Konusu: İmam’ın (r a) Başlattığı Hareketin, Evrensel Düzlemde Bir Dine Dönüş Çağına Başlangıç Teşkil Ettiğinin Beyanında



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə24/89
tarix17.11.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#83124
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   89

Üçüncü Rapor:


Uzaktan ve ruhsal metotlar kullanma yoluyla tedaviye ilgi duyan Dr. Elizabeth Tarek ise farklı inançlarda olan birkaç kişiden gizli olarak bir hafta boyunca gündüzleri, AIDS hastalığına yakalanan yirmi kişi için dua etmesini istedi. Bu gönüllü duacılardan her birisi hastanın sadece adını ve resmini aldı. Altı ay sonra kendilerine dua edilen hastaların, tedavi olmayan diğer guruptan hallerinin daha iyi olduğu ortaya çıktı. Aynı şekilde kendilerine dua edilen hastalar, hastahanede sadece on gün kalmışlardı. Oysa diğerleri atmış sekiz gün yatmışlardı. Aynı şekilde onların doktora müracaatları da oldukça azdı. Zira kendilerine dua edilmeyen kimseler, 189 defa, kendilerine dua edilen kimseler ise sadece 26 defa doktora müracaat etmişlerdi. Aynı şekilde kendilerine dua edilen kimseler daha az ikinci dereceden iltihaplanmaya müptela olmuş ve daha az sinir krizi geçirmişlerdi. Dr. Tarek şunu hatırlatmaktadır: “Benzeri bir araştırma bundan birkaç yıl önce kalp hastaları üzerinde de denenmiştir ve duanın bu hastalar üzerindeki olumlu etkileri de tespit edilmiştir.”

Söylemek gerekir ki, Dr. Tarek’in araştırmalarının sonuçları Florida eyaletindeki Clear Water şehrinde Amerikan, “Camia-i Pizişki-i Revanteni-i Amerika” kongresinde yayımlanmıştır1



2- Dini İnançların Ruhsal Sağlık Üzerindeki Etkisi


Dini inançlar, dini farzlar ve insanın bedensel sağlığı arasındaki ilişkiyi keşfetme amacıyla yapılmış olan araştırmaların yanı sıra, dini iman ve dindarlığın insanın ruhsal sağlığı üzerindeki etkilerini keşfetmek hakkında da geniş araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmaların olumlu sonuçları çok geniş boyutlarda psikoloji ve psikoterapi ilmini etkilemiştir.

Burada bu konuda yayımlanmış olan bazı raporları aktarmaya çalışalım: İndependent adlı İngiliz gazetesi, son zamanlarda yukarıdaki adı geçen konu hakkındaki bir araştırma projesine istinat ederek şöyle yazmıştır: “Dini inançlara sahip olmak, insanın daha az depresyon geçirmesini ve ruhsal sağlığını korumasını sağlamaktadır. Örneğin cami veya kiliseye giden kimseler, asla bu mekanlara gitmeyen kimselere oranla daha sağlıklıdırlar, hastalıklardan daha çabuk kurtulmaktadırlar ve de toplumda daha iyi bir şekilde parlamaktadırlar.”

Bu gazete, insanın inançlarının faydalı ve güzel boyutları olarak iman, namaz, dini metinleri okumak ve benzeri şeylerin adını anarak şöyle yazmaktadır: “Yapılan incelemeler esasınca ruhsal hastalıklardan rahatsız olan bir çok hastalar, dini çevrelere katılarak huzura ermişlerdir.”1

Amerika Duke Üniversitesi psikoterapisti ve dini inançların olumlu etkileri hakkında yapılan araştırma projesinin başkanı olan Dr. Harold Quink bu konuda elde edilen sonuçlara işaret ederek şöyle demektedir: “Düzenli olarak kiliseye, havraya veya camiye giden kimseler, ruhsal açıdan daha sağlıklıdırlar ve doğal olarak daha güçlü bir savunma sistemine sahiptirler.”2

Internet ağı üzerine gönderilen bir başka raporda ise dini önderlerin ruhsal hastaların tedavisine ortam sağlama hususundaki gücüne işaret edilerek şöyle söylenmektedir: “Psikologlar şu sonuca varmışlardır ki dini inançlar hastaların tedavisi için uygun bir ortamı temin edebilir ve bu yüzden de bu tür hastalıklar dini inançlara bağlılık sayesinde rahat bir şekilde tedavi olmaktadır.”3

Oxford Üniversitesi araştırmacısı Dr. Markill Argil de bu konudaki araştırmalarını şu şekilde beyan etmektedir: “İnançlı kesim arasında intihar, diğerlerine oranla daha az göze çarpmaktadır. Dindar yaşlılar ve özellikle de dullar ve bekar kimseler arasında uzlaşma ve esenlik ifadeleri göze çarpmaktadır.”4

Kanada ulusal radyosu da ruhsal hastalıkları tedavi hakkında yaptığı bir açıklamada, araştırmacı bir psikoloğun dilinden şöyle ilan etmiştir: “Ruhsal ve sinirsel hastalıklara yakalanan kimselerin yüzde yetmişi, maneviyata yönelim yoluyla tedavi edilebilir türdendir.”5

İslami Kültürde İnançların ve Dinsel İmanın Şifa Verici Özelliği


Esasen günümüzde araştırma merkezleri tarafından Allah’a iman ve dindar olmanın şifa verici özelliği olarak teyit edilen ve onaylanan şey, İslami ve muteber metinlerde yer alan hakikatin bizzat kendisidir. Örneğin Hz. Ali’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) yaptığı bir açıklamada, bu konuda keşfedilmemiş olan dünya dolusu sırlara işaret edilmiştir. Hz. Ali bu konuşmasında münezzeh olan Allah’a hitaben şöyle buyurmuştur: “Ey ismi deva ve zikri şifa olan Allah’ım!”1

Üstat Şehit Murtaza Mutahhari ise Hz. Ali’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) başka bir beyanını naklederek bu konuda şöyle demektedir: “İmanın bir diğer etkisi ise beden ve ruh sağlığıdır. Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun) takva hakkında şöyle buyurmuştur: “Takva, kalplerinizin hastalığının ilacı ve bedenlerinizin hastalığının şifasıdır.” Üstat Şehit Murtaza Mutahhari, “Elbette bilindiği gibi iman; hap ve kapsül türünden bir ilaç değildir” gerçeğini de beyan ederek şöyle demektedir: “Beden ve ruh sağlığı daha çok imana bağlıdır. Sürekli olarak hastaneleri dolduran ruh hastalarının artması ve artmaya devam ediyor olması günümüzün sosyal problemlerinden birini teşkil etmektedir. Rakamların da gösterdiği üzere bu hastalıkların tümü veya çoğu Allah’a iman ve yüce yaratıcıya halis bir şekilde inanmaktan mahrum olan kesim arasında göze çarpmaktadır.”

Üstat şehit daha sonra şunu ilave etmektedir: “Bu ruhsal hastalıklar daha çok toplumsal aldanış ve mahrumiyet duygusuna kapılma kökenlidir. İşte burada iman, bir önleme ilacı hükmünü taşımaktadır. Elbette bütün mahrumiyetlere teslim olmak da imanın bir gereği değildir. Aksine bundan maksadımız, iman sayesinde mahrumiyetlerin insanı yıkmayacağı ve dengeli tuttuğu gerçeğidir.”1

Aslında Kur’an ve dualardan şifa dilemek rivayetlerde de yer alan bir husustur ve masumlardan (Allah’ın selamı üzerine olsun) nakledilen rivayetlerde de bu konuda bir çok teşvikler mevcuttur. Bu konuda Kur’an ve mutahhar imamların (Allah’ın selamı üzerine olsun) sözlerinin bir bölümü de bu konuya has kılınmıştır. Nitekim Allame Tabatabai, “Kur’an’dan iman edenlere rahmet ve şifa olan şeyler indiriyoruz. O, zalimlerin ise sadece kaybını artırır.”2 ayetinin tefsirinde şöyle buyurmuştur: “Diğer müfessirlerin söylediği sözlerden biri de şudur ki ayette geçen şifadan maksat, hem cehalet, şüphe, şek, çirkin nefsani melekeler gibi ruhsal hastalıklar ve hem de cismani hastalıkların şifası gibi daha genel bir anlam ifade etmektedir.”3

Merhum Tebersi’nin (şianın altıncı asırda yaşamış büyük alimlerinden biridir) değerli Mekarim’ul-Ahlak adlı kitabında ruhsal ve bedensel hastalıkları tedavi hususunda ayet ve değerli rivayetler bir araya toplanmıştır.”4

Aynı kitapta yer alan bir rivayete göre de İmam Sadık (Allah’ın selamı üzerine olsun) şu tavsiyede bulunmuştur: “Eğer birisi bedensel bir hastalığa düçar olursa, elini ağrıyan yerin üzerine koysun ve şifa bulmak için üç defa: “Allahumme inni eseluke bi hakkil Kur’an’il azim, ellezi nezele bihi Ruh’ul Emin, ve huve indike fi Umm’il Kitap, ledeyna le aliyyun hekim en teşfiyeni bişifaik, ve tedaviyeni bidevaik ve teafiyeni min belaik”1 duasını okusun ve daha sonra da Muhammed’e ve al-i Muhammed’e selam göndersin.”2

İsmet ve taharet Ehl-i Beytinden nakledilen rivayetlerde, hastalıkların doğal yoldan tedavisine gidilmesi gerektiğini tavsiye etmenin yanı sıra ayet ve duaların da şifa verici özelliğine vurguda bulunulmuştur.

Bu esas üzere Kur’an ve dualardan şifa dilemenin Müslümanların tarihinde köklü bir yeri vardır. Tıp tarihi kitabı da Mensuri hastanesi hakkında tarihçi Guteri’nin yazısını naklederek şöyle yazmaktadır: “Elli tane kari (Kur’an okuyan kimse) gece gündüz hastane muhitinde Kur’an okuyorlardı.”




Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin