Musa İsrafil oġlı Adilov Zémfira Nadirovna Vérdiéva Faranġiz Mamédali kızı Aġaééa



Yüklə 4,99 Mb.
səhifə13/44
tarix01.11.2017
ölçüsü4,99 Mb.
#26589
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   44
happ éledi. hopp kötürdü yérden. Mezmunca teġlidi sözlere uyğun kelseler de, bu sözlerden (teġlidi sözlerden ferġli olaraġ) fé'l ve ya isim düzelmir. Élmi edebiyyatda bu sözlere be'zen «ani terz bildiren fé'ller» de déyilir. Çıħışlıġ hal nidası — İşlendiyi cümlede idare olunan sözün çıħışlıġ halda olmasını teleb éden nida. héyif senden!

NİDALAR NEZERİYYESİ — Épikürçuler (ġedim yunan filosofu Épikurun ardıcılları) terefinden dilin menşeyi haġġında ireli sürülen, be'zen de «intéryéksion» adlanan nezeriyye. Bu «ezeriyyeye köre dil insanın éz hisslerini seslerle ifade étmek éhtiyaçı ile elaġedar yaranmışdır. İlkin söz olan nidalardan sonralar başġa sözler téremişdir.

XVIII esrde JanJak Russo, XIX esrde Vilhélm héylér bu nezeriyyeni müdafie étmişler. Nidalar nezeriyyesi élmde kéniş yayıla bilmemiş ve «vay-vay nezeriyyesi» adı kesb étmişdir. Bu nezeriyyenin ġusurları aşağıdakılardır: dilin kommunikativ funksiyası déyil, ékspréssnv funksiyası esas kötürülur; dilin içtimai mahiyyeti, onun cemiyyetde méydana çıħdığı inkar édilir.

NİSBE — Şeħsin esl adının sonuna kelib, onu konkrétleşdiren kömekçi ħususi ad. Nisbe şeħéin mensub olduğu erazini (élke, şeher, vilayet) bildirir, funksiyaca familiyaya yaħındır: Füzuli Bağdadi, Firdevsi Tusi, Se'di Şirazi, Nizami Kençevi, Ġetran Tebrizi, Séyid Ezim Şirvani.

NİSBİ — Dil sistéminin diğer éléménġi ile ve ya éyni söylemin liker parçası ile elaġedar olan;mutleġ»in eksi. Nisbi zaman — Danışıġ vaħtına esasen déyil, cümlede diğer za.man formasına esasen müeyyenleşdirilen zaman forması, «mütleġ zaman»ın eksi: Me'ruzeçi kösterdi ki: telebeler yaħşı çalışırlar. Burada «çalışırlar» indiki zaman formasındadır. Lakin bu forma hereket vaħtını «kösterdi» fé'linin eks étdirdiyi zamana esasen bildirir. Nisbi sinonimler — Nitġde héç de bütün mövġélerde birbirini evez éde bilmeyen sinonimler. Dünya, alem, çahan, kainat... Bu sıradan «dünya müharibesi» terkibinde dünya yérine yalnız çahan işlene biler, o birileri işlene bilmez.

NİSBİ BUDAĠ CÜMLE — Baş cümleden sonra kelib ona elave édilen, onun mezmununa ġiymet véren, ya da ona aid elave me'lumat véren budaġ cümle. Ki bağlayıcısı ile baş cümleye bağlanan budaġ cümlenin ilk sözü bu, o evezlikleri ve ya onların dérivantları olur. Elihesen kéçesini kündüze ġatıb çalışırdı ki, bu da onun tenġidden düzkün netiçe çıħardığını kösterirdi (E. Sadıġ). Rayonun bütün kolħozları sepin planını yérine yétirmişdir ki, bunun da mühüm psiħoloji rolu olaçaġdır (Ġezétlerden).

NİSBİ EVEZLİK — Bağlayıcı söz funksiyasında budaġ cümle terkibinde işlenerek onun baş cümleye bağlanmasına ħidmet éden evezlik. Azerbaycan dilinde sual evezlikleri (kim, hansı, néçe...), işare evezlikleri (o, éle, hemin...), ġéyrimüeyyen evezlikler (her kim, her ne), te'yini evezlik (her kes), be'zi zerfler (ne ġeder, néçe ki), habéle bir sözü nisbi evezlik funksiyasında mürekkeb cümlenin komponéntleri arasında elaġe vasitesi kimi çıyış édir.

NİSBİ SÖZ — İki cümlenin elaġelenmesinde elaġe vasitesi kimi iştirak éden, éyni zamanda bu cümlelerden birinde cümle üzvü vezifesi daşıyan söz. Ne vaħt darıħsan, bu şekle baħarsan (Nağıllar). Kim ki, insanı séver, aşiġihürriyyet olur (M. E. Sabir).



NİSBİ ĦRОNОLОKİYA—Müġayiseli-tariħi dilçilikde her hansı dilin bu ve ya diğer hadisesinin ġedimliyini o dilin özünun déyil, başġa dillerin faktlarına esasen mueyyenleşdirme.

NİTĠ — 1. Müeyyen kolléktivin diğer üzvleri ile ġarşılıġlı elaġe saħlamaġ meġsedi ile dilden istifade éden şeħsin fealiyyeti, danışıġ; mürekkeb mezmunun — hem informasiya, hem çağırış-müraciet, hem dinleyicini tehrik étme ve s.-nin ifadesi üçün dilin müħtelif vasitelerinin işledilmesi. Sesli nitġ. Şifahi nitġ. Ékspréssiv nitġ. Émosional nitġ. Nitġ vahidi. Nitġ şeraiti. Nitġin psiħolokiyası. Nitġ üslubu. Nitġin témpi. Veznli nitġ — Uzun ve ġısa hécaların müoyyen ölçüler üzre növbelenmesi, témpin sür'etlenme ve yavaşıması, tonun yükselme ve énmesi ve s. ile seciyyelenen nitġ. Daħili nitġ — Danışanın özü ile elaġelenen, ézüne doğru yönelen nitġ, seslerde tezahür étmeyen, sessiz, «lal» nitġ. Elaġeli nitġ — Nisbeten böyuk parçadan (hisseden) ibaret olan ve az çoħ bitkin, müsteġil hisselerle ayrıla bilen nitġ. İntélléktual nitġ — Émosinoal nitġden ferġli olaraġ eġli (mentiġi) informasiya üçün işlenen nitġ. Yad nitġ — Özke, yad dilde teleffüz olunan nitġ. Yazılı nitġ — a) Yazıda eks olunan nitġ; b) Nitġin éle bir üslubi növüdür ki, dilin edebi normalarına daha ciddi şekilde riayet étmesi ile seciyye.ienir. Kinétik nitġ — El-hereket dili ile baş véren ünsiyyet. Körpe nitġi — Körpe uşaġların danışıġ üzvlerinin ġéyri-iradi hereketleri netiçesinde me'nasız ses birleşmelerinin yaranması. Nitġ aktı — Müeyyen şeraitde müeyyen meġsedle işlenen nitġ parçası; danışan ve dinleyenin müeyyen ünsiyyet şeraitinde éyni me'na ile elaġelendirdikleri meħreci — akustik vahid. Nitġ aparatı — Danışıġ üzvlerinin, mecmuyu; danışıġ cihazı. Nitġ aħını —Nitġin ħetti sıraéı, onun seslenmesindeki ħetti ardıçıllıġdır ki, éşiden (dinleyen) terefinden üzvlere bölüun ve sémantik çzhetden mueyyen ardıcıllıġla duzulmuş vahidler kimi dark oluun. Lramsız şekilde birbirinin ardınca zençir kimi kelen sesler aħınıdır ki, dinleyiçi bu sesleri mueyyen üzvlere ayrırır ve her üzvun söz vt ya söz birleşmesinden ibaret olduğunu ġavraya bilnr. Nitġin mutleġ forması — Daha böyuk sintaktik vahidin terkibinde éle nitġ parçasıdır ki, açıġ şakilde sémantik sintaktik eypġeden (asılılıġdan) mehrumdur; meselen, çağırışmura"iet bildiren sözler. Nitġ medeniyyeti — Bir dil üçün mueyyen édilmiş orfoépiya, söz işletme, ġrammatika ve s. normalarına muvafiġ olma derecesi; éz ferdi nitġinde en ya.ħşı numunelere emel éde bnlme ġabiliyyeti. Nitġ parçası — Daħili tamlığa malik olan, struktur-sémantik cehetden vehdet teşkil éden parça: meselen, cümle, aozas. Nitġ teġtisi — Frazanın (nfadenin) ritmikintonasion vasitelerle ayrıla bilen en kiçik me'nalı hisseler. Nitġ fealiyyeti—1) Bir iş, hereket, fealiyyet kimi (fealiyyetin netiçesi kimi yoħ) alınmış nitġdir ki, éyni vaħtda bir sıra élmlerin—dilçilik, psiħolokiya, fiziolokiya, fizika ve s-nin tedġiġat prédméti ola biler. 2) Nitġ ġabiliyyetinin içtimai mehsulu kimi köturulmuş dil; bu dil aşağıdakı hisselerin vehdetidir: a) bu ġabiliyyetden istifade étmek üçün ictimai kolléktivin menimsediyi zeruri şertlerin mecmuyu; b) ferdi danışıġ (bur.çya nitġ aktının iştnrakçısı kimi dinleyici de daħil édilir). 3) Ferdin mitġi, fzrdi nitġ. Nitġ formasm—Dil vahiddlerinin işledildiyi ifade sistémlerinden biri. Şifahi nitġ forması Yazılı nitġ forması (nitġin yazılı forması). Ħariçi nitġ — Esl nitġin ézu, ye'ni sesler vasitesile ifade olunan, seslerde tezahur éden nitġ.

2. Kommunikasiya meġsedinden ve şeraitden asılı olaraġ dil unsiyyetinin növleri: İşküzap nitġ. Dialéktal nitġ. Resmi nitġ. Kündelik nitġ. Sehne nitġi. Danışıġ nitġi. Kütlevi nitġ. Edebi n =tġ — Savadlı adamların, daha çoħ ziyalıların istifade étdikleri mueyyen normalara muvafiġ, düzgün nitġ. Kutlevi nitġ — Kütleye muracietle söylenen nitġdir ki, ħususi kéyfiyyetlere malikdir; intinasnya vasptelerinden kéniş istifade olunur, yuksekden telġffuz édilir, ħususi tişş sintaktik terkiblere çoħ yér verilir. Оbrazlı nitġ — İfade olunan mefhuma elave tesevvurler laħil étmekle émosional te'sir oyadan mecazi danışıġ terzn. Sitatlı nitġ — başġa bir nitġ parçasında (daha çoħ bedii eserlerde, natiġlerln iitġinde) işledilmiş İfadeleri olduğu kimi alıb işletmekle seciyyelenen nitġ: Közüm közünüzden uzaġ olsa da; Könülden-könüle yollar körünür (S. Vurğun). Nitġe köre seciyyelendirme — Bedii eser iştirakçılarını seciyyelendirmek üçün söz. ifade ve birleşmelerin séçilib işledilmesi.

3. İfadenin sintaktik cehetden tertiblenme növlerinden biri. Vasitdli nitġ. Vasitesiz nitġ. Müellif nitġi — Bedii eserde müellifin pérsonajlar dili ile déyil, éz dili ile oħuçulara muracietle yazdığı hisse. Vasiteli nitġ — Başġasına meħsus olub, danışan terefinden ġismon deyişdirilmiş şekilde vérilen nitġ. K. Marks «dilin praktik réa.ġ şüur» olduğunu söylemişdir. Vasitesiz nitġ—Başġasına meħsus olub, danışan terefiiden éynile, héç bir deyişiklik édilmeden vérplen nitġ. K. Marks démişdir: «Dil praktik réal şüurdur».

NİTĠİN AYDINLIĞI — Adrésatın (dinleyici, oħuçu) çetinlik çekmeden anladığı, başa duşdüyu nitġ. Nitġin aydın olmamasının sebebleri çoħdur. Bu sebebler dilħarici ve dildaħili olmaġla iki yére bélüne biler.

Dilħarici sebebler: nitġin obyékti haġġında yaħşı me'lumatın olmaması; tefekkürün aşağı seviyyede olması; işledilen söz ve ifadelerip me'nasını bilmemek; dili yaħşı bilmemek; danışanın ħaraktéri ve s. Dil daħili sebebler: omonimiya, çoħ me'na cümlenin strukturunda evezliklerin muvafiġ yérde işlenmemesi, intonasiya vasitelerinden düzğün istifade édilmemesi.

NİTĠİN AHENKDARLIĞI —Nitġin müħtelif formalarında istifade édilen fonétik üsul ve vasitelerin (allitéraskya, assopans, ses tekrarı ve s.) mecmuyu. Azerbaycan dili öz ahenkdarlıġına köre séçilen, ferġlenen dillerdendir. Bu ahenkdarlıġı te'miç éden ħüsusiyyetler aġıdakılardır:

1. Azerbiycan dili sözlerinde açıġ hécalar çoħ kéniş, ustun yér tutur. Dnlimizin tariħinde de ġapalı pécalılıġdan açıġ hécalılığa doğru ġüve otli méyl olmuşdur. Açıġ hécalar adeten yukselen intonasiya ile teleffüz olunur ki, bu da nitġin ahenkdarlıġını te’min édir, onun aħıçı, musiġili olmasına yardım kösterir.

2. Azerbaycan dili sözlerinde sedalı sözler — saitler, sonorlar ve çinkiltili samitler öz işlenme tézliyine ve miġdarına köre ferġlenir. Bu halda nitġin ahenkdarlığına çoħ mühüm te'sir gésterir:



Dehem'n depd','me deġman dédiler çananın,

Bildiler dğrdimi, yoħdur dédiler dermanın (M. Fuzuli).

3. Ahenk ġanunu hadisesi nitġin ahjkdarlıġı işinde müsbet rol oynayan hadisedir.

4. Dilimizin iltnsaġi tebieti ile elaġedar éyni kékden hzm isim, hem sifet, hem zerf, hem fél' düzeldile bilir ki, bu da cümle terkibinde éyniköklu üzvlerin ardıçıl sıralanmasına, başġa SÖ1LО, nitġin ahenkdalığına imkan yaradır.

Danġ-danġ danġıldayan ala Danġının çıħardığı danġıltı danġıltıya ġarışır, danġıltılardan ġulaġ tutulurdu (S. Rehimev).

MİTĠİN BEDİİLİYİ — «Nitġin obrazlılığı» términinin sinonimidir. Lakin bediilik ve obrazlılıġ anlayışları arasında müzyyzn ferġler de vardır. Оbrazlılıġ nitġin butün tezahur növlerinde özünü késterz biler, hetta meişet nitġinde de tezahür éde biler. Bediilik ise yalnız bedii edebiyyatın diline ħas olub, onuç seçiyyzvi ħususiyyetini teşkil édir. Nitġin bediiliyi eslinde éstétnk katéġoriyadır, bedii edebiyyat dilinin éstétik ħüsusiyyetidir. Nitġin bediiliyi söz senetkarlarının yaradıçılığında özünü kösteren söz ustalığıdır, senetkarlıġ ġabiliyyetidir. Nitġin bediiliyini zks étdiren umumi formul yoħdur. "Bediilik hemişe konkrétdir. Bediilik müellifin yazı terzinden, möve u séçme ġabiliyyetinden, bu möve uya munasibetinden, suretleri tesvir étme meharetinden, dil vasitelerini séçme usullarından ve s. asılıdır. Оdur ki, bediilik her bir eserin konkrét tehlili asasında aşkar édilir.

NİTĠİN ÉKSPRÉSSİVLİYİ — Nitġin ifadeliliyi, te'sirliliyi démekdir. Bz'zen ékspréssivlik anlayışı «intélléktuallıġ» anlayışı ile ġarşılaşdırılır ki, bu da duzkun déyildir.
Çünki hem hissiémosional, hem de eġliintélléktual nitġ ékspréssiv ola biler. Ékspréssivlik çoħ yayğın, ġéyri-müeyyen ve çetinlikle müeyyenleşdirile bilen üslubi katéġoriyadır. Оna köre ki, «ékspréssivlik» dilde temiz, saf halda çoħ az tesadüf olunan şéydir, belke de hemişe émosiokallıġ, obrazlılıġla birlikde tezahür édir. Adeten bu ve ya diğer dil vasitesinin ékspréssivliyini müeyyenleşdirmek üçün he.min dil vasitesini öz sinonimi ile ġarşılaşdırırlar. Ékspréssivlik dilin bütün seviyyelerinde müħtelif vasitelerin kömeyi nle elde édilir:

1. Fonétikada intonasiya ünsürlerinin (ton, vurğu, témp, pauza ve s.) kömeyi ile. Émfatik vurğu çoħ ékspréssiv, ifadeli fonétik vahiddir. Nitġin témpipin ékspréssivliyi mühüm dövlet senedderini temkinle oħuyanda özünü kösterir. Pauzanın ékspréssivliyi de kéniş yayılmışdır.

2. Léksikada ékspréssivlik aşağıdakı üsullarla elde édilir: Sinonimleri bir yére toplamaġla (ġerib, ġürbet; derd, ġem; npşys, ġéyret, ar), antonimleri bir yére toplamaġla (mehebbet-nifret, zalım-mezlum, ħan-déhġan); söz evezine frazéoloji birleşme, atalar sözü, mesel işletmekle (dağılmaġkun féyakun

olmaġ, téz-téz, hefte sekkiz men doġġuz; açközdürkördüyünden köz kiresi isteyir); sözleri me'cazi me'nada işletmekle; en müħtelif tekrar növleri ile.

3. Morfolokiyada da ékspréssivliye ħidmet éden vasiteler vardır. Müħtelif nitġ hisselerinde ékspréssivlik müħtelif derecededir. Ġoşma ve bağlayıcılarda ékspréssivlik yoħ derecesindedir. hissleri, iradi cehetleri ifade éden nidalar émosionaldır, démeli, ékspréssivdir. Müħtelif katéġoriyalarla (zaman, növ, şekil ve s.) bağlı olan fé'ller en kéniş ékspréssivlik imkanlarına malikdir.

4. Sintaksis ékspréssivlik vasiteleri ile daha zenkindir: ikiġat inkar bildiren söz birleşmeleri, neġli ve emr cümleleri, élliptik konstruksiyalar, bağlayıcısız mürekkeb cümleler, ħitab ve ħüsusileşmeler, ritorik suallar ve s. neinki sadeçe olaraġ fikrin ifadesine ħidmet édir, hem de onu ġüvvetlendirir, te'sirlendirir.

Bütun bu kösterilen ékspréssiv vasiteler müvafiġ suretde üslubi fonétikanın, üslubi léksikolokiyanın, üslubi morfolokiyanın, üslubi sintaksisin tedġiġat obyéktidir. Çoħ zaman émosional ve ékspréssiv sözleri sinonim kimi işledirler. Nezere alınmalıdır ki, ékspréssivlik anlayışı émosionallıġdan kénişdir. Neinki émosional nitġ, habéle intélléktual nitġ de ékspréssiv ola biler.

NİTĠİN ÉMОSİОNALLIĞI —Nitġin dinleyicinin émosiyalarına te'sir étmekle opda müeyyen hissler oyada bilmesi ġabiliyyeti. Nitġii émosiopallığı ile nitġin mezmununun émosionallığını ferġlendirmek olduġca zeruridir. Bu sahede özünü kösteren bir sıra dolaşıġlığın ġarşısı alınmalıdır. Be'zilerinin fikrince émosionallıġ hissi adlardan (vahime, éşġ, sévki, ġezeb, nifret) ve ya émosiya yaradan varlıġların (ölüm, ġebir, méyit, ħortdan, ezrayıl) adlarından ibaretdir. Bu fikir sehvdir. Kösterilen émosionallıġ nitġin mezmununu teşkil édir ve sémasioloji katéġoriyadıp. Nitġin émosionallığı ise üslubi katéġoriyadır, nitġin kéyfiyyetidir ve elave çalar kimi dil vahidinin eşyavimentiġi mezmununa daħil olur, dinleyiçinin hisslerine te'sir édir. Émosionallıġ yaradan başlıca dil vahidleriġ bunlardır: 1) hiss adları olan sözler ve birleşmeler (teessüfġ ġezeb, é'tiraz, kinaye, sévinç); 2) déyilen fikre danışanın émosional münasibetini ifade éden seciyyelendirici sözler (eçlaf,. eziz, ġoduġ, fırıldaġ, deleduz); 3) néytral sözlerde émosional-ġiymetlendirici sinonim kimi işlenen sözler (yémekħmaġ, öl-mekköpmġk, kebermekiehenneme vasil olmaġ, ġaçmaġekilmekkötürülmekdabanına tüpürmekdaban elli altı élemekç-nın yanına r ġoymaġ); 4) mecazi me'nalı sözler ve birleşmeler (lay-lay, béşiyim laylay; Évim-éşiyim laylay); 5) émosional nidalar ve edatlar (héyhat, efsus, kel de, yazdı ki, ay aldı ha); 6) sintaktik ve morfoloji ékspréssiv vasiteler (ritorik fiġurlar,. émosional ġiymetlendirici şekilçiler ve s.) de nitġin émosionallığını te'min étmekde mühüm rol oynayır.

Nitġin émosionallığı anlayışını dil ünsürlerinin émosional renki anlayışından ferġlendirmek zeruridir.

Émosional renk elave me'na çalarıdır, çoħ ince me'na ferġidir ki, adeten dile meħsus ünsürlerin esas, eşyavi-mentiġi me'nası üzerine elave olunur, özü de danışanın hissleri ve iradesi ile elaġedar olub, onları eks étdirir. Émosional renk dile meħsus ünsürlerde obyéktiv şekilde—onların nitġde işlenib-işlenmemesinden asılı olmayaraġ mévcuddur. Émosional renk eo linde dil faktı, dil hadisesidir ve buna köre de milli dil üslubiyyatının tedġiġat obyéktidir. Émosional renk növleri üslubi cehetden néytral olan nitġ fonunda tezahür édir. Émosionallıġ baħımından néytral nitġ danışanın émosiyalarını, münasibetini ifade étmir, onun héç bir pslħi veziyyetini tezahür étdirmir. Sözün bütün émosional renkleri iki böyük ġrupda cemlene biler: a) müsbet çalarlı émosional renkler (tenteneli, debdebeli, alk ve s); b) menfi çalarlı émosional renkler (é'tinasızlıġ, sayğısızlıġ, dolama, ele salma, menfurluġ, heġaret).

NİTĠİN ZENKİNLİYİ — 1. Nitġde işlenen dil ünsürlerinin müħtelifliyi, renkarenkliyi ve çoħluğu. Nitġin bu kéyfiyyeti (zenkinliyi) dil ile nitġin elaġesi esasında tezahür édir: müeyyen elaġeli nitġ parçasında ne ġeder çoħ müħtelif ve tekrarlanmayan dil vahidi işlenerse, hemin nitġ o ġeder zenkin hésab édiler.

Nitġin zenkinliyinin birinci elameti lüğetin zenkinliyidir, işlenen sözlerin miġdarıdır. Şeħsin köruş dairesi, savadı, mütaliesi kéniş olduġça onun işletdiyi sözlerin miġdarı da çoħ olur. Luğetin zenkinliyine köre M. Füzulinin, M. F. Aħundovun, C. Memmedġuluzadenin, C. Cabbarlının, S. Rehimovun eserleri ħüsusile ferġlenir.

Nitġin zenkinliyi hem de dilin frazéoloji, sémantik, sintaktik, intonasion ve üslubi vasitelerinden meharetle istifade étmeyi nezerde tutur.

Adeten dilin éyni ünsürlerini (söz, konstruksiya, intonasiya) tekrarlama nitġin yoħsulluğu, kasıblığı hésab édilir. Éyni çür danışıġ terzi, monoton intonasiya dinleyicileri yorur. Оdur ki, tekrarın ġarşısını almaġ üçün adeten sinonimlerden istifadE' édirler.

Lakin yoħsulluġdan ireli kelen tekrarla dilin strukturu ile elaġedar olan tekrar arasında ferġ ġoyulmalıdır. Dilin fonétik, léksiksémantik, morfoloji, sintaktik (habéle üslubi, ritmik) ġuruluşundan neş'et éden tekrara ġarşı çıħ.maġ düzkün déyildir.

NİTĠİN YIĞCAMLIĞI — Nitġde yıġcamlıġ adeton «sözçulük» anlayışına ġarşı ġoyulur. Yığcam nitġde héç bir artıġ söz olmur, sözçülük seciyyeli nitġde ise fikrin ifadesi baħımından éhtiyaç olmayan artıġ sözler, ifadeler işledilir. Sözçulük aşaġıdakı hallarda yaranır:

1) Éyni me'nalı söz ve ifadelerden teşkil olunmuş terkibler (pléonazm) işlendikde: Оnu zle salıb dolayırdılar (E. Veliyév). Men de susub oturmuşdum, ağzımı açıb danışmırdım (E. Sadıġ). Be'zen de pléonaz.m artıġ sözlerden ibaret olur: kenç oğlan, on manat pul, béş nefer adam. 2) Danışan çéynenmiş, yıprapmış vahidleri méħaniki, avtomatik terzde işletdikde: kençlerin terbiyelendirilmesi sahesinde; mövnud imkanlardan istifade; akaya ġarşı mehebbet hissi; ġezeb hissi ile dédi. 3) Tüféyln söz ve nfadeler işledildikde: béle ki; démek (ki); nsçe déyerler; bélelikle; ġéyd étmek lasımdır ki; suni da köstermek (ġéyd étmek) lazım kelir ki; umumiyyetle; müeyyzn; esasen; be'zi (be'zi-be'zi) ve s. 4) Müħtelif şekilde formalaşsa da éyni ve ya yaħın fikirleri bildiren cümleler ardıcıl düzüldükde: Azerbayçan ħalġ şairi S. Vurğun ħalġımızın sévimlisi h1r. hamı böyuk de, kiçik de onun eserlerini séve-séve oħuyur. Ħaléımız öz sévimli senetkarına derin hörmet ve éhtiram elameti olaraġ eserlerini ezberleyir, kitablarını ezizleyir. Ħalġın ġelbinde özüne ebedi héykel ġazanmış isté'dadlı şairimiz héç zaman ħatirelepden silinmeyeçekdir. Béle seadet edebiyyat tariħinde çoħ az söz senetkarına nesib olan seadetdir ve s.

Me'lum olur ki, sözçülük artıġ sözlerin, cümlelerin nitġde özune yér tapmasıdır. Sözçülük ġabiliyyetsizlikden, é'tinasızlıġdan ve ya telesiklikden ireli kelen nöġsandır. Meşhur «vaħtım az olduġundan mektubum uzun oldu» ifadesinde bir heġiġet vardır. Ġısa yazmaġ, uzunçuluġdan ħilas olmaġ üçün vaħt ve zehmet lazım kelir.

Bélelikle, nitġin yığcamlığı uzunçuluğa, sözçulüye ġarşı ġoyulan anlayışdır. Lakin yığcamlıġ héç vaħt nitġin aydınlığına ħelel ketnrmemelidir.

NİTĠİN MÜNASİBLİYİ — Nitġin dilin ünsiyyet şeraitine uyğun, müve fiġ olması; onun şeraite, mezmuna, meġsede ve dinleyene müvafiġ şekilde ġurulması. Nitġin münasibliyi nisbi anlayışdır; bir şeraitde yaħşı olan nitġ başġa şeraitde pis körüne bpler. Nitġin münasibliyi anlayışı aşağıdakı şertlerle bağlıdır:

1) Fikrin mezmununa uyğun dil vasitelerinden istpfade. Nitġden meġsed közol forma aħtarmaġ déyil, sözlerin ézü déyil, belke bu ve ya diğer mezmunu deġiġ ifade étmekdir. Dil vasiteleri fikre ħidmet étmeli, ona uyğun olmalıdır.

2) Dil vasitelerşşn nitġ şeraitino uyğunluğu. Şeraitden asılı olaraġ dil vasitelerinin deyişdiyini sübut étmek üçün adeten béle bir fakt kösterirler: éyni şoħs év şeraitinde adı ile, işde (adeten) fzmiliyası ile müraciet édirler. Şe.ħs neġliyyatda sernişin, mehkemede vetendaş, téatrda tamaşaçı, ħesteħanada ħeste, mağazada alıçı, berberħanada müşteri, stadionda azarkéş, mühazire salonunda kursda dinleyiçi, konfransda numayende, tribunada me'ruzeçi, ġonaġlıġda ġonaġ, başġa yérde kelme, ħaricde ennebi, é'malatħanada sifarişçi, yolda yolçu, söhbetde mühasib, dissértasiya müdafiesinde opponént, neşriyyatda müğllif ve s. hésab olunur.

3) Dil vasitelerinin danışanın meġsedine müvafiġ kelmesi. her bir nitġ müeyyen meġsed küdür. Bu meġsedle elaġedar nitġin ġuruluşu, başlıca ħüsusiyyetleri deyişmeli olur. Élmi möve uda nitġ temkinlilik, mentiġlilik, ardıcıllılıġ üstün yér tutursa, bedii nitġde obrazlılığa, mübaliğeye daha çoħ méyl kösterilir.

4) Dil vasitelerinin danışanın şeħsiyyetine müvafiġ kelmesi. Me'lumdur ki, yaşından, tehsilinden, dünyakörüşünden, cinsinden, senetinden, sağlamlığından asılı olaraġ adamlar müħtelif dil vasitelerinden istifade édirler. Оdur ki, be'zi bedii yazılarda savadsızlıġ, habéle yaşlı adamların şifahi nitġinin vérilmesinde çoħlu nöġsanlar müşahide édilir.

NİTĠİN ОRİJİNALLIĞI — Nitġin özünemeħsus, ferdi şekilde başġalarından ferġli suretde ġurulması. Nitġin orijinallığı hem ferdi teleffüz terzinde, hem seciyyevi söz ve ifadelerin, sintaktik konstruksiyaların séçilmesinde, hem de nitġin meħsusi terzde ġurulmasında tezahür édir. Nitġin orijinallığı basmaġelib, hazır ifadelerden ġaçmaġ, nitġi aktuallaşdırmaġ yolu ile elde édile biler. Nitġde hazır, ġelib şekli almış ifadelerin işlenilmesi fikir «tenbelliyinden» ireli kelir. «Fikrin etaletini» ġıra bilmeyen ve daha çoħ avam, savadsız adamların nitġi orijinallıġdan mehrum olur. Esl yaradıcı tefekkür sahiblerinin nitġi ise orijinallığı ile ferġlenir.

NİTĠİN SADELİYİ — Nitġin aydın, asan, anlaşıġlı ve düzkün olması, yalançı pafosdan, ġondarma, sün'i ifadelerden, müġayiselerden ħali olması.

Sadelik dédikde, héç de besitlik, ibtidailik nezerde tutulmur, tesvir édilen eşya ve hadiselerin mahiyyetinin besitleşdirilmesi teleb olunmur. Mürekkeb mahiyyetli hadiseleri deġiġ ve etraflı tesvir éderken olduġca mürekkeb ġuruluşa malik ifade terzinden istifade oluna biler. Démeli, nitġin sadeliyi héç de cümlenin sade ve ya mürekkeb olması ve onunla elaġedar déyildir. Nitġin sadeliyi, onun asanlığı, anlaşıġlı olması, téz başa düşülmesidir, nitġin fikri adékvat şekilde ifade étme ġabiliyyetidir. Sade nitġ her cür sün'ilikden, temteraġdan uzaġ nitġdir. İbareperdazlıġ, ellameçilik, mezmunsuz bezek-düzek eslinde fikir yoħsulluğundan ireli kelir. Be'zen de belağetli nitġ ciddi, derin fikirlerin dinleyiçiye (oħucuya) çatmasına mané olur. D. N. Pisarévin dédiyi kimi «ifade ne ġeder közel olarsa, fikir ve hissler o ġeder zeif olar».

NİTĠİN SÜR'ETİ — Mueyyen zaman erzinde nitġin sür'etli ve ya yavaşyavaş teleffüzüdür ki, bu da nitġin meħrec kerkinliyinden ve éşidilmenin aydınlıġ derecesinden asılıdır. Yavaş (adi) sür'etli nitġ—Sözlerin tam şekilde teleffüzü ile seciyyelenen nitġ.

NİTĠİN TEMİZLİYİ — Edebi dile yad olan ve işledilmesi meġbul körülmeyen dil vahidlerinin (sözler, frazéolokizmler, konstruksiyalar ve s.) nitġde özüne yér tapmaması. Nitġin temizliyi danışanın dili, medeniyyeti ve terbiyesi ile elaġedardır. hansı nitġ «temiz» hésab olunur?

1) Mehelli dialéktlerden, yérli şivelerden istifade étmeyen nitġ. her bir milli dilde edebi dil mehelli dialéktlerden ferġlenir. Ħalġın bütün savadlı teb*esi edebi dilden, ıüeyyen ġismi ise dialéktlerden istifade édir. Edebi dil azçoħ mürekkeb ictim:aimedeni éhtiyacl:arı ödeyirse, dialékt esasen meişet éhtiyaclarını ödeyir, edebi dil daha çoħ yazılı, dialékġ ise şifahi ünsiyyet vasitesidir. Edebi dil tekmilleşdirilmiş, normalaşdırılmış dildir, dialékt ise béle déyil. Démeli, edebi dilde dialékt ħüsusiyyetlerine yér vérilmemelidir. (Bedii üslubda veziyyet bir ġeder başġadır. Burada üslubi meġsedlerla elaġedar dialéktizmler özüne yér tapa biler).

2) Jarġon ve arġodan istifade étmeyen nitġ. Milli dilde mehdud ġrup adamların işletdikleri jarġonlar seciyyevi léksika ve frazéolokiyadan, be'zi intonasiya ħüsusiyyetlerinden ibaretdir. Edebi dilde bu kimi vahidlerii işlenmesi nitġin zibillenmesine sebeb olur.

3) Yérsiz ecnebi sözlerden istifade étmeyen nitġ. hele V. Ġ. Bélinski kösterirdi ki, éyni ġüvvede olan iki sözden (eçnebi dil ve ana dili sözünden) biri kimi ecnebi sözü işletmek sağlam ağlı ve sağlam zövġü tehġir étmek démekdir. Ecnebi sözlerden sui-istifade prinsipine ġarşı V. İ. Lénin çoħ ġetiyyetle çıħış étmişdir. Yérsiz işledilen ecnebi sözlere ġarşı XIX esrin sonu, XX esrin evvellerinde yaşamış Azerbaycan mütereġġi ziyalıları ardıcıl ve prinsipial mübarize aparmışlar.

4) Vulġarizmlerden istifade étmeyen nitġ. Bütün kéçmiş cemiyyetlerde adamlar birbirini tehġir étmek üçün söyüş ve ġarğışlardan, edebsiz ifadelerden bolbol istifade étmişler. humanizm prinsiplerine esaslanan cemiyyetde ise edebi dil normaları nitġd» béle vahidlerin işlenmesini redd ve inkar édir. her çür kobudluġ, tehġir, edebsizlik nitġin zibillenmesi elameti hésab olunur.

5) her çür tüféyli söz ve ifadelerden istifade étmeyen nitġ. Bu vahidlerin nitġde işlenme sebebi ya danışanın öz nitġini deġiġ ve mentiġi şekilde ġura bilmemesi, ya da lüğet éhtiyatının mehdudluğudur.

NİTĠ(İN) FОRMALARI — Söylemin tezahür şekillerine, ifade üsullarına köre ferġlonen nitġ növleri. Nitġin yazı.ş formasıyIyazılı nitġ forması (yazılı nitġ). Nitġin şifahi forması//şifahi nitġ forması (şifahi nitġ).

NİTĠİN FUNKSİYALARI — Bütünlükde nitġ fealiyyetina déyil, ayrı-ayrı nitġ faktlarına meħsus olan funksiyalar. Nitġii aşağıdakı funksiyaları vardır: émotiv funksiya, poétik (éstétik) funksiya, makiya funksiyası, fatik (kontakt) funksiya, nominativ («marka») funksiya, diakritik funksiya.

NİTĠ MEDENİYYETİ— 1. Cemiyyetin müeyyen dövrde danışıġ ġaydalarını öyrenen ve insanlar arasında esas ünsiyyet vasitesi kimi, fikri formalaşdırma ve ifade étme ġaydalarının élmi esaslarını müeyyenleşdiren dilçilik şö'besi. Şifahi ve yazılı nitġe meħsus müħtelif formaları ġarşılandırmaġla ve dil sistéminin bütün seviyyelerinde (teleffüz seviyyesinde, léksik— frazéoloji matérial seviyyesinde, ġrammatik konstruksiyalarda) edebi dil normalarını müeyyenleşdirmekle neinki hemin dil sistéminin inkişaf méyllerini aydınlaşdırmaġ, habsle bu inkişaf prosésine te'sir késtermek, edebi dil normalarının nitġ praktikasında tetbiġ édilmesine nail olmaġ, meġsedyönlü dil siyzsetini heyata kéçirmek mümkün olur. 2. Müeyyen tariħi dövrde nitġin muvafiġ kolléktivin dil éhtiyaclarına uyğun şekilde normativliyi, teleffüz, vurğu, sözişletme, cümle ġurma normalarına riayet édilmesi. Normativ nitġ anlayışına, habéle nitġin deġiġliyi, aydınlığı, temizliyi anlayışları da daħildir. Nitġin deġiġliyi üçün mé'yar—danışanın ve ya yazanın fikirlerine uyğunluğudur. anlamın mezmununu adékvat terzde ifade étsek üçün dil vaéitelerinin düzkün séçilmesidir. Nitġin aydınlığının ms'yarı dinleyiçi üçün asan ve anlaşıġlı olmasıdır, Nitġin temizliyinin mé'yarı onun ġéyriedebi dil ünsürleri (dialékt sözleri, loru sözler, edebsiz sözler, ecnebi dile meħsus sözler) ile zibillenmemesidir. Bütun bu kösterilenlerden elave, nitġ medeniyyeti anlayışına hem de lüğet zenkinliyi, ġrammatik konstruksiyaların müħtelifliyi, bedii ifadelilik, mentiġi mütenasiblik meseleleri de daħildir. Yazılı nitġ medeniyyeti problémine hemçipin orfoġrafiya ve durğu işareleri ġaydalarına emel édilmesi de daħildir.

NİTĠ SESİ — Nitġ opġaiları vasitesile teleffüz édilen ses; üzvlenmiş insan sesi. Nntġin fonétik üzvlenmesinde nitġ sesi hécanın bir hissesi olur ve ya bir héca teşkil édir; bir meħrecle teleffüz édilir, daha ħırda hisselere bölüne bilmir. Sait ses de, samit ses de, sonorlar da kitġ sesleridir.

NİTĠ HİSSELERİ — Dilin lüğet terkibini teşkil éden sözlerin me'na, forma ve funksiyaları esasında ġuruplaşması. Sözlerin sémantik, morfoloji ve sintaktik elametlerine kére müħtelif ġruplar teşkil étmesi nitġ hpsseleri hésab olunur. Müasir dilçilikde nitġ hisseleri müħtelif şekilde tesnif édilir: a) esas (avtosémantik) nitġ hisseleri—isim, sifet, say, evezlik, fé'l, zerf; b) kémekçi (sinsémantik) nitġ hisseleri—ġoşma (önlük), bağlayıcı, edat; v) modal sözler; ġ) nida, teġlidi ve vokativ sözler.

Nitġ hisseleri haġġında te'limin tariħi çoħ ġedimdir. Eflatunun kösterdiyine köre, hele éramızdan evvel V esrde adlarla fé'lleri ferġlendiren ġedim yunan alimlerinin fikrince, cümle bu adlarla fé'llerin elaġelenmesi neticesinde düzeldilir. Eflatun özü de nitġde iki ġism sözleri—adları (opota) ve fé'lleri (ġhéta) ferġlendirirdi. О, hemin sözleri sintaksis baħımından şerh édirdi. Eflatunun fikrince, adlar o sözlerdir ki, cümlede mübteda kimi işlenir. Fé'ller ise ad—mübteda haġġında ne déyildiyini bildirir. Démeli, o fé'l dédikde ħeberi nezerde tutmuşdur.

Aristotél ġedim yunan dilinde üç nitġ hissesi müeyyenleşdirmişdi: ad (opota), fé'l (ġhéta) ve bağlamalar (bağlayıcı, artikl, evezlik). ±Ad—mübteda olan sözler müsteġil me"nalı sözler kimi seciyyelendirilir, bağlayıcı ve artikller ise yalnız ġrammatik funksiyaya malik sözler hésab édilir. Aristotélin fikrince, ad— zaman anlayışı bildirmeyen müsteġil me'nalı söze déyilir, fé'l ise zaman anlayışı bildiren müsteġil me'nalı sözdür.



Aristotél ise adla mentiġi subyékti éynileşdirmiş ve béle hésab étmişdir ki, adlar yalnız adlıġ halda işlenen sözlerdir, sözlerin başġa formaları ise bu ad—subyékt normasından kenara çıħma halıdır. Fé'llerde de yalnız indiki zamanda I şeħsin tek forması fé'l hésab édilir, ġalan formalar bu normadan kenara çıħmadır. İġkenderiyye dövrü ġrammatikalarında nitġ hisselerinin miġdarı sekkize çatdırılmışdır (ad, fé'l, fé'li sifet, artikl, evezlik, zerf, ġoşma, bağlayıcı). İskenderiyye ġrammatikalarında nitġ hisselerini sintaktik cehetden déyil, morfoloji cehetden şerh étmeye çalışmışlar. Latın dili esasında ġrammatika yazan Roma dilçileri artiklleri nitġ hisseleri sırasından çıħarmış (latin dilinde artikl yoħdur), bu sıraya nidaları daħil étmişdiler. Оnlar sayları sıra ve miġdar saylarına ayırmışdılar. Оrta esrlerde sifetler ferġlendirilmişdir. Ġedim dövr dilçiliyinde nitġ hisselerinin tesnifi eslinde mentiġe tabé édilirdi; nitġ hisseleri cümle üzvleri ile éynileşdirilir, bunlar hökmün üzvlerine, démeli, mentiġi katéġoriyalara beraber hésab olunurdu. Bununla béle, her halda hemin tesnifatda ġismen de olsa ġrammatik ħüsusiyyetler nezere alınırdı; be'zi nitġ hisseleri müeyyen ġrammatik forma ve me'naların olmasına esasei ferġlendirilirdi. XIX esrin ortalarına ġeder dilçilikde nitġ hisseleri mentiġi-ġrammatik ğatéġoriya kimi şerh édilmişdir. XIX esrde ümumiyyetle dilçilik, ħüsusile morfolokiya sahesi çoħ inkişaf édir. Bu dövrde çoħlu ve müħtelif diller öyrenilir v» neticede ġarşıya béle bir mesele çıħır: nitġ hisselerini hansı mé'yarlar esasında tesnif stmek lazımdır, müħtelif dillerd» nitġ hisselerinin ferġleri varmı, eker varsa, hansılardır? hemin dövrde nitġ hisseleri üçün başlıca mé'yar kimi morfoloji prinsip kötürülurdü. Nitġ hisseleri problémine béle formal-morfoloji baħımdan yanaşma F. F. Fortunatovun tedġiġatına ħasdır. О, nitġ hisselerini «Formal söz ġrupları» hésab édir, esas mé'yarkimi onların sözdeyişme formasına malik olub-olmamasını kötürürdü. Bu cehetden de sözleri béle ġruplaşdırırdı. hallanan sözler, tesriflenen sözler, hallanmayan ve tesriflenmeyen sözler. hemin dövrde morfoloji mé'yarla yanaşı, nitġ hisselerini ferġlendirmekde mentiġi-sintaktik mé'yar da nezere alınırdı. Sintaktik baħımdan éyni cümle üzvü olan sözler éyni bir nitġ hissesi hésab édilirdi. Meselen, te'yin olan bütün sözler sifet kimi kötürülürdü. Nitġ hisselerinin müeyyenleşdirilmesinde formal-morfoloji mé'yar ġenaetbeħş mé'yar déyildir. Çünki nitġ hisselerin» sırf morfoloji forma esasında yanaşdıġda béle formadan mehrum olan bir sıra sözler (zerf, edat, nida) tedġiġatdan kenarda ġalır. Sözdeyişme (morfoloji) formaları çoħ ve zenkin olai dillerde de nitġ hnsselerini yalnız forma esasında ġruplaşdırmaġ mümkün déyildir. Meselen, be'zi dillerde ġrammatik cins katéġoriyası vardır, dünyanın ekser dillerinde ise bu yoħdur. Démeli, isimler üçün ġrammatik cins katéġoriyasını héç de seciyyevi hésab étmek olmaz. Yaħud. başġa bir misal: hem Azerbaycan, hem de rus dilinde sifet katéġoriyası mövcuddur, lakin her bir dilde hem ħüsusi ġrammatik katéġoriya baħımından, hem de morfoloji struktur baħımından sifetler müħtelifdir. Rus dilinde-sifetin ħüsusi ġrammatik katéġoriyaları hal ve kemiyyet katéġoriyalarıdır, Azerbaycan dilinde ise sifet isimlere meħsus ħususi katéġoriyalara malik déyildir. Nitġ hisselerinin morfoloji elametleri hemin nitġ hisselerini birbirinden ferġlendirmeye ġismen kömek éde bilir, lakin onları müeyyenleşdirmeyin ümumi mé'yarı hésab olunmur. Bu morfoloji (sözdeyişme) elametleri nitġ hisselerinin bölküsu işinde yalnız morfoloji cehetden inkişaf étmiş dillerde (hind-Avropa dilleri, sami dilleri, türk dilleri) az-çoħ tetbiġ édil» biler. Оdur ki, hemin mé'yardan çıħış éden tedġiġatçılar Çin-Tibét dilinde, Uzaġ Şerġdeki bir sıra dillerde nitġ hissesi olmadığı ġenaotine gelmişler. Çin, Tan, Vyétnam dillerinde morfoloji cehetden ferġlenmeyen sözler çoħdur ve bu sözler sintaktik funksiyası ile elaġedar kah isim, kah sifet, kah fé'l kimi işlenir.

İzah meġsedile Azerbaycan dilinden be'zi misallar vérek: kelecek (fé'l forması)—«İndiçe keleçek», keleçek (isim)—«Yaşasın keleçek, böyük keleçek», keleçek (sifet) — «Kelenek zaman»,yémek, don, köç (fé'l)—yémek, don, keç (isim).

Nitġ hisselerini müeyyenleşdirmekde sintaktik mé'yarın mahiyyeti béledir ki, nitġ hisseleri cümle üzvleri esasında ġruplaşdırılır. Hem nitġ hisseleri, hem de cümle üzvleri éyni ġrammatik katéġoriya esasında müeyyenleşdirilir. Meselen, bir nitġ hissesi kimi isim ġrammatik katéġoriya olan mübteda ile elaġelendirilir, onunla elaġedar izah édilir ve bu esasda da mentiġi katéġoriya olan subyéktle elaġelendirilir. Sintaktik vezifesine köre türk dillerinde sifet—zerf, isim—sifet—zerf, isim—evezlik, isim—ġoşma mübahiseleri méydana çıħmışdır. Yéne bu sintaktik vezifeye köre Çin dilinde sifet—fé'l—isim—say birbirinden ferġlendirile bilmir.

Tedġiġatçılar hele kéçen esrde bütün dünya dillerinde nitġ hisselerinin olduğunu késtermiş, bu katéġoriyanı ümumbeşer tefekkürünün inkişaf terzi ve istlġameti ile elaġelendirmişler. Bütün dillerin nitġ hisselerine ħas olan ümumi cehet sözlerin léksik me'naları ile elaġedardır. Béle ki, her şéyden evvel, sözler öz léksik me'naları esasında nitġ hisseleri üzre ġruplaşdırılır. Оna köre de nitġ hisselerini seciyyelendirmek üçün onların ümumi ġrammatik me'naları «prédmét» («eşya»), «iş ve hereket», «elamet ve kéyfiyyet» ve s. kimi términlerle ifade édilir.

Nitġ hisseleri adeten ümumi ġrammatik katéġoriya hésab olunur. Yalnız müsteġil léksik-ġrammatik me'naya malik sözler, ye'ni héç de bütün nitġ hisselerine daħil olan sözler déyil, yalnız esas nitġ hisselerine daħil olan sözler nitġ hisseleri hésab édile biler. Démeli, eslinde kömekçi sözleri (ġoşma, bağlayıcı, edat ve s.) ve nidaları nitġ hissesi hésab étmek o ġeder de düzkün déyildir.

Nitġ hisseleri hemişe bir sistém teşkil édir. Başġa sözle, onların ümumi ġrammatik me'naları birbirile ġarşılıġlı münasibetde olur ve birbirile ġarşılaşdırılır.

Nitġ hisseleri sistémi tariħi seciyye daşıyır. Bu sistém insan şüurunun inkişafı ile elaġedar yaranıb inkişaf étmişdir, insan tefekkürü ile üzvü şekilde elaġedardır ve fikirlerin formalaşmasının, habéle ifade édilmesinin en mühüm dil vasitelerindendir.

Bütün dillerde esas nitġ hissesi isim hésab olunur. İsim dédikde adeten ġrammatik eşyalıġ anlayışı başa düşülür. İsmin ġrammatik eşyalılığı sözlerin léksik me'nalarında, söz birleşmelerinin formalarında, sözün sözdüzeltme imkanlarında ve sintaktik vezifelerinde tezahür édir. Dünyada her şéyi eşya kimi ifade étmek mümkündür ki, bu zaman ifade édilen söz ümumi ġrammatik me'na olan eşyalıġ me'nası, ye'ni isim me'nası alır.

En ġedim isimlerden tedricen bu isimleri «evez éden» sözler—evezlikler ve saylar méydana çıħmışdır. Оdur ki, isimler, evezlik ve saylar (habéle substantivleşen diğer sözler) bütün dillerde ümumi ġrammatik me'na olan eşyavilik me'nasına malik esas nitġ hisseleri hésab édilir.

Elamet bildiren sözlerin böyük bir ġrupunu fé'ller teşkil édir. Fé'llerin ümumi ġrammatik me'nası hereket ve prosés elametini, dinamik elameti bildirmekden ibaretdir. İsimler kimi

Sifet statik, ġéyri-hereki me'naya malik olması ile fé'llere ġarşı ġoyulur. Bununla béle, ümumi ġrammatik elamet ceheti bir sıra dillerde (Çin dili) sifetleri fé'llere tam yaħınlaşdırır.

Zerfler de sifetlerin malik olduğu ümumi ġrammatik me'naya malikdir, ye'ni statik elamet bildirir. Lakin zerf elameti bilavasite, dolayı yolla bildirir, elametin elametini kösterir. (çoħ közel, téz-téz danışmaġ, daha ġırmızı ve s), Öz menşeyine köre zerfler sifetlerden (yaħşı, közel, zerif) ve eşyavi sözlerden—isim ve evezliklerden töremiş sözlerdir.

Démeli, ġéyri-eşyalıġ (elamet) bildiren sözler ġrupu daħilinde elamet bildiren (fé'l, sifet) sözler bu elametlerin elametini bildiren (zerf) sözlere ġarşı ġoyulur.

Elamet bildiren sözler de iki yére bölünür: statik elamet bildirenler sifet, dinamik elamet bildirenler fé'l hésab olunur.

Nitġ hisselerinin yaranması, méydana kelmesi éyni zamanda olmamışdır. Bu, ardıçıl bir prosés teşkil étmişdir. Bes en evvel, yaranan ilkin nitġ hissesi hansıdır? Bu barede müħtelif mülahizeler ireli sürülmüşdür.

XIX esrin kérkemli dilçilerinden Maks Müllér (1823—1900) béle küman édirdi ki, ilkin sözler hereket bildiren sözler, ye'ni fé'llerdir. Doğrudan da, Hind-Avropa dillerinde bütün sözlerin esli—kökü fé'llerle bağlıdır. Оna köre de K. Marks ve F. Énkéls yazırdılar ki, hemin dillerde «bütün sözlerin ilkin kökleri fé'llerden ibaretdir».

Burada nezere almaġ lazımdır ki, Hind-Avropa dillerinin ulu kökünün tariħi 12—15 min illik bir dövrü ehate édir. halbuki üzvlenmiş insan nitġinin tariħi 200 min ilden artıġdır. hemin tariħ erzinde dil defelerle deyişilib, müħtelif şekle düşe bilerdi. Démeli, M. Müllérin fikrini olduğu kimi ġebul étmek mümkün déyildir.

Körkemli sovét alimi N. Y. Marr (1864—1934) yazırdı ki, ilkin sözler fé'ller déyil, isimler olmuşdur. Özü de bunlar insan kolléktivinin emeyi ile elaġedar eşyaların adını bildiren isimler idi.

Be'zi tedġiġatçılar béle küman étmişler ki, ilk insan dili sözlerden yoħ, cümlelerden ibaret olmuşdur. İlk insanların çıħardıġları ayrı-ayrı sesler mefhumların adı déyil, fikri ifade éden cümleler idi.

Meşhur rus dilçisi A. A. Potébiya ve be'zi diğer tedġiġatçılar ilk sözlerin hereketde olan eşyanı bildirdiyini küman étmişler.

hansı tip sözlerin evvel yarandığı meselesi ümumiyyetle, dilin menşeyi meselesi ile elaġedardır ve ondan asılıdır.

İsim evveldir, yoħsa fé'l, cümle evveldir, yoħsa söz tipli sualların cavabı béledir: En ibtidai dili teşkil éden sesler, sözler ve cümleler bir kompléks teşkil édirdi, bunlar üzvlerine ayrılmamışdı. Béle üzvlenmeyen, «diffuz» terkiblerin be'zi ġalıġlarına bir sıra müasir dillerde de rast kelinir.

Esasen héyvanlara müraçiet üçün işledilen ġedim vokativ sözler sonralar diférénsiallaşmağa başlamış, vahid terkibin daħilinde parçalanma kétmişdir. Ses söz-cümle, cümle kéyfiyyeti kesb étdikce, bunun terkibinde cümle üzvleri yaranmışdır. Cümle üzvlerinden nitġ hisseleri méydana kelmişdir. Cümlede mübteda rolu oynayan sözler isim kimi, ħeber rolu oynayan sözler ise fé'l kimi ħüsusileşmeye başlamışdır. İnsan tefekkürü inkişaf étdikce müħtelif eşyalardakı elamet ve kéyfiyyetleri de ifade étmek éhtiyacı ġarşıya çıħırdı. Tefekkür deġiġleşdikçe yéni-yéni sözler, ifade vasitelerinin işledilmesi zeruri olmuşdur. İsimler eşyanın adını bildirir, eşyanı bütévlükde ifade édirdi. her bir eşya adında ise külli miġdarda elamet adı mévcuddur. Eşya elametler mecmuyundan ibaretdir. Eşyanın bütün elametlerini déyil, bir elametini ifade étmek éhtiyacı yarandıġda in> sanlar iki ismin yanaşı işledilmesi usulundan istifade étmeye başlamışlar. Yanaşı kelen iki ismin birincisi sonrakının te'yini funksiyasında çıħış étmiş, sonralar te'yin olan bu söz ħüsusi bir léksik-ġrammatik katéġoriya, ye'ni sifet adlanan nitġ hissesini teşkil étmişdir. İki ismin yanaşması ile düzelen vahndler esasen métaforik me'nada işlenirdi ki, bu faktın özü de hemin ifade üsulunun ġedimliyini kösterir. Meselen: daşyytaş bağa (tısbağa), bilek üzük (bilerzik), Daşkend ve s.

Оbyéktiv alemin derk édilme prosésinin daha yüksek merhelesinde zerfler méydana kelmişdir. Zerfler bir terefden hereketin, ye'ni fé'lin elametini (téz-téz kédir, berk ġaçır), diğer terefden elametin, ye'ni sifetin (çoħ yaħşı, en uça) elametini ifade étmeye başlamışdır.

Zerf eslinde çoħ sonralar yaranmış nitġ hissesidir. Meselen, «Kitabi-Dede Ġorġud» dastanında zerfler çoħ azdır. Zerflerin sonralar méydana keldiyini sübut éden cehetlerden biri de onların müħtelif nitġ hisselerinden düzelmesidir. Démeli, diğer nitġ hisseleri artıġ var idi ki, onlardan zerfler düzelmişdir. Meselen, a) isimlerden (Seher açıldı—Seher kelersen, Aħşam duşdü — Aħşam kelerik); b) sifetlerden (Yaħşı telebe — yaħşı oħuyur); v) saylardan (birden iki çoħdur—Birden dédi); ġ) fé'llerden (Ġaçaraġ kétdi—Ġaçaraġ kétdi).

Saylar isimlerden töremişdir. Evveller kemiyyet anlayışı mehz konkrét isimler vasitesile ifade édilirdi. Sonralar ise bu kimi isnmlerde eşyalılıġ mezmunu unudulmuş, onlar sırf say bildiren sözlere çévrilmişdir.

Sonralar méydana kelen nitġ hisselerinden biri de ġoşmadır. Türk dillerindeki ġoşmalar Hind-Avropa dillerindeki önlüklere funksiyaça müvafiġ kelir. Be'zi dillerde béle bir nitġ hissesi yoħdur. Dilimizin ġedim dövrlerine kétdikce ġoşmaların mehdud miġyasda işlendiyi müşahide édilir. hetta XIX esrle béle müġayisede müasir dilimizde ġoşmaların çoħ kéniş yayıldığını démek olar. Esas nitġ hisseleri hem eşyavi, hem de ġrammatik me'naya malik olub, be'zen léksik-ġrammatik sözler de adlandırılır. Kömekçi nitġ hisselerinde eşyavi-léksik me'na yoħdur, bunlar yalnız ġrammatik me'nalı sözler olduğundan be'zen éleçe de (ġrammatik sözler) adlanırlar.

Ümumiyyetle, şekilçiler sözden (esasen kömekçi sözlerden) düzeldiyi kimi, kömekçi nitġ hisseleri de esas nitġ hisselerinden düzelmişdir. hem eşyavi-léksik, hem de ġrammatik me'na kimi iki me'na ġanadına malik esas nitġ hissesinin me'nalarından biri (eşyaviléksik me'na) unudulduġda, o kömekçi nitġ hissesine çévrilir ki, bu hadiseye de «ġrammatikleşme» déyilir. Sözün ġrammatikleşmesi onun léksik me'nadan uzaġlaşmasıdır, yalnız ġrammatik me'na bildirmek üçün işlenmesidir. Sözün ġrammatikleşmesi ise tefekkürün mücerredleşdirme ġabiliyyetini eks étdirir ve onunla elaġedardır (isimlerin, evezliklerin, fé'llerin, zerflerin ġoşmalara, bağlayıcılara kéçmesi kimi).

Ġoşma funksiyasında işlenen sözler artıġ ġrammatikleşmiş sözlerdir.

Ġoşmaların başġa nitġ hisselerinden töremesi de bunların tariħen sonralar yarandığını subut édir. Ġoşma isimlerden, zerflerden ve fé'llerden ġrammatikleşme neticesinde emele kelmiş nitġ hissesidir.

Dilçilik edebiyyatında evezliyin en ġedim nitġ hisselerinden olduğu ve ħüsusi inkişaf yolu kéçdiyi kösterilir. Evezliklerin ilkin vezifesi eşyanı köstermek, ona işare étmek olmuşdur. Démeli, ilk evezlikler işare evezlikleri idi. Bütün ġalan evezlikler (şeħs, sual, te'yini, yiyelik evezlikleri) mehz işare evezliklerinden töremişdir ki, bu ümumi ġanunauyğunluġ hem kéri ġalmış ġebile dillerinin mévçud dil faktlarında, hem de inkişaf étmiş müasir dillerin tariħi matériallarında müşahide olunur.

En ġedim işare evezliyi ise bol//bul, şol//şul şeklinde olmuşdur.hemin sözler inkişaf éderek bu, o şekli almışdır. Be'zi türk dillerinde kösterilen evezlikler bu, şu şeklindedir. Şu sözü hazırda be'zi dialéktlerimizde «şunu kötür, şunu ġoy» frazéoloji birleşmesi daħilinde işlenmekdedir. Şolİşul sözüne klassik şé'rimizde rast kelinir: Şol dikene köz dikme ki, külearımı buldum (Nesimi).



Bu, şu evezliklerindeki maraġlı cehet b ve ş samitleridir. Bunların birincisi dodaġ, diğeri dil-diş samitidir. Bu sözündeki [6] sesi birinci şeħsi bildiren ben (men) ve biz evezliklerinde, şu sözündeki [ş] sesi [s] sesine kéçmekle (béle kéçid dilimizde tamamile tebiidir: şıldırımsıldırım, şille-sille sözlerinde de béledir) sen ve siz evezliklerinde özünü kösterir. Béle bir faktın özü şeħs evezliklerinin hamısının işare evezliklerinin te'siri ile yarandığını kösterir.

Cümlede sözleri birbirile elaġelendirmekde, sözler toplusunu cümle şekline salmaġda evezliklerin çoħ böyük rolu var. Fé'llerde şeħs sonluġları eslinde müvafiġ şeħs evezliyinin tezahüründen başġa bir şéy déyildir.

hissi te'siri ġüvvetlendirmek meġsedile birinci şeħs özü haġġında üçüncü şeħsin dilinden danışır. Bu mesele ümumiyyetle şeħs evezliklerinin yaranması, tariħi baħımından da maraġlıdır. Şeħs evezlikleri işare evezliklerinden törediyinden üçünçü şeħs evezliyi menşece daha ġedim olmuş, diğer şeħs evezlikleri sonradan méydana kelmişdir. Kéride ġalmış bir sıra ibtidai dillerde yalnız üçünçü şeħs vardır. Birinci şeħs evezine üçünçü şeħsi bildiren sözlerin işledilmesinin ġalıġları müasir dilimizde de ézünü kösterir ve bu hal indi yalnız üslubi meġsed daşıyır. Şeħs «men» yérine öz adını mehz psiħoloji kerkinlik şeraitinde işledir ve hissi te'siri ġüvvetlendirmeye nail olur. Meselen, İ. Efendiyévin «Söyüdlü arħ» romanında esebileşmiş Neriman déyir: — «Yoħ, Neriman ġoçalıb, Neriman kéri ġalıb. Nerimanda burjuaziya ġalığı var. Neriman çekilib otursa yaħşıdır». Yéne orada béle bir dialoġ vardır:

«— Ġulu, dayan!

— Ġulu dayanmayacaġ, Neriman emi; Ġulu déyeçek. Ġulu müfteħorları ifşa édeçek. Ġulu héç vaħt havayı söz danışmamışdır. Ġulu réalistdir».

NОVİAL — Sün'i béynelħalġ dillerden biri. Bu dilin layihesini 1928ci ilde Kopénhakén univérsitétinii proféssoru Britaniya ÉAnın heġiġi üzvü Оtto Yéspérsén vérmişdir. О. Yéspérsén evveller ümumiyyetle béynelħalġ dil meselesine menfi münasibet besleyir, bunun baş tutacağına inanmırdı. Sonralar müħtelif sün'i dillerin müħtelif milletler arasında müveffeġiyyet ġazandığını kördükde О. Yéspérsén özü Éspéranto, İdo, Оksidéntal kimi sün'i dilleri öyrenmişdi.

Bir dilçi alim olaraġ analitik dillere daha yüksek ġiymet véren О. Yéspérsén öz sün'i dil layihesini de idéyasına müvafiġ şekilde tertib étmişdir. Müellif layihenin tertibi işinde hem tebii dillerin faktlarından, hem de sün'i düzeldilmiş matériallardan çoħ éhtiyatla istifadeye çalışmış, bunların héç birine* ifrat derecede yér vérmemeyi nezerde tutmuşdur.

NОVLU SAMİTLER — Teleffüzü zamanı meħrecinin ikin.çi merhelesinde (fasile merhelesi) tam manée emele kelen ve bu manéeni aradan ġaldırmadan teleffüz olunan samitler (kipleşensamitlere ġarşı ġoyulur). Manéenin ħüsusvyyetine köre növlu samitler aşağıdakı ġruplara ayrılır: növlu-titrek samitler, cüġ kéçidli növlu samitler.

NОMÉN — her hansı élm, téħnika, istéhsalat, inçesenet ve s. sahesinin obyékti olan çoħlu, saysız-hésabsız benzer vahidlerik bir növü kimi kötürülmüş eşyaları bilavasite eks étdiren söz ve ya söz birleşmesi. Zooloji nomén: Ġarabağ atı, Boz ayı, çırtdan, şimpanzé; fiziki-coğrafi nomén: ġapalı köl, ġuru bulaġ, torf bataġlığı, méşenin ġırılmış yéri. Noménler léksikanın ħüsusi layını teşkil édir. Оnlar términLerden, ümumişlek meişet léksikasından, ħüsusi adlardan mentiġimefhumi ve dil baħımından ferġlenir: her bir onimin özü ile yanaşı ümumi adnoméni de olur. Bunlara daħildir: antroponimlerde—ġohumluġ adları, étnonimler, péşe adları, rütbe, derece, vezife, menseb adları, katoykonimler; toponimlerde — coğrafi, kéoloji adlar, étnonimler;.

NОMÉNKLATURA — Müeyyen bir élm, istéhsalat, senayé sahesinde ve s. işlenen konkrét adlar mecmuyu.

Términlerden ferġli olaraġ noménklatura sırf şerti işare hésab édilir, héç bir anlayış (mefhum) ve ümumi katéġoriya il» elaġedar déyildir. İstéhlak malları noménklaturası. Astronomiya noménklaturası.

NОMİNALİZASİYA — Bu ve ya diğer fé'l formasının isimleşib isme aid ħüsusiyyetleri eks étdirmesi: Ne öldüsünden ħeberim var, ne ġaldısından.

NОMİNATİV FUNKSİYA —Nitġde konkrét obyéktlerin (coğrafi menteġeler, müessiseler, mağazalar, senayé malları ve s.) adlarının işlenmesidir. Ħüsusile réklam işinde nitġin bu funksiyası çoħ böyük ehemiyyet kesb édir.

NОRMA — Dilde éyni vaħtda mövcud olan nitġ variantlarından öz funksiyasını en nümunevi şekilde yérine yétirme baħımından ferġlendirilib séçilen ve işledilen variant. Léksik norma. Morfoloji norma. Sintaktik norma.

Norma tariħi katéġoriyadır. Müeyyen ġeder ümumiliyi, sabitliyi ile seciyyelense de her halda normanın özü de tedricen deyişir. Çünki dil özü ictimai hadise olub, çemiyyetin — o dilde danışanların deyişmesi ile elaġedar daima deyişmekdedir. Dil normasının deyişkenliyi neticesinde béle bir veziyyet yaranır ki, müeyyen vaħt erzinde éyni bir hadise, eşya ve s.ni ifade étmek üçün bir yoħ, bir néçe ifade üsulu méydana kelmiş olur. Köhne norma aradan çıħmadığı halda, hem de yéni norma(lar) yaranmış olur. Meselen, «Sen ġezéte abune yazılmısanmı//yazılmışsanmı?» habéle, vurğuda (kildmétryykilométr), imlada (kuzem//kuzem, elaçıġ//eliaçıġ), söz birleşmelerinde (heddini aşmaġ//heddinden aşmaġ) ve s.

Edebi dilde norma anlayışı variantların mévcudluğunu redd étmemelidir. Dil sistéminin mürekkeb terkibinde ayrı ayrı üslubların mövcudluğu hemişe normanın varlığını zerurileşdirir. Bélelikle, müħtelifliyin bu cür vehdet teşkil étmesi normanı aradan çıħarmır, belke üslubi baħımdan onun müeyyenleşdirilmesi işini daha da mürekkebleşdirir, çetinleşdirir. Bélelikle, norma cemiyyetde müeyyen dövrde mévcud olan dil verdişlerinin mecmuyu, cemiyyet üzvlerinin dilden istifade ġaydalarının mecmuyudur. Norma éyni bir dil strukturunun cemiyyetde meġbul körülmüş bir ve ya bir néçe şekilde heyata kéçirilmesidir.

Bir sıra diller éyni struktura malikdir. Strukturun be'zi mühüm cehetleri bütün dünya dillerinde éynidir. Lakin bütövlükde alındıġda her dil başġasından ferġlenir. Azerbaycan dilinin struktur ġrammatikası bir sıra başġa dillerin (ġırğız dilinin, tatar dilinin ve s.) struktur ġrammatikasına uyğundur. Lakin bu diller mehz norma baħımından birbirinden ferġlenirler. her dilde norma tamamile milli hadisedir. Norma anlayışı bir terefden ferdi nitġ, diğer terefden ise dilin ümumi strukturu anlayışına ġarşı ġoyulur.

NОRMALAŞDIRILMIŞ — Normaya müvafiġ olaraġ düzelmiş (ġurulmuş); dil ünsürlerini séçme ve birleşdirme baħımından normaya müvafiġ édilmiş olan.

NОRMALAŞDIRMA — Normanı müeyyen étme, norma kimi ġebul édilme (olunma).

NОRMATİV ĠRAMMATİKA — Esasen orta ve ali mekteblerde tehsil alanlar üçün derslik şeklinde yazılan ġrammatikalardır ki, burada müvafiġ dilin ġrammatik ġuruluşunu eks étdiren en mühüm ve zeruri morfoloji ve sintaktik ġaydalar konkrét misallar esasında şerh édilir. Normativ ġrammatika evezine be'zen praktik ġrammatika, passiv ġrammatika, préskriptiv ġrammatika términleri de işledilir.

Dilçilikdeki mübahiseli meselelere normativ ġrammatikalarda yér vérilmir. Bu ġrammatika minimum nezeri me'lumat vérmekle kifayetlenir. Оdur ki, dilçilikde çoħ mühüm nezeri ehemiyyeti olan bir sıra mürekkeb meseleler (meselen, morfémler üzre tehlil, transformasion tehlil ve s.) normativ ġrammatikalarda öz eksini tapmır. Bununla béle, normativ ġrammatikaları nezeri ġrammatikalara ġarşı ġoymaġ olmaz.

NОSTRATİK DİLLER —Bu términi XX esrin evvellerinde X. Pétérson ireli sürmüş ve Hind-Avropa, ural-altay, sami-hami dillerinin ġohumluğunu nezerde tutmuşdur. R. Kolduéll, sonralar ise A. Trombétti bu sıraya dravid dillerini elave étmişler. 50-ci illerde Y. Anġéré yukakir ve çukotkamçadal dillerini de postratik diller sırasında vérmişdir. Bütün bu dil ailelerinin ġohumluğu V. M. İllıç-Svitıçın eserlerinde esaslandırılmışdır. О kösterir ki, her bir dil ailesi üçün ulu dil müeyyen merkezde mövcud olmuşdur. Kuya ulu Altay dili böyük Sibir çayları höve esinde — Altayda formalaşmışdır. A. P. Dolġopolski nostratik dillere kartvél dillerini de daħil étmiş, bütün bu dillerin tekce fonétik yoħ, sémantik cehetden de yaħınlığını sübut étmişdir. О, bütün postratik dil ailelerinin Aralıġ denizinin şerġ sahillerinde bir ümumi merkezden neş'et étdiyini kösterir. Bélelikle, nostratik diller nezeriyyesi terefdarları arasında buraya daħil olan dil ailelerinin miġdarı haġġında fikir ümumiliyi yoħdur.

NÖĠTE — Neġli cümlenin (be'zen de emr cümlesinin) sonunda ġoyulan, habéle be'zi iħtisar édilmiş sözlerde işlenen durğu işaresi. a) neġli cümleden sonra: Ħatirelerin de yaħını var, uzağı var (R. Rza); b) emr cümlesinden sonra: İndi kel bunu başa sal körüm (E. Sadıġ); v) iħtisar sözlerde: Ve i. a. (Ve ilaħır), ve s. (ve sair) ve h. b. (ve habéle).

NÖĠTELİ VÉRKÜL — Mürekkeb ve sade kéniş cümlenin nisbeten müsteġil olan hisseleri arasında işlenen ve bir nöġte ile onun altında ġoyulan vérkülden (;) ibaret durğu işaresi.

NÜMUNE SÖZ—Analoji şekilde sözdüzeltme üçün bir modél kimi kötürülen söz. Meselen, turşmeze sözüne analokiya kimi şirinmere sözü düzele biler. C. Cabbarlının «Almaz» pyésinde Şerif éz «şé'rinde» «ürekkah» sözü işledir. Bunun üçün dilimizde^ ki nümune söz «kickah»dır.


Yüklə 4,99 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin