İmam Humeyni'nin Liderlik Tarzı


İslam Kültüründe Liderlik Modeli



Yüklə 1 Mb.
səhifə22/46
tarix21.08.2018
ölçüsü1 Mb.
#73752
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   46

İslam Kültüründe Liderlik Modeli


Liderlik, her toplumda, o toplumun kültürel yapısına uygun olarak çeşitli özelliklere sahiptir. İslam kültüründe liderlik yüksek bir konum olduğu kadar bu modelin bazı özelliklere de sahip olması gerekmektedir.

Bu bölümde bir İslami liderlik modeli elde edebilmek için dini referanslardaki başarılı liderliğin gerekli özelliklerine işaret edilecek, daha sonra da İmam Humeyni bu özelliklerin aynasında değerlendirilmeye çalışılacaktır.


1- Zamanı Tanımak


Her liderin toplumunu idealleri yönünde sevk edebilmesi için birtakım siyasi özelliklere ve görüşlere sahip olması gerekmektedir.

Şunu hatırlatmak gerekir ki siyasi görüşün en temel unsurlarından birisi “zamanı tanımaktır.” Zamandan kasıt, toplumun tarihsel konumu ve ona hâkim olan zamana ilişkin gereklilikler ve şartlardır. Tarihin muhtelif kesitlerinin kendine özgü bir takım özelliklerinin ve yasalarının olduğu açıktır. Lider, bunları dikkate alarak ve hâkim yasalara riayet ederek başarılı olabilir, doğal olarak da ona yönelik muhalefetin yenilgiden ve başarısızlıktan başka şansı yoktur. Ehlibeyt İmamlarından (a.s) bu konuda birçok rivayet bulunmaktadır.İmam Ali (a.s) vasiyetinde kendinden sonraki lidere yani İmam Hasan Mücteba’ya (a.s) şöyle buyuruyor:

“Zamandan emin olan hıyanet görür, zamanı yücelten onu aşağılar, zamana öfkelenen onu yere vurur ve zamana sığınan ona teslim olur.”[1]

İslami referanslardan yararlanarak yapılacak bir tahlile göre, zaman varlık âleminde bir gerçekliktir ve ona güven duymak, öfkelenmek, onu yüceltmek veya aşağılamak, ona karşı çıkmak ve ona teslim olmak doğru değildir. Zamana karşı, karşı tavır alırken ve onun yasalarını keşfederken ondan yararlanma zeminlerini hazırlamak gerekir. Binaenaleyh, İslami rivayetlerin, zamanı öğrenmenin zaruretini vurgulamasının sırrı ortaya çıkmaktadır.

İnsan zamanı ne kadar iyi tanırsa, olayları daha iyi öngörür. Müminlerin Emiri’nin ifadesiyle zaman bilgisinin zirvesinde insan hiçbir olay karşısında şaşkınlığa düşmez; çünkü onu zaten öngörmüştür:

“Zaman konusunda en bilgili kişi, zamanın gelişmeleri karşısında şaşkınlığa düşmeyen kişidir.”[2]

Böylece zamanını tanıyan, zamanın gerekliliklerini bilen bir lider, siyasi olsun ya da olmasın şüpheli ve belirsiz durumlarda görevinin ne olduğunu bilir ve benzer saldırılara maruz kalmaz.

Zamanı tanımanın önemi konusunda yaptığımız açıklamalardan anlaşılıyor ki “zaman bilinci” her birey için liderlikte önemli bir unsurdur ve bu özelliğe sahip olan bir kişi, liderlikte başarılı işler yapabilir. İmam Humeyni, zaman unsurundan bir iyileştirici olarak yararlanan liderlerdendi. O, “zaman bilinci”nin halka liderlikteki rolü ve içtihat için gerekli şartlardan biri olan zamanın gereklerini bilme konusunda şöyle buyuruyor:

“Zaman ve mekân, içtihatta belirleyici olan iki unsurdur. Geçmişte hakkında hüküm bulunan bir mesele, bir düzenin siyasetine, toplumsal yapısına ve ekonomisine hâkim olan ilişkilerden dolayı yeni bir hüküm kazanabilir. Yani, ekonomik, toplumsal ve siyasi ilişkileri dikkatli bir şekilde tanınınca, zahiren eskisiyle farklılaşmamış gibi gözüken bir mesele, gerçekte zorunlu olarak yeni bir hükmü gerektiren, yeni bir mesele haline gelmiş olabilir. Müçtehit, kendi zamanının meselelerini kuşatmalıdır. Halka, gençlere ve hatta avama, merci ve müçtehitlerin ‘ben siyasi meselelerde görüş bildirmiyorum’ demesi kabul edilemez. Dünyaya hâkim ekonomik düzene yönelik nitelikli bir tutum; politikaların, politikacıların ve onlara dikte edilen formüllerin tanınması ve aslında dünyaya egemen olan stratejileri gösteren kapitalizm ve komünizm kutuplarının güçlü ve zayıf noktalarının kavranması, bir müçtehidin özelliklerindendir.”[3]

Zamanın ve mekânın gereklerini göz önünde bulundurma ilkesi, her bilge şahıs gibi İmam Humeyni için de son derece önemli bir mesele olarak değerlendirilmektedir. İmam Humeyni’nin eski Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov’a gönderdiği mektubu buna ilişkin bir örnek olarak zikredebiliriz. “Batı’nın komünizmi alt etmek için baskı ve saldırılarını arttırdığı ve komünizmin de ciddi iç çelişkiler yaşadığı bir dönemde… İmam Humeyni, o zaman ve mekân kesitinin şartlarını çok iyi bilerek ve gelişme sürecinin mahiyetini doğru bir şekilde anlayarak bu mektubu yazmıştı.”[4] 15 Hordad 1342 tarihinden [5 Haziran 1963] vefatına kadar İmam Humeyni’nin mücadele hayatına göz atıldığında, zamanı bilen bir fakihle karşılaşılmaktadır.

İmam 15 Hordad 1342’de yönetime karşı devrimci bir hareket başlatarak hareketin liderliğini üstlendi. Necef’e sürgün edilmesinden sonra zeminin hazır hale getirilmesine kadar genel bir ayaklanmanın öncüllerini hazırladı. Aynı zamanda verdiği dersleri de sürdürerek tekrar zamanın şartlarını şah yönetimine karşı başlatılacak nihai hareket açısından en iyi hale getirdi. Hareketin tarihinin en hassas anlarında, yani Paris’ten hicret ettikten sonra kendisine yapılan birçok tavsiyenin aksine Fransa’dan İran’a döndü. İran hükümetine kaşı yeni bir kabine kurdurdu ve kader tayin edici anlarda kendi yüce ruhundan ilham alarak sıkıyönetimin etkisiz hale getirilmesi için fetva verdi, daha sonra da İslam Devrimi zafere ulaştı. O, devrimin her tarihi kesitinde zamanın gerekliliklerini çok iyi tanıyarak kendine yaraşır bir şekilde liderlik etti.

Örneğin, savaş ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 598 sayılı kararının kabulü konularındaki kesin kararı, Amerikan casusluk yuvasına yapılan müdahaledeki cesurca duruşu ve bununla küresel istikbara darbe vurması, Gorbaçov’a yazdığı mektupla küresel İslam devriminin gerçekleştirilmesi yönünde oluşan yeni fırsatlardan yararlanması, Salman Rüşdi’nin öldürülmesi için verdiği tarihi fetvayla çeşitli İslam karşıtı akımların maskelerini düşürmesi ve diğer fetvaları, fıkhi hükümleri ve attığı adımlar onu görüşleri dünya siyasi dengelerini altüst eden bir dünya lideri haline getirdi.

Hatırlatmak gerekir ki her dönemde zamanı tanıyan liderler, toplumun zaruretlerini ve ihtiyaçlarını ve kendi dönemlerindeki halkı tanıyarak onların özel şartlarına ve özelliklerine tam anlamıyla vakıf olurlar.

[1]      Meclisi, Biharu’l- Envar, c. 77, s. 213

[2]      Muhammedi Reyşehri, Mizanu’l- Hikme, c.4, s. 235

[3]      Sahife-yi Nur, c. 21, s. 98

[4]      Dervişi Se Telani, Sire-yi İmam Humeyni der İdare-yi Umur-ı Kişver, s. 768


Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin