Heva:
Nefsin hoşlandığı şeyler, nefsin şehevi eğilimleri, keyfe düşkünlük, şehvet, heves, arzu gibi anlamlan vardır. Istılahta ise nefsin şeriate ters düşen bütün keyfi istek ve ilgilerine heva denilir.
Kur'an-ı Kerim'de hevasına uyanların sonlarının kötü olacağı belirtilidği gibi, kötü şeylere eğilim duyan nefsinin her istediğini engel tanımadan yerine getiren kişilerin de nevalarını put yaptıkları, nevalarına taptıkları bildirilmektedir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Ey Muhammedi Heva ve hevesini kendine ilah edinen, Allah'ın da dalaleti hak ettiğini bilerek saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözüne perde çektiği kimseyi gördün mü? Allah'ın saptırdığı kimseyi O'ndan başka kim hidayete erdirebilir? Düşünmez misiniz?" 240
Hezl:
Şaka, alay, mizah anlamına gelen bu kelime, kullanımda daha çok ince ve zarif bir şekilde olmayıp az çok edep dışı şakalar için söylenir. Kur'an-ı Kerim'de yalnızca şu ayette geçmektedir:
"İçinde hadiseler tekrarlanan göğe, yarılan yere yemin olsun ki, muhakkak Kur'an, hak ile batılı ayıran ilahi bir kelamdır. O, bir hezl (eğlence vasıtası, şaka) değildir." 241
Hıdrellez:
Altı mayıs tarihine rastlayan güne verilen isimdir. Hıdrellez kelimesinin aslı; HIZIR VE İLYAS'tır. Hızır, peygamber olup olmadığı kesinlikle bilinmeyen ve kendisinden Kur'an-ı Kerim'in Kehf Sûresi'nde bahsedilen mübarek bir zattır. İlyas (a.s)'ın peygamber olduğu Kur'an âyetleriyle sabittir.
Rivayete göre mayısın altıncı gününe Hıdrellez denmesinin sebebi Hızır ile İlyas (a.s)'ın o gün buluşmalarıdır. Türkiye'de Hıdrellez, bahann müjdecisi olarak kabul edilmiş ve birçok şenliklerle kullana gelmiştir.
Hilfu'l-Fudul:
"Kabileler arasındaki savaşa son vermek amacıyla Resulullah (s.a.s)ın hazır bulunduğu bir toplam'dır. İslâm'dan evvel Araplar arasında devamlı savaşlar olurdu. Bunlardan en kanlı geçenlerden birisi FİCAR savaşıydı. Kureyş ve Mekke bu savaştan büyük zarar gördü. Çok sayıda ocaklar söndü, mallar telef oldu. Bu acı olay temiz duygulu kimseleri harekete geçirdi. İki tarafı uzlaştırmaya şevketti. Bunun üzerine Haşini, Zühre veTeym kabile reisleri, Abdullah İbni-Cüd'anın evinde toplanıp bir antlaşma yaptılar. Resulullah (s.a.s)de bu antlaşmada hazır bulundu. İşte bu antlaşmaya HİLF'UL FUDÛL denir. Antlaşmaya göre; mazlumlara yardım edilecek, zalimlere karşı gelinip Mekke'den çıkarılmaya çalışılacaktı. Peygamberimize Risalet görevi verildikten sonra HILFU'L FUDUL toplantısı ile ilgili olarak:
"Bugün de böyle bir antlaşmaya çağrilsam, hiç tereddüt göstermeden kabul ederim." buyurmuştur.
Hıra Mağarası:
Mekke'nin üç mil uzağında bulunan yüksek bir tepenin üzerindedir. Resulullah (s.a.s) kırk yaşına yaklaşınca kendisine yalnızlık sevdirildi. Bu ruh haleti içerisinde Hıra mağarasına gelir, tefekkür ve ibâdetle meşgul olurdu. Milâdî 610 yılında ramazan ayında, yine Hıra Mağarası'nda tefekkür halinde iken kendisine ilk vahy geldi. Bundan dolayı bu mağaraya Hıra veya Nur Mağarası denir. Mukaddes topraklara gidenlerin ziyaret yerlerinden birisidir. Ancak haccın menasikinden (ibadet şartlarından) değildir.
Hıristiyanlık:
Allah'ın kulu ve peygamberi olan Hz. İsâ vasıtasıyla İsrailoğulları'na gönderdiği ilâhi dinin adıdır. Hz. İsa'ya nisbet edilerek İSEVİLİK de denir.
Hristi yank aslında semavî bir din olmakla beraber, sonradan bozulmuş ve Yahudilik gibi aslî hüviyetinden uzaklaştırılmıştır. Bunun böyle olduğu tarihî ve aklî delillerle sabittir. Meselâ İsâ Aleyhisselâm'a inen İncil tek olduğu halde, sonradan yüzlerce çeşit İncil uydurulmuştur. Bugün bile Hristiyanlık'ın elinde birbirini tutmayan MARKOS-MATTA-YUHANNA ve LUKA adlarıyla tanınan dört çeşit İncil vardır. Hristiyanlık'a bugünkü şekli veren papazların başında, milattan sonra birinci asrın ortalarına doğru yaşayan PAVLOS gelmektedir.
Aslından uzaklaştırıldıktan sonra Hristiyanlık'ın temeli TESLİS İNANCI olmuştur. TESLİS; Baba-oğul-Ruhulkudüs'ten meydana gelen üçlü bir Allah inancıdır. Bunun yanında meleklere, peygamberlere, kadere, ahiret gününe değişik şekilde inanırlar.
Hz. İsa'nın insanların günahları yüzünden çarmıha gerildiği inancının da Hristiyanlık'ta önemli bir yeri vardır. Hatta bu inancı, hac şeklinde Hristiyanlık'ın sembolü haline getirmişlerdir.
Hristiyanlar derler ki:
"Allah baba, kıyamet gününde görülecek hesap yetkisini oğlu İsa'ya vermiştir. "Hristiyanlar'a göre bu da iman esaslanndandır. Hristiyanlık tahrif edilip asıl hüviyetinden uzaklaştırıldığından dolayı, tevhid inancı başta olmak üzere iman esaslarında bile derin hatalara düşmüşlerdir Hristiyanlar. Kur'an-ı Kerim'in birçok ayetlerinde onların hataları dile getirilir ve doğrusunun ne olduğu belirtilir. Bu âyetlerden bir tanesinin meali şöyledir:
"Ey ehl-i kitab, dininizde taşkınlık etmeyin ve Allah hakkında gerçek olmayan şeyleri söylemeyin! Meryem oğlu İsâ Mesih, sadece Allah'ın elçisi, O'nun Meryem'e anlattığı kelimesi ve O'ndan bir ruhtur, Allah'a ve elçilerine inanın, (Allah) "üçtür" demeyin. Kendi yararınıza olarak buna son verin. Çünkü Allah, yalnız tek bir ilâhtır. Hâşâ O, çocuk sahibi olmaktan yücedir (münezzihtir). Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Vekîl olarak Allah yeter." 242
Hırka-i Şerif:
Resûlullah (s.a.s)1 in Topkapı Sarayı'nda, gümüş sandık içinde muhafaza edilen hırkasının adıdır. Buna HIRKA-I ŞERİF denildiği gibi HIRKA-İ SAADET de denir.
Ashab-ı Kiram'dan Ka'b İbni Züheyr bir kaside yazmıştı. Resûlullah (s.a.s) bu kasideyi çok beğenip Hırka-i Şerifini ona verdi. Bu hırka, Mısır'ın fethi esnasında Mekke Şerifi tarafından diğer mukaddes emanetlerle beraber Yavuz Sultan Selim'e hediye edilmiştir. Hırka-ı Şerifin bulunduğu Mukaddes Emanetler Dairesi Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmıştır.
Ayrıca bugün Hırka-i Şerif Camii olarak bilinen ve 1851'de Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılmış olan camide de Hz. Peygamber Efendimizin Veysel Karani'ye hediye ettikleri hırka bulunmaktadır. Şükrullah Efendi tarafından 1617'de İstanbul'a getirilen hırka Fatih semtinde bulunan belirttiğimiz camide o günden bu yana her Ramazanın 15'inden sonra ziyarete açılmaktadır.
Hırka-ı Şerif, imparatorluk sona erinceye kadar her sene Ramazan'ın onbeşinden sonra bizzat padişahlar tarafından da ziyaret edilirdi.
Dostları ilə paylaş: |