1ـ اَلشَّدُّ بِالقِدِّ, وَلا مُقارِنَةُ الضِّدِّ /2065.
1- Düşmanla birlikte olmaktansa kayışla bağlanmak (daha iyidir). /2065
2ـ عِلَّةُ المُعاداةِ قِلَّةُ المُبالاتِ /6302.
2- Düşmanlığın nedeni bilginin azlığıdır. /6302
3ـ عَداوَةُ الأقارِبِ أمَرٌّ مِنْ لَسْعِ العَقارِبِ /6316.
3- Akrabaların düşmanlığı, akrep sokmasından daha acıdır. /6316
4ـ كَثْرَةُ العَداوَةِ عَناءُ القُلُوبِ /7103.
4- Düşmanlığın çokluğu kalbe acı verir. /7113
5ـ مَنْ عانَدَ النّاسَ مَقَتُوهُ /7896.
5- Halka düşmanlık edene halk düşman olur. 7896
6ـ مَنْ أظْهَرَ عَداوَتَهُ قَلَّ كَيْدُهُ /7956.
6- Düşmanlığını aşikâr edenin zararı az olur. /7956
7ـ مَنْ غالَبَ الضِّدَّ رَكِبَ الجِدَّ /8099.
7- Düşmanına galip gelen ciddiyet merkebine biner. /8099
8ـ مَنْ قارَنَ ضِدَّهُ ضَنِيَ جَسَدَهُ /8162.
8- Düşmanıyla birlikte olanın bedeni erir. /8162
9ـ مَنِ اسْتَصْلَحَ عَدُوَّهُ زادَ في عَدَدِهِ /8230.
9- Düşmanını ıslah eden (dostunun) sayısını artırır. /8230
10ـ مَنْ لا يُبالِكَ فَهُوَ عَدُوُّكَ /8262.
10- Sana karşı vurdumduymaz olan senin düşmanındır. /8262
11ـ مَنْ قارَنَ ضِدَّهُ كَشَفَ عَيْبَهُ وَعَذَّبَ قَلْبَهُ /8517.
11- Düşmanıyla beraber olan ayıbını açığa vurur, kalbini azaplandırır. /8517
12ـ مَنْ دارى أضْدادَهُ أمِنَ المَحارِبَ /8539.
12- Düşmanı ile iyi geçinen savaştan güvende kalır. /8539
13ـ مَنْ نامَ عَنْ عَدُوِّهِ أنْبَهَتْهُ (نَبَّهَتْهُ) المَكائِدُ/8672.
13- Düşmanından gaflet edeni tuzaklar uyandırır. /8672
14ـ مَنِ اسْتَحْلى مُعاداةَ الرِّجالِ اِسْتَمَرَّ مُعاناةَ القِتالِ /8679.
14- Erkeklerin düşmanlığını şirin sayanlar savaşın zorluğunu acı bilmelidir. /8679
15ـ مَنْ عادَى النّاسَ اِسْتَثْمَرَ النَّدامَةَ /8733.
15- Halka düşmanlık eden pişmanlık meyvesi toplar. /8733
16ـ مَنْ ساتَرَكَ عَيْبَكَ, وَعابَكَ في غَيْبِكَ فَهُوَ العَدُوُّ فَاحْذَرْهُ /8745.
16- Senin ayıbını senden gizleyen ve gıyabında seni ayıplayan kimse düşmanındır, öyleyse ondan uzak dur. /8745
17ـ مَنْ شاقَّ وَعِرَتْ عَلَيْهِ طُرُقُهُ, وَأعْضَلَ عَلَيْهِ أمْرُهُ, وَضاقَ عَلَيْهِ مَخْرَجُهُ /8928.
17- Düşmanlık edenin yolları zorlaşır, işi güçleşir, çıkış yolu daralır. /8927
18ـ مَنْ أصْلَحَ الأضْدادَ بَلَغَ الْمُرادَ /8943.
18- Düşmanını ıslah eden amacına ulaşır. /8943
19ـ مَنْ كانَ نَفْعُهُ في مَضَرَّتِكَ لَمْ يَخْلُ في كُلِّ حالٍ مِنْ عَداوَتِكَ /9150.
19- Sana zarar vermekle kazanç sağlayacak kimse, her zaman senin düşmanlığını yapacaktır. /9150
20ـ ما تَلاحى إثْنانِ فَظَهَرَ إلاّ أسْفَهُهُما /9603.
20- İki kişi (ya da grup veya cemaat) savaştığında onların sefihleri galip gelir. /9603
21ـ مُجامَلَةُ أعْداءِ اللهِ في دَوْلَتِهِمْ تَقِيَّةٌ مِنْ عذابِ اللهِ, وَ حَذَرٌ مِنْ مَعارِكَ البَلاءِ فِي الدُّنيا /9846.
21- Allah düşmanlarının devletinde iyi tarzda yaşamak (haddi aşmamak) kendini belafdan koruyup dünyada bela meydanlarından uzak durmaktır. /9846
22ـ مُجاهَدَةُ الأعْداءِ في دَوْلَتِهِمْ, وَ مُناضَلَتُهُمْ مَعَ قُدْرَتِهِمْ تَرْكٌ لأمْرِ اللهِ وَتَعَرُّضٌ لِبَلاءِ الدُّنيا /9847.
22- Düşmanın yanında savaşmak ve hakimiyetlerini savunmak, Allah’ın emrini terk etmek ve dünya belalarına siper olmak demektir. /9847
23ـ لا تَكُونُوا لِنِعَم ِاللهِ عَلَيْكُمْ أضْداداً /10232.
23- Allah’ın sizlere verdiği nimetlerden dolayı birbirinize düşman olmayın. /10232
24ـ لا تُوقِعْ بِالعَدُوِّ قَبْلَ القُدْرَةِ /1058.
24- Kudretli olmadan önce düşmanı ile savaşma. /10258
25ـ لا تَغْتَرَنَّ بِمُجامَلَةِ العَدُوَّ فَإنَّهُ كَالماءِ وَإنْ أُطيلَ إسْخانُهُ بِالنّارِ لا يَمْتَنِعُ مِنْ إطْفائِها /10298.
25- Düşmana iyilik ettiğinden dolayı gururlanma; zira o, su gibidir; her ne kadar ateşle onu ısıtmak uzun sürse de (er ya da geç) onun ateşi söndürmesi kaçınılmazdır. /10298
26ـ لا تَعَرَّضْ لِعَدُوِّكَ وَهًوَ مُقْبِلٌ, فَإنَّ إقْبالَهُ يُعْينُهُ عَلَيْكَ, وَلا تَعَرَّضْ لَهُ وَهُوَ مُدْبِرٌ, فَإنَّ إدْبارَهُ يَكْفيكَ أمْرُهُ /10306.
26- Sana yüz çeviren (yönelen) düşmanınla savaşma zira bu onun senden yardım istemesidir, sırtı dönük olana da saldırma; zira sırtını dönüp kaçması onun (mağlubiyeti) için yeterlidir. /10306
27ـ لا تُنابِذْ عَدُوَّكَ, وَ لا تُقًرِّعْ صَديقَكَ, وَ اقْبَلِ العُذْرَ, وَإنْ كانَ كِذْباً وَدَعِ الجَوابَ عَنْ قُدْرَةٍ وَإنْ كانَ لَكَ /10358.
27- Düşmanına karşı düşmanlığını aşikâr etme, dostunu azarlama, yalan da olsa özür dilenince kabul et, cevap verecek kudrete sahip dahi olsan cevap verme. /10358
28ـ إذا أبْغَضْتَ فَلا تَهْجُرْ /3980.
28- Düşmanlık ettiğinde kaçma /3980
29ـ لِيَكُنْ أبْغَضُ النّاسِ إلَيْكَ وَأبْعَدُهُمْ مِنْكَ أطْلَبَهُمْ لِمَعائِبِ النّاسِ /7378.
29- Sana karşı en çok düşman ve senden en uzak olması gereken, halkın ayıplarını arayandır. /7378
30ـ مَنْ أبْغَضَكَ أغْراكَ /7719.
30- Sana düşman olan seni teşvik edip kandırandır. /7719
31ـ إنَّما سُمِّيَ العَدُوُّ عَدُوّاً لأنَّهُ يَعْدُو عَلَيْكَ, فَمَنْ داهَنَكَ في مَعائِبِكَ فَهُوَ العَدُوُّ العادي عَلَيْكَ /3876.
31- Şüphesiz düşmanın düşman olarak isimlendirilmesinin nedeni sana zulmetmesidir. Buna göre, ayıplarında sana yalakalık eden senin düşmanındır. /3876
32ـ زائِلُوا أعْداءَ اللهِ وَ واصِلُوا أوْلِياءَ اللهِ /5493.
32- Allah düşmanlarından ayrılıp Allah dostlarına katıl. /5493
33ـ شَرُّ الأعْداءِ أبْعَدُهُمْ غَوْراً, وَأخْفاهُمْ مَكيدَةً /5781.
33- Düşmanların en kötüsü derin düşünen ve sessizce hile edendir. /5781
34ـ قَدْ يَخْدَعُ الأعْداءُ /6657.
34- Düşman bazen oyuna getirir. /6657
35ـ مَنْ زَرَعَ العُدْوانَ حَصَدَ الخُسْرانَ /8033.
35- Düşmanlık eken hüsranlık biçer. /8033
36ـ اَلأخْذُ عَلَى العَدُوِّ بِالفَضْلِ, أحَدُ الظَّفَرَيْنِ /1676.
36- Düşmana karşı yücelikle ihsanda bulunmak, iki zaferden biridir. /1676
37ـ اَلتَّلَطُّفُ فِي الْحِيلَةِ أجدى مِنَ الوَسيلَةِ /2025.
37- Çare bulmada yumuşak ve şefkatli olmak, vesileden daha faydalıdır. /2025
38ـ اِسْتَعْمِلْ مَعَ عَدُوِّكَ مُراقِبَةَ الإمكانِ وَانْتِهاضَ الفُرْصَةِ, تَظْفَرْ /2347.
38- Düşmanın karşısında imkânlarını gözet ve fırsatları ganimet bil ki zafere ulaşasın. /2347
39ـ أوْهَنُ الأعْداءِ كَيْداً مَنْ أظْهَرَ عَداوَتَهُ /3258.
39- Düşmanlığını aşikâr eden, hilesi en az olan düşmandır. /3258
40ـ اَلواحِدُ مِنَ الأعْداءِ كَثيرٌ /1149.
40- Düşmanlarının biri dahi çoktur. /1149
41ـ اَلاِسْتِصْلاحُ لِلأعْداءِ بِحُسْنِ المَقالِ وَجَمِيلِ الأفْعالِ, أهْوَنُ مِنْ مُلاقاتِهِمْ وَ مُغالَبَتِهِمْ بِمَضِيْضِ القِتالِ /1926.
41- Düşmanları güzel söz ve davranışlarla barışa çekmek, onlarla karşı karşıya gelerek savaşın zorluklarına katlanıp galip gelmekten daha kolaydır. /1926
42ـ مَنِ اسْتَصْلَحَ الأضْدادَ بَلَغَ المُرادَ /8043.
42- Düşmanlarını barışa çekebilen hedefine ulaşır. /8043
43ـ لا تَأمَنْ عَدُوّاً وَ إنْ شَكَرَ /10197.
43- Teşekkür etseler dahi düşmanlarının hiçbirine karşı emin olma. /10197
44ـ لا تَسْتَصْغِرَنَّ عَدُوّاً وَ إنْ ضَعُفَ /10216.
44- Düşman her ne kadar zayıf olsa da onu küçümseme. /10216
45ـ مُعاداةُ الرِّجالِ مِنْ شِيَمِ الجُهّالِ /9785.
45- Başkalarıyla düşmanlık etmek, cahillerin sıfatlarındandır. /9785
46ـ مَنْ سَلَّ سَيْفَ العُدْوانِ قُتِلَ بِهِ /8476.
46- Zulüm kılıcını çeken, aynı kılıçla öldürülür. /8476
47ـ مَواقِفُ الشَّنَئانِ تُسْخِطُ الرَّحْمنَ, وَتَرْضِي الشَّيْطانَ, وَتَشينُ الإنْسانَ /9841.
47- Düşmanlık durakları (düşmanlığa neden olan şeyler) Allah’ı gazaplandırır, şeytanı sevindirir, insanı ise lekeler. /9841
48ـ مَنْ بالَغَ فِي الخِصامِ أثِمَ, وَمَنْ قَصَّرَ عَنْهُ خُصِمَ /9228.
48- Düşmanı hakkında aşırıya kaçan günah işlemiştir, kusur edense mağlup olur. /9228
49ـ لا يَسْتَطيعُ أنْ يَتَّقِيَ اللهَ مَنْ خاصَمَ /10740.
49- Düşmanlık edenin ilahi takva için kudreti olmaz. /10740
50ـ اَلمُخاصَمَةُ تُبْدي سَفَهَ الرَّجُلِ وَ لا تَزيدُ في حَقِّهِ /1551.
50- Düşmanlık kişinin sefihliğini aşikâr eder ve hakkında hiçbir şeyi fazlalaştırmaz. /1551
51ـ مَنْ كَثُرَ تَعَدَّيهِ (تَعاديهِ) كَثُرَتْ أعاديهِ /8310.
51- Saldırganlığı artanın düşmanları çoğalır. /8310
52ـ القُدْرَةُ يُزيلُهَا العُدْوانُ /865.
52- Düşmanlık kudreti yok eder. /865
Dostları ilə paylaş: |