Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə367/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   363   364   365   366   367   368   369   370   ...   899
BİZANS SANATI

Bizans İmparatorluğu, Büyük Roma İm-paratorluğu'nun doğudaki parçası olmakla beraber, Boğaziçi kıyılarında yeni bir başkente sahip olmuş ve 4. yy'dan itibaren de Hıristiyanlığın yasaklanmaktan kurtulup, serbest bir inanç olarak kabulü ile Hıristiyan bir devlet olmuştur. Önceleri Roma İmparatorluğu'nun dili olan Latince, doğudaki topraklarının birleştirici dili olan Grekçe ile birlikte kullanılırken, 6. yy'dan itibaren yalnız Grek dili hâkim olmuş ve böylece kalmıştır.

Bizans medeniyeti, Akdeniz'in doğu bölgesinde, Roma İmparatorluğu'ndan miras kalan devlet sistemiyle yönetilen, Hıristiyan inancında ve eski Grek dilini kullanan bir topluluğa dayanır. Bizans sanatı da bu topluluğun Doğu Akdeniz çevresindeki yerlerde meydana getirdiği çeşitli sanat ürünleridir. Bizans, ortaçağın en önemli dünya devleti olduğuna göre, yakın ilişkisi bulunan çevreler ve ülkelere etkileri ve aynı çağın başka sanat çevreleri ile karşılıklı sanat alışverişleri vardır. Bizans sanatı adı verilen ve Bizans İmparatorluğu'nun medeniyet tarihindeki varlığını gösteren sanat, Ro-ma'dan miras kalan gelenekler, eski Yunan medeniyetinin Helenistik çağının estetik bilgileri, Hıristiyan inancının mistik duyguları, Anadolu insanlarının yaratıcı gücü ve tecrübeleri, nihayet Yakındoğu'dan sızan çeşitli teknik ve estetik örneklerin az veya çok karışımı ile meydana gelmiştir. Bütün bu akımların birleşip toplandıkları ve bir sentezden geçerek uygulandıkları yer ise imparatorluğun başkenti Bizantion (Konstantino-polis) şehri olmuştur. Dolayısıyla Bizans sanatının en mükemmel örnekleri burada ortaya konulmuştur. Bizans sanatının çizgi ahengi, şekil güzelliğine önem veren estetiğine başkentte yaratılan ürünlerde rastlandığından, bunlarda hâkim üsluba "başkent üslubu" denilmiş, dış çevrelerde daha ilkel sanat eserleri ise "eyalet üslubu"nun temsilcileri olarak kabul edilmiştir. Bizans sanatına hâkim olan bu "dualisme" (ikilik) bu sanatın ana özelliklerinden en başta geleni olarak sonuna kadar yaşamıştır. Bu yüzden de Bizans sanatında bir "Konstantinopo-lis ekolü"nden bahsetmek mümkündür.

Hıristiyanlığın 4. yy'ın ilk yarısında serbest bir inanç durumuna girmesiyle, 4. ve 5. yy'larda bu sanat, kökleri Ro-ma'dan gelen bir geçiş dönemi geçirmiş ve Yunan-Roma dünyasının sanat geleneklerini yeni inanca uydurmaya çalışmıştır. Bu dönemin eserleri, gerek ölçüleri, gerek biçim ve süslemeleri bakımından ilkçağın Roma sanatına sıkı sıkıya bağlıdırlar. Ancak, Hıristiyanlık buna değişik bir anlam vermiştir. Bu yüzden de Bizans sanatının başlangıcı kesin bir çizgi ile ayrılamaz.

Bizans sanatının ait olduğu medeniyetin bin yıl süren uzun yaşamı boyunca üç büyük ve birbirinden değişik özellikleri olan dönemleri olmuştur. Geçiş dö-

Bizans


döneminden

günümüze


kalan

en önemli

yapılardan

surların


Silivrikapı

bölümü (üstte)

ve kara tarafı

surlarındaki

Mevlevihane

Kapısı'ndan

bir ayrıntı

(yanda).


Hazım Okurer,

1993 (üst), Ara

Güler, 1990 (yan)

neminin arkasından gelen ilk veya erken Bizans dönemi, 5. yy'ın sonlarından, 726' da İkonoklazma • (tasvirkırıcılık) Akımı'-nın başlamasına kadar sürer. Bu ilk parlayış dönemi (bazıları bunu "birinci altın dönem" olarak adlandırırlar), İmparator I. İustinianos zamanında (527-565) başta Ayasofya olmak üzere önemli ve büyük eserlerini verdiğinden bu imparatorun adıyla da anılır. Bu dönemde Bizans sanatı, ilkçağın Helenistik ve Roma sanat geleneklerinden alınan teknik bilgilerle motifleri kullanmaya ve geliştirmeye devam etmekle beraber, Yakındoğu'nun bazı bilgi ve duygu unsurlarıyla, estetik zevklerinin kendi bünyesine sızmasına açılmıştır.

Bizans İmparatorluğu 7. yy sonlarında çok önemli iç ve dış bunalımlar içine girmiştir. 8. yy'da kilise ve manastırların baskısına karşı bir tepki belirdi. Bunda Anadolu'dan gelen bazı Hıristiyan mezheplerinin de katkıları olmalıydı. Her türlü dini resimlere (tasvirlere) karşı olduğu için, 726'da başlayan bu akıma İkonoklazma denilmiştir. Kilisenin ve manastırların güçlerini kırarak Bizans sanatında önemli değişikliklere yol açan bu akım 775-811 arasındaki kısa bir aralıkla 842'ye kadar sürdü. İkonoklazma dönemi, sanıldığı gibi sanat-

sız değildi. Ancak bunda dini resimlerin yerlerini Helenistik üslupta bezeme motifleri almıştır; bu akımın sona ermesiyle de bütün eserleri yok edildi.

İkonoklazmaya karşı kilisenin zaferiyle başlayan orta Bizans dönemi 842'den 1204'e kadar sürer ve Bizans sanatının ikinci parlak dönemini, kendine özgü karakterini bulduğu bir safhayı meydana getirir. Bu dönemde önce Makedonyalı denilen Basileios sülalesi, sonra da Kom-nenos sülalesi Bizans İmparatorluğu'nu idare etmiştir. Bu dönemde Bizans medeniyetinin İslam medeniyeti ile birlikte, "karanlık çağ" denilen ortaçağ içinde, ilkçağın bilgi ve geleneklerini, Yakındoğu'nun sanat zevkiyle karma biçimde sürdürdüğü görülür. Orta Bizans döneminde Bizans sanatı kendi gerçek kişiliğini almış ve eserlerini bu kişiliğin prensipleri içinde vermiştir.

Bizans İmparatorluğu, 1071'de Malazgirt Savaşı ile Anadolu'ya giren ve burada Selçuklu devletini kuran Türkler ö-nünde topraklarının büyük kısmım kaybetmiş, bu arada iç huzursuzluklar ile de sarsıntılar geçirmeye başlamıştır. 11. ve 12. yy'larda sanatın parlak bir gelişme içinde olmasına rağmen 12. yy'ın sonlarına doğru imparatorluk ciddi bir sarsıntı içine girmiş bulunuyordu. Kardeşi tara-




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   363   364   365   366   367   368   369   370   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin