İstanbul ansiklopediSİ


FENERBAĞÇE, FENERBAĞÇESİ DENİZ



Yüklə 5,06 Mb.
səhifə58/76
tarix04.01.2019
ölçüsü5,06 Mb.
#90131
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   76

FENERBAĞÇE, FENERBAĞÇESİ DENİZ HAMAMLARI — Fenerbağçesi Yarımadasının güneyindeki körfezde kurulagelirdi. Hemen bütün ömrü dedesinin Göztepedeki kâşane köşkünde geçmiş değerli yazar merhum Sermedi Muhtar Alus, bu deniz hamamını hâtıralarına] dayanarak şöyle anlatıyor

«Mayıs sonlarında kurulmaya başlanırdı. İkisi de, şimendifer mevkiinden aşağı inilince oracıkta idi. Araları 50 metre kadar vardı. Sağdaki küçüğü kadınlarinki, büyükçesi erkekle-rinki. Erkeklerinkinin ortasında, boylu boyunca tek kişilik kamaralar. Solda, bir koridor üstünde sıra ile localar. En nihayetteki iki loca oldukça genişçe. Duvarlara nalıncı çivileri ile şuradan buradan kesilen matbu resimler mıhlanmış: Kuzulu köylü kızı; Boer muharebesine Bahriye neferi güzel yavuklusunun hayâlini gören kız; Dört direkli yelkenli gemi; Bur-gonya vapurunun bahri muhiti atlasîde batması.

«Gişede oturan palabıyık, yusyuvarlak ermeni, önünde pandispanya câmekânı, köşesinden hiç kımıldamaz; halbuki ortada, her tarafa seğirten Hamamcı Karabet, inadına bir saniye yerinde durmaz, dört tarafa koşar, faal, çenebaz, alaycı bir Samatya balıkçısı idi.

«Kadınlar hamamında da uzun boylu, deveye benziyen, herkesle senli benli Hacı ismindeki ermeni biletçi ile Takuk Hanım dedikleri natır bozuntusu vardı. Sabahlan hamamlara oldukça müşteri gelir, ikindiden sonraları ise rağbetkârlar daha çoğalırdı.

«İğne atsan yere düşmiyecek zaman pazar günleri idi. Galatasaray Sultanîsinin meşhur jimnastik muallimi Faik Bey bu deniz hamamının gediklilerindendi. Gençlere pir aşkına atlama dersleri verirdi». (S. M. Alus).

Zamanımızda Fenerbağçesinde yalnız kadınlar için bir deniz hamamı vardır; Fenerbağçesi plajına eklenmişdir; 1967 ağustosunda Hürriyet Gazetesinde İstanbul deniz hamamları hakkında çıkmış bir yazıda zamanımızın bu deniz hamamı için şunlar söylenmişdir:

«Fenerbağçe Deniz Hamamının yirmi yıllık emekdar bakıcısı Vartoş Bacı:

— Mini etekli hanımların plaj yerine bu


hamama gelmelerine şaşıyorum., dedi.

«Bu deniz hamamını yıllardan beri işleten plaj sahibi Oktay Arslan da:

— En modern görünüşlü hanımların de
nize deniz hamamından girmelerinin sebebi,
geleneğe bağlılıkdan ziyâde, plaja gelen ha
nımların kıyafetlerini tecessüsdür.. demişdir...

«Çok uzak yerlerden, meselâ Boğaziçinde ! Sarı yerden kalkıp Moda, Bostancı yahud Fe-merbağçe deniz hamamlarına gelen hanımlar ^vardır..» (B.: Deniz Hamamları; cild 8, sayfa '4438).

1970 de bu kadınlar deniz hamamının giriş ücreti 200 kuruş idi. Hamamın kurulduğu saha 400 metre karelik bir yerdir, plajın do-ğusundadır.

FENERBAĞÇE HAT BOYU — Feneryo-lu İstasyonundan ayrılan ve Fenerbağçesi yarım adasına doğru uzanan tiren yolunun demir tiren yolunun iki kenarındaki yola verilmiş bir isimdir. Uzun zaman muattal kalmış olan bu demir yolu 1970 martında sökülmeye başlanmışdır; İkinci Abdülhamid devrinin büyük şöhretlerinden Müşir Deli Fuad Paşanın cennet misâli korusu ve meşhur köşkü burada idi; parsellenmiş, satılmış, yerine zamanımız zenginlerinin köşkleri yapılmışdır, yola da «Doktor Faruk Ayanoğlu Caddesi» adı kon-muşdur, asfalt döşeli geniş bir cadde olmaktadır (nisan 1970).

Bibi.: H. Eraktan, not.

FENERBAĞÇE LİSESİ —- İstanbulun A-nadolu yakasında Çiftehavuzlar ile Göztepe a-rasında, Göztepe sınırı içinde, ve Bağdad Caddesi üzerindedir; büyük, ve bu satırların yazıldığı .1970 yılına göre çok yeni bir bina; temelleri 1967 ağustosunda atılmış, ve kız-erkek karma lise olarak «Göztepe Lisesi» adı ile 25 eylül 1968 de eğitime açılmışdır. Açılış töreninde kordelâsını İstanbul Valisi Vefa Poyraz kesmişdir. Üç ay kadar sonra da bir okul aile birliği toplantısında alınan karar ve bu kararırı Millî Eğitim Bakanlığı tarafından tasdiki üzerine adı «Fenerbağçe Lisesi» olarak değiş-tirilmişdir. İçinde bulunduğu semtin adı bırakılarak çok uzakda başka bir semt adının alın-.ması, Fenerbağçe Spor Kulübü taraftarlarının başarı ile yürüttükleri bir iş olsa gerekdir.

FENERBAĞÇE

5626 —


istanbul

ANSİKLOPEDİSİ

5627 —

FENERBAĞÇE


Beton yapı, birbirine eklenmiş bir kaç blokdan mürekkeb beş katlı büyük binanın proje mimarları Erdoğan Güldağ ile İlhan Tay-man'dır; 3 milyon liraya mal olmuşdur.

1968-1969 eğitim yılında yalnız lise I, lise II sınıfları bulunuyordu, 1969 -1970 eğitim yılında lise III, ve orta I ve orta II sınıfları da açılmışdır, ilk mezunlarını 1970 yılında ver-mişdir.

Fenerbağçe lisesinin ilk müdürü Tahsin Çizenel, ve okula l numara ile kaydedilmiş ilk ilk öğrencisi de Kâmil Aktuğ'dur.

1989 -1970 ders yılı başında Tahsin Çizenel Eğitim Enstitüsünde muallimlik görevi ile müdürlükden .ayrılmış ve lise müdürlüğüne Kemal Yener gelmişdir, edebiyat öğretmenidir.

Eğitim kadrosunda _60 öğretmen bulunuyordu; jise I ,1er 15, lise II ler 7, lise III ler 3, orta II ler de 4 şube ki okulun cem'an 36 dershanesi vardır; okulun öğrenci mevcudu da 1438 erkek ve 478 kız olmak üzere 1916 idi.

Bir lise için büyük ve başda gelen ihtiyaçlardan kitabhk, okuma salonu, konferans-tem-sil ve sinema salonu, ve kapalı spor salonu henüz kurulmamış, tanzim edilmemiş, yapılmamış bulunuyordu, yalnız bir yeri kitabhk olarak ayrılmışdı. Laboratuvarlarmm da ihtiyaçları çok çok büyükdür.

Hayli geniş bağçeleri vardır, bir kısmı ağaçlandırılma yolundadır, bir kısmı da spor sahasıdır.

Liseye Bağdad Caddesinden özel bir yol ile gidilir. O yolun solunda ve geride Jîalan lise binasının önünde, cadde kenarında geniş bir arsa bulunmakda olup şahıs mülkiyetindedir, oranın da alınıp hemen liseye katılması.gerekir.

. Bina kaloriferle ısıtılır. Müstahdem kadrosunda l idare memuru, l bağçıvan ve 4 hademe vardır sınıf çokluğu ve öğretmen-öğren-ci kalabalığı karşısında okulun ihtiyacını ve işlerini asla karşılayıp çevirecek tâkatda olmasa gerekir.

Lisenin «Örgüt» isimli bir yayın organı, mecmuası vardır, 1. sayısı 1968 yılı aralık ayında «Göztepe Lisesi» adına yayınlanmış; 2. .ve 3. sayıları da ikisi bir arada 1969 yılı mayısında Fenerbağçe Lisesi» adına yayınlanmışdır.

FENERBAĞÇE PLAJI — Yarımada mesiresinin güney kıyısındadır, bir ara yakın zamandan beri kurula gelen Fenerbağçesi Deniz Hamamlarının hemen yanında 1938 - 1940 arasında Erenköylü Terzi İsmail Tezel tarafın-, dan tesis edilmiş, otuz yıllık bir zaman içinde de Anadolu yakasının meşhur plajlarından biri olmuşdur. Kurucusu olan İsmail Tezel 1953 de vefat etmiş, o yıldan bu yana da müessese Tezel ailesi adına müdür olarak Bay Oktay Arslan, vârislerin umumî Vekili olarak da Bay Şemsi Ersezer tarafından işletilmekde idi; yer millî emlâkdendir. Plajın kurulduğu saha 1750 metre kare civarında, yalı boyu da 130-140 metre kadardır. Soyunma kabinlerinden ve denize atlama iskelelerinden, duş yerinden başka bir büfesi ve birinci sınıf bir içkili lokantası vardır; lokanta genişçe bir taraça üzerinde olup yemek zamanlarından gayrı bir kahvehane olarak açıkdır, yalnız en öndeki 8 masa dâima yemek yiyeceklere tahsis edilmişdir.

İstanbulun, deniz suyu en temiz plaj ı. olarak bilinir, suyunda koli basili bulunmamış-dır.

Motorlu bir tahlisiye sandalı ve iyi yüzücülerden bir cankurtaran vardır ki son zamanlarda bu vazifeyi İsmet Yazgan adında bir sporcu görüyordu. Daimî bir de sıhhat memuru bulunmaktadır, resmi tâyin ile vazifelendirilir. 1970 haziranında müessesede 18 kişi ça-lışmakda idi; Ahmed Erkan adında gün görmüş ve gayetle terbiyeli bir zât müessesenin idare memurluğu gibi bir iş görüyor ve orada bir lojmanda oturarak plajın kış bekçiliğini yapıyordu.

Pîâjda 65 kilidli aile kabinesi (750 kuruş), 40 kilidli bir kişilik kabine (250 kuruş), 120 acık kabine (8-10 kişi soyunabilir, adam başına 200 kuruş), l gardrop (200 kişinin soyunmasına elverişli, adam başına 200 kuruş).



FENERBAĞÇE SPOE KULÜBÜ' — Kuruluğu yarım asrı aşmış İstanbulun en eski ve büyük spor kulüblerinden biridir; bilhassa futbol kasdedilerek, Galatasaray ve Beşiktaş ku-lübleriyle birlikde, «Üç Büyükler» diye anılırlar.

1907 ilk baharında gayri resmî olarak kurulmuş, 1908 de devletçe tescil edilerek resmî bir teşekkül olmuşdur.

Tescilinden 1952 yılına kadar amatör, 1952 den sonra profesyonel olmuşdur.

Zamanımızda hiç biri kalmamış Kadıköyü-nün yemyeşil çayırlarında ilk futbol çalışmalarına başlayan asrımız başlarının gençliği, bu kulübü ilk kurduklarında, adını, Fenerbağcesi Çayırından almışlar, formalarının rengini, o çayırı bezeyen papatya çiçeklerine benzeterek Sarı-Beyaz kabul etmişler,: amblem olarak da yarım adanın ucundaki deniz fenerini almışlardı. Fakat az sonra renk Sarı-Lâciverd olmuş, deniz feneri yerine de iki kozalaklı bir meşe dalı konmuşdur.

Kulübün ilk yeri, Kurbağan Dere üzerindeki eski ahşab köprünün hemen yanı başında metruk bir bağçıvan kulübesiydi, sonra Kuşdili Çayırı kenarındaki beyaz boyalı ve tek katlı ahşab. binaya sâhib oldu ve 1932 de içinden çıkan yangında, bir müze denilmeğe değer spor hâtıraları ile birlikde yanıncaya kadar o-rada kaldı.

Kurucuları 1900 yıllarının gençlerinden Nurizâde Ziya Bey (Songülen), Âyetullah Bey ve Heybeliada Bahriye Mektebi talebelerinden Necati Bey (Okaner) dir. Ziya Bey ticâret hayatına atılmış, Enver Bey muallim olmuş, Âyetullah Bey memur, Necati Bey deniz subayı olmuşdur.

Saint Joseph (Sen Jozef) Fransız mektebinin Türkçe muallimi Enver Bey de talebelerini bu kulübe âza yazdırtarak kuruculara ilk büyük yardımı yapmışdır ki adı kurucular a-rasında kayde değer.

Parlak bir spor tarihçesi olan bu büyük

Fenerbağçe Spor Kulübü rozeti

kulüb hakkında çok şeyler yazılmışdır, hattâ Dr. Rüştü Dağlaroğlu tarafından 1957-1958 a-rasında «Fenerbahçe Spor Kulübü Tarihi» adı ile koca bir de kitab yayınlanmışdır.

Spor faaliyetine futbol ile başlayan büyük kulübün sonraları deniz sporları (Kürek, yelken, yüzücülük, su topu), atletizm, voleybol, basketbol kolları açılmışdır.

Bu satırların yazıldığı 1970 yılında kulüb altmış üçüncü yılını idrâk etmiş bulunuyordu, bu süre içinde 21 kişi kulüb başkanlığı yapmış ve onlardan bâzıları defalarca başkanlığa seçilmişdir, isimleri şunlardır:



  1. Ziya Songülen

  2. Âyetullah Bey (4 defa )

  3. Tevfik Taşçı (2 defa)

  4. Hakkı Safvet Tan

  5. Şehzade Ali Puad Efendi (2 defa)

  6. Nafia Nâzın Hulusi Bey (2 defa)
    "• 7. Dr. Hâmid Hüsnü Kayalan (8 defa)




  1. Maarif Nazırı Dr. Nâzım Bey (2 defa)

  2. İbnürrefik Ahmed Nuri Bey




  1. Şehzade Ömer Faruk Efendi (4 defa)

  2. Sabri Toprak (11 defa)

  3. Şükrü Saraçoğlu (17 defa)

  4. Zeki Riza Sporel (4 defa)

  5. Osman Kavrakolğu (3 defa)

  6. Ali Muhiddin Hacıbekir (3 defa)

  7. Bedii Yazıcı

  8. Agâh Erozan (4 defa)

  9. Hasan Kâmil Sporel .••

  10. Râzi Trak

  11. Dr. İsmet. Uluğ (4 defa)

  12. Faruk İlgaz (3 defa )

Şu zatler de kulübü adetâ temsil eden futbol takımının mukaveleli profesyonel antrenörlüğünü yapmışlardır. Bâzıları vazifelerinden ayrıldıktan sonra tekrar davet edilmişlerdir:

Necmeddin Çakar

Joseph Sveng

James Elliot

Joseph Sveng

Nemetz Prayr

Miço

Fikret Arıcan



İgnace Molnar

Peter Molley

James Mac Cormick

Lazlo Szekelly

Zarko Mihailoviç

İmre Markoş

Fikret Arıcan

Lazlo Szekelly

İgnace Molnar

Fikret Arıcan



FENERBAĞÇE

5628 —


İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

5629

FENERBAĞÇE



Kokotoviç Oscar Hold Abdullah Gegiç İçnace Molnar


Fener'bağçe Spor Kulübü Karikatürde


  • KAPTAN UFUKTA İKİ KADIRGA!.

  • BANDIRASI BELLİ Mİ?

  • İZMİRLİ.

(Karikatür: Orhan, Cumhuriyet Gazetesi, 1964)
Fenerbağçe Spor Kulübünün Futbol Takımı 1907 - 1952 yılları arasındaki amatörlük devrinde 13 defa İstanbul şampiyonu olmuşdur ki yıllan şunlardır:

,1911-1912

1913 - 1914

1914-1915

1920-1921

1922-1923

1929-1930

1932 -1933 ve Türkiye Şampiyonu

1&34 -1935 ve Türkiye Şampiyonu

1935 -1036

19&6 -1937

1943-1944 ve-Türkiye Şampiyonu



  1. - 1947

  2. -1948

Bu devre içinde 1930, 1934, 1938 ve 1939 yıllarında İstanbul şildini; 1937, 1940, 1943, 1945, 1946, 1950 yıllarında Millî Küme kupasını; 1945, 1946, 1950 yıllarında Başbakanlık Kupasını, ve bir defa da Atatürk Kupasını almışdır.

Profesyonellik devrinde, 1952 den sonra 3 defa İstanbul profesyonel lig şampiyonu, 5 defa da Türkiye ligi şampiyonu olmuşdur, yılları şunlardır:

İstanbul Şampiyonlukları

1952 - 1953

1956 - 1957

1958 -1959

Türkiye Şampiyonlukları

1958 - 1959

1960 -1961


  1. - 1964

  2. - 1965
    Iı967 -1968

Yine bu devre içinde 1968 de Türkiye Kupasını ve aynı yılda 'Cumhurbaşkanlığı Kupasını almışdır.

Amatörlük ve profesyonellik devirlerinde aldığı özel kupalar da, yılları ile şunlardır:

1914 İttihad ve Terakki Cemiyeti Kupası

1920 İlk Turnuva Kupası

1820 Şehzade Abdülhalim Kupası


  1. Hilâliahmer Kupası

  2. İdman Cemiyetleri Birliği Kupası

  3. General Harrington Kupası
    1825 Tayyare Cemiyeti Kupası
    1936 19 Mayıs Stadı Açılış Kupası

1947 Matbuat Cemiyeti Kupası •_. _

  1. Eva Peron Kupası

  2. Çanakkale Anıdı Açılış Kupası
    .1967 Spor Toto Kupası'--.- •-.-..

Kuşdilindeki lokalinin 5 haziran 1932 gecesi yangınında bu büyük kulübün o tarihe kadar aldığı kupalar, şildler, tabaklar 150 parçaya yakın, hem manevî hem de maddî kıymeti olan eşyası yok olmuşdur, ancak iki kupa kur-tarılabilmişdir. Yangından kurtarılan en kıymetli şey de kulübün hâtıra defteri, ve o defterde Atatürkün el yazısı ile olan satırlardır, arab asıllı Türk harfleriyle 1918 de yazılmış olan o satırlar şudur:

«Fenerbağçe Kulübünün her tarafda mazharı takdir olmtoş bulunan asarı mesâisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbabı himmetini tebrik eimeyi vazife edinmisdim.

«Bu vazifenin ifâsı ancak bugün müyesser ola-bihnişdir. Takdîrât ve tebrîkâtımı buraya kayd ile mübâhîyim.



3.5.1334 — 1918 Ordu Kumandanı Mustafa Kemal».

Bu büyük spor kulübünün tesisleri şunlardır:

Kurbağaiı Dere Köprüsünün hernen yanı başında, Kadıköyünden gelindiğine göre köprüyü geçer geçmez sol koldadır. İstanbulda bir spor kulübü tarafından ilk yaptırılmış stad-yomdur, daha önce Taksim Stadyomu bir kışla avlusu, şeref Stadı da bir saray avlusuydu, Fenerbağçe Stadyomu hâlen, aynı yerde 40.000 kişilik daha büyük bir yenisi yaptırılmak üzere yıkdırılmışdır, yapı faaliyeti 1970 de aksak, aksak devam ediyordu.

Kalamış antrenman sahası; eski stadyom yıkıldıkdan sonra tesis edilmişdir. Burada a-matör maçları da yapılır, portatif tribünleri ve etrafında atletler için bir de koşu pisti vardır. Kulübün denizcilik lokali de buradadır.

Fenerbağçesi Yarımadasında, Kalamış koyu tarafında 1,5 milyon lira sarfı ile kurulmuş sosyal lokal. Kulübün yelkencilik kolu için bir yeri, lokantası, oyun salonu, kütübhânesi, saunası, bir reviri vardır, devamlı bir kamp yeridir.

Kulübün büdcesini, futbolculara ödenen aylık ve primleri, üye mevcudunu, duhuliye

ücreti ile yıllık aidatın ne olduğunu öğrenmek için kulüb başkanlığına" yazılan bir mektubumuza cevab alamadık.

Bibi.: R. Dağîaroğlu, Fenerbahçe Spor Kulübü Tarihi; Hayat Mecmuasının bu kulüb için verdiği bir spor ilâvesi, 1967; Sedad Taylan, Aylık Ansiklopedide Fenerbahçe Spor Kulübü Maddesi.



Fenerbağçe Spor Kuîübü Marşları — Bu

büyük spor kulübü için iki marş yazılmışdır, biri ünlü edib ve şâir Süleyman -Nazif'indir, 1923 de Malta Esaretinden dönüşünde yazılmış olan Süleyman Nazif'in marşı bestelenmemiş-dir, iki kıtalık güftesi şudur:



Hep bilirler bizi, sporculuğun mefhariyiz, Mesleğin âşıkıyız, bendesiyiz, serveriyiz. Bu güzel milletin zinde dilâverleriyiz,

Biz Fenerbahçeliler Türk İlinin erleriyiz.

Yükselen ırkımızın sara dolar yâdımıza Hepimiz merd ve metin benzeriz ecdadımıza Onların ruhu koşar her zaman imdadımıza Biz Fenerbahçeliler Türk İlinin erleriyiz.

İkinci marş 1948 de ünlü bestekâr Necib Celâl Antel tarafından yazılmış ve bestelen-mişdir.

Bibi.: Dr. E. Dağîaroğlu, Fenerbahçe Spor Kulübü Tarihi

FENERBAHÇE STADYOMU — İstanbulda stadyom olarak kurulmuş ilk nizamî futbol oyun. sahasıdır. Yeri eskiden Papazın Çayırı diye anılırdı, 1908 den önce ilk hevesli gençler bu çayırda futbol oynamış, ve çayırın bir kenarında bulunan Kanbur Todorinin kahvehanesinde soyunup sahaya çıkmışlardır.

1908 temmzunda Şehremini Belediye Başkanı Operatör Cemil (Topuzlu) Paşa, hürriyet kahramanlarına yardım maksadı ile Çifte-havuzlardaki köşkünün bağçesinde bir garden-parti tertip etmiş, davetlilerden Reji Whittall (bir İngiliz) ki evlâdları İstanbulda ilk futbol oynayanlardandı, Cemil Paşaya:

— Paşa, çok şükür hürriyete kavuşuldu.. gençler artık cemiyetler kurabilecek., memle-ketde futbola büyük bir alâka var., bu spor ırkı n tekâmülüne hizmet etdiğinden İngilterede millî bir hüviyete bürünmüşdür.. aynı hâli Türkiye için de arzularım.. Türk gençlerinde



FENERBAĞÇE

5630 —


İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

5631

FENERCİ (Mustafa)


İ\

bu top oyununa istidad çok büyük., şu muhitte bir stadyom yapalım., hem futbolu halka sevdiririz, hem de bu işin müteşebbisleri olarak faydalanırız., demişdir.

Cemil Paşanın bu teklifi kabulü üzerine «Union Club» (İttihad Kulübü) adı ile bir ku-lüb kurulmuş ve Hazînei Hâssaya âid olan Papazın Çayırı seneliği 30 altın lira kira ile bu kulübe verilmişdir. Yanında bir kulüb lokali yapılmış, döşenmiş, çayır zemini futbol sahası olarak tesviye ve tanzim edilmiş, 3000 altın da o işlere sarf edilmişdir. Fakat tertib edilen maçlarla umuları hâsılat elde edilememiş, kulübün kurucuları mâliyeye kira bedelini ödeyemez duruma düşmüşdür. Hissedarlar dağılınca 1915 de Union Club'ün adı «İttihad Spor Kulübüne çevrilmiş ve Mâliyeden kira ile tutan Basri Bey adında biri tarafından idare e-dilmişdir. Ahşab tribünler yapılmış ve İstanbulun işgal yıllarında bütün spor hareketleri bu sahada yapılmışdır.

Saha 1922 de başka ellere devredilmiş; 1924 de Taksim Kışlası Avlusu bir stadyom o-larak açılınca Kadıköydeki saha tamamen âtıl kalmışdır.

Kadıköydeki sahayı nihayet Millî Emlâk idaresinden 1929 da Fenerbağçe Kulübü kiralamış, yeniden tanzim edilerek 30 eylül 1931 de yapılan bir törende Fenerbağçe Stadyomu adı ile açılmışdır; resmi küşâdında kordelâsı-nı o zamanın İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağ kesmişdir.

Stadyom otuz yıl kadar Kadıköy semtinin yegâne spor alanı olmuş, hâttâ 19 mayıs Gençlik Bayramlarının spor hareketlerinden bir kısmı Fenerbağçe Stadyumunda yapılır olmuş-dur; ve stadyom ihtiyacı karşılayamayacak duruma gelmiş, 1960-1962 arasında 40.000 kişi alacak yeni bir stadyom yapılmak üzere eskisi yıkdırılmışdır. Fakat yeni stadyomun yapısı çok ağır gitmişdir. 1967-1968 arasında stadyomun 1971 de tamamlanacağı söyleniyordu; bu satırların yazıldığı 1970 yılı haziranında biz bunun tahakkuk edeceğine dâir bir alâmet, faaliyet göremedik.

Bibi.: Dr. R. Dağlaroğlu, Fenerbahçe Spor Kulübü Tarihi.

FENERBAĞÇE VAPURU — Denizcilik Bankasının liman işletmesi vapurlarından; Dolmabağçe Vapurunun ikiz eşi (B.: Dolma-

bağçe Vapuru; cild 9, sayfa 4682); ikiziyle beraber aynı tarihde hizmete girmiş olup bu satırların yazıldığı 1970 yılı mayısında Galata İskelesi - Adalar hattında kullanılıyordu.

FENER BULGAR ORTODOKS KİLİSESİ

(Stefi Stefanos) — Haliç Fenerinde deniz ke-narındadır; bina gövdesi tamamen demirden yapılmış, takılır sökülür (portatif) bir yapı o-lup aynı yerde bulunan küçük ahşab bir kilisenin yerine kurulmuşdur; demir bina gövdesi Viyanada yapılmışdır, mimarı R. Ph. Vag-ner adında Viyanalı bir sanatkârdır; kurulması bir buçuk yıl kadar sürmüş ve 1898 de tamam] anmışdır. İç ve dış duvarları mermer kaplı, gaayetle süslü bir kilisedir.

&

Kazlıçeşmelilerin gene fenercisi Karabiber Süleyman

(Fotografdan S. Bozcalı eli ile)

Bu kilisenin kurulması, Osmanlı İmparatorluğu tarihinde çok önemli bir siyasî ve dinî mes'eleye bağlanır ki bu İstanbul Ansiklopedisinin konusu dışındadır. Bu hususta müverrih Ahmed Refik Beyin Türk Tarih Encümeni Mecmuasında (No. 8/85) «Osmanlı İmparatorluğunda Fener Patrikhânesi ve Bulgar Kilisesi» başlıklı bir makaalesi vardır.

Bibi.: H. Göktürk, Not.



FENERCİ — İstanbulun eski yangın tulumbacılığı teşkilâtında, gece yangınlarına gidilirken tulumba sandığının önünde fener çeken tulumbacının unvanı. Bir sandıkda feneri

Mustafa Fenerci

(Resim: H. Kutay)

dâima aynı uşak taşırdı. Ayakları gaayetle ko-şarlı delikanlılardan seçilirlerdi; yangına ikinci reisin emir ve idaresi altında gidilirdi, Fenerci de ikinci reisin muavini yerinde idi. Tulumbacıların herhangi bir şikâyetleri veya istekleri olduğunda Fenerci vâsıtası ile Birinci Reisden divan isterlerdi. Tulumbacıların «mintan» dedikleri bir nevi üniforma ceketinde Fenercinin rütbe alâmeti, işareti, kolda, ortadaki zikzaklı 3 şerid idi (B.: Tulumbacılar).

Yangın tulumbası sandıklarının çoğunda, mahallenin pırpırı oğlanlarından 12 -13 yaşlarında bir de maskot çocuk bulunurdu, onlar da fenercinin yanı sıra koşar ve yedek feneri taşırdı.

FENERCİ — (B.: Fener çekmek, Fener-çeken).

FENERCİ (Mustafa) — 1940 ile 1950 arasında İstanbula mevsimine göre soğan ve mangal kömürü getiren Huda verdi isimli bir takanın 18 -19 yaşlarında mürâhik tafyası; bu küçük gemi 1944 senesi temmuz ayında bir pazar günü Pendik İskelesine bağlı dururken, gaayetle şık giyinmiş bir rezil adam iskelede rastladığı bir kedi yavrusunu ayağı ile iterek denize fırlatıp atmış ve Mustafa Fenerci de hemen esvabı ile denize atlayarak boğulmak üzere olan hayvancağızı kurtarmışdır. İskele yanındaki gazino-lokantada. ailesi efradı ile birlikde yemek yemekde olan kedi meraklısı bir hanımefendi, başlangıcı çirkin ve sonu asalet güzelliğine misal bu vak'anın şahidi olmuş ve garib gemici oğlanı o yıllarda küçümsenmeyecek yüz lira gibi bir nakdî mükâfat ile taltif etmişdir. Mustafa Fenercinin hal terce-nıesi tesbit edilemedi, yalnız Rizeli olduğu öğrenildi. O gün aynı gazinoda bulunan bu satırların yazarı tarafından bir fotoğrafı çekilmiş ve vak'a üzerine de milâdî takvim ile muhakkak ki acemice şu tarih tanzim edilmişdir:



Bilirsiniz meşhur kelâm «la râhate fiddünyâ» Tatil günü dinlenmekeün se'çmiş idik Pendiği

Attı tekmeyle denize bir kedi yavrusunu Dışı süslü, içi rezil gördün mü şu gidiyi

Ama gel gör yalın ayak şu gemici şehbaz da Hükemânm vicdanı pak kahramandır dediği


5632 —

5633
FENERCİ HÜSEYİN ÇIKMAZI

Bir mücevher tarih olur ondokuz yaşı ile «Mustafa Fenerci oğlan kurtardı bak kediyi». 1925 + 19 = 1944

Yüklə 5,06 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   76




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin