Keynes'ten sonra iKTİsadi DÜŞÜncede meydana gelen geliŞmeler



Yüklə 446 b.
səhifə13/18
tarix30.10.2017
ölçüsü446 b.
#22204
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   18

Toplumsal tercihlerin belirleme yöntemlerini önemli kılan bir başka neden devletin ekonomiye “bütçe politikası” ile müdahale edebileceğini savunan Keynezyen teoriden kaynaklanmıştır. Onlara göre bu durum, Amerikan Mali Anayasasının önemli bir unsuru olan “denk bütçe” ilkesini zedelemiştir.

  • Toplumsal tercihlerin belirleme yöntemlerini önemli kılan bir başka neden devletin ekonomiye “bütçe politikası” ile müdahale edebileceğini savunan Keynezyen teoriden kaynaklanmıştır. Onlara göre bu durum, Amerikan Mali Anayasasının önemli bir unsuru olan “denk bütçe” ilkesini zedelemiştir.



Denk bütçe ilkesinin göz ardı edilmesi, bütçe açıklarının ortaya çıkmasına bu ise hükümetlerin iç ve dış borçlarının artmasına ve para basma yetkisinin sınırsız bir şekilde kullanılmasına neden olmuştur. Anayasal iktisadın temel amacı iktidarların ne gibi yasal, kurumsal ve anayasal sınırlarla sınırlandırılmaları gerektiğini araştırmaktır.

  • Denk bütçe ilkesinin göz ardı edilmesi, bütçe açıklarının ortaya çıkmasına bu ise hükümetlerin iç ve dış borçlarının artmasına ve para basma yetkisinin sınırsız bir şekilde kullanılmasına neden olmuştur. Anayasal iktisadın temel amacı iktidarların ne gibi yasal, kurumsal ve anayasal sınırlarla sınırlandırılmaları gerektiğini araştırmaktır.



Kamu Tercihi Teorisinin iktisat bilimine getirdiği en önemli katkılardan biri “piyasa başarısızlığı teorisi” (The Theory of market failure) ne karşılık olmak üzere “Devletin Yetersizliği Teorisi” (The Theory of Governmental Failure”yi geliştirmiş olmasıdır. Refah iktisadı teorisi 1930’lu ve 1940’lı yıllarda bazı faktörlere dayalı olarak piyasa ekonomisini milli ekonomi içerisinde yetersiz olduğunu ve dolayısıyla devletin ekonomide düzenleyici rol oynaması gerektiğini savunmuştu.

  • Kamu Tercihi Teorisinin iktisat bilimine getirdiği en önemli katkılardan biri “piyasa başarısızlığı teorisi” (The Theory of market failure) ne karşılık olmak üzere “Devletin Yetersizliği Teorisi” (The Theory of Governmental Failure”yi geliştirmiş olmasıdır. Refah iktisadı teorisi 1930’lu ve 1940’lı yıllarda bazı faktörlere dayalı olarak piyasa ekonomisini milli ekonomi içerisinde yetersiz olduğunu ve dolayısıyla devletin ekonomide düzenleyici rol oynaması gerektiğini savunmuştu.



Kamu tercihi iktisatçıları ise 1960’lı yılların başlarından itibaren Keynezyen iktisat politikasının müdahaleci ve genişletici politikalarını eleştirerek kamu ekonomisinin de piyasa ekonomisi gibi kendi başına optimumu sağlamaktan uzak olduğunu açıklamıştır.

  • Kamu tercihi iktisatçıları ise 1960’lı yılların başlarından itibaren Keynezyen iktisat politikasının müdahaleci ve genişletici politikalarını eleştirerek kamu ekonomisinin de piyasa ekonomisi gibi kendi başına optimumu sağlamaktan uzak olduğunu açıklamıştır.



Kamu tercihi teorisi politika biliminin ekonomik analizidir. Yani kamu tercihi politik süreçte alınan karar ve uygulamaları iktisat biliminin kullandığı araç, metot ve varsayımlara dayalı olarak açıklayan bir disiplindir.

  • Kamu tercihi teorisi politika biliminin ekonomik analizidir. Yani kamu tercihi politik süreçte alınan karar ve uygulamaları iktisat biliminin kullandığı araç, metot ve varsayımlara dayalı olarak açıklayan bir disiplindir.

  • Bu teori, devletin hak ve yetkilerinin sınırlandırılması ve bireylerin ekonomik hak ve özgürlüklere (mülkiyet ve miras özgürlüğü vb) sahip olabilmesi için devletin yetkilerinin sınırlarının belirlenmesi üzerinde durur. Çünkü devlete ait olan bütçe yapma vergileme para basma ve borçlanma hak ve yetkilerinin sınırlandırılması, bireyin ekonomik hak özgürlüklerini genişletir.



Anayasal iktisat ekonomik anayasanın;

  • Anayasal iktisat ekonomik anayasanın;

  • Mali anayasa: Mali anayasa (fiscal constitution) anayasal iktisat literatüründe devletin, harcama ve vergileme ve borçlanma konusundaki yetkilerini ve bu yetkilerin anayasal sınırlarını ifade eden bir kavramdır.

  • Parasal anayasa: Parasal hükümler ise, para basmaya bir sınır getirerek büyüme ve GSMH ile ilişki kurarak sınırı belirlenecektir. ve böylece keyfi para basmanın engellenmesi.



Dış ticaret anayasası: Bu anayasa düzenlemesi ile dış ticaretin serbestleşmesi sağlanacaktır.

  • Dış ticaret anayasası: Bu anayasa düzenlemesi ile dış ticaretin serbestleşmesi sağlanacaktır.

  • Yasal kurumsal serbestleşme ve rekabet ana yasından oluşur. Devletin ekonomiye olan müdahalelerini ve kontrollerin mümkün olduğunca azaltılması ve "oyunun kurallarını" koyması ve aksak ve yıkıcı rekabeti önleyici tedbirler alması



Anayasal iktisat teorisinin ulaştığı sonuç devletin ekonomi içindeki yerinin sınırlandırılmasıdır. Kamu kesiminin aşırı büyümesi bir çok ülkede tedbirler alınmasını gündeme getirmiştir. Bu yüzden ekonomik anayasa çerçevesinde devletin hak ve yetkileri sınırlandırılırken kişi hak ve özgürlüklerinin sağlandığı yeni bir ekonomik anayasaya ihtiyaç vardır.

  • Anayasal iktisat teorisinin ulaştığı sonuç devletin ekonomi içindeki yerinin sınırlandırılmasıdır. Kamu kesiminin aşırı büyümesi bir çok ülkede tedbirler alınmasını gündeme getirmiştir. Bu yüzden ekonomik anayasa çerçevesinde devletin hak ve yetkileri sınırlandırılırken kişi hak ve özgürlüklerinin sağlandığı yeni bir ekonomik anayasaya ihtiyaç vardır.



Demokrasinin daha çok yaygınlık kazandığı günümüzde devlet hem birey özgürlüklerine saygı açısından hem de anayasal olarak sınırlandırılmış ve belirlenmiş yetkileri dolayısıyla vergilendirmenin de bir sınırı olmalıdır. Çünkü devletin vergi toplama hakkı varsa bireylerin de başkalarına devredemeyecekleri vazgeçemeyeceği bireysel hakları mevcuttur. Bu yüzden devlet vergilendirme yetkisini ancak kişilerin hak ve özgürlüklerini koruyarak kullanabilecektir.

1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   18




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin