KirkçEŞme tesisleri


KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KURULU



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə263/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   259   260   261   262   263   264   265   266   ...   889
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KURULU

Kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili hizmetlerin bilimsel esaslara göre yürütülmesini sağlamak üzere Kültür Bakanlığı'na bağlı olarak yurdun çeşitli bölgelerinde kurulmuş karar organı. 2863 sayılı yasanın bazı maddelerini değiştiren 3386 sayılı yasa ile 1987'den beri görev yapmaktadır. Kökeni Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıt-



KÜREK

170

171

KÜRKÇÜ HANI

lar Yüksek Kumlu'na dayanır. Daha da öncesinde İstanbul Eski Eserleri Koruma En-cümeni(-0 ve eski eserlerin değerlendirmesinde hükümler içeren "nizamnameler" bulunmaktadır.

Türkiye'de eski eserlerle ilgili yasal düzenlemeye geçilmeden önce korumacılara yol gösteren "nizamnameler" olmuştur. Asâr-ı atika nizamnamelerinde konu, yeraltında ve yer üstünde bulunan arkeolojik eserler ile taşınır objelerdir. Osmanlı eserlerinin, İslanıi yapıların korunması ile ilgili değerlendirmeler 1917'de oluşturulan Muhafaza-i Âsâr-ı Atika Encümeni'n-ce yapılmıştır, istanbul Vilayeti dahilindeki eserlerle sınırlı kalan encümenin çalışmaları, 1951'de Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun kuruluşu ile önemini kaybetmiş ve giderek son bulmuştur.

Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu 2 Temmuz 1951'de yürürlüğe giren 5805 sayılı yasa ile kurulmuş, korunması gerekli mimari ve tarihi anıtların koruma, bakım, onarım, restorasyon işlerinde uyulacak ilkeleri ve bunlarla ilgili programları saptamak, uygulamasını izleyip denetlemek, anıtlarla ilgili olarak yöneltilecek veya kendi incelemeleri ile elde edebilecekleri bilgilere göre her türlü konu ve anlaşmazlık üzerinde ilmi görüş bildirmekle görevlendirilmiştir. Tarih, arkeoloji, sanat tarihi, mimarlık, estetik, şehircilik alanlarında eser vermiş olmak koşulu ile tüm üniversitelerden (ve kurulacaklardan) ve ilgili bakanlıklardan seçilen üyelerden oluşan bu kurulun üyeliği daimi idi. İlk kurulda Celal Esad Arseven (başkan), Ekrem Akurgal (başkan vekili), Ah-med Hamdi Tanpınar, Arif Müfid Mansel, Zeki Faik İzer, Tahsin Öz, H. Kemal Söy-lemezoğlu, Orhan Çapa, Cahit Kınay, Orhan Alsaç, Behçet Unsal, Osman Turan, Mithat Yenen, Ali Saim Ülgen yer almıştır.

Kabul tarihi 18 Haziran 1973 olan 1741 sayılı yasa ile kurulun oluşumu ve görevlerine ilişkin bazı değişiklikler yapılmış, üye sayısı 21 ile sınırlandırılmış, tabii üye ve seçimle gelen üye tanımları getirilmiş, tabii üyelerin asıl memuriyetleri süresince üyeliklerinin devam etmesi, diğer üyelerin ise bu sıfatlarının 65 yaşına bastıkları tarihte sona ereceği hükme bağlanmıştır. Asıl önemlisi ise kurulun oluşumu ve görevlerine ilişkin özel yasa olmasına karşın 6 Mayıs 1973'te yürürlüğe giren "Eski Eserler Kanunu" ile kurulun görevlerinin yeniden belirlenmesidir. Bu yasada yer alan SİT tanımı (tarihi, arkeolojik, doğal vb) ve kavramı, kurulun çalışma ve yetki alanını genişletmiş, bu tarihten önce aldığı, eski eserlerin yoğun olarak bulunduğu yörelerin (Üsküdar gibi) toplu tescilleri ya da eski eserlerin yanında ve yakınında yapılacak yeni inşaatın koşullarının saptanmasına ilişkin (Beylerbeyi gibi) kararlar, böylece yasal temele oturtulmuştur. Kurulun aldığı kararlarla eski eser ve tabii anıt olduğu (ağaç) tescil edilen taşınmazların tapuya işlenmesi de bu yasa ile gerçekleşmiştir.

1983'e kadar Türkiye sathında görev yapan ve eski eserler konusunda yasal tek

yetkili karar organı olarak çalışan kurul bu zaman içinde İstanbul'da aldığı 16.000 dolayında kararla tek yapıdan SİT ölçeğine uzanan tescil işlemini, yeni yapılacak yapıların tescilli eski eserlere yaklaşma sınırı, mimari niteliği vb yapılaşma koşullarının saptanmasını gerçekleştirmiş, restorasyon esaslarım belirlemiş, eski eserlerin bakım, onarım, değerlendirilmesi konularında yapılacak uygulamalar için ilkeler saptamış, en önemlisi koruma kavramını kamunun kabullenmesini sağlamıştır.

Kabul tarihi 21 Temmuz 1983 olan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Ka-nunu'nun yürürlüğe girmesi ile Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu görevini Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu ile (çeşitli bölgelerde) Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Kurulları'na devretmiştir. Yurtiçinde bulunan korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili hizmetlerin bilimsel esaslara göre yürütülmesini sağlamak üzere kurulan bu kurullardan 7'si bürokrat olmak üzere 15 kişiden oluşan yüksek kurulun görevi kısaca, koruma ve restorasyon ilkelerini belirlemek ve kültür ve tabiat varlıklarının tescilini yapmaktır. Bölge kurulları ise 4'ü bürokrat o-larak toplam 9 kişiden oluşmuş ve uygulamaya yönelik kararlar almakla görevlendirilmiştir. Çalışmayı gerek bürokratik gerekse teknik açıdan zorlaştıran ve kurullar arası yetki kargaşasına yol açan bu yasanın bazı maddeleri nihayet 17 Haziran 1987'de yürürlüğe giren 3386 sayılı yasa ile değiştirilmiş ve böylece Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu son şeklini almıştır. Kültür ve Tabiat Varlıklarım Koruma Yüksek Kurulu'nun ve koruma kurullarının kuruluşu, görev, yetki ve çalışma şekilleri bu yasa ile saptanmış ve düzenlenmiştir.

14 kişiden oluşan, yılda en az iki defa toplanan yüksek kurul, kültür ve tabiat varlıklarının korunması ve restorasyonu i-le ilgili işlerde uygulanacak ilkeleri belirlemek, koruma kurulları arasında gerekli koordinasyonu sağlamak, uygulamada doğan genel sorunları değerlendirerek görüş vermek suretiyle Kültür Bakanlığı'na yardımcı olmak amacı ile kararlar almaktadır.

Kültür Bakanlığı'nın seçtiği arkeoloji, sanat tarihi, müzecilik, mimari ve şehir plancılığı konularında uzmanlaşmış kişi ve Yüksek Öğretim Kurulu'nca saptanan konu ile ilgili 2 öğretim üyesinden oluşan koruma kurullarına ise, görüşülecek konularına göre ilgili belediyeler, bayındırlık ve iskân müdürlükleri, vakıflar bölge müdürlükleri ve Orman Genel Müdürlüğü temsilcileri ile katılmaktadırlar.

Kültür ve tabiat varlıklarının tescili, bunların gruplandırılması, SİT alanlarının tescili, SİT alanlarında (geçiş dönemi) yapılanma koşullarının belirlenmesi, koruma amaçlı imar planlarının ve değişikliklerinin incelenip onaylanması, koruma alanlarının saptanması, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile ilgili uygulamaya yönelik kararların alınması ve görevli ve yetki-

li olan koruma kurullarının sayısı yurt sathında 16'dır. 3'ü İstanbul'da görev yapmakta fakat çalışma alanı sadece İstanbul il sınırları içinde kalmamaktadır.

İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun sorumlu olduğu bölgeler, tarihi yarımada (Eminönü, Fatih ilçeleri), Eyüp, Bakırköy, Zeytin-burnu, Şişli, Beyoğlu ilçeleridir. II numaralı kurulun sorumluluğu Çatalca, Silivri, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Kartal, Maltepe, Kadıköy, Şile, Yalova ve il sınırı dışına taşarak Gebze ve İzmit'i de kapsamaktadır. III. kurul ise Boğaz'ın iki yakasındaki ilçeler ve Adalar'dan sorumludur.

Kurulların göreve ilk başladığı yıldan günümüze kadar alınan kararlarla özellikle İstanbul'un kültür ve doğal değerlerinin korunması ve geleceği açısından son derece önem taşıyan (örneğin, Boğaziçi Tarihi ve Doğal SİT Alanı, Süleymaniye, Zey-rek-Cankurtaran, Yedikule vb gibi kentsel SİT alanları, arkeolojik alanlar) SİT bölgeleri saptanmış, Boğaz yalıları ayrı bir kararla tescil edilmiş, restorasyonlarının gerçekleştirilmesinde esas olacak müdahalelerin boyutlarını saptamak üzere koruma grupları tespit edilmiş, aynı özenle Adalar'ın korunması gerekli tüm öğeleri ahşap ev, cami, çeşme, kilise, ağaç vb tescil edilmiş, ayrıca tüm Adalar "doğal SÎT alanı" olarak tescil edilmekle gelişigüzel yapılanmalara engel olunarak kültür ve doğal verilerin değerlerinin yitirilmesi önlenebilmiştir.

Yasada tanımı yapılan kültür varlıklarının hemen her çeşidinin, gerek doğal, gerek kentsel SİT alanlarının nitelik ve nicelik açısından yoğun olarak bulunduğu kuşkusuz olan İstanbul'da koruma kurulları, yasanın emrettiği şekilde aksatmadan her hafta toplanmakta, kendine iletilen konularda kararlar üretmekte, kültürel ve doğal değerlerin korunması, yaşatılması, gelecek'kuşaklara aktarılması amacı ile aldığı kararlarda çalışmalarına yerel belediyelerin katılımına özen göstermektedir. YILDIZ TOKER

KÜREK

İstanbul'da ilk kürek yarışlarının fetihten sonra Boğaziçi ve Marmara sularında başladığı bilinir. Modern anlamda ilk kürek yarışlarının 1715'te Thames Nehri'nde İngiliz kayıkçıları arasında yapılmaya başladığı kabul edilirse de bu tarihten 135 yıl önce İstanbul'da kürek yarışlarının yapıldığına dair kesin bilgiler mevcuttur. Top-kapı Sarayı arşivlerindeki bir belgede, 1579' da yapılan bir yarışma detaylarıyla ana-tılmaktadır. Bu belgeye göre sadrazam, vezir ve ağa kayıkları arasındaki yarışmaya 25 kayık katılmıştır. III. Murad'm da Saray-burnu Kasrı'ndan izlediği bu yarışmayı Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa'mn kayığı kazanmış, Vezir Ferhad Paşa'mn kayığı da ikinci olmuştur. Yine aynı belgeden, padişahın birinciliği ve ikinciliği kazanan kayıkların kürekçilerine ihsanlarda bulunduğu ve yarışmayı kıyılara toplanan büyük bir kalabalığın ilgiyle izlediği öğrenilmektedir.

Öte yandan, 1889'da Japonya'ya bir dostluk ziyaretine giden Ertuğrul firkateynine mensup Türk denizcilerinin, yolda uğradıkları Singapur'da düzenlenen kürek yarışlarına katıldıkları ve birincilikler kazandıkları da bilinmektedir.

Modern anlamda ilk kürek yarışları 7 Eylül 1913'te Moda Koyu'nda, Osmanlı Donanma Cemiyeti tarafından düzenlenmiştir. 19l4'te Fenerbahçe kulübü, kürek sporunda önemli bir hamleyi gerçekleştirmiş, bir kayık filosu meydana getirilmiş, Kur-bağalı Dere kıyısındaki kulüp binası yanına bir de kayıkhane inşa edilmiştir. Daha sonra Anadolu, Altınordu, Galatasaray, Haliç İdman kulüpleri kürek sporuna eğilmişler ve özellikle Cumhuriyet'in ilanını izleyen yıllarda Türk kürek sporu büyük gelişme kaydetmiştir.

İstanbul, kürek sporundaki öncülüğünü günümüze dek sürdürmüştür. Bunda Fenerbahçe, Galatasaray, Anadoluhisarı ve Beykoz kulüplerinin de pek büyük payı olmuştur. Moda Koyu, Yenikapı-Samatya ve Pa-şabahçe-Beykoz rotaları Türk kürek sporunda çok uzun yıllar büyük faaliyete sahne oldu. Son yıllarda da Küçükçekmece Gölü'nde önemli faaliyete rastlanmaktadır. Öte yandan 1940'lı yıllarda düzenlenen ve Kavaklar ile Bebek arasındaki parkurda yapılan; tek çifte, iki çifte, dört tek ve sekiz tek ekipleri arasında bir bayrak yarışı halinde cereyan eden "merhaleli kürek yarışları" da kürek sporuna ayrı bir hareket ve renk katmıştı.

1829'dan beri aralıksız olarak Thames Nehri'nde yapılmakta olan ve kürek sporu dünyasının en büyük klasiğini teşkil e-den Oxford-Cambridge üniversiteleri arasındaki yarışma, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın Halic'i temizleme operasyonu sırasında 1988'de Haliç'te tekrarlanmıştı ki, bu da kürek sporumuz için önemli bir olay teşkil etmektedir.

İstanbul kulüplerine mensup kürekçiler her zaman Türk Milli Kürek Takımı'mn temelini oluşturdular. 1942'de Galatasaraylı kürekçi Sami Urallı'nın Cambridge ekibinde yer alıp geleneksel yarışmada Oxford takımına karşı mücadele etmesi; Fenerbahçeli kürekçi Tonguç Türsan'ın 1955'te Barselona'da yapılan Akdeniz Oyunları'n-


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   259   260   261   262   263   264   265   266   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin