Hayrât › garîbe i merhûm Melek Ahmed Pafla: Her sene mâh › Ramazân gurresinde hazînesin açup alâ tarîki'l-hedâye her ne kadar zî-k›ymet esvâb u eskâl ve âlât › silâh ve ne kadar zî-k›ymet eflyâlar var ise g›lmân › hâssa meydân›nda bu kadar eflyâlar› dağlar gibi y›ğup üç yüz k›rk befl iç ağalar› mâbeynlerinde bu esvâblar› mezâd edüp bey‘ [u] flirâ ederdi.
Meselâ bir z›rh› bin salavâta ve bir k›l›c› elli bin salavâta ve bir semmûr kürkü bir hatm-i flerîfe ve bir mercân tesbîhi iki bin salavâta ve bir mücevher tüfengi bir hatm i flerîfe bey‘ edüp herkes ald›ğ› metâ‘› salavât› ve hatm-i flerîf der-uhdeleriyle hazînebafl› tahrîr edüp iç alay çavufllar› dellâll›k edüp leyle i isneynde ve leyle i Cum‘ada der-uhdelerin getirüp tilâvet ederler. Ve ol geceler gûyâ leyle i Kadr olup mümessek fiâm f›sd›kl› ve bâdemli helvâlar ve hoflâblar tenâvül olunup du‘â vü senâlar olur.
Bu hâl üzre hazînesinde âlât › silâh ve gayri metâ‘dan bir habbe kalmayup bi-emrillâhi Ta‘âlâ sene i âtiyeye gelince hazînesi dahi ziyâde dolard›.
Ve her mans›ba teveccüh etdikde kat‘ › menâzil ederken yedi sekiz sâ‘at ömr i azîz hebâya gitmesin içün dağ u râğlarda ve sahrâ y› bâğlarda cümle iç ağalar› at bafllar› berâber cem‘ olup cemm i vefîr ile bir ağ›zdan savt › a‘lâ ile sûre i Feth'i ve sûre i Mu‘avvizeteyn'i k›râ’at ederken dağlar ve hâmûnlar inlerdi. K›râ’at › Kur’ân'dan sonra ceng i savafl › perhâfl ma‘rifetlerinden haberdâr olmak içün cümle iç ağalar› ve cemî‘i levendât birbirlerine mukâbil olup k›rkar ve ellifler müflvâr kadar cirid oynayup m›zrak oyunlar› ve flemflîrbâzl›klar ve tîr [ü] kemândârl›klar gösterüp ekseriyyâ at üzre M›s›r tarz› kurflum atard›.
Ba‘dehu esb i sabâ-sür‘atler bî-tâb u bî-mecâl olmadan alay çavufllar› lu‘bedebâzl›kdan askeri men‘ ederlerdi ve bu tertîb üzre menzile ererlerdi. [49a]
Ve hât›r › flerîfleri dâ’imâ es-sâfinâtü'l-ciyâd misilli küheylân makûlesi hussâna ve nesl i cilfidâna ve ma‘nek ve tarîkî ve seylâvî ve kebîfle ve mahmûdî ve musâfaha ve havâre ;ve mühre ve mehrânî ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) bu gûne hasîbü'n-nesîb flecereli küheylân atlara mahabbeti olduğundan otak sâyebân› alt›nda yetmifl seksen kadar aded depen küheylân atlar bir bend ile huzûrunda deverân u çevelân u seyerân ederlerdi.
Kaya Sultân'› almazdan mukaddem yedi yüz aded müflterâ abd i memlûkleri var idi kim cümle Çerkez ve Abaza ve Gürcî gulâmlar› var idi. "Rûsi'l-asl bî-asl ve bî-edebdir" deyü Rûs gulâmlar›n almazd›, meğer alâ tarîki'l-hedâye gelirse kabûl edüp ba‘dehu bir ağavâta hibe ederdi.
Ve ol kadar sayd [u] flikâra mâil idi kim kanûn › vüzerâ üzre mehterhânesi ile gûnâ-gûn fas›llar ederek teferrüclere ve ziyâfetlere gidüp gelince yemîn ü yesârda olan fukarâlara ihsân bezl ederek flikâr›n hadden efzûn etmeyerek menziline gelüp meks ederdi.
Ve cemî‘i zamânda irtiflâ almayup ald›rmayup irtiflâ ile cemî‘i zamânda mans›b dahi almayup mânde azil kabûl ederdi, ammâ yine rikâb › hümâyûna ve sâ’ir vüzerâ ve vükelâlara alâ tarîki'l-hedâye mutasarr›f olduğu diyâr›n memdûhâtlar›ndan ba‘z› eflyâlar ve küheylân atlar pîflkefl gönderirdi. Yine bu hâl üzre Âl i Osmân'›n memâlik i mahrûselerinde zabt [u] rabt etmed[iğ]i menâs›b › âlîler kalmad›.
Evvelâ ibtidâ bin k›rk sekiz târîhinde Bağdâd alt›nda eyâlet i Diyârbekir ile serdâr › mu’azzam oldu.
Ve dör[d] kerre Diyârbekir'e vâlî oldu.
Ve dör[d] kerre Anadolu eyâleti oldu ve dörd kerre Özü eyâleti oldu.
Ve iki kerre eyâlet i Erzurûm oldu.
Ve iki kerre Haleb ve iki kerre fiâm ve bir kerre müsellim Sivas'› zabt etdi.
Ve bir kerre cezîre i Girid'e asker sürüp tâ Beneffle kal‘as›na vard›.
Ve bir kerre iki sene cezîre i Bozca'da muhâf›z oldu.
Ve bir kerre Bosna oldu.
Ve bir kerre Erdel gazâs› serdâr›na yamak oldu.
Ve bir kerre vâlî i Bağdâd oldu.
Ve bir kerre sene 1060 bir buçuk sene Sadr›a‘zam olup Deli Hüseyin Pafla'ya imdâdlar gönderüp zamân › sadâretlerinde cezîre i Girid içre Deli Hüseyin Pafla kal‘a i Retime ve kal‘a i Seline ve yedi pâre k›lâ‘ › müstahkemler feth edüp sene 1061 sadâretden ma‘zûl oldu.
Ve bir kerre İpflir'e kâ’im[makâm] oldu.
Ve andan sene 1065 eyâlet i Van oldu.
Ve bir kerre sene ( ) de Yanova beği Köpürlü'ye kâ’immakâm oldu.
Ve'l-hâs›l dâr › fânî menâs›blar›n cümle zabt edüp dünyâda adâlet ederek yetmifl yedi sene mu’ammer olup âhir Cenâb › Kibriyâ Melek'e 1 yarl›ğ › belîğiyle sene ( ) târîhinin mâh › ( ) ( ) günü dâr › bâkî mans›blar›ndan evc i illiyyîn mans›b›yla behre-mend ve behre-yâb olup bilâ-tevâbi‘ ve-lâ-levâh›k cânib i Hakk'a revâne oldu. Rahmetullâhi aleyhi rahmeten vâsi‘a. ( )
Ba‘dehu bu hakîr garîb i bî-kes kalup velî i ni‘am yoksulluğun çeküp âlem i hayrette kald›m. Gûyâ dâr › diyâr › İslâmbol bafl›ma bir dâr oldu. Hikmet ol kim ol mahalde hâne ve dükkânlar›m yand›, ammâ Cenâb › Kibriyâ âsân getirüp üç bin riyâl gurufl harc edüp ›hrâk olan iki hânemi ve dörd aded dükkânlar›m› kâmil alt› ay renc [ü] anâ ve âlâm › fledâ’id çekerek hâne i ahzânlar› itmâm edüp içlerine akrabâ vü ta‘allukâtlar› kodum. Hamd i Hudâ bu âna dek mücerred pâk idim. Beyt:
Mücerredî be-hakîkat azîm saltanat est
Zi men flinev ten i âzâd-› hîfl bende me-sâz
Berâ y› yek flebe zevkî ki hâk ber ser-i û
Esîr i zen netüvân flüd be-sâl i hây › d›râz.2
Li-Mevlânâ kuddise s›rruhu
Çîst dünyâ ez Hudâ gâfil floden
Nî-kumâfl u nokre vü ferzend u zen3
4
sadaka Resûlullâh ve sadaka Habîbullâh:
5
Cem‘ i âk›rd›r. Lisân › Türkî'de k›s›r demekdir, ya‘nî doğurmaz avret ola. İmdi bu harâb-âbâd dünyâda ne evlâd ve ne zen i hefldâd deyüp tabî‘ate yine seyâhat ârzûlar› gelüp dâğ › derûn › pür-hûnum def‘ etmek içün alt› aded hüddâm›m›z ve sekiz re’s hüssân›mla âmâde olup,
"Âyâ ne cânib azm i râh etsem?" derken hikmet i Hudâ sene 1073 fia‘bân'›nda sa‘âdetlü pâdiflâh › âlem-penâh Sultân Mehemmed Hân › âlîcâh Nemse gazâs›na teveccüh edüp deryâ-misâl alay › azîm ile İslâmbol'dan ç›kup Dâvûdpafla nâm sarây› kurbunda serâperde i çetr i mülammâ‘ › Osmânî'de karâr-dâde olup cemî‘i kullar›na bin kîse mâl ihsân u in‘âm › âm [49b] edüp kat‘ › menâzil ve tayy › merâhil ederek flâhrâh ile Edirne mahmiyyesine revâne oldular. Bu hakîr dahi bir gayri yoldan,
Sene 1073 mâh › fia‘bânu'l-mu‘azzam›n›n gurresinde ol fliddet i flitâda diyâr › Alaman › bî-amân gazâs›na ve Ungurus K›z›lelmas›na gitdiğimiz menâzil ve k›lâ‘ ve flehirleri ayân u beyân eder
Evvelâ bism-i İlâh ile İslâmbol'dan ç›kup kat‘ › menâzil ve tayy › merâhil ederek ve niçe âlâm › fledâ’id çekerek selc ü berf ü bârân meflakkatin çekerek,
Menzil i evvel kasaba i Topçular: Hemân İslâmbol'un bir mahallesidir kim cild i evvelde evsâf› mastûrdur. Andan ale's-sabâh cânib i garba kar yağup boran çekerek su kemerleri kurbunda,
Menzil i karye i ma‘mûr Çardakl›, andan karye i Türk Efle'yi geçüp 7 sâ‘at gidüp,
Menzil i karye i Baklal›: Ebü'l-feth Mehemmed Hân vakf›d›r. Bir vâdî içinde bâğ u bâğçeli ve sayd [u] flikârl› ve bir câmi‘li ve bir hammâml› mesîregâh yerdir. Baklas› çok olmağile Baklal› derler. Bu karyede (bu karyede) Ferrûh Ağazâdelerde iki gün meks edüp zevk u safâlar edüp hamd i Hudâ hevâlar latîf olup ertesi atlara süvâr olup alâ tarîki's-seyr av flikâr ederek ve cirid oynayarak 1 sâ‘at gidüp,
Evsâf › sûr › Burgoz, ya‘nî kal‘a i vâsi‘ Terkoz
Bânîsi Makedon[y]a kim İslâmbol'dur, an› ibtidâ binâ eden Yanko ibn Madyan bu kal‘a i Terkoz'u dahi Yanko binâ etmifldir. Bu kal‘a İslâmbol kal‘as›n›n bir köflesi olmak üzre binâ olmufldur ve bir köflesi Silivri kal‘as›d›r ve bir köflesi Yedikulle'dir. Hâlâ İslâmbol olan kal‘a Makedonya flehrinin iç kal‘as› olmak üzre binâ olunmufldur.
Ve bu Terkoz Karadeniz sâhilindedir. Ve kal‘a i Silivri Akdeniz cenbindedir. Bu kal‘ateyn mâbeynleri Karadeniz'den Akdeniz'e gelince sekiz sâ‘at yerdir. Hâlâ Terkoz'dan Silivri'ye gelince flarkdan garba dağlar ve bay›rlar üzre yedi kat germe kal‘a dîvâr› ve her kat›nda birer kat germe handaklar› râygân nümâyân durur.
Ve bu Terkoz kal‘as›ndan Karadeniz kenâr›yla tâ Karadeniz boğaz› olan Yoroz kal‘as›na andan Yeniköy ve Hisâr ve Befliktafl ve Tophâne ve Galata kal‘as›na gelince cümle leb i deryâ tâ Terkoz kal‘as›na gelince serâpâ kal‘a idi.
Ba‘dehu Âl i Abbâsiyân'dan Hârûnu'r-Reflîd Bağdâd halîfesiyken İslâmbol kefereleri Ciniviz kâfirleriyle mâbeynleri bozulup İslâmbol tekûr› Alina Kral Ciniviz küffâr›n[a] Akdeniz'den Karadeniz'de olan vilâyetlerine Karadeniz boğaz›ndan yol vermedi, zîrâ ol zamânda Ciniviz kral› bir kral › dâll › âlî-hâl idi. Akdeniz içre tahtgâhlar› cezîre i Sak›z idi ve kal‘a i Galata dahi anlar›n binâs› ve anlar›n tahtlar› idi. Ve Karadeniz'in Anadolu ve Rûmeli taraf›nda üç bin yedi yüz pâre k›lâ‘ › metîneler cümle Ciniviz kral›n›n idi. Hattâ Tarabefzûn ve Gönye ve Fafla ve Abaza ve cezîre i Taman ve Kuban tâ Azağ'a var›nca andan içeri tâ Azak denizi ve nihâyetinde Horoskirmân kal‘as› da Ciniviz kral›n›n olup Maskov kral›yla hem-hudûd idi.
Andan Rûm taraf›nda cezîre i K›r›m'da gerçi Tatar var idi, ammâ yine hüküm Ciniviz'in olup cezîre i K›r›m'da kal‘a i İnkirmân ve Sar kirmân ve Bal›klava kirmân ve Ayukirmân ve Çorgana kirmân ve Tat kirmân ve Mankup kirmân ve Gözlev kirmân ve Sudak kirmân ve Avluta kirmân ve Kefe kirmân ve Kerfl kirmân ve Kilinse kirmân ve Azak denizi içre Bal›s›ra kirmân. Bu cümle mezkûr kal‘alar cümle cezîre i K›r›m etrâf›nda serâpâ dest i Ciniviz'de olup sahrâ y› K›r›m'da Tatar › sabâ-reftâr hofl-niflîn idiler.
Andan yine sâhil i Karadeniz'de Özü kirmân ve Dentere kirmân ve Hocabay kirmân ve Akkirmân ve Kili kirmen ve Befldepe kirmen ve Karah›rmen ve Köstence ve Mankalya ve Keliğra ve Kavarna ve Balç›k ve Varna ve Galatya ve Emene ve Musura ve Aydos ve Ahyol› ve Yoroz ve cezîre i Aya Anastan›sya ve Suzebol› ve Eskikoz ve Ahtapol› ve Eyneada ve Ayavola ve Midye ve Terkoz kal‘as›na var›nca bâlâda tahrîr olan leb i deryâ kal‘alar› cümle Ciniviz kral› hükmünde idi, ammâ bu Terkoz kal‘as› Rûm tekrûrunun idi.
Ba‘dehu Ciniviz kral› Akdeniz'den Karadeniz'de olan kal‘alar›na İslâmbol tekûru derdinden Karadeniz'e donanma gidüp gelemediğinden Ciniviz kral› Akdeniz'de ve Karadeniz'de biner pâre donanma gemileri müheyyâ edüp Bağdâd'da Hârûnu'r-Reflîd'den İslâmbol'u urmağa me’zûn oldu, zîrâ ol as›rda İslâmbol tekûru Alina Kral'a Hârûnu'r-Reflîd taraf›ndan Seyyid Battâl Gâzî elçi gelüp beher sene dörder kerre yüz bin altun vermeğe der-uhde edüp sulh [u] salâh olmufl idi.
Ol ecilden Ciniviz kral› Hârûnu'r-Reflîd'den izin alup Akdeniz ve Karadeniz'den donanmas›yla Makedonya'ya gelüp yine ke'l-evvel kal‘a i [50a] Galata sene 244 ba‘de hicreti'n-nebeviyyede istîlâ edüp Hârûnu'r-Reflîd'e ve Seyyid Battâl Gâzî'ye elçilerle azîm hedâyâlar gönderüp ba‘dehu Ciniviz kral› Galata'dan Befliktafl ve Hisâr ve Yeniköy ve Karadeniz boğaz› ve tâ Terkoz kal‘as›yla bile cümle kal‘alar› alup Terkoz kal‘as›n bile cümle harâb [u] yebâb etdi.
Ve Terkoz'dan tâ Silivri kal‘as›na gelince İslâmbol'un yedi kat germe dîvâr ve yedi kat handakl› kal‘as›n cümle yere berâber etdi. An›niçün hâlâ kal‘a i Terkoz ve sûr › Burgoz cümle harâb u yebâb yapup Terkoz'dan Silivri'ye giderken câ-be-câ yerlerde yedi kat Burgoz kal‘as› esâslar› zâhir ü bâhirdir. Bu Burgoz ve Silivri ve Terkoz ve İslâmbol mâbeynleri dâ’iren-mâdâr bir cezîre-misâl görülür(?) kim yedi merhale yerdir. Bu vâdîler içi cümle İslâmbol ki flehr i Makedonya zemînidir kim bin altm›fl pâre kurâ vü kasabât ve k›lâ‘lar ile müzeyyen idiği ve Ciniviz harâb›ndan sonra amâr olup S›rf krallar› har[â]b etdiği Târîh i Rûm › Yanvan'da mufassal tahrîr olmufldur.
{Der-sitâyifl i eflkâl i kal‘a i Terkoz}: Andan yine Terkoz kal‘as›n Kostantin Kral amâr edüp sene 856 târîhinde İslâmbol'dan mukaddem Ebü'l-feth Sultân Mehemmed Hân › Gâzî fethidir ve Eyyûb mevleviyyeti nevâhîlerinden olup Karadeniz sâhilinde bir flekl i müselles bir kal‘a i azîmdir.
K›ble cânibi ve bat› taraf› ve maflr›k semti cümle bir azîm göldür. Ancak lodos cânibi bin ad›m karad›r. Mâ‘adâ taraflar› Karadeniz ve göldür. Gûyâ bir cezîrede fieddâdî kârgîr tafl binâ bir hisâr › köhnedir.
Ve ol kara taraf›ndan Ebü'l-feth toprak sürüp feth etmifldir. Hâlâ sürülen topraklar› y›ğ›l›d›r. Ve top › kal‘a-kûp ile câ-be-câ rahnedâr olan yerleri âflikâredir.
Ve mezkûr kara taraf›nda iki kat dîvârlar› ve iki kat kapular› ve azîm handak› var, mâ‘adâ yerleri deryâ ve yal›n kat dîvâr ve deryâ ve göl ihâta etmifldir. Dâ’iren-mâdâr cirmi on bin alt› yüz ad›md›r. Ve Karadeniz kenâr›nda bir latîf liman › azîmi var ve buheyresine dahi hurde gemiler girüp lenger-endâz olup yat›rlar. Ve bu gölden taflras› Karadeniz'in Yedikumlar ve Karatafllar dedikleri mahûf u muhâtara olan beyâz kumlu ve kara tafll› kumsal › bî-amân yerlerdir kim gûyâ Karadeniz kenâr›nda Akkirmân kal‘as› önündeki Kamerü'l-kum gibi bir bî-câr yerdir. Cümle Karad[eniz] kefltîleri bu Terkoz kal‘as›n›n burnundaki Yedikumlarda vakt i flitâda helâk olurlar. Allâhümme âfinâ.
Sitâyifl i buheyre i Terkoz: Dâ’iren-mâdâr cirmi on bir mîl sehel florca âb › berrâk› var. Ol kadar amîk değildir. Buheyre i mâlih olmas›na sebeb vakt i flitâda Karadeniz'in talattumu bu halîce girüp ac› eder. Bu gölde k›fl günleri gökde uçan ve yerde gezen ve deryâda yüzen hûfl u tuyûr bu gölde k›fllar. Bâ-husûs kaz ve ördek ve ang›t ve karabatak ve sürhâb ve vezneboflaldan ve kuğu ve saka kuflu ve bal›kç›l ve mart› ve yelve ve yelkovan ve niçe bunun emsâli su kufllar› bu halîcin yüzünü zeyn edüp bu buheyre etrâf›nda olan kurâ vü kasabât ahâlîleri tüfeng i pür-reng ile ve doğan ve flâhin ve balaban ve zağanos ve çak›r ve tafltülek bâzlar ile niçe kerre yüz bin kazlar› sayd ederler.
Ve bu buheyrede olan mâhî i gûnâ-gûnlar›n envâ‘›ndan, yigirmi vukiyye gelir sazan bal›ğ› ve levrek bal›ğ› ve kalkan bal›ğ› ve kefal bal›ğ› ve palamit bal›ğ› ve pisi bal›ğ› ve alakerde bal›ğ› ve f›ç›da bal›ğ› ve kaya bal›ğ› ve uskumru bal›ğ› ve izmarit bal›ğ› ve iskorpit bal›ğ› ve bir vukiyye gelir la‘l-gûn tekir bal›ğ› ki cemî‘i mâhîlerin flâh› bir mâ’ide i mâhîdir kim gûyâ nûr › ilâhîdir.
Bu mezkûr mâhîlerden niçe bin gûne hûtlar bu buheyrede sayd olunup ahâlî i vilâyet kifâflan›rlar. Ve ol mertebe bal›klar flikâr olur kim hisâb›n Hallâk › âlem bilür.
El-hâs›l kal‘a i Terkoz böyle bir avgâh ve flikârgâh ve mesîregâh sahrâlar› pür-giyâh gibi zemîr yokdur, lâkin kal‘as›n›n vîrân› çokdur. Derûn › hisârda aslâ evlerden ve imâretden bir niflân yokdur. Berbâd › harâb u yebâb emr i hakd›r ve nevâhîlerinde dağlar› cümle akd›r.
{Karadeniz kenâr›nda temâflâ etdiğimiz k›lâ‘ ve kasabâtlar› beyân eder}
Bu kal‘adan yukaru Karadeniz kenâr›nca cümle yârânlar ile teferrüc ederek cânib i garba gidüp,
Demirci burnu: Karadeniz kenâr›nda bir sivri burundur. Bunda dahi gemiler paralanup helâk olurlar. Anda bir ma‘mûr kefere i Rûm köy[ü] vard›r. Gark olan gemilerden ç›kan ümmet i Muhammed'i bu kefereler flehîd ederler. Andan yine cânib i garba gidüp,
Domuz deresi: Hakkâ ki cehennem deresidir kim kefere [ve] fecere köyüdür. Andan yine Karadeniz kenâr›yla semt i garba gidüp,
Der-ayân › kasaba i Midye: Eyyûb mevleviyyetinde befl yüz hâneli keferesi çok müselmânlar› çok yok âhiryân müslimleri var [50b] ( ) ( ) vakf› olup zâbiti bostânc›bafl› taraf›ndan bostânc›lard›r. Câmi‘i ve bir hân› ve bir kesîf hammâm› ve yigirmi aded Rûm dükkân› ve üç aded kenîse i ruhbân› var, ammâ liman› olmamak ile gemilerin küçüklerin karaya çekerler. Andan yine garba sâhil i Bahr i Siyâh ile gidüp,
Menzil i karye i Ayapavla liman›: Kasaba-misâl üç yüz hâneli ve bir mescidli gâyet ma‘mûr köydür. Bunun dahi subafl›s› bostânc›lard›r, ammâ vak›f m› ze‘âmet mi? hât›rdan dûr olmufl. Bu köyün mukâbelesinde tokuz mîl karflu ba‘îd,
Cezîre i Eyne: ( ) mîl ihâta eder her cânibi yatak limand›r. Zamân › keferede gâyet ma‘mûr cezîre olup fâhir yatak limanlar› var imifl. Sene 856 târîhinde Ebü'l-feth gâzîlerinden Eyne Koca nâm bir gâzî i benâm feth etmek ile ol isimile müsemmâ Eyneada derler. Bir harâb küçük kal‘as› var. İçinde oduncu Rûmlar› sâkin olur. Karadeniz içre bundan gayri cezîre aslâ yokdur. Gerçi kal‘a i Özü kurbunda Tentere cezîrecikleri vard›r, ammâ Ölü denizi kurbunda olup sapa yerde vâk›‘ olmağile memerr i kefltîbân değildir ve anda düflen gemi Ölü denizine düflerlerse çamura gark olup ölürler. Ve eğer Karadeniz'de cezîre i K›r›m ve cezîre i Taman ve cezîre i Bal›s›ra, bunlar cezîre değil midir? denirse belî cezîrelerdir, ammâ kara câniblerine flehr zemîn ittisâlleri vard›r, niçe yüz kerre manzûrumuz olmufllard›r, ammâ bu Eyneada bir cânibe muttas›l değil, cezîre halk olmufldur, ammâ İskender i Zülkarneyn Karadeniz boğaz›n kesdikden sonra ayân olmufldur. Andan yine taraf › garba Karadeniz kenâr›nca sun‘ › Hudâlar› temâflâ ederek,
Der-beyân › kal‘a i harâb Ahtapol›: Lisân › Yûnân'da ( ) ( ) ( ) demekdir. Bânîsi Seyyid Battâl'›n salb etdiği Yağfur Tekûr binâs›d›r deyü Yanvan › Rûm Tevârîhi'nde mufassal yazm›fl ve Hârûnu'r-Reflîd'e Seyyid Battâl maslûb Yağfur'un k›z›n hedâyâ götürmüfl. Bu dahi dest i İslâm'a sene 856 târîhinde Ebü'l-feth eline girmifldir, lâkin kal‘as› harâbd›r. İçinde kefereler sâkindir. Cümle iki yüz mikdâr› kiremit ile mestûr menhûs hâne i ma‘mûrlard›r. Câmi‘i ve gayri imâretleri yokdur, ammâ çârsûsu vard›r. Zemîni Karadeniz kenâr›nda ( ) hâkinde ( ) hükûmetinde,
.................. (2 sat›r bofl)....................
Andan Karadeniz kenâr›nca,
Evsâf › kal‘a i Vasiligoz Purgaz: Lisân › Rûmca Vasiligoz, ya‘nî büyük ayu demekdir. Burgoz kal‘a demekdir. Kostantin bed-nâmlar›ndan Vasil nâm bir kefere i benâm binâs› olmağile an›n ismiyle ma‘rûf bir kal‘a i meksûf harâbd›r. Ammâ sene ( ) târîhinde Sultân Mûsâ Çelebi ibn Y›ld›r›m Hân fethidir. Kal‘as› leb i deryâda bir püflte üzre çâr-kûfle seng binâ bir küçük kal‘a i yebâbd›r. İçinde cümle kefereler sâkindir. Câmi‘ ve hân ve hammâm› ve gayri âbâdânlar› yokdur, lâkin bâğlar› ve bâde i hamrâs› çokdur. Ve ( ) ( ) dükkânlar› vard›r. Bu dahi ( ) ( ) hâkinde ( ) ( ) hükûmetdir.
.................. (1.5 sat›r bofl)....................
Ve bir liman › latîfi var, iki kayan›n mâbeynine vâk›‘ olmufl a‘lâ demir dutar limand›r, ammâ k›ble ve inbat ve maflr›k rûzgârlar›nda muhâlif limand›r kim gemiler gomana halatlar›na ve demirlerine i‘timâd ederse birkaç demir b›rağup Allâh'a s›ğ›nup yata, inflâallâh selâmet bulur, zîrâ mezkûr rûzgâr › zor-kârlara bu liman›n ağz› aç›kd›r. Andan ihtirâz olunur. Andan yine Karadeniz kenâr›nca,
Zenarite liman›: Latîf yatak ve mu‘azzam köydür. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Andan At liman› ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Andan Köprüalt› liman› ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Andan Bâğlar liman› ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) [51a]
Evsâf › menzil i kal‘a i Suzebol›
Hakkâ ki Suzebol› bak›fll› ve yay k›fll› zenânesine aflk olsun. Mukaddemâ sene 1067 târîhinde Özü eyâletine giderken Melek Ahmed Pafla merhûmun buyurdusuyla bu flehre gelüp hidmetlenüp seyr [ü] temâflâ etmifldik. Hamd i Hudâ flimdi yine Ferrûh Ağazâdeler ile gelüp birkaç gün cilveler eyledik. Ammâ aceb hikmet oldu kim Karadeniz gibi bir bahr i azîmin etrâf›nda Rûmeli ve Anadolu câniblerinde o[la]n kal‘alar› ve kurâ vü kasabâtlar› min evvelihi ve âhir tâ Azak denizi nihâyetinde Nehreyn boğaz›nda kal‘a i (tâ) Horoskirmân'a var›nca berren ve bahren Bahr i Siyâh'›n yemîn ü yesâr›nda cümle k›lâ‘ ve flehirler ser tâ-ser seyr [ü] temâflâ etmifldik, lâkin Karadeniz boğaz›ndan bu Suzebol› kal‘as›na gelince görmemifl idim.
Hamd i Hudâ bu sâl i meymûnda Alaman K›z›lelma gazâs›na azîmet etdiğimizde temâflâs› müyesser olup Karadeniz'in dâ’iren-mâdâr bu vücûd › nâzenîn ile geflt [ü] güzâr edüp ilme'l-yakîn ve ayne'l-yakîn ve hakka'l-yakîn görüp ›tt›lâ‘ hâs›l edüp tahrîre cür’et etdik.
İflbu Karadeniz'in tûlu mellâhân › Rûm ve kefltîbân › zevi'l-mefhûmlar›n der-miyâ[n]lar› hisâb›nca Karadeniz Boğa[z›] ki cânib i cenûbdad›r, tâ cânib i flimâle Azak denizi nihâyetine var›nca bu Bahr i Siyâh'›n tûlu bin d[örd] yüz altm›fl mîldir kâmil ve orta yerinde arz › Anadolu taraf›nda kal‘a i Sinop, ya‘nî S›nap burnundan karflu Rûmeli'nde Keliğra Sultân kayalar› burnuna mâbeyni iki yüz altm›fl mîldir. Hattâ hevâ y› küflâdede kuvvet i basar› ziyâde olan mücerred âdemler Karadeniz'in vasat›nda iken Anadolu ve Rûmeli cânibinde olan mezkûr burun dağlar›n alâ melei görürler. Dûrbîn i d›râz ile hod evlâ bi't-tarîk görünür, bir bahr i amîk ve semm i helâhildir.
Rûy › arzda Hallâk › âlem ( ) deryâ halk etmifldir: Evvelâ Bahr i Sefîd ve Bahr i Harez ve Bahr i Alaman ve Bahr i Bundukan ve Bahr i Filimenk ve Bahr i Muhît ve Bahr i Malgayan ve Bahr i Okyunus ve Bahr i Luccî ve Bahr i Zulumât ve Bahr i Girdâb ve Bahr i Kulzüm, ya‘nî Süveys deryâs› ve Bahr i Hürmüz ve Bahr i Hind ve Bahr i Sîn ve Bahr i Lût ve Bahr i Van ve Bahr i Rûmiyye ve Bahr i Fâris ve Bahr i Gîlân ve niçe görmediğimiz ebhâr › sağîr ü kebîrler vard›r, ammâ cümlenin bafl› bu Karadeniz'dir kim cümle deryâlara su bundan gider.
Meselâ bu Karadeniz boğaz›ndan kati yaydan ok ç›kar gibi cereyân edüp ener, İslâmbol önünden geçüp Bahr i Rûm'a dökülür. Andan aflağ› boğazlardan aflağ› Akdeniz'e munsab olur. Andan Sebte boğaz›nda[n] taflr[a] y›ld›r›m gibi akup Bahr i Muhît'e rîzân olur, andan cümle ebhârlara kar›fl›r. Ol hisâb üzre Karadeniz cümlenin ebü'l-bihâr›d›r. Ve kavl i mellâhân › zevi'l-ukûl cümle deryâlardan amîkdir ve cümleden mâlihdir derler. Aceb hikmetdir kim bu Bahr i Siyâh'›n yemîn ü yesâr dâ’iren-mâdâr›nda cümle bin yedi yüz altm›fl aded nehr i azîmler kar›fl›r.
Evvelâ nehr i Tuna ve nehr i Turla ve nehr i Özü ve nehr i Perezen ve nehr i Ölü Ten ve nehr i Süd(?) ve nehr i Aksu ve nehr i Diri Ten ki Azak dibindedir ve nehr i Kuban ve nehr i Yeleflke ve Abaza k›y›lar›nda yetmifl aded enhâr › azîmler ve nehr i Fafla i azîm ve nehr i Çoruğ Gönye kal‘as› dibindedir ve nehr i Çehârflenbe ve nehr i K›z›l›rmak ve nehr i Sakarya ve Rûmeli taraf›nda nehr i Kamç›. Böyle Bahr i Ummân-misâl enhâr › azîmlerden mâ‘adâ niçe bin aded enhâr › sağîrler mahlût olup yine zehr i mârd›r. 1.
Ba‘dehu kal‘a i Suzebol›'dan yine avdet edüp bir günde sür‘at ile yürüyüp,
Menzil i kal‘a i Vasilikoz, andan yine cânib i k›bleye serî‘an yürüyüp bir merhalede,
Menzil i kal‘a i Ahtapol›, andan yine semt i flarka leb i deryâ ile gidüp,
Menzil i karye i Ayapavla: Lisân › Yûnân'da ( ) ( ) demekdir. Andan deryâ kenâr›n b›rağup cenûb taraf›nda Ist›ranca dağ› dâmeninde gidüp
Menzil i karye i Sücâhl›: Müselmân köyüdür. Cümle mîrî mand›rac›lar sâkin olur, bir mescidi var. Andan,
Menzil i karye i Çatall›: Müselmân köyüdür. Andan,
Menzil i Mand›ra y› pâdiflâhî: Ist›ranca dağ› içinde bir âsitâne i Hac› Bektafl Velî ocağ›d›r. Yeniçeri odalar›ndan ( ) avc›lar odas›n›n cümle neferâtlar› odabafl› ve çorbac›lar›yla alt› ay bu cây › h›yâbânda sâkin olup sayd [u] flikârlar›n pâdiflâha ve cümle vüzerâ ve vükelâlara hedâyâ gönderirler. Pâdiflâh›n niçe bin s›ğ›rlar› [51b] ve niçe bin aded koyunlar› bunda durup mand›ra gulâmlar› âyende vü revende müsâfirîne hidmet etdikleri cümle cild i evvelde mufassalan tahrîr olunmufldur. Andan yine tekrâr,
Dostları ilə paylaş: |