Alevi İslam iLMİhali


KOCASI ÖLEN KADININ İDDETİ



Yüklə 1,97 Mb.
səhifə80/87
tarix21.08.2018
ölçüsü1,97 Mb.
#73751
1   ...   76   77   78   79   80   81   82   83   ...   87

KOCASI ÖLEN KADININ İDDETİ

Kocası ölen bir kadının iddeti, kadın; hayız , nifas görsün veya görmesin, yâise olsun veya olmasın, ister dâimî, isterse mut’a nikâhıyla evlenmiş olsun, kendisiyle ilişki gerçekleşmiş veya gerçekleşmemiş olsun dört ay on gündür. Kadın hâmile ise iddet doğuma kadardır. Kocası öldükten sonra dört ay on gün geçmeden doğum ya da düşük yapan kadın ise, ölümden itibâren dört ay on gün bir süre geçmiş olacak kadar iddet beklemeye devam eder.

Ölüm iddetinin başlangıcı kadının, kocasının ölümünden haberdâr olduğu zamandır.

Kocası kaybolmuş, kocasından haber alamayan bir kadın ise, âdil bir müçtehide baş vurmalı, onun İslâm’a uygun olarak vereceği fetvâ ve tavsiyelere göre hareket etmelidir.463[463]


NAFAKA

Kocasına helal dâirede itâat eden kadının nafakası-geçimi kocaya aittir.

Nafaka; yeme, içme, giyim, mesken ve ev eşyalarından ihtiyaç duyulanının, içinde yaşanılan toplumun normal ölçülerine göre karşılanmasıdır.

Bâin olmayan talak ile boşanmış kadının da iddet süresi içerisinde nafakasının karşılanması erkeğin üzerindedir.

Hâmile olarak boşanmış bir kadının doğuma kadar nafakası erkeğin üzerinedir. Doğumdan sonra aralarındaki anlaşma ve duruma göre çocuğun bakım ve nafakası da erkeğin üzerinde olabilir.

Erkeğe; kendinin, eşinin ve çoluk-çocuğunun nafakasını orta halli sağladıktan sonra, ana-babasının, dede ile ninelerinin ve yukarısının, bütün torunlarının ve aşağısının da geçimini sağlamak (nafakasının temin etmek) insânî ve İslâmî bir görevdir.

Erkeğin; yukarıda sayılan kimselerin nafakasını karşılaması, onların fakir, bakıma muhtaç ve geçimlerini sağlayacak fiilî güçten yoksun bulunmaları hâlinde ortaya çıkar. Tembellik, asalaklık, vs. gibi sebeplerle geçimini sağlama girişimlerinde bulunmayan ve yakın akrabadan sayılan (ana-baba, dede-nine, torunlar vs.) kimselerin nafakasını vermek erkeğe vâcip değildir.

Baba hasta olur, çalışamayacak durumda bulunur veya kazancı çocukların geçimini sağlamaya yetmez ise, çocukların diğer yakınları, babanın ölümü halinde nafakaları üzerlerine gereken kimseler bu çocuklara bakarlar, geçimlerini sağlarlar. Dede, anne, annenin babası vs. gibi.

Şânı yüce Rabbimiz nafaka hakkında buyurur; “Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin, rızkı kısılmış darda olan da Allâh’ın kendisine verdiği ölçüde (nafakasını) versin...” [Talak (65): 7]
Alevî Müslüman’ın yolu Hak’kın yoludur.

YEMÎN ETME VE HÜKÜMLERİ



Yemîn; İnsanların bir konu hakkında verdikleri haberin inandırıcı olması, muhâtabın iknâ edilmesi gibi sebeplerle ve bir de dil alışkanlığı olarak “Vallâhi, billâhi vs.” gibi lafızlarla söylenen sözlerdir. Hazret-i Allâh, bilerek ve kasıtlı olarak yapılan yeminlere îmânı olan kimselerin uymaları gerektiğini yüce buyruklarında şöyle belirtmektedir: Allâh sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz. Fakat bilerek yaptığınız yeminlerden ötürü sizi sorumlu tutar...” [Mâide (5): 89], “...pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın...” [Nahl (16): 91]

Kur’ân ve Ehl-i Beyt buyruklarına göre zorunlu kalmadıkça yemîn edilmemeli, yemîn eden canlar da yeminlerine sâdık kalmalıdırlar. Zîrâ yeminin mesûliyeti büyüktür ve Allâh’ın adı olur-olmaz yer ve zamanlarda ağıza alınarak sûisti’mâl edilmemelidir.

Esâsında, yemin etme; insanların birbirlerine veya kendi irâdelerine güveninin kalmadığı ya da zayıfladığı, inandırıcılığın yok olmaya yüz tuttuğu, yalan-dolanın revaçta ve herkese eş olduğu bir toplumda ihtiyaç duyulan bir ameldir. Ve hiç bir toplumun fertleri de tamâmıyla yalandan beri ve irâdesi sağlam olmamışlardır. Her zaman azınlıkta bile olsalar güvenilir olmayan kimseler ve zayıf irâdeliler var olagelmişlerdir. Bundan dolayıdır ki, yemîne baş vurma olayı da kaçınılmaz olmaktadır.


Yeminler üç amaçla yapılmış olabilir:

Olmuş veya olacak bir olayı haber verirken kullanılan yeminler: Meselâ; “Vallâhi filan olay şöyle oldu... gibi” Bu tür bir yeminde, kişi yalan yere yemin ediyorsa, o kimsenin böyle yemin etmekten dolayı kazandığı günahın büyüklüğünü Allâh bilir. Öyle ki, -Allâh korusun- bu kimselerin derdine derman olmaz. Doğruyu konuştuğu halde boş yere yemin ediyorsa, gereksiz yere yemin etmiş olmanın günâhını yüklenir.

Bir şeyin yapılmasını istemek amacıyla edilen yeminler: Meselâ; “Billâhi senden böyle davranmanı, bunu böyle yapmanı istiyorum... gibi” Bu tür bir yeminde günah veya keffâret söz konusu değildir. Gerçekte bu konuşma bir yemin olarak da görülmeyebilir.

Bir şeyin olmasına veya olmamasına söz vererek Allâh adına edilen yeminlerdir: Meselâ; “Vallâhi bundan sonra şunu yapmayacağım, şuraya gitmeyeceğim... gibi.” Bu tür yemin aşağıda belirtilen şartlara uygun olarak yapılmış ise mutlak sûrette yerine getirilmeli, yemine uyulmalıdır. Aksi halde Kur’ân’ın; “...onun (yeminlerinizi bozmanın) keffâreti, ailenize yedirdiğinizden orta derecesiyle on fakiri doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köleyi hürriyetine kavuşturmaktır. Bunu yerine getiremeyen kimse de üç gün oruç tutsun. İşti, ettiğiniz yeminleri bozmanızın cezası budur...” [Mâide (5): 89] buyruğu üzere keffâret yerine getirilmelidir.

YEMİN ETMEDE ARANAN ŞARTLAR



1.Yemin eden kimse erginlik çağına gelmiş olmalıdır.

2.Yemin eden kimse akıllı olmalıdır. Delinin, sarhoşun, ne dediğini bilemeyecek kadar öfkeli olan bir kimsenin ettiği yeminler geçersizdir.

3.Yemin, baskı ve zor altında yapılmış olmamalıdır.

4.Yemin, Allâh adına veya yalnızca Allâh’a özgü olan isim ve sıfatlar adına yapılmış olmalıdır.

5.Yemin eden kimsenin yemin etme kastı ve niyeti olmalıdır.

6.Yemin, dil ile söylenmelidir. Yazmakla, kalpten geçirmekle yemin edilmiş olmaz. Ancak, araz kimselerin yemini ise yazmak veya işâret etmekle olur.

7.Yapılmak veya yapılmamak üzere yemin edilen şey, haram veya mekrûh şeyi yapmaya ya da farz, vâcip veya sünnet olan bir şeyi yapmamaya yönelik olmamalıdır. Bu amaçla yapılan yemin geçersizdir.

Yüklə 1,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   76   77   78   79   80   81   82   83   ...   87




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin