Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə178/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   174   175   176   177   178   179   180   181   ...   260
Meryem Suresi
51


وَاذْكُرْ

an


فِي الْكِتَابِ

Kitapta


مُوسَىٰۚ

Musa'yı da



إِنَّهُ

çünkü o


كَانَ مُخْلَصًا

içi temiz idi



وَكَانَ

ve idi


رَسُولًا

bir peygamber



نَبِيًّا

nebi
















Türkçe Transcript (*)

Veżkur fî-lkitâbimûsâ(c)innehukânemuḣlasanvekânerasûlennebiyyâ(n)

Ali Bulaç Meali

Kitap'ta Musa'yı da zikret. Çünkü o, ihlasa erdirilmiş ve gönderilmiş (Resul) bir peygamberdi.

Edip Yüksel Meali

Kitapta Musa'yı an. O kendini tümüyle adayan biriydi. Peygamber olan bir elçiydi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Kur'ân'da Musa'yı da an; Şüphesiz ki o, ihlaslı bir kuldu ve gönderilmiş bir peygamberdi.

Süleyman Ateş Meali

Kitapta Musa'yı da an, çünkü o, içi temiz (bir insan)dı ve elçi bir peygamberdi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kitap'ta Mûsa'yı da an. Çünkü o, içtenlik ve dürüstlüğe erdirilmişti ve o bir resul, bir peygamberdi.

Yusuf Ali (English)

Alsomention in theBook (thestory of) Moses: for he wasspeciallychosen, and he was a messenger (and) a prophet.(2503) *

M. Pickthall (English)

Andmakemention in theScripture of Moses. Lo! hewaschosen, and he was a messenger (of Allah), a Prophet.

Meryem Suresi
52


وَنَادَيْنَاهُ

ona seslendik



مِنْ جَانِبِ

tarafından



الطُّورِ

Tur'un


الْأَيْمَنِ

sağ


وَقَرَّبْنَاهُ

ve onu yaklaştırdık



نَجِيًّا

özel konuşmak için























Türkçe Transcript (*)

Venâdeynâhumincânibi-ttûri-l-eymenivekarrabnâhuneciyyâ(n)

Ali Bulaç Meali

Ona, Tur'un sağ yanından seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleşmek için yakınlaştırdık.

Edip Yüksel Meali

Ona Tur dağının sağ tarafından seslendik. Konuşmak için onu yaklaştırdık.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Biz ona Tur dağının sağ yanından seslendik ve onu hususi bir konuşmada bulunmak üzere kendimize yaklaştırdık.

Süleyman Ateş Meali

Ona Tur'un sağ tarafından seslendik ve onu, özel konuşmak için (kendimize) yaklaştırdık.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik. Onu, fısıldaşan kimse kadar yaklaştırdık.

Yusuf Ali (English)

Andwecalledhimfromtherightside(2504) of Mount (Sinai), andmadehimdrawnearto Us, formystic (converse). *

M. Pickthall (English)

Wecalledhimfromtherightslope of theMount, andbroughthimnigh in communion.

Meryem Suresi
53


وَوَهَبْنَا لَهُ

ona armağan ettik



مِنْ رَحْمَتِنَا

acıdığımızdan dolayı



أَخَاهُ

kardeşi


هَارُونَ

Harun'u


نَبِيًّا

peygamber olarak





Türkçe Transcript (*)

Vevehebnâlehuminrahmetinâeḣâhuhârûnenebiyyâ(n)

Ali Bulaç Meali

Ona rahmetimizden kardeşi Harun'u da bir peygamber olarak armağan ettik.

Edip Yüksel Meali

Katımızdan bir rahmet olarak kardeşi Harun'u kendisine peygamber olarak armağan ettik.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Rahmetimizden de ona, kardeşi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik. Meâli Şerifi

Süleyman Ateş Meali

Ona, acıdığımızdan dolayı kardeşi Harun'u da peygamber olarak armağan ettik.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rahmetimizden ona kardeşi Hârun'u bir peygamber olarak armağan ettik.

Yusuf Ali (English)

And, out of OurMercy,(2505) Wegavehim his brotherAaron, (also) a prophet. *

M. Pickthall (English)

AndWebestoweduponhim of Ourmercy his brotherAaron, a Prophet (likewise).

Mü’min Suresi
23


وَلَقَدْ

andolsun


اَرْسَلْنَا

biz gönderdik



مُوسٰى

Musa\yı


بِاٰيَاتِنَا

ayetlerimizle



وَسُلْطَانٍ

ve bir yetki ile



مُب۪ينٍۙ

apaçık






















Türkçe Transcript (*)

Velekad erselnâ mûsâ bi-âyâtinâ ve sultânin mubîn(in)

Ali Bulaç Meali

Andolsun, biz Musa'yı ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik;

Edip Yüksel Meali

Musa'yı ayetlerimiz ve apaçık bir yetki ile gönderdik.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Andolsun Musa'yı âyetlerimizle ve açık bir delil ile gönderdik.

Süleyman Ateş Meali

Andolsun biz Musa'yı ayetlerimizle ve apaçık bir yetki ile gönderdik:

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, Mûsa'yı da ayetlerimizle ve apaçık bir kanıtla göndermiştik.

Yusuf Ali (English)

Of old We sent Moses,(4389) with Our Signs and an authority manifest, *

M. Pickthall (English)

And verily We sent Moses with Our revelations and a clear warrant

Mü’min Suresi
24


اِلٰى فِرْعَوْنَ

Fir\avn\e



وَهَامَانَ

ve Haman\a



وَقَارُونَ

ve Karun\a



فَقَالُوا

dediler


سَاحِرٌ

bir büyücüdür



كَذَّابٌ

yalancı






















Türkçe Transcript (*)

İlâ fir’avne ve hâmâne ve kârûne fekâlû sâhirun keżżâb(un)

Ali Bulaç Meali

Firavun'a, Haman'a ve Karun'a. Ama onlar: (Bu,) Yalan söyleyen bir büyücüdür' dediler.

Edip Yüksel Meali

Firavun'a, Haman'a ve Karun'a... "Bu sihirbazın ve yalancının biridir," dediler. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a da onlar: "Bu bir sihirbaz, bir yalancıdır" dediler.

Süleyman Ateş Meali

Fir'avn'e, Haman'a ve Karun'a. "(Bu,) Yalancı bir büyücüdür." dediler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a göndermiştik de onlar şöyle demişlerdi: "Tam yalancı bir sihirbazdır bu!"

Yusuf Ali (English)

To Pharaoh, Haman,(4390) and Qarun; but they called (him)" a sorcerer telling lies!"... *

M. Pickthall (English)

Unto Pharaoh and Haman and Korah, but they said: A lying sorcerer!

Hâmân, Firavun’unbaşveziridir. Kârûn ise İsrailoğullarından hak tanımaz azgın ve şımarık bir zengin idi.
Mü’min Suresi
25


فَلَمَّا جَٓاءَهُمْ

(Musa) onlara getirince



بِالْحَقِّ

hakkı


مِنْ عِنْدِنَا

katımızdan



قَالُوا

dediler


اقْتُلُٓوا

öldürün


اَبْنَٓاءَ

oğullarını



الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا

inananların



مَعَهُ

onunla beraber



وَاسْتَحْيُوا

ve sağ bırakın



نِسَٓاءَهُمْۜ

kadınlarını



وَمَا

değildir


كَيْدُ

tuzağı


الْكَافِر۪ينَ

kafirlerin



اِلَّا

başkası


ف۪ي ضَلَالٍ

boşa çıkandan














Türkçe Transcript (*)

Felemmâ câehum bilhakki min ‘indinâ kâlû-ktulû ebnâe-lleżîne âmenû me’ahu vestahyû nisâehum(c) vemâ keydu-lkâfirîne illâ fî dalâl(in)

Ali Bulaç Meali

Böylece, o, katımızdan kendilerine bir hak ile geldiği zaman, dediler ki: 'Onunla birlikte iman edenlerin erkek çocuklarını öldürün; kadınlarını ise sağ bırakın.' Ancak kafirlerin hileli-düzeni boşa çıkmakta olandan başkası değildir.

Edip Yüksel Meali

Onlara bizden bir gerçeği götürünce, "Onunla birlikte inananların oğullarını öldürün, kadınlarını ise yaşatın," dediler. İnkarcıların planı hep sapıkçadır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bunun üzerine Musa, kendilerine tarafımızdan hakkı getirince de: "Onunla beraber iman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını diri tutun." dediler. Fakat o kâfirlerin tuzağı da hep boşa çıkmaktadır.

Süleyman Ateş Meali

(Musa,) Onlara katımızdan hakkı getirince: "Onunla beraber inananların oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın!" dediler. Fakat kafirlerin tuzağı hep boşa çıkar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Mûsa, katımızdan hakkı onlara getirince, şöyle dediler: "Onunla beraber iman edenlerin erkek çocuklarını öldürün, kadınlarını hayata salın/kadınlarına uygunsuzca davranın/kadınlarının rahimlerini yoklayın!" Ama inkârcıların tuzağı hep boşa çıkmıştır.


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   174   175   176   177   178   179   180   181   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin