Dünyada ve Türkiye’de Kadın Hakları İÇİndekiler


KADININ SİYASAL YAŞAMA KATILIMI



Yüklə 141,96 Kb.
səhifə7/7
tarix25.11.2017
ölçüsü141,96 Kb.
#32878
1   2   3   4   5   6   7

KADININ SİYASAL YAŞAMA KATILIMI


Bütün dünyada, kadınlar, geleneklerin ve toplumsal değerlerin etkisi altında ekonomik ve siyasal yaşamın dışında kalmakta, ya da siyasal yaşama yeterince katılamamakta, toplumsal yaşamdaki yerleri ev içi rolleriyle sınırlanmaktadır. Bu konuda gelişmiş ülkelerle ötekiler arasında yalnızca derece farkı vardır.

Kadınlar, Fransız Devrimi'nin ardından başlayan ve gelişen kadın hareketlerinin de katkısıyla, ülkeden ülkeye değişen düzeylerde siyasal yaşamda yer almaya başlamıştır. Ülkemizde ve öteki pek çok ülkede kadınlar, değişik zamanlarda "eşit oy hakkı"nı elde etmişlerdir. Yani "seçmen" olabilme hakkını kazanmışlardır. Kadınlar, bu haklarını Fransa'da 1944'de, İtalya'da 1945'te, Yunanistan'da 1952'de, Arjantin, Ekvator ve Filipinler’de 1947’de, İsviçre'de ise 1971 yılında elde etmişlerdir37 Almanya kadın hakları konusunda çalışmaları 1848’de başlatmış ve ancak 1918’de seçme hakkını sağlamıştır. Fransa’da ilk kadın bakan 1936’da atanmıştır. İtalya’da mecliste kadınlar ilk kez 1948 yılında temsil edilmiştir. Japonya’da kadınlar bu hakkı 1950’de elde etmişlerdir.38

Ancak, gözden kaçırılmaması gereken iki önemli konu vardır: Birincisi, siyasal katılımın "eşit oy"a indirgenemeyeceği, ikincisi siyasal katılımın toplumsal ve ekonomik yapıdan ayrı ele alınamayacağı.

Siyasal yaşamda ve genel olarak karar verme süreçlerinde kadınların hakça (adil biçimde) temsil edilememesinin başlıca nedeni yerleşik toplumsal ve ekonomik koşullardır. Siyasal faaliyetler, kadınlar açısından cinsiyet ayrımının en yoğun biçimde yaşandığı bir alandır. Bununla ters ilişkili olarak da kadının en çok söz sahibi olduğu, en çok sorumluluk yüklendiği alan "ev içi yaşam"dır. Kadın ülkenin karar ve uygulama süreçlerinden uzak tutulmaya çalışılırken ev yönetiminin iç düzeninde, ücretsiz, yani "emeği fiyatlandırılmamış bir aile işçisi" olarak görülmektedir. Ataerkil toplum düzeni, bu durumun sürmesi yönünde baskı oluşturmaktadır. Nitekim, ancak çok sınırlı sayıda kadın, özellikle kentlerde, gerçek anlamda çalışma yaşamına katılabilmektedir. Hem kırsal kesimde hem de kentsel kesimde eğitim olanakları açısından önemli boyutta eşitsizlikler vardır. Çalışma yaşamından uzak tutulma ve eğitim olanaklarının sınırlılığı, kadının ev içi yaşamının kabuğunu kırmasını daha da zorlaştırmaktadır. Kadının siyasal yaşamda yer alması şu nedenlerle önemli bir gereksinimdir:

Kadının siyasal yaşama katılımını, karar ve uygulama süreçlerinde yerini almasını gerektiren tek neden, biçimsel olarak "kadın-erkek eşitliği"nin sağlanması değildir. Bu, aynı zamanda, yalnızca kadınları değil tüm toplumsal kesimlerin temsilini gerektiren demokrasinin gelişmesi için gereklidir.39 Demokrasi, bütün toplum kesimlerinin temsiline ve yönetimde etkili olabilmesine dayalı bir yönetim biçimidir. Bu nedenle, nüfusun yarısını oluşturan kadınların bu yönetim biçiminin işleyişini sağlayan siyasal sürecin dışında kalması düşünülemez. Dolayısıyla kadının siyasal yaşama katılması, bir hak olduğu kadar gereksinimdir de.

Kadın, gerek içinde bulunduğu toplumsal, ekonomik koşullar ve kendisine biçilen yerleşik -geleneksel- işlevler nedeniyle, gerekse dünyaya bakışının farklılığından dolayı toplumsal olayları ve olguları daha farklı değerlendirmesi nedeniyle erkeklerden daha başka deneyimlere sahiptir. Bu "kadın deneyimleri" çoğu zaman belirli sorun öbeklerinin içinde edinilmektedir. Bu sorun öbeklerinden ilk akla gelenler, gelenekler ve dinsel inançların baskısıyla eğitim ve kendini geliştirme olanaklarının sınırlanması, şiddet, taciz, çalışma olanaklarının sınırlanması ve eşit işe eşit üret alınamamasıdır. İşte özellikle bu sorun öbeklerinin çözümü için, doğrudan bu sorunları yaşayanların, farkında olanların siyasal karar süreçlerine katılımı gerekir. Bu iki açıdan gereklidir: Birincisi, yönetimin kadının ve erkeğin ayrı ve ortak deneyimlerinden yararlanarak ve zenginleşerek gelişmesi için. İkincisi, farklı deneyimleri olan bir kesimin yani erkeklerin, öteki kesim olan kadınları onların etkili katılımı olmaksızın yönetmesinin, yönetimi zorba bir yönetime dönüştürmesini engellemek için40.


KADIN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

UNIFEM (Birleşmiş Milletler Kadın Kalkınma Fonu)


1976 yılında cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi amacıyla kurulmuştur. Kalkınmakta olan ülkelerde siyasi, ekonomik ve sosyal olarak kadınların güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapmaktadır. Kadınların ekonomik güçlerinin arttırılması, karar alma süreçlerinde (yönetim ve liderlik) kadının güçlendirilmesi, kadının insan haklarının savunulması ve kadınlara uygulanan şiddet konusunda özellikle 3. Dünyada faaliyette bulunmaktadırlar. Her yıl Yıllık Raporları yayınlanmaktadır. Finansmanı BM tarafından yapılan kuruluş çeşitli düzeylerdeki kampanyalara, projelere ve kadın örgütlerine siyasi ve maddi destek sunmaktadır.

WAVE


Avrupa çapında 1000 kadar kadın örgütünün oluşturduğu bir ağ örgüttür . Kadın ve çocuklara yönelik şiddete karşı mücadele ve Avrupa'daki kadın örgütleri arasında iletişimi ve işbirliğini sağlamak amacıyla 1994 te kurulmuştur.. Ağırlıklı olarak ayda 1 Wave Avrupa'daki çeşitli kadın kuruluşlarından yardım alıyor. Avrupa'daki kadın örgütlerini politik olarak destekliyor. Maddi destek vermiyor.

VAWO-The Violence Against Women Office


ABD Adalet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan kadına yönelik şiddetin önlenmesi bürosu.

MEN STOPPING VIOLENCE

Kanada'da ulusal ve yerel düzeyde faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşudur. Erkeklerin kadınlara uyguladığı şiddeti sonlandırmak ve buna yönelik bir toplumsal dönüşüm için mücadele etmek amacıyla kurulmuştur. Erkeklerin kendilerini insanlıktan çıkaran, kadını ve çocukları ezen inanç sistemlerini, toplumsal yapıyı ve kurumsal pratikleri dönüştürmek için konferanslar, eğitim çalışmaları ve araştırmalar düzenlemekte ve yayınlar çıkartmaktadırlar. 1980'lerin başında kurulan örgüt sağlık alanında da çalışmalar yapmaktadır.

  MEN CAN STOP RAPE


ABD’de kadına yönelik şiddet konusunda çalışan bir sivil toplum kuruluşudur. Erkek ve kadın üyeleri olan kuruluşun aylık çıkan bir de dergileri vardır.

WHITE RIBBON CAMPAIGN


Kanada’da erkekleri kadınlara karşı uygulanan şiddeti önlemeye yönelik örgütlemeye çalışan bir kampanyadır. Kadınlara yönelik şiddeti önlemek amacıyla 1994’te kurulmuştur. Şiddete karşı protestolar, eğitim çalışmaları yapmaktadır. Finansmanı üye aidatları ve çeşitli örgütlerin destekleriyle sağlanmaktadır.Yerel kadın örgütlerine destek vermektedir.

COMMUNITIES AGAINST VIOLENCE NETWORK


Şiddetin her biçimine karşı çalışmalar yapan ABD'de kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur. Kuruluş, dünyanın çeşitli yerlerinden uzmanları yardımıyla konuyla ilgili uluslararası uzmanlara, destek kuruluşlarına, elektronik veri tabanına ulaşmayı sağlamaktadır.

AMNESTY INTERNATIONAL WOMAN’S PROGRAM


Uluslararası Af Örgütü'nün altında bulunan Kadının İnsan Hakları Programı'dır. Kadının insan haklarının geliştirilmesi, kadın ve genç kızların sivil ve politik hakları karşısında yaşadıkları özel şiddetin sona erdirilmesi konusunda çalışmalar yapmaktadır.
 
AMILY VIOLENCE PREVENTION FUND

ABD'de faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşudur. Aile içi şiddeti önlemek ve şiddete maruz kalmış kadın ve çocuklara yardım etmek amacıyla kurulmuştur. Sağlık ve eğitim alanlarında faaliyet göstermekte, ve kampanyalar, eğitim çalışmaları ve projeler düzenlemektedirler.


Women's World


Kadın haklarının savunulması, ve gelişiminin artırılması için kurulmuştur. Çalışma alanlarından biride saldırıya uğramış kişilerin yazmalarının desteklenmesidir. Bunun nedenini ise cinsiyetçi bakış açısı karşısında bunu yazma cesaretini kendinde bulan kişilere destek verilme zorunluluğu ile açıklıyorlar. Kamuyu, faaliyet alanlarıyla ilgili eğitmek ve araştırma yapmak bir diğer çalışma alanı.41

TÜRKİYE’DE KADININ İNSAN HAKLARI


Türkiye, kadınların en çok şiddete maruz kaldığı ülkeler arasındaki yerini koruyor.
Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ile Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği verilerine göre, Türkiye, dayak konusunda % 58'lik oranla, Bangladeş (% 47), Etiyopya (% 45), Hindistan (% 40) ve Mısır'ın (% 34) önünde yer alıyor.

Türkiye'de kadınların yüzde 58'i kocaları, babaları ya da erkek kardeşleri tarafından dövülüyor ya da öldürülüyor. Kadınlar için şiddetin merkezini kendi evleri oluşturuyor. Kadınları kocaları, babaları ya da erkek kardeşleri dövüyor veya öldürüyor.42

Kadınların yüzde 79'u fiziksel şiddete, yüzde 52'si sözel şiddete, yüzde 29'u duygusal şiddete, yüzde 18'i ekonomik şiddette maruz kalıyor. Türkiye'de evliliklerinin ilk 3 yılında üniversiteli kadınların yüzde 73'ü, gecekonduda yaşayan kadınların yüzde 90'ı şiddetle tanışıyor.

Kadınlar, hukuki alanda birçok haklarını elde etmiş olmalarına rağmen, hala eşlerine itaat etmedikleri gerekçesiyle dayak yiyor, eşlerinin tecavüzüne uğruyor. Türkiye'de erkeklerin yüzde 45'i, kadının kendisine itaat etmemesi halinde ''dövme hakkı '' bulunduğuna inanırken, yüzde 23'ü de eşine ''tecavüz'' ediyor.43

Türkiye’de kadınların, sadece yüzde 29.7'si işgücüne katılıyor. Sağlık sektöründe çalışanların yüzde 65.6'sını, avukatların yüzde 65.4'ünü, eğitim ve öğretim hizmetlerinde çalışanların ise yüzde 43.4'ünü kadınlar oluşturuyor. Kamudaki kadınların yüzde 37.2'si ise genel idari hizmetler sınıfında çalışıyor.

Kamuda çalışan 100 kadından 57'si, 24-35 yaş grubunda yoğunlaşıyor ve yüzde 44 ile ilk sırayı lise mezunları oluşturuyor. İkinci sırayı yüzde 15.2 ile iki yıllık yükseköğrenim mezunları alıyor.


Kadınlar, ilk olarak 1933 yılında belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı aldılar. 1935 ara seçimleri, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği ilk seçim oldu. Bu dönemde 24 kadın TBMM'ye girerken, 1939'daki seçimlerde, 400 milletvekili arasında 15 de kadın yer aldı. Kadınlara seçme ve seçilme haklarının verildiği ilk ülkelerden olmasına rağmen Türkiye, kadınların parlamentoda ve karar mekanizmalarında temsil oranı açısından hala çok gerilerde yer alıyor.TBMM'deki yüzde 2.6'lık kadın milletvekili oranı Uganda'da yüzde 17.4,Güney Afrika'da yüzde 25, Meksika'da yüzde 14, İsveç'te 40.4, Polonya'da yüzde 13, Mozambik'te ise yüzde 25.

Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan kadınların yüzde 65-70'i sivil işgücü içinde yer alıyor. Çalışabilir kadınlardan ancak üçte biri istihdam edilebilirken, kadın işçiler en çok tekstil, tarım ve gıda sektörleri ile atölye ve ev işlerinde çalışıyor.

Toplam 5 milyon sigortalının yüzde 12'si (600 bin kadın sigortalı)kadın işçilerden oluşurken, toplam 2.5 milyon sendikalı işçinin yüzde 12'si de (300 bin) kadınlardan oluşuyor.44

Türkiye'de kadın olmanın zorluk derecesi, bölgelere göre değişiyor. Kent ve kırsal yaşamda kadınlar arası eşitsizlik oranı oldukça yüksek. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 19 ilde yapılan araştırmada, kadınların yüzde 45.8'inin hiç eğitim almadığı, yüzde 4.3'ünün ilkokul eğitimini yarıda bıraktığı, yüzde 33.5'nin 5 yıllık ilkokul eğitimin tam alamadığı; eğitim alanların yüzde 81'inin ortaokul, yüzde 5.8'inin lise, yüzde 2.6'sının da yüksekokul mezunu olduğu belirlendi.45

Türkiye genelinde lise ve daha üstü eğitimli 15-24 yaş grubunda bulunan kadınların yüzde 39.6'sı işsiz durumda. Kentli kadınlarda bu oran yüzde 37.4, kırsal alandaki kadınlarda yüzde 45.3.

Türkiye’de CEDAW Sözleşmesi 11 Haziran 1985 tarih ve 3232 sayılı “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesine (CEDAW) Katılımın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” 1 Temmuz 1985 tarih ve 85/9722 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanmış, 14 Ekim 1985 tarih 18898 sayılı Resmi Gazetemde yayımlanarak 19 Ocak 1986 tarihinde yürürlüğe girmiştir.46

Türkiye, Sözleşmenin kendisi yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk raporunu 1987 yılında sunmuştur. Ancak 1991’de ve 1995’de sunması gereken raporları geciktirmiş ikisini birleştirerek bunları 1996 yılında Komiteye sunmuştur. Yine bir gecikmeyle 1999 yılında sunulması gereken rapor hala sunulmamıştır.47

SONUÇ


Bir çok gelişmiş ülkede kadın hakları çok ilerlemeler göstermiş olsa da, ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde kadın hakları ne yazık ki istenen seviyelerden oldukça uzaktadır. Dünya genelinde kadın haklarında son yıllarda meydana gelen artış dahi bir çok gerçeği değiştirebilecek nitelikte değildir. Dünyadaki en fakir insanların büyük bir çoğunluğu ile, dünyadaki eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu yine kadınlardır.

Uluslararası insan hakları belgelerinde, kadın haklarının evrensel insan haklarının vazgeçilmez, bütünleşmiş ve bölünemez bir parçası olduğu önemle vurgulanmaktadır. Bu nedenle, yasalarda ve yaşamda bugün bile var olmakta devam eden kadınlara karşı ayrımcılığın kaldırılması amacıyla yapılan çalışmalar, günümüzde insan haklarının korunup geliştirilmesi açısından olduğu gibi aynı zamanda çoğulcu, katılımcı demokrasi anlayışı açısından da büyük önem taşımaktadır.



1 http://www.turkiye.net/solmaz/saydam12.htm Erişim Tarihi:16/10/2003

2 Fatmagül Berktay, “Kadınların İnsan Hakları: İnsan Hakları Hukukunda Yeni Bir Açılım”, İnsan Hakları, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2000, s.353

3 http://www.turkiye.net/solmaz/saydam12.htm Erişim Tarihi:16/10/2003

4 http://www.turkhukuksitesi.com/faq/kadin_haklari.shtml Erişim Tarihi:16/10/2003

5http://www.kssgm.gov.tr/pekin-5.html Erişim Tarihi:16/10/2003

6 http://www.anap.org.tr/anap/gen_merkez/kadin_kollari/bilgi/konf.htm Erişim Tarihi:16/10/2003

7 www.un.org/womenwatch/daw/cedaw Erişim Tarihi:17/10/2003

8 Mehmet Genç, “İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri”,Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı Yayını, Bursa, 1997, s.245

9 Ayhan Döner, “İnsan Haklarının Uluslararası Alanda Korunması ve Avrupa Sistemi”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2003, s.57

10 www.un.org/womenwatch/daw/cedaw Erişim Tarihi:17/10/2003

11www.izmirbarosu.org.tr/yayinlar/htm Erişim Tarihi:13/10/2003

12 M. Refik Korkusuz, “Uluslararası Belgelerde ve Türk Anayasasında Temel Hak ve Özgürlükler”, Özren Matbaacılık, İstanbul, 1998, s.77

13 http://www.bursabarosu.org.tr/bursabarosua/text/basinarsiv/read.asp?myname=11Erişim Tarihi:18/10/2003

14 http://listweb.bilkent.edu.tr/kadin/2000/sep/0009.html Erişim Tarihi:16/10/2003

15 http://www.biglook.com/haber/kadinlargunu/siddet.asp Erişim Tarihi:16/10/2003

16 http://www.kssgm.gov.tr/pekin-5.html Erişim Tarihi:16/10/2003

17 http://www.die.gov.tr/tkba/pekin+5.doc Erişim Tarihi:16/10/2003

18 http://www.bigglook.com/haber/kadinlargunu/siddet.asp

19 http://www.bianet.org/2003/03/10/17187.htm

20 http://www.infotrace.com.tr/kadin/cinselsiddet.asp

21 www.gazetex.com/haberler/haberayrinti Erişim Tarihi:21/10/2003

22 http://kadin.tr.net/bunlarisectik/30haziran3roportaj.shtml


23 http://www.kazete.com.tr/arsiv/2001/25/index.php?sayfa=dunya1&bolum=haberler Erişim Tarihi:16/10/2003

24 Şeref Ünal, “Temel Hak ve Özgürlükler ve İnsan Hakları Hukuku”,Yetkin Yayınları, Ankara, 1997, s.114

25Ayhan Döner, s.57

26 Kadına Yönelik Cinsel Şiddete Karşılaştırmalı Hukukun Yaklaşımı, İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Yayını, Şubat 2002, s.164-165-166


27 http://www.turkhukuksitesi.com/hukukforum/showthread.php Erişim Tarihi:22/10/2003

28 http://www.canaktan.org/hukuk/insan_haklari/yirminci-yuzyilda/pekin_deklarasyonu.htm Erişim Tarihi:18/10/2003

29 http://www.kssgm.gov.tr/metin10.html Erişim Tarihi:16/10/2003

30 http://www.ucansupurge.org/newhtml/bulten/12/sayfa19-20.php

31 http://listweb.bilkent.edu.tr/kadin/2000/Sep/0009.html 16-10-2003

32 http://www.kssgm.gov.tr/pekin-5.html

33 Safa Reisoğlu, “Uluslararası Boyutlarıyla İnsan Hakları” Beta Yayınları, İstanbul, 2001, s.231

34 http://www.chp.org.tr/trrapor/emek6.htm

35 http://www.kssgm.gov.tr/metin10.html

36 http://www.kssgm.gov.tr/pekin-5.html

37 Mehmet Semih Gemalmaz, “Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş”, Beta Yayınları, İstanbul, 2001, s.89

38 http://www.aku.edu.tr/ata/makaleler/tkadini.htm Erişim Tarihi:11/10/2003

39 http://www.geocities.com/sekizmart/calisma/esit.htm

40 http://www.addmalatya.8m.com/kadin.htm


41 http://www.ucansupurge.org/newhtml/links.php ?catid=2 Erişim Tarihi:20/10/2003

42 www.gazetex.com/haberler/haberayrinti

43 http://haber.superonline.com/haber/dosyalar/0,1083,1814,00.html

44 http://www.un.org.tr/undp/docs/HDR2003/hdr2003-turkey%20indicators-tr.doc

45 http://www.bigglook.com/haber/kadinlargunu/adiyok.asp

46 www.un.org/womenwatch/daw/cedaw

47 Ayhan Döner, s.57




Yüklə 141,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin