Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə53/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   49   50   51   52   53   54   55   56   ...   260
M. Pickthall (English)

And when they forgot that whereof they had been reminded, We rescued those who forbade wrong, and visited those who did wrong with dreadful punishment because they were evil livers.

A’râf Suresi
166


فَلَمَّا عَتَوْا

vazgeçmeyince



عَنْ مَا

şeylerden



نُهُوا

yasak kılınan



عَنْهُ

kendilerine



قُلْنَا

dedik


لَهُمْ

onlara


كُونُوا

olun


قِرَدَةً

maymunlar



خَاسِئِينَ

aşağılık













Türkçe Transcript (*)

Felemmâ ‘atev ‘an mâ nuhû ‘anhu kulnâ lehum kûnû kiradeten ḣâsi-în(e)

Ali Bulaç Meali

Onlar, sakındırıldıkları 'şeyi yapmada ısrar edip başkaldırınca' onlara: 'Aşağılık maymunlar olunuz' dedik.

Edip Yüksel Meali

Kendilerine yasaklananlara uymayınca da onlara, "Aşağılık maymunlar olun!," dedik.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Böylece onlar kibre kapılıp yasak kılınan şeylerden vazgeçmeyince, biz de onlara, hor ve zelil maymunlar olun, dedik.

Süleyman Ateş Meali

Kibirlerinden dolayı kendilerine yasak kılınan şeylerden vazgeçmeyince onlara: "Aşağılık maymunlar olun!" dedik. *

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden ötürü öfkelendiler, onlara şöyle dedik: "Aşağılık, maskara maymunlar olun!"

Yusuf Ali (English)

When in their insolence they transgressed (all) prohibitions, We said to them: "Be ye apes, despised and rejected."(1139) *

M. Pickthall (English)

So when they took pride in that which they had been forbidden, We said unto them: Be ye apes despised and loathed!

A’râf Suresi
167


وَإِذْ

diye


تَأَذَّنَ

ilan etmişti



رَبُّكَ

Rabbin


لَيَبْعَثَنَّ

elbette gönderecektir



عَلَيْهِمْ

onlara


إِلَىٰ

kadar


يَوْمِ

gününe


الْقِيَامَةِ

kıyamet


مَنْ

kimseler


يَسُومُهُمْ

yapacak


سُوءَ

en kötüsünü



الْعَذَابِۗ

azabın


إِنَّ

doğrusu


رَبَّكَ

Rabbin


لَسَرِيعُ

çabuk


الْعِقَابِۖ

ceza verendir



وَإِنَّهُ

ve O


لَغَفُورٌ

çok bağışlayan



رَحِيمٌ

çok esirgeyendir




















Türkçe Transcript (*)

Ve-iż teeżżene rabbuke leyeb’aśenne ‘aleyhim ilâ yevmi-lkiyâmeti men yesûmuhum sû-e-l’ażâb(i)(k) inne rabbeke leserî’u-l’ikâb(i)(s) ve-innehu leġafûrun rahîm(un)

Ali Bulaç Meali

İşte o zaman Rabbin, onlara en kötü azabı yapacak kimse(leri) kıyamet gününe kadar üzerlerine mutlaka göndereceğini bildirdi. Şüphesiz, Rabbin (ceza ile) sonuçlandırması pek çabuk olandır ve gerçekten O, bağışlayandır, esirgeyendir.

Edip Yüksel Meali

Ayrıca Rabbin, diriliş gününe kadar onlara cezaların en kötüsünü verecek kimseler göndereceğini bildirdi. Rabbin çabuk sonuçlandırandır ve elbette O, Bağışlayandır, Rahimdir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O Vakit Rabbin işte şu ahdi ilan edip bildirdi ki: Kıyamet gününe kadar onlara en kötü muameleyi yapacak olan kimseleri başlarına gönderecektir. Muhakkak ki, Rabbin hızla cezalandırandır ve yine muhakkak ki O, çok affedici, çok merhametlidir.

Süleyman Ateş Meali

Rabbin, "Elbette ta kıyamet gününe kadar onlara azabın en kötüsünü yapacak kimseler gönderecektir!" diye ilan etmişti. Doğrusu, Rabbin çabuk ceza verendir ve O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rabbin, kıyamet gününe kadar, kendilerine azabın en kötüsünü yapacak kimseleri üzerlerine göndereceğini bildirmişti. Senin Rabbin cezayı vermede çok süratli davranır; ama çok affedici, çok merhametlidir de.

Yusuf Ali (English)

Behold! thy Lord did declare(1140) that He would send against them, to the Day of Judgment, those who would afflict them with grievous penalty. Thy Lord is quick in retribution, but He is also Oft-forgiving, Most Merciful. *

M. Pickthall (English)

And (remember) when thy Lord proclaimed that He would raise against them till the Day of Resurrection those who would lay on them a cruel torment. Lo! verily thy Lord is swift in prosecution and lo! verify He is Forgiving, Merciful.

A’râf Suresi
168


وَقَطَّعْنَاهُمْ

onları ayırdık



فِي الْأَرْضِ

yeryüzünde



أُمَمًاۖ

topluluklara



مِنْهُمُ

onlardan kimi



الصَّالِحُونَ

iyi kişilerdi



وَمِنْهُمْ

kimi de


دُونَ ذَٰلِكَۖ

alçak


وَبَلَوْنَاهُمْ

onları sınadık



بِالْحَسَنَاتِ

iyiliklerle de



وَالسَّيِّئَاتِ

kötülüklerle de



لَعَلَّهُمْ

belki diye



يَرْجِعُونَ

dönerler






















Türkçe Transcript (*)

Vekatta’nâhum fî-l-ardi umemâ(en)(s) minhumu-ssâlihûne veminhum dûne żâlik(e)(s) vebelevnâhum bilhasenâti ve-sseyyi-âti le’allehum yerci’ûn(e)

Ali Bulaç Meali

Onları yeryüzünde ayrı ayrı topluluklar olarak paramparça dağıttık. Kimileri salih (davranışlarda) bulunuyor, kimileri bunların dışında olan aşağılıklardır. Onları iyiliklerle ve kötülüklerle imtihan ettik, ki dönsünler.

Edip Yüksel Meali

Onları yeryüzünde topluluklara ayırdık. Bir kısmı iyi, diğer bir kısmı ise aşağılık durumdaydı. Dönerler diye onları iyilikler ve kötülüklerle sınadık.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ve onları yeryüzünde birçok ümmetlere ayırdık. İçlerinde iyi olanları da vardı, olmayanları da. Onları biz, bazan nimetlerle, bazan da musibetlerle imtihana çektik. Sonunda belki hakka dönerler diye.

Süleyman Ateş Meali

Onları yeryüzünde topluluklara ayırdık. Onlardan kimi iyi kişilerdi, kimi de alçak! Belki dönerler diye onları iyiliklerle de, kötülüklerle de sınadık.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve onları yeryüzünde birçok ümmetlere böldük. İçlerinde barışsever iyiler vardı ama böyle olmayan aşağılıklar da vardı. Belki dönerler ümidiyle onları güzelliklerle de kötülüklerle de imtihana çektik.

Yusuf Ali (English)

We broke them up into sections on this earth.(1141) There are among them some that are the righteous, and some that are the opposite. We have tried them with both prosperity and adversity: In order that they might turn (to us). *

M. Pickthall (English)

And We have sundered them in the earth as (separate) nations. Some of them are righteous, and some far from that. And We have tried them with good things and evil things that haply they might return.

Bakara Suresi
51


وَإِذْ

hani


وَاعَدْنَا

sözleşmiştik



مُوسَىٰ

Musa ile


أَرْبَعِينَ

kırk


لَيْلَةً

gece için



ثُمَّ

sonra


اتَّخَذْتُمُ

siz (tanrı) edinmiştiniz



الْعِجْلَ

buzağıyı


مِنْ بَعْدِهِ

onun ardından



وَأَنْتُمْ

ve siz


ظَالِمُونَ

zalimlerdiniz








Türkçe Transcript (*)

Ve-iż vâ’adnâ mûsâ erbe’îne leyleten śümme-tteḣażtumu-l’icle min ba’dihi veentumzâlimûn(e)

Ali Bulaç Meali

Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (böylece) zalimler olmuştunuz.

Edip Yüksel Meali

Musa'yla kırk gece için sözleşmiştik. Ancak siz onun ardından kendinize zulmederek buzağıya taptınız. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Hani bir zamanlar Musa'ya kırk gecelik vaad verdik de sonra siz onun arkasından buzağıyı put edindiniz ve o halinizle zalimler idiniz.

Süleyman Ateş Meali

Musa ile kırk gece için sözleşmiştik, sonra siz onun ardından buzağıyı (tanrı) edinmiştiniz, (kendinize böylece) zulmediyordunuz.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve Mûsa ile kırk gece için sözleşmiştik de siz bunun ardından buzağıyı tanrı edinmiştiniz. Zulme sapmıştınız siz.

Yusuf Ali (English)

And remember We appointed forty nights for Moses(66), and in his absence ye took the calf (for worship), and ye did grievous wrong. *

M. Pickthall (English)

And when We did appoint for Moses forty nights (of solitude), and then ye chose the calf, when he had gone from you, and were wrongdoers.

Bakara Suresi
52


ثُمَّ

sonra


عَفَوْنَا

affetmiştik



عَنْكُمْ

sizi


مِنْ بَعْدِ

ardından


ذَٰلِكَ

bunun


لَعَلَّكُمْ

belki


تَشْكُرُونَ

şükredersiniz diye





















Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   49   50   51   52   53   54   55   56   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin