İstanbul ansiklopediSİ



Yüklə 5,06 Mb.
səhifə76/76
tarix04.01.2019
ölçüsü5,06 Mb.
#90131
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   76

FINDIK SUYU

—• 5756

İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

— 5751: —



FIRAT (Fehmi)


Posta Telgraf yüksek okulunu bitirdi ve pek kısa bir müddet P.T.T. idaresinde çalışarak İstanbul Darülfünununun Edebiyat Fakültesine girerek o fakültenin felsefe bölümünde okudu; 1925 ile 1929 arasında Erzurum, Sivas ve Ankara liselerinde felsefe ve sosyoloji öğretmenliği yapdı. 1930 da Fransaya giderek Strasbourg Üniversitesinde felsefe tahsili yapdı ve 1934de memleketine dönerek istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin Felsefe Bölümünde içtimaiyat ve ahlâk doçentliğine tayin edildi 1938 de aynı üniversitenin İMisad Fakültesinde sosyo-

Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu

(Resim: S. Bozcalı)

loji doçenti, 1941de de o kürsünün profesörü oldu, 1958de de Ordinaryüs profesör oldu.

Efser (Mansuroğlu) Hanımla evlidir; Emin (doğ. 1940), Pınar (doğ. 1942) ve Halil (doğ. 1949) adında üç evlâdları vardır; bir ilim adamının sânına denk dürüst ahlâkı ile tanınmış, ıher yerde hürmet edilmiş, sevilmiş, sohbeto hoş, zengin, câzib bir meclis adamıdır.

Fransızcayı anadili gibi, ingüizce ve alman-cayı da iyi büir; Meilletler arası Sosyoloji Cemiyeti, Türkiye Harsî ve içtimaî Araştırmalar (Derneği, Türkiye Muallimler Birliği üyesidir.

Eserleri: "Erzurum Şâirleri" (1927); "Bay-burdlu Zihni" (1928); " Zorlara Dağlar Da-

yanmaz" (1934); "Leş sociologues Turcs: Ziya Gökalp" (Fransızca. Türk sosyologları: Ziya Gökalp; 1935); "Ziya Gökalp, Sa vie et sa soci-ologie" (Fransızca. Ziya Gökalp, hayatı ve sosyolojisi; 1935); "Essai sur la. transformation du code famüial en Turquie" (Fransızca. Tür-kiyede aile düzeninin değişimi üzerine deneme; 1935); "Le fondement philosophique d'une so-.ciologie de l'action" (Fransızca. Bir davranış sosyolojisinin felsefî temeli; 1936); "İbni Hal-/dun'un hukuka âid fikirleri ve ıtesiri" (1939); '"İbni Haldun" (Hilmi Ziya Ülken ile birlikde, 1940); "Hukuk Sosyolojisi" (1944); "İçtimaiyata giriş" (1944); "Ahlâk Tarihi" (1946); "Sosyalizm: I. Eflâtundan Kari Marx'a kadar, II. Kari Marx" (1949 ve 1965); ve sayısı pek çok etüdler, makaaleler.

Bibi.: Kim Kimdir Ansiklopedisi; Türk Ansiklopedisi.

FINDIK SOKAĞI — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Beyoğlu Kazasının Taksim Nahiyesinin Şehid Muhtar Bey ve Bülbül Mahallelerinin müşterek yollarından; Şehid Muhtar Bey Mahallesinde Doğramacı Şâkir Sokağı ile ıBülbül Mahallesinde Paşa Bakkal Sokağı arasında uzanır; Bülbül Mahallesinde Karaca Sokağı, ve iki mahalle arasında sınır yol olan Hüseyin Ağa Kireçhâne Sokağı ile dörtyol ağızlan yaparak kesişir (1934 B.Ş.R. pafta 19/147 ve 148). Yerine gidilip bu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi (nisan 1971).

FINDIK SUYU — Sarıyer menba sulan arasında Hünkâr, Çırçır kadar olmamakla beraber yinede nam yapmış bir menbâ suyudur.

Mehmed Râif Bey "Miratı İstanbuF'da Fındık suyunun başında sütün şeklinde bir kitabe itasının bulunduğunu bildiriyor; ve Sultan Abdülaziz devrine ait bu sütün taşın üzerindeki beyitleri şöyle kaydediyor:

Ne Hünkâr ve ne de Kestane suyu değil böyle bir mâ Ciimîe sular tahtında bulunmuştur müceddet işbu mâ Şiis-h olunca taamı mahvedüp sadra şifâ İsmi poste şürbü döşte sahibi Elhaç Mıstafâ

1289 (M. 1871 - 1873)

Fındık suyu Sarıyer sulan arasında kaynağı en derinde olanıdır. Seyrek bir ağaçlık içinde bulunan suyun başı, imparatorluğun son yıllarından beri, İstanbul halkının gendi gönüllerince eğlendikleri bir kır gazinosu halindedir.

Şimdi yerinde bulunmayan taşının kitabesinde bildirildiği gibi, bu suya bir sindirim hassası izafe edilir. Organoleptik evsâfında berrak ve serin, 5 fransız sertlik derecesinde, güzel lezzette tatlı bir sudur, klorürler de cüzidir.

Saadi Nâzım NİRVEN

FINDIKZÂDE — Fatih Kazasının Şehremini Nahiyesinde meşhur bir semt, adını On-sekizinci Yüzyılın ünlü hattatlarından Fmdıl-zâde İbrahim Efendinin lakabına nisbetle al-mışdı. Bu zâtın babası seçkin ulemâdan Fındık Mustafa Efendinin evi bu semtde idi ve 1105 (1693-1694) de ölmüş, evinin karşısındaki Nu-ridede Mescidinin mezarlığına def nedilmişdi; baba evinde oturmuş ve 1165 (1751-1752) de ölmüş olan İbrahim Efendi de babasının kabri yanına gömülmüşdü. Nuridede Mescidi 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Şehremininde Nev-bahar ve Seyid Ömer mahalleleri arasından geçen Kızılelma Caddesinde idi, 1918de yanmış, yeri 1962 senesine kadar arsa hâlinde duruyordu, Istanbulun o semtinde yeni zenginlerin parası ile şeddadî beton apartımanlar yükselmeye başlayınca mescidin yerinde de öyle bir bina yükseldi ve Fındıkzâde ile babasının kabir taşları yok oldu. Yurdumuzda katıran karası koyu cehü târih bağını ve saygısını çürütüb yok etmemiş olsaydı, o iki kabir taşı, semtin âbide-eikleri olarak bir köşecikde elbet ki muhafaza edilirdi. (B.: İbrahim Efendi, Fındıkzâde; Mustafa Efendi, Fındık).

FÎNDIKZÂDE SOKAĞI — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Fatih Kazasının Şehremini Nahiyesinin Mollaşeref Mahallesi yollarından; Millet Caddesi ile Başıbozuk Sokağı arasında uzanır, Çağnak Sokağı ile kavuşağı vardır (1934 B.Ş.R. pafta 10/81). Yerine gidilip bu satırlann yazıldığı sıradaki durumu tesbit edilemedi (nisan, 1971).

FINDIKZÂDE TEKKESİ — Üsküdarlı Ah-med Münib Efendinin Mecmuai Tekâyâ adlı risâlesindeki kayde göre Yüksekkaldırımda bir Sadî dergâhı idi; âyin günü pazartesi idi; zamanımızda mevcud değildir. Zamanımızda mev-cud değildir.



FIEANCALACI CADDESi — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Boğaziçinin Rumeli

yakasında Amavudköyünün yollanndan; Arna-vudköy Mumhânesi Sokağı ile Arnavudköy Dere Sokağı arasında uzanır, ana sahil yoluna paralel durumdadır, uzunca bir yokdur. İsimsiz bir sokak, Bakkal Sokağı, Takkeci Sokağı, Dubaracı Sokağı, Beyaz Gül Sokağı ve Satış Meydanı Sokağı ile dörtyol ağızlan yaparak kesişir, Sebzeci Sokağı üe de kavuşağı vardır (1934 B.Ş.R. Pafta 21/ Arnavudköy). Yerine gidilip bu satırların yazıldığı sıradaki durumu tesbit .edilemedi (1971, nisan).

FIRAT (Ertoğrul Oğuz) — "Klasik batı müziği sanatçısı, beste yapar, müzik yazılan yazar; 1923de İstanbulda doğdu; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezundur; İngilizce, fransızca, almanca bilir. Sanat hayatına Üniversite tahsilini bitirdikden sonra başlamış-dır. Hâkimlik görevinin yanı sıra bestecilik, müzik yazarlığı ve ressamlık yapar. En önemli eserleri şunlardır: Keman klarinet ve piyano için üçlü sonat, Çoğul Yalnızlığı, Atatürk Sa-vaşda ve Banşda" (Ses Sanatçılar Ansiklopedisi, 1970).

FIEAT (Fehmi) — "Ormancı; İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi profesörlerinden, 1908 de Erzincanda doğdu; ilk ve orta tahsilini orada yapdı, ormancılık tahsili için Fransaya giderek orada "Ecole deş Eaux et Forets" yi bitirdi ve sonra Almanyada ormancılık üzerine doktorasını yapdı. (1936).

"Orman Fakültesinde asistanlıkdan profesörlüğe kadar yükseldi (1937-1946); 1945 ile 1954 arasında o fakültenin dekanlığını yapdı, 1955-1956 arasında da İstanbul Üniversitesi rektörlüğünde bulundu.

"Ormancılık üzerine türkce ve almanca bir kaç eseri vardır, türkce eserleri arasında "Fıstık çamı ormanlarımızda meyva ve odun verimi bakımından araştırmaların ve bu ormanların amenajman esasları" (1943) önemli bir tedkik-dir.

"Ormancılar Cemiyeti, Muallimler Birliği; Türk-Fransız, Türk-Alnıan ve Türk-îngiliz dostlum ve kültür cemiyetleri üyesidir; 1956da Oxford'da toplanan Milletlerarası Ormancılık Araştırma Kongresinde Türkiyeyi temsil etmiş ve o kongrede seksiyon müdürlüğü yapmışdır.

"Evli ve iki çocuk sahibidir. Posta pullan koleksiyonu merakUîa.nndançUr" (Kim Kimdir Ansikloprdişi).



FIRAT (Kamyon)

_ 5758 _


İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ




FIRAT (Kamyonfâresi Şahâbeddin) —

1955 ile 1965 arasında bilhassa istanbul zabıtasını çok yormuş bir hırsız; kamyon soymada ihtisas ve hüneri olduğundan zabıtaca "Kam-yonfâresi" diye lakablandırümışdı; 1966 da Hürriyet Gazetesinde namlı hırsızlardan ve sabıkalılardan bahseder bir yazıda Ş. Fıratın resmi altında şu satırlar yazılıdır: "Yüzlerce kamyon soymugdur, son zamanlarda tövbekar olduğu söyleniyor".



FIRATLI (Haliî Vedad) — Felsefe muallimi, maarif idarecilerinden; 1902de Eğin'de doğdu, Ahmed Bey adında bir zâtin oğludur; istanbul Erkek Lisesinde okudu (1912-1921), 1925,de istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini bitirdi, 1929 da Berlin Üniversitesinin Felsefe bölümünden diploma aldı; memlekete dön-dükden sonra 1931-1968 arasında Istanbulda Kabataş Lisesi Felsefe Muallimi, Edirne Lisesi edebiyat muallimi, Ankara Gazi Lisesi müdürü, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü edebiyat muallimi, Millî Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim şube müdürü, Millî Eğitim Bakanlığı müfettişi, istanbul Maarif Müdürü, Güzel Sanatlar Umum müdürü, Millî Eğitim Bakanlığı başmüfettişi oldu.

Makbule (Kömürcüoğlu) Hanımla evlen-mişdir, Ahmed (doğ. 1950) adında bir oğlu vardır; 14 nisan 1969da vefat etti, Merkezefendi Kabristanına defnedildi. Muhitinde sevilmiş kimse idi. Türkiye Muallimler Birliği üyesi ve umumîkâtibi, Tür-lran Dostluk Cemiyeti üyesi ve umumîkâtibi idi; almanca bilirdi, Goethe'den lfiyeni"yi terceme etmisdir; "Türk Halk Şiiri Antolojisi" ve "Sanatın Menşeire Dâir" isimli iki telif eseri vardır.

FIRÇACI SOKAĞI — Galatanın Bereket-zâde Mahallesi sokaklarından; Yüksekkaldırım ile Şahkapusu Sokağı arasında uzanır bir aralık sokakdır. iki araba geçecek genişlik de ve paket taşı döşelidir ve dikçe bir yokuş yoldur. Bu yolun yüksekkaldınm ile kavuşağında, sağ kolda bir sed üstü meşhur "Yüksek Kahvehâne"-nin yeridir (B.: Yüksek Kahvehane); Fırçacı Sokağının üst bitiminde de Galata Kulesi görülür.

FIRIN'>Hakkı GÖKTÜRK

FIRILDAK BAĞÇESl — Yukarı boğazda Rumeli yakasında Yenimahallede, aynı adı taşıyan bir burnun ardındaki tepede, yakın zamana

kadar namlı bir gazino-bağçe idi. Yukarı boğaz üzerine emsalsiz bir manzarası vardır.



FIRILDAK BURNU — Yukarı boğazın Rumeli yakasında Yenimahallededir. Karadeniz, istanbul Boğazının en dar üç noktasından biridir, Anadolu yakasındaki Sütlüce ile bu Fırıldak Burnu arası 742 metredir. (Rumeli Hisarı ile Göksu Deresi ağzı arası 649 metre, Rumeli Kavağı Brunu ile Anadolu Kavağı Burnu arası da 927 metredir).

A. Câbir VADA

FIRILDAK SOKAĞI — Kadıköy ilçesinin merkez nahiyesinin Sakızağacı semti yıllarından, Gündoğdu Sokağı ile Muradbey Sokağı arasındadır, Rizapaşa Yokuşu ve Leylek Sokağı ile dörtyol ağızlar yaparak kesişir (1934 Belediye Şehi Rehberi, pafta 29/Sakızağacı); yerinde ise Yenifikir Sokağı ile Muradbey Sokağı arasındadır. Fırıldak Sokağının Gündoğdu Sokağı ile Yenifikir Sokağı arasındaki kısmı adı geçen rehberin tanziminden sonra açılmışdır. Yenifikir Sokağı tarafından gelindiğine göre, iki araba geçecek genişlikde, asfalt ve iki kenarı yaya kaldırımlı bir yol olup Gündoğdu Sokağı ile dörtyol ağzı yaparak kesişir. Üçer katlı ahşab ve kagir evler, 4-5 katlı beton apartımanlar arasından geçer, l bakkal, 2 manav, l kasab dükkânı vardır. Kapu numaraları 1-29 ve 2-24 dür (kasım 1968).

Hakkı GÖKTÜRK

FIRIN — Topkapusu Sarayında Bostancı-başı emrindeki bostancı ocaklarından Cellâdlar Ocağındaki mahbushâneye verilen isim; herhalde cehennem azabı gibi işkenceler yapılan bir yer olduğundan bu isim verilmiş olacakdır. Zamanımızda mevcud değildir; 1826da yeniçeri ocağının kaldırılmasından az sonra bostancı ocakları da kaldırılmış, sarayın Bîrun denilen dış kısmında olan odalan (kışlaları) da kaldırılmış, Bostancıbaşı Mahbushânesi, Fmn da o esnada yıkdırıhmşdır. Dördüncü Sultan Mustafa-mn sır kâtibi Arif Fennî Bey Alemdar Mustafa Paşanın emri ile bura îdam edümişdi (B.: Fennî Bey, Ahmed Aziz Paşa zade Arif, cild 10, sayfa 5648).

FIRIN, FIRINLAR — Büyük şehir Istanbulda halkın baş gıda maddesi olan "Ekmek" i yapan, pişiren ve halka satan fırınlar, şehrin

'

sinde, Halicin iki paşada, Galatada Rumeli yakası Çekmeceye Anadolu



V dı-llolil-Clc. av S O l MTnrîî M^î.-. "¥&• '*** ''»^•:».^?î^îf'î«^^-l^^nSli^^^B'^^^^^®

Yük şehri M yWlde'

den sayılan Rumeli ve ge köylerinde ne tesbıt edılememişdir. .Bu-

yıdlann ne olduğunu öğ^önfe^ltapul"


.Belediyesi Iktisad Müdürlüğü'İle ,-Krin-

cılar cemiyetine, derneğine yazdıf imiz mektub-lara cevab alamadık.

1756 Cibâli Yangınında, ki §enrin dörtde birine yakın bir kısmım mşihvetmiş bir ateş âfetidir, 580 fmn yanmışdı. Bu rakama kıyas ile yukarda kaydettiğimiz geniş bölge içinde istanbul fmnlarmın sayısını ikibinih üstünde tahmin etmek mümkindir. Bu rakamın bu şehir kütüğünde kesin olarak tesbiti gerekirdi; avâmî tâbiri ile, ne yapalım ki tek elin sesi çıkmıyor.

Aşağıdaki satırlar, bizim istanbul fırınlan üzerine tarih kaynaklarımızda bulabildiğimiz ka-yıdlar, notlardır.

Buğday — Istanbulun iaşesinde "Ekmek", dolayısı ile "Buğday" en başda gelir, istanbul değirmenleri-fırınları buğdayı hükümetin aracılığı ile temin ederlerdi. Rumelide ve Anadolu-da îstanbula buğday gönderen yerlerde buğdayın fiâtını hükümet tesbit ederdi. Matrabazlar bu fiâtı az bulur, îstanbula buğday göndermemeye, çalışırdı. Türk limanlarına gelen ecnebi gemilerine buğday satılması yasakdı, onlara da şiddetli tâkMere rağmen kaçak buğday satılırdı. Bundan dolayı îstanbulda sık sık buğday, ekmek sıkıntısı çekilirdi. Hükümet kadılar vâsıtası ile buğdayı yerinde narhı üzerinden satın aldırtır, gemilerle îstanbula getirtir ve o narh üzerinden fınnlara dağıtırdı, îstanbula buğday getiren gemilere "Rencber Gemisi" de-nilmişdir. (Ahmed Refik, Istanbulun Usuli iaşesi, Osmanlı Tarih Encümeni Mecmuası).

Gedik — îstanbulda bütün fırınlar gedikli idi. Mevcuddan fazla yeni bir yapılıp açılamaz,

S^Ve;2 ftnnlar her-

kendilen ovu-

gel™§ b5 ısm fınnlar da, değirmen-

"Bir Horozlu Fırın", "iki

İSlfliİ^Fmn" diye anılırdı. Fırınlardaki de-

Igffefenfer, bostanlardaki su dolabları gibi at

koşularak isletilir, döndürülürdü. Bundan ötürü

her -fırının bir de küçük ahin vardı. (Osman

Nuri Ergin, Mecellei Umuri Bediye).

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Ekmekçi -Fırıncı Esnafı — Onyedinci Yüzyılda yaşamış ünlü yazar, Dördüncü Sultan Murad zamanında yapılmış büyük bir ordu esnaf alayında bu es-nafdan şöylece bahseder: "Ekmekçi (fırıncıların pîri Hazreti Âdemdir, buğdayı un ve hapur yaparak ekmek pişirdi. Peygamberimiz zamanında Amr ibni Ümran bu esnafa ikinci pîr oldu, kabri Medinededir. îstanbulda 999 fınn-dük-kânları vardır, neferatı 10.000 dir. Esnaf alayında arabalar üzerinde (fırınların) dükkânların kurup kimi hamurkârlık yapar, kimi pişirir, seyircilere ekmek üleşdirirler. Üstü çörekotlu •hamam kubbesi kadar ekmekleri de arabalar Büzerinde camuslarla çeker götürürler, ama böyle büyük ekmekleri fırında pişirmek mümkin olmauyub yeri hendek gibi yanp üstüne kül döküp dört tarafına ateş ederler, görmeye muh-tacdır. O büyük eklerden bir kaç tanesini Alay Köşkü önünde pâdişâh huzurunda bir kaçını da istanbul Kadısının evi Önünde halka yağma ettirirler. Yeniçeri ekmekçileri bunlardan ayrıdır, bir fırındır, işçileri 300 nefer acemi oğlanlarıdır..".

1091 (1680) tarihli esnaf nizâmnâmesi —

"Fırıncılar ekmeği çiy, kara, ekşi ve eksik işle-meyeler. Dirhemine bir akçe ceza alınır. Fırınlarda elekleri sık olub ekmekler kepekli olmaya. Riâyet etmeyenlere muhkem siyâset oluna".

Tartısı noksan ekmek işleyen fırıncılara verilen cezalar — Geçen asır ortalarına kadar istanbul kadılarının ve sadırazamlann en sık ve titizce teftiş ettikleri esnaf fırıncılardı. Noksan

FIRIN

5760 —

İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ


ekmek işleyen fırıncılar türlü cezaya çarpdırı-lırdı. Her teftişde beş on fırıncının fırını ve halkın gözü önünde ve sokakda toprağa çamura yatırılarak ak falakaya çekilir ve ayaklarının çıplak tabanlarına sopa atılırdı. Bu suçu mükerrer işlemiş ise fınnda tezgâhın başında kulaklarından duvara çakarlardı (Ahmed Cevad Paşa, Târihi Askerli Osmânî).

Fırınlarda temizlik — Fırınlar çok temiz tutulacakdır. Una, hamura toz, toprak ve şâir çer çöp düşmeyecekdir. Tezgâhlar temiz ola-cakdır, hamur üstüne serilen 'bezler temiz ola-cakdır. Fırın uşaklarının da çamaşırı, eli ayağı çok temiz olacakdır. (Esnaf Nizâmnâmesi).

Fırın Çeşidleri — İstanbulda kadimden beri "Ekmek Fırını", "Simid Fırını" ve "Börek-Çö-rek Fırını" olarak üç çeşid fırın ola gelmişdir.

1971 de istanbul Fırınlan — Zamanımızda, işledikleri ekmek hamurkârlar tarafından ayakla yoğrulan fırınlar azalmışdır, istanbul fırınları hamuru makınalarla yoğrulan, kesilen fabrikalar hâline kalbedilmişdir. Fırıncılar Cemiyetinden bu konuda yazdığımız mektuba ce-vab alamayınca müracaat edeceğimiz tek yer 1971 istanbul Telefon Rehberi olmuşdur. Rehberde 60 börek ve pasta fırını, 178 ekmek fabrikası ile fırın kayıtlıdır. Simidci fırınları bu iki grupdan hangisine girmişdir bilemeyiz.



Fındıklı Hamamı

(Resim: S. Msllo Lopez, 1050)



Yüklə 5,06 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   76




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin