İmam Humeyni'nin Liderlik Tarzı



Yüklə 1 Mb.
səhifə25/46
tarix21.08.2018
ölçüsü1 Mb.
#73752
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   46

4- Adaletçilik


Adaletin İslam kültüründe özel bir yeri vardır. Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin gönderilmesinin, onlara kitabın ve mizanın indirilmesinin hedefi, halka adaletle davranmak olarak görülmüştür.

“Gerçekten biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve onlarla beraber kitabı ve mizanı indirdik ki halka adaletle davransınlar.”[1]

İmam Ali’ye göre adalet her şeyi kendi yerine yerleştirmek anlamına gelmektedir.[2] Her iş ve faaliyet, kendi seyrine ulaşıp işler kendi yerine yerleşince evrensel düzen istikrar bulmakta, dünyanın asli unsurlarıyla uyum ve insicam meydana gelmektedir. Bu sebepledir ki dünya nizamı adaletle ayakta durmaktadır.[3] Öte yandan Hazreti Ali’nin yaklaşımında hükümet ve yöneticilik adaletin gerçekleştirilmesi ve uygulanması için bir araçtır. Aşağıdaki örnek bunu açıklamaktadır.

İmam’ın hilafeti döneminde İbn Abbas İmam’ın yanına geldi. İmam Ali, o sırada ayakkabısına yama yapmakla meşguldü. “Bu ayakkabının değeri ne kadardır?” diye sordu. İbn Abbas, “Hiçbir değeri yoktur” dedi. İmam şöyle buyurdu: “Allah’a yemin ederim ki benim gözümde bu ayakkabı, adaleti ikame etmek veya bir bâtılı ortadan kaldırmak dışında, sizlere emirlik ve yöneticilik yapmaktan daha sevimlidir...”  [4] Bu sözler, İmam Ali’nin (a.s) yaklaşımında hem adaletin önemini hem de yöneticiliğin bir araç olarak görüldüğünü ortaya koymaktadır. İmam Ali’nin (a.s) hayatına kısaca göz gezdirildiğinde onun yöneticiliğinde adaletin ne kadar temel bir değere sahip olduğu daha iyi kavranmaktadır. Beytülmalden daha fazla pay talep ettiğinde kardeşi Akil’in eline kızgın demiri yaklaştırarak sergilediği tutum, bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır.[5] Hz. Ali bu olayın devamında adalet eksenli olduğunu gösteren sözler söyleyerek şöyle buyuruyor: “Allah’a yemin ederim ki bir karıncanın ağzından bir arpayı almam için yedi iklimi ve göğün altındakileri bana verecek olsalar bunu asla yapmam.”[6] Açıklanan değerlere ilişkin verilen dikkate alındığında İslami yaklaşımda adaletin liderliğin önemli şartlarından biri olduğu iddia edilebilir. Buna ilaveten görülmektedir ki Allahu Teâla, Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim’i imamete ve liderliğe seçtikten sonra liderliğin devamını, adaletin Hz. İbrahim’in ailesinde de devam etmesi şartına bağlamaktadır. Bu, şu ayetten çıkarılmaktadır:

“Bir zaman Rabbi İbrahim’i birtakım emirlerle sınamış, İbrahim onların hepsini yerine getirmiş de Rabbi şöyle buyurmuştu: “Ben seni insanlara önder yapacağım.” İbrahim de, “Soyumdan da (önderler yap, ya Rabbi!)” demişti. Bunun üzerine Rabbi, “Benim ahdim (verdiğim söz) zalimleri kapsamaz” demişti.”[7]

Binaenaleyh, adalet dini liderliğin şartlarından biridir. Din âlimleri ve düşünürler arasında da adaletin dini liderliğin önemli bir unsuru olarak söz konusu edildiğini görüyoruz. Örneğin Hace Nizamülmülk Tusi, Siyasetname adlı eserinde adaleti liderliğin şartlarından biri olarak görmekte ve onu yönetimin ve hükümetin bekasının kaynağı saymaktadır.[8] Maverdi de adaleti imamet ve liderliğin, şartlarından biri olarak görmektedir.[9] Şehid Mutahhari adaleti bedihi bir kavram şeklinde tanımlamakta ve onu açık bir hakikat olarak telakki etmektedir.[10]

İmam Humeyni’nin Liderlikteki Adalet Merkezliliği

İmam Humeyni’nin yaklaşımında adalet, daima insanı takvaya yaklaştıran, haramları terke ve vacipleri yerine getirmeye zorlayan köklü bir insani sıfattır.[11] İmam Humeyni, adaleti bu kavramsal içeriğiyle açıklayarak ve adaletin İslami lider ve yöneticiler için gerekli bir şart olduğuna inanarak bu konuda şöyle buyuruyor:

“İslam’ın Allah’ı adildir, peygamberi de adildir, masum imamları da adildir. Zat-ı Mukaddes-i Kibriya’dan [Allah] tutun sonuna kadar… Yöneticilerin de adil olması gerekir, onların valilerinin de adil olması gerekir.”[12]

Binaenaleyh İslam Devrimi’nin Büyük Lideri’nin yaklaşımında adalet hükümet, yöneticilik ve liderliğin gerekli şartıdır. O, İslami devleti adalet devleti olarak nitelemekte ve bu konuda şuna inanmaktadır:

“Biz, İslami devlet derken, adalet devletinden söz ediyoruz. Biz yöneticinin Müslümanların beytülmaline hıyanet etmeyen, Müslümanların beytülmaline el uzatmayan birisi olması gerektiğini söylüyoruz. Bu, hangi toplumda söylenirse söylensin, kim için söylenirse söylensin kabul edilecek bir konudur.”[13]

İmam, kendisinin adalet merkezli hareketinin kaynağını Peygamber’in (s.a.a) siretinde görmekte ve Allah’ın Resulü’nün bir devlet ve yönetim kurma arzusunu toplumsal adaleti yaymak olarak değerlendirmektedir. Nitekim bu konuda şöyle demektedir:

“İslam Peygamberi (s.a.a) bir devlet kurdu, tıpkı diğer dünya devletleri gibi. Ancak o, devleti toplumsal adaleti yaymak amacıyla kurdu.”[14]

Burada şöyle bir sorunun sorulması mümkündür: Toplumsal adaleti uygulamak ve hayata geçirmek için hangi faktörlere dikkat etmelidir, acaba İmam Humeyni’nin sözlerinden hareketle bu konuda bir yol göstericilik çıkarılabilir mi? Bu soruya cevap olarak aşağıdaki yöntemler çıkarılmakta ve teklif edilmektedir:

1-  Toplumsal sınıflar arasındaki mesafenin ortadan kaldırılması için dengeleme

2-  Mahrumların menfaatlerinin korunması, geniş çaplı katılımlarının sağlanması ve yoksulluğun ortadan kaldırılması[15]

3-  Sermaye ve refah tutkunlarıyla mücadele,[16]

4-  İslami kanun ve kuralların uygulanması,[17]

5-  Yönetimin toplumun zayıf kesimleriyle birlikte olması[18]

6-  Yetkililerin sade bir hayat yaşaması ilkesi[19]

7-  Devlet kurum ve kuruluşlarında lüks ve gösterişin reddedilmesi[20]

8-  Kapitalistlerin yönetime nüfuz etmesinin önlenmesi[21]

9-  Dünya sevgisi ve dünyaperestliğin reddedilmesi,

10-  Mahrum bölge ve köylerin imarına ve kalkındırılmasına dikkat edilmesi[22]

11-  Toplumdaki mahrum kesimlerin lehine olacak kanunların çıkarılması,[23]

12-  Saraylarda ve köşklerde yaşayan kapitalistlerin ahlakının reddedilmesi[24]



[1]      Hadid, 25

[2]      Nehcu’l- Belaga, Hikmet 437

[3]      Meclisi, Biharu’l- Envar, c. 78, s. 73

[4]      Nehcu’l- Belaga, 33. Hutbe

[5]      Age. 215. Hutbe

[6]      Age.

[7]      Bakara, 124

[8]      Tusi, Siyasetname, s. 11-15

[9]      Maverdi, el-*Ahkamu’s- Sultaniye ve’l- Vilayat-ı Diniye, s. 6

[10]     Mutahhari, Bist Goftar, s. 30

[11]     Tahriru’l- Vesile; c.1, mesele 28

[12]     Müessese-yi Tanzim ve Neşr, Sahife-yi İmam, c. 3, s. 204

[13]     Age. S. 509

[14]     Age. C. 7, s. 406

[15]     Sahife-yi Nur, c. 7, s. 37; c. 21, s. 129 ve c. 7, s. 23

[16]     Age. C. 20, s. 128, 130

[17]     Age. C. 4, s. 176

[18]     Age. C. 15, s. 82

[19]     Sahife-yi İmam, c. 9, s. 510

[20]     Age. C. 19, s. 50

[21]     Age. C. 30, s. 128

[22]     Age, c. 17, s. 218

[23]     Sahife-yi Nur, c. 10, s. 144

[24]     Age. C. 17, s. 218


Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin