Orijinal adı: Şerh-i Hadis-i Cunud-i Akl ve Cehl Merhum İmam Humeyni (r a)


Üçüncü Bölüm Süluk Ehline ve Kamil Velilere Mahsus Olan Sabrın Mertebeleri



Yüklə 1,28 Mb.
səhifə62/66
tarix24.02.2018
ölçüsü1,28 Mb.
#43328
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   66

Üçüncü Bölüm

Süluk Ehline ve Kamil Velilere Mahsus Olan Sabrın Mertebeleri


Nakledildiği üzere muhabbet ehlinden bir genç, Şibli’ye sabır hakkında şöyle bir soru sordu: “Hangi sabır daha zordur? Allah için sabır mı?” Şibli şöyle dedi: “Hayır” o genç, “Allah ile sabrı mı?” diye sordu. Şibli, “hayır” cevabını verdi. O genç, “Allah hakkında sabır mı?” diye sordu. Şibli, “hayır” dedi. O genç, “eyvahlar olsun sana, o halde hangi sabır?” diye sorunca Şibli, “Allah’tan ayrılıktan sabır” diye cevap verdi. Ardından Şibri feryat ederek kendinden geçerek yere yıkıldı.”4

Bu ifadelerde yer alan bazı mertebeleri kısaca açıklamak zorundayız.

Allah için sabır, kendinden ve nefsani arzularından soyutlanıp Allah’a doğru hicret eden saliklerin düşük makamlarından biridir. O halde, bu soyutlanmada ne yaparlarsa Hak içindir; kendileri için değil. İnsan nefsaniyet ve bencillik örtüsünde olduğu müddetçe bütün hareketleri, duruşları, ibadetleri, kendi içindir. Hak Teala’yı tevhidi ve itaati kendisi için ister, insan nefis evinde olduğu müddetçe ve batınına doğru seyrettiği müddetçe Allah’a doğru hicret ediyor sayılmaz. Bu kimse yolcu veya salik değildir. Tıpkı beldelerde gezen kimse gibidir. Bir beldeden diğer bir beldeye gitse bile yolculuk tahakkuk etmiş olmaz.

Dolayısıyla nefis evinden ve bencillikten dışarı çıkılmadığı müddetçe Allah’a doğru yolculuk ve hicret tahakkuk etmez. Marifet ehli nezdinde bu kimsenin bütün riyazetleri batıldır. Nefis evinden dışarı çıktığı zaman ise salik olur ve bu makamda sabır, Allah için sabırdır.

Allah sayesinde sabrın ise, iki makamı vardır. Birinci salik kimse için sabittir. Diğeri ise fenadan sonra ayılma ehli içindir.

Burada maksat birinci makamdır ve o da şudur ki salik kimsenin, nefis evinden çıktıktan ve Allah’ın evine hicret ettikten sonra bütün hareket ve duruşlarının Allah’ın kuvvetiyle gerçekleştiğini ve kendisinin hiçbir rolünün olmadığını müşahade etmesidir. Dolayısıyla sabrını da her şeyi gibi Allah sayesinde kabul etmektedir. Bu inanç veya delilden başka bir şeydir. Apaçık bir şekilde müşahade etmektir. Zira inanç ve burhan, hicap ehli içindir.

Ayılan sahv (ayılma) ehli için olan ikinci makam ise, süluk makamları katedildikten sonra, tümel fena ve mutlak yok oluştan sonra söz konusudur. Bu kimseler, Hak Teala’nın inayetiyle düşen kimselerin elinden tutmak için kendi memleketlerine geri döndürülmüşlerdir. Bu makamda, varlığı ve varlık ile ilgili boyutları hakkani renge bürünmüştür. Bu makamda bütün hareket ve sükunetleri, Allah iledir. Yani varlık olarak hakkani hale gelmiştir. Dolayısıyla o, aynullah, uzunullah ve yedullah (Allah’ın gözü, Allah’ın kulağı ve Allah’ın eli) makamındadır. “Ali’Allah’ın gözü, Allah’ın kulağı ve Allah’ın elidir.”1

Allah hakkında sabretmek ise bu makamın yerleşmesinden sonradır. Yani ilk anlamıyla, Allah ile sabretmek makamıdır. O halde salik kimse, kendini bütün tasarruflardan münezzeh görüp her şeyin Allah’ın elinde olduğunu ve kendinden hiçbir şeye sahip olmadığını görünce onun sabrı Allah hakkında sabır olur. Böyle bir kimse bütün belaları ve musibetleri, isim ve sıfatların cilvesi olarak görür, hicap ehli kimseler belalara sabrettiği gibi bunlar da Allah’a, esmai ve zati işlerine sabrederler.

Allah’da sabır esmai cemali müşahade eden huzur ehli için var olan makamdır. O müşahade ve cilvelerde ne kadar sabreder ve kalbi yok olmaktan korurlarsa, Allah da sabırdır.

Allah ile sabır ise, esmai cemali müşahade makamından dışarı çıkan ve zat cemalini müşahade eden kimseler içindir. Onlar, bu cilvelerde ne kadar sabreder ve kendini tuttururlarsa Allah ile sabırdır. Bu makamdan sonra da salik, sabır ve süluktan hiçbir isim ve resmin olmadığı fena makamı vardır.

Allah’tan ayrılıktan sabır ise, iştiyak ehlinin ve cemal sevgililerinin sabrıdır. Bu kimseler, memleketlerine döndükten sonra sabretmelidirler ve O’na itaat etmek için cemilin cemalinden örtülüdürler ve bu sabrın en şiddetli mertebesidir.”hiçbir nebiye benim gibi eziyet edilmedi.”1

Hadis-i şerifin bir anlamı da bu olsa gerek. Zira muhabbet ve aşk çok oldukça, ayrılığa sabretmek de zordur. Nitekim Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Farzedelim ki azabına sabrettim, ama ayrılığına nasıl sabredeyim.”2 Biz örtülü kimselerin eli, velilerin yüce makamına uzanmaktan nakıs olduğu için, bundan daha fazla konuşmak uygun değildir.



Dördüncü Bölüm

Sabır Aklın Askerlerinden ve Yoğrulmuş Fıtratın Gereklerinden Biridir, Tahammülsüzlük ise Cehaletin Askerlerinden ve Örtülü Fıtratın Gereklerinden Biridir


Bil ki insani asıl fıtrat, kemal ve cemal sevgisi üzeredir. Allah’ı istemekte ve Allah’ı görmektedir. Dolayısıyla Allah tarafından karşılaştığı olayların tümünde her ne kadar tabiatına acı da gelse tahammülsüzlük izharında bulunmaz ve Hak Teala’ya karşı sabırsızlık göstermeyi ayıp sayar. Zira insan, tabii ve nefsani hicaplara büründüğü ve bencillik paslarına bulaştığı taktirde karşılaştığı olaylara karşı tahammülsüzlük gösterir ve doğal isteklerinin yokluğu karşısında şikayette bulunur.

Allah vergisi asıl fıtratı baki kalan ruhani bir kimse, her şeyde sabreder, sebat gösterir, dizginlerini koparmaz, ruhunun kuvveti doğal isteklerine üstün gelir, olaylar karşısında el ve ayakları birbirine girmez, nefis ve dünya sevgisinden uzak olduğu için de bu yokluklar onu sarsmaz. Zira bütün sürçmeler, nefis ve dünya sevgisinden kaynaklanmaktadır.

Bütün örtülmelerin asıl kaynağı, dünya ve nefis örtüsüne bürünmektir. Hadis-i şerifte yer alan zulmani hicaplar, dünya ve nefis hicaplarıdır. 1

O halde mutlak kemal sevgisine sahip olan fıtrat, tabiat ve nefis perdesine bürününce kemali, doğal ve nefsani isteklerde görür. Bunun yokluğu karşısında sabırsızlık gösterir. Ama bu örtülerden sıyrıldığı zaman, sadece sevgiliye erişememek, kendisine acı gelir. Böylece sadece hakiki sevgiliden ayrılma karşısında şikayette bulunur. Allah’tan ayrılıkatan dolayı sabretmek, onun için işlerin en zorudur. Hidayete erdiren şüphesiz Allah’tır.




Yüklə 1,28 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   66




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin