Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler diye.
Edip Yüksel Meali
İlk nesilleri (Nuh, Hud, Salih, Lut ve Şuayb'ın halklarını) yok ettikten sonra Musa'ya, halkı aydınlatan bir kılavuz ve rahmet olarak kitabı verdik; belki öğüt alırlar diye.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Andolsun ki biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya olur ki düşünür, öğüt alırlar diye, insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.
Süleyman Ateş Meali
Andolsun biz, ilk nesilleri (Nuh, Hud, Salih ve Lut kavimlerini) helak ettikten sonra Musa'ya, insanların gönül gözlerini aydınlatacak nur ve onlara yol gösterici olarak Kitabı verdik, belki düşünür, öğüt alırlar diye.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Yemin olsun biz, ilk nesilleri helâk ettikten sonra Mûsa'ya Kitap'ı; insanlar için basîretler, kılavuz ve rahmet olarak verdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler.
Yusuf Ali (English)
We did reveal to Moses the Book after We had destroyed the earlier generations, (to give) Insight to men, and guidance and Mercy, that they might receive admonition.(3375) *
M. Pickthall (English)
And We verity gave the Scripture unto Moses after We had destroyed the generations of old; clear testimonies for mankind, and a guidance and a mercy, that haply they might reflect.
Kasas Suresi 44
وَمَا كُنْتَ
sen değildin
بِجَانِبِ
tarafında
الْغَرْبِيِّ
batı
اِذْ
vakit
قَضَيْنَٓا
yaptığımız
اِلٰى مُوسَى
Musa\ya
الْاَمْرَ
o işi
وَمَا كُنْتَ
ve değildin
مِنَ الشَّاهِد۪ينَۙ
görenlerden de
Türkçe Transcript (*)
Vemâ kunte bicânibi-lġarbiyyi iż kadaynâ ilâ mûsâ-l-emra vemâ kunte mine-şşâhidîn(e)
Ali Bulaç Meali
Musa'ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tur'un) batı yanında değildin ve (buna) şahid olanlardan da değildin.
Edip Yüksel Meali
Musa'ya emri ilettiğimiz zaman sen batı tarafında bulunmuyordun; sen tanık değildin.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
(Resulüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden değildin.
Süleyman Ateş Meali
Musa'ya o işi yaptığımız (yani kendisine bildirmek istediğimiz işi ona vahyettiğimiz) vakit sen (Mukaddes Vadinin) batı tarafında değildin, (o hadiseyi) görenlerden de değildin.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Biz Mûsa'ya o emri vahyettiğimizde, sen batı tarafında değildin; olayı izleyenlerden de değildin.
Yusuf Ali (English)
Thou wast not on the Western(3376) side when We decreed the Commission to Moses, nor wast thou a witness (of those events). *