Hidayet önderleri 2 İmam ali (AS) Önsöz 2


Muaviye'nin Hilesi, Talha ve Zübeyr'in Biati Bozmaları



Yüklə 0,77 Mb.
səhifə43/54
tarix02.11.2017
ölçüsü0,77 Mb.
#27824
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   54

Muaviye'nin Hilesi, Talha ve Zübeyr'in Biati Bozmaları


Muaviye Şam vilâyeti üzerinde tam bir egemenlik kurmuştu. Halkı istekleri ve amaçları doğrultusunda yönlendirecek mekanizmalara sahipti. Şam halkıyla da bir problemi yoktu. Çünkü Şam bölgesi İslâm'ı benimsediği günden beri, halife tarafından Ebu Süfyan ailesinden birinin başında vali olmasına alışmıştı ve bu aileyi tanıyordu. Muaviye'den önce kardeşi Yezid Şam valisiydi. Ayrıca Şam bölgesi hilâfet başkentinden uzaktı. Bu da valinin yeterli miktarda güç sahibi olmasına, istikrarlı bir egemenlik kurmasına imkân veren bir durumdu. Muaviye Osman'ın öldürülmesini bahane ederek fitne ateşini alevlendirmeye yönelik bir siyasî hareket başlattı. Osman'ın öldürülüşünden siyasî kazanç elde etmeye çalıştı. Bu amaçla Talha ve Zübeyr'e mektup yazarak, siyasî beklentilerine kavuşmaları için, İmam'a (a.s) karşı ciddi bir mücadele içine girmeye davet etti. Böylece İslâm devletinin başkentinde fitne ateşi iyice kızıştı. Muaviye Zübeyr'e yazdığı mektupta şöyle diyordu:

"Ebu Süfyan oğlu Muaviye'den Emir'ül-Müminin Abdullah Zübeyr'e... Sana selâm olsun... Ben sana biat ettim ve Şam halkını sana biat etmeye çağırdım. Onlar da çağrıma uydular ve bulut parçalarının bir araya biriktiği gibi bu işe seferber oldular. Derhal Basra ve Kûfe'ye git. Ebu Talib'in oğlu senden önce oraya gitmesin. Çünkü bu iki şehirden sonra sahip olunacak bir yer yoktur. Senden sonra da Talha b. Abdullah'a biat ettim. Osman'ın kanını isteyin ve insanları da sizi desteklemeye çağırın. Kararlı ve ciddi olun. Allah sizi muzaffer kılsın ve düşmanınızı yüz üstü bıraksın."[357]

 Muaviye'nin mektubu Zübeyr'in eline geçince, sevinçten uçacak oldu. Muaviye'nin samimiyetinden kuşku duymuyordu. O ve Talha İmam'a (a.s) yaptıkları biati bozmaya ve isyan etmeye karar verdiler. İmam'a (a.s) yaptıkları biatten dolayı pişmanlıklarını ve üzüntülerini dile getirmeye başladılar. Sürekli olarak şöyle diyorlardı: "İstemeden, kerhen biat ettik." Aişe'nin, insanları İmam'a (a.s) karşı savaşmaya teşvik ettiğini duyar duymaz, onun açtığı cepheye katılmak için bir hile düşünmeye başladılar. Rivayete göre Talha ve Zübeyir İmam'a (a.s) gelerek kendilerini hükümete ortak etmesini istediler. Ama bir sonuç elde edemediler. Bunun üzerine Aişe'nin yanına gidip isyana katılmaya karar verdiler. Ardından bir kez daha İmam'a (a.s) gelerek umre için kendilerine izin vermesini istediler. İmam onlara şöyle dedi: "Evet, Allah'a yemin ederim ki, sizin amacınız umre yapmak değildir. Ama siz işinizi sürdürmenin peşindesiniz."[358] Bir rivayete göre İmam (a.s) onlara şöyle dedi: "Bilâkis, siz ihanet peşindesiniz."[359]

İmam Ali'ye (a.s) yaptıkları biati bozanlar, Aişe'nin Mekke'deki evinde ittifak sağladılar. Bunlar Osman zamanında birbirlerinden kaçan, birbirleriyle çatışan kimselerdi. Zübeyr, Talha ve Mervan b. Hakem, Osman'ın kanını istemek gerekçesiyle halkı İmam'a (a.s) karşı savaşmaya çağırmak noktasında görüş birliğine vardılar. İsyan ve başkaldırının bayrağı olarak Osman'ın gömleğini seçtiler. Osman'ın kanının dökülmesinden İmam Ali'nin (a.s) sorumlu olduğunu ileri sürdüler. Çünkü Ali (a.s) Osman'ın katillerini barındırıyor ve onlara kısas uygulamıyordu. Önce Basra'ya yürümeyi ve burayı hareket merkezi ve savaş karargâhı hâline getirmeyi kararlaştırdılar. Çünkü Muaviye Şam'a hakimdi. Medine ise hâlen iç karışıklık yaşıyordu.[360]


Aişe'nin Hareketi ve Basra'ya Doğru Yola Çıkması


Aişe fitne çıkarma ve meşru halife İmam Ali'ye (a.s) karşı silahlı bir çatışmaya girme amacına yönelik hareketini sürdürdü. Etrafında İslâm'a ve İmam Ali'ye (a.s) karşı kin besleyen bir sürü insan toplandı. Hepsinin amacı dünya malına konmak ve iktidardan pay almaktı. Ya'la b. Münye Yemen'de vali iken İmam Ali tarafından azledildikten sonra oradan çaldığı savaş malzemelerini, kılıç ve deve gibi teçhizatlarla onları donattı. Abdullah b. Amir de Basra'dan çaldığı büyük miktarda bir malla onlara katıldı.[361] Aişe için "Asker" adlı devesini hazırladılar. Ümeyyeoğulları devenin etrafını sarmışlardı. Aişe topluluğun önünde Basra'ya doğru yol alıyordu. Bu arada önceden Basra'nın bazı ileri gelen isimlerine yazdıkları mektupları yerlerine ulaşmıştı. Bu mektuplarda onları Osman'ın kanını isteme gerekçesiyle İmam Ali'ye (a.s) yaptıkları biati bozmaya çağırıyorlardı.[362]

Bu arada fitnenin önderleri arasında ayak oyunları, hile ve entrikalar da baş göstermeye başlamıştı -İmam Ali'ye (a.s) düşmanlık edenlerin karakteristik özelliğidir hile ve entrikalar peşinde koşmak-. Mekke'den çıktıktan sonra Mervan b. Hakem namaz için ezan okudu. Sonra geldi; Talha ve Zübeyr'in önünde durdu. Amacı bu iki adam arasında bir fitne çıkarmaya zemin hazırlamaktı. Zamanı geldiğinde kullanmak üzere fitne tohumları ekmekti. Dedi ki: "Hanginize Emir'ül-Müminin diye selâm vereyim ve hanginizi namaz kıldırmaya çağırayım?" Bunun üzerine her ikisinin taraftarları kendi aralarında tartışmaya başladılar. Her biri kendi adamının öne geçmesini istiyordu. Aişe askerler arasında tefrika başladığını hissedince, kız kardeşinin oğlu Zübeyr'in namaz kıldırması için haber gönderdi.

Aişe'nin ordusu "Evtas" denilen yere ulaştığında, Said b. As ve Muğiyre b. Şube ile karşılaştı. Said, Aişe'nin Osman'ın kanını isteme amacıyla harekete geçtiğini öğrenince, alaycı bir gülümsemeyle şöyle dedi: "Osman'ın katilleri şu yanındakilerdir, ey müminlerin annesi!"[363]

Bir rivayet göre Said, Aişe, Zübeyir ve Talha'yı kast ederek: "Öç almanız gereken kişileri develerinizin terkisine bindirerek nereye gidiyorsunuz?" demiş.[364] Ordu "Hav'eb" denilen yere varınca, bölgede yaşayan halkın köpekleri havlayarak bunlara saldırdı. Bu durum karşısında Aişe korkuya kapılarak Muhammed b. Talha'ya bu yerin neresi olduğunu sordu: "Burası neresidir?" dedi. Muhammed b. Talha: "Burası Hav'eb'dir, ey müminlerin annesi!" dedi. Aişe paniğe kapıldı ve feryat etmeye başladı: "Buradan geri dönmek zorundayım." dedi. "Niçin?" dedi. Dedi ki: "Resulullah'ın (s.a.a) eşlerine şöyle dediğini duydum: İçinizden birine Hav'eb'ın köpeklerinin havladığını görür gibiyim. Ey Hümeyra! [kırmızı benizli kadıncık] Sakın bu sen olmayasın."[365] Sonra Aişe devesini yatırdı ve şöyle dedi: "Beni geri götürün. Allah'a yemin ederim ki, Hav'eb suyundan geçecek olan benmişim." Bütün ordu bir gün bir gece Aişe'nin yanında develerini yatırdılar. Abdullah b. Zübeyr Aişe'nin yanına gelerek bu suyun Hav'eb suyu olmadığına dair Allah'a yemin etti. Bu arada bedevîlerden bazı yalancı şahitler getirterek bu suyun Hav'eb suyu olmadığına şahitlik ettirdiler.[366] Bu, İslâm döneminde yaşanan ilk yalancı şahitlik olayıydı.



Yüklə 0,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   54




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin