Allame murtaza askerî ehl-i BEYT VE ehl-i SÜnnet ekolleri Mütercim: Cafer bendiderya ismail bendiderya


Bu İki Meseleye Muhaliflerin Cevabı



Yüklə 1,44 Mb.
səhifə14/70
tarix29.10.2017
ölçüsü1,44 Mb.
#19784
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   70

Bu İki Meseleye Muhaliflerin Cevabı


Vahhabîlerin yukarıdaki inancına muhalif olanlar derler ki: Kur'ânı Kerim'in bir bölümü bir bölümünü tefsir eder. Dolayısıyla "Hüküm yalnızca Allah'ındır." buyurduğu gibi başka bir yerde de, "Sana gelirlerse aralarında hükmet ya da yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiçbir şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hükmedersen de adaletle hükmet."[144] buyurmaktadır. Bu ayette yüce Allah kitap ehli arasında hükmetmeyi Hz. Peygamber'e (s.a.a) bırakmaktadır. Yine diğer bir ayette insanlar arasında hakem seçmeyi emrederek şöyle buyurur: "(Kadın ile kocanın) aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem, kadının da ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar, (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da aralarında başarı sağlar."[145] Bu iki ayet arasında hiçbir çelişki yoktur. Çünkü birinci ayette hakemliği ve hükmetmeyi Allah'a has kıldığı gibi yüce Allah'ın hakemliğini mahkeme hâkimlerinin hakemliği gibi sınırlandırmıyor. Mahkeme hâkimleri insanlar arasında kanunlar çerçevesinde hükmetmek zorundadırlar; kendi yanlarından hüküm veremezler. Çünkü böyle bir hüküm kendilerini aşan ve onlardan daha üste bir makamın görevlerindendir. Dolayısıyla, mahkeme hâkimleri mutlak hâkim değildirler; aksine, insanlar arasında sınırlı olarak hükmedebilirler.

Fakat yüce Allah mutlak gücü gereğince insanlar arasında hükmedebileceği gibi başkasının hükmetmesine de müsaade edebilir. Veya yüce Allah her alanda ya da sınırsız hükmündeki her yerde birini hakem seçebilir. Çünkü O'nun kudreti sınırsızdır. O hâlde Allah'ın peygamberleri hakemlik ettiklerinde bunu onun emriyle yaparlar. Karı ve kocanın aralarında hakemlik etmeleri için ailelerinden seçilen iki kişi de bu işi yüce Allah'ın iradesi çerçevesinde yaparlar. Dolayısıyla bütün bu hakemlerin hükmü, yüce Allah'ın hükmü dışında veya başka birinin izniyle değil, onun hükmü gereğince gerçekleşmektedir. Yine hakemlikte O'na ortak koşulmuş da değildir. Tam aksine bu hakemler yüce Allah'ın emrine uyarak hakemlik etmiş ve O'nun izniyle hüküm vermişlerdir. Ayrıca, onların Allah'tan başkasını çağırmak ve ondan bir şey istemek konusundaki iddialarının cevabı ileride "Peygamberden İstemek ve Onu Aracı Kılmak" başlığı altında gelecektir. Bu tefsir yüce Allah'ın bazı sıfatlarını sayan Kur'ânı Kerim'in bazı ayetleri için de geçerlidir. Bu ayetlerde, yüce Allah'ın sıfatları sınırlandırılmamış, aksine mutlak olarak beyan edilmiştir; "Yüce Allah'ın mâlikiyeti" gibi.


Yüce Allah'ın Mâlikiyeti


 Kur'ân-ı Kerim'de çeşitli ayetler yüce Allah'ın mâlikiyetine delâlet eder. Bu ayetlerden bazıları şöyledir: "Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü Allah'ındır. Son varış O'nadır."[146] Yine: "Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan ve düşkünlükten dolayı yardımcıya da (ihtiyacı) bulunmayan Allah'adır."[147] vb. Bu ayetlerle "Sağ ellerinizin mâlik olduğu"[148]gibi insanlara mâlikiyet atfeden ayetlerin arasında hiçbir çelişki yoktur. Çünkü yüce Allah diğer bir yerde buyuruyor ki: "De ki: Ey mülkün sahibi Allah'ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır senin elindedir. Gerçekten sen, her şeye güç yetirensin."[149] Dolayısıyla, yüce Allah bir kulunu bir şeye mâlik edince, o kul, o mülkte yüce Allah ile ortak değildir; çünkü asıl ve mutlak mâlik yüce Allah'dır, kuluna mülk veren de yalnız O'dur; kendisi dışında hiç kimse mülk vermemiştir ve veremez de. Kulun sahip olduğu her şeyin Allah'tan olduğu apaçık bellidir. Bu da "Mülk Allah'a aittir"in en bariz örneklerinden biridir. Dolayısıyla Allah'ın malikiyetinin dairesi kulların mâlikiyeti gibi sınırlı değildir. Çünkü Allah'ın kulu belli bir alanda, Allah'ın istek ve iradesi çerçevesinde bir şeye malik olabilir ve yüce Allah'ın zaman ve mekân dairesinde kendisine vermiş olduğu belli bir miktar dışında o mülkten yararlanamaz.

Yüce Allah'ın Yaratıcılığı


Kur'ân-ı Kerim'deki birçok ayet, yüce Allah'ın yaratıcılığına ve yoktan var ettiğine delâlet eder. Örneğin, "Her şeyin yaratıcısıdır."[150] "Allah'ın

dışında da bir başka yaratıcı var mı?"[151]"Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur."[152] "O, yaşatan ve öldürendir."[153] "İşte Allah;



veli olan O'dur; ölü olanları da dirilten O'dur."[154] Bu gibi ayetler örneğin Hz. İsa b. Meryem'in yaratması ve hayat vermesiyle ilgili "İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şey) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) benim iznimle ölüleri (hayata) döndürüyordun."[155] ve "Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah'ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim."[156] ayetleriyle çelişmez. Zira yüce Allah yarattığı zaman kendisinden gücü olmayan üretim makinesi gibi değildir; aksine O'nun kutlu zatı böyle bir durumdan uzaktır. Yaratıcılık gücünü başkasına bırakamayan insan gibi de değildir; insan olsun, hayvan olsun, erkek ve dişinin birleşmesiyle olsun veya Hz. Adem'in yaratılışı gibi olsun, O, diğerlerine hayat verme gücüne sahiptir. Yine İsa b. Meryem'e yaratma gücü vermesiyle o da O'nun emri ve izniyle yaratabilir. Bütün bu alanlarda asıl yaratıcı Allah Tebâreke ve Telâ'dır. Dirilme de böyledir. Çünkü yüce Allah ölüyü kıyamet günü yeniden diriltme gücüne sahip olduğu gibi Peygamberi İsa b. Meryem'e de diriltme gücü verebilir ve İsa b. Meryem de O'nun emri ve izniyle ölüyü diriltebilir. Yine ölünün dirilerek katilini tanıtması için diriltme gücünü İsrail Oğulları'nın kızıl ineğinin etinin bir parçasını ölüye sürmelerinde de var edebilir. İsa b. Meryem kuş yapıp ona üflerken, ölüyü diriltirken, yaratması ve hayat vermesi Allah'ın iznine bağlıydı ve Hz. İsa bu alanda Allah'ın ortağı değildi. Çünkü Allah'tan başka hiç kimse ve hiçbir şey, hiçbir şeyi yaratmamış, diriltmemiştir. Hz. İsa'nın (a.s) yaratması ve ölüyü diriltmesi Allah'ın emri, izni ve iradesiyle gerçekleşmiştir.

Yüklə 1,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   70




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin