Salt Maddecilik ve Ateistliğin Çöküş Döneminin Başlaması
İslam devriminin dini temeller ve öğretiler esasınca zafere ulaşması, çağdaş maddeci medeniyetin inkarcı düşüncesini şiddetle sarstı. Bir çok bilginlerin dini inançlara yeniden geri dönüşüne ortam hazırladı ve dini olmayan kültürün bir tür eziklik duymasına neden oldu. Fransız haftalık dergisi Nowel Observator bu konuda şöyle yazmaktadır: “Enformatik ve teknik ilmin şaşırtıcı bir şekilde ilerleme kaydettiği günümüzde, her gün materyalistlerin ve inkarcıların fikri temellerinin büyük bir hızla yıkıldığını görmekteyiz…
…İlmi kavramları artık kendi lehine kullanmaya çalışan teoloji değildir. Mevcut halde, Allah’ı isteyen ilmin bizzat kendisidir.”4
Fransız meşhur sosyologu Jill Couple’ın görüşü esasınca, “Dindar olmayan tahsilli kimseler, din dışı kültürün kendilerini bir çıkmaza sürüklediğine inanmakta ve bu çıkmazın sonunu da cinayet, boşanma, AIDS, uyuşturucu maddeler vb. şeylerde görmektedirler. Onlar ilim ve iman arasındaki çelişkiyi red etmektedirler.”1
Amerikan Scientific ilmi dergisi bu konuda şunu yazmaktadır: “Hayatın anlamı, değer ifade eden şeyler, ahlaki ve ideal konulara ilmin cevapsız kalışı, eskiden inkarcı bir ruha sahip olan bilginleri tutturdukları bu yoldan el çekmeye ve dini öğretilere yönelmeye zorlamıştır.”2
Bilginler ve Din Gerçeğini Anlama Hususunda Artan Çabalar
Son yıllarda beşerin dini inançlara evrensel yönelimi, çağdaş dünyanın, özellikle de batının bilginleri arasında gittikçe büyüme kaydeden bir dalga yaratmıştır. Bu dalga, ilim ve din orantısı alanında yapılmış olan yanlış düşünceleri düzeltmeyi ve beşer hayatında dinin değerli konumunu yeniden derk edebilmeyi amaçlamaktadır.
Çeşitli konferanslar; din ve ilim çelişkisini reddetmek ve toplulukların ilmi övünç kaynakları üzerindeki olumlu etkilerini tespit etmek amacıyla son yıllarda bilginler, ilmi topluluklar ve araştırma kurumları tarafından yazılmış olan bir çok eserler ve geniş araştırma projeleri de bu iddiayı kanıtlayan bir delil konumundadır. Örnek olarak “Avrupa ve Amerika’da ilim ve din ile ilgili araştırma merkezlerinin ve encümenlerin tesis edilmesinin hızla artışına işaret etmek mümkündür.”3
Hakeza “Fizikçi, kimyacı, biyolog, filozof ve ilahiyatçılardan bütün dünyadan 1100 bilginin katılımıyla1 Hindistan’da düzenlenen “Din ve ilim sentezi” adlı uluslararası kongreye veya Berkeley’de California Üniversitesinde bir çok seçkin bilim adamının katılımıyla teşkil edilen ilim ve din ilişkisini araştırma konferansına da işaret etmek mümkündür.”2
Nitekim Berkeley California’da din ve tabii ilimler merkezi de son zamanlarda “ilim ve manevi araştırmalar” başlığı altında araştırma projelerini düzenleme girişiminde bulunmuştur.
Bu projenin müdürü olan Mark Richardson şöyle diyor: “Bu iş din ve tabii ilimler alanında seçkin bilim adamlarının katılacağı bir konferansın teşkil edilmesine hazırlık konumundadır. Bunun amacı da dakik bir ilmin dini inançları red ettiğine inanan bilginlerin bu yanlış düşüncesini değiştirmektir.”3
Son yıllarda ilim ve din konusuna olumlu bakan, basılmış yüzlerce kitaplardan örnek olarak, batılı bilgin bayan Jennifer Trusted’in (ki felsefe ve ilim felsefesi konusunda bir çok kitapları vardır) 1994 yılında basılan Fizik ve Metafizik kitabına işaret edebiliriz.
Yazar bu kitapta din ve dini inançlara odlukça olumlu yaklaşarak dinin, ilmin ilerlemesine engel olduğunu belirten yanlış düşünceyi zihinlerden silip atmak istemektedir. Onun inancına göre orta çağdaki ilim de, kıvancını din felsefesine borçlu konumdadır.”4
İmam Humeyni (Allah’ın rahmeti üzerine olsun) Çağı ve İlim ve Düşünce Sahasında Devrim
Bu arada düşünülmesi gereken önemli konulardan biri de son yıllarda, özellikle de İslam devriminden sonra çağdaş dünya ilimlerinin çeşitli dallarındaki uzman bilginlerin dini yönelimleri ve bakış açılarında oluşan ilginç değişimler, hakikatte ilim ve düşünce alanında oluşmuş büyük bir devrim konumundadır. Bu değişim çağdaş bilgin ve ilim adamlarını gittikçe artan bir hızla Allah’a ve ilahi değerlere sevk etmektedir.
Amerikan Time dergisi Nisan 1980’deki 7. sayısında bu konuda şöyle diyor: “Düşünce ve istidlal konusunda sessiz bir devrim gerçekleşmek üzeredir ve tanrı geri dönmektedir.”1
Amerikan Scientific adlı ilmi dergi de söz konusu değişimleri ele alarak, California’da düzenlenen ilim ve din ilişkisini inceleme konferansında söz konusu edilen konuların içeriğine işaret ederek şöyle yazmaktadır: “Konferans müddetince açıklığa kavuşan çok önemli hususlardan biri de artık bilim adamlarının dine yaygın ve sıradan inançlar gözüyle bakmadığı gerçeğidir. Zira bilim adamları artık dine, ilmi tecrübeleri miktarınca gerçeği ifade eden reel alemden bir tecrübe gözüyle bakmaktadırlar.”
Bu dergi daha sonra şunu ifade etmektedir: “Anlaşıldığı üzere bilim adamları şu iki hususta görüş birliğine varmışlardır. Bu hususların birincisi Allah’ın var olduğudur. İkinci husus ise dinden uzak bir ilmin topal, ilimden uzak bir dinin ise kör olmasıdır.”2
İlimler sahasındaki bu adı geçen devrimi Amerikan Newsweek dergisi (20 Ocak 1998 tarihli sayı) şu ifadeyle anmaktadır: “İlim Allah’ı bulmaktadır.”3
Bilginlerin Dindarlığının Dini Yönelişler ve Çağdaş İnsan Üzerindeki Etkisi
Gerçi bilginler, ilim ve araştırma kurumları arasında dini inançların yeniden hayat kazanması da bizzat çağdaş insanın Allah’a büyük dönüş hareketinin önemli bir bölümünü teşkil etmektedir. Ama sosyal konuları yorumlayan uzman kimselerin inancına göre ilimler sahasında adı geçen değişimin oluşumu ve din ve ilmin çeliştiği hususundaki bir çok hayali kuruntuların ortadan kalkması, çağdaş insanın dini öğreti ve emirler ile tevhidi inançlara yönelişinin artış kaydetmesi için çok uygun bir ortam sağlamıştır.
İngiltere’de basılan Daily Telegraphe yayını bu konuda şöyle yazmaktadır: “Sosyal olayları yorumlayan uzmanların dediği gibi halkın çoğunun dine yönelmesinin en büyük sebebi, din ve ilim arasında artık eskiden olduğu gibi uyuşmazlığın görülmeyişi gerçeğidir.”1
Dostları ilə paylaş: |