Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹


{Der-âğâze i dâstân › Gâzî Kâs›m Pafla}



Yüklə 6,32 Mb.
səhifə23/72
tarix27.07.2018
ölçüsü6,32 Mb.
#60056
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   72

{Der-âğâze i dâstân › Gâzî Kâs›m Pafla}

Ol Kâs›m Voyvadad›r kim Süleymân Hân Beç kal‘as›n alamayup bî-feth avdet edeceği mahalde k›rk bin yiğit ile bu Kâs›m Voyvada'y› Alaman di­yâr›na nehb ü gârete gönderüp küffâra hâb › hargûfl verüp küffâr › hîlekâr Kâs›m Voyvada askeriyle cengde iken Süleymân Hân fürce bulup sancağ › Resûlü ve H›rka i flerîfi ve mezkûr Ösek topun alup selâmete ç›kar.

Ba‘dehu bu Kâs›m Voyvada ile diyâr › Ala­man'a giren k›rk bin aded askerin cümlesi flehd i flehâ­det câmlar›n nûfl ve bezm i elestden mest i med­hûfl ve bî-hûfl olunca iki kerre yüz bin aded kâfirleri dendân › tîğdan geçirüp âhir i kâr ol pey­mândan Kâs›m la‘lîn kabâ ecel câm›n nûfl etmek müyesser olmayup dilîrâne ceng [ü] savafl › perhâfl ederek yedi kifliyle Süleymân Hân huzûruna Vene­dik'in Körfez kal‘as› muhâsaras› mahallinde gelüp zemîn bûs edüp yedi sâ‘at kâmil sergüzeflt [ü] serencâm›n nakl edüp,

"Ceng ede ede Alaman'dan vilâyet i Meke­mor­ya'ya ve andan vilâyet i Dodoflka'ya andan Vene­dik'e andan bu mahalde pâdiflâh›ma geldim, fermân pâdiflâh›m›nd›r" dedikde,

"İmdi mel‘ûn fermân›m oldur kim. Nitekim sağs›n, bir dahi er sar›ğ› sar›nmayup avretler leçeği geyüp Ösek'de kapundan taflra ç›karsan haber alup seni katl ederim" deyü Kâs›m Voyvada'y› bu kal‘a i Ösek'e nefy edüp Kâs›m Voyvada ile K›z›lelma cen­gin­den halâs olan yedi aded flehbâzlara buyurur­lar kim,

"Sizin refîkleriniz k›rk bin yiğit cümle câm › fle­hâdeti nûfl edüp yerleri evc i illiyyîn oldu. Sizler dahi anlara vâs›l olun" deyü yedi aded flehbâzlar› se­râperde önünde flehîd edüp cesed i flerîflerin Arna­vud­luk'da Aydonat flehrine gönderüp [ol] tarafda defn etdirüp merkad i pür-envârlar› üzre bir ku­bâb › âlî etmeği fermân eder.

Cemî‘i müverrihân Süleymân Hân'›n bu yedi aded gâzîler hakk›nda etdiğin ve flehzâde i cüvân-baht› Çelebi fiehzâde Mustafâ'y› hançerle urup fle­hîd edüp Ebâ Eyyûb › Ensârî aleyhi rahmetü'l-bârî cenbinde defn etdiği bî-rahm gaddârl›ğ› revâ gör­meyüp bed yazm›fllar, ammâ niçesi takdîr i İlâhîye havâle etmifller, el-hükmülillâh demifller.

Ammâ mezkûr Kâs›m Voyvada fermân › flehri­yâ­rî üzre Ösek'e gelüp aslâ bafl›na destâr › Muham­me­dî sar[may]up avretler leçeğiyle hâne­sinde mün­zevî olup künc i vahdethâne i savma‘as›nda tâ‘at [u] ibâdâta meflgûl idi.

Ba‘dehu fermân › pâdiflâhiyle bu kal‘a i Ösek'in Ortahisâr›nda bir câmi‘ i rûflen-âbâd inflâ et­mifldir kim hâlâ Budin ve Egre ve Kanije ve Belgrad ve T›m›flvar'da eyle bir câmi‘ i musanna‘ yokdur. K›ble kapusun›n atebe i ulyâs› üzre târîhi budur:

Sâhibü'l-hayrât Kâs›m Pafla dâme'd-devle

Kad benâ beyten li-zikrillâhi'l-kadîm

Buk‘atun fi'l-hüsni ke'l-beyti'l-atîk [63a]

Sâra târîhen lehâ hayrun kavim.

Sene 966.

Bu câmi‘ i pür-envâr Ortahisâr'dan ç›karken flâhrâh›n sağ taraf›nda rusâs › hâs › nîlgûn ile mestûr kubâbl› câmi‘ i pür-nûrdur kim tûlen ve arzen kâmil yüzer ayakd›r. Ve minberi ve mihrâb› ve ma­hâfil i Bilâlîsi sâde güzeli musanna‘ mihrâb ve minber ve mahâfildir. Taflra soffas›nda alt› aded {mermer i hâs ve beyâz} sütûnlar üzre yedi aded kubâb › ser-ni­gûn › nîlgûnlard›r kim böyle latîf câmi‘ bir ser­hadde yokdur. Ve bir tula binâ y› me­tîn vâsi‘ ha­remi var. Derûn › harem cümle cümle d›­raht › mün­tehâlar ile müzeyyen bir mesîregâh › sâ­yedâr ha­remdir. Ve gâyet musanna‘ bir mevzûn minâre i se­râmed i bâng › Muhammedîsi var.

Andan yine bu varoflda Mustafâ Pafla câmi‘i gerçi kiremit ile mestûr câmi‘dir, ammâ cemâ‘at i kesî­reye mâlikdir, zîrâ çârsû y› bâzâr›n izdihâm› yerinde bir câmi‘ i nûrdur. Bunun dahi k›ble kapusu üzre celî hat ile târîhi budur:

Mustafâ Pafla bu dâr › rahmeti

Eyledi ihyâ ki budur râh › dîn

Rûflen olanlar hakk› eyler müdâm

Kesb eder kurbet Hudâ'ya zâhidîn

Câmi‘in böyle dedim târîhini

Melce i rahmet mekân › âbidîn.

Sene (   )

Ve Panayur kapusun›n iç yüzünde (   ) (   ) câmi‘i dahi kiremit ile mestûr cemâ‘at i kesîre ile ma‘mûr bir nâzük minâreli câmi‘ i nûrun alâ nûr­dur.

El-hâs›l alt› aded salât › Cum‘a edâ olunur ce­vâmi‘lerdir.

Anlardan mâ’adâs› k›rk aded mahalle mesâcidi ve buk‘a ve musallâ y› îdeyn ve eyne ve mezgit­lerdir.

Umûmîsi dörd aded dârü't-tedrîs i âlimând›r. Evvelâ Kâs›m Pafla medresesi, Mustafâ Pafla medre­sesi (   ) (   ) (   )

Bu diyâr halk› ulemâya pek rağbet ederler, ammâ dârü'l-kurrâ ve dârü'l-hadîsi mahsûsu yok­dur, lâkin yine ders i âmlar› câmi‘lerde ilm i hadîs de nakl ederler.

Ve olancas› dörd aded tekye i erbâb › tarîk âsi­tâneleri var. (   ) (   ) (   )

Ve bar›s› befl aded mekteb i dârü't-ta‘lîm i s›b­yân › t›flân› cümleden Kâs›m Pafla ve Mustafâ Pafla mektebleri ma‘mûr ve püserânlar memlûdur. Ve her re’s i sinde cânib i vak›fdan cümle ciğer-kûfle i yetîmânlara sürre ve atiyyeleriyle kabâ y› câmeleri ve arakiyye ve pâypûfllar› mebzûldur.

Ve bar›da[s›] on iki aded sebîlhâne i atflân › cân-sitând›r. Cümleden Orta kal‘an›n çârsû kapu­sun­dan taflra ç›karken sol tarafda handak kenâr›nda tahta kubbeli Kâs›m Pafla sebîli mâh › Temmûz'da buz­lu âb › nâb› flehîdân › Deflt i Kerbelâ rûhiyçün cemî‘i teflnegânlara mâ i kevserden bezl ederler. Serdâr sebîli ve Kethudâ sebîli, ma‘lûmumuz bun­lar­d›r, ammâ bu flehirde uyûn › câriye çeflme-sârlar yok­dur.

Ve olandas› bir aded hammâmd›r, ammâ vahi­dün ke’elfdir. Ol dahi Gâzî Kâs›m Pafla'n›nd›r. Orta­hisâr kapusundan ç›kup çârsûya giderken flâhrâh›n sağ ta­raf›nda cümle kubâblar› kurflum › nîlgûn örtülü hammâm › hofl-binâ ve hofl-âb ve hofl-havâ bir hammâm › rûflenâd›r. (   ) (   ) (   )

Ve hamusu alt› aded hân › hâcegân [u] tüccâ­rând›r. (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Ve ümmetâs› bir aded mihmân-sarây › kârbân › revân› var. Bu varofl › hisâr›n hâricinde palankadan kal‘a-misâl bir yerdir, ana panayur derler. Cemî‘i âyende vü revendegân anda mihmân olurlar. Andan gayri bu flehirde kârbânsarây › hasbî yokdur, lâkin hânedân sâhibi a‘yân › kibâr çokdur. Kapular› kü­flâde olup âyende vü revende müsâfirîn gelüp bir­kaç eyyâm mihmân olurlar, zîrâ ganîmet flehir­dir.

Cümleten iki yüz aded dükkân › kapan › bez­zâ­zis­tând›r, ammâ kârgîr binâl› dekâkînler değildir, lâkin cemî‘i bilâd › Sind [ü] Hind'in ve Arab [u] Acem'in metâ‘lar› mevcûddur.

Ve âmmeten bir aded nehr i âb › zülâl i aynü'l-hayâtd›r. Ol dahi nehr i azîm D›rava'd›r. Bu nehr i cân-perverin ibtidâ tulû‘u cânib i garbda ve semt i cenûbda iki yerden tulû‘ eder. Bir f›rkas› H›r­va­dis­tân dağlar›ndan hurûc eder ve bir flukkas› tâ Dodofl­ka ve Mekemorya ve İslovin dağlar›ndan cem‘ olup cereyân ederek Zirinoğlu'nun taht › men­hûsu olan Ligradc›k kal‘as› kurbundan ve kâ­firin Kanije kurbunda nev binâ etdiği Keckivar kal‘as› dibin­den ve bizim Bobofça Berezense ve Prezinse kal‘a­lar›m›z kur­bundan geçüp bizim Maslovin kal‘as›na ve Valpova kal‘alar›n geçüp Ösek kur­bunda Darda kal‘as› cisri alt›ndan güzer edüp bu Ösek kal‘as›n kâhîce harâb ederek [63b] kal‘a i Ösek cenbinde ümmü'l-uyûn olan nehr i Tuna'ya mahlût olur.



Der-alâmet i çârsû y› mihmân-sarây › bâzâr › panay›r

Evvelâ kal‘a i Ösek'in cenûbu taraf›nda flehir­den alarga bir palanka var. Eğer cebehâne ve toplar› olsa bir kal‘a olurdu.

Dâ’iren-mâdâr cirmi dörd bin ad›m ihâta eder bir panayurhânedir, ya‘nî y›lda bir kerre bâzâr ola­cak yer demekdir, ammâ iki kerre germâ-germ bâzâr durur. Bu kârhânenin içi sadranc nakfl› tarh olup üstâd › bennâ ilm i hendese üzre yol yol buna tertîb üzre bin aded dükkânlar etmifl. Her kank› sokakdan nazar etsen çârsûnun öte bafllar› görünür. Bir taraf› atlar içün âhûrlar ve bir taraf› arabalar duraca[k] meydânlar ve kal‘a kapusu gibi kapu taraflar› tah­tânî ve fevkânî ve içli t›fll› odalar ile amâr olmufl bir binâ y› azîmdir, ammâ aslâ kârgîr binâ yokdur. Cümle hafleb binâd›r.

Kaçan kim kiraz mevsimi ola yâhûd güz ey­yâm› ola Rûm ve Arab ve Acem ve Hind ü Sind ü Semerkand ve Belh u Buhârâ ve Laristân ve Moltan ve Maskov ve Leh ve Çeh ve İsfaç ve Filimenk [ve] Nemse ve Macar ve Dip Firengistân'dan ve'l-hâs›l ekâ­lîm i seb‘adan yüz binden mütecâviz ecnâs › milel tüccârlar›ndan ankâ bâzergânlar gelüp bu kal‘ada meks [edüp] her bir tüccâr metâ‘›na göre bir iki dükkâna girüp arz › kâlâ eder.

Bir tarafda cemî‘i vilâyetin aflbâzlar› bu kal‘adan taflra haymeleriyle konup bir ordu y› bâ­zâr › cemapur olur kim ta‘bîr olunmaz.

Bu minvâl üzre panay›r yerleri âdem deryâs› ol­dukda Pojaga paflas› cümle askeriyle gelüp hayme vü hargâh›yla bir tarafda meks edüp pür-silâh âmâde dururlar.

Ve Kanije ağalar› da üç bin aded cengâver dilâ­ver ü server yiğitler ile bu panay›r›n bir cânibinde konup fleb [ü] rûz cemî‘i tüccârlar› ve orducular› muhâfaza etdiklerinde art›k cümle tüccâr metâ‘lar›n meydân › mahabbete ç›karup k›rk gün k›rk gece eyle bey‘ ü flirâlar olup niçe bin yükler çözülüp fü­rûht olur ve niçe bin yükler al›nup yük bağlan›r, bir bender i flehir olur.

Ve sahrâlarda niçe bin hayme vü hargâhlarda niçe kerre yüz bin koyun ve s›ğ›r ve at ve kat›r fü­rûht olunup her çad›rda gûnâ-gûn ayfl ü iflret ve bir hây hûy ve bir zevk u flevkler olur kim gûyâ gece­leri Kadr ve gündüzleri îd i adhâ olur.

Hulâsa i kelâm eğer bu panay›r cem‘iyyet i kübrâs›n› manzû[ru]muz olduğu üzre tahrîr etsek baflka bir risâle olur. Ancak k›rk günden ziyâde du­ramazlar, zîrâ herkes metâ‘›n al›nca ve sat›nca her tarafdan Macar katanalar› tüccârlara sataflmas›n deyü kol kol asker olup arabalar›n tabur çatarak Kanije ve Pojaga askeriyle k›rk günden sonra git­meğe âmâde olup bu panayur kal‘as›ndaki dükkân­lar›n kirâlar›n Kanij[e] ağalar› tahsîl ederler, zîrâ bu panay›r mâl› Kanije kullar›n›n aklâmlar›d›r kim be­her sene yedi sekiz bin gurufl hâs›l olur. Bu hayrât Fâtih i Kanije İbrâhîm Pafla hayrât›d›r.

Ba‘dehu k›rk günden sonra cümle mahlûk › Hudâ târumâr ve perîflân olup her biri bir diyâra gi­derler, ammâ azîm vezni üzre görmeğe muhtâc cem‘iyyet i kübrâ olur. Memâlik i mahrûse i Âl i Osmânda böyle niçe yerde panay›r bâzârlar› olur. Evvelâ Silivri bâzâr› ve Burgaz bâzâr› ve Maflkolur bâzâr› ve Alasonya bâ­zâr› ve Dabre bâzâr› ve Dolyan bâzâr› ve Arat bâzâr› ve niçe yüz aded panay›r bâ­zârlar› manzûrumuz olmufldur, ammâ bu Ösek bâ­zâr› kadar temâflâgâh ve mesîregâh panay›r yokdur kim seyâhat edenlere ma‘lûmdur. (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )



Tetimme i flehrengîz i külliyât › kal‘a i Ösek

Ahâlî i Ösek cümle serhadli kalpağ› ve gûnâ-gûn gümüfl düğmeli çuka dolamalar geyüp kimi tüccâr kimi züvvâr ehl i ›rz âdemlerdir. Cümle Boflnakça ve Macarca kelimât ederler.

Âb [u] hevâs› latîf olduğundan câ-be-câ ten-dü­rüst mahbûblar› olur ve ricâl makûlesi kemâl mer­tebe müsinn ü mu‘ammer olurlar.

Ve bâğ u bâğçe i cinânlar›n›n hadd [ü] hasr› yok bir ganîmet flehirdir. Ve hâk i amber pâki gerçi kan ile tahmîr olmufldur, ammâ zemîni bir vâsi‘a­tü'l-aktâr bir dâr › diyârd›r.

Cümle ahâlîleri garîb-dost müsâfir katlan›r sâ­hib i kerem gâzî âdemleri var.

Der-beyân › ziyâretgâh › flehîdân › belde i Ösek

Evvelâ ziyâret i Gâzî Kâs›m Pafla; câmi‘inin hatîresinde bir kurflum ile mestûr kubbe i pür-nûr içinde medfûndur, kuddise s›rruhu.

Andan yine varoflda ziyâret i Mustafâ Pafla; câmi‘i cenbinde âsûdedirler.

Andan mezkûr panay›ra karîb Valpova kal‘a­s›­na gidecek yol üzre ziyâret i Bayram Baba.

Andan k›ble taraf›nda bâğçeler içinde Belgrad yolu üzre ziyâret i Husrev Baba (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) rahmetullâhi aleyhim ecma‘în.

Bu flehri tamâm seyr [ü] temâflâ etdikde Kad›­zâ­de İbrâhîm Pafla efendimizin gerüde kalan askerleri dahi gelüp Vezîria‘zam Köpürlüzâde Ahmed Pafla otağ› [64a] önünden bir alay ile ubûr etmifldir kim bizim Nigebol› mans›b›yla gösterdi­ğimiz alay› fiâm ve Haleb ve Sivas ve Karaman ve Rûmeli ve Bosna eyâleti vezîrleri göstermeğe kâdir olamad›lar. Hattâ paflam›z dahi iki tuğlu idi. Cümle asâkir i İslâm bu alay›m›z› görüp "Bârekallâh" deyü engüflt ber-dehen edüp pesend etdiler.

Hemân yüz yigirmi kapucubafl› pür-silâh ve mülebbes ve iki yüz vâcibü'r-ri‘âyâ ve üç yüz müte­ferrika ve iki yüz deli ve iki yüz gönüllü ve iki yüz Tatar ve yüz aded çâflnigîr ve yüz aded taflra kilarc›­yân ve iki yüz aded iç ağalar› sarrâclar› ve üç yüz aded tüfeng-endâz atl› sar›ca ve yedi yüz yetmifl aded H›rvad ve Boflnak ve Arnavud ve Aznavur sek­bânlar› var idi kim her biri birer kağan arslana ben­zer serâpâ k›rm›z› bağ›r yelekli ve bol arakiyyeleri cümle k›rm›z› saya çukad›r s›rma püsküllü arakiyye­lerin kec k›lup cümle piyâde k›rkar ellifler dirhem Nova ve Gabele tüfengleriyle ceyrân gibi sekerek tertîb üzre çifte çifte ubûr edüp andan yedekler zer-ender-zere müstağrak olmufl küheyl atlar ubûr edüp andan Kad›zâde İbrâhîm Pafla gûyâ vezîria‘zam gibi es­bâb › ihtiflâm›yla cümle âlât › silâh› cevher ve mu­rassa‘ ve kendüleri zer-ender-zer murassa‘ tîrkefl ve flemflîr ile ârâste olup Âsaf › Berhayâ-misâl ubûr et­dükde umûr-dîde âdemler görünce,

"Nigebol› san­cağ› mans›b›yla böyle vezîrâne mülebbes ve muhte­flem geçmemek gerek idi" dediler.

Niçesi de "Eyle olur, gazâd›r kâfire mehâbet ve dârât içün efendisi Re’îsü'l-küttâb devletinde eyle muhteflem geçdi mâyubâlî" dediler.

El-hâs›l bu alayda hemân İbrâhîm Pafla'y› gözile yediler. Andan üç yüz aded zer-ender-zerre müs­tağ­rak olmufl iç ağalar› pür-silâh z›rh [u] zereh-kü­lâh ve ser-penâhlar› ve ellerinde cümle karg› s›r›klar ile küheylân atlar› bahrî hotasl› serâpâ polad › Nah­fle­vânî yanc›kl› sâfinâtü'l-ciyâd misilli atlar üzre çifte çifte ubûr edüp andan kâmil yüz aded tokmak tü­fengli iç mehterleri ubûr edüp andan sancağ u bayraklar ve andan yedifler kat mehterhâne i Cem­flîd tab›llar› urulup segâh makâm› fas›llar›yla ubûr olundukda İbrâhîm Pafla efendimiz at›ndan nüzûl edüp levendâne pertâb ederek Sadr›a‘zam›n destin bûs etdikde vezîr i rûflen-zamîr eydir:

"Âferîn sad âferîn. Pâdiflâh ekmeği sana helâl olsun. Mans›b›na göre değil ey vezîr alay› göster­din. İnflâallâh pâdiflâh›mdan sana Budin vezâretin getir­düp Yan›k kal‘as› alt›nda bu dîni tekmîl eder­sin" deyü bir rümûzâne kelâm deyince niçe erbâb › ma‘ârif bu sözden nakfl alup,

"Hay fakîr İbrâhîm Pafla y› nâzenîn gitdi" dedi­ler. Ba‘dehu bir zer-ender-zer hil‘at i fâhire ve bir semmûr lepâçe i nâdire geyüp yine alay ile me’mûr olduğu kolunda otağ›na enüp meks etdi.

Andan ertesi gün nefîr i r›hletler çal›nup ibtidâ Çarkac› Serdâr Ali Pafla talî‘a i asker olup Ösek al­t›ndan r›hlet etdi.

Andan bu hakîr dahi İbrâhîm Pafla efendimiz ile Ösek köprüsün kâmil iki sâ‘atde gücile ubûr edüp köprü bafl›nda,



Evsâf › palanka i Darda: Sahrâs›nda meks olundu. Bu mahalde ibtidâ asâkir i İslâma elli aded t›ransa gemi yükü umûm zahîresi verilüp asâkir i İslâm ganîmet olup bir at yemi iki akçeye oldu.

Evsâf › binâ y› cisr i memerr i nâs › Ösek

Mâ-tekaddem küffâr zamân› bu cisir var imifl, ammâ ancak piyâde kefereler geçüp arabalar ge­miyle geçerlermifl.

Ba‘dehu Süleymân Hân aleyhi'r-rahmeti ve'l-gufrân sene (   ) târîhinde kal‘a i Belgrad'› ve kal‘a i Zemon'u feth etdikde Sirem ve Semendire sancağ› gâzîleri çete ve potura eflerek bu cisirden ubûr edüp Kanije ve Peçoy semtlerin nehb ü gâret etdikleri ecilden küffâr bu cisri münhedim edüp çetecilerden halâs olurlar.

Ba‘dehu Süleymân Hân sene 936 târîhinde Varadin ve Ösek kal‘alar›n feth edüp Mihaç sah­râs›ndaki (   ) Kral taburu cengine azîmet etdikle­rinde Serdâr › Mu‘azzam Maktûl İbrâhîm Pafla âdem deryâs›n bafl›na cem‘ edüp asâkir i mansûre mürûr [u] ubûr etmek içün alt› günde bu cisr i d›râz› sene 936 mâh › Zilka‘de'sinde hayrile itmâm edüp cemî‘i guzât › ecnâd › zafer-mu‘tâd bu cisr i kavî­den Ungurus i bî-nâmûs dâr › diyâr › menhûs olan tarafa ubûr ederler. Hâlâ bu cisir Sultân Süleymân hayrât›d›r kim rub‘ › meskûnda böyle bir vâsi‘ ve arîz ve tavîl ve âlî cisr i hafleb ne görül­müfl­dür ve ne binâ olunmufldur. Bir bafl›ndan bir bafl›na kâmil iki sâ‘at germe yoldur. Beri bafl› k›blesinde Ösek kal‘as›d›r. Öte bafl› garbîsinde Darda kal‘as›d›r.

Bu kantara i tavîl nehr i D›rava'dan azmak ve batak ve çatak ve flatak sazl› ve çamurlu cumbul ve oynak sulu yerlerde hadd ü hasr›n Cenâb › Bârî bilür. Evc i semâya ser çekmifl flecere i mefle direk­le­ri üzre metîn cisr i azîmdir kim her mefle ağac› kaz›k­lar›n ikifler âdem kucaklar kal›n kaz›klard›r kim kirpi tüğü gibi [64b] çamur içine kak›lm›fl kaz›klar­d›r.

Ve bu cisrin tâ ortas›n›n yemîn ü yesâr›nda âyen­de vü revendegânlar ve cisir dîdebânlar› ârâm etmeğiçün iki aded yine haflebden kasr › âlîleri var.

Ve bu mahalde cisrin on ad›m yeri baflka bir kepeng i cisrdir. "Düflman öteden beri ubûr etmesin ve bâcdârlardan tüccâr bir metâ‘ kaç›rmas›n" deyü her gece cisir pâsbânlar› bu kepeng i cisri makaralar ile kald›rup cisrin kapusun› sedd edüp bu kantara­dan zî-rûh k›sm› bir fley geçemez. Bu mahalde Darda ve Ösek kal‘as› neferâtlar› oturu[p] âyende vü revende tüccârlar›ndan bâc al›rlar mîrî mâld›r kim bir metâ‘›n bâc› al›nmadan bir zerre ubûr edemez.

Ve bu cisrin ta‘mîr ü termîmine Pojaga paflas› ve Mihaç sancaklar›n›n cemî‘i re‘âyâlar› amâr›na me’mûrlard›r kim bir kaz›ğ› batakda çürüse ve me­merr i nâs olan döfleme direkleri eskise ol ân de­ğifldirüp gayri direk korlar.

Ve bu cisrin yemîn ü yesâr›nda metîn direkler­den korkuluklar› var. Bu korkulukdan taflra iki ya­n›nda yayan yürüyecek bir kulaç enli yaya yollar› var. Kaçan bu cisir üzre iki araba karflu karfluya geldikde yayanlar kenâr yollardan geçüp yine ulu cisre girirler, iki araba yan yana müstevfâ geçerler, bir püll i vâsi‘dir kim debdebe i Rûm ve tantana i Rûm ve gulgule i Rûm ve velvele i Rûm ve deh­dehe i Rûm, ya‘nî gulibeti'r-Rûm askeri bu cisir üz­re gece ve gündüz su akar gibi âdem deryâs› akup mevc ü mevc ve fevc ü fevc ve sâf sâf ve f›rka f›rka ve gürûh gürûh ve remmâ remmâ ve sürü sürü bu cisir üzre ra‘d-vâr bu kadar kerre yüz bin mah­lûk › Perverdigâr ubûr ederek cisrin karflu bafl›nda kal‘a i Darda'ya dâhil olup fezâs›nda meks etdiler. Bu hâk i pâk art›k Mihaç sancağ› türâb›d›r. (   )

Der-hakk › eflkâl i kal‘a i Darda: Nehr i D›ra­va kenâr›nda bir cânibi köprü batağ› sâhilinde çâr-kûfle bir hafleb palankac›kd›r. Cânib i garba bir kapusu var, ağaçd›r, ammâ burc [u] bârûsu ve cebe­hânesiyle metîn palankad›r. Dizdâr› ve seksen aded neferâtlar› var. Derûn › hisârda elli kadar tahta ör­tülü müfîd ü muhtasar hânecikler ve bir câmi‘ ve anbâr› var ve taflra varoflu fleklinde bir hân ve on aded dükkân var, ammâ bâğlar› yokdur, zîrâ kefere katanas› gelüp bâğlar›ndan âdemleri alup esîr edüp gider, gâyet serhad yerdir.

Ve bu cisr i azîm bafl›ndaki kapudan girilüp bu varoflun garb kapusundan ç›k›lup nehr i D›rava cis­rinden ubûr olunur kim hemân bu Darda kal‘as› dibinde bir cisr i garâyibdir.



Der-s›fat › eflkâl i cisr i nehr i D›rava: Bu nehir H›rvadistân ve Dodoflka ve vilâyet i Moran ve İslovin ve Mekemorya vilâyetlerinden gelüp Ösek kurbunda nehr i Tuna'ya mahlût oldu­ğu bâlâda mastûrdur, ammâ bu kal‘a i Zarda'da cereyân eden mahalde kâmil k›rk pâre gemilerdir kim her gemi birbirlerine demir zincîrler ile bağludur kim "Kâfir gelüp gitmeye" deyü kol kal›nl›ğ› zincîrlerdir.

Bu k›rk pâre gemiler üzre yine bir hafleb cisr i kavîdir, ammâ Ösek cisri kadar tavîl değildir tûlu yüz altm›fl ad›m dar boğazdad›r, ammâ nehr i D›rava derindir ve fliddet üzre cereyân eder. Bu cisrin iki bafl›nda dahi metîn ü müstahkem kapular› var ve ci­sir ortas›nda olan tombaz gemi­le­rin­den ikisin her gece pâsbân ve nigehbân ve dîdebân ve bevvâbânlar bir tarafa {gemileri} çeküp yine demir zincîr ile kayd-› bend edüp gayri bu cisirden gece ile kufl uçamaz ve bir zenbûr [u] mûr u mâr geçemez. Her gece Darda kullar› bu cisr[i] beklerler. Eğer havf u haflyet ziyâde olursa Ösek kal‘as› neferâtlar›ndan her fleb birer ağa bayrağ›yla gelüp tâ sabâha dak ke­flik, ya‘nî nevbet beklerler.



Der-manzara i buheyre i K›rafliçe: Bu Darda hisâr›yla Birnivar kal‘as› aras›nda nehr i Tuna'dan ve nehr i D›rava'dan azma bir küçük buheyrecikdir. Dâ’iren-mâdâr sekiz mîl bir âb › hayât göldür. Latîf ve semîn mâhîleri olur. Hattâ Tuna nehri tuğyâ­n›nda bu gölde hâs›l olan eğir kökü yemeğe mersin bal›klar› gelüp bu buheyrede sayd olunur, mahsûllü ve gûnâ-gûn bal›kl› buheyrecikdir.

Ba‘dehu Darda'dan kalkup cânib i garba 5 sâ‘at gidüp,



Menzil i palanka i Birnivar: Lisân › Boflnakça (   ) (   ) demekdir. Bânîsi Süleymân Hân'd›r. Hâk i pâki Mihaç sancağ›d›r ve yüz elli akçe pâye­siyle kazâd›r. kal‘a dizdâr› ve cümle seksen aded neferâtlar› ve elli kadar tahta örtülü hânedânlar› ve bir câmi‘i ve cebehânesi ve anbâr › g›lâl› ve yigirmi aded flâhî toplar› ve garba nâz›r bir ağaç kapusu ve handak› ma‘mûr bir hafleb palankad›r. Ve taflra va­roflu yüz aded tahtal› hânelerdir ve bir küçük hân› ve on aded dükkân› var. Ve bu kal‘an›n cânib i erba‘as› Peçoy sahrâ­s›ndan gelme nehr i (   ) bata­ğ›d›r. [65a] Ve bu azmak su üzre bir hafleb cisr i metîni var, an› cümle asâkir i İslâm ubûr edüp 8 sâ‘atde Mihaç sahrâs› içre ubûr edüp,

Evsâf › palanka i metîn sûr › Mihaç, ya‘nî mekân › kral › münkesirü'r-revâç

Bu palanka mukaddemâ Ungurus krallar›ndan Lagofl kral binâs›d›r. Ba‘dehu asâkir i İslâm mün­he­dim etmifller. Andan sene 932 târîhinde Süley­mân Hân ba‘de'l-feth i gazâ y› Mihaç bu hisâr › üstüvâr› müceddeden binâ edüp Budin eyâletinde baflka sancakbeği taht› olmufldur. Beğinin kanûn › pâdi­flâ­hî üzre hâss› 392.000 akçedir. Tîmâr› (   ) zu‘amâs› (   ) çeribafl› ve yüzbafl› ve alaybeğisi var. Erbâb › zu‘a­mân›n ce­belü askeriyle ve beğinin askeriyle cümle iki bin güzîde pür-silâh asker olur. Ve yüz elli akçe pâye­siyle kazâd›r. kal‘a dizdâr› ve üç yüz aded kal‘a ne­ferâtlar› vard›r, ammâ nakîbü'l-eflrâf› ve fleyhülislâm› ve sipâh kethudâyeri [ve] kapukulu ser­dâr› yokdur, ammâ Budin yeniçerisi serdâr› vard›r.



S›fat › binâ y› kal‘a i Mihaç: Ba‘z›lar Mohâç ve .Mîhaç yazarlar, ammâ lisân › Macar'da Mihaç (   ) demekdir. Bu kal‘a nehr i Tuna kenâr›nda ha­vâlesiz bir kat dolma r›ht›m palanka dîvâr› âlî metîn ve sa‘b hisâr › üstüvârd›r. Çâr-kûflesinde çâr aded çâr-kûfle burc › hasînleri üzre mazgal deliklerinde flâhâne flâhî toplar› var, ammâ dendân › bedenleri yokdur. Derûn › hisârda cümle elli mikdâr› tahta örtülü neferât hâneleri ve bir kiremit örtülü Süley­mân Hân câmi‘i ve iki aded buğday anbâr› ve cebe­hâne hazîneleri ve iki aded kapusu var.

Poyraz rûzgâr› taraf›nda Tuna'ya nâz›r küçük Su kapusudur ve bu kapu önünde nehr i Tuna üzre on aded un değirmenlerin gemiler üzre üstâd › Ma­car › füccâr bir gûne musanna‘ değirmenler peydâ etmifl kim vâcibü's-seyrdir.

Ve cânib i cenûbda Varofl kapusu iki kat ağaç kapudur, demir değildir. İki kapu aras› mâl-â-mâl silâh › gûnâ-gûndur. Bu kapu üzre bir kasr › âlîsi üs­tünde on aded serâmed flâhî toplar› ve bu kapu­nun iki taraf›nda mazgal deliklerinde darbzen top­lar› var. Bu kapu önünde handak üzre cisir bafl›nda bir lonca köflkü var. Handak› içinde nehr i Tuna cere­­yân edüp karflu tarafda bir lonca köflkü dahi var, cümle haflebdendir, kârgîr binâ değillerdir. Bu ka­s›r­larda cümle ecnâd ve âyende vü revendegânlar ge­lüp mihmân olup zevk u flevk ederler.

Der-alâmet i varofl › Mihaç: Cümle üç yüz mikdâr› flindire tahta ve saz örtülü vasatu'l-hâl ev­lerdir. Ancak Pafla sarây› ve bir hân ve bir câmi‘, bunlar kiremit örtülüdür. Ve bir hammâm › latîfi var, ol dahi kiremitlidir, ammâ yüz mikdâr› dükkân­lar› serâpâ tahta örtülüdür.

Ve bir medrese ve bir tekye ve iki mekteb i s›b­yân› var, gayri imâretleri yokdur, ammâ bu varoflun etrâf› yal›n kat dolama çit palanka dîvârl› olup iki kapusu ve handak› içinde nehr i Tuna'y› ak›tm›fllar, gâyet sarp rabât › muhkemdir.



Ta‘rîf i sahrâ y› gazâ y› Mihaç: Be-kavl i müverrihîn bu sahrâ y› arbedegâh›n niçe yüzden savafl › perhâfl › uğrafl-künân tahrîr etmifller, ammâ Süleymân Hân silihdârl›ğ›ndan mütekâ‘id Müte­fer­rika Kuzu Ali Ağa bu cengde s›ka i flehriyârî ol­mağile anlardan istimâ‘ edüp kilk i cevâhir-nisâr›­m›z değilse de hâme i müflgümüz ele alup alâ kadri't-tâka deryâda katre ve güneflde zerre kadar bu kürrâs › nâ-merbûtumuza tahrîr edelim.

Çünki sene 932 de Süleymân Hân kâmil yüz bin aded asâkir i mü’minân ile bu sahrâda çet-a-çet t›nâb t›nâba meks edüp cânib i erba‘aya karavullar ta‘yîn olunup ol gece bu sahrâ y› lâlezârda flem‘ i asel ve flem‘ i revgan ve niçe kerre yüz bin mefl‘a­le­ler ile çerâğân edüp fleb i muzlimleri rûz › rûflen olur. Ale's-sabâh çafl›tlar gelüp,

"Pâdiflâh›m, iflte küffâr askeri yerinden kopdu geliyor" dediklerinde Semendire Beği Yahyâ Pafla­zâ­de Bal› Beğ, Bosna Beği Husrev Pafla befler bin güzî­de "Benem, diğer nîst!" diyen yiğitler­den on bin aded yanar âteflli flehbâz [u] flehnâz­lar talî‘a i asker olup âmâde dururlar.

Sadr›a‘zam K›rafliçe gölü kenâr›nda Rûmeli as­keriyle ve o[n] bin tüfeng-endâz yeniçeriyle ve yüz elli aded flâhî darbzenler ile alaylar›n bağlayup ve Anatolu ve Sivas ve Karaman ve Adana ve Mar‘ayfl ve Haleb ve fiâm askeri dahi hâz›r-bâfl olunca Süleymân Hân dahi gerüden âdem deryâs› askeriyle salt [u] sebükbâr gelüp çet-a-çet dururlar.

Hâlâ bu mahalle Hünkâ[r] Depesi derler. "Du‘â müstecâbd›r" deyü bu depe üzre ç›kup du‘â ederler. Hâlâ ol püflte üzre bir hafleb köflk vard›r, Budin vezîri Hasan Pafla binâs›d›r ve bir âb [65b] kuyusu var. Süleymân Hân bu depe üzre el açup du‘â ederken cümle guzât âmîn derlerken küffâr›n haçl› peyker­leri nümâyân olup Gâzî Bal› Beğ ve Husrev Beğ çarhac›lar› çet-a-çet küffâr leflkeriyle elleflmeğe bafl­larlar.

Ve Bal› Beğ taraf›ndan ibtidâ kelle ve diller ge­lir. Hemân pâdiflâh › gerdûn vakâr atdan enüp yüzün kara toprağa sürüp eydir:

"İlâhî, kuvvet ve kudret ve nusret senindir ve inâyet ve himâyet senindir. Habîbin Muhammed el-Mustafâ yüzü suyuna olsun bu ümmet i Muham­medi mansûr u muzaffer eyle" deyü tazarru‘ [u] nâlifller edüp el yüze sürdükde görseler kim alem i Resûlullâh kâfir üzre (...) flak›r flak›r öter sancakd›r ;gücile livâ i Resûlullâh'› zabt eder. Asker bu alem i flerîfi görüp birbirlerine,

"Bire müjde gâzîler ricâlullâh bizden tarafad›r, göre alem i flerîfi" deyüp birbirlerin cenge tergîb edüp cümle guzât flehd i flehâdeti nûfl etmeği hayât › ebed bilirler.

Küffâr › hâksâr dahi kara dağlar gibi kara flap­kal› kâfir âheste âheste tâ sahrâ y› Mihaç'›n ortas›na gelince hemân cümle guzât › müslimîn k›rk iki aded koldan kâfir üzre bir ağ›zdan Allâh deyüp kâfire her tarafdan giriflirler ve ikifler asker birbirine kar›­fl›rlar. Tâ ol mertebe küffâr gelir kim Sadr›a‘zam koluna gelüp henüz cenge âheng edüp bir savafl › perhâfl ederler kim dillerde dâstând›r.

Hemân Sadr›a‘zam kolundan bir yayl›m top ve bir yayl›m yigirmi bin tüfengden ikifler kurflum kâ­fir üzre bârân › la‘net gibi yağ›nca Rûmeli askeri ve Anatolu askeri ve Sirem ve Semendire askerleri mer­reten vâhide aç kurd koyuna ve aç koyun tuza ve susuz deve suya seğirdir gibi cümle kan›km›fl gu­zât dal tîğ i Dahhâk olup kâfire tekrâr yine giriflir­ler.

Küffâr bu hâl i pür-melâli görüp görse kim he­nüz dahi pâdiflâh taraf›nda olan ve fiâm ve Haleb ve Mar‘afl askerleri dahi yerli yerlerinde âmâde du­rur­lar. Ve ağ›rl›k yan›nda kara dağlar gibi duran as­keri görürler. Hemân gerüye dönüp "Lasinçe da­ğ›na arka verelim" deyince içlerine Rûmeli askeri girüp k›ra k›ra bafllad›klar›nda kâfirler de f›r-a-f›ra baflla­yup karârlar› firâra mübeddel olur.

Hikmet i Hudâ bu mahalde "Kral bafl›d›r" deyü gelen bafl› bir m›zrak üzre diküp ordu y› İslâm içre münâdîler gezdirirler.

Hamd i Hudâ küffâr › hâksâr münhedim olup tâ ahflama dak küffâr › murdâr› k›rup bir cân halâs olmayup kral › bed-fi‘âl i dâll firâr ederken bir ba­tağa batup mürd olup kellesi gelmifl idi, cân ber-ce­hennem gitdi ve bu batakda niçe küffâr batd› ve cân › habîslerin cehennem zebânîlerine ›smarlad›, ammâ Süleymân Hân mürd olan Lagofl kral›n lâfle i murdâr[›n›] cevâhirli esvâb›yla buldurup Ustolni-Bel­grad'a gönderüp anda büyük Manay›t kilisesinde me­fl[â]d etmifller.

Hulâsa i kelâm Kuzu Ali Ağa'n›n nakli üzre bu cengde yedi kral idiği kefere tevârîhlerinde bu cenge Selefldi krallar› cengi derler. Her kral›n yüzer bin askeri olup yedi kerre yüz bin küffâr›n dörd kerre yüz bini k›l›çdan geçdiği muhakkakd›r, zîrâ bu cengde mürd olan keferelerin lâfle i murdârlar› içre o[n d]örd aded kellesiz kâfir ayağ üzre gezüp durduğu niçe guzât › müslimîn görmüfller.

Andan ma‘lûmdur kim dörd kerre yüz bin ke­fereler katl olunmufl. Hamd i Hudâ bu yedi kerre yüz bin küffâr› dendân › tîğ › âtefl-tâbdan geçiren yüz bin asker idi ve anlar›n içinden de flemflîrbâzl›k edenler ancak on iki bin server i hünerver idi, hâzâ min fazlî rabbî. Böyle bir gazâ y› garrâ selef pâdi­flâhlar›n›n birine müyesser olmad›, illâ Selîm fiâh'›n fiâh İsmâ‘îl ile Çald›ran gazâs› ola.

{Hâtif i gaybî dedi târîhini

Ald› Acem milkini Sultân › Rûm,

Sene 920}.

Ve dahi Gâzî Hudâvendigâr'›n Kosova gazâs› ola veyâhûd Ebü'l-feth Sultân Mehemmed'in Erzu­rûm kurbunda Tercan sahrâs›nda Sultân Uzun Hasan ile ceng edüp Uzun Hasan inhizâm› ola.

{M›sra‘, târîhi budur:

Butlânu keydi'l-hâ'inîn, Sene 878.

Diğer târîh:



1 Sene 878}.

Anlarda düflman sehel galebe yüzlerin gösterüp ba‘dehu mansûr u muzaffer oldular, ammâ bu ceng i azîmde Süleymân Hân bî-bâk ü bî-pervâ selle seyf olup bir ceng i sultânî ve bir neberd i hâ­kânî olmufldur kim hâlâ cümle müverrihân › Rûm bu ceng [ü] cidâlin evsâf›n niçe gûne tavsîf etmifl­lerdir. Bu kalîlü'l-bizâ‘a dahi Mihaç kal‘as› evsâf› sebebiyle bu kadarca tahrîr olundu.

Bu gazâ y› garrân›n târîhi budur: (   ) (   ) (   ) (   )

S›d› bî-dîn kral› flâh › âdil, Sene 932.

Diğer târîh:



İnhizâm › kral › Lavofl › la‘în, Sene 932.

Netîce i gazâ y› garrâ [66a] bu sahrâ y› Mihaç'da eyle ceng [ü] cidâl ve harb [ü] kıtâl ol­mufl kim flimdi bu sene 1073 târîhinde bu sah­râda asâkir i İslâm meks etdikde ocaklar ve kuyular ve helâ yerleri kazd›klar›nda sâfî küffâr › hâksâr ke­mikleri ç›kard›.

Ve niçe kimesneler bu sahrâda medfûn olmufl altun gurufllar buldular kim o neberd i savafl ma­hallinde sâhibleri mâllar›n defn edüp kendüleri de cengde mürd olup anlar da mâllar› gibi defn olunup bu sene i mübârekede niçe guzât›n ellerine medfûn mâllar girdi.

Ve bu sahrân›n niçe yerlerinde tille tille ve püflte püflte küffâr üstühânlar› kubbe kubbe y›ğ›l›d›r kim acâ’ib temâflâd›r, ammâ bizim guzât › müslimînden flehîd olan k›rk bin aded ümmet i Muhammed'in na‘flelerin Süleymân [Hân] bir yere cem‘ edüp Mihaç kal‘as› kurbunda mezkûr olan Süleymân Hân Depesi nâm›yla ma‘rûf ol püflte i âlîde cümle flühedân›n bir yerden cemî‘i guzât › müslimîn na­mâzlar›n k›lup ol mahalle defn ederler. Hâlâ ziyâ­retgâh › erbâb › züvvârd›r.

Bu ziyâretgâh›n üzerinde bir kasr › âlî var, ha­flebdendir ve cenbinde bir âb › hayât çâh › mâs› var, cemî‘i âyende vü revendegânlar âb › nâb›ndan nûfl edüp def‘ i atflân edenler, flehîdân › Deflt i Kerbelâ ve flehîdân › sahrâ y› Mihaç'a rahmet derler.

Bu nazargâh›n cânib i erba‘as› handakd›r kim anda medfûn olan flühedâlar› hayvânâtlar çiğne­mesinler deyü sâhibü'l-hayrât Budin vezîri Hasan Pafla hafirler kazm›fl.

Hâs›l › kelâm ziyâret edecek makâmd›r. Niçe kerre leyle i Cum‘alarda ve leyle i Kadr ve leyle i Berât ve leyle i Mi‘râc'da bu k›rk bin flühedâ üzre nûr yağd›ğ›n niçe yüz sulehâ y› ümmet kimesneler görüp flehâdet etdiler. Rahmetullâhi aleyhim ecma‘în.

Bu mahalde Sadr›a‘zam befl gün tekâ‘üd fer­mân etdükde bu hakîr İbrâhîm Pafla'dan me’zûn olup zahîre ve ba‘z› eflyâlar almağa kal‘a i Peçoy'a elli aded pür-silâh yiğit refîkler ile sahrâ y› Mi­haç'dan cânib i garba 6 sâ‘at gidüp İrflan dağ› di­binden geçüp bu kûh › ser-bülend her cânibde üç konak ba‘îd yerden görünür bir sivri yaln›z dağd›r. Ana hâ'il bir kûh › bâlâ yokdur, gûyâ bir yumurta­d›r. Andan 2 sâ‘at dahi gidüp,



Yüklə 6,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin