FATMA HÂTÛN
— 5578
ÎSTANBUL
ANSİKLOPEDİSİ
— 5579 —
FATMA SULTAN
ka bilgi edinilemedi, ne zaman yaşadığı, mer-kadinin nerede olduğu bilinmiyor (B.: Fatma-hâtun Mescidi).
Bibi.: Hadikatül Cevâmi, II.
FATMA HÂTÛN — Onyedinci asır sonları ile onsekizinci asır başlarında hayır sahibi bir kadın, kendi adına nisbetle anılan ve «Bağodaları Mescidi» de denilen mescidin bâ-niyesi (B.: Fatmahâtun Mescidi); Hadikatül Cevâmiin kaydine. göre Tersâneemini iken îdam edilen Hüseyin Efendinin kızı ve Elmas Mehmed Paşanın imamı İbrahim Efendinin zevcesi idi, Ahmed Efendi adındaki oğlu da ulemâdan olup Ayasofya müderrisliğinde bu-lunmuşdu. Fatma Hâtûnun kabri Üsküdarda Şerifkapusu denilen yerde Kurşuncubaşı Ali Sofasında olup kabir taşı kitabesi şudur: «Sâ-bıkaa Tersânei Âmire emini Hüseyin Efendi merhumun necli necîbesi ve Elmas Mehmed Pâşâyi şehidi mebrûrun imamı İbrahim Efendi merhumun halâlei muhteremesi merhume Hâne Fatma hanımdır, 1179 (M. 1765-4766)».
FATMA HÂTÛN — Samatyada Hâtûniye Mescidinin bâniyesi; hayatı ' hakkında başka kayde rastlanmadı (B.: Hâtûniye Mescidi).
Bibi.: Hadikatül Cevâmi. I.
FATMA HÂTÛN — Onsekizinci yüzyıl ortalarında yaşamış hayır sahibi bir kadın; Ga-latada Tomtom Mescidinin minaresi ahşab iken hicrî 1173 (M. 1759-1760) yılında bu kadın tarafından tuğladan yaptırılmışdır; hayatı hakkında başka kayde rastlanmadı. Bibi.: Hadikatül Cevâmi.
FATMA HÂTÛN (Şerife) — Mehmedağa Gamii civarında Bitlice Mescidinin bâniyesi. Bitlice Ali Efendi adında bir zâtin zevcesi olduğu için mescidi o isimle amîmışdı; kabri de mescidinin yanında bulunuyordu; hayatı hakkında başka kayde rastlanmadı (B.: Bitlice Mescid, cild 5, sayfa 2826).
FATMAHÂTUN MAHALLESİ — Beyoğlu tarafının eski mahalle isimlerinden biri; Hadikatül Cevâmide «Bağodaları Mescidi* .adı ile kayıdlı Fatmahâtun Mescidinin mahallesi idi; 1934 Belediye Şehir Rehberine göre (pafta 15/ 169) Beyoğlu İlçesinin Galata nahiyesinin Ö-
meravni Mahallesi sınırı içinde, Bağodaları ve Beyodaları sokaklarının geçdiği yerler olması gerekir.
FATMAHÂTUN MESCİDİ — Üsküdar mescidlerinden; Hadikatül Cevâmi şu malûmatı veriyor: «Bâniyesi Fatma Hâtûndur, mer-kadi malûm değildir; yanmış ve Zülüflü Baltacılar Ocağından Sırmabıyık Hacı Mustafa tarafından yeniden yaptırılmış, solakbaşılar-dan Samurkaş Hacı Mehmed Ağa da minberini koymuşdur».
Tahsin Öz de «İstanbul Camileri» isimli eserinde şunları ilâve ediyor: «Duvarları kagir, çatısı ahşabdır, kadro haricidir; (ibâdete kapanmışdır) 1965».
Bu mescid tamamen yıkılmış, Sırmabıyık Hacı Mustafa Ağanın tecdiden tamirinde konmuş 7 beyitlik manzum kitabesini hâvi taş da o civarda Selâmi Ali Efendinin çeşmesinin ayna taşına konmuşdur.-
FATMAHÂTUN MESCİDİ — Hadikatül Cevâmide ve Tahsin Öz'ün «İstanbul Camileri» isimli eserinde «Bağodaları Mescidi» adı ile kayıdlıdır.
Hadikatül Cevâmi şu malûmatı veriyor: «Bâniyesi (Tersane Emini) maktul (îdam edilmiş) Hüseyin Efendinin kerimesi Fatma Hâtûndur, 1117 (M. 1705-1706) de yapılmışdır; tahta minare ile bina olunmuş iken baniyesinin vefatından evvel tuğla minareye tebdil edildi. Fatma Hâtûn, Elmas Mehmed Paşanın imamı ibrahim Efendinin zevcesidir...»
Tahsin Öz Hadikatül Cevâmiin kaydına şunları ilâve ediyor: «.. Kabataşda Bağodaları. Sokağındadır; mevcud kitabesine göre yanmış. 1839 da Ali Paşa ihya etnıişdir; duvarları kagir, çatısı ahşabdır..»
FATMA NAZÎEE HANIM ÇEŞMESİ.— Bulgurlu Köyü civarında Libâd.e mevkiinde, üstü sed hâlinde metruk bir namazgah olan bir kır çeşmesidir, kesme taştan yapılmış yassı ve uzunca cephesi önünde bir yalak bulunmaktadır; halk ağzında «Şekersuyu Çeşmesi» diye anılır; çeşmeyi yapdıran Fatma Nazire Hanım İkinci Abdülhamidin mabeyincilerinden Meh-. med Besim Beyin zevcesi olup çeşmeyi zevcinin ruhunu şad etmek için yapdırtmışdır; kitabesi şudur: «Ve eealnâ minel mâi külle şey'in hayy. Kurenâyi hazreti şehriyâriden merhum
Mehmed Besim Beyin zevcesi Fatma Nazire Hanım tarafından sevabı ruhi müşarünileyhe hediye olmak üzere rizâen lillâh müceddeden inşâ ettirilmişdir, sene 1310» (M. 1892-1893). Yakın zamanlara kadar çeşmenin üstünde metruk sed-namazgâh civar kadınlarının mesiresi gibiydi (1953).
H. Basri ÇİLLl
FATMA SUAD HANIM — Filosof Riza Tevfik Bölükbaşınm kızı (B.: Bölükbaşı, Riza Tevfik, ciid 6, sayfa 3079); vasiyetinin yerine getirilmesi için mecburiyet karşısında nâşi yakılarak kabrine külleri defnedilen ilk müslü-man-Türk kadını; Fatma Suad Hanım 1922 de Safa Bey adında bir zât ile evlenerek Amerika-ya giderek New York'da yerleşmişdir; 1960 da ölür iken kızı Leylâ Hanıma cesedini İstanbula yollıy-arak babası Riza Tevfik'in yanına defnettirmesini vasiyet etmişdir. Leylâ Hanım söz vermiş fakat nâşin İstanbula nakli için mâlî takatinin dışında 50.000 Türk lirası istenmiş-dir. Bunun üzerine annesinin cesedini hususi bir fırında yakdırtmış ve İstanbula Fatma Suad Hanımın küllerini göndermişdir. Kül kutusu gümrükten 1960 yılında Sağlık Bakanlığının tize! bir izni ile geçmiş olduğu halde merhumenin İstanbuldaki yakınları kendi aralarında anlaşmazlığa düşmüşler, küller Zincirlikuyu Mezarlığındaki kabre ancak 6 sene sonra 1966 da konulabilmişdir.
Bibi.: Cumhuriyet Gazetesi
FATMA SULTAN — Yavuz Sultan Selimin kızı (B.: Fatmasultan Mescidi).
r FATMA SULTAN — Birinci Sultan Ah-medin aynı adı taşıyan iki kızından biri; birinci Fatma Sultan bebek iken ölmüşdü; bu ikinci ise hemen bir asra yakın yaşadı; Kara Mustafa Paşa, sonra Kanbur Mustafa Paşa, ondan sonra da Kozbekci Yusuf Paşa ile üç defa evlenmişti. Ölümünde babasının türbesine defnedildi.
FATMA SULTAN — Üçüncü Sultan Ah-medin kızı ve bu pâdişâhın çok sevgili ilk. evlâdı, annesi de Sultan Ahmedin en sevgili hasekisi Emetullah Sultandır; Lâle Devrinin iki ünlü sadırâzamı Silâhdar Şehid Ali Paşa ile Nevşehirli Daınad İbrahim Paşanın zevcesi: 12
cemaziyelevvel 1116 (12 eylül 1704) de doğdu; 1121 de (M. 1709) henüz beş yaşında iken babasının gözde silâhdarı Ali Ağa ile evlendirildi; ve nikâhın ertesi günü Ali Ağa vezirlik ile saraydan ayrılarak devlet hizmetine girdi; beş yaşında bir sabî ile sembolik bir izdivac-dı; Fatma Sultan ile zevcinin ikaametine Pa-şakapusu (Babıâli) cibarında kadim ve büyük saray olan Bıyıklı Mustafa Paşa sarayı ile Ey-yubda Vâlidesultan Sâhilsarayı tahsis edildi.
Fatma Sultan 1713 de sadırâzam ve 1716 da Petervaradin meydan muharebesinde şehid plan ilk kocasından 12 yaşında dul kaldı (B.: Ali Paşa, Damad Şehid; cild 2, sayfa 681). Tarihimizin o devrine «Lâle Devri» adını vermiş olan müverrih Ahmed Refik Bey (B.: Altı-nay, Ahmed Refik, cild 2, sayfa 732): «.. Ali Paşanın hücrei zifafına dahil olmamışdı, fakat iltifat ve nüvâzişleriyle sadırâzama samimî bağlanmışdı; ölümünden en çok müteessir olan Fatma Sultan oldu» diyor.
Hicrî 6 rebiülevvel 1129 da (18 şubat 1717) ikinci defa olarak sadırâzam Nevşehirli İbrahim Paşa ile evlendi, Sultan 13-14 yaşında, İbrahim Paşa 50 yaşında idi. 1730 yılına kadar babası yerinde bu ikinci kocası ile hem sevgi ve karşılıklı hürmet, hem de tantana ve ihtişamla dolu mes'ud bir hayat sürdü. . 1.730 da çıplak ayaklı serserilerin ayaklanması ile başlayan ihtilâlde muhterem kocası öldürüldük-den ve babası Üçüncü Sultan Ahmed de taht-dan indirildikten sonra ancak üç sene yaşadı (B.: İbrahim Paşa, Damat Nevşehirli; Ahmed III, cild l, sayfa 284). Hastalığında isteği yeni pâdişâh Birinci Sultan Mahmud tarafından red edilmiyerek en güzel yıllarının geçdiği Beşik-taşda Çırağan Sahilsaraymda ikaametine müsaade edildi ve orada 1145 (M. 1733) yılında vefat etti; Yeni Camide Hatice Turhan Sultan türbesi avlusunda müstakil bir sofaya defnedildi, ölümünde 29 yaşında idi. Kabir taşının kitabesi şudur:
Şehriyârı sabık Ahmed Ham âlî hazretin Zübdei silkü bennâtı iffetü takva ile Eyledi zevcinden üç yıl sonra dünyâdan veda Cem ile Cennetde Mevlâ devleti ukbâ ile Tâmiye ile nâse târihin kıl imâ ü heyâ «Fatma Sultanı Allah haşr ide Zehra ile»
1148—3 = 1145 (M. 1733).
FATMASULTAN CAMİİ
— 5580 —
istanbul
ANSİKLOPEDİSİ
5581 —
FATMASULTAN MAHALLESİ
Tarih mısraı üç rakamı ile tâmiyelidir. İbrahim Paşadan Mehmed Bey (Paşa) adında bir oğlu olmuşdu; o da genç yaşında, anasından beş sene sonra ölmüşdür (B.: Fatma Sultan Camii; Fatmasultan Sâhilsarayı; Fatmasultan Sarayı).
«Fatma Sultan» — Üçüncü Sultan Ah-medin kızı hakkında Ahmed Refik'in eseri, küçük boyda 72 sayfalık bir kitabcıkdır, Diken -İnci Yayınları arasında basılmışdır ki Cumhuriyetin ilk yıllarında Sedad Simavi tarafından çıkarılmış Diken mizahî -ve İnci edebî iki dergidir. Kitabın başlık yazısı altında «Gayri matbu vesikalara nazaran yazılmışdır» notu bulunmaktadır. Eserde Üçüncü Sultan Ahmedin sadırâzam İbrahim Paşaya gönderdiği yazı mektublardan üçünün fotokopileri konmuşdur; bu mektublardan biri sadırâzamm hastalığı ü-zerine yazılmış ve Sultan Ahmed mektubun sonunda iki satır da kızına eklemişdir, pâdişâh: «Sultan kızımın nerkis cesimlerinden takbil ederim, paşaya takayyüd idüb ilâca mukayyed olasın» diyor.
FATMASULTAN CAMİİ — Hadikatül Ce-vâmi şu malûmatı veriyor: «Asıl banisi terzi-başılardan Pîri Ağa nâmındaki hayır sahibidir; sonra Damad Maktul İbrahim Paşa Nevşehirli İbrahim Paşa bu mescidin yanında bir saray bina etmekle zevcesi Fatma Sultan da mescidi müceddeden bina ettirmiş ve minber koy-muşdur; kapusu üstündeki tarih budur: Bu ınısra'la Nedîmâ söyledi târihi itmamın «Ne âlâ cami ihya etdi elhak Fâtime Sultan»
1140 (M. 1727 - 1728)
«Fatma Sultan pederi Üçüncü Sultan Ah-medin 'hal'inden sonra vefat ve büyük anası valide sultanın türbesinin haricine defnedildi, vefatı tarihi 1145 (M. 1732 -1733) dir. Camiin mahallesi vardır».
Tahsin Öz «İstanbul Camileri» isimli eserinde şunları yazıyor: «İstanbul Vilâyet Konağı karşısındadır. Üçüncü Ahmedin kızı ve Damad İbrahim Paşanın karısı Fatma Sultan tarafından 1727 de yaptmlmışdır, 1827 de tamirler görmüş, Gümüşhâneli Dergâhı nâmı ile mâruf bir tekkedir. Duvarları kagir, çatısı ah-şab olup, yol açılma dölâyısiyle 1957 de yıkıl-mışdır» (1962).
FATMASULTAN CAMİİ SOKAĞI — Fatihin Şehremini nahiyesinin Fatmasultan Mahallesi sokaklarından, Şeyhülislâm Sokağı ile Arpaemini Yokuşu arasında uzanır, kavisli ve dirsekli bir yoldur, Eminmolla Sokağı ile ka-vuşağı vardır (1934 Belediye Şehir Rehberi, pafta 10/84). Arpaemini Yokuşu tarafından gelindiğine göre bir araba geçecek genişlikde kabataş döşeli bir yol olarak başlar, sola bir kavis çizerek biraz genişler, en büyük üç katlı ahşab ve kagir evler arasından geçer. Eminmolla Sokağı kavuşağmda bir dirsekle kırılarak yokuş aşağı iner ve Şeyhülislâm Sokağına bağlanır. Kapu numaraları 3-21 ve 4-32 dir (haziran 1968).
Hakkı GÖKTÜRK
FATMASULTAN ÇEŞMESİ — «Üçüncü Sultan Ahmedin kızı Fatma Sultanın Üsküdar-da yapdırtdığı bir çeşme olup kitabe taşı büyük anasının hayır eseri Üsküdardaki Yeni Valide Camimin avlusunda yerde duruyordu. Manzum kitabesine göre hicrî 1141 (M. 1728 -1729) yılında yapılmışdı» (İ.H. Tanışık, İstanbul Çeşmeleri, II; 1945).
FATMASULTAN ÇEŞMESİ — «Fındıklıda merdivenli bir yol olan Molla Bayırı Yokuşunda, bu yolun Beşaret Sokağı ile birleşdi-ği noktadadır. Altı beyitlik manzum kitabesinin tarih beyti şudur:
Canfeza târihi Vehbi teşııegâna müjdedir Fatma Sultan rûhiyçün gel iç aynülhayât» 1212 (M. 1797 -1798)
«Adı geçen Fatma Sultan Birinci Sultan Abdülhamidin kızı olup 1785 de üç yaşında iken vefat etmiş, bu çeşmeyi küçük sultanın ruhunu şad etmek için Üçüncü Sultan Selim'-. in anası Mihrişah Vâlidesultan yaptırtmışdır. Bir sıra taş ve bir sıra horasanlı harçla tuğladan yapılmış büyük haznesinin üstünü otlar örtmüş, musluğu koparılmış, teknesi harab susuz bir çeşme idi. Eskiden suyunu Taksim makseminden almakda idi» (İbrahim Hakkı Tanışık, İstanbul Çeşmeleri, II, 1945; Saadi Nâzım Nirven, Not).
FATMASULTAN — İBRÂHİMPAŞA SUYU — Onsekizinci Yüzyıl başlarında Üçüncü
Sultan Ahmedin kızı Fatma Sultanın Üsküdardaki Sâhilsarayı için akıtılmış bir sudur.
Suyun kaynakları Erenköy gerilerinde Karaman Çiftliği yakınlarından akan Sazlıdere civarındadır. Sekiz katma kaynaktan gelen sular, üzeri kapalı ufak bir havuzda toplanır. Bu havuzdan çıkan su yolu Kireç Ocakları ve Uzunçayır denilen yerlerden geçerek ve civardan gelen su katmalarını da alarak Taşlıdere yakınlarındaki, eski dahiliye nazırlarından Memduh Paşanın çiftliğine gelir, burada tekrar katma sularla dolan suyolu. Küçük Çamlı-caya, oradan da Üçpınar deilen yere "varır. Yola bu mevkide Üsküdardaki Emetullah Valde. Sultanın Yenicamii için üç katma suyu da katılmıştı. Suyolu kısa bir ilerlemeden sonra Al-tunîzâdede Necib Beyin tarlasından, biraz daha ilerde Ahmed Celâleddin Paşanın Küçük Çamlıcadaki çiftliğinden gelen katma suları da alarak Acıbademe doğru iner. Künk yol yeni katma sular aldığı Valdebağından sonra Se-yidahmed deresi mevkiinde, toprağın uygunluğundan delme mecra haline getirilmiştir. Sonra tekrar künk olarak devam eder. Selimiye semtinde. Helvacı Sokağında arazi yolun delme mecra yapılmasına uygun olduğundan, Selimiyede Karlıkbayıra kadar böylece gider ve sonra tekrar künk olur. İhsâniyeden sonra yol Doğancılar meydanındaki suların ayrılma yeri olan maksem binasına gelir. (B.: Doğancılar su maksemi, cild 9, sayfa 4645).
Maksemden sonra Fatma Sultan suyunun Üsküdarda dağılışı hakkında Türk ve İslâm müzesi eski direktörü Abdülkadir Erdoğan «Üsküdar Su Yolu Haritası» adlı yazısında bilgiler vermiştir. Yazıya mehaz olan haritada suyun kaynakları, maslakları, çeşmeleri, Kavak ve Şerefâbâd kasırları isim ve resimleriyle bildirilmiştir. Maksemden çıkan ve soldan ilk su yolu üzerinde; Hasanağa Mahallesinde İbrahim Paşa çeşmesi: Hayreddin Mahallesinde Osman Efendi Camii yanında İbrahimpaşazâde Mehmed Paşa çeşmesi; Atpazarı kapısında Darüs-saade Ağası Hacı Beşir Ağa çeşmesi; Atpazarı içinde Sulu Han karşısında Fatma Sultan çeşmesi; Bulgurlu Mahallesinde Şehzade Ab-dülhamid çeşmesi; Bulgurlu Mahallesinde Şehzade Numan çeşmesi; Bulgurlu Mescidi karşısında Esma Sultan çeşmesi; Tenbeller Mahallesinde Üçüncü Ahmedin oğullarından Sultan Mustafa ve Süleymamn valdesinin çeşmesi;
Süleyman Ağa Mahallesinde Şeyh Camii yanında Üçüncü Kadın çeşmesi; Bülbülderesi nihâyetinde Hatice Sultan çeşmesi.
Soldan ikinci yol üzerinde: Sinan Paşa Mahallesinde Kaptan Mustafa Paşa çeşmesi; Ham-za Faik Mahallesinde Şehzade Seyfeddin val-desi çeşmesi; Gülfem Hâtûn Mahallesinde Sultan Mustafa çeşmesi; Aziz Mahmud Efendi Tekkesi yanında Kethüda Mehmed Efendi çeşmesi; Kefce Mahallesinde Halil Paşanın türbesi yanında Şehzade Bayazıd çeşmesi; Davud Paşa Mahallesinde cadde üzerinde İbrahim Paşa çeşmesi; Tembeller Mahallesinde Kireçhâ-ne karşısında Sultan Mehmed valdesi çeşmesi; Süleymanağa Camii karşısında kolluk yanında İbrahim Paşa çeşmesi; Büyük iskelede Sultan Ahmed Meydan Çeşmesi.
Soldan üçüncü yol üzerinde: Mirahur Camii karşısında Başkadın çeşmesi; Eskihamam yanında Mehmedpaşa Mahallesinde İbrahim Paşa çeşmesi; Hanıza Faik Mahallesinde Şehzade Abdülhamid çeşmesi; Şehzade Süleyman çeşmesi; Sinan Paşa civarında Şehzade Mehmed çeşmeleri.
Fatma Sultan - İbrahim Paşa suyunun bir yarım yüzyıla gelinceye kadar 1600 metrelik kısmı galeri, 13000 metrelik kısmı da künkten uzun bir şebekesi ve 3000 metreküplük bir verimi vardı. Bu miktar son yirmi yıl evveline kadar ancak bin metre kübü buluyor ve şebekesi üzerinde on-onbir tane çeşmesi ancak akıyordu.
Saadi Nazım NİRVEN
FATMASULTAN MAHALLESİ — Fatih İlçesinin Şehremini Bucağı mahallelerinden; Karagümrük Bucağının Mimarsinan ve Nesli-şah, Şehremini Bucağının Bayazıdağa mahalleleri ve İstanbulun meşhur surlarının bir parçası ile çevrilmişdir. Sınır yolları şunlardır: Topkapu Caddesi (Bayazıdağa Mahallesi ile), Arpaemini Yokuşu (Arpaemini Mahallesi ile), Yenibağçe Deresi, hâlen Vatan Caddesi (Nes-lişah Mahallesi ile), ve eski kale duvarı boyunca uzanan Sulukule Caddesi, ki bu cadde kısmen bu mahalle içindedir. Mahallenin diğer iç yolları şunlardır: Koçmeydanı Caddesi, Kâhhâlbağı Sokağı, Urban Çıkmazı, Şeyhülislâm Sokağı, Mârifetnâme Sokağı, Koltukcutâ-hir Sokağı, Edhemefendi Sokağı (1934 Belediye Şehir Rehberinde adı yazılmamışdır), Emin
FATMASULTAN MEDRESESİ
— 5582 —
tSTANBUL
ANSİKLOPEDİSİ
5583 —
FAVORİ
molla Sokağı, Emece Sokağı, Fatmasultan Camii Sokağı, Cami Avlusu, Undeğirmeni Sokağı, İzmirli Niyazi Çıkmazı, Kaynata Sokağı, Karatay Sokağı, Sulukule Caddesi (devamı Neslişah Mahallesindedir), Bayazıdağa Mektebi Sokağı, F'edâî Sokağı, Bayazıdağa Fırını Sokağı, Hoşgör Sokağı, Bayazıdağa Yağhanesi Sokağı (1934 Belediye Şehir Rehberi, pafta 10/84).
Fatmasultan Mahallesinde 2 cami (Kara-ahmedpaşa Camii, Fatmasultan Camii kalıntısı; B.: Ahmedpaşa Camii, cild- l, sayfa 431; 2 kilise (Ayios Nikolaos Rum Ortodoks Kilisesi ve Surp Nikogos Ermeni Kilisesi; B.: Aios Nikolaos Kilisesi, cild 3, sayfa 1581); l okul (Le-on Varturyan özel ermeni ilk okulu); İlim Yayma Cemiyeti, Topkapu Yüksek Tahsil Talebe Yurdu, Topkapu Gençlik Kulübü, l çocuk parkı, l çeşme, 200 ev, 27 apartıman, 29 dükkân, 3 imalâthane, l bostan vardır. Son sayıma göre nüfusu 2350 kişi idi. 1968 de mahalle muhtarlığında emekli emniyet memuru Bay Kasım Atay bulunuyordu.
Hakkı GÖKTÜRK
FATMA SULTAN .MEDRESESİ — Üçüncü Sultan Ahmedin kızı Fatma Sultanın medresesi, İstanbul Vilâyet Konağının karşısındaki camiinin yanında idi; son zamanlarda bâzı o-dalarmda bekâr uşakları oturur, bazı odaları da küçük imalâthane, pedal matbaacıkları olarak kullanılırdı; yol açılma dolayısı ile cami ile beraber 1957 -1958 arasında yıkıldı.
FATMASULTAN MEKTEBİ — İstanbul'un en eski mahalle mekteblerinden biriydi, Yavuz Sultan Selimin kızı Fatma Sultanın vakfı olup Karagümrükte Tahtaminâre mescidinin karşısında idi, «Sultan Mektebi» ve «Taş Mekteb» diye anılırdı; hâlen mevcud değildir.
Bibi.: Hadikatiil Cevâmi, I.
FATMASULTAN MEKTEBİ — İstanbul'un en eski mahalle mekteblerinden biriydi; Yavuz Sultan Selimin kızı Fatma Sultanın vakfı olup Hırkaişerifde Muslihiddin Mescidi karşısında idi; hâlen mevcud değildir. Bibi.: Hadikatül Cevâmi, I.
Hadikatül
FATMASULTAN MESCİDİ
Cevâmi şu malûmatı veriyor: «Topkapusunda Ahmedpaşa Camii kurbindedir. Bâniyesi Sultan Selimi Kadîmin (Yavuz Sultan Selimin) kızıdır .Topkapu Camiinin banisi Kara Ahmed Paşanın zevcesi olmakla onun türbesi dışına defnedilmişdir, bu mescidin vakfı dahi paşanın vakfına katılmışdır. Fatma Sultanın Kara-gümrük semtinde Tahta Minare (mescidi) karşısında bir mektebi de vardır; bu mescidin mahallesi vardır».
Tahsin Öz «İstanbul Camileri» isimli eserinde şunları yazıyor: «Topkapuda Ahmedpaşa Camii civarındadır. XVI. Yüzyılda kesme taş-dan yapılmış bu mabedin dört duvarı pencere üstlerine kadar kalmışdır (1962)».
«Şerefesine kadar minaresi durmakda idi; kalıntısı duran duvarları da kesme taş ile ince tuğladan yapılmışdır (haziran 1968)» (H. Göktürk, not).
FATMASULTAN SÂHİLSARAYI — Üs-
küdarda Salacak sahilinde idi. Onsekizinci Yüzyıl başlarında sadırâzam Silâhdar Şehid Ali Paşa tarafından sabî zevcesi ve devrin pâdişâhı Üçüncü Sultan Ahmedin kızı Fatma Sultan için yaptırılmışdı. Büyük ve pek muhteşem bir .sultan yahşiydi. 1717 -1718 yıllarını İngiliz elçisinin zevcesi olarak Türkiyede geçirmiş olan ünlü İngiliz kadın yazar Lady Montague bu sâhilsarayı gezmiş, görmüş ve Londradaki dostlarından bir râhib yazmşı olduğu 17 mayıs 1718 tarihli mektubunda şöyle anlatmış-dır:
«... Petervaradinde şehid olan sadırâzam (Ali Paşanın) sâhilsarayım görmeye gittim, şimdiki pâdişâh (Sultan Ahmedin) kızı (Fatma Sultan) için yaptırmış. Size bu sarayı tasvir etmek istiyorum ama bir fikir hâsıl ettiremeyeceğimden korkuyorum.
«Deniz kenarında, bulunabilecek mevkilerin en güzelinde, ardında koru ile kaplı bir tepecik var. Kapucu sekizyüz odadan fazladır dedi, o kadar olduğuna emin değilim ama herhalde pek çok odası var, hepsi de harikulade müzeyyen. Mermerin, yaldızın ve boyanın en inceleri kullanılmış ve bol bol kullanılmış. Pencerelerin camları îngilterenin en birinci billurundan. Zevkimi en çok okşayan hamam dâireleri oldu. Karşılıklı iki hamam, ikisi de aynı tarzda yapılmış, kurnalar, tabanlar hep beyaz mermerden. Kubbeleri yaldızlı, düvar-
lan çini kaplı. Hamamların yanında iki salon var, (camekân, soyunma yeri); dört köşesinde birer (selsebil) var, tavandan çanaklara dökülen sular ortadaki geniş havuzda toplanıyor ve ojadan binanın (kubbesi) boyunca fıskiyeler teşkil ederek atılıyor. Duvarlar çiçek parmaklığı şeklinde, hâricden hammelleri, asmalar sarılmış, bir yeşillik panosu teşkil ediyor.
«Size diğer dâireleri de tasvir etmek isterdim, fakat yapılarında tenazur bulunmayan ve güzelliği de buradan alan Türk saraylarını anlatmak zor. Yalnız şunu ilâve edeyim, kızım görmeye geldiği zaman pâdişâha mahsus yapılmış odanın, hünkâr dâiresinin her tarafı sedef kakmalı, ve çivi yerine de zümrüdler ça--kılmış. Zeytin ağacı kaplı dâireler, çini kaplı dâireler, türlü yemişleri, çiçekleri, yemiş kapları ve çiçek saksıları ile alçıdan kabartmalarla kaplı. Bağçelere gelince sarayın ihtişamı ile denk; kameriyeler, havuzlar, ağaçlar hepsi zarif bir ahenkle toplanmış, yalnız heykel yok.
«Yazık ki bu saraylar payidar olamıyor, Ölenin vârisleri o muhteşem binaların idaresinden âciz kalıyorlar ve saraylar çok geçmeden harab oluyor...».
Lady Montagu'nun bu tasvirinden Fatma Sultanın Cağaloğlundaki sarayı hakkında da bir fikir edinilebilir. Fatmasultan Sâhilsarayı-nın ne zaman yok olduğunu tesbit edemedik (B.: Montagu, Lady Mary; Ali Paşa, Dâmad Şehid, cild 2, sayfa 681; Fatma Sultan, cild 10, sayfa 5579).
FATMASULTAN SARAYI — Üçüncü Sultan Ahmedin kızı Fatma Sultanın sarayı; Cağaloğlunda, zamanımızda Cağaloğlu Hamamının bulunduğu yerde Lâle Devrinin en güzel ve muhteşem binalarından biriydi, büyük bir ahşab saraydı. Petervaradinde şehid olan ilk kocası Silâhdar Ali Paşadan sabî sayılacak yaşda dul kalan Fatma Sultan babası yerinde Nevşehirli İbrahim Paşa ile evlendirildiğinde yeni kocası da bu sarayda oturdu.
1730 ihtilâlinden bir müddet sonra yanan muhteşem ve muazzam sarayın yerine Birinci Sultan Mahmud zamanında büyük bir çifte çarşı hamamı, Cağaloğlu Hamamı yapıldı (B.:
Fatmasultan Sâhilsarayı; Cağaloğlu Hamamı, cild 6, sayfa 3337).
Saadi Nâzım NİRVEN
FATMA SÜSLÜGİL İLK OKULU — Zey-tinburnunda Telsiz semtinde gaayetle geniş bir avlu içinde dört katlı okul olarak yapılmış beton bir binadır, yanında Telsiz İlk Okulu bulunmaktadır, eğitim ve öğretime 1959 -1960 ders yılında açılmışdır; okula adı verilen Fatma Hanım binanın inşasında 25000 liralık ba-ğışda bulunmuş bir hayır severdir.
Hakkı GÖKTÜRK
FATMA ŞEBSAFÂ KADIN — 'Birinci Sultan Abdülhamidin kadınlarından; Unkapa-ııında Şebsafâ Camiinin bâniyesi (B.: Şebsafâ Camii); 1220 (M. 1805) de vefat etdi, camiinin naziresinde medfundur.
ı
FAVORİ — «Yüzün iki yanında bırakılan sakal destesi, sakal parçası» (Larousse); aynı isim fransızcada «makbul, gözde, bir büyüğün mahbubu veya metresi, bir yarışmada yahud seçimde kazanacağı kuvvetle tahmin edilen anlamındadır; zamanımız gençlerinin bir kısmında sakal salmak, bir" kısmında da sakalı tıraş ettirip, bıyıklı veya bıyıksız favori bırakma çok yaygın bir modadır; favorili gençlerden de büyük bir çoğunluk, saçlarında ense tıraşı yaptırmayıp saçlarını, enseyi tamamen örtecek şekilde uzatmaktadırlar.
Bizde bir delikanlının yüz tuvaletinde favoriden önce ve kadimdeııberi «Zülüf» vardı. Şemseddin Sami Bey «Kamûsi Türkî» de zü-lüfü şöyle tarif ediyor: «Yüzün iki tarafında sarkan saç bölüğü, büklümü». Bu tarif ile Larousse (Larus)un favori tarifi arasında tam bir benzerlik vardır, şu kadar ki biri sakal, biri saç üzerinedir.
Bilhassa mürâhik delikanlı, buluğ çağında tüysüz gene ile sakalı yeni bitmiş ve sakal tıraşına yeni başlamış taze şehbaz yüzüne pek yaraşan zülüflerin en uzunu, kulak memesi hizasında sakal başına kadar inerdi (B.: Zülüf); favori ise, sakal başından, kulak memesi altında çene kemiği başı hizasına kadar uzanır; kulak memesi hizasında zülüfün saç ve favorinin sakal kılları birbirine kavuşur.
Zülüf, alelade nakışlı, hattâ çirkince yüz-
L
Dostları ilə paylaş: |