Ekolojik tarimda iÇ pazarin geliŞİMİ


Şekil 2. Kümeslerde Isı-Nem Dengesinin Sağlanması



Yüklə 3,61 Mb.
səhifə20/64
tarix01.08.2018
ölçüsü3,61 Mb.
#64962
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   64

Şekil 2. Kümeslerde Isı-Nem Dengesinin Sağlanması




Hareket Davranımları

( Yürüme - Koşma- Sıçrama)






Yem Yeme ve Su İçme Davranımları

Hiyen








Toplumsal Davranımlar


Bakım- Özen- İşlevsellik





Dinlenme Davranımları



Folluk Davranımları

Rahatlık Davranımları



Şekil 3. Projelendirmede Dikkate Alınanması Gereken Tavuk Davranımları










Şekil 4. Geniş Gezinme Alanlı Izgaralı Kümes

Ş


ekil 5. Dar Gezinme Alanlı Izgaralı Kümes

Şekiş 6. Katlı tünekli Kümes






.


Düz yemlik= 8-10cm/tavuk Oto. Yemlik=3 cm/tavuk Düz suluk=2.5 cm/tavuk

Oto.suluk=1.5cm/tavuk Damla suluk= 1 suluk/ 15tavuk



Şekil 7. Yemlik Ayrıntısı ve Boyutları



A


B



C

Linear Linear Olmayan

Şekil 9. Tavuklarda toplumsal davranımları


A

B


C

Şekil 8. Suluk ayrıntısı ve boyutları



Şekil 10. Tünek Ayrıntısı ve Boyutları Şekil 11. Izgara Ayrıntısı







Şekil 13. Folluk Ayrıntısı ve Boyutları


Şekil 12. Rahatlık Davranımları
















KAYNAKLAR


Sundrum, A., Anderson, R., Postler, G., 1994. Tiergerecheinsindex-2000. Köllen Druckt Verlag GmbH. Born.

Mutaf, S., Fırat, M.Z., Alkan, S., Yapıcı, N., Şeber, N., 2000. Ekolojik Tarımda Süt Sığırı Ahırlarının Projelendirilme İlkeleri. 2000 Gap- Çevre Kongresi, 16-18 Ekim, Şanlıurfa.

Mutaf, S., Alkan, S., Şeber, N., 2001. Hayvan Barınaklarının Projelendirilme İlkeleri ve Gap Yöresi İçin Uygun Barınak Tipleri. II. Gap ve Sanayi Kongresi, 29-30 Eylül 2001, Diyarbakır (baskıda).

Engelman, C., 1984. Verhalten landwirtschaftlicher Nutztiere ( Bogner / Grauvogl ) Verlag Eugen Ulmer GmbH & Co. Wollgrasweg 41, 7000 Stuttgart 70 ( Hohenheim). Germany 325- 367.

Eskeland, B., 1976. Methods of observation measurement of different paremeters as an assesment of bird welfare. Zit. N: Sambraus, H.H. ( Hrsg.): Nutztierethologie. Paul Parey Verlag, Berlin, 1978.

Lee, K., 1989. Laying performance and Fear Responce of White Leghorns as İnfluenced by floor space allowance and group size. Poult. Sci. 68: 1332 – 1336.

Vestergard, K., 1981. Behavioural and phiysiological studies of hens on wire floors and in deep litter pens. In: Fölsch, D. W., K. Vestergard: das verhalten von Hühnern. Tierhaltung12, Birkhäuser- Verlag, Basel: 115-132.

HAYVANCILIKTA ORGANİK ÜRETİME GEÇİŞ OLANAKLARI VE TÜRKİYE ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME



Gamze SANER1, Sait ENGİNDENİZ1

ABSTRACT
THE POSSIBILITIES OF PASSION TO ORGANIC LIVESTOCK PRODUCTION AND AN EVALUATION ON TURKEY
Organic agriculture is an ecological production management system. The main aim of organic agriculture is to keep the health and to optimize productivity of independent communities of soil life, plants, animals and people.

Today in the world, organic agriculture is accepted as an alternative production system. The importance of organic livestock products (especially milk, poultry meat, egg and honey) has risen enourmously in many developed/developing countries (European Union Countries, USA, Canada, Argentina etc.).

Organic agricultural activities in Turkey began in 1984 aimed at exportation. With this development organic beekeeping is now the first important organic livestock activity and for five years organic honey has been exported. Now, organic production methods can be regulated by EU legislation standarts.

The aim of organic livestock is to keep the animal in good health by providing good organic feed and care, and the choice of animal genotype and the suitable conditions of dams.

The aim of this paper is to investigate the necessity of the passion to organic livestock production, the principles of organic livestock and the practises of organic livestock in some selected countries, in the future the problems of organic livestock production in Turkey and solutions for improvement of organic livestock production.
Key words: organic agriculture, organic livestock, organic meat, organic milk, organic product premium, organic livestock product market.


GİRİŞ
Günümüzde insanoğlunun artan besin madde ihtiyacını karşılamak üzere tarımsal faaliyetler üzerindeki yoğun baskılar, bazı ciddi sorunları da beraberinde getirmiştir. Araştırmalar tarımın gelecekte daha da entansif olarak yapılacağını göstermektedir. Entansif tarıma paralel olarak ortaya çıkan sorunlara, ekolojik dengenin ve biyolojik gelişimin bozulması, tarımsal ürünlerdeki kimyasal artıkların insan sağlığını tehdit eder hale gelmesi, bitki ve hayvan sağlığının bozulması ve tüm bunlara bağlı olarak üretim maliyetlerinin gün geçtikçe artması vb. örnek verilebilmektedir. Tüm bu nedenlerle, “organik (ekolojik) tarım” kavramı son yıllarda ABD’de ve Avrupa’da tarımsal üretim sistemleri içerisinde büyük bir önem kazanmıştır.

Organik tarım önceleri bitkisel ürünlerin üretimi amacıyla ortaya çıkmıştır. Ancak daha sonra hayvancılıkta da önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Aslında organik tarımı bitkisel ve hayvansal üretimle birlikte düşünmek gerekir. Çünkü çiftlik hayvanları, bir taraftan işletmeye gübre sağlamakta, diğer taraftan da bitkisel üretime yem bitkisi münavebesi getirerek toprağı zenginleştirmektedir. Bu nedenle organik tarım, bitkisel ve hayvansal üretimleri birlikte içeren karma bir sistem olarak ele alınmalıdır. Dolayısıyla da tarımın iki ana kolundan birisi olan hayvansal üretimin ekolojik dengeyi koruyacak ve biyolojik gelişmeyi sağlayacak şekilde yürütülmesi, hem bu faaliyetlerin devamlılığın sağlanması, hem de insan sağlığının korunması açısından son derece önemlidir.

Günümüzde birçok gelişmiş ülkede organik hayvancılığa önemli ölçüde geçildiği görülmektedir. Özellikle süt, et, yumurta ve bal üretiminde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Türkiye’de ise hayvancılıkta organik üretim sadece arıcılıkta yapılmaktadır.

Bu çalışmada, hayvancılıkta organik üretime geçmenin gerekliliği ve bu yöndeki gelişmeler, çeşitli hayvansal ürünler ve ülke örnekleriyle incelenmiş, Türkiye’de organik hayvansal üretime geçilmesinde karşılaşılabilecek sorunlara değinilerek, organik hayvancılığın geliştirilmesi yönünde bazı öneriler getirilmiştir.


ORGANİK HAYVANCILIĞA YÖNELME NEDENLERİ
Son yıllarda konvensiyonel hayvancılıkta çiftlik hayvanlarının performanslarının arttırılması ve üretim artışı ile üretim masraflarının azaltılması açısından önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Ancak üretim artışı çevre dostu üretime, hayvan sağlığı ve refahına uygun olarak gerçekleştirilememiştir. Ayrıca güvenilir ve sağlıklı ürünlere daha fazla fiyat ödemeye razı olan tüketici sayısındaki artış, üretici üzerindeki ekonomik baskıların azaltılmasını kolaylaştırmıştır. Sonuçta organik ürün talebi ile türlerin, doğanın, yeraltı sularının ve hayvanların korunması isteği hayvansal üretimde de yeni arayışlara yönelinmesi sonucunu doğurmuş ve organik hayvancılık ön plana çıkmıştır (Sundrum, 2001).

Organik hayvancılık; yüksek kaliteli, sağlıklı ve risksiz ürünler talep eden tüketici kitlesine yönelik, çevre dostu üretim teknikleriyle kontrollü ve sertifikalı olarak gerçekleştirilen bir üretim faaliyetidir. Organik hayvancılık kavramı son yıllarda ABD’de ve Avrupa’da hayvansal üretim sistemleri içerisinde “alternatif hayvancılık yöntemi” olarak büyük bir önem kazanmıştır.

Organik hayvancılığın dört temel ilkesi bulunmaktadır. Bunlar (Woodward and Fernandez, 1999; Gibon et al, 1999);


  • Organik yemle besleme,

  • Uygun barınak koşulları,

  • Sağlıklı hayvan yetiştiriciliği,

  • Uygun damızlık ve ırk seçimidir.

Organik hayvancılığa yönelme nedenlerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (Malaga, 2000; Sundrum, 2001; Pekel ve Ünalan, 2001);




  • Çevre dostu üretim yoluyla çevreye olan zararı minumuma indirgemek,

  • Sürdürülebilir hayvancılığı geliştirmek,

  • Hayvan hastalıklarıyla mücadele ve sürü sağlığını korumak,

  • Hayvan refah standartlarını geliştirmek,

  • Tüketici talebine yönelik yüksek kaliteli, sağlıklı ürünler üretmek,

  • Verilen yüksek fiyatlarla, üreticilerin gelir düzeyini yükseltmek.


ORGANİK HAYVANCILIKTAKİ GELİŞMELER
Günümüzde özellikle ABD, Kanada, Avusturya, Danimarka, Almanya, İngiltere, Fransa ve Arjantin gibi ülkelerde hayvancılıkta organik üretime önemli ölçüde geçilmiştir.

Organik hayvancılık açısından en önemli ülkeler şüphesiz A.B.D. ve Kanada’dır. Bu ülkelerde organik hayvancılık önemli gelişme göstermiş ve organik hayvansal ürünleri işleyen sanayiler kurulmuştur. Bu ülkelerde, bazı hormonların laboratuvar koşullarında insan ve hayvanlarda kanser oluşturabileceğinin saptanmasından sonra özellikle organik et ve süte olan talep artmıştır. Örneğin A.B.D.’de süpermarketlerde organik et ürünleri üzerinde düşük yağlı ve güvenilir ibareleri bulunmaktadır. A.B.D.’de halen organik et ürünlerinin pazar payı 40 milyon doların üzerindedir Organik süt ve süt ürünleri ise toplam üretim içinde %2 oranında bir pay almaktadır. Kanada’da ise hayvansal üretim eyaletler düzeyindeki organik gıda organizasyonlar tarafından yönlendirilmektedir. Bununla birlikte, Kanada Organik Hayvancılık Derneği’nin de organik hayvancığın gelişiminde önemli katkıları bulunmaktadır (Woodward and Fernandez, 1999; Malaga, 2000; Jamet, 2000; Glaser and Thompson, 2000).



Avusturya; Sertifikalı organik süt sığırcılığının (%10’dan fazla) en yaygın olduğu ülkelerdendir. Yıllık organik süt üretimi 300.000 tondur. Organik süt ve süt ürünleri Agrarmark Avusturya Pazarlama Organizasyonu’nun “Austria Bio” etiketi altında satılmakta, toplam süt ve süt ürünleri pazarında organik ürünlerin pazar payı %3.5 ile %5.1 arasında değişmektedir. Avusturya en gelişmiş organik süt ürünleri pazarına sahip olup, pazarın %70’ine supermarketler hakimken, %30’luk payı da özel organik gıda mağazaları almaktadır. En önemli dağıtıcı BILLA-MERKUR(Alman REWE grubuna bağlı) firmasıdır. Avusturya’da organik koyun ve keçi (%30-31) ile domuz eti üretimi (%1’den fazla) diğer Avrupa ülkelerine göre daha yüksektir. Tipik organik ürün tüketicisi profili genç, yüksek tahsilli kişilerden oluşmaktadır. Organik süt ve süt ürünleri fiyatları konvansiyonel ürün fiyatlarından %10-20 daha fazladır. Organik et ve et ürünleri fiyatları ise %50 daha fazladır. Avusturya organik süt ve süt ürünlerini Almanya’ya ihraç etmektedir (Mustard, 1999; Foster and Lampkin, 2000).

AB ülkerinden Danimarka’da da organik süt, organik gelişmenin sembolu durumundadır. Organik süt üretimi 300000 ton dolayında olup, toplam süt üretiminin %17’sini oluşturmaktadır. 1987 yılından bu yana ürünler tüketicilerin güvendikleri tanınmış ulusal bir ticari marka altında sunulmaktadır. Organik süt Danimarka’da en iyi satılan ürün olup, bu ürünün pazar payı yaklaşık %14’dür. Organik peynirin payı ise %1.3’dür. Organik süt üreticileri 1990 yılından bu yana Dansk Naturmaelk Kooperatifi çatısı altında örgütlenmişlerdir. Danimarka organik peynir ve yoğurt çeşitlerini dış ülkelere ihraç etmektedir (Letarte, 1999; Nissen, 2000).



Almanya, AB içinde en büyük organik süt üreticisi olan ülke konumundadır. Organik süt üretimi 28500 ton dolayında olup, süt ve süt ürünleri piyasası diğer komşu ülkelere göre daha yavaş gelişmektedir. Organik sığır eti üretimi 1540 ton, domuz eti üretimi 3475 ton, tavuk eti üretimi ise 734 tondur. Ancak organik et dağıtım kanalları yeterince gelişmemiştir. Almanya’da yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre tüketicilerin organik etiketli ürünlerin gerçekten organik olduğuna inanmadıkları ve organik ürün satın almamalarının nedeni olarak ta yüksek fiyatlar olduğu belirlenmiştir. Hatta birçok tüketici sütün zaten sağlıklı bir ürün olduğu için organik sütün ek bir fayda getirmeyeceğini ifade etmektedir. Almanya’da en önemli pazarlama kanalı, sayıları 2500’ü bulan ve pazar payı %60 olan organik ürün satış mağazalarıdır. %20’lik payı doğrudan satışlar, geri kalan payı da konvensiyonel perakende satışlar oluşturmaktadır. Ulusal etiket “Naturland” olarak gerçekleştirilmiştir (Schumacher and Steinbach, 1996; Hansen, 1996; Kurz, 1999; Nissen, 2000; ).

Hollanda’da organik süt üretimi 60000 ton dolayındadır. Ulusal logo “Eko-Mark” olarak geliştirilmiştir. Organik ürün satışlarının %20’si supermarketler tarafından yapılırken, toplam gıda satışları içinde bu marketlerin payı %71’dir. Organik gıda mağazalarının payı ise oldukça yüksektir. Avrupa’da organik süt pazarında organik sütün payı 2001 yılı itibariyle %56.7, organik yoğurdun payı %32.1, organik peynirlerinde %11.2 olduğu belirlenmiştir (Scandurra, 1999; Jamet, 2000; Willer and Yussefi, 2001).

Fransa’da ise organik gıda pazarında süt ürünleri en hızlı büyüyen kollardan biridir. Organik süt üretimi 80000 tondur. Organik süt ürünleri pazar payı taze süt için %3, taze süt ürünleri için%4 dolayındadır. Son dört yılda süt ürünleri sektöründe organik ürün çeşitliliği artmış, yıllık büyüme oranı%23 olarak belirlenmiştir. Beyaz et sektörüde hızla büyümektedir.Ülkede halen organik üretim için yetiştirilen 2.5 milyon tavuk bulunmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre; tüketicilerin organik ürün satın alma nedenlerinin, ürünün sağlıklı oluşu (%28.6), tat kalitesi (%28), fikirlerine uygunluk (%20), çevreye duyarlılık (%16.5) olduğu belirlenmiştir (Fave, 1996; Piason, 1999; Jamet 2000; Willer and Yussefi, 2001).

İngiltere’de organik süt üretimine yönelik halen 4.5 milyon baş sertifikalı süt sığırı bulunmaktadır. Yıllık organik süt üretimi 20000 tondur. Ülkede organik süt üretimine, Organik Süt Üreticileri Kooperatiflerinin önemli katkıları bulunmaktadır. Ülkede organik süt üretimi dışında, organik tavuk eti ve yumurta üretimi de önemlidir. Ülkede organik ürünlerin % 69’u süpermarketlerde satılmaktadır. Yapılan bir araştırmada tüketiciler organik hayvansal ürünleri tercih etme nedenleri olarak; sağlıklı oluşunu (% 53), ürünlerin test edilmiş olmasını (% 43), çevre dostu yöntemlerle üretilmiş olmasını (% 28) ve hayvan refahı yönünden katkıları olmasını (% 24) göstermiştir (Conlon, 2000;.Foster and Lampkin, 2000).

Arjantin’de organik ürün üretimi açısından aşama kaydeden ülkelerden biridir. Sektörün yıllık büyüme oranı yaklaşık %25’dir. Organik sığır eti, peynir ve bal, organik tavukçuluk ürünleri ve organik taze süt ile organik meyve ve sebze üretimi yapılmaktadır. En fazla tüketilen organik ürünler yumurta ve diğer tavuk eti ürünleridir.. Buenos Aires’te tüm organik ürünlerin %80’i supermarketlerde, %20’side organik ürün mağazalarında satılmaktadır (Hager, 2000).
TÜRKİYE’DE ORGANİK HAYVANSAL ÜRETİM KURALLARI
Türkiye’de önceleri ithalatçı ülkelerin ilgili mevzuatına uygun olarak yapılan organik ürün üretimi ve ihracatına, 24.6.1991 tarihinden sonra Avrupa Birliği’nin “Ekolojik Tarım ve Ekolojik Ürün ve Gıda Maddelerinin Etiketlenmesine İlişkin 2092/91 sayılı yönetmeliği” doğrultusunda devam edilmiştir.

Bu yönetmeliğin 14 Ocak 1992 tarihinde yayımlanan 94/92 sayılı ekinde; Avrupa Birliğine ekolojik ürün ihraç edecek ülkelerin uymak zorunda olduğu hususlar ayrıntıları ile belirtilmiş ve ülkelerin kendi mevzuatlarını uygulamaya koymaları ve bu mevzuatın da dahil olduğu çeşitli teknik ve idari konuları içeren bir dosya ile Avrupa Birliği’ne başvurmaları zorunluluğu getirilmiştir. Bu yönetmeliğe 24.8.2000 tarihinde yürürlüğe giren hayvancılık ve arıcılık ile ilgili bölümlerinin eklenmesiyle yönetmelik son şeklini almıştır. Avrupa Birliği’ndeki bu gelişmelere uyum sağlamak üzere TKB çeşitli kurum ve kuruluşların işbirliği ile yönetmelik hazırlama çalışmalarına başlamış ve "Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik" 24 Aralık 1994 tarih ve 22145 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yönetmelik; organik tarımın gerçekleştirilmesini sağlamak amacı ile çıkartılmış olup, gerek yurt içi üretim, gerekse ihracat için üretilen ürünler bu yönetmelikte belirtilen kurallar doğrultusunda ekolojik olarak değerlendirilmektedir.

Son hazırlanan taslak yönetmelikte organik hayvansal üretim kuralları yedinci maddede özetlenmiştir. Bunlar (TKB, 2001);




  • Üretime başlama,

  • Çevreye uyumluluk,

  • Tür ve ırk seçimi,

  • Damızlık seçimi,

  • Dölleme veya tohumlama,

  • İşletme tesisi,

  • Damızlık ihtiyacı,

  • Otlatma alanı,

  • Barınaklar,

  • Besleme,

  • Yem özellikleri,

  • Genetik özellikleri,

  • Hormon kullanımı,

  • Suni tohumlama,

  • Müdaheleler,

  • Kayıt tutulması,

  • Nakil ve Kesim

  • Arıcılıkla ilgili genel hükümlerdir


ORGANİK HAYVANCILIĞIN TÜRKİYE AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Türkiye’de organik tarım faaliyetleri ilk defa bitkisel üretime yönelik olarak 1984 yılında özel firmalar tarafından ithalatçı firmaların taleplerini karşılamak üzere ihracata dönük olarak başlamıştır. Hayvancılıkta organik üretim ise arıcılıkta başlamıştır. Bugün için 152 işletme faaliyet göstermektedir. Organik bal üretimi yaklaşık 1130 ton dolayındadır (TKB, 1999). Türkiye’nin yıllara göre organik bal ihracat miktarları ise Çizelge1’de verilmiştir.
Çizelge 1: Türkiye Organik Bal İhracatı (Miktar ve Değer Olarak)


Yıllar

1997

1998

1999

2000

Ortalama

Bal (kg)

20 000

105 131

78 700

20 400

56 058

Tutarı ($)

53 453

271 882

183 091

38 202

136 657

Yüklə 3,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin