Konusu: İmam’ın (r a) Başlattığı Hareketin, Evrensel Düzlemde Bir Dine Dönüş Çağına Başlangıç Teşkil Ettiğinin Beyanında


Dini Öğretilerin İşlevi Hakkında Araştırmalar



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə22/89
tarix17.11.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#83124
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   89

Dini Öğretilerin İşlevi Hakkında Araştırmalar

1- İnsan Medeniyetinin Bekası İçin Yegane Yol Dini Değerlere Bağlı Kalmaktır.


Harvard Üniversitesinden bin bilginin üç yıl boyunca yaptığı incelemelerin neticesi esasınca, çevre sorunlarını halletme hususunda da dini değerlerin çok hassas bir rolü olduğu anlaşılmaktadır.

Birleşmiş Milletler çevre işleri genel sekreteri baş danışmanı (Kofi Annan) bu araştırmaların sonuçlarını ilan esnasında yaptığı röportajda şöyle diyor: “İktisadi, güvenlik ve siyasi hayatımız en yüce ahlaki ve manevi hedefler ışığında şekillenmediği ve bunların hizmetinde bulunmadığı taktirde, medeniyetimiz gelecek asrın sonuna dek baki kalmayacaktır.

Bu röportajda BM teşkilatı başkanı da şunu ilan etmiştir: “Allah’ın en şerefli yaratığı olduğumuz halde görevimizi yerine getiriş şeklimiz akıllıca olmamıştır ve biz bir uçuruma doğru gitmekteyiz.”1

2- Dini Değerler ve Batılı Sorumsuzluğun Genişlemesinin Etkilerine Karşı Koyma


Batılı bilgin Dr. Schumacher, Batı iktisadının kalkınmasının kalıcı olmadığını, kötü etkilerine ve bu konuda batılı ülkelerin içine düştüğü çıkmaza işaret ederek şöyle yazmaktadır:

“Böylesine bir çıkmazdan çıkış, sadece teknolojik boyutlarda görüşlerini gözden geçirme, ham maddelerin kullanımı ve toplu üretimde itidale riayet etmek ve bilahare ruhsal uyumsuzlukları ortadan kaldırmak için dini ve ahlaki değerlere geri dönmekle mümkündür.”2



3- Din ve Aile Kurumunu Korumak


“Kanada İstatistik İdaresinin yapmış olduğu incelemeler esasınca, sürekli dini görevlerini yerine getiren ve her hafta ibadet yerlerine giden kimseler başkalarına oranla kendisini daha iyi hissetmekte, ızdırap ve endişeleri daha az olmakta ve daha başarılı evlilikler yapmaktadırlar.

Bu araştırmaların yayımlanmış sonuçları esasınca 1970 yıllarında evlenenlerden, dindar olmayanların % 34’ü birbirinden ayrılmışlardır. Oysa bu rakam dindar insanlar arasında % 15 olmuştur.”1

Batılı araştırmacılardan biri inançlı ve dindar insanların yaşam durumu hakkında yapılan araştırmaların sonuçlarına işaret ederek şöyle yazmaktadır: “Çoğu zaman dindarların davranışları çok iyi olmuştur. Onlar daha çok birbirinin yardımına koşmakta ve iyilik yolunda daha fazla adım atmaktadırlar. Başka bir ifadeyle dini tutuculuğun gereği, dine bağlılıktır.” Aynı araştırmacı şunu eklemektedir: “Din, dindar insanların esenlik ve mutluluğu üzerinde çok etkili olmaktadır. Onlar genellikle daha az boşanmaktadırlar. Evliliklerinin daha çok saadet ve mutluluk içinde olduğunu ifade etmektedirler.”2

4- Öğrencilerin Öğreniminin İlerlemesinde Dinin Rolü


BBC televizyon kanalı yayımladığı raporunda şunu ilan etmektedir:

“Amerika’daki tıp üniversitelerinin çoğu, dini değer ve ilkeler öğretilmeden tıp ilmini öğretmenin mümkün olmadığına inanmaktadırlar.”

Bu televizyon kanalı, adı geçen haberin açıklamasında şunu ifade etmektedir: “Bu üniversitelerden biri de George Washington’dır. Bu üniversitede hocalar, hem tıp ilmini ve hem de sınıflarda dini ve manevi değerleri birlikte okutmaktadır. Bunun değeri iki kat fazladır.

Mevcut istatistikler tıp öğrencilerinin iyi bir dini imana sahip oldukları taktirde, tıp derslerini öğrenmekte daha başarılı olacağını göstermektedir.

İleride de başarılı bir doktor olacaklardır.”

BBC televizyonu şöyle demektedir: “George Washington, öğrenciler için dini işlerde özel derslerin teşkil edildiği 30 Amerikan üniversitesinden sadece biridir.”1

Elbette Christian Sience Monitor gazetesinin yazdığına göre 2000 yılında Amerika’daki 72 tıp fakültesinde, maneviyat, dertler ve hastalıkların bu yolla iyileştirilmesi hususunda dersler verilmektedir. Bu değişim 1992 yılına oranla görülmemiş bir artış kaydetmiştir. 2
5- Aids Gibi Çaresiz Hastalıkların Önlenmesinde Dinin Rolü

Dünya Sağlık Teşkilatı, öldürücü AIDS hastalığı ile savaş yolları hususunda yaptığı uzmanca ve resmi araştırmaların sonuçlarını ilan ederek şöyle demiştir: “Dinler tarafından öğretilen uygun ahlaki bir çerçeveye dönüş, AIDS hastalığından kaçmanın ve sakınmanın nihai çözümüdür.”3

İngiliz bayan Dr. Couliber, “Asrın vebası AIDS” başlığı altında yukarıdaki gerçeğe işaret ederek, kitabında şöyle yazmaktadır: “Bir gazeteci, Londra hastanelerinin birinde AIDS hastalığına yakalanan bir gurup kimsenin tedavisinden sorumlu olan bir psikoloğa şöyle sormuştur: “Bu ateşin hastalığında yanan şu hastalar, eğer dini emirleri yerine getirmiş olsalardı, bugün böylesine acı çeker ve yok olmaya doğru giderler miydi?” Psikolog şöyle cevap vermiştir: “Elbette ki hayır, ama Allah aşkına siz bu sözü, gazetenizde benim ağzımdan nakletmeyiniz.”4

6- Dini İnançların İnsanın Esenliğindeki Rolü


İnsanın bedensel ve ruhsal esenliğinin dini inanç ve imanıyla olan ilişkisinin keşfedilmesi bağlamında yapılan geniş araştırmalar ve bu araştırmalardan elde edilen sonuçlar esasınca bugün artık tıp araştırmacıları her zamankinden daha çok şu gerçeği anlamış bulunmaktadırlar ki insanın bir olan yaratıcıyla manevi irtibatı, dini görevleri sürekli yerine getirmesi ve de göz alıcı bir şekilde dini inançlardan nasiplenmesi hiç şüphesiz insanın ruhsal ve fiziksel esenliğini korumada ve insanın çeşitli hastalıklara yakalanmasını önlemede çok büyük bir etkide bulunmaktadır.

İşte bu yüzden her gün, insanın esenliğini koruma hususunda dini inançların olumlu etkilerine inanan tıp bilginlerinin sayısı hızla artmaktadır.

“Fransa haber ajansının yayımladığı rapor esasınca, Harvard tıp okulu vesilesiyle yapılan araştırmaların sonucu şu gerçeği göstermektedir ki, “Amerika’daki aile doktorlarının hemen hemen büyük bir çoğunluğu, dini inançların, tedavi etmekte oldukları hastalar üzerinde çok faydalı etkileri olduğunu anlamış bulunmaktadırlar.”

Amerikan Aile Doktorları Akademisi konferansında söz konusu edilen bu araştırmaların yayımlanmış neticeleri esasınca, aile doktorlarının yüzde doksan dokuzu ankete verdikleri cevapta dini inançların, hastaların iyileşmesindeki gücüne ve etkisine inandıklarını ifade etmektedirler.1

Bu konuda yayımlanan diğer bir raporda ise şöyle yer almıştır: “Amerika’da tıp fakültelerinden biri son zamanlarda şu neticeye varmıştır ki hastaları tedavi etme hususunda dini inançlarından kaynaklanan ruhsal güçlerinden yardım almak gerekmektedir.”

Bu yüzden bu tıp fakültesi öğrencileri, saatlerce hastalarla konuşmaktadır ve onların sözlerini dinleyerek kalbi iman vasıtasıyla iyileşeceklerine ümitlerini arttırmaktadırlar.”

Bu araştırma şu eklemede bulunmaktadır: “Bu fakülte sorumluları şunu ifade etmektedir: “İnsanın beden sisteminin ötesinde dini inançlardan oluşan çok karmaşık bir sistem mevcuttur. Şüphesiz insanın fiziki sistemi hususunda da etkisiz değildir.”

Bu sorumlular şuna inanmaktadırlar: “Gelecekte tıp doktorları hastaların tedavileri ve bedensel ihtiyaçlarının yanı sıra hastaların ruhsal ihtiyaçlarına da büyük önem verecektir.”1

Bu esas üzerince, “Dünya çapında muteber bir üniversite olan Harvard Üniversitesi kalp uzmanı Hubert Benson, kendi hastalarına düzenli olarak ibadet etmelerini tavsiye etmektedir. Zira onun inancına göre bu konu onların iyileşmesine büyük ölçüde yardımcı olmaktadır.”2

Bazı batılı tıp doktorların, hastaların sağlığını korumada dini inançların etkisine olan inançları o kadar derindir ki açık bir şekilde şunu ilan etmişlerdir: “Hastaların tedavisinde Allah’ın rolünü görmezlikten gelen tıp doktorları, hiç şüphesiz tıbbi görevlerini yerine getirmede kusur etmiş olacaklardır.”3

Bu tıp bilginleri, “hiç şüphesiz yakalandığınız hastalığın tedavisi hususunda iman çok etkindir”4 gerçeğini beyan ederek şöyle demektedirler: “Öyle anlaşılıyor ki artık bu etkeni, dinin gücünü görmezlikten gelmek, bundan sonra kabul edilecek bir husus değildir.”1


Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin