Galata'da, Haseki Sultan evkafına ait evin, burada mektep ve çeşme yapmak isteyen Gümrük emini Hasan'ın mülk evi ile istibdaline dair hüküm

RAS29-33VF12

29/254/1123 İstanbul'da, Sultan Bayezit yakınında Emin Bey mahallesinde Okçubaşı Hayreddin Ağa evkafına ait bir dükkanın fevkanisine mutasarrıf olan, ancak tahtanisi olan arsaya ortaklaşa mutasarrıflar olanlardan birinin ölümüyle vakfa intikal eden hissesini de kiralayıp tasarruf eden kadın ve arsayı bunun elinden alıp dükkan yapmak isteyen şahıslar arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına [ve] sâbıkã İstanbul kãdîsı olan Abdullâh Efendi'ye hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da Sultân Bâyezîd kurbında Emîn Beğ mahallesinde sâkine Atîka nâm hâtûn Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp müteveffâ Okcıbaşı Hayreddîn Ağa evkãfınun icâre-i mu‘accele ve müeccele ile tasarruf olınagelen akãrâtından mahalle-i mezbûrede vâkı‘ bir bâb dükkânun fevkãnîsi mezbûrenün tasarrufında olup ancak tahtânîsi olan arsaya Hasan ve Hüseyin ber vech-i iştirâk mutasarrıflar iken mezkûr Hasan bilâ veled fevt olup arsa-i merkúmeden hissesi vakfa intikãl itmeğle cânib-i vakfdan istîcâr ve yedinde olan temessük ve hüccet-i şer‘iyyesi mûcebince beş seneden berü zabt ve izn-i mütevellî ile menziline idhâl itmek istedükde müteveffâ Yedekcioğlı Mehmed'ün oğulları cânib-i vakfdan istîcâr itdükleri arsayı elünden alup zabt ve dükkân binâ iderüz diyü mütevellî-i vakfa ve ba‘zı kimesnelere istinâd ile hilâf-ı şer‘ te‘addî vü rencîde eyledüklerin bildürüp sen ki Mevlânâ-yı mûmâ ileyhsin husûs-ı mezbûra müvellâ olup yedinde olan hüccet-i şer‘iyye ve temessüki mûcebince ahvâlleri şer‘le görilüp icrâ-yı hakk olınmak bâbında hüküm recâ itmeğin bir def‘a şer‘le görilüp faysal virilmedi ise şer‘le icrâ-yı hakk itmek içün yazılmışdur.

Fî evâil-i R sene [1]110 [7-16 Ekim 1698]

29/256/1130 İstanbul'da, Molla Aşki evkafının mütevellisi ile mürtezikaları ve vakıfta katiplik vazifesi ihdas eden şahıs arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmı (boş) paşaya ve İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Mahrûse-i mezbûrda vâkı‘ Monlâ Aşkï evkãfınun hâlâ mütevellîsi (boş) nâm kimesne ile sâir mürtezikası arz-ı hâl idüp vakf-ı mezbûrun müstegallâtı kurâ ve mezâri‘ olmayup musakkafât olup ve vakfiyye-i ma‘mûl bihâsında kitâbet vazîfesi şart ve ta‘yîn olınmışiken değil iken Cebeci İmâmıoğlı dimeğle ma‘rûf Mehmed nâm kimesne hilâf-ı şart-ı vâkıf kitâbet vazîfesi ihdâs itmeğle umûr-ı tevliyete müdâhale ve on kıt‘a eczâ-i şerîfün ibtâline bâ‘is olduğın bildürüp hilâf-ı şart-ı vâkıf kitâbet vazîfesi talebiyle te‘addî itdürilmemek bâbında hükm-i hümâyûnum recâ eyledükleri ecilden şer‘le görilmek içün yazılmışdur.

[Fî] evâil-i Ra sene [1]110 [7-16 Eylül 1698]

29/261/1154 İstanbul'da, Ali Paşa mahallesinde süknası ulemaya meşruta vakıf eve mutasarrıf olan babasının malıyla yaptığı binanın sökülmesi zararlı olduğundan kıymetini talep eden kızının vasisi ile amcası ve evin tevcih olunduğu ulemadan Seyit arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve Anadolı kãdîaskerliği pâyesiyle sâbıkã İstanbul kãdîsı olan Abdullâh Efendi'ye hüküm ki:

İstanbul'da Alî Paşa'da sâkin müteveffâ Abdullâh Efendi dimeğle ma‘rûf kimesnenün kızı Âyişe nâm sağïrenün vasîsi olan Şa‘bân nâm kimesne ile ammisi İsmâ‘îl nâm kimesne gelüp müteveffâ-yı mezbûr İstanbul'da vâkı‘ süknâsı ulemâya meşrûta vakf menzile mutasarrıfiken mâlıyla ba‘zı(?) ebniye ihdâs ba‘dehû şer‘le keşf olındukda yüz sekiz bin altı yüz kırk akçe masrûfı olduğın hüccet olmışiken mezkûr Abdullâh bin yüz (boş) senesinde medyûnen fevt olup ol menzil ulemâdan Seyyid (boş) tevcih olınup lâkin binânun kal‘ı [ve] ref‘i muzırr olmağla binânun kıymetini taleb eyledükde mezkûr ancak iki yüz guruş tasadduk idüp küllî gadr u te‘addî eyledüğin ve bu bâbda şeyhülislâmdan fetvâ-yı şerîfesi olduğın bildürüp mûcebince amel olınup sen ki Mevlânâ-yı mûmâ ileyhsin husûs-ı mezbûra müvellâ olup ahvâlleri şer‘le görilüp icrâ-yı hakk olınmak bâbında hüküm recâ eyledükleri ecilden sen ki Mevlânâ-yı mûmâ ileyhsin ahvâlleri şer‘le görilmek içün yazılmışdur.

Fî evâil-i R sene [1]110 [7-16 Ekim 1698]

29/294/1302 İstanbul'da, Kürkçü Hacı Mustafa evkafının mütevellisince mütevelli kãimmakãmlığına atanan şahsın vekaletine kimsenin müdahale etmemesine dair hüküm.

İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Mustafâ nâm kimesne arz-ı hâl idüp mahrûse-i İstanbul'da vâkı‘ Kürkci el-Hâcc Mustafâ evkãfınun yevmî iki akçe vazîfe ile evlâdiyyet ve meşrûtiyyet üzre mütevelliyesi olan Rukiyye nâm hâtûn evkãf-ı merkúme akãrâtı musakkafâtınun icârâtını cem‘ u tahsîl ve mahalline tevzî‘ ve da‘vâ ve nizâ‘ ve vakfun cem‘-i umûrın görmek üzre tarafından bunı kãimmakãm-ı mütevellî nasb idüp yedine mühürlü temessük virilmeğle temessüki mûcebince zabt itdürilmek bâbında hükm-i hümâyûnum recâ ve makúle-i umûrda tevkîl meşrû‘ olmağla (...) şer‘îsi olmaduğı sûretde temessükle amel olınup âhardan kimesneye müdâhaleye mecâl virilmemek üzre bi’l-fi‘l Rûmili kãdîaskerüm olan a‘lemü’l-ulemâi’l-mütebahhirîn Mevlânâ Mustafâ edâma’llâhu te‘âlâ fezâiluhû i‘lâm itmeğin Mevlânâ-yı mûmâ ileyhün i‘lâmı mûcebince vekâletine âhardan kimesne [tarafından] müdâhale olınmamak itdürilmemek⁸⁹ içün hüküm yazılmışdur.

Fî evâil-i Ca sene [1]110 [5-14 Kasım 1698]

29/295/1304 İstanbul'da, Eski Bezzazistan yakınında Büyük Ayasofya evkafına ait ortaklaşa mutasarrıf oldukları icâreteynli halıça dükkanındaki kardeşinin hissesini zapteden kadından, zaptettiği hisse ile kendisine emanet olunan eşyanın alınmasına dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da sâkin İsmâ‘îl nâm kimesne gelüp mahrûse-i mezbûrda Bezzâzistân-ı atîk kurbında Ayasofya-i kebîr evkãfından icâre-i mu‘accele ve müecceleli bir bâb mahzenli kaliçeci dükkânun beher yevm yiğirmi akçe icâresi olup ve dört akçesi el-Hâcc Abdullâh eytâmı ve bâkïsi bununla Rukiyye nâm hâtûnun olmağla ber vech-i iştirâk mutasarrıflar iken ve bu ol dükkânda hissesin rızâsı ve izn-i mütevellî ile kimesneye ferâğat itmiş değil iken ol dükkânun temessükleri kız karındaşı mezbûrenün yedinde olmağla kız karındaşı mezbûreye bunun hissesi içün bana ferâğat eyledi yedümde mütevellî temessüki dahi vardur diyü nizâ‘ itmeğle bu dahi hissesin şer‘le da‘vâ murâd eyledükde akribâsından Mehmed ve Ahmed nâm kimesnelerün ikrâr ve haberiyle tarafından vekîl nasb ve şühûd-ı zûr ikãmetiyle hilâf-ı şer‘-i şerîf te‘addî eyledüklerinden mâ‘adâ emânet vaz‘ eyledüği eşyâsın dahi virmekde te‘allül üzre olduğın bildürüp zikr olınan dükkândan hissesin zabt ve tarafına vaz‘ eyledüği eşyâları alıvirilmek bâbında yazılmışdur.

Fî evâil-i Ca sene [1]110 [5-14 Kasım 1698]

29/297/1311 İstanbul'da, Sadrazam Koca Mehmet Paşa evkafının yeni ve eski mütevellisi arasındaki vakıf malvarlığına ilişkin ihtilafın usulüne göre çözülmesine dair hüküm.

Kãimmakãm paşaya ve İstanbul'da müfettiş-i evkãf vekîline hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da Yenikapu mevlevîhânesi nezdinde vâkı‘ vezîr-i a‘zam-ı sâbık Koca Mehmed Paşa evkãfınun evlâdiyyet ve meşrûtiyyet üzre berât-ı şerîfümle mütevellîsi olan İbrahîm zîde kadruhû gelüp vakf-ı merkúmun sâbıkã mütevellîsi olan Abdullâh'un tarafından kãimmakãm-ı mütevellî nasb olınan Muslızâde Mustafâ kãimmakãmlıkdan men‘ ve tevliyet-i mezbûr mûmâ ileyh İbrahîm'e tevcîh olınmağla mezkûr Mustafâ'nun şer‘le muhâsebesi görilüp zimmetinde zuhûr iden mâl-ı vakf ve yedinde olan vakfiyye sûreti alıvirilmek bâbında hüküm recâ itmeğin Küçük evkãf muhâsebesi defterlerine mürâca‘at olındukda kãimmakãm-ı mütevellî dahl eylememek üzre tevliyet-i mezbûre mûmâ ileyh İbrahîm'e tevcîh olınup üzerinde olduğı mastûr u mukayyed bulınmağın berâtı mûcebince kayd itdürilüp zimmetinde müteveccih olan mâl-ı vakf alıvirilmek içün yazılmışdur.

Fî evâil-i Ca sene [1]110 [5-14 Kasım 1698]

29/306/1346 Eyüp'te, Hacı Murat vakfına ait odanın mutasarrıfı ve vakıf mütevellisi arasındaki ihtilafın, keşif yapılarak, ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

Hâslar kazâsı nâibine hüküm ki:

Abdullâh nâm kimesne gelüp Eyyûb'da müteveffâ Hâcı Murâd vakfından icâre ile mutasarrıf olduğı odanun ba‘zı ebniyesi içün vakf-ı merkúm mütevellîsi (boş) nâm kimesne ile münâza‘aları olmağla hâssa mi‘mâr ma‘rifetiyle mahall-i nizâ‘un üzerine varılup şer‘le görilüp ihkãk-ı hakk olınmak bâbında emr recâ itmeğin vech-i meşrûh üzre şer‘le görile diyü yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı Ca sene [1]110 [15-24 Kasım 1698]

29/326/1434 İstanbul'da, İsa Efendi evkafından vazifeli eczahandan kimisinin vakfedenin şartına aykırı olarak akçe talebiyle vakıf mütevellisini rahatsız etmemesine dair hüküm.

İstanbul kãdîsına hüküm ki:

İstanbul'da vâkı‘ müteveffâ îsâ Efendi eczâ-i şerîfesi evkãfınun evlâdiyyet [ve] meşrûtiyyet üzre mütevelliyesi olan Hayrunnisâ nâm hâtûn eczâ-i şerîfe tilâvet itmek üzre sekiz nefer kimesneye yevmî birer akçe vazîfe virilmek üzre şart ve ta‘yîn idüp ve vakf-ı mezbûrun müstegallâtı kurâ ve mezâri‘ olmayup musakkafât olup ve vakfdan müsâ‘ade yoğiken eczâhândan ba‘zıları hilâf-ı şart-ı vâkıf ve muğãyir-i vakfiyye-i ma‘mûlün bihâ yevmî ikişer akçe talebiyle dahl ü rencîdeden hâlî olmadukların bildürüp ol bâbda hüküm recâ itmeğin hilâf-ı şart-ı vâkıf ol bâbda izdiyâd-ı vazîfe talebiyle dahl ü rencîde olınmamak içün hüküm yazılmışdur.

Fî evâhir-i Ca sene [1]110 [25 Kasım-4 Aralık 1698]

29/338/1495 Kadıköyü'nde, Osman Ağa câmi‘ vakfının eski ve yeni mütevellisi arasındaki vakıf muhasebesine ilişkin ihtilafın usulüne göre çözülmesine dair hüküm.

Mahmiyye-i İstanbul'da evkãf müfettişi vekîline hüküm ki:

Hüseyin gelüp müteveffâ Osmân Ağa'nun Üsküdar kazâsına tâbi‘ Kãdî nâm karyede vâkı‘ câmi‘-i şerîf vakfınun berât-ı şerîfümle yiğirmi iki sene mikdârı bu mütevellîsi olup sene be sene muhâsebesi nâzır-ı vakf ma‘rifetiyle şer‘le görilüp ve defterleri mühürlenüp mâl-ı vakfdan zimmetinde bâkï nesne kalmayup bir vechile dahl olınmak îcâb itmez iken hâlâ vakf-ı merkúm mütevellîsi Süleymân ve Kâtib Hasan ba‘zı eşirrâ ile yekdil ü yekcihet ve şirrete sâlike olup zimmetinde mâl-ı vakf vardur diyü müdde‘âların isbâta kãdir değiller iken tekrâr muhâsebe görürüz diyü hilâf-ı şer‘-i şerîf nizâ‘ eyledüklerin ve bu bâbda fetvâ-yı şerîfe virildüğin bildürüp men‘ u def‘ olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin şer‘le görilmek emrüm olmışdur.

Fî evâil-i C sene [1]110 [5-14 Aralık 1698]

30/3/12 Kasımpaşa'da, Halil Hasan Paşa'nın saray evkafının tevliyetinin vakfa nazır olan Saray-ı cedit ağasının arzı olmadıkça kimseye virilmemesine ve tevliyete dışardan müdahale olunmamasına dair hüküm.

Âstâne kãimmakãmına ve Âstâne-i sa‘âdetde Haremeynü’ş-şerîfeyn müfettişi kãimmakãmı mevlânâya hüküm ki:

Evlâd-ı ütekâdan olup Kãsım Paşa'da vâkı‘ merhûm Halîl Hasan Paşa'nun süknâsı sarây evkãfınun meşrûtiyyet üzre mütevellîsi olan Mustafâ zîde kadruhû gelüp vâkıf-ı mezbûr zikr olınan sarây-ı ütekã ve atîkãsını ve tevliyeti dahi aslah-ı atîkãsına ve nezâreti dahi ütekãsınun her birine vakf ve şart eyledüği vakfiyye-i ma‘mûlün bihâsında ta‘yîn ve tasrîh olındı lâkin hükkâmdan bir nâzıra muhtâc olmağın cümle ütekã ve atîkãt ma‘rifet ve iltimâslarıyla vakf-ı mezbûra ber vech-i hasbî Sarây-ı cedîd ağası nâzır olup ve nezâret-i mezbûre bin yüz dört Cemâziye’l-âhir'i gurresinden Küçük evkãf muhâsebesine kayd olınmağla tevliyeti dahi mûmâ ileyhün arzıyla babası Rıdvân nâm kimesneye meşrûtiyyet üzre tevcîh olınup ba‘dehû fevtinde evlâd-ı ütekãdan olup sulbî oğlı olmağla şer‘le kendüye tevcîh olınup berât-ı şerîfüm virilüp mutasarrıfiken ütekãdan Şâhîn ve İbrâhîm nâm kimesneler hilâf-ı kayd ve berât müdâhale eyleyüp biz sana sarây ağası arzıyla tevliyet-i mezbûrı zabt itdürmeyüp Galata kazâsı mülhakãtından olmağla biz varup Galata kãdîsından arz ve Dîvândan berât itdürüp zabt iderüz diyü rencîde eyledüklerin bildürüp vakf-ı mezbûr Sarây-ı cedîd ağası nezâretinden olmağla Galata kãdîsı arzıyla tevliyet-i mezbûr Şâhîn ve İbrâhîm nâm kimesnelere virilmeyüp sarây ağası arzıyla virilüp Galata kãdîları tarafından te‘addîleri men‘ u def‘ olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ eyledüği ecilden sen ki vezîr-i müşârun ileyh ve Mevlânâ-yı mezkûrsın vakf-ı mezbûra nâzır olan Sarây-ı cedîd ağasınun arzı olmadukca tevliyeti kimesneye virilmeyüp âhardan müdâhale olınmamak içün yazılmışdur.

Fî evâil-i S sene [1]110 [9-18 Ağustos 1698]

31/14/52 İstanbul'da, Bayram Paşa sarayı köyü ekmekçisi olup Kadırga limanında Battal köyünün hamamı yakınında vakıftan kiraladığı iskemlesinde ekmek satan zimmi ve bunun mutasarrıf olduğu iskemleye müdahale eden kadın arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da Bayrâm Paşa sarâyı karyesi etmekçisi olan Avadir nâm zimmî gelüp Kadırga lîmânında Battâl(?) karyenün hammâm kurbında olan kadîmî iskemlesinün arsası müteveffâ Yahyâ Paşa evkãfından olmağla arsa-i merkúme icâre-i mu‘accele ve müeccele ile memhûr temessük ile cânib-i vakfdan bunun taht-ı icâresinde olmağla iki seneden berü ve (...) itmeğin ol iskemlede fürûht ecr-i misli mu‘âdil icâresin cânib-i vakfa edâ ider iken hâlâ Çardaklı kızı tarafından mutasarrıf olduğı iskemlesinde fuzûlî etmek vaz‘ idüp te‘addî eyledüğin bildürüp cânib-i vakfdan memhûr temessük ile taht-ı icâresinde olan iskemlesine dahl ü ta‘arruz olınmamak bâbında emr-i şerîf recâ itmeğin vech-i meşrûh üzre şer‘le görile diyü [yazılmışdur].

Fî evâil-i L sene [1]110 [2-11 Nisan 1699]

31/59/225 İstanbul'da, Samatyakapısı yakınında Hacı Hüseyin mahallesi avarızına vakfedilmiş paranın yeni mütevellisi ve eski mütevellisinin mirasçıları arasındaki vakıf muhasebesine ilişkin ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına ve sekbânbaşıya hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da sâkin müteveffâ Alî nâm kimesnenün eytâmı arz-ı hâl idüp babaları mezkûr mahrûse-i mezbûrda Samatya kapusı kurbında vâkı‘ Hâcı Hüseyin mahallesi avârızına mevkúfe beş yüz guruşun mütevellîsi iken cümle mahalle ahâlîsinün ittifâk ve ma‘rifet-i şer‘le meblağ-ı merkúmdan iki yüz kırk dört guruş virmişiken ba‘dehû babalarınun muhâsebesi görildükde mahalle-i mezbûr ahâlîsinün emrleriyle virdüği meblağ-ı merkúm hisâbına mahsûb itmeyüp cânib-i vakfa beş yüz guruş deyni olmak üzre yedinden memhûr temessük almalarıyla hâlâ mütevellî olan Hâcı Mehmed nâm çorbacı beş altı seneden berü şart-ı vâkıfdan ziyâde ribh nâmıyla akçesin alup hâlâ babaları mezkûr fevt olmağla mütevellî-i mezbûr temessüki mûcebince beş yüz guruşı temâmen virün diyü rencîde eyledüğin bildürüp iki yüz altmış altı guruş cânib-i vakfa edâ itdüği ziyâde akçe mutâlebesiyle rencîde olınmamak içün hüküm recâ itmeğin vech-i meşrûh üzre şer‘le görilmek içün yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı L sene [1]110 [12-21 Nisan 1699]

31/64/245 Şile'de, Hacı Kasım câmi‘ vakfının giderlerine rücu şartıyla kendi malından otuz iki bin akçe sarfeden eski mütevelli ve sarfedilen paranın vakfa bağışlanmış olduğunu söyleyip vakıf malından ödemekten kaçınan yeni mütevelli arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

Âstâne kãimmakãmına ve Üsküdar kazâsı nâibine hüküm ki:

Üsküdar kãdîsı olanlarun nezâretinde olan evkãfdan kazâ-i mezbûr muzâfâtından Şile nâhiyesinde vâkı‘ Hâcı Kãsım câmi‘i vakfınun sâbıkã mütevellîsi olan İbrâhîm zîde kadruhû arz-ı hâl idüp câmi‘-i mezbûr harâbe müşrif olup vakfda müsâ‘ade olmamağla vakf-ı merkúmun mütevellîsi iken vakfa rücû‘ şartıyla izn-i hâkimle kendü mâlından bin yüz (boş) senesinden berü altı sene câmi‘-i merkúmun meremmât ve vezâyif ve icâre-i mu‘ayyenelerine otuz iki bin akçe sarf ve beher sene vakfun nâzırı ile görilen mümzâ muhâsebe defterlerine mahsûb olınmışiken hâliyâ vakf-ı merkúm mütevellîsi olup kazâ-i mezbûr sâkinlerinden Mustafâ nâm kimesne sen sarf eyledüğin akçe vakfa teberru‘dur diyü masrûfını mâl-ı vakfdan virmekde te‘allül üzre olduğın ve bu bâbda şeyhülislâmdan fetvâ-yı şerîfe virildüğin bildürüp icrâ-yı hakk olınmak bâbında hüküm recâ itmeğin fetvâ-yı şerîfesi mûcebince şer‘le görilmek içün yazılmışdur.

Fî evâil-i L sene [1]110 [2-11 Nisan 1699]

31/101/402 Kasımpaşa'da, Tahtakadı mahallesinde mülk eve mutasarrıf olan şahıs ve bu evin cedleri Nasuh Kethüda vakfından kendilerine intikal ettiğini iddia edenler arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve Galata monlâsına hüküm ki:

İsmâ‘îl gelüp kazâ-i mezbûr muzâfâtından Kãsım Paşa kasabasında Tahtakãdî mahallesinde vâkı‘ hüccec-i şer‘iyye ile mutasarrıf olduğı mülk menzilinde kimesnenün alâkası yoğiken Ahmed ve Mehmed nâm kimesneler ceddimüz Nasûh Kethudâ vakfıdur bize meşrûtadur diyü iddi‘â ve istinbât istimâ‘ olınmak üzre emr-i şerîfüm itmeleriyle hilâf-ı şer‘-i şerîf zabt murâd eyledüklerin bildürüp ol bâbda hükm-i hümâyûnum recâ ve menzil-i mezbûrı merkúm Nasûh Kethudâ hayâtında bin otuz sekiz senesinde evvelâ kendü nefsine ba‘de vefâtihî zevcesi Âyişe nâm hâtûna ba‘de vefâtihâ evlâd-ı evlâd-ı evlâdına ve ba‘de’l-inkırâz evlâd-ı ütekãsına ve ba‘de inkırâzi’l-küllî Medîne-i münevvere firâşına vakf ve şart itmişdür diyü bin elli dört târîhinde mütevellî nasb olmağın Bevvâb Osmân Müfettiş-i evkãf Mehmed huzûrında mezbûr Nasûh Kethudâ'nun veresesi muvâcehesinde da‘vâ itdükde menzil-i mezbûrun vech-i muharrer üzre vakf olduğı vaktde müteveffâ Ya‘kúb Ağa vakfından rehn olduğı vech-i şer‘î üzre sâbit olmağla Mevlânâ-yı merkúm Mehmed vakf-ı mezbûrun vakfiyyenün adem-i sıhhatine binâen menzil-i mezbûrun mülkiyyetine hükm ve hüccet-i şer‘iyye virmeğle verese-i mezkûr menzil-i mezbûrı mülk-i mevrûs olmak üzre beynlerinde iktisâm ve mülkiyyet üzre müddet-i medîd mutasarrıflar olup ba‘dehû bin yüz üç senesinde Medîne-i münevvere evkãfı mütevellîsi Ahmed dahi Müfettiş-i evkãf Mustafâ huzûrında menzil-i mezbûrun vaktini da‘vâ eyledükde hüccet-i merkúmenün mazmûnı sâbit olmağla tekrâr mülkiyyetine hükm ve mütevellî-i mezbûr mu‘ârazadan men‘ birle hüccec-i şer‘iyye tahrîr idüp ba‘dehû Kãsım Paşa mahkemesinde sâbitü’ş-şer‘ kayd olınup huzûrında murâfa‘a olduklarında mezbûr Mustafâ'nun hükm-i mezbûrunı mütekayyid ve hüccet-i merkúmeyi inhâ itmeğle verese-i mezkûr mülkiyyet üzre zabt ve âhara bey‘ itmişler ve hâlâ zü’l-yed olan mezbûr İsmâ‘îl'ün tasarrufı sebebi mülk olur müstenid-i şer‘iyye binâ olmağla bu makúle mülkiyyete hükm-i şer‘î lâhık ve hüccet-i şer‘iyye tahrîr olınup altmış yetmiş sene mürûr iden da‘vânun istintâkına fermân dahi sâdır olmış ise min ba‘d istimâ‘ olınmak bâbında emr-i şerîfüm virilmek mercûdur(?) diyü Rûmili kãdîaskeri müceddeden Mustafâ edâma’llâhu te‘âlâ fezâiluhûnun i‘lâmı mûcebince yazılmışdur.

Fî evâhir-i L sene [1]110 [22-30 Nisan 1699]

31/109/438 İstanbul'da, Canane Hatun'un Katip Muslihiddin mescidine vakfettiği icâreteyn ile tasarruf olunagelen evin kirasını ödeyen şahsa müdahale olunmamasına dair hüküm.

Kãimmakãm paşa ve İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Hâcı Osmân gelüp mahrûse-i İstanbul'da müteveffiye Canâne nâm hâtûnun Kâtib Muslihiddîn mescidine vakf eylediği icâre-i mu‘accele ve müeccele ile tasarruf olınagelen akãrâtından olan menzil cânib-i vakfdan tasarrufında olmağla zabt ve beher mâh icâresin vakfa edâ ider iken Hâcı Hüseyin nâm kimesne ben dahi menzil-i merkúmı senden sâbıkã(?) vakfun mütevellîsinden istîcâr itdüm diyü zabtına mâni‘ olmağla hilâf-ı şer‘ dahl ü ta‘arruz olınmamak içün yazılmışdur.

Fî evâhir-i L sene [1]110 [22-30 Nisan 1699]

31/111/449 İstanbul'da, Mimar Kemal mahallesinde mülk evinin hariciyesinde bir miktar arsa için vakfedenin şartı üzere her ay kira ödeyen şahıs ve buna kanaat etmeyip evin mülkü olduğunu iddia eden kadın arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

Âstâne kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

İsmâ‘îl gelüp İstanbul mahallâtından Mi‘mâr Kemâl mahallesinde vâkı‘ mülk menzili olan menzilinün hâriciyyesinde bir mikdâr arsası müteveffâ Ömer Ağa evlâdına meşrûta olmağla hâlâ meşrûtun lehâsı olan Safiyye nâm hâtûna şart-ı vâkıf üzre beher mâh yetmiş akçe icâresin edâ ider iken kanâ‘at itmeyüp menzil-i mezbûr benüm mülkümdür diyü şirret-i da‘vâya sâlike ve gadr itmeğle fetvâ-yı şerîfe mûcebince şer‘le görile diyü yazılmışdur.

Fî evâil-i Z sene [1]110 [31 Mayıs-9 Haziran 1699]

31/132/532 Üsküdar'da, Reis mahallesinde eski Zeyl katibi İbrahim Efendi vakıf odalarının ecr-i misle muadil kiralarını vermeğe razı kiracılar ve buna kanaat etmeyen vakıf mütevellisi arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve Üsküdar nâibine hüküm ki:

Mahrûse-i Üsküdar mahallâtından Reîs mahallesinde vâkı‘ sâbıkã Zeyl kâtibi müteveffâ İbrâhîm Efendi binâ eyledüği vakf odalarun müste’cirleri Dergâh-ı mu‘allâma arz-ı hâl idüp bunlar zikr olınan vakf odalara icâre-i mu‘accele ve müeccele ile mutasarrıflar olmağla ecr-i misle mu‘âdil icârelerin virmeğe râzîler iken mütevellî-i vakf kanâ‘at itmeyüp vakfun câbîsi yediyle ecr-i mislden ziyâde akçe mutâlebesiyle rencîde vü remîde eyledüklerini ve bu bâbda şeyhülislâmdan da‘vâlarına muvâfık fetvâ-yı şerîfe virildüğin bildürüp mûcebince şer‘le görilüp hilâf-ı şer‘-i şerîf te‘addî itdürilmemek bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin şer‘le görilmek içün hüküm yazılmışdur.

Fî evâil-i Z sene [1]110 [31 Mayıs-9 Haziran 1699]

31/158/631 İstanbul'da, Sultan Süleyman evkafından Hekim Çelebi zaviyesine ait mutasarrıf olduğu odasından sırf evli olması gerekçesiyle çıkarılan ulemadan Mehmet'in, zaviye odaları bekarlara şart edilmiş olmadığından, odasına iade edilmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

Ulemâdan Mehmed gelüp İstanbul'da vâkı‘ merhûm Sultân Süleymân Hân tâbe serâhu evkãfından müteveffâ Hekîm Çelebi zâviyesinde olan olan⁹⁰ odalardan câmi‘-i şerîfi kurbında vâkı‘ odaya on beş yiğirmi seneden berü mutasarrıf eczâ-i şerîfe ve sermahfillik hıdmetlerin edâ eyleyüp ve yedinde vakf-ı merkúm mütevellîsinden memhûr temessüki olup bir vechile dahl olınmak îcâb itmez iken zâviye-i mezbûre şeyhi ve Monlâ Alî nâm kimesne mücerred sen müteehhilsin diyü odasından fuzûlî bunı ihrâc ve mezkûr Monlâ Alî ol odaya kendi girüp te‘addî eyledüğin bildürüp ol bâbda hükm recâ itmeğin mevlânâ-yı merkúmun ahvâli (...) olan bîgaraz kimesnelerden tefahhus olınup bir ehl-i ilm ve müstahıkk olup oda-i mezbûreden ihrâc olınması îcâb ider hâlî olmaduğın ihbâr itmeleriyle zâviye-i merkúm şeyhi merkúmı mücerred teehhül itmişsin diyü ihrâc itmişler zâviye-i mezbûre odaları dahi mücerredine meşrûta değildür diyü mahrûse-i mezbûrede müfettiş-i evkãf vekîli (boş) zîde ilmuhû i‘lâm itmeğle Mevlânâ-yı mûma ileyhün i‘lâmı mûcebince iskân itdürilmek içün yazılmışdur.

Fî evâil-i Za sene [1]110 [1-10 Mayıs 1699]

31/161/652 İstanbul'da, câmi‘e müezzin olup vakıfın bahçesinde bahçıvan olan Ali'nin tasarruf ederken ihraç edildiği Süleymaniye câmi‘ avlusu ve kapısı üzerindeki kargir odayı zaptetmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Mahmiyye-i İstanbul'da merhûm ve mağfûrun leh Sultân Süleymân Hân tâbe serâhunun câmi‘-i şerîfi imâmları ve müezzinleri ve ahâlî-i mahalle vesâir huddâmı muhzır gönderüp müşârun ileyhün binâ eyledüği câmi‘-i şerîfün havlısı ve kapusı üzerinde vâkı‘ bir bâb kârgîr oda usûl-i vakfdan kimesneye meşrûta olmayup bin yüz yedi senesinde oda-i mezbûreye mütevellî temessüki ile mutasarrıf olan Sâlih nâm kimesne fevt oldukda oda-i mezbûre erbâb-ı istihkãkdan câmi‘-i mezbûrda müezzin olup vâkıf-ı müşârun ileyhün bâğçesinde bâğçevân olan Alî nâm kimesneye târîh-i mezbûrda mütevellî olan Mehmed zîde mecduhû yedine ma‘mûlün bih temessük virüp mezbûr Alî'den râzî ve şâkir iken Abdî nâm kimesne hilâf-ı şer‘-i şerîf mezbûr Alî'yi oda-i mezbûreden ihrâc idüp küllî gadr itmeğle mezbûr Alî'nün süknâya eşedd-i ihtiyâcı olmağla ehl ve evlâdı taşrada kalup mahall-i merhamet olmağla yedinde olan temessüki mûcebince oda-i mezbûre kendüye zabt itdürilüp kimesne müdâhale eylememek bâbında emr-i şerîfüm virilmek recâsına i‘lâm itmeleriyle vech-i meşrûh oda-i mezbûra zabt itdürilmek içün hüküm yazılmışdur.

Fî evâil-i Za sene [1]110 [1-10 Mayıs 1699]

31/164/658 Edirne'de, ölen kadından intikal eden mirasın, hayra vasiyet edilen üçte biri ayrıldıktan sonra, kalan kısmının taksimi hususunda mirasçılar arasında ortaya çıkan ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

Kãimmakãm paşaya ve İstanbul'da askerî kassâma hüküm ki:

Seyyid Mahmûd zîde şerefühû [Südde-i] sa‘âdete gelüp bin yüz (boş) senesinde bunun zevcesi (boş) nâm hâtûn Edirne'de müteveffiye oldukda verâseti buna ve mahrûse-i İstanbul'da sâkine zevce-i âhardan olan kızı Şerîfe nâm hâtûna münhasıra olup müteveffiye-i mezbûre sülüs mâlını vücûh-ı hayrâta vasiyyet ve takrîrine Mustafâ nâm kimesneyi vasî nasb itmeğle mezbûrenün muhallefâtı İstanbul'da mezbûre Şerîfe'nün yedinde olmağla müteveffiye-i mezbûrenün muhallefâtından sülüs mâlını ifrâz ve hüccet-i şer‘iyye ile bey‘ eyledüği eşyâlarun semeni vesâir muhallefâtı beyne’l-verese taksîm itdürüp isâbet iden hissesin almak istedükde mezbûre hâtûn ben Edirne'ye ve âhar yire giderüm diyü bununla murâfa‘adan ibâ itmeğle icrâ-yı hakk olmaduğın bildürüp isâbet iden hissesi alıvirilmek bâbında hükm recâ itmeğin vech-i meşrûh üzre şer‘le görilmek içün yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı Za sene [1]110 [11-20 Mayıs 1699]

31/178/711 İstanbul'da, Sultan Selim câmi‘ evkafı mütevellisi ve evkafa ait Akkerman mukataasını deruhde edip vakfa borçlu olarak ölen eski Tersane emininin mirasçıları arasındaki ihtilafın usulüne göre çözülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve İstanbul'da evkãf müfettişi vekîli (boş) zîde ilmuhûya hüküm ki:

İstanbul'da vâkı‘ merhûm ve mağfûrun leh Sultân Selîm Hân tâbe serâhu câmi‘-i şerîfi evkãfınun mütevellîsi olan Hüseyin gelüp evkãf-ı mezbûr mukãta‘âtından Akkirman mukãta‘ası bin yüz dört senesinde der‘uhde iden sâbıkã tersâne emîni olan Mustafâ zimmetinde mukãta‘a-i merkúm mâlından bâkï kalan bir yük seksen dokuz bin akçe mâl-ı vakfı edâ itmedin fevt olmağla hâlâ mahrûse-i İstanbul'da sâkin muhallefâtın kabz iden olan⁹¹ evlâd-ı sığãrınun vasîsi (boş) nâm kimesneden taleb eyledükde virmekde te‘allül eylüdüğin bildürüp şer‘le görilmek içün yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı Za sene [1]110 [11-20 Mayıs 1699]

31/197/781 İstanbul'da, Müftü Ali Çelebi evkafına ait hamamı bir yıllığına kiralayan şahsın hamamı zaptetmesine dair hüküm.

İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Mehmed zîde kadruhû gelüp şeyhülislâm nezâretinde olan evkãfdan olup mahrûse-i mezbûrede vâkı‘ Müftî Alî Çelebi evkãfınun sene be sene taraf-ı vakfdan îcâr olınagelen bir bâb hammâmı bin on bir senesi ibtidâsından bir sene temâmına değin sene-i sâbık üzre taraf-ı vakfdan kendüye îcâr bu dahi istîcâr idüp hâlâ vakf-ı mezbûr mütevellîsi olan Ahmed zîde kadruhû tarafından zabtıyçün memhûr ve ma‘mûlün bih temessük virildüğin bildürüp mûcebince zabt itdürilmek bâbında hükm-i hümâyûnum recâ itmeğin temessüki mûcebince zabt itdürilmek içün yazılmışdur.

Fî evâhir-i Za sene [1]110 [21-30 Mayıs 1699]

31/214/842 İstanbul'da, vakıf mütevellisinin ödünç verdiği borçludan "muamele" namına aldığı paranın asıl borca sayılmasına dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmı paşaya ve İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Mustafâ nâm kimesne gelüp mahmiyye-i mezbûr sâkinlerinden (boş) evkãfı mütevellîsi Süleymân'dan yüz altmış guruş istikrâz idüp düyûn-ı sahîhden olup şer‘an zimmetine lâzım gelen mâl-ı vakfı edâya râzî iken bilâ mesâğ-ı şer‘î mu‘âmele nâmıyla akçe alduğından mâ‘adâ asl-ı asl-ı⁹² mâl murâbaha nâmına dahi akçe taleb ve şâhid-i zûr ikãmet murâd idüp te‘addî itmeğle fetvâ-yı şerîfesi mûcebince şer‘le akçesin almış ise asl-ı mâla takãss olına diyü yazılmışdur.

Fî evâhir-i Za sene [1]110 [21-30 Mayıs 1699]

31/217/853 İstanbul'da, Ayas Paşa evkafı nazırının talebi üzerine vakıf malını düzgün idare etmeyen mütevellinin muhasebesinin eski askerî kassâm müderris Recep tarafından görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve sâbıkã askerî kassâmı olan müderrisînden mevlânâ Receb zîde ilmuhûya hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da vâkı‘ müteveffâ Ayas Paşa evkãfınun evlâdiyyet üzre nâzırı olan Seyyid Mustafâ zîde kadruhû gelüp vakf-ı merkúmun hâlâ mütevellîsi olan Seyyid İbrâhîm vakfiyye-i ma‘mûlün bihâda olan şart ve ta‘yîn olınan galleyi virmeyüp ve vakfa intikãl iden akãrâtı dahi noksân îcâr eyledüğinden mâ‘adâ beş seneden berü muhâsebesin görmeyüp vakfun harâbına bâ‘is olduğın bildürüp şer‘le muhâsebesi görilüp zâyi‘ ve telef eyledüği mâl-ı vakf zuhûra getürilmek bâbında hüküm recâ ve vakf-ı merkúmun hâlâ mütevellîsi Seyyid İbrâhîm İstanbul'da olmağla sen ki Mevlânâ-yı mûmâ ileyhsin vakf-ı merkúmun nâzırı ma‘rifetiyle muhâsebesin görmek üzre emr-i şerîfüm virilmek recâsında Rûmili kãdîaskerüm olan Mevlânâ Mustafâ i‘lâm itmeğle müşârun ileyhün i‘lâmı mûcebince amel olınmak içün yazılmışdur.

Fî evâhir-i Za sene [1]110 [21-30 Mayıs 1699]

31/22/873 İstanbul'da, Ayas Paşa evkafı nazırının talebi üzerine vakıf malını düzgün idare etmeyen mütevellinin muhasebesinin vakıf nazırı marifetiyle görülmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Mahrûse-i İstanbul'da vâkı‘ merhûm Ayas Paşa evkãfınun evlâdiyyet üzre nâzırı olan Seyyid Mustafâ zîde şerefühû siyâdete gelüp vâkıf-ı mezbûr umûr-ı vakfa mütevellî olanlar nâzır ma‘rifetiyle görmek üzre vakfiyye-i ma‘mûlün bihâsında şart ve ta‘yîn itmiş iken vakf-ı merkúmun mütevellîsi olan Seyyid İbrâhîm vakfun nâzırına i‘lâm itmedin düşen mahlûlâtı hufyeten noksân îcâr ve mâl-ı vakfı ekl ü itlâf üzre olup vakfa küllî gadr eyledüğin bildürüp vakfun umûrı şart-ı vâkıf mûcebince nâzır ma‘rifetiyle görilüp hilâf-ı şer‘ te‘addî olınmamak bâbında hüküm recâ itmeğin nâzırı olduğı velîsi vech-i meşrûh üzre amel olınmak içün yazılmışdur.

Fî evâhir-i Za sene [1]110 [21-30 Mayıs 1699]

31/228/890 İstanbul'da, Aksaray yakınında Çakır Ağa mahallesinde Hatice Hatun vakfına ait icâreteyn ile mutasarrıf olduğu evi ve yine Mustafa Paşa evkafına ait Yenihan kapısı haricinde takyeciler tarafındaki mahzen ve altında bir kepenk dükkanı satıp bedelini kabzeden kadına vakıf mütevellilerince belge verilmesine dair hüküm.

Kãimmakãm paşaya ve İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Râbi‘a nâm hâtûn gelüp İstanbul'da Aksarây kurbında Çakır Ağa mahallesinde Halîl Paşa zevcesi müteveffiye Hadîce nâm hâtûnun Medîne-i münevvere'ye vakf eylediği akãrâtdan icâre-i mu‘accele ve müeccele ile mutasarrıf olduğı ma‘lûmetü’l-hudûd menzili dört yüz guruşa ve yine mahrûse-i mezbûrda müteveffâ Mustafâ Paşa evkãfından (...) sûkında Hân-ı cedîd kapusı hâricinde Takyeciler tarafından ma‘lûmetü’l-hudûd mahzen ve tahtında bir kepenk dükkânda yüz guruşa cem‘an beş yüz guruşa Hüseyin Ağa dimeğle ma‘rûf kimesneye ma‘rifet-i şer‘le bey‘ ve meblağ-ı merkúmı kabz idüp yedine hüccet-i şer‘iyye virilmeğle mûcebince temessükleri mütevellîlerinden alıvirilmek içün hüküm recâ itmeğin mûcebince amel olınmak içün yazılmışdur.

Fî evâhir-i Za sene [1]110 [21-30 Mayıs 1699]

31/258/992 İstanbul'da Yenikapı yakınında Katip Kasım mahallesinde Kilise civarındaki Mustafa Paşa evkafına ait arsayı icâreteyn ile kiralayan zimmi şahsa müdahale olunmamasına dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Haçador nâm zimmî gelüp müteveffâ Mustafâ Paşa evkãfından mahrûse-i İstanbul'da Yenikapu kurbında Kâtib Kãsım mahallesinde kilise kurbında vâkı‘ ma‘lûmetü’l-hudûd beş yüz kırk üç zirâ‘ arsa cânib-i vakfdan üç yüz guruş icâre-i mu‘accele ve ayda altmış akçe müeccele ile buna îcâr olınup yedine memhûr temessük ve mûcebince hüccet-i şer‘iyye virildüğin bildürüp ol bâbda hükm-i hümâyûnum recâ eyledüği ecilden yedinde olan hüccet-i şer‘iyye ve temessükine muğãyir hilâf-ı şer‘ dahl ü ta‘arruz olınmaya diyü yazılmışdur.

Fî evâil-i Z sene 1110 [31 Mayıs-9 Haziran 1699]

31/259/998 İstanbul'da, Zal Paşa evkafına ait Yenihan'ın odalarını kiralayan şahsın belgeleri vakıf mütevellisinde kaldığından, bu belgelerin kendisine alıverilmesine dair hüküm.

Kãimmakãm paşaya ve İstanbul kãdîsına hüküm ki:

Hâcı Mustafâ nâm kimesne gelüp medîne-i mezbûrede vâkı‘ Zâl Paşa evkãfından olan Yenihân dimeğle ma‘rûf hânun otuz sekiz aded odaların kırkar guruş icâre-i mu‘accele ile vakf-ı merkúmun mütevellîsinden istîcâr itmişiken hâlâ vakf-ı merkúmun mütevellîsi olan İbrâhîm nâm kimesne ben mütevellî-i sâbıkun îcârın tutmam diyü bin yüz (boş) senesinde yetmiş guruş olmak üzre tekrâr buna îcâr ve vech-i meşrûh üzre cânib-i şer‘den hüccet-i şer‘iyye virilüp lâkin taht-ı icâresinde olan temessükleri mezkûr İbrâhîm'ün yedinde kalup hâlâ mezkûr İbrâhîm İstanbul'da olmağla temessükleri alıvirilmek içün şer‘le görilmek içün yazılmışdur.

Fî evâil-i Z sene [1]110 [31 Mayıs-9 Haziran 1699]

31/260/1004 Beşiktaş'ta, Süleymaniye mahallesinde, ölen Hacı Mehmet'in mirasçıları ve Hacı Mehmet'in akçe vakfettiğini iddia edip bundan kendisine vazife verilmesini isteyen şahıs arasındaki ihtilafın ilgili kadılıkta görülmesine dair hüküm.

Kãimmakãm paşaya ve Galata monlâsına hüküm ki:

Kazâ-i mezbûra tâbi‘ Beşiktaş mahallâtından Süleymâniyye mahalle[si] sâkinelerinden Râbi‘a ve Âyişe ve Ümmügülsüm nâm hâtûnlar gelüp mezbûre Râbi‘a'nun zevci ve mezbûretânun babaları el-Hâcc Mehmed nâm kimesne ma‘lûmu’l-aded akçesin vakf ve teslîm-i ile’l-mütevellî ve tescîl-i şer‘î itmedin mezkûr Hâcı Mehmed fevt olmağla verâseti şer‘an bunlara münhasıra olmışiken İsmâ‘îl nâm kimesne müteveffâ-yı mezbûr Hâcı Mehmed bir mikdâr akçe vakf itmişidi bana vazîfe nâmına akçe virün diyü hilâf-ı şer‘ dahl ü rencîde eyledüklerin bildürüp ve bu bâbda şeyhülislâmdan fetvâ-yı şerîfe virildüğin bildürüp men‘ u def‘ olınmak bâbında hüküm recâ itmeğin fetvâ-yı şerîfesi mûcebince şer‘le görilmek içün yazılmışdur.

Fî evâil-i Z sene [1]110 [31 Mayıs-9 Haziran 1699]

31/288/1111 Tophâne'de, Süheyl Bey mahallesindeki Ağa Mustafa Paşa vakfına ait evin süknasına mutasarrıf olan kişilere, vakıf mütevellisince vaki müdahalenin önlenmesine dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmı [ve] mahrûse-i İstanbul Haremeyn-i şerîfeyn evkãfı müfettişine hüküm ki:

Müteveffâ Ağa Mustafâ Paşa'nun ütekãsı evlâdlarından Âyişe nâm hâtûn ile oğulları gelüp Galata kazâsına tâbi‘ kasaba-i Tophâne'de Süheyl Beğ mahallesinde vâkı‘ menzilün süknâsı müteveffâ-yı mezbûrun ütekã ve evlâd-ı ütekãsına meşrûta vakf olmağla meşrûtiyyet üzre mutasarrıfeler iken müteveffâ-yı mezbûrun evkãfı mütevelliyesi olan Âyişe Hânım hilâf-ı şart-ı vâkıf müdâhale itmeğle bundan akdem murâfa‘a-i şer‘ oldukları menzil-i mezbûrda kadîmden ütekã ve evlâdları süknâ ve tasarruf itdükleri bundan esbak huzûr-ı şer‘de iki def‘a sebt olmağla isti‘câlen menzil-i mezbûr evlâd-ı ütekã yedinde ibkã birle hüccet-i şer‘iyye virilmişiken mütevellîye-i mezbûre Âyişe Hânım kanâ‘at itmeyüp ol hüccet-i şer‘iyyelere muğãyir mu‘ârazadan hâlî olmaduğın bildürüp men‘ u def‘ olınmak bâbında hükm-i hümâyûnum recâ eyledükleri ecilden hüccet-i şer‘iyyeleri mûcebince amel olınup hilâf-ı şer‘ dahl ü ta‘arruz olınmamak içün yazılmışdur.

Fî evâil-i Z sene [1]110 [31 Mayıs-9 Haziran 1699]

31/302/1172 İstanbul'da, vakıf mütevellisinden ödünç verilen para karşılığında "riba" namıyla tahsil edilen paranın asıl borca sayılmasına dair hüküm.

İstanbul kãimmakãmına ve kãdîsına hüküm ki:

İbrâhîm ve Mehmed ve Mustafâ ve dîğer Mehmed ve dîğer Mustafâ ve Zeyneb ve Râbi‘a ve Emine Hâtûn gelüp bunlarun babaları Hâcı Hasan ve Halîl nâm kimesneler İstanbul'da vâkı‘ vâkıfun mütevellîsi (boş) nâm kimesneden mâl-ı vakfdan iki yüz elli guruş istikrâz düyûn-ı sahîh-i şer‘iyyeden olup edâya râzîler iken mütevellî-i mezkûr ribâ nâmına altı yüz elli guruşların alup te‘addî itmeğle şeyhülislâm fetvâ-yı şerîfesi mûcebince hükm-i hümâyûnum recâ eyledüği ecilden düyûn-ı sahîhden mâ‘adâ mutâlebe olınmayup hilâf-ı şer‘ akçelerin aldı ise asl-ı mâla takãss olınmak içün yazılmışdur.

Fî evâsıt-ı Z sene 1110 [10-19 Haziran 1698]

31/328/1266 Tophâne'de, Süheyl Bey mahallesinde Ağa Mustafa Paşa vakfından vakfedenin şartı gereğince vazifeye hak kazanmış olanların akçelerinin ödenmesine dair hüküm.

Âstâne-i sa‘âdet kãimmakãmına ve Haremeyn müfettişi vekîline hüküm ki:

Galata kazâsına tâbi‘ Tophâne'de vâkı‘ Süheyl Beğ mahallesinde vâkı‘ Ağa Mustafâ Paşa'nun evlâd-ı ütekãsından Ahmed ve Ömer ile Âyişe ve Emine nâm hâtûnlar vesâirleri gelüp vâkıf-ı merkúm vakfiyye-i ma‘mûlün bihâsında ütekãsı evlâdına yevmî beşer akçe vazîfe şart ve ta‘yîn itmeğle mahrûse-i İstanbul'da sâkine vakf-ı merkúm mütevelliyesi olan Âyişe Hânım'dan taleb eyledüklerinde vakfdan müsâ‘ade var iken mâl-ı vakfı ekl ü bel‘ itmeğle birkaç seneden berü vazîfelerin virmeyüp gadr itmeğle şart-ı vâkıf mûcebince müstahıkk olduğı vazîfeleri alıvirmek içün yazılmışdur.

Fî evâhir-i Z sene 1110 [20-28 Haziran 1699]

31/377/1472 İstanbulda, Müftü Ali Çelebi evkafına ait Kadı çeşmesi yakınındaki hamamın, onu bir yıllığına kiralayan şahsa zaptettirilmesine dair hüküm.