Мцндярижат



Yüklə 4,15 Mb.
səhifə18/105
tarix10.01.2022
ölçüsü4,15 Mb.
#110698
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   105
Oluşumdan Kimliğe

Modern Türk Düşüncesi



Erdinç Yazıcı

Batıda Endüstri Devriminin yarattığı mücadele, çelişki, çatışma ik­li­min­de Endüstri Toplumunun yükselişi ve doğuda kadim uygarlığın tasfiye sü­reci, batıya göre çevre coğrafyalarda ve kültürlerde yıkıcı etkiler yarat­mış­tır. Doğuda bu yıkıcı etkilerin doğal sonuçlarından birisi ise modernleşme hareketleridir. Genel olarak bakıldığında modernleşme hareketleri, mo­dern­leş­me hareketlerini yürüten toplumların kendi tarihlerinden, kültürlerinden, kim­liklerinden ve varlıklarından bir miktar utanma ve bir hayli kendilerine ya­bancılaşma eğilimini içinde taşıyan hareketlerdir.

Yukarıdaki perspektiften ele alındığında, Türk-İslam uygarlığının çö­kü­şü ile Batı uygarlığının yükselişi arasındaki ilişki, öncelikle uygarlığı çök­müş doğunun, bir dönüşüm sürecinde modernleşerek batılı bir toplumu kur­ma­ya yönelik çabalarının mahcubiyet ve bazen de coşkulu katılma duy­gu­su­na karıştığı bir algı alanında ortaya çıkar. Ancak kabul etmek gerekir ki za­man içerisinde doğulu toplumlar açısından kendi tarihî derinliğindeki uy­gar­lık ve kültür birikimiyle 20. yüzyılın modern değerlerini harmanlayabilmek yeterli düzeyde başarılamamıştır. Bu sonucun ortaya çıkmasında, doğu top­lum­larının bizatihi zihni ontolojisindeki sınırlılıklar kadar modernleşme teo­ri­lerinin paradoksal karakterlerinin de etkili olduğu söylenebilir.

Tamamlanamamış bir sürecin ortaya çıkardığı sınırlılıklar içerisinde şu soruyu cesaretle soralım: yukarıda aktarılan dönüşüm sürecinin bizi ta­şı­yıp getirdiği bu noktada nihayet Modern Türk Düşüncesi denilebilecek bir ya­pıdan bahsedilebilir mi? Bu sorunun cevabı, aslında genel olarak ba­kıl­dı­ğın­da hem evet hem de hayırdır. Bugün pek çok bakımdan tanımlanabilir bir Türk Düşüncesinden bahsedebilmek mümkündür. Ancak bazı bakımlardan da böyle bir şeyin olmadığı söylenebilir. Bu durum tabiî ki daha derinlikli bir analiz gerektirir. Fakat bu konuda esas yaklaşımımız şudur: Aslında Tür­ki­ye 1980’lerin sonu, 90’ların başında sanayileşme, kentleşme, modern tü­ke­tim kalıpları, eğitim düzeyi gibi pek çok kriter bakımından Batılı modern top­lumlara yaklaşan bir sosyal dönüşüm yaşamıştır. Böyle bakıldığı zaman, Türk toplumunun yaşadığı bu büyük değişimle geleneksel toplumdan mo­dern topluma doğru yaşanan büyük dönüşümün önemli ölçüde tamam­lan­dığı söylenebilir. Türkiye sorunlu ve sınırlı da olsa, dünyada modernleşme sürecini ilk tamamlayan çevre ülkelerden birisi olmak üzeredir.

Türkiye’de bugün uzun düşünsel kriz döneminden çıkış bakımından fik­ri ve felsefi altyapı uygun bir vasatı sunmaktadır. Felsefeci Macit Gök­berk, özgün düşünsel kimlik ve daha iyi bir gelecek düşüncesinin ciddi bir fel­sefi altyapı ve tarih bilincinin sunduğu vasatta kurulabileceğini söyle­mek­te ve bu vasatın oluşmakta olduğunu ifade etmektedir (Gökberk 2004: 57- 58). Yine Ömer Naci Soykan yukarıdaki gibi bir iradenin ciddi olarak ortaya çık­makta olduğunu belirtmektedir (Soykan 1998:174- 175). Yine Batı kar­şı­sın­da dağılan doğu idrakinin yeniden toparlanmasında öncü rol oynaya­bil­e­cek yeni Türk Düşüncesinin beslenme kaynakları, öncelikle ait olduğu uy­garlık coğrafyasında mevcuttur (Ülken 2004: 11).

Yukarıdaki vasata dayanarak, modern bir Türk düşüncesinin inşa edi­le­bilme şartları bakımından bugünün şartlarının, 20. yüzyılın başındaki şart­lar­dan daha iyi olduğu rahatlıkla söylenebilir; çünkü insanlık için ya­şan­mak­ta olan, çevreden yabancılaşmaya sorunlu batı tecrübesi ele alındığında, Bu­gün Müslüman Türkler, Batının da bir cennet olmadığını, sorunlu bir yapı ol­duğunu, onların da sıkıntıları olduğunu, modernitenin de bir mükemme­li­yet olmadığını nihayet seksen yıl sonra gerçekçi bir temelde kavrama im­kan­larına sahip olmaktadırlar. Türkler, bu kavrayışla birlikte, biraz da 89’un aç­tığı yolda Asya’ya, Avrasya’ya, kendi kültür ve uygarlık dünyalarına ye­ni­den dönüş imkânları ile birlikte, tarihî ve coğrafî derinlikte kendi varlığı ile modernleşme sürecinde edindikleri tecrübeleri, tarihte ilk defa sentez­leye­bilme imkânına bugün sahip olmaktadırlar. Aslında, böyle bakıldığı za­man bu sentezleme çabası, tarihin ilk Müslüman modern toplumunun do­ğu­şu­na kaynaklık ederken, aynı zamanda kendine özgü bir düşünce hare­ke­ti­nin de ortaya çıkışını hazırlamaktadır.



Yüklə 4,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   105




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin