tecrübe kazanır_________________51

Bağımlı ebeveynin çocuğunu bekleyen birkaç tehlike___52

Anne-babalar ikaz ediliyor__________________________53

"Bağımlılık" kaos, "bağlılık" huzur doğurur___________53

Çocuk Eğitimi mi, Çocuk Terbiyesi mi?________________55

İyi eğitilmiş çocuk, iyi terbiye edilmiş çocuk mudur?___55

"Çocuk eğitimi" ile "çocuk terbiyesi" arasındaki fark

nedir?_____________________________________________56

O halde "çocuk terbiyesi" nedir?_____________________57

Çocuk Tanınmadan, "Çocuk Terbiyesi" Olmaz________59

Şahin'in korkak bir kargaya dönüşme hikâyesi________59

Çocuğunuzu yeniden keşfedin_______________________61

Çocuğu tanımada, "başarı" mı "başarısızlık" mı ölçü

olmalı? ____________________________________________62

Çocuğu en iyi tanıyan, annedir_______________________63

Akıllı Usju Çocuk, Terbiyeli Çocuk mudur?____________65

Çocuk Terbiyesi İçin Mükemmel Fırsat: Ramazan_____69

Çocuktan terbiye olmak______________________________70

İftar davetleri ve çocuk terbiyesi______________________70

Teravih namazları ve çocuk terbiyesi _________________71

Sahur ve çocuk terbiyesi _____________________________73

Mukabele ve çocuk terbiyesi_________________________74

Sadaka ve çocuk terbiyesi___________________________76

Bayram ve çocuk terbiyesi____________________________76

Sosyalleşme ve Ramazan_____________________________77

Pembe Babalar, Hırçın Anneler_______________________79

Anne gibi anne, baba gibi baba olmak_________________79

Baba, ailede otorite temsilcisidir______________________80

Anne, aile içinde şefkat temsilcisi, denge unsurudur___81

Çocukların, Çocuk Olduklarını Unutmayın!____________84

Çocuklar İçin Oyun, Oyun Değildir___________________89

Oyun, oyun değildir_________________________________90

"Hadi, git biraz oyna!"_______________________________91

Oyalamak mı, oynamak mı?_________________________91

Çocukla oyun oynamak, beceri ister__________________92

Çocuk oynadığı oyunun hükmedicisidir_______________92

Oyun, amaçsızdır___________________________________93

Oyuncak, modaya değil, çocuğa uygun olmalıdır______93

Asıl Tehlike Oyuncak Silah Değildir__________________97

Anormal davranış çok çabuk bulaşır__________________98

Oyuncak silah merakı, çocuğun dünyasındaki kırık noktaların işaretçisidir______________________________99

Çocuklara "Kendine Güvenmeyi"

Öğretmek Doğru mu?_______________________________101

Kendi ayakları üzerinde durmak, insanı yorar_______102

Otonom çocuk yetiştirmek, bela yetiştirmektir_______106

Kendine güvenen çocuk yetiştirmeyin _______________107

Çocuğunuzun Öfkesini Söndürmeyin________________108

Öfke, sosyal hayatı bilinçaltından düzene sokar______109

Öfke, çocukları tacizden koruyan bir silahtır_________110

Öfkenin önüne geçilmezse zararlı olmaz mı?__________111

"Öfke" zehir, "vicdan" panzehirdir__________________111

Vicdan ve öfke dengesi ____________________________112

Çocuklar, anne babasının yankısıdır_________________113

Anne babanın vicdanı, çocuklarının vicdanının

tohumudur________________________________________114

Bahane, vicdanı öldürür____________________________115

Din, vicdanı besleyen şah damardır, suni davranışlar bu

damarı tıkar_______________________________________117

İlahiler, ezgiler ve çocuk vicdanı ____________________117

Yalan, vicdanı zehirler______________________________120

"Yalan söylemedim, sadece şaka yaptım!"____________120

Kardeş, Kardeşin "Kumaşıdır!"______________________123

"Kıskançlık onun kanında var" _____________________123

Tahrip edilen duygular kıskançlığı başlatır___________124

Çocuklara eşit davranmak, kıskançlığı körükler______124

Adaletsizlik, kıskançlık doğurur ____________________126

Adaletsizlik, güvensizliği; güvensizlik,

kıskançlığı tetikler__________________________________126

Statü kaybı ve kıskançlık___________________________127

Çocuklar arası yaş farkı, kıskançlıkta rol oynar_______127

"Tıpkı babası gibi gözleri var"______________________128

Çocuğum Yaramaz mı, Hiperaktif mi?________________129

Hiperaktiflik nedir?________________________________130

ADHD'nin belirgin özellikleri nedir? ________________130

ADHp nasıl oluşur?________________________________131

ADHD'nin tedavisi var mıdır?______________________132

Son bir tavsiye_____________________________________133

Anne Babaların Hazırlıksız Yakalandığı Soru:

"Allah Nerede?"____________________________________134

Bilinçaltında büyüyen öcü__________________________135

Her kalpte Allah varsa kaç tane Allah var?____________136

"Bana dinden imandan bahsetmeyin"________________137

Pembe Renk, Kız Çocuğuna Yakışır; ama_____________139

Çocuklarınızı ateşe atmayın________________________140

Peki, kız çocuklarında hangi renk tercih edilmelidir? __141

I

Teşekkür



Evet; ben ki bu eserin yazarı olarak görünüyorum, öyle ise kitapta rastlayacağınız her türlü kusurun şahsıma ait olduğunu bilmenizi isterim.

Tüm kusurlarımıza rağmen bu kitabın oluşmasında fikrî katkılarını esirgemeyen Dr. Veli Sırım Bey'e,

Kitap ile bütünleşerek okuyucuya hazır hale getirilmesinde ciddi emek sarf eden Özlem Golcü Hanımefendi'ye,

Kitabın yayma hazırlanmasının her aşamasında emek veren tüm kardeşlerime teşekkür ederim.

Yeni Baskı Jçin

Elinizde bulunan bu eser, okuyucusuyla buluştuğu ilk günden itibaren büyük bir ilgiyle karşılandı... Kısa bir sürede internet sitelerinde "En Çok Satan" ilk on kitap arasında, Çocuk Terbiyesi ile ilgili eserler içinde de ilk üçte yer almayı başardı.

Okuyucularımızdan gelen onlarca takdir ve teşekkür dolu mesaj, yeni çalışmalar için ayrı bir heyecan verdi. Kitabımızın farklı dillere tercüme edilmesi için yapılan müracaatlar Anadolu Pedagojisi'nin ne kadar da "makul" ve "insancıl" yöntemlerle dolu olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Umuyoruz ki kendi Anadolu insanına ait bu yeni pedagojik yaklaşımlar, çocuk terbiyesinde bunalım geçiren, bütün dünyaya da yeni bir bakış açısı kazandırır...

İlk baskıları hemen tükenen kitabımıza olan ilgiyi karşılamak için yeni konular da ilave etme kararı aldık.

Kitabımıza gösterilen bunca ilgiden dolayı bütün okurlarımıza, anne-baba ve eğitimcilere teşekkür etmeyi borç kabifil ediyoruz:

Teşekkürler... «

Pedagog Adem Güneş İstanbul, 2008

Giriş


Rus psikolog Ivan Pavlov'un meşhur "şartlı refleks"ini bilirsiniz. Hani Pavlov, üzerinde deney yaptığı köpeğine, et vermeden önce zil çalıyor ve arkasından da et veriyor ya...

Önce zil çalıyor, sonra et veriyor... Önce zil, sonra et...

Bir süre sonra artık köpek ne zaman zil çalınsa et geleceğini umarak kuyruğunu sallıyor. Yemek hevesiyle salyası a-kıyor.

İşte bilim tarihinde bu olaya, "Şartlı Refleks" deniliyor.

Bunda ne var da bilim tarihine geçsin demeyin sakın! Çünkü ilerleyen yıllarda şartlı refleks hayatın her alanında hayvanları eğitmekte kullanılmaya başlandı.

Hatırlar mısınız? Bir zamanlar, sokaklarda tef çalarak ayı oynatanlar vardı. Bir ayı oynatıcısı elindeki tefi çaldıkça ayı bulunduğu yerde zıplaya zıplaya oynamaya çalışırdı. Tef

sustuğunda ise burnunda kocaman halkası bulunan ayı, yerine otururdu. Peki, bu ayı tef çalındığında neden zıpİaya

zıplaya oynuyordu biliyor musunuz?

1 Çünkü tef çalan kişi, ayıyı eğitmek için onu, önce bir kafesin içine yerleştiriyordu. Altı metal bir plaka ile kapalı bu kafesin tabanında bir ateş yakıyor; sonra da ayının karşısına geçiyor ve tef çalmaya başlıyordu. Kafesin altı ısındıkça ayının ayağı yanıyordu. Bu esnada da ayı oynatıcısı tef çalmaya devam ediyordu. Ateş gittikçe yakıcı hale geldiğinde, ayının ayakları yanmaya başlıyordu. Hâlâ oynatıcı tef çalmaya devam ediyordu. Ayı artık acı ile bağıra bağıra kafesin içinde zıplıyordu. Oynatıcının bu acı umurunda değildi bile, o tefini çalmaya devam ediyordu...

Bu olay günlerce, haftalarca devam ediyordu. Artık ayının psikolojisi o hale geliyordu ki kafesin içinde ateş olmasa bile tef sesi duyunca -zavallı ayıcık- ayağının yanacağını düşünerek zıplamaya başlıyordu...

Bu eğitimin ardından da meydanlarda zıplayan ayılara rastlanırdı. İşte sizin zevk içinde zıpladığını sandığınız ayıcık, ayağının yanacağı korkusuyla ha bire çırpınmaktan başka bir şey yapmazdı!

Hayvanların eğitildiği yöntemler ile insan terbiye edilebilir mi?

Ne yazık ki bugün, çocuk terbiyesine hâkim olan yöntem, şartlı reflekse dayandırılmaktadır. Etrafınızı gözlemleyin lütfen; çocuklardaki istenmeyen davranışları değiştirmek için kullanılan yöntemler, çoğunlukla ceza ve şiddet etrafında şekillenmiyor mu? Şiddetten kastettiğimiz sadece fiziksel değil, -kitabın ilerleyen bölümlerinde de görüleceği üzere-"duygusal" ve "psikolojik" şiddettir.

Gece yatağına gitmekte zorlanan çocuğa, "Eğer şimdi yatmazsan bir daha seni sevmeyeceğim" demek, duygusal

şiddet değil midir? (Burada, çocuk, anne sevgisini kaybetmemek için kendini yatağa gitmeye şartlandırmaktadır.)

Misafirliğe gelen çocuk ile ev sahibinin çocuğu kavga etse ve evin hanımı, oğluna/kızına "Çabuk odana git ve sakın dışarı çıkma" diye bağırsa bu psikolojik ve sosyal bir ceza olmaz mı? (Böylece çocuk, anneden gelecek bir ceza korkusu ile tehdit edilir ve yapılması istenilen davranış zorunlu hale getirilmiş olur.)

Bu iki örnek neyi hatırlatıyor? Ayağının yanacağından endişe eden ayının, tef sesini duyduğunda zıplamaya başlamasını değil mi?

İşte ceza verileceği korkusuyla da çocuk, kendi davranışlarını değiştirmeye çalışıyor. Böylece ayı için kullanılan eğitim yöntemi, çocuğa da tatbik ediliyor.

Aslında çocuk terbiyesinde günlük olarak uyguladığımız bu ve benzeri yöntemlere öyle alışmışızdır ki hiç de tuhafımıza gitmez. Problemle baş başa kalındığında el altında ilaç gibidir, ceza korkusu ile çocuğu "adam" etmeye çalışmak...

Unutmayın ki hayvanları şartlandırılmış refleks davranışlarla istediğiniz gibi terbiye edebilirsiniz: Köpeği aç bırakır, açlıkla terbiye ederek istediğiniz hareketi yaptırabilirsiniz. Ayının ayaklarını yakarak tef çalar ve karşınızda oynatabilirsiniz; ama insan... İnsanda bir izzet, onur, vicdan, akıl, ruh, kalp ve sır vb. var. Hayvan, belki aç bırakılarak, acı verilerek terbiye edilir; ama insan, asla!..

Pedagojide derin Darvinizm izleri

Ne yazık ki hayvanlar ile insanların aynı soydan geldiği inancı, hayvanlar üzerinde olumlu sonuçlar veren davranış değiştirme metotlarını insanlar üzerinde de uygulanmasını yaygın hale getirdi. Pedagoji ve psikoloji fakültelerinde, "İnsan davranışı nasıl değiştirilir?" dersleri olarak gösterildi ve

j-u ¦ yu^uı\ ı cı uıyc^ıııuc L/uyru uıııııcıı ı a ıı ıı 3 ı a ı

ne yazık ki bazı uzmanlar tarafından da bu yöntemler anne babalara tavsiye edildi.

Sonuç?

Sonuç ortada: yeni tip insan modeli.



Çocukluk yıllarında, otur, deyince oturan, kalk, deyince kalkan, yat, deyince ceza korkusu ile yatan minik çocuklar; bir süre sonra ergenlik dönemi ile birlikte "isyankâr" kişilikleri ile okulda öğretmene kafa tutan, evde babaya asi, sokakta komşusuna yaka silktiren insan modeline dönüştüler.

O güzelim Anadolu insanının çocuk terbiyesinde hedef olarak seçtiği, insan gibi insan olma; tevazu, alçak gönüllülük, hoşgörü ve vicdan kültürü temellerine göre çocuk yetiştirme metotları gitti. Bunlar yerine kendine güven duymaya zorlanan, başarmaktan zevk alması için eğitilen, bireysel yaşama göre programlanmış, egoist, hedonist, materyalist yöntemlere göre şartlanan çocuk terbiyesi modelleri geldi. Hem de öyle geldi ki dönüp kendimize baktığımızda, çocuğumuza uyguladığımız terbiye yöntemlerinin hiçbiri tuhafımıza gitmeyecek kadar ruhumuza sindi.

İşte bu kitapta, çocuk terbiyesinde ruhumuza kadar sinmiş olan bu yanlışları bir araya getirmeye çalıştık. İnanıyoruz ki bu mütevazı çalışma kendi pedagojimizin sıcaklığını yansıtma adına bir değer taşır...

Embriyo Psikolojisi

Anne karnında dokuz ay geçiren bir çocuk, bu zamanı öylesine mi geçirir yoksa -tıpkı fiziksel görünümünü gün be gün şekillendirdiği gibi- psikolojik ve ruhî gelişiminin temellerini mi atar?

Hamile bir anne, abdest aldığında, namaz kıldığında, Kur'an okuduğunda yahut yalan söylediğinde, gıybet ettiğinde, günaha meylettiğinde karnındaki çocuk ne haldedir?

"Bizim çocuk çok çekingen. Kalabalık bir ortamda kendini ifade edecek iki kelimeyi yan yana getirmekte zorlanıyor" diye dert yandığımızda, acaba çocuğun anne karnında yaşadığı psikolojinin etkisinden mi bahsediyoruz? Başka bir ifadeyle, "çocuğun karakteri" derken embriyonun anne karnında gün be gün şekillenen ve bir ömür boyu üzerinde izlerini taşıdığı psikolojiden mi söz ediyoruz?

20 ¦ Çocuk Terbiyesinde Doğru Bilinen Yanlışlar

Mademki "genetik karakter" anne-babadan alman | genlerin tesiri ile anne karnında oluşur, o halde "psikolojik karakter" de yine anne karnında şekillenmeye başlar. 1

Genetik karakter nedir?

Hani hep deriz ya "Tıpkı babası gibi uzun boylu" veya "Aynı annesi gibi neşeli, cana yakın"; bunun sebebi genetik karakterdir. Yani bir çocuğun anne ve babasından aldığı genlerin karışımının ve özetinin kendi fiziğinde veyahut karakterinde şekillenmiş olmasına, "genetik karakter" diyoruz.

Çocuk, anne karnına düştüğü ilk an, bir kısım özelliklerini babadan (veya baba tarafından), bazı özelliklerini de anneden (veya anne tarafından) alarak yeni bir birey olmaya doğru ilk adımları atar. Anne ve babadan alınan bu özellikler, sadece fiziksel değil, aynı zamanda çocuğun bir ömür boyu taşıyacağı "karakter"in de temel verileridir. Belki de "Can çıkar, huy çıkmaz" atasözü genetik karakteri anlatma açısından kullanılan en anlamlı sözdür.

Ebeveynin ortak genetik özelliklerinin çocuk üzerinde nasıl şekil alacağı konusunda, anne-babanm ne haberi ne de doğrudan bir tesiri olabilir. Bu oluşum tamamen anne-baba iradesinin dışındadır. Örneğin, anne öfkelidir; ama baba çok sakindir. Anne esmerdir, baba kumral...

Çocuğun anne karnındaki oluşumu bir de bakmışsınız ki anneye değil, babaya göre şekillenmeye başlamıştır bile. Bilemez, anlayamaz ve ayarlayamazsmız. Genetik oluşumun ayarlanmasında tek bir söz sahibi vardır o da sonsuz Kudret sahibi olan Allah ve bu oluşum, tam bir sırdır!..

Psikolojik karakter nedir?

Genetik karakterin haricinde, bir de çocuğun anne karnına düştüğü ilk andan itibaren şekillenmeye başlayan "psikolojik karakter"i vardır. Psikolojik karakter, annenin sevinçle-

ri, öfkesi ve üzüntülerine bağlı olarak "genetik karakterin" üzerine inşa edilen ikinci bir karakterdir.

Anne karnında, dokuz ay geçiren bir çocuk, sadece bu süreyi tamamlamak için beklemez, aksine annenin yaşadığı her .acıyı, her sevinci ve her duygusal değişimi birebir yaşayarak bir ömür boyu ana hatları ile kullanacağı karakter alfabesinin ilk harflerini de dizmeye başlar.

Genetik karakterin oluşumunda her ne kadar, anne ve baba söz sahibi olmasa da psikolojik karakterin oluşumunda, özellikle anne doğrudan tesir sahibidir. Yani anne, eğer isterse karnındaki çocuğun "pısırık, korkak" yahut "sakin ve huzurlu" olabilmesi adına ciddi bir rol oynayabilir.

Nasıl mı?

Annenin çocuk üzerindeki etkisine başlamadan önce kısa bir Afrika yolculuğuna çıkalım ve embriyo psikolojisini Afrika'dan bir örnekle daha da belirgin hale getirelim.

Kölelik ruhu

Eğer "psikolojik karakter"den bahsedeceksek Afrika'dan söz etmeden geçemeyiz; çünkü Afrika, çocuk psikolojisinin bir numaralı laboratuarı ve en acımasız deney tahtasıdır. Bir çocuğun gelişimini takip etmek, bir annenin psikolojisini bozup yeniden yapmak, daha sonra da bunu, bilim dünyasına hediye etmek isteyen bilim adamlarının (!) ilk adresi Afrika'dır; hatta Afrika'nın talihsiz ülkesi Kongo ...


Yüklə 430,99 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin