EZİYET
1ـ اَلأذى يَجْلِبُ القِلى/ 581.
1- Eziyet, düşmanlık doğurur. /581
2ـ مَنْ كَفَّ أذاهُ لَمْ يُعانِدْهُ أحدٌ/ 8001.
2- Eziyet etmeyene kimse düşman olmaz. /8001
3ـ مَنْعُ أذاكَ يُصْلِحُ لَكَ قُلُوبُ عِداكَ/ 9784.
3- (Başkalarına) eziyet etmemeye çalışman, düşmanlarının kalbini senden yana ıslah eder. /9784
EFENDİ / EMİR / EFENDİLİK
1ـ اَلسَّيِّدُ مَحْسُودٌ، وَالجَوادُ مَحْبُوبٌ مَوْدُودٌ/ 1763.
1- Emir kıskanılır, cömertse sevilir. /1763
2ـ اَلسَّيِّدُ مَنْ تَحَمَّلَ أثْقالَ إخْوانِهِ، وَأحْسَنَ مُجاوَرَةَ جيرانِهِ/ 2002.
2- Emir/efendi, kardeşlerinin zorluklarını sırtlanıp komşuları ile iyi geçinen kimsedir. /2002
3ـ اَلسَّيِّدُ مَنْ لا يُصانِعُ، وَلا يُخادِعُ،وَلا تَغُرُّهُ الْمَطامِعُ/ 2101.
3- Efendi kimse dalkavukluk etmez, halkı aldatmaz ve (insanı) tamahlandıran (şeyler) onu kandırmaz. /2101
4ـ اَلسَّيِّدُ مَنْ تَحَمَّلَ الْمَؤُنَةَ، وَجادَ بِالْمَعُونَةِ/ 1504.
4- Efendi ve emir kimse, halkın geçim sorunlarını üstlenen ve yüklerini kaldırandır. /1504
5ـ تَمامُ السُّؤْدَدِ اِبْتداءُ الصَّنايِعِ/ 4481.
5- Efendiliğin kemali bahşiş ve ihsana ilk olarak başlamaktır. /4481
6ـ سادَةُ النّاس فِي الدُّنيا الأسْخياءُ، وَفِي الآخِرَةِ الأتْقياءُ/ 5602.
6- Dünyada halkın efendisi cömert kimseler, ahirette ise takvalı olan kimselerdir. /5602
7ـ فَضيلَةُ السَّادَةِ حُسْنُ العِبادَةِ/ 6559.
7- Emirlerin fazileti, güzel ibadet etmektir. /6559
8ـ فِعْلُ المَعْرُوفِ، وَإغاثَةُ المَلْهُوفِ، وَإقْراءُ الضُّيُوفِ آلَةُ السّيادَةِ/ 6585.
8- İyilik ve ihsan etmek, zavallı mazlum kimselerin yardımına koşmak ve misafir davet etmek efendiliğin vesileleridir. /6585
9ـ لَمْ يَسُدْ مَنِ افْتَقَرَ أخْوانُهُ إلى غَيْرِهِ/ 7534.
9- Kardeş ve arkadaşlarının başkasına ihtiyacı olduğu kimse, efendi/emir değildir. /7534(11.nin benzeridir, kontrol edilsin)
10ـ مِنَ السُّؤْدَدِ الصَّبْرُ، لاِسْتِماعِ شَكْوَى المَلْهُوفِ/ 9443.
10- Mazlum, zavallı insanların şikâyetlerini sabırla dinlemek, efendiliktendir. /9443
11ـ ما أكْمَلَ السِّيادَةَ مَنْ لَمْ يَسْمَحْ/ 9581.
11- Bahşiş vermeyen ve cömertlik etmeyen kimse, efendiliğini kemale erdirmemiştir. /9581
12ـ ما سادَ مَنِ احْتاجَ إخْوانُهُ إلى غَيْرِهِ/ 9595.
12- Kardeş ve arkadaşlarının başkasına muhtaç olduğu kimse, efendilik etmemiştir. /9595(9. nun benzeridir, kontrol edilsin)
13ـ لا شَرَفَ كَالسُّؤْدَدِ/ 10479.
13- Efendilik gibi şeref yoktur. /10479
14ـ لا سُؤْدَدَ مَعَ انْتِقامٍ/ 10518.
14- İntikam ile efendilik olmaz. /10518
15ـ لا سُؤْدَدَ لِسَيِّءِ الخُلْقِ/ 10597.
15- Kötü huylunun efendiliği olmaz. /10597
16ـ لا يَسُودُ مَنْ لا يَحْتَمِلُ إخْوانَهُ/ 10754.
16- Kardeş ve arkadaşlarının zorluklarını sırtlamayan kimse efendi olamaz. /10754
17ـ لا سِيادَةَ لِمَنْ لا سَخاءَ لَهُ/ 10786.
17- Cömert olmayan kimse efendi olamaz /10786
18ـ لا يَكْمُلُ السُّؤْدَدُ إلاّ بِتَحَمُّلِ الأثْقالِ وَإسْداءِ الصَّنايِعِ/ 10814.
18- Zorluk ve sorunlara tahammül edip üstlenmeyen ve ihsan etmeyen kimsenin efendiliği kâmil olmaz. /10814
EĞİK / YAMUK
1ـ قَدْ يَسْتَقيمُ الْمُعَوَّجُ /6625.
1- Bazen eğik de düzelir. /6625
EĞLENCE
1ـ رُبَّ نُزْهَةٍ عادَتْ نُغْصَةً / 5283.
1- Nice eğlenceler vardır ki üzüntü getirir. /5283
2ـ قَدْ تَنْقَلِبُ النُّزْهَةُ غُصَّةً / 6649.
2- Eğlence bazen üzüntüye dönüşebilir. /6649
EHL-İ BEYT’İ SEVMEK
1ـ مَنْ أحَبَّنا بقلبهِ وكانَ مَعنا بِلسانِهِ وقاتلَ عدوَّنا بسيْفِهِ فَهُوَ معَنا في الجَنّة في درجتِنا/ 8146.
1- Kim bizi gönlüyle sever, diliyle bizimle olur, kılıcıyla da düşmanlarımızla savaşırsa, cennette bizimle, bizim derecemizde olacaktır. /8146
2ـ مَنْ أحبَّنا بقَلبِه وأعانَنا بلسانِهِ وَلَم يُقاتِلْ مَعَنا بِيَدِهِ فَهُوَ في الْجَنَّةِ دُونَ دَرَجَتِنا/ 8147.
2- Kim gönlüyle bizi sever; diliyle bize yardım eder; fakat eliyle bize yardım etmez de düşmanımızla savaşmazsa, cennettedir; fakat bizim derecemizden aşağı bir derecededir. /8147
3ـ مَنْ أحبَّنا بقَلْبهِ وأبغْضنا بلِسانِهِ فَهُوَ في الْجَنَّةِ/ 8173.
3- Gönlüyle bizi sevip dili ile bizimle düşmanlık eden (takiye eden) cennettedir.[41] /8173
4ـ مَنْ أحَبَّنا فَلْيَعْمَلْ بِعَمَلِنا، وَلْيَتَجَلْبَبِ الوَرَعَ/ 8483.
4- Bizi seven, bizim (yaptığımız) amellere amel etmeli ve dindarlığı kendine gömlek edinmelidir. /8483
5ـ مَنْ أحَبَّنا فَلْيُعِدَّ لِلْبَلاءِ جِلْباباً/ 9037.
5- Bizi seven kimse belalar için gömlek hazırlamalıdır. /9037
6ـ مَنْ تَوَلانا فَلْيَلْبَسْ لِلْمِحَنِ إهاباً/ 9038.
6- Bizi seven büyük sıkıntıları kendine deri edinmelidir. /9038
7ـ هَلَكَ فيَّ رَجُلانِ: مُحِبٌّ غالٍ، ومُبْغِضٌ قالٍ/ 10019.
7- Benim yüzümden iki kişi helak olmuştur: Beni sevip hakkımda ileri giden ve sevmeyip aleyhimde konuşan. /10019
8ـ لَوْ أحَبَّني جَبَلٌ لَتَهافَتَ/ 7586.
8- Bir dağ bile beni sevse, parçalanır, darmadağın olurdu. /7586
EKSİKLİK
1ـ كَفي بِالْمَرْءِ مَنْقَصَةً أنْ يُعَظِّمَ نَفْسَهُ / 7050.
1- Kendini büyük görmek, insanın eksikliğine (delil olarak) yeter. /7050
ELBİSE
1ـ اِرْفَعْ ثَوْبَكَ فَإنَّهُ أنْقى لَكَ، وَأتْقى لِقَلْبِكَ، وَأبْقى عَلَيْكَ/ 2294.
1- Elbiseni kaldır (fazla uzun tutma); bu, senin için daha temizdir; kalbini daha iyi korur; üzerinde daha çok kalır. /2294
2ـ اِلْبَسْ ما لا تَشْتَهِرُ بِهِ وَلا يُزْري بِكَ/ 2316.
2- Seni teşhir etmeyecek elbiseler giyin; lekeleyecek elbiseler değil! /2316
1ـ بِعَقلِ الرَّسولِ وَأدَبِهِ يُسْتَدَلُّ على عَقْلِ الْمُرْسِلِ/ 4312.
1- Elçinin aklı ve edebi (onu) gönderenin aklına işarettir. /4312
2ـ رَسُولُ الرَّجُلِ تَرْجُمانُ عَقْلِهِ، وَكِتابُهُ أبْلَغُ مِنْ نُطْقِهِ/ 5431.
2- İnsanın elçisi, aklının tercümanıdır; yazısı ise konuşmasından daha etkindir. //5431
3ـ رَسُولُكَ تَرْجُمانُ عَقْلِكَ، وَاحْتِمالُكَ دَليلُ حِلْمِكَ/ 5436.
3- Elçin, aklının tercümanıdır; tahammülün ise, sabrının nişanesidir. /5436
4ـ رَسُولُكَ ميزانُ نُبْلِكَ، وَقَلَمُكَ أبْلَغُ مَنْ يَنْطِقُ عَنْكَ/ 5437.
4- Elçin, asaletinin (ya da zekânın) ölçüsüdür; kalemin ise, senin yerine konuşandan daha etkindir. /5437
Dostları ilə paylaş: |