Biz bu araştırmamızda kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerimde yer alan temsilleri çeşitli yönleriyle ele alıp, bu konuda bilgi vermeye çalışacağız



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə25/41
tarix02.11.2017
ölçüsü0,74 Mb.
#27821
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   41

67-Kemik Yığını ve Kokuşmuş Toprak


Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceğiz, öyle mi! De ki: "İster taş olun, ister demir", İsterse aklınıza (yeniden dirilmesi) imkânsız gibi görünen herhangi bir yaratık” (İsra:17/49-50. )

Diriliş meselesi Peygamberimiz (sav) ile müşrikler arasında uzun boylu tartışmalara neden olmuştur. Kur'an-ı Kerim bu tartışmanın çoğunu dile getirmiştir. Bu ayeti kerimede onlardan bir tanedir. Fakat karşıdaki müşrikler meseleyi bu kadar açık ve bu kadar sade bir biçimde düşünmüyorlardı. Bu nedenle bedenlerin çürüyüp yok olmasından sonra tekrar dirilmeyi düşünmek zor geliyordu.

Burada diğer ayetlerden farklı olarak ayetin sonunda ilginç bir benzetme vardır: "İster taş olun, ister demir". Kemik ve un ufak olmuş bedende bile yine de bir insanlık kokusu, hayatı andıran birtakım olgular vardır. Demir ve taş ise, bunlara göre canlılıktan daha uzaktır, onlara deniyor ki: İster taş olun ister demir, ister taş ve demirden başka canlanmasını ve hayatın içine gireceğini bir türlü düşünemediğin hayattan daha uzak bir varlık olun... Allah sizi kesin diriltecektir.Aslında onlar taş, demir veya başka bir varlık olma imkânına sahip değiller. Fakat bu söz meydan okumak içindir. Ayrıca burada onlar aşağılanmakta ve azarlanmaktadır. Çünkü taş ve demir cansız varlıklardır, hissetmez ve etkilenmezler. Bu da onların düşüncelerindeki donukluğu ve taşlaşmayı tasvir etmektedir!303

68-Sırt Sırta Vermiş İnsanlar ve Cinler


De ki: Andolsun, bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak üzere insü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler. Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.” (İsra:17/88,89)

Bu ayetlerde insanlar ve cinler, Kur’an’ın bir benzerini yapmak üzere bir araya gelip,birbirine yardım etseler dahi Kur’an’ın benzerini yapamayacakları; Allah’ın Kur’an’da çeşitli temsillerle insanlara gerçekleri açıklamasına rağmen insanların çoğunun onu inkar ile nankörlük ettikleri anlatılmaktadır.

Bu ayetler Tanrı vahyi değil Muhammet’in kendi sözüdür diyenlere, isteseler bunun bir benzerinin getirilebileceklerini iddia edenlere yanıt olarak inmiştir. Fakat hiç kimse onun bir benzerini getirememiştir. Çünkü Kur’an sıradan aklın sözü değil Ruh’un vahyidir. 304

Müfessirler, bu ayette, insanlara çeşitli şekillerde açıklandığı bildirilen “misal”in “mana” anlamına geldiğini belirtmişler; ayrıca hükümler, vaad, sakındırma ve geçmiş kavimlerin hikayeleri gibi anlamlara gelebileceğine de işaret etmişlerdir.


69-Gaybı Taşlayanlar


(İnsanların kimi:) "Onlar üç kişidir; dördüncüleri de köpekleridir" diyecekler; yine: "Beş kişidir; altıncıları köpekleridir" diyecekler. (Bunlar) bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. (Kimileri de:) "Onlar yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Öyle ise Ashâb-ı Kehf hakkında, delillerin açık olması haricinde bir münakaşaya girişme ve onlar hakkında (ileri geri konuşan) kimselerin hiçbirinden malumat isteme. (Kehf:18/22)

Ayette geçen “Racmen Bil ğayp” ifadesi ile hiçbir bilgisi olmadan bir mesele hakkında konuşanlar ve bilgi vermeye çalışanlar; temsili bir anlatımla gayba taş atanlara benzetilmiştir. Daha sonraları bu ayet Darb-ı mesel halini almıştır. Yine ayeti kerime tekrar dirilme ve ahiret inancının bir birer sembolü olan mağara da uyuyanlar; Kur’an’da geçen ahiretle ilgili en güzel örneklerden biridir. 305


70-Bağ Sahibi İki Adam


“Onlara, şu iki adamı misal olarak anlat: Bunlardan birine iki üzüm bağı vermiş, her ikisinin de etrafını hurmalarla donatmış, aralarında da ekinler bitirmiştik. İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık. Bu adamın başka geliri de vardı. Bu yüzden arkadaşıyla konuşurken ona şöyle dedi: "Ben, servetçe senden daha zenginim; insan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm.. (Böyle gurur ve kibirle) kendisine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: "Bunun, hiçbir zaman yok olacağını sanmam .Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Şayet Rabbimin huzuruna götürülürsem, hiç şüphem yok ki, (orada) bundan daha hayırlı bir akıbet bulurum .Karşılıklı konuşan arkadaşı ona hitaben: "Sen, dedi, seni topraktan, sonra nutfeden (spermadan) yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allah'ı inkâr mı ettin?" "Fakat O Allah benim Rabbimdir ve ben Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmam"Bağına girdiğinde: Mâşâallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır, deseydin ya! Eğer malca ve evlâtça beni kendinden güçsüz görüyorsan (şunu bil ki):"Belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir; senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak haline gelir. Yahut, bağının suyu dibe çekilir de bir daha onu arayıp bulamazsın. Derken onun serveti kuşatılıp yok edildi. Böylece, bağı uğruna yaptığı masraflardan ötürü ellerini oğuşturup kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. "Ah, diyordu, keşke ben Rabbim’e hiçbir ortak koşmamış olsaydım!Kendisine Allah'tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi kendi kendini de kurtaracak güçte değildi. İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan O, en güzel âkıbeti veren yine O'dur.” (Kehf:18/32-44)

Bu iki kişinin kimliği konusunda mevcut görüşler şunlardır:

1.Mahzum kabilesinden Mekkeli iki kardeştirler.

2.Maksat Allah Resulü ile Mekkeli müşriklerdir.

3.Allah’a inanan ve inanmayan herkes için geçerli bir misaldir.

4.Lu’ayne b. Hısn ve ashabı ile Selman, Suheyb ve ashabı arasında bir benzetmedir.

5.Babalarından kalan büyük çapta bir mirası birisi inancının gereği gibi, diğeri de inançsızlığın gereği gibi harcayan iki İsrailli kardeştirler... Hepsinde ortak olan nokta: İman etmeksizin, serveti tek gaye edinerek mal yığma tutkusunun insanı zulme ve hüsrana sürükleyeceği gerçeğidir306

Ayetler Mümin ve kafir için bir temsil olarak değerlendirilir. Ayetlerde bu iki kişi insanlara örnek verilmiştir. Dünya malının geçici şatafatının insanı böyle gururlandırıp , etrafındakileri küçük görmeye ve Allah’ın dininden çıkmaya götürebileceğine çok müthiş bir örnektir.

Servetinin ve adamlarının çokluğuyla gururlanan bu kişinin ahireti inkar ettiği, 36. Ayetin başında anlatılmıştı. 37. Ayette ise bu kişi Allah’ı inkar etmekle itham ediliyor. Şu halde, ahireti inkar etmek, bir bakıma Allah’ı inkar etmek demektir. Zira, ahiretin imkansızlığını savunmak, Allah’ın gücünün sonsuzluğundan şüphe etmenin bir sonucudur. Nitekim bu kişiye, kendisinin yaratılış safhaları hatırlatılmak suretiyle bu kudretin sahibi olan Allah’ın kıyameti de gerçekleştirme gücünde olduğu ispatlamak istenmiştir. 307


Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   41




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin