MEVLİT ALAYI
Osmanlı padişahlarının Hz Muhammed'in doğum günü olarak kabul edilen rebiülev-vel ayının 12. gecesinde (mevlit kandili) mevlit okunan camiye gidiş ve dönüşlerinde düzenlenen tören.
Osmanlılarda mevlit kandiliyle ilgili resmi törenlerin ilki 1590'da III. Murad tarafından düzenlendi. Başlangıçta mevlit alayı için Ayasofya Camii'ne gidilirken IV. Murad döneminde 1627'den başlayarak Sultan Ahmed Camii'ne gidilmiştir.
Mevlid alayı ile ilgili en ayrıntılı bilgi Tayyarzade Ata Bey'in Tarih-i Âlâ adlı eserinin 1. cildinde bulunmaktadır. Burada mevlit alayı "Mevlid-i Şerif Kıraati Merasimi" başlığı altında en küçük ayrıntısına varıncaya kadar anlatılmıştır.
Mevlit alayı, sadrazamdan başlayarak bütün ileri gelenlere saatine varıncaya kadar birkaç gün önceden haber verilirdi. Başta sadrazam, şeyhülislam ve nakibü-leşraf olmak üzere alaya katılacak devlet erkânının camiye, ne zaman gelip nereye oturacağı ve nasıl ayrılacağı önceden belirlenmişti. 19). yy'a kadar aynen uygulanan bu kurallara göre devlet erkânı camideki yerini aldıktan sonra diğer alaylarda olduğu gibi padişah, alkışlarla bulunduğu saraydan kapıcıbaşılar eşliğinde camiye gelir ve hünkâr mahfilindeki yerini alırdı. Padişahın geldiğini camidekilere bildirmek amacıyla hünkâr mahfilinin perdesi açılır, hazır bulunanlar saygıyla ayağa kalkarlar've ancak kafes kapandıktan sonra otururlardı.
Asıl tören müezzin mahfilinden okunan Fetih süresiyle başlar, ardından önce Ayasofya kürsü şeyhi(->) sonra da Sultan Ahmed kürsü şeyhi kürsüye çıkarak kısa birer vaaz verirlerdi. Vaazdan sonra şeyh efendilere birer kürk giydirilir, kese içinde para ihsan edili ve cemaate şerbet dağıtılırdı.
Daha sonra üç mevlithan sırayla Süleyman Çelebi'nin "Vesiletü'n-Necat" adlı mevlidini okurlardı. Her mevlithana hilat-ler giydirilir, armağanlar verilir, Hz Muhammed'in doğumunu anlatan bölümde Geldi bir ak kuş kanadıyla revân /Arkamı sığadı kuvvetle heman dizeleri okunurken cemaat ayağa kalkar, Mekke emi-rinden gelen mektup sadrazamın izniyle reisülküttab ve müjdecibaşı da orada bulunmak üzere darüssaade ağası tarafından hünkâr mahfilinde padişaha okunur ve armağanlar dağıtılırdı.
Padişah için Medine'den gönderilen hurmadan sadrazam, şeyhülislam ve diğer ileri gelenlere ikram edilir, görevlilere keseler ihsan olunurdu.
Üçüncü mevlithan da kürsüden indikten sonra Sultan Ahmed ve Ayasofya mütevellileri sadrazam ve şeyhülislama, diğer vakıf mütevellileri de önde gelen vezir ve devlet adamlarına tablalarla şeker ikram ederlerdi. Nakibüleşrafın tablası ayrıca verilir, tören sonunda adamlarıyla birlikte evine dönmesi sağlanırdı.
Duadan sonra başta sadrazam olmak üzere bütün görevliler cami önünde atla-
18 yy'da Sultan 511
Ahmed
Camii'nde bir
mevlit alayı.
Cengiz Kahraman
arşivi
rina binmiş olarak padişahı selamlamak üzere beklerlerdi. Alkış çavuşlarının arasında sarayına dönen padişahın ardından sadrazam da diğer vezirler ve devlet erkânı tarafından selamla uğurlanır, onu şeyhülislam ve vezirler takip ederdi.
19. yy'da eski görkemini yitirmeye başlayan mevlit alayı sade bir tören halini almış, çoğu zaman saray içinde düzenlenir olmuş ve bu biçimiyle 1924'te halifeliğin kaldırılmasına kadar sürmüştür.
Bibi. Tayyarzade Ata Bey, Tarib-i Ata, I, ty,
s. 234-243; Mahmud Şevket Paşa, Osmanlı Teş
kilat ve Kıyafet-i Askeriyyesi, İst., 1325; M. F.
Köprülü, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Mü
esseselerine Tesiri, ist., 1975; Uzunçarşıh, Kapı
kulu, I, 290, 304, II, 146, 151; İ. H. Uzunçar
şıh, "Alay", M, I, 293-294; Pakalm, Tarih De
yimleri, II, 521-522; Esad Efendi, Teşrîfât-ı Ka
dime, ist., 1979, s. 4-5; Z. Kazıcı, "Alay", DlA,
II, 347-348. '}
İSTANBUL
Dostları ilə paylaş: |