BaşÖRTÜSÜ raporu 2007 Sakarya Başörtüsü Platformu


Ekim 2007 - Başörtüsü, Malezya'da hayat tarzının bir parçası



Yüklə 2,1 Mb.
səhifə77/102
tarix30.10.2017
ölçüsü2,1 Mb.
#22656
1   ...   73   74   75   76   77   78   79   80   ...   102

7 Ekim 2007 - Başörtüsü, Malezya'da hayat tarzının bir parçası

Zaman Gazetesi’nin Gençlik ekinde, “Türkiye Malezya olur mu” tartışmaları sürerken Malezya’da okuyan üç öğrencinin konuyla ilgili düşünceleri yer aldı. Haberde, öğrencilerden Zeliha Sağlam başörtüsü ve Malezya konusunu şöyle özetledi: “Orada başörtüsü yalan söylememek gibi, içki içmemek gibi Müslümanların hayat tarzlarının içinde olan bir şey. İslam’ı ve onun vecibelerini ayrı bir şey olarak görmüyorlar. Biz de hayatın içine ayrı bir bölüm olarak görülüyor ya, orada öyle değil. Teknoloji, modern hayat ve İslam iç içe. Yani bir hayat algısı şeklini almış. Müslümanlığından dolayı yalan söylememek nasıl ön plana çıkıyorsa başörtüsü de böyle bir şey. Başı açığı ve örtülüyü yan yana gördüğünüzde de bu açık bu kapalı diye görmüyorsunuz. Ama bizim ülkemizde bu imkânsız. Çünkü ayrımlar beynimize kazınıyor. Şu anda başbakan ilahiyat mezunu; ama eşinin başı açık. Bunu kimse sorgulamıyor; çünkü bizdeki gibi keskin ayrımlar yok. ‘Türkiye Malezya olur mu?’ kıyası da saçma bence. Ülke ülkeyle kıyaslanmaz. Her ülke kendi kültürünü ve geleneğini kendisi oluşturur.”

7 Ekim 2007 - Başörtülü kadın, kamusal alanda da olmalı!


Zaman’ın Pazar ekinde, Ayşe Kulin’le yapılan röportajda, Kulin başörtüsü konusundaki düşüncelerini şöyle açıkladı: Bizde kadının her anlamda modernleşmesine daha epey zaman var. Çünkü Türkiye nüfusunu düşünürseniz, okumuş türbansız kadınlarla türbanlı kadınları da ayırdığınız zaman geriye çok büyük bir kitle kalıyor. Türkiye’nin çok az biz kısmıyız bizler... Bu memlekette demokrasi bence yok; ama olduğunu farz ederek yaşamaya çalışıyoruz. Demokrat olmaya çalışıyoruz ve eşit olduğumuzu kabul ediyoruz. Başı kapalı kadının ben nereye girebiliyorsam o yere, her yere girebilme hakkı olduğunu düşünüyorum. Üniversite hatta kamu alanı dahil olmak üzere. Bir gerçek var benim ülkemde, maalesef ben hoşnut değilim bundan, ama kadınlar başlarını örtüyorlar. Yasaklayarak hiçbir yere varılmaz... Kadınlar örtülü veya örtüsüz mutlaka hayatın içinde yer almalılar.

7 Ekim 2007 - Başörtülü öğrencileri, okullara almayanlar söz ediyor baskıdan!

Sibel Eraslan, Vakit Gazetesi’ndeki “Patates baskısı” başlıklı yazısında mahalle baskısı tartışmalarına değindi: “Okullara alınmayan başörtülü öğrencileri, okullarına almayan yaşlı başlı profesörler söz ediyorlar baskıdan… Tamam da daha ne yapalım? İşte bütün okullar da senin, bütün kariyerler, bütün ünvanlar, 100 üzerinden yıldızlı 100 aldığın bütün zeka testleri, kampusler, banka hesapları, uluslararası ilişkiler, hepsi senin, daha ne istiyorsun? Yok olmaz! Sen gözlerine gözükmesen bile gizli gizli varsın ya, gizli gizli yaşamaya devam ediyorsun ya, gizli gizli nefes alıyorsun ya, olmaz! Orucu sessizce biz tutuyoruz, baskıyı en gürültülü şekilde onlar yaşıyor her nasılsa. Sözgelimi; Zincirlikuyu Mezarlığı’nın önünden geçmek bile ruhsal travmaya sebeb olabiliyor bu arkadaşlarımız için. Yok kardeşim bizim mahallede ölmeyin! Ya ne yapalım? Yani nereye gidelim, nerede ölelim onun cevabı da yok. Kimseye göstermeden bir hayat yaşayıp yine kimseye çaktırmadan ölüp gitmemiz bekleniyor ama biz bunu başaramıyoruz işte... Olay bu!”


7 Ekim 2007 – “Üniversitelerde başörtüsü yasağı demokrasi anlayışıma uymuyor”


Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, demokrasiye inanılan ülkelerde hiç kimsenin inancından dolayı yargılanamayacağını söyledi. Üniversitelere başörtülü öğrencilerin alınmamasının kendisinin 'demokrasi anlayışına uymadığını' anlatan Ümit Boyner, ayrıca toplumun dokusunu başörtüsünün değil, magazin programlarının bozduğunu ifade etti. Boyner, "Bir taraftan nüfusun önemli bir parçasının türbanı olduğu için üniversiteye girememesi, 'evde' otur denmesi benim demokrasi anlayışıma uymuyor. (Başını) Aç gel demekle, diyorsun ki yani 'sen 18 yaşını bitirmişsin; ama hala hür iradeye sahip olmadığını düşünüyorum ve başını açman lazım.' O zaman üniversiteye forma giyip gidelim! Dinin toplumsal hayatta çok fazla rol oynamasından korkanlar, mücadelesini demokratik kurallar içinde vermeli. Türban sorunu da demokrasi içinde çözülmeli. Başkalarının hakları için de savaşmalısınız. Onlarla aynı fikirde olmasanız bile. Türkiye buraya gelecek. Camiyle kışla arasında bir Türkiye tükendi." dedi. (Sabah)

8 Ekim 2007 - Başörtülüler daha az vergi ödemeli

Mustafa Akyol, Star’daki köşesinde başörtüsü ayrımcılığını yazdı: Başörtülü vatandaşlar açısından vergi-hizmet denkleminde bir problem var. Çünkü onlar da herkes gibi vergi ödemelerine karşın, devletin eğitim hizmetlerinden yararlanamıyor, bundan sistematik olarak dışlanıyorlar. İş bunla kalsa yine iyi. Devletin kimi üst düzey memurları, bu vatandaşları sık sık ‘mürteciler’, ‘karanlık odaklar’ gibi laflar kullanarak aşağılıyor, hatta onları ‘iç düşman’ ilan edip tehdit bile ediyorlar. Ama ne ilginçtir ki bu memurların aldığı maaşlarda, söz konusu başörtülü vatandaşların ödediği vergilerin de payı var. Yani bu yurttaşlarımız için günlük dilde ‘kendi paranla rezil olmak’ diye tarif edilen traji-komik durum geçerli. Aslında durum öyle garip ki, devletin bazı kurumları adeta vatandaşların sadece bir kısmının hizmetinde ve onları diğerlerinden gelebileceği varsayılan tehditlerden korumak için çalışıyor.”



8 Ekim 2007 – Mahalle baskısı var mı?

Sabah’tan Balçiçek Pamir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KA-DER Başkanı Hülya Gülbahar’ı eleştirmesi üzerine Gülbahar şunları söyledi: “Mahalle baskısı yıllardır var. Zaten kadın hareketinin çıkış noktası bu. Bir süreden beri muhafazakârlık dalga dalga yayılıyor. Dansözler Derneği bile kıyafetleri gözden geçirme kararı alıyor. Bu mahalle baskısı namusken şimdi başını örtme ve ikinci eş baskısı olarak karşımıza çıkıyor. Kadınlar bir süredir başını kapatmadığı ya da ikinci eşi, kumayı kabul etmediği için eşinden dayak yiyor. Bir sürü davayla karşılaşıyoruz. En son Ümraniye'de başı kapalı bir müvekkilem pantolonun üzerine sadece tunik giydiği ve pardösü giymediği için rahatsız edildi. "Açık giyiniyorsun" diye tanımlandı. 2002 seçimlerinden sonra kapanma ve kapatma eylemi bize gelen şiddet vakalarının en önemli parçasını oluşturdu. Sonra bu dalga yavaşladı ama bitmedi. Yokmuş gibi davranmayalım lütfen.”



8 Ekim 2007 – “Türban”, Erdoğan'ın başına dolanacak gibi

Mehmet Yakup Yılmaz, Hürriyet’teki köşesinde “Türban konusunu kaşıyarak siyasette puan toplama hevesi, AKP hükümetinin ve Başbakan'ın başını ağrıtacak gibi görünüyor.” diyerek şunları yazdı: “Öyle görünüyor ki türbanın serbestliğine ilişkin talepler, devlet memurlarını da kapsayacak şekilde genişletilmek isteniyor. Başbakanın söylediği "Aşama aşama yapacağız" sözü, türban yasağının "ileriki bir aşamada" kamu görevlileri için de kalkacağının müjdesi mi acaba? Ve daha da vahimi, meydanlara sürülen yaşları 6 ile 10 arasındaki küçücük kızların da başlarının türbanla bağlanmış olması! Türbanın bir kişisel tercih olduğu iddia ediliyor ama belli ki "baba-amca-dayı-ağabey baskısı", türbanın ilkokullara kadar inmesine de neden olacak.”



12 Ekim 2007 – “Bu başörtüleri, Avrupa'dan uzaklaşmanın bir işareti mi?”

İngiltere'de yayımlanan The Independent gazetesinin yazarlarından Mary Dejevsky, İstanbul'dan izlenimlerini aktardığı yazısında, kentte bu yıl başörtülü kadınların sayısının artmış olduğunu fark ettiğini belirtti. Dejevsky, "Bu başörtüleri, Avrupa'dan uzaklaşmanın bir işareti mi?" başlıklı yazısında, 2000’den beri her yıl İstanbul'a geldiğini, en son geçen haftasonunda yaptığı ziyarette ise bir farklılığın gözüne çarptığını yazdı. “Gözlemlediğim değişimlerin (eğer gerçekten varsa) AKP'nin iktidarı ya da Gül'ün cumhurbaşkanlığıyla doğrudan ilgisi olduğunu sanmıyorum. Bunlar, Atatürk'ün ölümünden 70 yıl sonra pek çok Türk'ün, ülkenin modernleşmesini tehdit eden geri kalmışlıkla İslam'ı özdeşleştirmekten vazgeçtiğini gösteriyor. Merkezinde din olsun ya da olmasın, Türkiye en azından bir sosyal ve kültürel değişim dönemine giriyor."



Yüklə 2,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   73   74   75   76   77   78   79   80   ...   102




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin