Ahmet Akgündüz Bilinmeyen Osmanlı



Yüklə 3,77 Mb.
səhifə7/83
tarix12.01.2019
ölçüsü3,77 Mb.
#95873
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   83

1281 yılında babasının yerine aşiret beyi olan Osman Bey, bir görüşe göre, Selçuklu Sultânı II. Gıyâseddin Mes'ûd'un 1284'de Söğüd ve çevresinin kendisine tahsis edildiğine dair olan fermanı ve yanında hediye ettiği ak sancak, tuğ ve mehterhane ile uc beyi olmuştur. 1288 veya 1291 tarihinde Karacahisâr'ı fethetmesi ve Dursun Fakih'e kendi adına hutbe okutması, Osman Bey'in yarı istiklâlini kazanması demektir.

Osman Gâzi'nin Bizans sınır şehirlerini birer birer fethetmesi üzerine telâşa düşen Bizanslılar onu ortadan kaldırmak için bir düğün vesilesiyle bir baskın hazırlarlar. Baskına baskınla cevap veren Osman Bey, 1299 yılında Yarhisâr ve Bilecik'i fethetti ve beylik merkezini Bilecik'e nakletti ve fitneye sebep olan Yarhisâr Tekfurunun kızı Nilüfer'i (Holofura'yı) oğlu Orhan ile evlendirdi. Bu tarih, daha önce açıklanan sebeplerle Osmanlı Devleti'nin kuruluş yılı kabul edildi. 27 Ocak 1300'de Selçuklu Sultânı III. A-lâ'addin Keykubad'ın saltanat alâmeti olan tabi, alem ve tuğu Osman Beye bir ferman

6 Köprülü, Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu, sh. 83-102; Âşıkpaşa-zâde, Tarih, sh. 204-206; Mehmed Ali Şevki, "Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluşu Bahsi", sh. 3051; Ergin, Mecelle-I Umûr-i Belediye, 1/537-551; Ahmed Tevhid, "Ankara'da Ahiler Hükümeti", sh. 1200-1204; Çağatay, Neşet, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Ankara 1974, sh. 56-90; Wittek, Paul, The Rise of the Ottoman Empire, London 1938; Bayram, Mikail, "Anadolu Selçukluları Devrinde Anadolu Bacıları (Baciyan-ı Rum) Örgütünün Kurucusu Fatma Bacı Kimdir? ", Belleten c. XLV-2, sayı 180(1981), sh. 457-472; Taeschner, Franz, "İslâmda Fütüvvet Teşkilâtının Doğuşu Meselesi ve Tarihî Ana Çizgileri", Çev. Semahat Yüksel, Belleten, c. XXVII, sayı 142(1972), sh. 203-236; Çağatay, Neşet, "Anadolu Türklerinin Ekonomik Yaşamları Üzerine Gözlemler (Bu alanda ahiliğin etkileri)", Belleten, c. LII, sayı 203(1988), sh. 485-500. Bu dönemdeki maneviyât erenleri için bkz. Süleymaniye Kütp. Esad Efendi, nr. 2362, vrk.86/b-91/b. ,..

ile göndermesi ile artık

yakın bir yerde Yenişehi

bu fetihlerde kendisine '

hir'i; oğlu Orhan Bey'e

ve Turgut Alp'e İnegöl'ü

yılında İlhanlı Hükümdaı

Osmanlı Devleti tamamen

Bey'in Müslüman olması/

yılından itibaren çevrede /

Bey'e devretti. 1324 yılı

eden Osman Bey, vasiyeti

2.5 yıl sonra 1326 yılında £

Babasından 4800 km

Bey'in Orhan ve Alâ'addin c

Bey, Hamîd Bey, Pazarlı Be]

zamanında Osmanoğullarınıı

Akyazı ve Hendek, Kütahy

ilçelerini kapsıyordu,

Osman Bey zamanında^ yarar vardır: Âlimlerden en I bin Ebî Kasım Karahisâ'-'-Paşa, Şeyh Ulvân Çelet

8. Osmanlı Devleti1 Dündar'ı öldürme çıklar mısınız?

Evvela bu olayın, ı bul edilmeyen bir göri geldiğinde, Amca Dün. Ayrıca Dimitri Kanteır vefat ettiğini belirtme Kemal gibi olayı nakle râviler eder ki...' #

Şayet çok zayıf i halinde, t;

Osman Bey ( tesirler gösterî dan ve nihayet İbft-ll

' İbn-l Kemal, Tev Âlî, Künhü'l-Ahbâr, d 24; Mehmed Zeki,' Tarihi, c. 1, sh. 1 "Osman I", İA; E

"4

BİLİNMEYEN OSMANLI



37

ile göndermesi ile artık Osman Bey müstakil bir uc beyi olmuştu. 1301 yılında Bursa'ya yakın bir yerde Yenişehir'i kurdu ve saltanat merkezini buraya nakletti. Bu arada bütün bu fetihlerde kendisine yardım edenleri de unutmadı ve kardeşi Gündüz Bey'e Eskişehir'i; oğlu Orhan Bey'e Sultânönü'nü; Hasan Alp'a Yarhisâr'ı; Şeyh Edebalı'ya Bilecik'i ve Turgut Alp'e İnegöl'ü verdi ve Edebalı'nın torunu Alâ'addin'i yanında götürdü. 1308 yılında İlhanlı Hükümdarı Ahmed Gazan tarafından Selçuklu Devletine son verilince Osmanlı Devleti tamamen müstakil hale geldi. 1313'de Harmankaya Hâkimi Köse Mihal Bey'in Müslüman olmasıyla Mekece, Akhisar ve Gölpazarı Osmanlının eline geçti. 1320 yılından itibaren çevrede fazla görünmeyen Osman Bey, 1324 yılında beyliği oğlu Orhan Bey'e devretti. 1324 yılı Şubat ayında Bursa'nın fethini görmeden 67 yaşında vefat eden Osman Bey, vasiyeti üzerine, geçici olarak gömülü bulunduğu Söğüd'den alınarak 2.5 yıl sonra 1326 yılında Bursa'daki Gümüş Künbed'e defn olunmuştur.

Babasından 4800 km2 olarak aldığı toprakları 16.000 km2'ye çıkaran Osman Bey'in Orhan ve Alâ'addin dışındaki çocukları şunlardır: Fatma Hâtûn, Savcı Bey, Melik Bey, Hamîd Bey, Pazarlı Bey ve Çoban Bey. Bugünkü mülkî taksimata göre, Osman Bey zamanında Osmanoğullarının ülkesi, Bilecik, Eskişehir merkez, Sakarya'ya bağlı Geyve, Akyazı ve Hendek, Kütahya-Domaniç ve Bursa ilinin Mudanya, Yenişehir ve İnegöl ilçelerini kapsıyordu.

Osman Bey zamanındaki büyük âlimler ve şeyhlerden bazılarını da hatırlatmakta yarar vardır: Âlimlerden en önemlileri Mevlânâ Şeyh Edebalı, Dursun Fakîh ve Hattâb bin Ebî Kasım Karahisârî'dir. Maneviyât reislerinden ise, Şeyh Muhlis Baba, Şeyh Âşık Paşa, Şeyh Ulvân Çelebi, Şeyh Hasan Çelebi ve Baba İlyas mutlaka zikredilmelidir7.

8. Osmanlı Devleti'nde ilk kardeş katli olayının Osman Bey'in amcası Dündar'ı öldürmesiyle başladığı söylenmektedir. Özellikle bu olayı a-çıklar mısınız?

Evvela bu olayın, Osmanlı tarihçileri tarafından meydana geldiği dahi ittifakla kabul, edilmeyen bir görüş olduğunu ifade etmek istiyoruz. Zira idam hadisesi meydana geldiğinde, Amca Dündar Bey, 100 yaşına yaklaşmak üzereydi diyen tarihçiler vardır. Ayrıca Dimitri Kantemir gibi bazı tarihçiler, Amca Dündar Bey'in Söğüd'e gelmeden vefat ettiğini belirtmektedirler. Demek ki, böyle bir olayın vukuu dahi şüphelidir. İbn-i Kemal gibi olayı nakleden tarihçiler, bu olaya olmuş gibi bakmamışlar ve sadece 'bazı râviler eder ki...' diyerek bir dedikoduya dikkat çekmişlerdir.

Şayet çok zayıf bir ihtimal ile de olsa, bu olayın meydana geldiğini kabul etmemiz halinde, tarihçilerin nakline göre bu zayıf rivayet şöyledir:

Osman Bey devrinde, amcası Dündar Bey, aralarındaki saltanat kavgasının menfî tesirler göstermesinden, Dündar Bey'in Osman Bey aleyhinde faaliyetlerde bulunmasından ve nihayet İbn-i Kemal'in zayıf bir rivayeti naklederken verdiği bilgilere göre, Bile-

7 İbn-i Kemal, Tevârih-i Âl-i Osman, I. Defter, sh. 70 vd.; 196-201; Lütfi Paşa, Tevârîh-i Âl-i Osman, sh. 17 vd.; Âlî, Künhü'l-Ahbâr, Ahmed Uğur neşri, sh. 41-67; Mecdî Mehmed Efendi, Hadâik'uş-Şakâık, İstanbul 1989, sh. 20-24; Mehmed Zeki, "Köse Mlhal ve Mihal Gâzî aynı adam mıdır", TTEM, nr. 11(88), sh. 327-335; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. 1, sh. 102-116; Öztuna, Devletler ve Hanedanlar I-V, Ankara 1996, c. II, 101-102; Gökbilgin, M. Tayyib, "Osman I", İA; Elizabeth A. Zachariadou, Osmanlı Beyliği, 1300-1389, İstanbul 1997.

38

BİLİNMEYEN OSMANLI



BİLİNMEYEN OSMANLI

cik tekfurunun yakalanmasına fiilen engel olduğundan dolayı, bâği add edilerek idam edilmiştir. Burada had suçu söz konusudur. Zira devlete isyan mevzubahistir.

1289 veya 1302 yılında meydana geldiği bazı tarihçiler tarafından zayıf bir rivayet olarak nakledilen bu olayda, Dündar Bey'in Bilecik ve Yarhisar Tekfurlarının, Osman Beyi öldürmek üzere tertip ettikleri plandan ve hileden haberdar olduğu ve Osman Bey'in karşı planla olayı bastırdıkdan sonra amcasını öldürdüğü nakl olunmaktadır. Düzmece Mustafa olayı sebebiyle bir Yunan tarihçisinin kaleme aldığı şu satırlar, Osmanlı Hânedânındaki erkek evlâtların ne kadar merhametsiz bir şekilde, Bizans ve benzeri düşmanlar tarafından Osmanlı Devleti'ne karşı kullanıldıklarını açıkça göstermektedir:

"Akıllı Romalıların, giriştikleri bu işleri daha evvel Timur'un Bâyezid'le harb ettiği, onu yakaladığı ve ordusunu imha ederek onu mağlup ettiği zaman yapmaları zarureti vardı. Şimdi değil; zira Türkler toparlandılar. Orada o kadar akıllı ve cesur Roma İmparatorları gelip geçtiler ki, ne diyeyim?".

Yani Yunanlı tarihçi, neden Roma İmparatorlarının Düzmece Mustafa olayı gibi diğer Osmanlı çocuklarını da Osmanlı Devleti'nin aleyhine kullanamadılar diyerek, geçmiş İmparatorlar adına bir nevi hayıflanmaktadır. Konunun asıl ayrıntılı izahını ise, Fâtih devri soruları içinde bulunan Kardeş Katli ile alakalı soruların cevabında yapacağız.

Netice olarak, Dündar Bey olayının meydana gelmediği kanaatindeyiz. Şayet gelmiş olsa dahi, eğer anlatılan olaylar doğru ise, zaten had cezası olarak idam cezasının verildiğini söylemek mümkündür8.

9. Osmanlı Devleti'nin manevî kurucularından olan ve kızını Osman Bey ile evlendiren Şeyh Edebalı kimdir?

Kaynaklarda Ede Şeyh diye de geçen bu maneviyât eri, Karaman'da dünyaya gelmiştir. Asıl adının İmâdüddin Mustafa bin İbrahim bin İnac el-Kırşehrî olduğu bazı kaynaklarda yer almaktadır. Hanefi hukukçusu Necmeddin Ez-Zâhidî'den fıkıh ilmini öğrenen Edebalı, sonradan Şam'a giderek oradaki âlimlerden İslâmî ilimler dersini tamamladı. Şam'dan döndükten sonra kendisini tasavvufa veren Şeyh Edebalı, Bilecik'te bir zaviye kurdu ve halkı irşada başladı.

İşte bu sırada âlimleri ve maneviyât erlerini çok seven Osman Bey ile tanıştı ve o-na dinî ve idarî konularda danışmanlık yaptı. Bir seferinde Osman Bey, Şeyh Edebalı'nın zaviyesinde misafir kaldığında, herkesin dilden dile naklettiği ve bazı tarihçilerin de Ertuğrul Gâzî'ye isnad ettiği meşhur rüyasını görmüştür. Bu rüyaya göre, Şeyhin koynundan çıkan bir ay Osman Gâzî'nin koynuna girer; aynı anda göbeğinde bir ağaç biter ve gölgesi bütün dünyaya yayılır; ağacın altından dağlar yükselir ve dağlardan da ırmaklar akmaya başlar. Bu rüyasını Şeyh Edebalı'ya anlatan Osman Gâzî'ye Şeyh'in cevabı aynen şöyledir: "Hak Te'âlâ sana ve nesline padişahlık verecek. Mübarek olsun. Kızım da senin helâlin olacak".

Daha önce belirttiğimiz gibi, bazı kaynaklara göre, Şeyh Edebalı'nın Osman Gâzî

ile evlendirdiği kızının a öğrendiğimize göre, Şey Sultân Orhan'ın annesi, kızı Bâlâ Hâtun'un oğlu is

Şeyh Edebalı, Vefa) reislerindendir. Vefâilik is ile hiç bir ilgisi yoktur. B« (ıştır. Osmanlı Devleti'nin Fakih, Şeyh'in taleb<- J:-de bu zatın taleb-Edebalı'nın Bektaşilif

Şeyh Edebalı. diğimize göre, son i Edebalı'ya Kozağa burayı vakfetmiştir^ Gâzî'nin hanımı ile I büyüklerinden MollJ yakınları defn olunmff

10. Sultân Orh zamanında hem de ¦ misiniz?

Orhan Bey,: ğimiz gibi, annesi I Abdülaziz Bey'in Şücâ'uddin gibi E 36 veya 43 yafl olan Orhan Bey, 1 Hacı Kemâlüddlnı gelen Molla Tâceddfnf Bilecik sonra da I meşveret etme Devleti, Orhan i Orhan Bey, gibi kahramanlar»!

8 Neşri, Kitâb-ı Cihânnümâ, c. I, sh. 95, İbn-i Kemal, Tevârih-i Âl-i Osman, I. Defter, sh. 130-131; Hayrullah E-fendi, Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye Efendi, İstanbul 1864, c. II, sh. 33 vd.; Akman, Mehmed, Osmanlı Devleti'nde Kardeş Katli, İstanbul 1998, sh. 43-46. ....... ...... .... :

* BA, MüMmmtt Âşıkpaşa-zMe, T Defter, (neşr. ! Tevârih-i Âl-l Osm», 4 sh 107-108.
BİLİNMEYEN OSMANLI

39

ile evlendirdiği kızının adı, Mal Hâtun'dur. Ancak Sultân Orhan'a ait bir vakfiyeden öğrendiğimize göre, Şeyh Edebalı'nın kızının adı Rabî'a Bâlâ Hâtun'dur. Dolayısıyla Sultân Orhan'ın annesi, bir Selçuklu veziri olan Ömer Bey'in kızıdır. Şeyh Edebalı'nın kızı Bâlâ Hâtun'un oğlu ise Şehzade Alâ'addin'dir.



Şeyh Edebalı, Vefâiyye tarikatına mensuptur ve aynı zamanda Anadolu Ahilerinin reislerindendir. Vefâilik ise, Şâzelî Tarikatının bir koludur. Bektaşi veya Haydarî tarikatı ile hiç bir ilgisi yoktur. Bektaşi menkıbelerine dayanarak böyle bir irtibat kurmak yanlıştır. Osmanlı Devleti'nin ilk kadı ve müftüsüdür demek daha doğrudur. Zira Dursun Fakih, Şeyh'in talebesidir ve Osmanlı Devleti'nin ikinci kadısıdır. Çandarlı Kara Halil'in de bu zatın talebeleri arasında bulunduğu söylenmektedir. Netice olarak, Şeyh Edebalı'nın Bektaşilik veya Alevîlikle ilgisi yoktur.

Şeyh Edebalı 1326 veya 1327 yılında Bilecik'te vefat etmiştir. Belgelerden öğrendiğimize göre, son zamanlarında kızı ve torunu Alâ'addin Bey ile Bilecik'te oturan Şeyh Edebalı'ya Kozağaç Köyünün vergi gelirleri tahsis edilmiş ve kızı Rabî'a Bâlâ Hâtûn da burayı vakfetmiştir. Bilecik'te Şeyh Edebalı Zaviyesinde türbesi olup burada Osman Gâzî'nin hanımı ile birlikte Edebalı'nın hanımı, Şeyh Edebalı, Dursun Fakih, zamanının büyüklerinden Molla Hattab-ı Karahisarî, Şeyh Muhlis Baba ve Şeyh Edebalı'nın bazı yakınları defn olunmuşlardır9.

II-ORHAN BEY ZAMANI

10. Sultân Orhan'ı kısaca anlatır mısınız? Çocukları, hanımları ve onun zamanında Osmanlı Devleti'nin genişleme boyutları, hem toprak ve hem de devlet teşkilâtı açısından durumu hakkında kısa bilgiler verir misiniz?

Orhan Bey, 1281 (veya 1288) de Söğüt'te dünyaya geldi. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, annesi Mal Hâtûn Osman Bey'in ilk hanımı ve Selçuklu Vezirlerinden Ömer Abdülaziz Bey'in kızıdır. Osmanlı padişahlarından Sultân, Hân, Seyfüddin ve Şücâ'uddin gibi unvanları ilk olarak hakkıyla elde eden ve kullanan zattır. 1324 yılında 36 veya 43 yaşında babasının yerine Osmanlı Beyliğinin uc beyi oldu. Askerî bir deha olan Orhan Bey, kısa zamanda şöhretini dünyaya duyurmasını, ilmiyeden gelen vezir Hacı Kemâlüddin oğlu Alâ'addin Paşa, kardeşi ve veziri Alâ'addin Paşa, yine ilmiyeden gelen Molla Tâceddin Kürdî ve Vezir Hayreddin Paşa, vezir Lala Şahin Paşa ve de önce Bilecik sonra da Bursa Kadılığına getirilen Çandarlı Kara Halil gibi devlet adamları ile meşveret etmesine ve onların tecrübelerinden yararlanmasına borçludur. Osmanlı Devleti, Orhan Bey zamanında kurulmuştur.

Orhan Bey, Köse Mihal, Turgut Alp, Şeyh Mahmûd, Gâzî Mihal Bey ve Ahi Hasan gibi kahramanların gayretiyle, senelerdir çevreden kuşattığı Bursa'yı 6 Nisan 1326

9 BA, Mühimme Defteri, nr. XXXI, sh. 217; TK, Defter-i Evkaf-ı Hüdâvendlgâr, nr. 585, vrk. 282/b-283/a; Âşıkpaşa-zâde, Tarih, sh. 6, 18, 20, 42, 99; Taşköprüzâde, Eş-Şekâık, sh. 4-5; İbn-i Kemal, Tevârih-i Âl-i Osman, I. Defter, (neşr. Şerafettin Turan), sh. 68-75, 92-95; Hüseyin Hüsâmeddin, Amasya Tarihi, II, 428; Lütfi Paşa, Tevârih-i Âl-i Osman, sh. 20-21, Şahin, Kâmil, "Edebalı", TDVİA, c. X, sh. 393-394; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. I, sh 107-108. ¦ ¦¦ ¦ - *
40

BİLİNMEYEN OSMANLI

BİLİNMEYEN OSMANLI

tarihinde fethetmiş ve Bey Sancağı adıyla oğlu Murad'a vermiştir. Artık Osmanlının merkezi Yenişehir değil Bursa'dır. Bu hadiseden sonra, 1327 senesinde Bursa Kadısı Cendereli (Çandarlı) Kara Halil ve vezir Alâ'addin'in tavsiyeleri ile saltanatın en önemli alâmeti olan ilk Osmanlı akçesini (son zamanlarda Osman Bey'e ait bir sikke de bulunduğundan bu görüş nakz olunmuştur) yani sikkesini bastırmıştır. İlk darbhane de Bursa'da kurulmuştur.

Osmanlı sınırlarının Karadeniz ve İstanbul Boğazına doğru ilerlediğini gören Bizanslılar, Darıca ile Eskihisar arasında bir yer olan Pelekanon'da Osmanlı ordularıyla karşılaşmışlar ve Osmanlılar İmparatoru yaraladıkları gibi, 1329 veya nihâî olarak 1331'de İznik'i fethetmişlerdir. İznik, Bizans açısından kudsî bir değere haizdi ve bunun farkında olan Orhan Bey, buradaki Ayasofya isimli Kiliseyi camiye çevirdi ve burada Osmanlı Devleti'nin ilk Üniversitesini kurarak başına da büyük âlim Kayserili Molla Davud'u tayin etti. İznik'i kurtarmak için hücuma geçen Bizans İmparatorunu, kaçmaya mahkum eden Orhan Bey, böylece 1335'e doğru bütün İslâm âleminde ve Avrupa'da Sultân unvanıyla anılmaya başlandı; sonra da sulh yolunu tercih etti. Bu arada Bizans İmparatorunun kızı Prenses Theodora ile evlendi.

Bizans ile sulh yapan Sultân Orhan, bu sefer Anadolu fetihlerine yöneldi ve 1345'e doğru ilk olarak bir Anadolu Beyliğini yani Balıkesir merkezli Karesi Beyliğini Osmanlı Devleti'ne ilhak etti ve Anadolu'da 1354 yılında Ankara'ya kadar ilerledi ve orayı fethetti. Güneyde Çandarlı Körfezine dayanan Osmanlılar, Marmara Denizinin güneyindeki son toprakları da Bizans'ın elinden aldı; Üsküdar Osmanlı Devleti'nin eline geçti. Candaroğullarma bağlı Uluğ Beyoğulları Beyliği de Osmanlı Devleti'ne katıldı.

Kayınpederi olan Bizans İmparatoru'nun kendisine saldıran Slavlar ve Bulgarlara karşı Orhan Bey'den yardım istemesi üzerine Osmanlı ordusu, evvela 3 Şubat 1347 yılında İstanbul'a girdi. Sonra döndü. Paşa'nın yardım ordusunun öncüsü Gâzî Umur Bey'dir. 1347'de Süleyman Paşa, İmroz'a çıkartma yapmak istedi, ancak püskürtüldü. 1349 yılında yardım için Rumeli'ye geçti, Selanik'e kadar geldi ve şehri Slavlardan kurtararak geri döndü. 1353 tarihinde, bu yardıma minnettar olan İmparator, Gelibolu yarım adasında, Çanakkale Boğazının Avrupa kıyısı üzerinde küçük Çimpe kalesini Avrupa'ya geçerken kolaylık olsun diye Süleyman Paşa'ya hediye etti. Daha önceki geçişlerden farklı olarak, artık Osmanlı Beyliği, Rumeli'nde hukuken ve fiilen var olmuşlardı. Türk tarihinin önemli olaylarından olan Rumeli'ye geçişin kahramanı Süleyman Paşa, Lüleburgaz ve Çorlu'yu da fethettikten sonra, 1357 yılında atının ayağının sürçmesi sonucunda düşerek vefat etti. Rumeli fetihlerini onun yerine Şehzade Murâd devam ettirdiyse de, bu acıya dayanamayan 81 yaşındaki Sultân Orhan, 1362 yılında Nisan ayının sonlarına doğru vefat etti.

Orhan Bey, kaynaklardan öğrendiğimize göre hayatı boyunca 4 hanımla evlendi. Bunların aynı zamanda hanımları olduğu düşünülmemelidir. Bu hanımları ve bunlardan doğan çocukları sırasıyla şunlardır: 1) Nilüfer Hâtûn (Holofira): Yarhisar Tekfu'runun kızıdır; Müslüman olup Nilüfer adını almıştır. Süleyman Paşa, I. Murad ve Şehzade Kasım'ın annesidir. 2) Asporça Hâtûn: Bizans İmparatoru'nun kızıdır; Şehzade İbrahim ve Fatma Sultân'ın annesidir. Müslüman olmuştur. 3) Theodora Hâtûn: Müslüman olmadığı ve evliliğin kısa sürdüğü anlaşılıyor. Şehzade Halil'in annesidir. 4) Eftandise Hâtûn: Mahmûd Alp'in kızıdır.

Sultân Orhan zama nik'deki ilk yüksek tahs halefi olan ve yaya ile Hoca, Osmanlı Devleti'n Kayseri ve maneviyât re Ahi Evran ve Musa Abdal

11. Sultân Orhan, m bul edilmektedir; re, imza attığı ilk

Sultân Orhan'ın Devleti'nin bir > dan dolayıdır. Sult

1) Orhan Bey, lerinden olan akçe)* Kara Halil'in tavsly halifenin adı; tarafından bastırıldı} sikkenin bulunması,!

2) Osmanlı I Bey'in zamanında 1 Alâ'addin Paşa leyman Paşa da Alp, Kara Mürsel, \

3) Sultân Ort dına yaya adını \ da müsellem ad tayinine girişti' Kara Halil'i tay

4) Osmanlı t se de, Osmanlı I Bey tesis etmlj ve itaatsizlik < teşkili, Çandarlı J eden Türkmenler* ğından, ra'iyyetlljl J tayinatlan ve t

'" Neşri, KÖtH(] mal, Tevârlh-IÂI-lfl sh. 40-65; / Uzunçarşılı, C Tarihi, sh. 3 Tarih ve tik S III. AndronikosA

BİLİNMEYEN OSMANLI

41

Sultân Orhan zamanındaki büyük ilim adamları ve maneviyât reisleri arasında, İz-nik'deki ilk yüksek tahsil müessesesinin müderrisi Davud-ı Kayserî, sonradan onun halefi olan ve yaya ile müsellemin teşkilinde fikir veren Alâ'addin Esved veya Kara Hoca, Osmanlı Devleti'nin ilk Bursa Kadısı ve Kazaskeri Çandarlı Kara Halil, Hasan-ı Kayserî ve maneviyât reislerinden ise, Seyyid Ahmed-i Kebîr-i Rufâ'î, Karaca Ahmed, Ahi Evran ve Musa Abdal başta gelen simalardandır10.



11. Sultân Orhan, neden Osmanlı Devleti'nin gerçek kurucusu olarak kabul edilmektedir? Başta ilk Osmanlı akçesinin bastırılması olmak üzere, imza attığı ilklerden bazıları nelerdir?

Sultân Orhan'ın Osmanlı Devleti'nin gerçek kurucusu kabul edilmesi, Osmanlı Devleti'nin bir devlet olarak bütün müesseseleriyle onun zamanında ortaya çıkmasından dolayıdır. Sultân Orhan'ın imza attığı ilkleri şöylece özetlememiz mümkündür:

1) Orhan Bey, Bursa ve İznik'i fethettikten sonra bağımsızlığın en önemli alâmetlerinden olan akçeyi yani gümüş sikkeyi, 1327 yılında Bursa'da Bursa Kadısı Çandarlı Kara Halil'in tavsiyeleriyle bastırdı. Bu sikkenin bir tarafında kelime-i şahadet ve dört halifenin adı; diğer tarafında ise 727 hicrî tarihi ve Kayı Boyu işareti ile Bursa'da kimin tarafından bastırıldığına dair bilgi bulunmaktadır. Son zamanlarda Osman Bey'e ait bir sikkenin bulunması, bu ilki ortadan kaldırmaktadır.

2) Osmanlı Devleti'nin en yüksek idarî, adlî ve siyasî makamı olan Divan da Orhan Bey'in zamanında temellendirilmeye başlanmıştır. İlk vezîr olarak Hacı Kemâlüddin oğlu Alâ'addin Paşa tayin edilmiştir. Ayrıca Sultân Orhan'ın oğulları Alâ'addin Paşa ile Süleyman Paşa da vezirler arasında yer almaktadır. Önemli beyler arasında ise, Konur Alp, Kara Mürsel, Hacı İl Bey, Evrenos Gâzî ve Akça Koca bulunmaktadır.

3) Sultân Orhan ilk defa bin kadar Türk gencinden daimî bir ordu teşkil ederek a-dına yaya adını verdiği gibi, bin kadar da süvari yani atlı asker tertip ederek adlarına da müsellem adını verdi. Bu arada Alâ'addin Esved adlı âlime danışarak bir ordu kadısı tayinine girişti ve Osmanlı Devleti'nin ilk kazaskeri olarak da Bursa Kadısı Çandarlı Kara Halil'i tayin etti.

4) Osmanlı tarihçilerinin beyanına göre, Hammer gibi bazı batılı tarihçiler itiraz etse de, Osmanlı Devleti'ndeki ilk muvazzaf asker olan yeniçeri teşkilâtını da Orhan Bey tesis etmiştir. Zira kaynaklara göre, yaya ve müsellemlerin suiistimale başlamaları ve itaatsizlik göstermeleri üzerine, Hıristiyan esirlerden devşirilmiş muvazzaf bir ordu teşkili, Çandarlı Kara Halil tarafından tavsiye edildi. Neticede, "...çünki Rumeiierinde akmcıiık eden Türkmenler ve daha önce ihdas olunan yaya ve müsellemlerle Âl-i Osman'ın ayakta durması zorlaştığından, ra'iyyetliği kabul eden Hıristiyanların dinç ve gençlerinden birkaç yılda bir bin nefer kadar alınıp tayinatian ve ulufeleri verilmesi kararlaştırıldı". Daha sonra da I. Murad devrinde esas teşkilât-

10 Neşri, Kitâb-ı Cihânnümâ, c. I, 147-191; İbn-i Kemal, Tevârih-i Âl-i Osman, I. Defter, sh. 195-196; İbn-i Kemal, Tevârih-i Âl-i Osman, II. Defter, (neşr. Şerafettin Turan), Ankara 1991, sh. 198-208; Âlî, Künh'ül-Ahbâr, c. V, sh. 40-65; Ahmed Uğur neşri, sh. 67-108; Lütfi Paşa, Tevârîh-i Âl-i Osman, sh. 27-31; Kantemir, c. I, sh. 73-86; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. I, sh. 117-162; Öztuna, Devletler ve Hanedanlar, c. II, sh. 103-105; Aksun, Osmanlı Tarihi, sh. 36-50; Gökbilgin, M. Tayyib, "Orhan", İA; Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, "Gâzî Orhan Bey'in Hükümdar Olduğu Tarih ve İlk Sikkesi", Belleten, c. IX, sayı 34(1945), sh. 207-211; Mırmıroğlu, VL., "Orhan Bey ile Bizans İmparatoru III. Andronikos Arasındaki Pelekano Muharebesi", Belleten, c. XIII, sayı 50(1949), sh. 309-321. , . .

42

BİLİNMEYEN OSMANLI



BİLİNMEYEN OSMANLI

landırılmasına ve hatta bazı tarihçilere göre, yeniçeri adıyla adlandırılması yoluna gidildi. Böylece askerî tarih açısından dünyada ilk muvazzaf orduyu kuran, 1326 yılında yeniçeri teşkilâtını tesis eden Osmanlı Devleti olmuştur. Dünya askerî tarihinde bunu, 120 sene sonra 1447 tarihinde VII. Şarl'ın Frank-Arşır adıyla adlandırdığı muvazzaf asker takip etmektedir.

5) Osmanlı eğitim tarihinde ilk yüksek eğitim müessesesi de, Orhan Bey zamanında İznik'te açılmıştır. İki büyük Hıristiyan Konsül'ünün toplandığı İznik fethedilince, Ayasofya Kilisesi Camiye çevrilmiş, bir Manastır da medreseye çevrilerek müderrisliğine de Fakîh Davud-ı Kayseri tayin olunmuştur.

; 6) Bazı kaynaklara göre, Türkçe'nin ilk resmî dil olarak kabulü de Orhan Bey zamanında olmuştur. Zira Orhan Bey zamanından itibaren ilk defa, bir devletin yürütmeye ve yargıya ait yazılı belgeleri Türkçe yazılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla bu görüş doğru kabul edildiği takdirde, (ki tarihî belgeler bunu doğrulamaktadır, elimizde Sultân Orhan devrine ait Türkçe i'lâm, hüccet, vakfiye, tapu kayıtları ve benzeri Türkçe yazılı belgeler az da olsa mevcuttur) Karamanoğlu Mehmed Bey'in ilk resmî olarak Türkçe'yi kullandığına dair izah tarzı, Osmanlı açısından farklı bir yöne çekilmektedir"..

III- SULTÂN MURÂD HÜDÂVENDİGÂR DEVRİ

12. Sultân I. Murâd'ı, çocuklarını, hanımlarını ve zamanında Osmanlı Devleti'nin genişleme alanlarını kısaca açıklar mısınız?

Osmanlı tarihinde I. Murâd, Murâd Hüdâvendigâr ve Gazi Murâd Hüdâvendigâr adlarıyla anılan Sultân Murâd, 1326 (726 H) yılında dünyaya geldi ve 1362 Mart ayında 35-36 yaşlarında iken Osmanlı Padişahı olarak tahta geçti. Hüdâvendigâr, hükümdar demektir ve sonradan o zaman Osmanlı Devleti'nin başşehri olan ve kendisinin de valilik yaptığı Bursa'ya da Hüdâvendigâr Sancağı adı verildi. Seferlerine Ankara'nın yeniden fethiyle başlayan Sultân Murâd, 1362 Temmuz'unda Edirne'yi zabtetti ve kendisine yeni başşehir yaptı. Bunu Balkanların önemli bir merkezi olan Filibe'nin fethi takip etti (1363). Osmanlı Devleti'nin Avrupa topraklarında bu ilerleyişi Hıristiyanları korkuttu ve Papa V. Urbanus'un tahrikiyle Osmanlı Devleti ilk haçlı seferine maruz kaldı. Ancak 60.000 kişilik haçlı ordusu 10.000 kişilik Hacı İlbeğ komutasındaki Osmanlı ordusunun yaptığı bir baskın sonucunda sındı ve tarihe Sırpsındığı zaferi olarak geçti (1363). Bunu Sırbistan'ın bir kısmı ile Bulgaristan'ın Osmanlı'ya ilhakı takip etti ve 1365 yılında da Dubrovnik (Raguza) ile ilk milletlerarası andlaşma imzalandı.


Yüklə 3,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   83




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin