Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹


Der-medh i sun‘ › Hudâ güzîde i müsmirât



Yüklə 6,32 Mb.
səhifə25/72
tarix27.07.2018
ölçüsü6,32 Mb.
#60056
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   72

Der-medh i sun‘ › Hudâ güzîde i müsmirât: "Bu flehrin memdûhât›ndan kamerî kays›s› ve siyâh âbdâr dudu ve yüz yetmifl elvân emrûdu sicillâtla­r›m›zda mastûrdur" deyü mu‘temed ve müsin ve ih­tiyâr âdemler nakl etdiler. Hakkâ ki tahkîkdir, zîrâ bu hakîr Seget kapusu kurbunda (   ) alaybeğ hâ­nesinde birkaç gece mihmân olduğumuzda her yâ­rân hânesinde bulunan emrûd › gûnâ-gûnlardan geti­rüp bir gece k›rk yedi gûne emrûd yedik. Her biri birer gûne çâflnide ve âbdâr ve hofl-hor râyiha i tayyibeli emrûdlar yedik ve her birinin beyne'l-ir­fân esmâlar› var. Anlar› da tahrîr etsek mecmû‘am›z bir filâhatnâme i bâğbâna döner. (   ) (   ) (   ) (   )

Der-ta‘rîf i âb [u] hevây› hûb › câvidân: Eflâtûn › İlâhî gibi akl › Arasto hakîm i zû-fünûn flehrin havâs›n beğenüp âhir i kâr bunda kald›. Gerçi cânib i garbîsi dağlar ve bâğlard›r, ammâ câ­nib i cenûbu ve k›blesi ve maflr›k› ve flimâlîsi cümle bâğ › İremezâtl› sahrâ y› mahsûldâr fezâ y› lâlezâr yerlerdir.

Der-sûret i çîn i meh-cibîn i mahbûbe i mah­bû­bân: Âb [u] hevâs›n›n letâfetinden cümle g›lmân­lar› otuz yafl›na var›nca henüz çâr-ebrû cüvân › hûb-rû olup perî-peyker ve melek-manzar hadden efzûn flems-tâbân-misâl ve sâhib i kemâl hüsn-i cemâl ile meflhûr cüvânlar› var. Ve bintân › nisvânlar› hüsn-i cemâlde ve lütf i i‘tidâlde olup kelimâtlar› cümle manzûm u mevzûn ve diflleri cümle dürr i meknûn mü’eddebe kerîmeleri ve nisvânlar› var kim gûyâ her biri Râbi‘a i Adeviyyelerdir. Zerre kadar fler‘den taflra bafll›y› ol ân katl ederler.

Der-k›yâfet i kabâ y› merd i meydân: Cümle halk› serhadli esvâb› gibi göğsü ve yenleri gümüfl düğmeli çukadan k›sac›k dolamalar ve çuka s›kma kopçal› çakfl›rlar ve teybend harîr kuflaklar ve ökçesi bir sere yüksek kubâdî pâypûfllar ve bafllar›na cümle cümle beyâz çukadan semmûr kalpaklar geyüp ku­flanup pür-silâh kortela k›l›ç ve flefltüper ve flifl ile gezer bir alay gâzîlerdir, ammâ cemî‘i serhad halk› mâbeyninde bu Peçoy halk› besbellidir.

Evvelâ bafllar›nda beyâz kalpaklar› ve bellerinde abdâlân-vâr pâlheng i murassa‘ ve yeflim ve balga­mî tafll› kuflaklar› ve bellerinde kortela nâm b›çaklar› ve leven­dânlar›n›n ellerinde topuzlar› ve kiminin elle­rin­de kopuzlar›n çalarak yollardan ubûr ederler.

Kopuz saz›n çalmak bu Peçoy gâzîlerine mah­sûsdur, ammâ Hudâ'ya ayând›r ol mertebe sûznâk zemzeme ile ferdafl edüp [69a] çalar kim istimâ‘ edenler cûfl [u] hurûfla gelüp birbirlerin cenge tergîb ederler.

Bu diyârda sâz [u] söz ve ayfl ü iflret, atmak dutmak ve asmak ve basmak ve kesmek ay›b değil­dir, ammâ zemmâm u nemmâm ve kaddâh u fas­sâl ve dehhâl u leffâf âdemleri ve tiryâkîleri sev­mezler ve selâm verüp konuflmazlar, bir alay mü­câhidün fî-sebîlillâh garîb gâzîlerdir.

Ekseriyyâ çete ve potura kovan yiğitleri Macar kâfiri esbâb› geyüp tâ Macar diyâr›na giderler, zîrâ fasîh ü belîğ Macarca bilirler. Anda murâd edin­diği kapudan ve gayri bî-îmâ[n] kâfirleri kapup befl on günden flehr i Peçoy'a sâlimîn ü gânimîn gelir­ler.

Dîv palas›na benzer zeber-dest ve tüvânâ hüner­ver ü server ü dilâver erleri olar, niçe yiğitleri ser-bürehne sîne-çâk bî-pîrehen abdâlâne âfl›k › fleydâ­lar› var kim kellelerinde gül gül olmufl dâğlar ve teslîm dâğlar› var ve sîne i çâklerinde s›r›m s›r›m birer kar›fl ve yar›m kar›fl flerhal› sîneleri var.

Gâyetü'l-gâye garîb-dost ve lâ-kayd ve sofralar› meydânda hânedân sâhibleri var. Ve cümle mu­hibb i Hânedân'd›r. Muta‘ass›b dehhâl âdemi sev­meyüp cümle ehl i tevhîdlerdir.

Ve cemî‘isi Fârisî-hând›r kim her birinin elinde Dîvân › Hâf›z ve Gülistân u Bostân ve Hayyâm ve Hamse i Nizâmî dîvânlar› var. Kaçan kim düflman üzre birkaç yiğit çeteye gitmek murâd edinseler Dîvân › Hâf›z'dan bir tefe’ül edüp eğer hasb i hâl­le­rine münâsib bir beyt i ra‘nâ geldiyse hemân Tevek­külen-alallâh deyüp azm i gaz[â] ederler, bi-emri Hudâ mansûr [u] muzaffer gelirler.

Ve cümle S›rfça ve Bulgarca ve Macarca ve Rûm­ca ve Acemce fasîh bilirler. Ekseriyyâ lisânla­r›n­da ezkâr­lar› "Yâ Allâh, yâ Muhammed, yâ Ali" derler.

Der-na‘t › güzîde i ulemâ y› flâ‘irân: (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Ta‘rîf ü tavsîf i eflrâf › kibâr › a‘yân: (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Tahrîr i ekâlîm i arz › beled i büldân: Be-kavl i Eflâtûn › Dehr i denî ilm i usturlâb üzre bu flehir iklîm i (   ) (   ) (   ) (   )

Der-kavl i müneccimân be-tâli‘ i amâristân: Be-kavl i Eflâtûn bu flehrin tâli‘ i bünyâd › imâreti burc › mîzân beyt i zühre i havâîdir. An›niçün halk› havâîdir.

Der-beyân › teferrücgâh [u] ârâmgâh › âfl›kân

Âmmeten yetmifl yedi aded yerde lâlezâr ve murg­zâr mesîregâhlar› var, ammâ cümleden kal‘a i Peçoy ard› flimâlinde bir kûhsâr ve h›yâbân ve gül [ü] gü­listân ve d›rahtistân ve koyağ›stân içre aslâ günefl te’sîr etmez bir sâyedâr zemîn i çemenzârda dâmen i kûhdan niçe yüz aded uyûn › câriyeler ye­sâr›nda bîd i ser-nigûn ve ç›nar ve ar‘ar ve flimflâd ve uhla­mur nâm flecere i gûnâ-gûnlar›n z›ll › himâ­yelerinde niçe yüz mevzi‘e çemenzâr mastaba i âlî­ler üzre selsebîl ve havz u flazrevânlar fevvârelerin­den pertâb edüp cemî‘i dilberânlar yârân [u] ihvân­lar›yla cavk cavk köfle be köfle maksûrelerde ayfl [ü] iflret edüp cân sohbetleri ederler. Ve cereyân eden uyûnlar üzre kebâb i dil-âb­lar› flifllerine içleri hofl-bûlu bahâr ile memlû kuzular› sancup dollâblar Mevlevî-vâr deverân ederek kebâb piflüp tenâvül ederler. Böyle bir h›yâbân › Acem-misâl bir mesîre­gâhd›r kim ehl i vas›flar an›n midhatinde kâs›rlard›r ve hâk i pâki ol kadar latîfdir kim üstâd › fağfûr i çîn-misâl kâse ve kûzeler yaparlar. El-hâs›l bu mesî­regâh›n her cihetde hüsn [ü] letâfeti ve kâr › zerâfeti ve niçe bin aded ande­lî­bân­lar›n hezâr hezârân na­ğamât› evsâfdan hâric ve be­yân­dan âricdir. Ink›­râzu'd-devr mesîregâh › sâbite ola.



Evsâf › tetimme i flehrengîz i külliyât › flehr i Peçoy › dil-cûy

Eyle bir flehirdir kim cemî‘i zamânda anda sâ­kin olanlar deyyâr gam ve gussa görmezler, zîrâ cemî‘i dağlar› ve tafllar› bâğ › Merâm'd›r ve her câ­nibi sayd [u] flikârgâh › hâs [u] âmd›r.

Cemî‘i ahâlîsi lâ-kayd ve bî-kayd flûh u flengül âdemlerdir kim fleb [ü] rûz sohbet i hâslar edüp gam › dünyây› ferâmûfl ederler ve hâl sâhibi pîflvâ y› tarîk sulehâ y› ümmetden çok kimesneleri vard›r, zîrâ bu flehr i kadîm mecma‘ › ulemâ ve menba‘ › fuzelâ ve mesken i flu‘arâ vü guzevâd›r ve iklîm i garîbe vü acîbedir. Hattâ ulemâs› ulûm › garîbeye ve fünûn › kesîreye mâliklerdir. Hukemâ y› hâz›k› ve cerrâhân › fâs›d› dahi bî-k›yâsd›r, zîrâ Eflâtûn › ha­kîm kân›d›r. An›niçün halk› hekîm i hâz›klard›r.

Ve âb [u] hevâs›n›n te’sîrinden cemî‘i s›byânlar› tîz-fehm ve tîz-san‘at olup gâyetü'l-gâye necîb ü reflîd ve zekiyyü't-tab‘ püserleri var kim niçe kitâb­lar› ve niçe yüz bin ebyât › efl‘ârlar› h›fzen tekmîl etmifllerdir. Ol kadar kuvvet i hâf›zalar› var kim bu serhadlerde misilleri yokdur, meğer Anatolu diyâ­r›nda Kastamonu s›byânlar› ola.

Hulâsa i kelâm hasretü'l-mülûk bir flehr i üm­dür kim hâlâ cemî‘i kâfiristânda,

"Âh Peçoy bir kerre elimize girse" deyü tahas­sür çekerler. Ve niçe kerre gelüp muhâsara edüp iç kal‘as›n alamayup giderler, zîrâ tama‘lar› Eflâtûn'un câmi‘i ve iç kal‘as›d›r. (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) [69b]



Der-beyân › ziyâretgâh › makâmât › aliyye i flehr i Peçoy

Evvelâ Seğitvar kapusundan taflr[a] cânib i ce­nûba meyyâlce sehel gidüp flâhrâh›n sağ taraf›nda bir ürd i behiflt-misâl bir zemîn i gül [ü] gülistânda ve sünbül bülbül ü fûlistânda,



Meflhed i Eflâtûn › İlâhî: Lisân › Macar'da ismi Laktan›tyofl'dur. (   ) (   ) (   ) îmân getirdiklerine flübhe yokdur. Ol zamân›n mü’min ve muvahhidle­rinden bir hakîm [ü] dânâ idi kim Mesîh-âsâ ilm i hazâkatle bi-emri Hayy [u] Kadîr mürde ihyâ et­meğe kâdir bir hekîm i nâdir idi (idi), ammâ ha­kîm i mutlak değil idi. Hakîm i mutlak ale'l-›tlâk Cenâb › Bârî'dir.

Netîce i kelâm bu Eflâtûn bu dehr i denî içre niçe bin ad[ed] ulûm › flettâlara mâlik olup İsken­der-vâr bârgâh › Süleymânîlere kâdir olup yine bir bû­riyâ üzre tâ‘at › Sübhânî edüp kâhîce seccâ­de­siyle ber-havâ tayerân ederek ber-havâ ibâdet edüp âsu­mânda cemî‘i kerrûbiyânlar ile kelimât edüp böy­le bir âk›l u dânâ y› zû-fünûn › hakîm iken murg dili bâz › ecelden istihlâs bulamayup,

"Ben bu Peçoy › dilcûyun âb [u] hevâs›n beğen­dim" deyüp bu hâk i pâkde âsâyifl etdi.

Meğer ezelü'l-âzâlde takdîr i İlâhî bu Eflâ­tû[n] › İlâhî'nin hâki türâb › Peçoy'dan imifl. "Küllü fley’in yerci‘u ilâ aslihi"1 üzre âhir i kâr öyle hakîm i dânâ 2 yarl›ğ › belîği emrine itâ‘at edüp bu Peçoy Sirem i bâğ › İrem'de hâlen med­fûndur, ammâ üzerinde aslâ ne kubâb ve ne âsâr › binâ var­d›r, hemân bir kûh › pestün dâme­nin­de bir vâsi‘ gül [ü] gülistânl› zemînde âsûdedir. An­cak kabr i flerîfi üzre bir seng i hârâ y› tavîl mes­tûr­dur kim alâmet i kabr i Eflâtûn'dur. Ve ol seng i mücellâ üzre el­sine i muhtelife hatlar› var kim görmeğe muhtâcd›r. Rahmetullâhi aleyh. Andan,



Ziyâret i İdrîs Baba: Cebbânistân › Peçoy içre âfliyân › kabr i münevveri üzre kubâb › âlî ile mebnî bir âsitâne i sa‘âdetdir. Hâlâ ziyâretgâh › erbâb › dilând›r. Sene 1000 târîhinde hayâtda olup niçe bin gûne keflf ü kerâmât › aliyyelerin niçe ihtiyârlar fle­ref i sohbetleriyle müflerref olanlar nakl etdiler. Cümleden bir kerâmeti Bosna vezîri Hasan Pafla'ya haber gönderüp {eydir}:

"Bin bafl›nda bafl›na yüz bin bafl kâfir üfler. Kel bafl›na merhem sür. Kâfir bafllar›yla bafl bafla doku­flursun. Cümle kâfirleri tabura sür durma k›r, baflla­r›n Selîm oğlu Hünkâr Mehemmed'e göndür, dur­ma. Bosna'da yedi y›l dur. fiâyed olas›n berhor­dâr › mağfûr" deyü bu gûne oğuzâne Boflnak leh­cesiyle Hasan Pafla'ya haberi var›nca hikmet i Hudâ bin târîhi Muharremi gurresinde Zirin ve H›rvad ve İslo­vin ve Korol ve Mekemorya ve Dodoflka ve Pir­mor­ya ve Venedik küffârlar›ndan yüz bin aded kefere vü fecereler Bosna serhadlerinden Yenihisâr kur­bun­da nehr i Küpe alt›nda Hasan Pafla üzre kâ­firler gelüp bir savafl › perhâfl olur kim hâlâ dâstân › dûstând›r.

Bi-emri Hudâ küffâr münhezim olup guzât › müslimîn küffâr› k›ra k›ra bafllayup k›rmadan bî-tâb u bî-mecâl kalup bu arada Peçoylu Baba İdrîs elinde bir ip ile asker içinde gezüp, "Bire biz k›rdu­yuz, bire flimden gerü kâfiri bağl›­yor durmuyor esîr ediyor," deyü Boflnakça feryâd eder gezer.

Ba‘dehu guzât › müslimîn küffâr› k›rmadan fâ­riğ olup k›rk bir bin esîr ve k›rk alt› [bin] kelle ve bu kadar top ve cebehâne ve gülleler alup ganîmet olur.

Ba‘de'l-fütûh ordu y› İslâm içinde Peçoylu İdrîs Baba'y› ararlar, nâm u niflân›ndan bir eser gö­remezler.

Ba‘dehu Peçoylulardan su’âl ederler. "Baba İdrîs sizinle cengde bile mi idi" derler. Anlar dahi,

"Yok görmedik. Baba İdrîs ceng günü flehr i Peçoy'da âflûra ta‘âm› piflirüp halka bezl ederdi" derler. İflte bu gûne keflf [u] kerâmâtlar› bî-hisâb büdelâ y› bâbullâh bir server er imifl. Ol sene ol dahi merhûm olup civâr › rahmete gitmifl, rahme­tullâhi aleyh. Andan,

Ziyâret i Niflânc› Mehemmed Pafla: Kâs›m Pafla câmi‘i kurbunda âsûdedir.

.................. (1 sat›r bofl)....................

Bu ziyâretleri edüp cümle ahbâb › bâ-safâ ile vedâlaflup Peçoy'dan cânib i flarka gâh bay›rlar ve gâh sahrâ vü ormanlar geçüp 9 sâ‘at gidüp,

Evsâf › kal‘a i Seçoy

Bunda henüz asâkir i İslâm meks edüp "Gerüden sâ’ir eyâlet vüzerâlar› gele" deyü muntaz›r dururlard›. İbrâhîm Pafla efendimiz mülâkât olup yine fleref i sohbetleriyle her bâr müflerref olup Seçoy kal‘as›n seyr [ü] temâflâya mukayyed olduk. Bu kal‘a i Seçoy'u Ungurus krallar›ndan Yanofl kral › dâl binâ etmifldir. Lisân › Macarca Seçoy demek (   ) (   ) (   ) demekdir.

Ba‘dehu Süley­mân Hân sene 936 târîhinde Macar küffâr› elinden feth edüp (   ) sancağ› hâ­kinde voyvadal›kd›r ve niyâbetdir.

İki aded dizdâr› ve Budin kulu serdâr› vard›r. Kal‘as› nehr i Tuna kenâr›nda bir yüksek bay›r üzre bir h›sn › hasîn ve sûr › metîn tula binâ bir kal‘a i ra‘nâd›r, lâkin Süleymân Hân'a itâ‘at etmeyüp za­rabât › top › kûp ile münhedim olan yerleri zâhir ü bâhirdir, lâkin bu kal‘a yüksek tepe üzre olmak ile derûn › hisârda evleri azd›r ve âsâr › binâlar› yokdur. Hemân neferât evleri vard›r. Andan,



Eflkâl i Ortahisâr: Mezkûr [70a] yukaru kal‘a­dan aflağ› alt yan›nda bir alçak bay›r üzre baflka bir küçük kal‘a dahi var, anda birkaç tahtal› ve sazl› evler var, ammâ bunun kal‘as› tafl ile mebnîdir. Bunda dahi mükellef âsâr › binâlar yokdur.

Eflkâl i varofl › kal‘a i Seçoy: Mezkûr Orta­hi­sâr'dan aflağ› bir öz içinde ve bir vâsi‘ çemen­zâr yer­de flekl i murabba‘ bir metîn ü müstahkem r›h­t›m dolma binâ bir palanka i zîbâd›r, tafl dîvâr de­ğildir.

Bu kal‘ay› bu mahalle sene (   ) târîhinde Petro Hasan Pafla binâ etmifldir, zîrâ yukaru kal‘alar me­merr i nâsdan ba‘îd olmağile bey‘ [u] flirâ içün ahâlî i kal‘a i bâlâlar bu mahalle evler dekâkînler inflâ edüp amâr ederler.

Ba‘dehu küffâr Kanije kal‘as› içre Petro Hasan Pafla'y› kapatd›ğ› sene küffâr › dûzah-karâr bu Seçoy kavm›n k›rar ehl i beledin niçesi yukaru kal‘alar[a] firâr edüp anda karâr ederler.

Ba‘dehu Hasan Pafla Kanije'de mahsûr olmadan halâs [olup] kâfiri ol mertebe k›rar kim yerleri dâr › karâr iken dârü'l-bevâr olup bak›yyetü's-seyf olan kâfir­leri tâ Pirmorya diyâr›na dek k›rar ve kovar.

Ba‘dehu bu Seçoy'da Hasan Pafla karâr edüp bu kal‘ay› ol sene bu mahalde kurar, ammâ hakkâ ki cümle gâziyâna bir cây › menâs dâr › karâr etmifldir kim cümle serhad palankalar›ndan metîndir. De­rûn › hisârda seksen aded tahta örtülü neferâtlar hâ­nesi ve bir câmisi ve bir cebehânesi ve g›lâl anbâr›s› ve ce­nûba nâz›r bir ağaç kapusu ve etrâf›nda handak bâ­rûsu ve yigirmi aded top › flâhîsi ve baflka dizdâr› ve yüz elli aded flehbâz neferât gâzîsi var.

Ve hisâr hâricinde bir müfîd ü muhtasar hân› ve elli aded dükkânlar› var, ammâ hammâm› ve gayri imârâtlar› yokdur, lâkin bu kal‘a bir dereli ve depeli zemîne vâk›‘ olmağile bâğlar› çokdur. Hudâya ayân­d›r bir kerre bu bâğlar içre bir fliddet i flitâda geç­mek müyesser olup huddâmlar›m›z üzüm ve her at terki alt›ndan ceviz ve k›z›lc›k meyveleri değflir­me­den tamâm oldular. Tâ bu mertebe bâğlar›nda gûnâ-gûn flîreli âbdâr üzümü firâvân olur. Bu Seçoy'un Peçoy › dilcûy gibi havâs› latîfdir, zîrâ mâbeynehümâs› bir merhale yerdir.

Ba‘dehu asâkir i İslâm bu mahalden Sadr›­a‘zam ile kalkup cânib i garba meyyâl flimâl câni­bi­ne doğru 5 sâ‘at gidüp,

Menzil i palanka i Bat Ösek

Lisân › Macarda (   ) (   ) demekdir. Bânîsi Un­gur[us] krallar›ndan Ferdina[n]d Kral binâ etdik­de gâyetü'l-gâye ma‘mûr u müzeyyen bender i flehr i azîm imifl. Hâlâ âsâr › binâlar› nümâyând›r.

Ba‘dehu sene 936 târîhinde Maktûl İbrâhîm Pafla serdâr › mu‘azzam iken bu kal‘ay› muhâsara edüp fethinde usret çeküp ba‘de'l-feth bu sûru münhedim edüp, iç kal‘as›nda bir deyri vard›r kim vâcibü'l-iberdir. Hamd i Hudâ hâlâ câmi‘ i Süley­mân Hân'd›r.

Bu kal‘a Segsâr sancağ› hâkinde ve nehr i Tuna sâhilinden bir hayli alarkaca, zîrâ Tuna tuğyân ile cereyân etse bu kal‘ay› gark etmesin içün ba‘îdce binâ edüp iki kat bir palanka i dâr › gazavât yeridir.

Derûn › hisâr seksen neferât evidir ve dizdâr› flehrin beğidir ve cebehânesi ve g›lâl anbâr› zahâ’ir i gûnâ-gûnlar ile doludur.

Ve cânib i cenûba bir ağaç kapusu önünde handak üzre bir hafleb kasr› lonca yeridir. Ve han­dak› gâyet amîk ve arîz ve derindir. Kapu önündeki cisri makara ile asmal›d›r. Her fleb bu kantara i ha­flebi kald›rup kal‘a kapusuna siper ederler. Ve kapu üzre her fleb mehterhâne fasl› ederler. Hattâ bu kal‘an›n mağrib cânibi tuladan mebnî fieddâdî bi­nâd›r kim kefere zamân›ndan kalm›fl metîn dîvârd›r. Andan ma‘lûmdur ki ol as›rda hisâr › üstüvâr­d›r.

Varoflu dahi ma‘mûrdur. Cümle elli aded tahta örtülü tahtânî fukarâ evleridir. Hâlâ henüz binâ olunur bir nâ-tamâm hân› ve birkaç dükkân› var, ammâ hammâm› yokdur. Ve bu palanka ol kadar ma‘mûr değildir. Câ-be-câ bâğlar› vard›r. Cümle evleri dard›r.

Andan 4 sâ‘at bârân › rahmet zahmet çekerek,



Evsâf › sûr › üstüvâr, ya‘nî kal‘a i zîbâ Segsâr

Vech i tesmiyesi oldur kim sene 936 Süleymân Hân Budin gazâs›na giderken Serdâr Sar› Rüstem Pafla bu kal‘ay› muhâsara edüp fethinde us­ret çek­diğin Süleymân Hân'a bildirdiğinde Süley­mân Hân ol kal‘a i bâlây› "Sengsâr edüp feth etsin­ler" buyur­duğunda hakîkatü'l-hâl havâlesi olan yerden kal‘ay› top­lar tafllar›yla sengsâr edüp feth oldukda bu kal‘a­n›n ismi Sengsâr olup galat › mefl­hûr evlâ ol­mağ­ile tahfîf i kelâm ile hâlâ Segsârd›r. Budin zurefâlar› ve Peçoy ârifleri Seg hisâr›, ya‘nî Köpek kal‘as› derler. Bu nâma Segsârl› gâyet müte’ellim olurlar, ammâ kefere zamân› ismi (   ) (   ) idi.

Ve bânîsi Süleymân Hân ile Mihaç gazâs›nda ceng edüp mürd olan Lagofl kral›n peder i pelîdi Laslo Kral binâs›d›r.

Hamd i Hudâ dest i Süleymân Hân'a girüp Budin eyâletinde baflka sancakbeği taht›d›r. Beğinin taraf › pâdiflâhîden hâss› 234.000 akçedir. Ve ze‘âmeti (   ) ve tîmâr› [70b] alaybeği ve çeribafl› ve yüzbafl›s› vard›r. Kanûn üzre cebelüleriyle ve beği­nin befl yüz askeriyle cümle bin alt› yüz asker olur ve yüz elli akçe pâyesiyle kazâd›r. Budin kulu ser­dâr› ve kal‘a dizdâr› ve iki yüz neferât› vard›r.



Eflkâl i kal‘a i Segsâr: Bir mesîregâh bir tell i âlî bay›r üzre flekl i murabba‘ bir tafl kal‘ad›r, lâkin yal›n katd›r. Ve cümle sekiz aded kulledir. Ve dâ’i­ren-mâdâr cirmi alt› yüz germe ad›m bir kulle i flîrîn­dir ve dâ’iren-mâdâr etrâf› kesme alçak han­dak­d›r. Ve kal‘a içinde ancak befl aded hânesi var, gay­ri yerleri meydând›r. Ve bir küçücük tahta ör­tülü Süleymân Hân câmi‘i ve cânib i cenûba mek­flûf bir demir kapusu var ve handak üzre zincîr ile bağl› asma cisri var. Bu kal‘an›n poyraz rûzgâr› ta­raf› tâ nehr i Tuna'ya var›nca bir top menzili çe­men­zâr sahrâd›r kim Âl i Osmân askeri kondu. Ve ol fezâ y› mahsûldâr ba‘z› mahalleri sazl›kd›r. Dahi bu kal‘an›n mağrib cânibi havâleli bay›rlard›r kim bu bay›rlar üzre İbrâhîm Pafla ve Rüstem Pafla toplar koyup döğerek amân ile feth etmifller, gâyet yak›n bay›rlard›r.

Evsâf › varofl › kal‘a i Segsâr: Bu varofl kal‘aya hâ’il olan bay›r üzre vâk›‘ olup cümle befl yüz aded tahta örtülü tahtânî evlerdir, ammâ Beğ sa­rây› tahtânî ve fevkânî mükellef sarâyd›r. Ve kal‘a kapusu önünde handak afl›r› bir küçük kesîf ham­mâm› var ve bu hammâm›n yol afl›r›s›nda bir kiremit örtülü hân› var.

Ve bu varoflda cümle dörd aded mihrâb var. Çârsû içindeki câmi‘ kiremit örtülüdür. Bundan mâ‘adâ mesâcidleridir. Ve cümle yüz mikdâr› dük­kând›r, ammâ saymad›m.

Ve halk› yine serhadli Boflnak gâzîleri garîb-dost âdemlerdir. Bu varoflun dahi ensesindeki bay›r­lar dağlar serâpâ gülistânl› bâğlar ve bâğçeler ve cârî âb › revânlard›r.

Bunun dahi âb [u] hevâs› ve kal‘as› binâs› gâyet latîfdir. Bu kal‘adan ileri flimâle bir sâ‘at karîb,



Evsâf › Yeni Palanka: Bu kal‘a Âl i Osmân binâ­s›d›r kim sene 1004 târîhinde Fâtih i Eğre Me­hem­med Hân gazâ y› Eğre'ye giderken bu kal‘ay› inflâ etdi kim nehr i fia[r]viz üzre olan yigirmi göz cisr i hafleb masûn [u] mahfûz olmas›yçün bu kal‘ay› binâ etmifller, ammâ hakkâ ki mahallinde hayrât etmifller, ammâ küçük palankac›kd›r.

İçinde bir câmi‘i ve on hânesi ve on aded flâhî toplar› var, köprüyü korudur. Dizdâr› ve yüz aded neferâtlar› cümle Segsâr kuluyla mevâcib al›rlar. Ve bu kal‘a önünde birkaç evler ve birkaç dükkânlar var, ancak bin hânc›ğaz› ve birkaç bâğc›ğaz› ve bir­kaç bal›k bendi ağcuğaz› var. Ve bu cisir üzre bir ârâmgâh kas›rc›ğaz› üzre Budin vezîrinin bir mükel­lef ağas› bunda emîndir. Bu cisirden ubûr eden he­mân flarâbdan bâc al›r, gayri eflyâlardan bir habbe almaz. Bu mahalde cisr i hafleb alt›ndan cereyân eden âb › hayât,



Nehr i fiarviz: Tâ Kopan ve Kapoflvar kal‘alar› önündeki buheyre i Balatin ayağ›d›r kim fiimatorna kal‘alar›na da uğrayup bu Yenikal‘a kurbunda nehr i Tuna'ya mahlût olur. Andan bu Yenikal‘ay› geçüp 4 sâ‘atde,

Evsâf › palanka i Tovna: Nehr i Tuna kenâ­r›nda bir ma‘mûr palankad›r. İçinde Süleymân Hân câmi‘i ve yigirmi aded tahta örtülü hânesi ve orta­s›nda bir çâr-kûfle kârgîr binâ bir kulle i bâlâs› üzre birkaç top › flâhîsi ve mükellef ü mükemmel cebe­hâ­nesi ve dizdâr ağas› ve hisâr tâ’ifesi cümle mü­hey­yâ ve âmâdedir. Ve taflrada bir ma‘mûr u mü­zey­yen varoflu var. Cümle seksen hânedir kim cüm­lesi Tuna kenâr›na vâk›‘ olmufl dükkâns›z ve hâns›z ve re‘âyâs› sâfî îmâns›z keferelerdir. Bir vîrân ham­mâ­m› var. Yoldan ba‘îd bir sapaca yerde ol­mağile bu palanka ol kadar amâr değildir.

Der-s›fat › eflkâl i buheyre i kal‘a i Tovna: Müverrihân › Ungurus bu buheyreye Toğna derler. D[â’i]ren mâdâr cirmi kâmil on mîl ihâta eder. Nehr i Tuna'dan bir fersah cânib i cenûba mesâfe­dir. Kaçan kim evvelbahârda nehr i Tuna tuğyân etse bu Tovna gölü deryâ olup niçe bin gûne mâhî­leri sayyâdlar kay›klar ile flebeke ağlar ile yedi sekiz ay bal›k sayd ederler. Baflka emânetdir kim mahsû­lât› serhad neferâtlar›na aklâm kayd olunmufldur. Bir taraf› has›r sazl›ğ›d›r, ammâ suyu gâyet lezîz ol­duğundan Kanije gölü eğiri gibi eğir kökü olurmufl, ammâ görmedim.

Andan 5 sâ‘atde semt i flimâle gidüp,



Evsâf › palanka i Pahfla: sebeb i tesmiyesi (   ) (   ) Kefere zamân›nda dahi ma‘mûr imifl, ammâ asâkir i İslâm harâb edüp sene 936 târîhinde müceddeden Süleymân Hân binâs›d›r. Segsâr san­cağ› [71a] hâkinde Tuna kenâr›nda bir bay›r di­binde üç kat metîn ve sa‘b ve kavî palankad›r, lâkin gayrisi gibi yal›n kat değildir. Ösek kal‘as› gibi dolma r›ht›m palankad›r. İçinde bir manast›rdan bozma Süleymân Hân câmi‘i ve elli aded tahta ör­tülü evleri ve cebehânesi ve anbârhânesi ve top­hâ­ne­si var, ammâ handak› gâyet sarpd›r. Poyraza mukâ­bil bir kapusu önünde cisir üzre bir lonca köflkü var, dizdâr ve iki yüz kadar neferât › yarar bu kas›rda ber-karâr olup dîdebânl›k ederler.

Ve bunun dahi handak üzre cisri asma makaral› hafleb köprüdür kim her gece kald›rup kal‘a kapu­suna dayarlar. Ba‘de'l-›flâ bunda dahi mehterhâne çal›nup bâng › Muhammedî çağ›r›l›r. Bu kal‘a han­dak› kenâr›nda kal‘a ihâta etmifl bir kat kal›n direk­ler ve s›k flarampavlar› vard›r kim gird-â-gird bu kal‘a sekiz yüz ad›md›r.



Temdîh i varofl › kal‘a i Pahfla: Bu varofl yal›n kat flarampav palankad›r. Ve iki kapusu var. fiâhrâh üzre olmak ile bir kapudan girilüp bir kapudan ç›­k›l›r. Cümle iki yüz aded flindire tahta örtülü fakî­râne külbe i ahzân büyûtlard›r, ammâ bir kiremit örtülü mükellef câmi‘i var, ammâ bânîsi ma‘lûmum değildir. Ve bir mu‘azzam hân› var ve hâna yak›n bir âb › hayât kuyusu var. Ve bu mahalde elli kadar dükkânlar› var. Bu belîdenin ensesinde bî-hadd ü bî-k›yâs bâğlar› var. Cümle asker engûrlerin tenâvül edüp ubûr etdiler. Bu dahi latîf havâdâr yerdir. Ve halk› garîb-dost gâzîlerdir kim niçe hastalar› hâne­le­ri­ne alup devâlar etdiler.

Ziyâretgâh › kal‘a i Pahfla: Bu flehrin cânib i garbîsi taflras›nda kal‘a (...) yolu üzre bu flehrin mezârl›ğ› içinde Tuna'ya nâz›r bir mesîregâh bâğlar içinde,

Ziyâret i Erkoç Baba ve cenbinde Gâzî Behrâm Baba: Bunlar Süleymân Hân asr›nda iki­ciği kar›ndafl gibice çete ve potura seğirdüp dîn i mübîn uğuruna mücâhidü fî-sebîlillâhlar imifl.

Hikmet i Hudâ Erkoç Baba min mahabbetillâh merhûm oldukda cemî‘i serhad gâzîler Baba y› merhûmun na‘fl › flerîfin tevhîd [ü] tezkîr ile gasl ederlerken hemân Behrâm Baba,

"Beni de bir hoflça y›kay›nuz. Benüm birâ[de]­rim­le âhiretde de çete koval›m ve efendimi­zin dî­dâ­r›n görelim. Ala benim cân›m cân›m›" de­yüp rûh teslîm etdükde cümle huzzâr › meclis âlem i hay­retde kalup âhir i kâr techîz ü tekfîn ve ›skât salât›n edüp salât › cenâzelerin bir yerden k›­lup bu cây › refî‘ üzre ikisin yan yana defn ederler. Hâlâ ziyâ­retgâh › erbâb › (erbâb-›) dilând›r. Hâlâ bi­râ[de]­reyn i gâzîyeyn bir ağaç köflk-misâl bir sütûh alt›nda âsû­dedirler. {Kuddise s›rruhu'l-azîz}.

Andan (   ) sâ‘atde flimâle gidüp,



Yüklə 6,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin