1- Patlayıcı madde bulundurma ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda; toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasıfları tayin edilmiş, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme yönelik temyize
gelince;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suç tarihinin 5532 sayılı Kanunun 10. maddesi ile değişik 3713 sayılı Kanunun 13. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce olması nedeniyle, sanık müdafinin lehe hükümlerin uygulanması talebinin 5237 sayılı TCK'nın 50/1. maddesini de kapsadığı gözetilmeden, kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi, (9.C.D, 19.09.2011 tarih, Esas No:2009/16287-Karar No: 2011/27067)
"Sanıklara atılı Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı olmayan Hazinenin davaya katılmasına ilişkin karar hukuki değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, katılan Hazine vekilinin temyiz isteminin CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE", (9.C.D, 14.09.2011 tarih, Esas No: 2009/15336-Karar No: 2011/25416)
Sanığın sübutu kabul edilen propaganda niteliğindeki eylemlerinin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 14.09.2011 tarih, Esas No: 2009/15503-Karar No: 2011/23866)
2- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, patlayıcı madde bulundurma ve atma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
a) Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçu ile ilgili olarak sanıkların örgütün çağrısı üzerine toplanıp toplanmadıkları araştırılıp, karar yerinde ne surette örgüt adına suç işlediklerinin gerekçeleri birlikte tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Patlayıcı madde bulundurma suçundan ise sanıklara 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı tanınmadan, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddesinin uygulanması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması, (9.C.D,
20.07.2011 tarih, Esas No: 2011/5948-Karar No: 2011/13101)
"Olay günü, saat 20:55'te AK Parti seçim bürosu olarak kullanılan bina içerisinde birden fazla kişinin toplantı yaptığı sırada pencereyi kırıp içeriye molotof kokteyllerini atma eyleminin oluş şekli itibariyle öldürmeye teşebbüs sucunu oluşturduğu, sanığın üyesi bulunduğu örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında vahamet arz eden eylemin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 125. maddesi kapsamında kaldığı hukuki durumunun ve lehe yasa değerlendirmesinin buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 18.07.2011 tarih, Esas No:2011/6328-Karar No: 2011/12091)
Sanığın dava konusu yazıların yazarlarını bildirmemesi karşısında, eser sahibi gibi sorumlu tutularak 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi yerine, 7/2-son maddesinden ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, ancak; Suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması ile ilgili paragrafın hükümden çıkartılması suretiyle, sair yönleri usül ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, (9.C.D, 11.07.2011 tarih, Esas No: 2009/11637-Karar No: 2011/9525)
b- Sanıklar M.E.Ş., R.A. ve H.K. hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükümle ilgili olarak yapılan incelemede;
Örgüt adına suç işleme suçunun dayanağını, kanıtını ve alt yapısını oluşturması nedeniyle sanıklar hakkında 2911 sayılı Kanununa aykırılık suçundan açılan davalarla ilgili dosyalar getirtilip, incelenerek gerekirse zorunlu irtibat nedeniyle davaların birleştirilmesi yoluna da gidilerek sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 11.07.2011 tarih, Esas No: 2011/5171-Karar' No: 2011/9261)
Slogan atan grup içinde bulunan sanıklar H.K. ve M.E.T'nin hangi eylemleri ile silahlı terör örgütünün propagandasını yaptıkları ve eylemlerinin ne şekilde sübuta erdiği karar yerinde tartışılıp gösterilmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile yüklenen suçtan mahkumiyetlerine karar verilmesi, (9.C.D, 11.07.2011 tarih, Esas No: 2011/5171-Karar No: 2011/9261)
"2- Sanık hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme ve 14.02.2009 ile
15.02.2010 tarihinde silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
a) Sanığın hukuki ve fiili kesinti olmaksızın eylemlerine devam edip aynı dönem içinde örgütün talimatı ile düzenlenen gösterilere katılıp örgütün propagandasını yapmak suretiyle örgüt adına suç işlediği, örgütün dağ kadrosuna eleman göndermek suretiyle de örgüte yardım ettiğinin iddia ve kabul edilmesi ve yüklenen suçların temadi edip sanığın yakalandığı tarihe kadar sürmüş olması karşısında, sanığa sadece silahlı örgüt adına suç işlemek suçundan ceza verilmesi ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden ayrıca silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi,
b) Sanık hakkında düzenlenen iddianame kapsamına göre, 2911 sayılı Kanuna aykırılıktan dava açıldığı ancak silahlı terör örgütünün propagandasını yapmaktan açılan bir dava bulunmadığı gibi, 2911 sayılı Kanuna aykırılıktan açılan davanın da örgüt propagandasını yapma suçuna dönüşmeyeceği gözetilmeden sanığa ek savunma hakkı verilerek 14.02.2009 ve 15.02.2010 tarihli eylemleri nedeniyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca iki kez cezalandırılmasına karar verilmesi", (9.C.D, 05.07.2011 tarih, Esas No: 2011/6295-Karar No: 2011/8640)
2- Sanıklar M.Y. ve U.A. haklarında mala zarar verme, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak ve sanık M.Y hakkında kasten yaralama suçlarından kurulan hükme yönelik temyize gelince;
a) Sanıklar M.Y ve U.A'nın eylemi sonucu kişilerin yaralanması suretiyle zarar meydana gelmesi ve 5237 sayılı TCK'nın 42. maddesi hükmü karşısında, bombalamanın öldürmeye teşebbüs ve yaralama fiilini ağırlaştırıcı neden sayan bileşik suç niteliğinde olup sanıkların yalnızca anılan Kanunun 82/1-c maddeleri gereğince cezalandırılmaları ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, ayrıca TCK'nın 170/1-c maddesi uyarınca da mahkumiyetlerine karar verilmesi,
b) Sanık M.Y'nin yolcu minibüsü koltuğu altına ve sahil yolu yürüyüş bandındaki çöp sepetlerine canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip patlayıcı madde koymak ve patlatmak suretiyle 19 kişinin yaralanmasına neden olma eylemin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) Sanıkların bir fiil ile bomba patlatmak suretiyle, birden fazla farklı öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme suçlarının oluşmasına neden olduklarının anlaşılması ve fikri içtimaı düzenleyen TCK'nın 44. maddesi hükmü karşısında sadece daha ağır cezayı gerektiren bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüs etme suçundan sorumlu tutulmaları gerektiği gözetilmeden ayrıca mala zarar verme suçundan da mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, sanık M.Y hakkında kasten yaralama suçundan tayin olunan cezaların süreleri bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına" (9.C.D, 05.07.2011 tarih, Esas No: 2011/5648-Karar No: 2011/8611)
"Örgütün silahlı sayılması için, silahın örgütün amaçları doğrultusunda bulundurulması, örgütün amaçlarını gerçekleştirmeye doğrudan veya dolaylı olarak kolaylaştırmaya elverişli olması gerekir. Somut olayda ele geçirilen silahların örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen başka suçta kullanıldıklarına dair kuşku sınırlarını aşan, kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden TCK'nın 220/3 maddesinin uygulanması suretiyle sanıklara fazla ceza tayini yasaya aykırı olup..." (Yargıtay 10. CD., 30.06.2011, 2011/3523 E., 2011/5295 K.)
"5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinde tanımlanan suç, Devletin güvenliğine, toprak bütünlüğüne, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütlerin kurucularını, yöneticilerini ve üyelerini cezalandırmaya yönelik hazırlık hareketlerini suç sayan ve yaptırıma bağlayan özel bir suç tipi olup; amaç suç işlendiğinde fail geçitli suçlardaki özellik nedeniyle amaç suç ile amaç suça yönelik olarak gerçekleştirilmiş bulunan araç suçlardan ilgili hükümlere göre cezalandırılacak, ancak örgütün kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmaktan ceza verilmeyecektir.
Bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık hakkında Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik olarak vahamet arz eden olaylara fiilen katıldığı iddiasıyla 13.11.2006 tarihli iddianame ile 765 sayılı TCK'nın 125. maddesi gereğince cezalandırılması için dava açılması karşısında ve 5237 sayılı TCK'nın 302. maddesinin 2. fıkrasındaki "bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur" şeklindeki atfın aynı Kanunun314/1.maddesinde tanımlanan terör örgütü yöneticisi olma suçunu kapsamadığı gözetilmeden; sanık hakkında üç ayrı iddianameyle silahlı terör örgütü yöneticisi olma ve Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından açılan davaların birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerektiği gözetilmeden,
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan açılan davanın tefrikine karar verilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 07.06.2011 tarih, Esas No: 2011/4205-Karar No: 2011/3247).
5532 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında sadece adli para cezasının öngörüldüğü, yayın sorumlusu olan sanığın dava konusu yazının yazarını açıklamış olması ve suçun işlenişine iştirak ettiğine dair dosyada delil bulunmaması karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi uyarınca ön ödeme önerisi çıkartılıp sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırı, (9.C.D, 06.06.2011 tarih, Esas No: 2009/12903- Karar No: 2011/3204)
PKK Kongre - Gel terör örgütüne yönelik yapılan çalışmalar kapsamında Özgür Hâlk isimli derginin binasında yapılan aramalarda ele geçirilen Türkiye Koordinasyon Merkezi adlı birimde görevlendirilen örgüt mensuplarının isim listesinin 20. sırasında ve yine Türkiye Delegeleri isimli listenin 16. sırasında adı yer alan sanığın Abdullah Öcalan'dan almış olduğu talimatları terör örgütünün Kuzey Irak'ta bulunan üst düzey yöneticilerine ilettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturacağı, hukuki durumun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 01.06.2011 tarih, Esas No: 2009/5150-Karar No: 2011/3183)
Sanık C.Ö'nün tüm aşamalarda suçlamayı kabul etmemesi, yakalama tutanağının matbu olarak düzenlenmesi, tanık A.Y'nin beyanı ve 27.11.2008 tarihli bilirkişi raporunda CD içerisinde görüntüsü bulunan kişi ile dosyada yer alan fotoğraftaki kişinin farklı olduğunu belirtmesi karşısında; sanığa ait mukayese amaçlı fotoğraf ve görüntülerin, olaya ait kamera görüntüleri ile birlikte TÜBİTAK veya TRT gibi uzman kuruluşlardan birisine gönderilip fotoğraf ve görüntü analizleri yaptırılarak, görüntülerdeki şahsın sanık C.Ö. olup olmadığının tespit ettirilmesinden sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 25.05.2011 tarih, Esas No: 2011/4429-Karar No: 2011/3072)
"Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun oluşabilmesi için henüz hiçbir suç işlenmemiş olsa dahi sadece suç örgütünün meydana getirilmiş olması, örgütü kuranlar, yönetenler, örgüt mensuplarının cezalandırılması için yeterli bir nedendir. TCK'nın 220. maddesinde düzenlenen suç bir tehlike suçudur. Genel ilkeye bir istisnadır. Amaç suçun işlenmesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Asıl amaç, toplum yararına hazırlık hareketlerinin cezalandırılmasıdır. Yasanın amacı basit bir birleşmeden çok, birden çok hatta belirsiz sayıdaki suçları işlemek amacıyla bir araya gelmektir. Bu suçu suç ortaklığından ayıran temel unsur, devamlılık ve süreklilik olduğu gibi, planlı ortaklık ve eylemli paylaşma unsurlarına ek olarak işlenen suç ve suçların örgütün amacına uygun suçlar olmasını gerektirir. Bu noktada düşünce ve eylemde süreklilik suç işlemek için düzenli ve planlı ortaklık, yönetim ve dayanışma ile disiplin gibi öğelerin bir araya gelmesi icap eder. Örgütün soyut bir birleşme olmayıp bünyesinde hiyerarşik bir ilişkinin olması gerektiği, sanıkların aralarında önceden anlaşarak işbölümü ve hiyerarşik bir yapı içerisinde süreklilik göstererek planlı bir ortaklık ve paylaşım anlayışıyla belirlenmemiş sayıdaki suçları işlemek amacı etrafında birleşmeleri gerektiği yasanın açık anlatımı, öğreti ve uygulama ile sabittir. Olayımızda ise, bir kısım sanıklar borsada manipülatif işlemler yapmak üzere muhtelif zamanlarda bir araya gelmişler, arzu ettikleri zaman ve sayıda işlem yapıp hisse senedi alım satımını haksız yarar sağlamaya yönelik olarak gerçekleştirmişlerdir. Ortada bilgi ya da işlem manipülasyonu yönünden suç ortaklığı ve suça yardım söz konusudur. Bu nedenle ortada bahsedilebilecek bir suç örgütü bulunmadığından suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten haklarında dava açılan tüm sanıkların beraatlerine karar vermek gerekmiştir." (İstanbul 4. Ağ. CM, 25. 05.2011 gün, 2006/310 E., 2011/189 K.
Olay tutanaklarını düzenleyen görevlilerin tespit edilerek tanık olarak dinlenip, sanıkların olay sırasındaki eylemlerinin nelerden ibaret olduğu konusunda ayrıntılı biçimde beyanlarının alınması, varsa CD görüntülerinin getirtilmesi, hangi eylemlerinin propaganda teşkil ettiğinin saptanması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 16.05.2011 tarih, Esas No: 2011/1769-Karar No: 2011/2911)
Sanıklara atılı örgüt adına suç işleme suçunun kanıtını ve dayanağını oluşturan 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçuna ilişkin olarak; usulüne uygun biçimde dava açılması sağlanıp, bu dava ile birleştirildikten sonra atılı tüm eylemler birlikte değerlendirilip sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 12.05.2011 tarih, Esas No: 2009/5149-Karar No: 2011/2866)
Tüm dosya kapsamına göre, örgüt üyesi olmayan sanığın terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak üzere 625 gram rDx ihtiva eden plastik patlayıcı, bir adet elektrikli fünye, bir adet tabanca ile susturucu ve 21 adet dolu fişek bulundurma eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan silah sağlama suçunu oluşturacağı ve hukuki durumunun buna göre takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 11.05.2011 tarih, Esas No: 2011/3396-Karar No: 2011/2835)
Dairemizin ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yerleşik kararlarında belirlenen ilkelere göre, failin salt silahlı örgüte ilgi duyması, örgüte katılmak için zemin arayışına girmesi, bu amaçla kendisini örgüte ulaştırabilecek kişilerle temasa geçmeye çalışması ve örgüte katılmak amacıyla başka bir bölgeye yolculuk yapmasının silahlı örgüt üyeliği suçunun oluşumu için yeterli olmayacağı hususu da gözetildiğinde;
Örgüt kamplarına gitmek üzere sanık N.A. tarafından kırsala götürülürken ihbar sonucu yolda yakalanan ve henüz örgüt mensupları ile buluşma ve görüşme sağlamayan sanıklar A.T. ve B.B'nin örgüt üyesi olduklarına ilişkin kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden, atılı suçtan beraatleri yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi, (02.05.2011 tarih, Esas No: 2009/11886-Karar No: 2011/2637)
Örgütsel hiyerarşiye dâhil olan ve kod adı almak suretiyle gizliliği sağlayan sanıklar M.A. ve A.N'nin örgütsel görüşmelerde bulunma, örgüt kampları ile irtibat hâlinde kırsala eleman gönderme, kırsala gidecek olanları tedavi ettirme gibi çeşitlilik ve süreklilik gösteren eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 25.04.2011 tarih, Esas No: 2009/12804-Karar No: 2011/2467)
Tüm dosya kapsamına göre, silahlı terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak üzere örgüt mensupları tarafından getirilen 700 gram ağırlığındaki RDX içeren plastik patlayıcı, 6 kg amonyum sulfat, iki adet elektrikli fünye, bir adet Glock marka 9 mm çaplı tabanca, iki adet şarjör, yirmi dokuz adet 9 mm çapında dolu fişeği kendisine ait ev ve eklentilerinin başkalarının giremeyeceği bölümlerine sakladığı anlaşılan sanığın eyleminin bir bütün hâlinde TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D,14.04.2011 tarih, Esas No: 2011/1714-Karar No: 2011/2314)
Sanığın, mahkûmiyetine karar verilen örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunun dayanağını oluşturan 2911 sayılı Kanuna muhâlefet suçundan dava açılması sağlanarak her iki suçla ilgili davanın yargılamasının birlikte sürdürülüp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhâlefet etme suçundan suç duyurusunda bulunulmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, (13.04.2011 tarih ve Esas No: 2009/8849-Karar No: 2011/2263)
Ceza Genel Kurulu'nun 04.03.2008 gün ve 2007/9-282 Esas, 2008/44 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçu nedeniyle açılan davanın, örgüt adına suç işleme suçunun tek kanıtını ve dayanağını oluşturduğu dikkate alınıp ayrılan bu davanın sonucu araştırılarak sonuçlanmamış olması hâlinde aralarındaki zorunlu irtibat nedeniyle birleştirilmesi, sonuçlanmış olması hâlinde kesinleşmiş hükmün Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde getirtilip dosyaya konulması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayininin gerektiğinin gözetilmemesi (9.C.D, 06.04.2011, Esas No: 2009/3647-Karar No: 2011/2112)
Sanıklara atılı örgüt adına suç işleme suçunun kanıtını ve dayanağını oluşturan 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçuna ilişkin olarak usulüne uygun biçimde dava açılması sağlanıp, bu dava ile birleştirildikten sonra atılı tüm eylemler birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken örgüt adına işlendiği kabul edilen suç karar yerinde gösterilmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (12.04.2011 tarih ve Esas No: 2009/4666-Karar No: 2011/2234)
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2007 tarih ve 2004/62 - 2007/201 E.K. sayılı gerekçeli kararından;
"... Sanık T.Y'nin suç tarihinde mahâlleden tanıdığı diğer sanık M.U'nun isteği üzerine bu şahsı DHKP/C örgütünün Bağcılar bölge sorumlusu olan M.D. ile katılmış olduğu düğüne götürerek görüştürdüğü böylece örgütsel görüşmeye aracılık ederek silahlı terör örgütü üyeleri arasında kuryelik yapmak suretiyle bu örgüte yardım ettiği anlaşılmıştır. Sanıkların yargılaması sırasında 765 sayılı TCK yürürlükten kaldırılmış, yerine 5237 sayılı TCK getirilmiştir. Bu nedenle 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK nın lehe hüküm yönünden karşılaştırılması gerekmiştir..." ONANMASINA, (9.C.D,
05.04.2011 tarih, Esas No: 2009/7986-Karar No: 2011/2088)
Sanığın 28.03.2006 tarihinde işlediği kabul olunan silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan usulüne uygun şekilde kamu davası açılmadığı, terör örgütünün propagandasını yapma suçundan açılan davanın da bu suça dönüşmeyeceği dikkate alınarak, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan dava açılmasının sağlanması, anılan suçun kanıtını ve dayanağını oluşturan 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçundan açılan ve görevsizlik kararı verilen dava dosyası celp edilip incelenerek, karara çıkmaması hâlinde her iki dosyanın birleştirilmesi, karara çıkmış ise bu dosya içerisine konularak delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukukî durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması, kanuna aykırı, (9.C.D, 04.04.2011, Esas No: 2009/6432-Karar No: 2011/2024)
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/04/2007 tarih ve 2004/78 - 2007/92 E.K. Sayılı gerekçeli karardan;
"....Sanık A.G. hakkında yasadışı PKK/KADEK adlı silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kamu davası açılmış olmakla birlikte dosya kapsamı ve delil durumuna göre sanığın RODİ Kod isimli (K.İ.) nın telefon görüşmeleri yapmış, Şemsettin Kurt'un talimatı ile örgüt adına para topladığı ve topladığı paralarla aldığı giyim eşyaları ve malzemeleri 09.12.2003 tarihinde örgütün kırsal alanına ulaştırmak üzere Mardin'e gönderdiği yine RODİ Kod'un talimatı ile ve bu şahsın gönderdiği para ile İstanbul'dan satın aldığı 4 adet telsiz ve eklentilerini Mardin'e göndermek üzereyken 22.12.2002 tarihinde Harem Otogarında yakalandığı,... " ONANMASINA, (9.C.D, 24.03.2011 tarih, Esas No: 2009/3872-Karar No: 2011/1885)
Sanığın lastik ve çöp bidonlarını yakmak suretiyle yol kapama, terör örgütü ve ele başçısı lehine sloganlar atma, kamu ve özel binalar ile araçlarına zarar verme ve kolluk kuvveti mensuplarını yaralama eylemlerini gerçekleştiren grup içinde yer alması nedeniyle, 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan dava açılmasının temini sağlanarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden suç duyurusunda bulunulmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 09.03.2011, Esas No: 2009/4818-Karar No: 2011/1644)
Sanığın örgütün dağ kadrosuna katılmak amacıyla Mardin ilinden, Van ili Özalp ilçesine kadar geldiği ancak örgüt mensupları ile temasa geçmeden ve örgütle organik bağ içine girmeden yakalandığı anlaşılmakla; üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D,
09.03.2011 tarih, Esas No: 2009/4266-Karar No: 2011/1641)
"Sanıklar İ.S., Ö.S. ve T.E. yönünden duruşmalı, sanık L.K. yönünden ise duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK'nın 302/2. maddesindeki "Bu suçun, işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur" şeklindeki hükme göre, sanıklar tarafından suç tarihinde Kurtalan ekspresi lokomotifinin ön tekerlek sistemi üzerine yerleştirilen bombanın patlamasının, ölüm sonucunu doğurabilecek mahiyette olduğunun ekspertiz raporuyla belirlenmiş olması karşısında, sanıklar hakkında insan öldürmeye teşebbüs suçundan da zamanaşımı süresince dava açılıp, hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Terör örgütünün amacı doğrultusunda patlayıcı madde bulundurma suçunu işlediği kabul edilen sanıkların cezasında 3713 sayılı Kanun'un 5532 sayılı Kanunla değişik 4 ve 5/2. maddeleri aracılığıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 174/2. maddesi ile yapılacak artırımın üçte ikiden az olamayacağı gözetilmeden, cezanın yarı oranında artırılması suretiyle eksik ceza tayini karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA", (9.C.D. 09.03.2011 tarih, Esas No: 2011/906-Karar No: 2011/1623)
Dostları ilə paylaş: |