LONDRA OTELİ
226"
227
LORICHS, MELCHIOR
örgütlenmenin bütününü ifade eden bir anlam kazanmış ve esnaf loncaları terimi sık sık kullanılmıştır.
İstanbul'da esnaf örgütlenmesi ve loncaların bazı karışıklıklara yol açan bir başka özelliği, zaman zaman ordu ve Yeniçe-
Sumame-i Hümayun'da kuyumcu loncasının geçişini gösteren minyatür. Galeri Alfa
III. Murad'ın
oğlu Şehzade
Mehmed'in
sünnet
düğünü
alayında
divitçi
loncasının
geçişi.
Surname-i
Hümayun
TSM Kütüphanesi/
TETTV'Arşivi
ri Ocağı ile iç içe girmiş görünmeleridir. Bunun, biri askeri, diğeri ekonomik alandaki iki farklı örgütlenme arasındaki organik bir bağ olmadığı, ancak yeniçerilerin, hele de ocağın güçlü, merkezi otoritenin ise zayıf olduğu dönemlerde lonca ustalarına mahsus olması gereken gedikler elde ederek veya loncaların diğer imtiyazlarından yararlanarak gelir sağladıkları, iç içelik görünümünün buradan doğduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, bazı esnaf loncalarının ordu savaşa giderken yan hizmetler için çağrılmaları da böyle bir iç içelik görünümü yaratmış olabilir.
İstanbul'da 17. yy'da kaç esnaf loncası bulunduğuna dair kesin sayılabilecek bir belge yoktur. Var olan kaynakları gözden geçirmiş olan R. Mantran, Evliya Çele-bi'nin verilerini öne çıkarmak eğilimindedir. Buna göre, 17. yy'ın ortalarında, 1.100 loncada örgütlenmiş 57 esnaf grubu vardır. Yine Evliya Çelebi'nin verdiği bilgiler diğerleriyle tamamlandığında, bu esnaf gruplarının her birinin içinde bazen 100'ü aşan ve her biri bir lonca olan birlikler olduğu anlaşılır. Her grubun başında, o meslek grubunun niteliğine, önemine, geleneksel bağlantılarına göre kazaskerden suba-şına, emine kadar çeşitli unvanlar taşıyan ve o gruba bağlı tüm loncaların başı sayılan bir şef vardır. Örneğin 40 loncaya (birliğe) ayrılan cambaz grubu pehlivanba-şına; 50 birlikten oluşan içki yapımcıları, meyhaneciler, bozacıbaşma; 138 lon-calı dini ve hukuki meslekler grubu kazaskere; 5 loncadan oluşan Darphane esnafı grubu Darphane eminine, 31 loncaya ayrılmış kasaplar, peynir ve yoğurtçular, kandil ve balmumu imalatçıları, kasapba-şına bağlıdırlar.
Esnaf loncalarına kayıtlı olanlar arasında, Evliya Çelebi yankesicileri, hırsızları, fahişeleri de saydığına göre, İstanbul'da lonca örgütlenmesi sadece üretici faaliyetleri ve ticareti değil Yeniçeri Ocağı ve diğer askeri gruplar dışında kalan faal nüfusun hemen tümünü, en azından kayıt düzeyinde kapsar görünmektedir. Bu da merkezi otoritenin başkentteki denetim kaygısının bir belirtisidir. İstanbul'da lonca örgütlenmesinin en önemli özelliği bir yandan gedik uygulaması öte yandan hemen herkesin bir loncaya kayıtlı olması ile merkezi otoritenin loncaların bağımsızlığım kısıtlayan denetimidir.
Loncaların iç örgütlenmesi ve hiyerarşisi yüzyıllar boyunca önemli değişiklikler göstermemiştir. Çırak, kalfa, usta hiyerarşisi temelinde örgütlenmiş olan loncalarda, ustaların kendi aralarından seçtikleri bir yönetici organ ve yöneticiler vardır. "İhtiyarlar" denilen ve herhalde loncanın ilk yönetim kademesini meydana getiren lonca seçkinleri yanında, bazen seçim, bazen a-tamayla gelen ve her lonca veya lonca grubunda farklı adlar taşıyan yöneticiler de vardır. 17. yy'ın sonlarına kadar yöneticiler için kullanılan "nakib" unvanına daha sonra rastlanmasa da, onun yerine geçen yiğitbaşı, şeyh, kethüda veya kâhya, loncayı merkezi otoriteye karşı da temsil eden yöneticilerdir. İstanbul'da bazı loncalar, en başta da debbağlar loncası şeyhlerini Ahî-lik geleneklerinin bir devamı olarak Ahî Baba diye adlandırmışlardır. 17. yy'dan itibaren, İstanbul'da loncaların başındaki kişiye genel olarak "kethüda" dendiği, yiğit-başmın da onun yardımcısı olduğu anlaşılmaktadır. Lonca üyelerinin kendi kethüdalarını seçmeye önem verdikleri kethüdayı devletin dışardan ataması halinde huzursuzluklar olduğu; kethüda seçimi sırasında Müslüman ve Hıristiyanların karma loncalarında çekişmeler yaşandığı; 18. yy'dan sonra, gayrimüslimler ayrı loncalar halinde örgütlenmeye başladıklarında bu sorunun çözüldüğü bilinmektedir.
İstanbul'da lonca örgütlenmesinin ve gedik uygulamasının çözülmesi 19. yy'ın i-kinci yarısından sonra hızlanmıştır. İmparatorluğun toplumsal, ekonomik yapı değişikliğinin zorunlu sonucu olan bu çözülme, 1860 ve 186l'deyeni gedik verilmemesi, boşalan gediklerin satılamaması yolundaki irade-i seniyelerle resmileştikten sonra, 1913'te çıkarılan, gediklerin ilgasına dair kanunla noktalanmış; loncalar ise, aynı süreç içinde dağılmışlar ve yerlerini yeni esnaf kuruluşları almıştır (bak. esnaf).
Bibi. N. Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Ankara, 1974; G. Baer, "Türk Loncalarının Yapısı ve Bu Yapının Osmanlı Sosyal Tarihi için Önemi", TAD, S. 14-23 (1975); Mantran, İstanbul, I, 327-367; (Ergin), Mecelle, I; Musahipzade, İstanbul Yaşayışı; Evliya, Seyahatname, I; Kö-mürciyan, İstanbul Tarihi.
İSTANBUL
Dostları ilə paylaş: |