Alvaro Gomez Ferrer Bayo:
Teşekkürler Paolo, katkılarınız için Sağ olun. Şimdi sözü size bırakıyoruz.
Emre Madran:
Çok teşekkür ediyorum sayın başkan, düzenleme kurulu, sevgili Nevzat İlhan ve sevgili Namık Kemal Döleneken bana bir “Edirne Bildirgesi” üst başlığı taşıyan bir taslak hazırlama görevi verdiler. Tabi bunun hazırlanması sürecinde dün sabahtan bu yana gerçekleştirilen konuşmaların bu bağlamda alanda yapılan çalışmaların ve bu gün de yapılan değerli katkıların büyük önemi var. Dolayısıyla bunun sadece bir editörlük olarak, bir ilk editörlük kabul edilmesini rica ediyorum. Ve sizlere, takdirlerinize, eleştirilerinize ve katkılarınıza sunuyorum. 16-17 Kasım 2009 günlerinde Edirne’de Prof.Dr. Cevat Erder onuruna gerçekleştirilen “Akdeniz Dünya Mirasındaki Şehirlerin Yönetim Planı Yaklaşımları Ulusal Sempozyumu” katılımcıları ve “ICOMOS Tarihi Kentler Komisyonu Akdeniz Bölge Toplantısı” üyeleri, öncelikle Edirne Belediyesi’ne gösterdiği misafirperverlikten dolayı teşekkür eder, çok kültürlü ve çok katmanlı Edirne kentinin içerdiği doğal ve kültürel değerlerin korunması ve geliştirilmesi için Edirne Belediyesi tarafından başlatılan çalışmaların kesintisiz olarak sürdürülmesi gerektiğinden; kültür varlıklarının ülkeler arasındaki yakınlaşmayı sağlayan önemli öğeler olduğunu bir kez daha vurgulayarak, Edirne kentinin korunması, geliştirilmesi ve sunumu etkinliklerinin tümünün sadece yerel yönetimlerden beklenmemesi gerektiğini, merkezi yönetimin yanı sıra diğer yerel aktörlerin de kendilerine düşen görevleri yerine getirmekle yükümlü olduğunu bir kez daha hatırlayarak ve sempozyumun amaçları arasında yer alan “Selimiye Camii ve Külliyesi Dünya Mirasına Aday Alanı’nın” tanıtılmasını, uluslararası uzmanların da katıldığı bir tartışma ortamında yönetim alanı meselelerini ülkemizdeki tarafların ve kamuoyunun ilgisinin çekilmesi konularını tartışarak aşağıdaki hususların kamuoyuna duyurulması kararlaştırılmıştır:
-
Edirne Kenti içerdiği kültürel ve doğal değerler ve ikibin yıla uzanan tarihi ile bulunduğu coğrafyanın özgün yerleşmeleri arasındadır.
-
Bugünkü kimliğini 15.yy.’dan itibaren kazanmaya başlayan kent, Osmanlı mimari sanatının özgün örnekleri ile bezenmiştir. Bu bağlamda Mimar Sinan’ın ustalık başyapıtı olan Selimiye Camii ve Külliyesi gerek kent içindeki konumu gerekse mimari nitelikleriyle sadece Edirne’nin değil tüm imparatorluğun önemli yapıları arasında sayılmıştır.
-
Selimiye Camii ve Külliyesi insanların yaratıcı dehasının bir başyapıtı olarak bulunduğu coğrafyadaki mimarlık yapım teknikleri, kentsel planlamadaki gelişimlerin doğru bir örneği olarak, halen yaşayan bir kültürün temsilcisi olarak, bir yapı türünün olağan dışı temsilcisi olup gösterdiği tasarım bütünlüğü, anıtsallık ve mimari öğe, eleman ve süslemelerin kullanımdaki ustalık göz önüne alınarak; özgünlük, belge, mimari teknik v.b. birçok değeri başarıyla bünyesinde toplayan bir yapılar topluluğu olarak Dünya Miras Listesi’nde yer almaya hak kazanmıştır.
-
Ancak aday alanın yanı sıra Üç Şerefeli Camii, Eski Cami, Bedesten, Rüstem Paşa Kervansarayı, Saatli ve Peykler Medresesi gibi çok önemli ve dönemin temsilcileri olan ve tarihi merkezin ayrılmaz ögeleri sayılan yapıların da bir tampon bölge anlayışı içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
-
Yine döneminin önemli yapıtları arasında yer alan II. Beyazıd Külliyesi ve Çevresi’nin de belki ikincil bir tarihi alan olarak ele alınması ve değerlendirilmesi yerinde olacaktır.
-
Edirne Belediyesi, kentin koruma alanları için bir koruma amaçlı imar planı hazırlatmış ve uygulamaya koymuştur. Kentsel koruma ve gelişmenin ilk aşaması olan bu planın bu kez bir yönetim planı ile bütünleştirilmesi özel önem kazanmaktadır. Bu nedenle tüm koruma alanlarını kapsayacak yönetim planının hazırlanması için gerekli ön hazırlıkların başlatılması önerilmektedir. Süreç içerisinde bürokratik zorlukların aşılacağı, parasal kaynakların çeşitleneceği ve artacağı, yeterli sayı ve nitelikte uzmanın istihdam edileceği temenni edilmektedir. Başta Belediye yetkilileri olmak üzere sempozyuma katılan diğer tüm yerel otoritelerin yaklaşımları bu temenninin kısa sürede gerçeğe dönüşeceğinin kanıtıdır.
-
Türkiye’nin “alan yönetimi” ve “yönetim planı” konusundaki deneyimleri yenidir. Ve henüz uygulamaya konulmuş örnek yoktur. Ancak akademik ve bürokratik çevrelerdeki ilgi birikimi, uluslararası örnekler, bilgi yönetimi, süreç yönetimi, finansal yönetim, risk yönetimi gibi hususları da içeren uygulanabilir ve sürdürülebilir bir yönetim planının makul bir sürede hazırlanacağını açıkça göstermektedir.
-
Selimiye Camii ve çevresinin düzenlenmesinin bir ulusal proje yarışması ile ele alınması Edirne Belediyesi’nin kültürel mirasa karşı gösterdiği ilgi ve saygının bir göstergesi olarak takdir ile karşılanmaktadır. Yönetim planı, çevre düzenleme projesi gibi belli bir süreç gerektiren temel belgelerin edinilmesinin yanı sıra kentte başlatılan mekânsal düzenlemelerin de kent kimliğine olumlu katkıda bulunacağına inanılmaktadır. Sempozyum katılımcıları kentlerin çağdaş işlevlerle kullanılmasının ekonomik ve sosyal canlılık yaratacağını, ancak bu yeni kullanımların mevcut doğal ve kültürel değerleri bozmaması gerektiğini düşünmekte, bu bağlamda Soçi kentinde 2014 yılında yapılması planlanan Kış Oyunları için gerekli alt ve üst yapımın kentin değerlerine saygı duyan bir anlayışla ele alınmasını dilemektedir.
Alvaro Gomez Ferrer Bayo:
Evet şunu konuşuyorduk, metin bir taslak niteliğinde, taslak bildiri. Bunun kısaltılması tabi özet hale getirilmesi gerekir ki hazır hale gelsin. Sizlerden sorular var mı acaba? Buyurun lütfen,
İki konu var dün yapılan sunumlardan çıkaracağım. ICOMOS Alt Komitesi’nin araştırmalarında bunların üzerine bir şeyler yapabileceğini düşünüyorum. Birincisi tampon bölge: Edirne’nin adaylığındaki söz konusu olan tampon bölge. Burada bu kültürel değerlere, bu tampon bölgedeki değerlere atıfta bulunuldu çok haklı olarak. Burada sorulması gereken bir soru var. Biz bu tampon bölge ile ilgili ne gibi politikalar uygulayacağız? Eğer buradaki kültürel değerler yeterince ön plandaysa o zaman aday bölgeye dâhil edilmeli. Eğer amaç bu aday bölgeyi korumak ise o zaman doğru politikalar yapılmalı, doğru planlama politikaları uygulanmalı ve bunun korunması sağlanmalı. İkinci olarak yine bağlantılı bir konu. Bu hepimizin yaşadığı bir problem. Dünya Mirası Komitesi, İngiltere’nin listedeki birkaç yeri ile ilgili İngiltere’ye uyarılarda bulundu. ICOMOS da İngiltere’de mesela “bir görüş, bir değer değildir” gibi bir varsayım var. Eğer görüşleri değerleyeceksek bunlarla ilgili politikalar vardır. Değerleri koruyacaksak eğer, bunları korumak için gerekli bazı araçlar vardır. Miras Komitesi’nin Paris’teki danışmanları iki konuyu karıştırıyor. Ve görüşlerle ilgili bu akıl karışıklığı değerlerin ön plana çıkarılmasını engelliyor. Şimdi sizi bırakacağım. Siz biraz bunu düşünün. Ama belki bir kadeh rakı eşliğinde düşünürseniz daha iyi olabilir. Biraz size faydalı olabilir bir kadeh rakı. Teşekkürler.
Başka sorusu olan var mı? Peki o zaman sayın belediye başkanını davet etmek isterim. Sayın belediye başkanı lütfen basın açıklaması ile devam edebilir misiniz? Teşekkürler.
Basın açıklamasında eğer sorulacak soru varsa lütfen buyurun buraya gelin. Evet başlayabilirsiniz.
Namık Kemal Döleneken basın açıklaması:
İki gün süren bu çalışmada öncelikle buraya gelen tüm katılımcılara teşekkür ederim. Evet, ben bu iki günlük Edirne için, ülkemiz için, hatta bütün insanlık için bir toplantıya, çünkü insanlığın mirasının konuşulduğu bu toplantıya katılan tüm dostlarımıza meslektaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Öncelikle tüm Avrupa’nın dört bir köşesinden İngiltere’den, İsrail’e, Rusya’dan, İtalya’ya, Fransa’dan, Yunanistan’a birçok ülkeden sağolsunlar, çok yoğun programlarına rağmen davetlerimize kırmadan geldiler. İşte gördünüz Kıbrıs’tan gelen dostlarımız burada, birlikte bildiri sundular, birlikte anlattılar sorunlarını. Ortak çözümleri nasıl bulduklarını anlattılar. Her deney özgün ama her deneyden öğreneceğimiz birçok şey olduğu kesin. Ben bu toplantının gerçekleştirilmesi için uğraş veren tüm arkadaşlarımıza, Sayın Nevzat İlhan’a, Nur Akın’a özellikle teşekkür etmek istiyorum. Onlar bu konuda çok insanüstü bir gayret gösterdiler. Ve bu kadar dostumuzu bir araya getirdiler. Tabi sevgili Ray’e özellikle teşekkür etmek istiyorum. Geldi, bize katkıda bulundu, devam ediyor. Ve umuyorum bundan sonra hep birlikte olacağız, Edirne’yi konuşacağız, sorunları birlikte tartışacağız. Sofia, her zamanki gibi zaten O bizim için, bu toplantının yapılması için de çok gayret gösterdi. Tek tek ve herkesin ismini saymadığım için kusura bakmayın. Ama aynı zamanda Türkiye’nin dört bir yanından Urfa’dan, Antep’ten, Kütahya’dan, İstanbul’dan bu toplantıya gelip katılan dostlarımıza da bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Umuyorum ki bu toplantı Edirne’deki koruma bilincinin ve koruma bilincinin geldiği düzeyde bunun bir yönetim planıyla, bir alan yönetimi ile geliştirilmesi gereği bir kez daha vurgulanmış olsun. Ve umuyorum buradaki toplantı, Türkiye’de ülkemizde tüm bu hedefe yürüyen bütün kişilere, uzmanlara da ışık tutmuş olsun. Ben bu dileklerle herkese bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Herhangi bir soru varsa arkadaşlarımla birlikte yanıtlarız. Lütfen soru sormak isteyen arkadaşlarımız ve basından mikrofona gelirse, çünkü sistem olarak kayda girmesinde yarar var. Basındaki arkadaşlar lütfen.
Sevil Talay, Edirne Yenigün Gazetesi:
Sanıyorum atlandı. Edirne Sarayı da kazılmaya başlandı, araştırılmaya başlandı. Bu da çok önemli bir konu. Biliyorsunuz Boğaziçi’nde Feriye Evleri var. Belki bu sarayın çevresinde de sultanlara ait olsun, paşalara ait olsun bir takım konutlar, yerleşim alanları var. Sonra Edirne Sarayı ve İstanbul Sarayı’ndan Acemioğlanlar, Osmanlı Derbent Teşkilatı’na gidiyorlar. Derbent Teşkilatı da çok önemli biliyorsunuz. Hem mühendisler hem de. Bu niye söylenmedi yani?
Namık Kemal Döleneken:
Teşekkür ediyorum. Soru olarak lütfen şu anda basın konferansındayız. Ben teşekkür ediyorum. Şimdi bu konuda bütün konuşmacılar aşağı yukarı bir noktanın altını çizdi. Zaten bizim sunumlarımızda da vardı. Şu anda bizim önerdiğimiz alan ve onun içindeki yapıları bunun birinci aşaması olarak görüyoruz biz. Bizim persfektifimiz bütün Edirne’nin Tarihi Merkezi’ni Eski Kent’i kapsayan bütün alanı kapsamak. Bunun içinde Saray da var, bizim burada sözünü etmediğimiz birçok başka yapı da var. Bunun içinde Karaağaç da var. Ancak tabi burada bu kadar ayrıntıların hepsini uzun süre belki zaman ayırıp konuşamadık. Ama bu kesinlikle bunları unuttuğumuz anlamına gelmiyor. Şu anda belirtilen sınırı zaten diğer konuşmacılar özellikle altını çizdiler. Cevat Hocamız da uyardı “yani bu şehrin tümüne dönük bir hedef olmazsa, bu eksik kalır” diye. Biz de aynı fikirdeyiz. Teşekkür ederim. Mikrofonu verir misiniz arkadaşlar.
- Sayın başkan bizde gazeteciler olarak bir sonuç, bir yol haritası çıktı mı? Nedir çıkan harita? Bunu istiyoruz kısa ve öz olarak. Selimiye ile ilgili ve çevresi ile ilgili biz bunu merak ediyoruz.
Emre Madran:
Efendim sonuç bildirgesi taslağında da belirtilmeye çalışıldığı gibi Edirnemiz’in şu anda bir “Koruma Amaçlı İmar Planı” var. Bu çok önemli bir belge. Çünkü sayın başkanımızın da söylediği gibi “yönetim planı” adı altında hazırlanması gereken belgenin bu plan üzerine kurgulanması gerekiyor. Belediyemizin içinde şu anda iki tane önemli eylem gurubu var. Bir tanesi Selimiye ve Çevresinin Kentsel Tasarım Projesi’nin bir ulusal yarışmayla elde edilmesi çok önemli. Ve bu bağlamda da bir diğer yandan yönetim planının elde edilmesine yönelik hazırlıkların başlatılması. Bu iki hazırlık tamamlandığı zaman zaten bir yandan da kentte süre gelen belli ölçeklerdeki uygulamalarla Edirne herhalde kimlik değiştiriyor gibi geliyor bana. Bunu bu şekilde niteleyebiliriz diye düşünüyorum.
Namık Kemal Döleneken:
Sanıyorum Ray bir şey söylemek istiyor.
Ray Bondin:
Öncelikle şunu söylemek isterim, bir belediye başkan yardımcısının konferansın sonuna kadar bizimle kalması çok nadir bir şeydir. Bu benim için bile çok etkileyici bir şey ve bu şunu gösteriyor; bu şehir gerçekten mirasını önemsiyor, ona değer veriyor. Nihayetinde önemli olan da budur. Önemli olan aday olup olunmadığı, ona ilişkin bir tanımı olup olmadığı değildir. Önemli olan şehrin elinden gelen her şeyi yaparak mirasını korumaya çalışmasıdır. Çünkü önemli olan hepimiz için bu miras. Miras olmazsa hiçbir şey değilizdir. Yani alelade herhangi bir şehirizdir. Şehrin, Türkiye’den bu kadar arkadaşınızın, bu kadar öğrencinin ve belediye başkan yardımcısının burada bulunması çok önemli bizim için. Çok önemli bir gösterge. Bu bir yolculuğun başlangıcıdır. Bu yolculuğun amacı bu mükemmel, harika şehir için Dünya Mirası Listesi’ne girme imkânının sağlanmasıdır, adaylık için. Burada mesele olan bir bina, iki bina v.s. bir anıt, iki anıt değildir. Önemli olan şehrin önemli bir kültürel, tarihi merkez olarak tanınmasıdır. Mimarisinin evrensel bir değer olarak kabul edilmesidir. Ve hepsinin ötesinde belli sistemlerle buranın korunmasını sağlamaktır. Ve insanların bu mirasın değerini bilmesini, onu takdir etmesini sağlamaktır. Elbette normalde üniversitelerde buluşuyoruz, başka kurumlarla da bir araya geliyoruz. Bu sefer ilginçtir ki Sanayi ve Ticaret Odası’nda bir aradayız. Kendilerine teşekkür etmek istiyorum bu toplantıya ev sahipliği yaptıkları için. Benim için bu gerçekten çok anlamlı bir şey. Çünkü bunun anlamı bu şehrin mirasını, gelişiminin bir boyutu, kalkınmasının bir boyutu olarak görüyor olmasıdır. Bu benim için çok önemli bir şey. Çünkü nihayetinde insanlar evet daha fazla ticaret ister, daha fazla turizm ister. Ama olumsuz bir etki olmadığı müddetçe şehrin korunması üzerinde. Bu benim için çok önemli, çok iyi, çok olumlu bir gidişat bu şehir için.
Namık Kemal Döleneken:
Başka sorusu olan arkadaşlarımız var mı acaba?
- Efendim Beyazıt Sansı, Edirne Haber Gazetesi’nden. Arkadaşlar yol haritasını sordular ama ben daha açık ve net bu aşama şeyi istiyorum. Yani bundan sonra bu heyetin hazırladığı rapor, falan yere gidecek, orada görüşülecek sonra, falan yere aktarılacak. Biz bu şeyi tarihi ile bilirsek daha güzel bekleriz ve buradaki yerel yönetimi de o şekilde yapacağı işlerde destekleriz diye düşünüyorum. Biraz açık ve net tarif olsun. Teşekkür ediyorum.
Namık Kemal Döleneken:
Şimdi bir yanlış anlamayı önlemek için hemen şunları söyleyeyim. Buraya gelen arkadaşlarımızın hiç biri bizi teftişe gelmedi ya da burada bizle ilgili bir karar almak için gelmedi. Sadece bizle konuları paylaşmak, kendi deneyimlerini aktarmak ve gözlemleri ile ilgili bize önerilerde bulunmak için geldi. Bu anlamda buradaki topluluk, buraya gelen uzmanlar evet karar mekânizması içinde yer alan arkadaşlarımız da burada. Ama onlar buraya bizimle ilgili bir karar üretmeye gelmediler. Birçoğu Edirne’yi ilk defa gördü. Bazıları daha önce bilse de bir de bizim ağzımızdan dinlediler; bizim taleplerimizi, isteklerimizi, beklentilerimizi, hedeflerimizi. Şu anda top bizde. Bizim buradaki sürecimiz devam ediyor. Emre arkadaşımız zaten burada bildirinin içinde ve açıklamasında söyledi. Bizim bir yönetim planı hazırlamamız söz konusu. UNESCO’ya başvuru dosyası hazırladık. Bu Bakanlık’ta. Eksikleri tamamlanacak. Ama sonuçta biz bu çalışmaları sürdürdükçe, günü geldikçe görüşülecek. Ama zaman anlamında soruyorsanız bu bizim hızımıza bağlı. Ancak tabi tümünün bitmesi özellikle bu yönetim planı v.s. bunların onaylanması için 1-2 yıl gibi bir süreç koymak lazım. İllaki zaman istiyorsanız ama Şubat ayından itibaren bizim dosyamız görüşülmeye başlanmıştır. Çünkü biz Bakanlık’a verdik. Eğer eksiksiz bulunur, tamamlanır, iletilirse Paris’ yani; bu önümüzdeki yıl görüşülmeye başlanabilir dosyamız. Ama buradaki arkadaşlarımızın hiç birisi bizi denetlemeye, bizi korkutmaya, bize bir konuda işte “sakın ha” demeye gelmediler. Tam tersine bizi tanımaya anlamaya geldiler. Biz teşekkür ediyoruz.
Başka bir sorunuz var mı acaba?
Evet şimdi ben son bir kez teşekkür etmek istiyorum. Ray başladı bir ucundan. Çünkü ben sadece hocalarımızın, uzmanlarımızın adını verdim birkaç tanesinin. Bu, Edirne’de bu konuda bu çalışmalar sırasında, bize katkı veren, bize katılan kurum ve kuruluşlarımız var, içinde yer alan kuruluşlarımız var. Bunların başında Trakya Üniversitesi geliyor. Zaten bizim çalışma ekibimizin içinde de Trakya Üniversitesi’nden öğretim üyeleri var. Ayrıca her aşamada hem rektörümüz ve yönetim hem de dostlarımız bize bu konuda yardımcı oldular. Bizim oluşturduğumuz alan yönetimi kurullarında görev alan arkadaşlarımız var. Zaten şu anda da görüyorum birçok arkadaşımız da burada bizi izliyor. Bu da bizi mutlu ediyor. Özellikle ben Trakya Üniversitesi’ne en üstten rektörden, bütün öğretim üyelerine hepsine tek tek teşekkür etmek istiyorum bugüne kadarki katkılarından dolayı. Yine Edirne Valiliği’nin bu konularda sayın valimizin de bu konuya yaklaşımını biliyoruz. Başından beri yapıcı ve bizi destekleyici tutumundan dolayı da teşekkür etmek istiyoruz. Yine bu toplantıda hem rektörümüz hem sayın valimiz yine özel olarak destek verdiler. Zaten onu, bizim kitapçıklarımızda, logolarını da koyarak onların katkılarını biz de göstermiş olduk. Onun dışında ticaret ve sanayi odasına da özellikle teşekkür etmek istiyoruz. Çünkü hem salonlarını bize açtılar hem onun dışında destek verdiler. Az önce Ray’e ve ticaret sanayi odası başkanı “ne gerekiyorsa yaparız bu şehir için. Bu şehre hizmet etmek kutsal bir görevdir” dedi. Ray de bunu zaten dile getirdi. Ben onun dışında meslek odalarına ve diğer sivil örgütlere yine katkılarından dolayı teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bizim çalışmalarımızda tek tek çağırdımız görev alır mısınız dediğimiz herkes koşa koşa geldi, görev aldı. Ve bu şehirde yaşayan bu şehre gönül veren özellikle miras, insanlık mirası, kültür mirası konusunda çalışmalar yapan ya da hassasiyeti olan kişilerde var bu şehirde. Onları da çağırdık. Onlar da koşa koşa geldi. Bunların bir bölümü zaten aşağıda fotoğrafları ve resimlerini de gördüğümüz sevgili hocalarımız da var onların içinde. Ben onlara da tekrar teşekkür etmek istiyorum. Ama bu arada sizlere ilk konuşmamda kısaca bahsetmiştim. Bugüne kadar bu çalışmaları sürdüren ve bundan sonra da sürdürecek olan Edirne Belediyesi’ndeki isimsiz kahramanları buraya çağırmak istiyorum. Ve onları sizlerin lütfen alkışlamanızı istiyorum. Lütfen gelir misiniz? Bizim Edirne Belediyesi’nin bu çalışmaları yapan bütün arkadaşları burayı davet ediyorum. Lütfen ilk gün toplantıda söylediğim bazı arkadaşlarımız bulunmayanlar belki tam duymamış olabilir. Biz bu ekip ile ve özellikle Nevzat Hocamız’ın koordinatörlüğünde başladığımız zaman özellikle bakanlık da böyle bir ekip ile bu işi yapamazsınız dediler. Elbette ekibin başında bulunan arkadaşlarımıza yardım eden birçok insan var. Ama onlar aylardır çalışıyorlar ve bu çalışmayı sürdürecekler. Kendilerini alkışlıyoruz.
Evet ben toplantıyı bir başka soru yoksa bitireceğim. Ancak bu arada sanıyorum bir aile fotoğrafı çektirmekte yarar var. Buyrun Ray.
Ray Bondin:
Ben de son olarak bir şey söylemek istiyorum. Sofia adına kendisi Uluslararası Bilimsel Tarihi Şehirler ve Kentler başkanı. Hem kendisi Akdeniz’den sorumlu olan başkan. Kendisine çok teşekkür etmek istiyorum. Çok çok teşekkürler burada bulunduğunuz için, böylesi bir güzel toplantıda bizimle olduğunuz için. Ve tekrar sayın belediye başkanı yardımcısına da bizimle oldukları için teşekkür etmek istiyorum. Elbette ticaret ve sanayi odasına, Trakya Üniversitesi rektörlüğüne, valiliğe çok teşekkür ediyorum. Ama bunun ötesinde Türkiye’den gelen gurubumuza çok teşekkür etmek istiyorum. Az evvel gördüğünüz gurubumuza böylesi bir toplantıyı düzenledikleri için hem CIVVIH adına hem de şehir adına çok teşekkür ediyorum.
Şunu da söylemek isterim arkadaşlarımızın arasında bulunmak her zaman çok güzel bir his verir bize özelliklede Akdeniz’e bizim özel bir dostluk anlayışımız vardır. Bu bütün farklılıkların yani her türlü farklılığın ötesinde ve üstünde bir şeydir. Böylesi toplantılarda yani resmi olarak değil de kahve içerken, yemek yerken, bir kadeh rakı içerken o dostluğu gerçekten Akdeniz dostluğunu hissediyoruz sizlerle. Bu bizi güçlendiren bir şey. Bu bana ümit veren bir şey. Bana güç veren bir şey. Bu bana ve diğer arkadaşlarıma sahibi olduğumuz mirası koruma çalışmalarımızı sürdürme desteği veren bir şey. Bu bölge bizim çok büyük, en önemli mirasa sahip olduğumuz bir bölge. İnanılmaz uygarlıklar anıtlar var gördüğünüz. Bu yerler korunmak zorunda. Çünkü bunlar bizim kendi milli kimliğimiz, mirasımızdır. Çok çok teşekkür ediyorum, mirasın korunması için yaptığınız yoğun çalışmalar için ve tebrik ediyorum sizi bu güzel şehirle ilgili çalışmalarınızdan dolayı. Bu mimariyi olduğu gibi koruduğunuz için sizlere çok çok teşekkür ediyoruz. Çok teşekkürler sağ olun Namık Kemal Döleneken.
Namık Kemal Döleneken:
Biz de Ray’e bu güzel duygularından, bu güzel sözlerinden dolayı teşekkür etmek istiyoruz. Bu toplantının bu bölümünü kapatırken bir aile fotoğrafının güzel olacağını düşünüyorum. Lütfen katılımcıların hepsini sahnenin önüne alalım. Toplu bir aile fotoğrafı çektirelim, bu günün anısına birlikte. Hepimiz anı olarak saklayalım. Nur Akın’a, kendisine de tekrar teşekkür etmek isterim. Harika bir insan ve gerçekten faal bir insan. Sağ olun.
EDİRNE BİLDİRGESİ
16–17 Kasım 2009 günlerinde, Edirne’de Prof. Dr Cevat Erder onuruna gerçekleştirilen “AKDENİZ DÜNYA MİRASINDAKİ ŞEHİRLERİN YÖNETİM PLANI YAKLAŞIMLARI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU” katılımcıları ve “ICOMOS – TARİHİ KENTLER KOMİSYONU AKDENİZ BÖLGE TOPLANTISI” üyeleri,
Edirne Belediyesine gösterdiği misafirperverlikten dolayı teşekkür eder,
Kültür varlıklarının Ülkeler arasındaki yakınlaşmayı sağlayan önemli ögeler olduğunu,
Çok kültürlü ve çok katmanlı Edirne Kentinin sahip olduğu doğal ve kültürel değerlerin korunması ve geliştirilmesi için Edirne Belediyesi tarafından başlatılan çalışmaların kesintisiz olarak sürdürülmesi gerektiğini,
Edirne Kentinin korunması ve geliştirilmesine yönelik etkinliklerin tümünün sadece yerel yönetimlerden beklenmemesini, tüm süreçlerde yerel yönetimin yanı sıra, merkezi yönetimin ve diğer yerel aktörlerin de kendilerine düşen görevleri yerine getirmekle yükümlü olduğunu bir kez daha hatırlayarak
ve
Uluslararası uzmanların da katıldığı bu tartışma ortamında, Sempozyumun amaçları arasında yer alan “SELİMİYE CAMİİ VE KÜLLİYESİ / DÜNYA MİRASI ADAY ALANI” nın tanıtılması, yönetim planının hazırlanması, Ülkemizdeki tarafların ve kamuoyunun ilgisinin çekilmesi konularını ele alarak,
Aşağıdaki hususların kamuoyuna duyurulmasını kararlaştırmışlardır:
-
Edirne Kenti, içerdiği kültürel ve doğal değerler ve 2000 yıla uzanan tarihi ile bulunduğu coğrafyanın özgün yerleşmeleri arasındadır,
-
Bugünkü kimliğini 15. yüzyıldan itibaren kazanmaya başlayan kent, Osmanlı mimarlık sanatının özgün örnekleri ile bezenmiştir. Bu bağlamda Mimar Sinan’ın ustalık dönemi başyapıtı olan Selimiye Camii ve külliyesi, gerek kent içindeki konumu, gerekse mimari nitelikleriyle sadece Edirne’nin değil, tüm İmparatorluğun önemli yapıları arasındadır,
-
Bu bağlamda:
-
İnsanlığın yaratıcı dehasının bir başyapıtı,
-
Bulunduğu coğrafyadaki mimarlık, yapım
teknikleri, malzeme kullanımı ve kentsel
planlamada varılan düzeyin doğru ve nitelikli
bir örneği,
-
Halen yaşayan bir kültürün temsilcisi,
-
Gösterdiği tasarım bütünlüğü; anıtsallık;
mimari öge, eleman ve süslemelerin
kullanımındaki ustalık göz önüne alındığında,
bir yapı türünün olağandışı temsilcisi,
-
Özgünlük, belge, mimari, teknik, tarihi,
artistik vb. bir çok değeri bünyesinde başarıyla
toplayan bir yapılar topluluğu olarak,
Selimiye Camii ve Külliyesi Dünya Miras Listesinde yer almaya hak kazanmıştır.
-
Aday alanın yanı sıra, Üç Şerefeli Camii, Eski Cami, Bedesten, Rüstem Paşa Kervansarayı, Saatli ve Peykler Medreseleri gibi dönemlerinin çok önemli temsilcileri ve tarihi merkezin ayrılmaz ögeleri olan yapıların da bir tampon bölge olarak değerlendirilmesi uygun olacaktır.
-
Yine döneminin önemli yapıtları arasında yer alan II. Bayezıd Külliyesi ve çevresinin de ikincil tarihi alan olarak ele alınması ve değerlendirilmesi gerekmektedir,
-
Edirne Belediyesi, kentin koruma alanları için Koruma Amaçlı İmar planı hazırlatmış ve uygulamaya koymuştur. Kentsel koruma ve geliştirmenin ilk aşaması olan bu planın bir yönetim planı ile bütünleştirilmesi önem kazanmaktadır. Bu nedenle tüm koruma alanlarını kapsayacak bir yönetim planının hazırlanması için Edirne Belediyesince başlatılan ve diğer paydaşlar tarafından da benimsenen girişimler olumlu bulunmuştur,
Süreç içerisinde, bürokratik zorlukların aşılacağı, parasal kaynakların artacağı ve çeşitleneceği, yeterli nitelik ve sayıda uzman elemanın istihdam edileceği temenni edilmektedir. Başta Belediye yetkilileri olmak üzere, Sempozyuma katılan diğer yerel otoritelerin yaklaşımları, bu temenninin kısa sürede hayata geçeceğini göstermektedir.
-
Türkiye’nin alan yönetimi ve yönetim planı konusundaki deneyimleri yenidir ve henüz uygulamaya konulmuş örnek yoktur. Ancak akademik ve bürokratik çevrelerdeki bilgi birikimi; uluslararası örnekler; bilgi yönetimi, süreç yönetimi, finansal yönetim, risk yönetimi gibi başlıkları da içeren uygulanabilir ve sürdürülebilir bir yönetim planının makul bir sürede hazırlanacağına işaret etmektedir.
-
Selimiye Camii ve çevresinin düzenlenmesinin Ulusal bir proje yarışması ile ele alınması, Edirne Belediyesinin kültürel mirasa karşı gösterdiği ilgi ve saygının bir göstergesi olarak takdirle karşılanmıştır,
-
Yönetim planı, çevre düzenlemesi gibi elde edilmesi ve uygulanmaya başlaması belli bir süreç gerektiren temel belgelerin yanı sıra, kentte başlatılan mekânsal düzenlemelerin de kent kimliğine olumlu katkıda bulunacağına inanılmaktadır.
Sempozyum katılımcıları, yasal düzenlemelerdeki zorlukların aşılabileceğini; tüm paydaşların konuya inanması ve desteklemesinin esas olduğunu; yerel yönetimlerin, paylaşımcı, şeffaf, eylemlerde mutabakat arayan, ilgili tüm kurum ve kuruluşlar arasında eşgüdüm ve işbirliğini sağlayan bir politika gütmeleri gerektiğini bir kez daha vurgulamayı görev saymaktadır.
Sempozyum katılımcıları ayrıca, kentlerin çağdaş işlevlerle kullanılmasının ekonomik ve sosyal canlılık yaratacağını, ancak bu yeni kullanımın ve gerektirdiği alt ve üst yapının mevcut kültürel ve doğal değerleri bozmaması gerektiğini düşünmekte, bu bağlamda Soçi kentinde 2014 yılında yapılması planlanan kış oyunları için gerekli alt ve üst yapı tesislerinin kentin değerlerine saygı duyan bir anlayışla ele alınmasını dilemektedirler.
Edirne
17 Kasım 2009
Dostları ilə paylaş: |