Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə131/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   127   128   129   130   131   132   133   134   ...   260
Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun onları o topraktan sürüp çıkarmak istedi de biz onu ve yanındakilerin tümünü boğduk.

Yusuf Ali (English)

So he resolved to remove them(2312) from the face of the earth: but We did drown him and all who were with him. *

M. Pickthall (English)

And he wished to scare them from the land, but We drowned him and those with him, all together.

İsrâ Suresi
104


وَقُلْنَا

dedik


مِنْ بَعْدِهِ

onun ardından



لِبَنِي إِسْرَائِيلَ

İsrail oğullarına



اسْكُنُوا

oturun


الْأَرْضَ

o ülkede


فَإِذَا جَاءَ

gelince


وَعْدُ

zamanı


الْآخِرَةِ

ahiret


جِئْنَا

getireceğiz



بِكُمْ

hepinizi


لَفِيفًا

bir araya








Türkçe Transcript (*)

Vekulnâ min ba’dihi libenî isrâ-île-skunû-l-arda fe-iżâ câe va’du-l-âḣirati ci/nâ bikum lefîfâ(n)

Ali Bulaç Meali

Ve onun ardından İsrailoğullarına söyledik: 'O toprak (yurt)ta oturun, ahiret va'di geldiğinde hepinizi derleyip-toplayacağız.'

Edip Yüksel Meali

Ondan sonra İsrail oğullarına, "Bu ülkede yerleşin. Verilen son söz geldiğinde sizi bir araya toplayacağız," dedik. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Arkasından İsrailoğullarına şöyle dedik: "Firavun"un sizi çıkarmak istediği arazide siz oturun! Sonra ahiret vaadi (kıyamet) geldiği vakit, hepinizi toplayıp bir araya getireceğiz."

Süleyman Ateş Meali

Onun ardından İsrail oğullarına: "O ülkede oturun, ahiret zamanı gelince hepinizi toplayıp bir araya getireceğiz," dedik.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun ardından, İsrailoğullarına şöyle dedik: "Şu toprakta oturun. Âhiret vaadi/ikinci vaat gelince, sizi toplayıp bir araya getireceğiz."

Yusuf Ali (English)

And We said thereafter to the Children of Israel, "Dwell securely in the land(2313) (of promise)": but when the second of the warnings came to pass, We gathered you together in a mingled crowd.(2314) *

M. Pickthall (English)

And We said unto the Children of Israel after him: Dwell in the land; but when the promise of the Hereafter cometh to pass we shall bring you as a crowd gathered out of various nations.'

Kasas Suresi
3


نَتْلُوا

okuyacağız



عَلَيْكَ

sana


مِنْ

bir parçayı



نَبَأِ

haberinden



مُوسٰى

Musa


وَفِرْعَوْنَ

ve Fir\avn\ın



بِالْحَقِّ

gerçek olarak



لِقَوْمٍ

bir toplum için



يُؤْمِنُونَ

inanan













Türkçe Transcript (*)

Netlû ‘aleyke min nebe-i mûsâ ve fir’avne bilhakki likavmin yu/minûn(e)

Ali Bulaç Meali

Mü'min olan bir kavim için hak olmak üzere, Musa ve Firavun'un haberinden (bir bölümünü) sana okuyacağız.

Edip Yüksel Meali

İnanan bir toplum için, Musa ile Firavun'un bir kısım haberini sana doğru olarak anlatmaktayız.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İman edecek bir kavim için Musa ile Firavun'un haberlerinden bir kısmını sana dosdoğru okuyacağız.

Süleyman Ateş Meali

İnanan bir toplum için Musa ile Fir'avn'ın haberinden bir parçayı, gerçek olarak sana okuyacağız:

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İman edecek bir toplum için, Mûsa ve Firavun'un haberinden bir kısmını sana hak olarak okuyacağız.

Yusuf Ali (English)

We rehearse to thee some of the story of Moses and Pharaoh in Truth, for people who believe.(3328) *

M. Pickthall (English)

We narrate unto thee (somewhat) of the story of Moses and Pharaoh with truth, for folk who believe.

Kasas Suresi
4


اِنَّ

şüphesiz


فِرْعَوْنَ

Fir\avn


عَلَا

ululandı (zorbalığa kalktı)



فِي الْاَرْضِ

yeryüzünde



وَجَعَلَ

böldü


اَهْلَهَا

halkını


شِيَعاً

çeşitli gruplara



يَسْتَضْعِفُ

eziyordu


طَٓائِفَةً

bir zümreyi (İsrail oğullarını)



مِنْهُمْ

onlardan


يُذَبِّـحُ

kesiyordu



اَبْنَٓاءَهُمْ

oğullarını



وَيَسْتَحْـي۪

sağ bırakıyordu



نِسَٓاءَهُمْۜ

kadınlarını



اِنَّهُ

çünkü o


كَانَ

idi


مِنَ الْمُفْسِد۪ينَ

bozgunculardan








Türkçe Transcript (*)

İnne fir’avne ‘alâ fî-l-ardi vece’ale ehlehâ şiye’an yestad’ifu tâ-ifeten minhum yużebbihu ebnâehum veyestahyî nisâehum(c) innehu kâne mine-lmufsidîn(e)

Ali Bulaç Meali

Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır'da) büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten düşürüyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı.

Edip Yüksel Meali

Firavun yeryüzünde despotça davrandı. Halkını sınıflara ayırıp onlardan bir grubu ezip sömürüyor, kızlarını yaşatıp oğullarını kesiyordu. O, bir bozguncu idi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Çünkü Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını parça parça etmişti. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Belli ki o bozgunculardandı.

Süleyman Ateş Meali

Fir'avn, orada ululandı (zorbalığa kalktı), halkını çeşitli gruplara böldü. Onlardan bir zümreyi (İsrail oğullarını) eziyor, oğullarını kesiyor, kadınlarını sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardan idi. *

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Gerçek şu: Firavun o yerde egemenlik kurmuş ve ora halkını gruplara ayırmıştı. Onlardan bir topluluğu horlayıp eziyordu: Bu topluluğun erkek çocuklarını boğazlıyor, kadınlarına hayâsızca davranıyor/kadınların rahimlerini yokluyor/kadınlarını hayata salıyordu. O gerçekten fesadı yayanlardandı.

Yusuf Ali (English)

Truly Pharaoh elated himself in the land and broke up its people into sections,(3329) depressing a small group among them: their sons he slew, but he kept alive their females: for he was indeed a maker of mischief. *

M. Pickthall (English)

Lo! Pharaoh exalted himself in the earth and made its people castes. A tribe among them he suppressed, killing their sons and sparing their women. Lo! he was of those who work corruption.

Kasas Suresi
5


وَنُر۪يدُ

biz istiyorduk ki



اَنْ نَمُنَّ

lutfetmeyi



عَلَى الَّذ۪ينَ اسْتُضْعِفُوا

ezilenlere



فِي الْاَرْضِ

o yerde


وَنَجْعَلَهُمْ

ve onları kılmayı



اَئِمَّةً

önderler


وَنَجْعَلَهُمُ

ve onları kılmayı



الْوَارِث۪ينَۙ

mirasçılar

















Türkçe Transcript (*)

Venurîdu en nemunne ‘alâ-lleżîne-stud’ifû fî-l-ardi venec’alehum e-immeten venec’alehumu-lvâriśîn(e)

Ali Bulaç Meali

Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyorduk.

Edip Yüksel Meali

Yeryüzünde güçsüzleştirilip ezilenlere lütfederek diledik ki onları önderler ve varisler yapalım.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Biz ise istiyorduk ki, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunalım, onları önderler yapalım, onlara (ötekilerin) yerini aldıralım.

Süleyman Ateş Meali

Biz de istiyorduk ki o yerde ezilenlere lutfedelim, onları önderler yapalım, onları (ötekilerin mülküne) mirasçı kılalım.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim.

Yusuf Ali (English)

And We wished to be Gracious to those who were being depressed on the land.(3330) To make them leaders (in Faith) and make them heirs, *

M. Pickthall (English)

And We desired to show favour unto those who were oppressed in the earth, and to make them examples and to make them the inheritors,

Kasas Suresi
6


وَنُمَكِّنَ

ve iktidara getirmeyi



لَهُمْ

onları


فِي الْاَرْضِ

o yerde


وَنُرِيَ

ve göstermeyi



فِرْعَوْنَ

Fir\avn\a



وَهَامَانَ

ve Haman\a



وَجُنُودَهُمَا

ve askerlerine



مِنْهُمْ

onlardan


مَا

şeyi


كَانُوا

oldukları



يَحْذَرُونَ

korkmuş







Türkçe Transcript (*)

Venumekkine lehum fî-l-ardi venuriye fir’avne vehâmâne vecunûdehumâ minhum mâ kânû yahżerûn(e)

Ali Bulaç Meali

Ve (istiyorduk ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavun'a, Haman'a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gösterelim.


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   127   128   129   130   131   132   133   134   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin