H firat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 0,88 Mb.
səhifə30/55
tarix25.11.2017
ölçüsü0,88 Mb.
#32875
növüYazı
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   55

Ama biz biliyoruz ki, sistem bu sorunları döne döne yeniden üretiyor. Diyelim üç yıl için elde edeceğiniz kazanımlar, dördüncü yıldan itibaren kaybedilmeye başlıyor. Çünkü bu çelişki ve sorunları sistemin kendisi döne döne üretiyor. Yani yalnızca yönetimin verdiği sözleri tutmama sorunu değil burada sözkonusu olan. İyi niyet kötü niyet sorunu değil kendi başına. Yönetim sözlerini neden tutmaz? Çünkü kapitalist sömürü ilişkilerinin kendi mantığı var. Bu sürekli bir servet-sefalet kutuplaşması üretiyor. O sürekli sömürüye dayalı bir sistem olarak işlemek zorunda. Böyle işlediği ölçüde de yığınların yoksulluğunu artırmak zorunda. Yığınların yoksulluğu arttığı zaman da yığınların buna karşı göstereceği direnci de baskı ve terörle kırmak zorunda. Ve dolayısıyla da demokratik hak ve kazanımları yok etmek zorunda. Döndük mü başa, döndük(98)mü aynı noktaya.

İdeolojik kimlik ve toplumsal gerçeklik

Bizler marksistler olduğumuza göre materyalist açıdan düşünmek zorundayız. Teslimiyet her zaman ideolojik yanılgıdan doğmaz. Sizin ideolojik bakışınız güçlü olabilir, ama koşulların sizi ezdiği ve bunalttığı bir durumda bu bakışınızı kaybedebilir, sonuçta yine boyun eğmek zorunda kalabilirsiniz. Yani devrimciliğinizi terketmek zorunda kalabilirsiniz, bunu demek istiyorum. Nitekim Marksizm tabanı üzerinde duran devrimci partilerin yozlaştığını ya da uzlaştığını ya da teslimiyete gittiğini de biliyoruz. 20. yüzyılın tarihi bunun örnekleriyle doludur. Sorun bu değil. İdeoloji, ideolojik çizgi tek başına bir şeyi güvenceye alamaz, son tahlilde.

Ama yine de ideoloji temel önemde bir güvence alanıdır. Zira tersinden, siz aslında maddi olarak, kitle desteği olarak güçlü olduğunuz halde, bakışınız çarpık olduğu için, buna rağmen iktidar imkanını kaybedebilirsiniz. Nisan Tezleri'nin bütün bir tarihsel anlamı ve kritik önemi buradadır. Bolşevik parti kararlı ve tutarlı bir devrimci parti idi. Lenin daha yurtdışından dönmeden parti hızla yeniden örgütlenmişti. Anında kendini toparlamıştı ve elinde önemli politik bir güç vardı. Ama ortaya çıkan çok özel koşullara Rusya'daki liderler başlangıçta doğru yaklaşamadıkları için, perspektif çarpık olduğu için. Geçici Hükümetin yedeğine düşmek bir süre için önemli bir tehlike olarak belirebildi. Halbuki böyle özel durumlarda, doğru teorik bakış, size devrimin sorunlarına doğru bir çözüm platformu oluşturmak imkanı verir, ki Lenin’in tutumu, kritik andaki misyonu da zaten bu olmuştur. Doğru bir bakışınızın olamadığı bir durumda ise, yaklaşık olarak Menşeviklerin yaptığına benzer bir şey gerçekleşir. Kamenev çizgisi Bolşevik partisine egemen olsaydı, Bolşevikler Menşeviklere yakın bir çizgiye(99)düşerdi ve sonuçta devrim imkanı da kaybolurdu. Oysa bir kayboldu mu bazen çok uzun yıllar yeniden gelmeyebiliyor da. Çünkü devrim onyıllarca süren büyük birikimlerin patlak verdiği bir momenttir. Patladığı noktada ya iktidara yöneltilir ya da burjuvazi ne yapar eder kurtarır canını son anda. Kurtardıktan sonra da yeni bir birikim için bazen birkaç on yılın daha geçmesi gerekebilir. Yani bu açıdan tarihi fırsatın doğduğu noktada bunu başarıyla değerlendirebilmek çok büyük bir tarihi önem taşıyor. Tam da bu çerçevede, teorik üstünlük çok büyük bir tarihi önem taşıyor.

Teorik bakış kendi başına belirleyici değildir, dedim. Ama ek bir şey söylemek istiyorum. Teorik bakışı ve ideolojik konumu, son tahlilde, sınıf konumu ve sosyal ortam belirler. Yani siz küçük-burjuvazinin ve köylülüğün üzerinde yeşermişseniz, başlangıçta Marksizmin saf teorik önermeleri ile ya da bakışıyla yola çıksanız bile, zamanla o sınıf kendi rengini size verecektir. Siz kaçınılmaz bir biçimde ona benzeyeceksiniz. Çünkü yaşam ortamınız orasıdır. O maddi zemin üzerinde yaşıyor, savaşıyor, oradan besleniyorsunuz. Bir yerde Mao Ze-dung’u, Çin Devrimi’nin sorunlarını böyle kavramak gerekiyor. Mao Zedung’a yöneltilmiş eleştiriler nelerdir? Hain, oportünist, revizyonist, Marksizm maskesi takarak uluslararası proletaryayı aldatan bir siyasal düzenbaz vs. vs... Ama gerçekte Mao’nun bunların hiçbiri ile alakası yoktur. Bunlar büyük bir devrimciye kaba hakaretlerden öte bir anlam taşımıyor. Bu tür bir değerlendirme, bu tür nitelemeler, tarihsel ve bilimsel açıdan bir değer taşımıyor.

Sözkonusu olan, yüzmilyonlarca Çin köylüsünün toprağında, bu maddi zemin üzerinde kendini bulmuş bir siyasal şahsiyet ve onun liderliğindeki bir siyasal harekettir. Bu hareket kaçınılmaz olarak yeşerdiği sosyal zeminin rengini, buna oturan bir ideolojik-politik kimliği alacaktır.

Benzer şeyler Kastro ve Küba Devrimi için söylenebilir.(100)Küba bugün hala yaşıyor ve bunun onurunu da taşıyor. Ama siz bir de Küba Devriminin ilk dönemlerindeki sallantılara, çelişkilere, sorunlara bakın. Onları gözettiğiniz zaman, ortaya bir başka gerçek de çıkıyor. Eğer Sovyetler Birliği olmasaydı, eğer Doğu Avrupa olmasaydı, yalnızca ekonomik güç olarak demiyorum, bir uluslararası kuvvet alanı olarak olmasa idi, ABD emperyalizminin kaba müdahaleleri ve dayatmaları karşısında onlardan gerekli politik ve moral desteği almasaydı, Küba’nın sosyalizm rotası bu kadar önden garantili olabilir miydi? Kastro’nun o zamanki konuşmalarını biliyoruz; “Biz üçüncü yolu tercih edeceğiz”, diyordu. Çok daha değişik bir şeydir bu.


Yüklə 0,88 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   55




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin