YER ADLARI
496
497
YER ADLARI
edilememiştir. Bazıları Taht-ı Külle (Kule Altı) diye de yorumlamışlardır. Sonuç itibariyle Tahtakale adının nereden geldiği kesinlik kazanmamıştır. (Ayrıca bak. Eminönü; Eminönü ilçesi.)
Esenler ilçesi: 1993'te Güngören'den ayrılarak ilçe olan Esenler, önceleri Esenler Köyü olarak anılmaktaydı. Topografik yapısı bakımından rüzgâra açık olan Esenlerin adını buradan aldığı söylenir. Çok yeni bir ilçe olması ve semtlerin yeni oluşması sebebiyle semt adları yörenin herhangi bir özelliğine bakılmadan, çoğunlukla Türk büyüklerinin adları olarak verilmiştir.
Birlik, Çiftehavuzlar, Davut Paşa, Fatih, Fevzi Çakmak, Habibler, Havaalanı, Karabayır, Kâzım Karabekir, Menderes, Mimar Sinan, Namık Kemal, Turgut Reis, Yavuz Selim mahallelerden bazılarıdır. (Ayrıca bak. Esenler İlçesi.)
Eyüp ilçesi: Eskiden Rumca "avcı" anlamına gelen Kinigos adıyla bilinen Eyüp bölgesi Bizans döneminde pek meskûn değildi ve daha çok avlanma yeriydi. Yeşillikleri yüzünden "Kosmidion" olarak da adlandırılan bu semtte I. Leon'un (hd 457-474) Aya Mama adında bir av köşkü yaptırdığı da bilinir.
II. Mehmed'in istanbul'u fethinden beri aynı adla bilinen semt, adını 668/669'da istanbul'u kuşatan islam ordusunda bulunan ve burada şehit olan Ebu Eyyub el-En-sarî'den(->) almıştır.
Eyüp llçesi'nin bazı semtleri ve mahalleleri şunlardır: Alibeyköy, Çırçır, Emniyet-tepe, Güzeltepe, Karadolap, Yeşilpınar, Defterdar, Düğmeciler, Esentepe, İslam Bey, Nişanca, Otakçılar, Rami-Cuma, Rami-Yeni, Silahtar Ağa, Topçular, Sakarya, Kemerburgaz, Midhat Paşa.
Bunlardan Alibeyköy adını Evrenos Ga-zi'nin oğlu Ali Bey'in eskiden burada bulunan çiftliğinden; Defterdar, 16. yy'da burada yaşadığı bilinen Defterdar Nazlı Mah-mud'dan; Nişanca yine 16. yy'da yaşayan Koca Nişancı Celalzade Mustafa Paşa'dan; islam Bey, I. Süleyman'ın emirlerinden olan İslam Bey'den; Topçular, yine I. Süleyman döneminde yaşadığı bilinen Top-çubaşı Esad Ağa'dan; Tokmaktepe, 1456' dan sonra öldüğü bilinen Yavedûd'un halifesi olan Tokmak Dede'den; Silahtar Ağa ise, IV. Murad'ın silahdarı olan Yusuf Paşa'dan almıştır.
Cibali semtinin adı için muhtelif rivayetler söz konusudur. Bazı seyyahlarca, "Ju-balice" veya "Tzubali" denir. Fatih Vakfiye-leri'nde, Cebe Ali Kapısı olarak geçen semt, adım fetih sırasında burayı ele geçiren Cebe Ali Bey'den(->) almış olmalıdır.
Çırçır semtinin adını, burada ince akan (çır çır akan) bir doğal sudan ve çeşmesinden aldığı söylenir. Eskiden Çırçır Mesiresi olarak da anılmaktaydı.
Düğmeciler semtinin adının ise, "dök-meci" kelimesinin yanlış telaffuzundan geldiği tahmin edilmektedir. Bu tahmine esas olan kişi, Edirne Kadısı Dökmecizade Mehmed Bakır Efendi'dir. Düğmeciler semtinde Dökmeciler Camii adında bir de cami bulunmaktadır. İstanbul'un fethi sırasında, Beylerbeyi Karaca Bey'in kumanda-
sındaki Rumeli ordusunun otağının kurulduğu yere ise, Otakçılar denmektedir.
İstanbul kara surlarının üzerinde bulunan kapılara göre, Eğri Kapı (Kaligaria) ve Edirne Kapısı (Andrinopolis) bulundukları semtlere adlarını vermişlerdir. Ayrıca Eğri Kapı için, adını İstanbul'un fethinden sonra buraya Eğridirlilerin iskân edilmiş olması yüzünden aldığı şeklinde bir düşünce de vardır.
Ayvansaray adı için de bazı rivayetler bulunur. "Hayvan dövüştürülen yer" anlamında Hayvan Kapısı (Kinegion) ya da Hayvansaray'dan bozularak Ayvansaray'a dönüştürüldüğü iddia edildiği gibi, bu adın Eyyub Ensarî Kapısı adlı bugün mevcut olmayan bir kapıdan da gelebileceği düşünülür. Bazılarına göre semtin adının Bizans'tan kalma bir eyvandan (köşk, kemerli büyük bina) geldiği görüşü de ileri sürülmüş olmakla birlikte, bu varsayım pek tutarlı görünmemektedir. 16. yy'dan bu yana, çeşitli yerlerde özellikle yabancı kaynaklarda semtin adının Hagiobazazi, Ayu-anzarı Capi, Eibusar Capi, Aybazari olarak yazıldığı görülmüştür. (Ayrıca bak. Eyüp; Eyüp İlçesi.)
Fatih İlçesi: İstanbul'un alınışından ve başkentin buraya naklinden sonra yerleşmenin merkezi olan Fatih, adını, II. Mehmed'in (Fatih), bu semtte aynı yerde daha önce bulunan Havariyun Kilisesi'nin(->) yerine yaptırdığı Fatih Külliyesi'nden(->) almıştır.
Fatih'in bazı tarihi semt ve mahalle adları şunlardır: Abdi Çelebi, Abdi Subaşı, Ali Fakih, Arabacı Beyazıt, Arpa Emini, Atik Mustafa Paşa, Avcı Bey, Baba Hasan Alemi, Balat Karabaş, Beyazıt Ağa, Beyceğiz, Cambaziye, Cerrahpaşa, Çakır Ağa, Çarşamba, Davut Paşa, Deniz Abdal, Derviş Ali, Ereğli, Hacı Evhadettin, Hacı Hüseyin Ağa, Hatice Sultan, Haydar, İmrahor, İne-bey, İskender Paşa, Karagümrük, Kasap Demirhun, Kasap İlyas, Kasım Günani, Kâtip Muslihittin, Kırkçeşme, Kocamustafapa-şa, Neslişah, Sinan Ağa, Sofular, Uzun Yusuf, Yalı.
Tipik İslami mahalle yerleşimi gösteren Fatih İlçesi'nde mahalleler genellikle bir mescit etrafında oluşmuştur. Bu sebeple, biri mescit ya da cami çoğunlukla o mahalleye adını vermiştir. Buna göre, Abdi Çelebi Mahallesi, adını I. Süleyman (Kanuni) döneminde yaşayan Ruznameci Çelebi Abdullah Efendi'den ve onun Mimar Sinan'a yaptırdığı camiden almıştır. Benzer şekilde Ali Fakih'in adını, II. Mehmed'in çobanbaşısı Ali Fakih Efendi'den; Arpa Emini'nin Şeyhülislam Tekkesi olarak da bilmen Arpa Emini Tekkesi'nden; Çakır Ağa'nın, II. Mehmed döneminde yaşadığı bilinen Çakır Ağa tarafından 1479'da inşa ettirilen (ancak 1959'da yol genişletme çalışmalarında yıkılarak kaybolan) mescitten; Cerrahpaşa'nın, III. Mehmed dönemi (1595-1603) sadrazamlarından Cerrah Mehmed Paşa'nın inşa ettirdiği külliyeden; Deniz Abdal'ın, II. Mehmed dönemi velilerinden Deniz Abdal'dan; Derviş Ali'nin, Mimar Derviş Ali'nin ya da başka kaynaklara göre Gümrükhane'de Emir Ali Çelebi'nin
yaptırdığı mescitten aldığı bilinir. Balat semtinin adının, buradaki kapının eskiden Balat Kapısı ve Rumcada "Vasiliki Pili" (Hünkâr Kapısı) olarak adlandırılması nedeniyle, Rumca "saray" anlamındaki "Palation"dan gelmiş olmas akla yakındır.
Bulunduğu bölgenin genel adı Bizans döneminde "Deuteron" olan Çarşamba'nın adı için iki inanış vardır. Fetihten sonra buraya Çarşambalıların iskân edilmesi yüzünden bu adı aldığı düşünüldüğü gibi, burada çarşamba günleri kurulan pazardan da almış olabileceği akla gelmektedir.
Bir kişinin adına yaptırdığı mescit etrafında kurulan mahallelere örnek teşkil eden diğer mahalleler arasında Kasım Günani ve Kâtip Muslihittin de sayılabilir.
Bugün Davut Paşa olarak bilinen mahallenin Bizans dönemindeki adı kesin olmamakla beraber, Cerrahpaşa ile Haseki de dahil olmak üzere bu bölgeye "Ksero-folos" dendiği bilinir. Sadrazam Davud Paşa'nın yaptırdığı hamam bu yörenin Osmanlı döneminde önem kazanmasına ve paşanın adıyla anılmasına sebep olmuştur.
Hacı Evhadettin Mahallesi, 16. yy'da yaşamış kasap ustalarından Hacı Evhad'ın yaptırmış olduğu külliyeden; Hacı Hüseyin Ağa, Arapkapısı Mescidi ve Tekkesi'nin banisi olan, 16. yy'da yaşamış Hacı Hüseyin Ağa'dan; Hatice Sultan Mahallesi burada bulunan aynı adlı türbeden adlarını almışlardır.
Akağalardan Haydar Paşa, 1569'da yaptırdığı çeşme ile Haydar Mahallesi'ne adını vermiştir. İmrahor Mahallesi adım, Stu-dios Manastırı'nın bir parçası olan Ayios İoannes Prodromos Kilisesi'ni II. Bayezid döneminde camiye çeviren İmrahor (emir-ahur) İlyas Bey'den almıştır. İskender Paşa Mahallesi'nin adı da, hangi dönemde yaşadığı bilinmeyen bir İskender Paşa'dan gelir.
Karagümrük'ün adım, Edirne Kapı-sı'ndan şehre girenlerin kontrolü için burada tesis edilmiş bulunan bir gümrük eminliğinden aldığı ileri sürülürse de kimi araştırmacılarca bunun doğruluğu şüphelidir.
"Taşra" anlamındaki "Hora" sözcüğünden gelen Kariye Mahallesi'nin adı, varlığı 8. yy'dan beri bilinen Hora (Khora) Manastırı ve Kilisesi'nden gelmektedir.
Kasap Demirhun Mahallesi; II. Mehmed döneminde kasapbaşı olan Timurhan oğlu Hacı Ali Ağa'nın yaptırdığı cami ve çeşme ile; Kasap İlyas Mahallesi yine aynı dönemde yaşamış olan Kasap İlyas'ın yaptırdığı cami ile adlandırılmışlardır.
Fatih İlçesi'nin Bizans döneminde kara ve deniz surları üzerinde bulunan bazı semtlerinin, buralardaki sur kapılarının adıyla adlandırıldığı bilinir. Bu kapı adları Osmanlılarca değiştirilmiş veya galatlaş-tırılmıştır. Sulukule Kapısı da Sulukule semtine adını vermiştir. Bu adın menşei, buradan çıkan kaynak suyudur.
Ayios Romanos adlı kapının bugünkü adı olan Topkapı adı da, yine, kapının bulunduğu semte verilmiştir. Kuşatma esnasında yıkılan bu kapı, fetihten sonra yeniden inşa edilmiştir. Pigi veya Pagea Ka-
pisi ya da Silivri Kapısı "Kalagru" olarak da anılmaktaydı. Silivri'ye giden yolun başı olduğu düşünüldüğünden semt de Silivri-kapı adını almıştır.
Eskiden Porta Regiön (Porta Rhesium) denilen kapının bugünkü adı, burada bulunan Yenikapı Mevlevîhanesi'nden(-») dolayı Mevlevihane Kapısı'dır. Bulunduğu semte ise Mevlanakapı denilir.
Yaldızlı Kapı, Altın Kapı ya da Porta Au-era olarak bilinen kapı, Osmanlı döneminde, burada bulunan kısmen Bizans, kısmen Osmanlı yapısı 7 sur kulesinden dolayı Yedikule Kapısı olmuş; semte de Yedi-kule denmiştir. Eski adı Heptaburgon'dur.
Eskiden "Ksilokerkos" olarak da anılan ve fetih sırasında kapatılmış olan Belgrad Kapısı, 1878'de Osmanlılarca tekrar açılarak kapı haline getirilmiştir. Kapının bulunduğu semt de halen Belgradkapı olarak anılır ve adını, II. Süleyman (Kanuni) döneminde bu bölgeye yerleştirilen Belgrad göçmenlerinden aldığı söylenir.
Haliç tarafındaki kapılar arasında bulunan Fener Kapısı da adını Rumca Fanari-on ya da Porta Feros'tan almış ve bulunduğu semt de böyle adlandırılmıştır.
Bizans döneminde "Psamathion" olarak andan semtin bugünkü adı Samatya'dır. Ancak tren istasyonuna hemen bitişiğinde, kuzeyinde bulunan Kocamustafapaşa semtinin adı verilmiştir.
Bous Forumu eski adıyla bilinen Aksaray Meydanı ve civarındaki Aksaray semti, adım fetihten sonra Niğde-Aksaray'dan getirilen halktan almıştır.
Kurumuş olan Bayrampaşa Deresi' nin(->) denize ulaştığı yerde, deniz surlarında Osmanlılar döneminde açılan kapıdan dolayı, kapı ve bulunduğu semt Ye^ nikapı olarak anılır. Eski âdiflin Lahga, İu-lanka, Ulanka, Ulange ya da Vlanga olduğu bilinir. Liman anlamına gelen "avla-ka"dan türediği iddia edilir. Halen de bu bölgedeki küçük bir semt Langa adıyla anılmaktadır. (Ayrıca bak. Fatih, Fatih İlçesi.)
Gaziosmanpaşa ilçesi: Geç dönem yerleşim yerlerinden olan Gaziosmanpaşa, eskiden tarıma elverişli olmayan topraklan sebebiyle, bir başka görüşe göre burada uzun süreler kalmış eski blok taşlar nedeniyle Taşlılarla olarak anılmaktaydı. 1963'te ilçe olan bu yere, Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa'nın adı verildi. 1958'e kadar Eyüp İlçesi'ne bağlı bir bucak olan Gaziosmanpaşa'nın bu dönemlerde Göktepe olarak anıldığı da bilinir.
Gaziosmanpaşa'nın bazı mahalleleri Bağlarbaşı, Barbaros Hayrettin Paşa, Cebeci, Ellinci Yıl, Fevzi Çakmak, Gazi, Hürriyet, Karadeniz, Karlıtepe, Kâzım Karabekir, Merkez, Sarıgöl, Şemsi Paşa, Yenido-ğan, Yeni Mahalle, Yıldız Tabya, Zübey-de Hanım vb'dir. Bu adlar yeni ilçelerdeki semt adlarıyla ortak özellikler göstermektedir. (Ayrıca bak. Gaziosmanpaşa İlçesi.)
Güngören ilçesi: Çatalca Yarımada-
sı'nda bulunan ilçe 1984'e kadar Güngören
Köyü olarak anılmakta idi. Eski adı Vitos
olan Güngören 1992'de ilçe olmuştur.
Mahallelerinden bazılarının adları şöy-
ledir: Abdurrahman Nafiz Gürman, Akıncılar, Genç Osman. Güneştepe, Güven, Haznedar, Mareşal Çakmak, Nezihi Özmen, Tozkoparan.
Kadıköy ilçesi: Eski adı Halkedon olan, MÖ 7. yy'da kurulduğu kabul edilen Kadıköy'ün adının "kalki" veya "halki" (bakır) kelimesiyle "donya" (memleket) kelimesinden türediği yakıştırmaları vardır. Şimdiki adının II. Mehmed'in, burada kadı olarak görevlendirdiği Hızır Bey Çelebi'den geldiği bilinir. Eski ve yeni adlar arasındaki ses benzerliği de dikkatten kaçmamaktadır.
Kadıköy'ün semtleri ve mahalleleri şunlardır: Acıbadem, Bakla Tarlası, Bostancı; Caddebostan, Cafer Ağa, Osman Ağa, İbrahim Ağa, Çiftehavuzlar, Dumlupmar, Eğitim, Erenköy, Fenerbahçe, Feneryolu, Fikirtepe, Gözcü Baba, Göztepe, Hâsafi Paşa, İçerenköy, İnönü, Kalamış, Kayış-dağı, Kızıltoprak, Koşuyolu, Kozyatağı, On Dokuz Mayıs, Küçükbakkalköy, Merdiven-köy, Mısırlıoğlu, Moda, Mühürdar, Rasim Paşa, Sahrayıcedit, Suadiye, Şaşkınbakkaij Yeldeğirmeni, Yenisahra, Yoğurtçu, Zühtü Paşa.
Acıbadem, hemen hemen 20. yy'm ortalarına kadar havadar ve kırsal bir nitelik arz etmesi nedeniyle mesire yeri olarak kullanılmış ve adını büyük olasılıkla buradaki badem ağaçlarından almıştır.
Bostancı semtinin, Bizans dönemindeki adının Poleatikon olduğu tahmin edilmektedir. Osmanlı döneminde burada, şehre giriş çıkışları kontrol için bir bostancı derbendi (karakolu) kurulması, semtin adının menşei olabilir.
Göztepe ile Erenköy arasında kalan Caddebostan'ın adının, "Cadı Bostanı"n-dan geldiğine inanılır. Bu ad, 18. yy'm ortalarına kadar pek fazla yerleşim olmayan ve bostanlık olan bu yerde dolaşan şakilere mal edilir. Eski adı Drys, daha sonraları da Rufinianes'tir. Bâbüssaade ağalarından olduğu tahmin edilen Cafer Ağa'nın adıyla bilinen semt, Marmara Denizi ile Osman Ağa Mahallesi arasında yer alır. Cafer Ağa Mescidi geçen yüzyılın son çeyreğinde yanarak ortadan kaybolmuştur. Erenköy adını, 15. yy'da yaşadığı bilinen Eren Baba'dan almıştır. Bazı yazarlara göre Orhan Gazi dönemine (1324-1361) ta-rihlenen Eren Baba, İçerenköy'ün adının menşei olmuştur. Çiftehavuzlar, adını II. Abdülhamid dönemi erkânından Cemal Paşa'nın Bağdat Caddesi üzerinde bulunan çifte havuzlu köşkünden veya bu semtte bulunan diğer köşklerin havuzlu bahçelerinden almıştır,
Başlangıçta Kadıköy'ün mezarlığı olduğu tahmin edilen Fenerbahçe'nin ise mitolojiye göre Zeus'un hem kardeşi, hem eşi olan Hera'dan dolayı, bu devirlerde Hera Kayalığı olarak adlandırıldığı söylenir. Bugünkü adı, burada bulunan fenerden ve Fener Bahçesi'nden gelmektedir. Eskiden semte Fener Bahçesi, Rumca da kısaca Fe-neraki denirdi. Feneryolu semtinin adı ise, bu fenere giden yolu simgelemektedir.
Kadıköy'de en eski yerleşim yeri Fikir-tepe'dir. Çeşitli kazılarda ele geçirilen ka-
lıntılardan, eski adı Karhadon olan Fikiıte-pe'ye ilk yerleşenlerin Fenikeliler olduğu anlaşılmıştır. Bugünkü adını ise, 1786'da bu bölgeyi planlayan Fransız mühendis François Kauffer'in verdiği bilinir. Halk arasındaki söylentiye göre de semtin adı Fikir Baba'dan gelmektedir.
Göztepe'nin adı Orhan Gazi'nin buraya iskân ettiği Anadolu erenlerinden Gözcü Baba'dan gelmektedir. Ayrıca mezarının bulunduğu semt de kendi adıyla Gözcüba-ba olarak anılmaktadır.
Adını Bozcaadalı Hasan Paşa'nın 1900' de kendi adına yaptırdığı camiden alan Hasanpaşa semti, 1930'a kadar idari bakımdan Osman Ağa Mahallesi'ne bağlıydı.
Halkedonluların zamanında da bir spor mahalli olarak bilinen Koşuyolu, adını burada eskiden mevcut olduğu söylenen bir hipodromdan almıştır.
1786'da ilk olarak Kızıltoprak adı ile İstanbul haritasına girdiği bilinen semte bu ad kızıl renkli toprağı yüzünden verilmiştir.
Eski adı Calamote, Kalamisya veya Ka-lamos olarak bilinen Kalamış, adını "sazlık, bataklık" anlamına gelen Bizans kökenli sözcüklerden almıştır. Daha önceleri Ötrop Körfezi olarak anıldığına dair bilgiler mevcuttur.
Kadıköy'ün Haydarpaşa'ya doğru deniz ile arasında kalan rıhtım bölgesi, eskiden burada bulunan yeldeğirmenlerinden dolayı, Yeldeğirmeni olarak anılır. Bu semt ile iç içe olan ve bugün yok olmaya başlamış Mısırlıoğlu çevresinin adı ise burada bulunan bir Mısırlı ailenin konağından gelmiştir. Yine adını kişilerden alan mahalleler arasında, II. Abdülhamid'in maliye nazırının kızı Suat Hanım'dan Suadiye; aynı padişahın bahriye nazırı Rasim Paşa'dan Rasim Paşa, I. Ahmed dönemi (1603-1617) kızlarağasından Osman Ağa mahalleleri sayılabilir.
Şaşkınbakkal olarak bilinen semtin adını, eskiden bostanlık olan bu yerde dükkân açan ve kime satış yapacağı şüphe u-yandıran bir bakkaldan aldığı rivayet edilir.
Mühürdar'a adını veren ise, III. Mustafa'nın (hd 1757-1774) vezirlerinden Moldo-vani Ahmed Paşa'nın mühürdarı Ahmed Efendi'dir.
Merdivenköy'ün, Göztepe'den Çamlıca tepelerine uzanan bir merdiven işlevi gördüğü düşünülür ise, adının buradan türemiş olabileceği akla yatkın olabilir. Bu semt eskiden Mandıra olarak da anılmıştır.
. Osmanlıca Sahrayıcedit ve aynı anlamda Türkçe Yenisahra Kadıköy'ün iki ayrı semtini oluşturmaktadır. İki ayrı mahalle olmalarının nedeni idaridir. Her ikisinin adında bulunan "sahra" kelimesi buraların büyük düzlükler olduğunu ve askeri talimgah işlevi de taşımış olabileceğini çağrıştırmaktadır. İsminin nereden geldiği kesin olarak bilinmeyen Moda ise, 19. yy'da Avrupalıların, özellikle İngilizlerin tercih ettiği bir semtti. Bazı Osmanlı ileri gelenlerinin ve aydınlarının geleneksel kibar semtlerini bırakarak bu Avrupai semte rağbet etmeye başlamaları semtin adının kökeni konusunda bir fikir verebilir. Tepe
YER ADLARI
498
499
YER ADLARI
eteklerindeki pınarları ile tanınan Kayışda-ğı ise, Kayış Pınarı olarak da bilinir. Adını aynı adlı dağdan almıştır. (Ayrıca bak. Kadıköy; Kadıköy İlçesi.)
Kâğıthane İlçesi: Geçmişi 16. yy'a kadar inen Kâğıthane'nin, adını eskiden burada bulunan kâğıt fabrikasından almış olduğu bilinmektedir. Bu semtin Lale Devri'nde-ki adı buradaki saray ve bahçelerin adıyla, Sa'dâbâd idi. Burada bulunan ve halen Kâğıthane Deresi denen derenin eski adı "Barbisos"tur.
1987'de Şişli'den ayrılarak ilçe olan Kâğıthane'nin bazı mahalleleri şunlardır: Çağlayan, Emniyet Evleri, Gürsel, Harmantepe, Oıtabayır, Sanayi, Telsizler, Talat Paşa (Yeni Mahalle), Yahya Kemal, Yeşilce.
Kâğıthane Deresi'nin, eskiden iki tarafı rıhtımlı doğrusal bir kanala dönüştüğü noktada bulunan ve günümüze ulaşamayan Çağlayan Kasrı'nın önündeki kanalın içine inşa edilmiş kaskatlardan akan suyun çağlayanlar oluşturduğu bilinir. Çağlayan semtinin adı bu kasırdan ve kanalda çağlayan sudan gelmektedir.
Kâğıthane Deresi'nin yüksek kısımlarındaki tepeler, 1960'ların başından itibaren birer gecekondu mahallesi olarak geliştiler. Bunlar ise Çeliktepe, Gültepe, Seyrantepe, Şirintepe, Hürriyet semtleridir. (Ayrıca bak. Kâğıthane; Kâğıthane İlçesi.)
Kartal İlçesi: Bizans döneminde Kar-talimen adıyla bilinen Kartal'ın bugünkü adının menşeinin Bizans mezaliminden kaçan ve burada yakalanarak öldürülen Kartal Baba olabileceği şeklinde görüşler mevcuttur. Ancak semtin adı "büyük liman" anlamındaki Kartalimen'den bozularak da gelmiş olabilir. Kartal'ın mahalleleri Cevizli, Çarşı, Çavuşoğlu, Esentepe, Karlıtepe, Kordonboyu, Kurfalı, Orhan-tepe, Orta, Petroliş, Rahmanlar, Soğanlık, Topselvi, Yakacık, Yalı, Yeni, Yukarı, Yeşil Bağlar'dır.
Daha önce Kartal, Maltepe ve Pendik aynı ilçe idaresi altında iken tek semt olan Cevizli, daha sonra idari bakımdan da ikiye ayrılmıştır. Bir kısmı Kartal'da olan Ce-vizli'nin diğer kısmının Maltepe idari sınırlan içinde bulunduğu kabul edilir. Cevizli adını ceviz ağaçlarından almış olmalıdır.
Demografik gelişmeye bağlı olarak ve İstanbul dışından gelenlerin gelişigüzel verdikleri adlar ile Kartal'da 3 tane Yukarı Mahalle, 2 tane Yeni Mahalle adlı yerleşim bulunmaktadır.
Küçükçekmece İlçesi: Adını, boyutu ile ilgisi olmayan gölden alır, fakat esas kaynağının ne olduğu tartışmalıdır. Bu adın, aslında Büyükçekmece Gölü'nden daha büyük olan gölün deniz bağlantısı üzerindeki köprünün küçüklüğünden geldiği düşünülür. Söz konusu köprüye, eski Batılı kaynaklarda "küçük köprü" anlamında İtalyanca "Ponte Piccolo" dendiği bilinir. Çekmece adının ise gölün denize açılan kısmında balık tutmada kullanılan ve çekilerek açılan kafesli setlerden geldiği kabul edilir. Buradaki en eski yerleşmenin "Bathonea" olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca MÖ 2. yy'a kadar uzanabilen tari-
hiyle eski Region(->) kentinin de burada olduğu bilinir.
Küçükçekmece'nin bazı semt ve mahalleleri arasında Atatürk, Beşyol, Cennet, Cumhuriyet, Fatih, Fevzi Çakmak, Gülte-pe, Halkalı, İkitelli, Kanaıya, Kartaltepe, Kayabaşı (eski adı Ayayorgi), Kemal Paşa, Mehmet Akif, Sefaköy, Söğütlüçeşme, Sultan Murat, Yeni Mahalle, Ziya Gökalp sayılabilir.
Yeni oluşmuş semtlerden biri olan Ka-narya'nın hemen hemen bütün sokakları da kuş adlarıyla anılır.
Su kaynakları bakımından zengin bir yer olan Halkalı, eskiden bir Rum köyü olarak "Halka" adını taşımaktaydı. Buradan İstanbul'a getirilen sular Halkalı suları olarak anılır. (Ayrıca bak. Küçükçekmece; Küçükçekmece İlçesi.)
Maltepe İlçesi: Bizans döneminde varlığı bilinen Brias adındaki yerleşim yerini içeren Maltepe İlçesi'nin şimdiki adı için pek fazla tahmin yoktur. Eskiden "küçük höyük" anlamında kullanıldığı bilinen Maltepe sözcüğü, burada bulunan bir tü-mülüse dayanılarak ilçenin adı için de kullanılagelmiştir.
Bu ilçe sınırları içindeki mahalleler Al-tayçeşme, Altıntepe, Aydınevler, Bağlarba-şı, Başıbüyük, Büyükbakkalköy, Cevizli, Çınar, Esenkent, Feyzullah, Ferhat Paşa, Fındıklı, Gülensu, Gülsuyu, İdealtepe, Küçükyalı, Yalı, Zümrüt Evler'dir.
Başıbüyük Mahallesi'nin, adını 1903'te Süreyya Paşa tarafından yaptırıldığı bilinen Başıbüyük Camii'den aldığı sanılmaktadır. Ancak camiye bu adın neden verildiğine ilişkin bir bilgiye rastlanmamıştır.
Adını Anadolu Kazaskeri Feyzullah Efendi'nin 1728'de yaptırmış olduğu cami ve külliyeden alan Feyzullah Mahallesi 1928'de geçirdiği büyük yangın sonucunda bu külliyeyi tamamen kaybetmiştir. Külliyeden günümüze kalan tek şey çeşmesi ve mahallenin adıdır.
Ferhat Paşa Mahallesi'nin adını 16.
120. Vue de HaTdar-Pacha. 4<», ]
Haydarpaşa
Sıdkı Anadol koleksiyonu
yy'da yaşadığı bilinen ve III. Murad ile III. Mehmed dönemlerinde vezirlik ve sadrazamlık görevlerinde bulunmuş olan Fer-had Paşa'dan aldığı tahmin edilmektedir. Maltepe'nin bir diğer mahallesi olan Küçükyalı civarının eski adının Satir olduğu bilinmektedir. (Ayrıca bak. Maltepe İlçesi.)
Pendik İlçesi: Eski adı "duvar" anlamında Pantekion, Pentikion veya Pantichium olan Pendik'in yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda Fikirtepe ile hemen hemen aynı dönemlerde kurulduğu anlaşılmıştır. Pendik adı eski adın bir devamıdır. Pendik İlçesi'nin mahalleleri Bahçelievler, Batı, Çamçeşme, Çınardere, Doğu, Dumlu-pınar, Fevzi Çakmak, Harmandere, Kavak-pınar, Kaynarca, Kurtköy, Orta Mahalle, Şeyhli (Şıhlı), Veli Baba, Yayalar, Yeni Ma-halle'dir. (Ayrıca bak. Pendik İlçesi.)
Sarıyer İlçesi: Sarıyer'in adının kökeni için bilinen rivayetler arasında en akla yatkın olanı, sarı renkli toprağından türemiş olmasıdır.
Sarıyer İlçesi'nin önemli semt ve mahalleleri şunlardır: Boyacıköy, Büyükdere, Cumhuriyet, Çamlıtepe (Derbent), Çayırbaşı, Dağevleri (Kâzım Karabekir), Emirgân, Ferah Evler (Yavuz Sultan Selim), İs-tinye, Kireçburnu, Kocataş, Küçükarmutlu, Maden, Pınar, Poligon, PTT Evleri, Reşit Paşa, Rumelihisarı, Rumelikavağı, Tarabya, Yeniköy, Yeni Mahalle.
Bakla Deresi olarak da bilmen derenin civarında kurulan Büyükdere semtinin şimdiki adını, buradaki dereden aldığı anlaşılmaktadır. Eski adı "Vathi Colpas" veya "Batikolpos" ("derin vadi" anlamında) olan bu semt, eski bir yerleşim yeridir. Bü-yükdere'ye Megaralıların putperest tanrısı Saron adına yaptırdıkları adak yerinden dolayı da Saron Deresi dedikleri bilinir. Büyükdere Çayırı'nın başladığı yere de aynı anlamda Çayırbaşı adı verilmiştir. Eski adının "Libdiya" olabileceği söylenir.
16. yy'ın başına kadar bir yerleşim yeri olmayan Emirgân semti, adını l635'te
Edlteur Georges Papantoîne, Constantinople.
Revan Kalesi'ni Osmanlılara teslim eden iranlı Emirgûneoğlu Tahmasb Kulu Han' dan (sonra adı Yusuf Paşa olarak değiştirilmiş) almıştır. Burada bulunan Feridun Bey Bahçesi'ni, IV. Murad'ın kendisine bağışlamasından sonra, semt Emirgân olarak anılmaya başlanmıştır. Bazı tarihçeler eski adının "Kiparodes" olduğunu iddia ederler.
Emirgân'a komşu olan Boyacıköy ise adını III. Selim'in Kırklareli'den getirtip yerleştirdiği kumaş boyama sanatını icra eden Kafkaryadi ailesinin uğraşından almıştır.
"Leosthenion" özel isminin Bizans leh-çesindeki söyleniş şekli olan "Sosthenion" ya da daha sonra Rumca "Stenos" veya "Stenid"den gelen İstinye'nin adı, görüldüğü gibi ilk kullanımından beri köklü değişikliğe uğramamıştır.
Eskiden "Kledi Tor Ponte" ya da "Kleid-ra tou Pontu" (Karadeniz'in kilidi) diye anılan Kireçburnu, gerçekten de Boğaziçi'nden bakıldığında Karadeniz'in ağzının görüldüğü bir kilit noktasıdır. Şimdiki adının Kerez (Gürz) Burnu'ndan mı, yoksa Osmanlı döneminde burada bulunduğu sanılan kireç ocaklarından veya kireç iskelesinden mi geldiği kesinlik kazanmamıştır.
Rumelihisarı semti, adını II. Mehmed tarafından İstanbul'un zaptı çalışmalarının bir parçası olarak 1452'de inşa edilmiş olan kaleden almaktadır. Yeni Hisar, Yenice Hisar veya Boğazkesen Hisarı olarak da adlandırılan Rumeli Hisarı'mn bulunduğu yerin adının Bizans döneminde Darius Tepesi olduğu zannedilmektedir.
Rumelikavağı'nın adı da, Anadolukava-ğı gibi deniz geçişlerini kontrol amacı için kurulan gümrük anlamına gelen "kavak" kelimesinden gelmektedir (bak. kavaklar).
Tarabya'nın ilk adı "zehirleyici" ya da "ilaç" anlamına gelen "Farmakeus" idi. Daha sonra, bugünkü adının ilk hali olan ve "şifa" anlamına gelen "Therapia" kullanılmaya başlandı. Bu değişikliğin 5. yy'da olduğu sanılmaktadır. Semtin adı aynen korunmuştur.
Tarabya ile Büyükdere arasında bulunan Kefeliköy, Kırım'ın Osmanlı Devleti'ne katılması üzerine Kefe'den getirilen göçmenlerin yerleştirilmesinden dolayı bu adla anılır.
Tarabya ile Kireçburnu arasında bulu- • nan Kalender semti, adını I. Ahmed döneminde Sultan Ahmed Külliyesi'nin bina eminlerinden Kalender Çavuş'un burada inşa ettirdiği bilinen sahilsaraydan almaktadır.
Yeniköy'ün adının ise eski adı Neapo-lis'in (Yeni Şehir) Türkçeye aktarılmasından geldiği iddia edilir. Ayrıca Geni adı ile de bilinen bu semtin adı I. Süleyman'ın (Kanuni) fermanı ile değiştirilerek Yeniköy olmuştur ki bu adın Geni Köy'ü andırması da dikkat çekicidir.
Yeni Mahalle, eski adı "Şmilyon" (Telli Tabya) olan burnun üzerinde kurulmuştur. Sarıyer gibi eski bir yerleşmeden sonra, onun bir uzantısı olarak şekillendiği için Yenimahalle denmiş olmalıdır.
Karadeniz'in girişindeki eski Panium
Dostları ilə paylaş: |